Logo

9. Hukuk Dairesi2025/929 E. 2025/1696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yemek yardımı alacağının hesabı ve vekâlet ücretinin belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve bozma ilamı gözetilerek, yemek yardımı alacağının doğru hesaplandığı ve vekalet ücretinin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar ... İnşaat Temizlik Nakliye Gıda Petrol San. Tic. Ltd. Şti., ... Yapı Tekstil Gıda Turizm Madencilik San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnşaat Elektrik Yol Yapım ve Bakım Hizm. San. Tic. Ltd. Şti.nin oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkilinin üyesi olduğu Yol Yapı İnşaat İşçileri Sendikası arasında toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri sırasında Yüksek Hakem Kurulunun 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı kararı ile toplu iş sözleşmesinin uygulanmaya başlandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen alacakların işverence hiç ödenmediğini iddia ederek yemek yardımı, yakacak yardımı, bayram harçlığı, direksiyon primi, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin araştırılması gerektiğini, İdarenin ihale makamı olduğunu, davacının rutin yol bakım ve onarım ile kar ve buz mücadelesi yapılması işine ait ihale kapsamında çalıştığını, ihalenin yapım ihalesi olduğunu, İdarenin ihale makamı olarak hak ediş ilanları ile ilgili tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, husumet itirazları bulunduğunu, ortak girişimi oluşturan Şirketler ile İdare arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığından ve alacağa dayanak olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadıklarından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ödeme yükümlükleri bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirketler vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketlerin merkezi Diyarbakır’da olduğundan yetkili mahkemenin Diyarbakır iş mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davalı ... Müdürlüğünün işçi temini ile davacıyı istihdam ettiğini, müvekkili Şirketlerin işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının çalıştığı işyerinin toplu iş sözleşmesi kapsamında kalmadığını, davacının sendika üyeliğinin devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte sona erdiğinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen faiz türünü kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 53. İş Mahkemesinin 25.04.2023 kararıyla; davalı İdare ile diğer davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesine göre ödenmeyen işçilik alacaklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 25.04.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2023 tarihli kararı ile, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi dikkate alındığında davalı ... Müdürlüğünün asıl işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmeden kaynaklanan alacakların davacıya ödenmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, arabuluculuk son tutanak tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulü ile bu tarihten itibaren hüküm altına alınan alacaklara faiz yürütülmesine karar verilmesinde hata bulunmadığı, Mahkemece hükmedilen vekâlet ücretinin doğru olduğu; ancak davalı İdare harçtan muaf olmasına rağmen aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, işyerinde yemek verilmeyen dönemler için davacıya ödenecek yemek bedelinin Yüksek Hakem Kurulu karar tarihi olan 12.09.2019 tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiği, bu husus dikkate alınmadan yemek yardımı alacağının hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma kararına uyularak yeniden bilirkişi raporu alındığı, alınan raporun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;

1. İhale makamı olduklarını,

2. Seri davalardaki vekâlet ücretine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğini,

3. İşçinin sendikaya üye olduğuna veya dayanışma aidatı ödemeye başladığına dair bildirimin işverene yapılmadığını,

4. Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu,

5. Faiz başlangıç tarihi ve türünün hatalı olduğunu,

6. Vekâlet ücretinin de hatalı belirlendiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, yemek yardımı alacağının hesabı ile vekâlet ücretine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.