"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... ... Belediyesinde çalışmakta iken 05.12.2011 tarihinde ... İl Emniyet Müdürlüğüne devredildiğini, davacının devir tarihinden önce yararlandığı toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacıya hatalı uygulanması sebebiyle ücretinin eksik ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin ücretinin de devir tarihinde eksik bildirilmesi sebebiyle devirden sonra da ücretinin eksik ödenmeye devam edildiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye, ilave tediye, sosyal yardım farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Emniyet Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin toplu iş sözleşmelerine uygun olarak belirlendiğini, yeni toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra davacının devir tarihinden önce Belediyede almış olduğu sosyal hakların ödenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Bozma üzerine davaya dâhil edilen davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 45. İş Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli kararı ile; toplu iş sözleşmesinde yevmiyenin ve yapılacak zamların açıkça belirlendiği, davalı tarafından ücretin toplu iş sözleşmelerine uygun olarak ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Emniyet Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 08.12.2022 tarihli kararı ile; davacının ücretinin devir tarihinde düşük bildirildiği, davalının devir tarihinden önceki alacaklardan sorumluluğu bulunmasa da ücretinin eksik bildirilmesi sebebiyle devir sonrasında yapılan eksik ödemeler nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle alacakların hüküm altına alınmasında hata bulunmadığı ancak Mahkemece toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret ve ikramiye alacaklarına en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması gerekirken en yüksek mevduat faizi uygulanmasının hatalı olduğunu, ilave tediye alacağı yönünden davacı dava ve ıslah dilekçesinde yasal faiz talep etmesine rağmen Mahkemece en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili ve davalı Emniyet Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 11.05.2023 tarihli bozma kararı ile; taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2023 tarihli kararı ile; bozma kararı uyarınca taraf teşkili sağlandıktan sonra bozma öncesi belirtilen gerekçeler tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.10.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairecenin 22.02.2024 tarihli bozma kararı ile; 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (6111 sayılı Kanun) 166/6 hükmünde açıkça devredilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının "... toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ..." belirleneceğinin hükme bağlandığı, bu yasal düzenleme dikkate alındığında somut olayda davacının, ancak toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden itibaren davalı Bakanlığa ait işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmesinin mümkün olduğu, Mahkemece 15.03.2012-14.03.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin imza tarihi araştırılarak davacının ücret miktarının tespit edilmesi ve usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak varsa fark alacakların hesaplanması gerektiği; ayrıca arabuluculuk faaliyetinin, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği dikkate alındığında, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan alacaklar bakımından dava şartının yerine getirilmediği gözetilmeksizin hüküm kurulmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplu iş sözleşmesinin 29.03.2012 tarihinde imzalandığının anlaşıldığı, bu kapsamda bilirkişi ek raporunda davacının bu tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği seçeneğine göre yapılan hesaplamaya itibar edildiği gerekçesiyle arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Müvekkilinin 15.03.2012 tarihli %3 ücret artışından yararlandırılması gerektiğini,
b. Müvekkilinin sosyal yardım, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik hesaplandığını ve eksik ödendiğini,
c. Sosyal yardım alacağına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu,
d. Müvekkili aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu,
e. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 hükmüne aykırı bir şekilde davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin ve istinaf incelemesi neticesinde lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının ücretinin toplu iş sözleşmelerine uygun olarak belirlendiğini ve davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti ile dava konusu alacakların hesabı ile yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemiz bozma kararında 6111 sayılı Kanun'un 166/6 hükmü dikkate alındığında davacının davalı Bakanlığa ait işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden itibaren yararlanabileceği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, 15.03.2012-14.03.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin 29.03.2012 olduğu görülmektedir. Bu hâlde bozma kararında açıkça belirtildiği üzere davacının toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükmünden toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden itibaren yararlanabileceği dikkate alınarak bu tarihten itibaren toplu iş sözleşmesindeki birinci yıl birinci altı ay ücret zammı uygulanarak hüküm kurulması gerekirken Mahkemece fark ücret alacağı yönünden bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalı olmuştur.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.