"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/322 E., 2024/542 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalıştığını, Anayasa Mahkemesinin 30.12.2020 tarihili ve 2020/57 Esas sayılı kararı ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39/4 hükmünün iptaline karar verdiğini, 03.03.2020 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan iptal kararında sendika seçme özgürlüğünün önündeki engeli kaldırmak için toplu iş sözleşmesi hazırlık aşamasında da verilen dayanışma aidatı başvurularının dikkate alınması gerektiğinin belirtildiğini, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında müvekkilinin çalıştığı Kuruma verdiği dayanışma dilekçesi ile toplu iş sözleşmesinden faydalanmak istediğini bildirdiğini, Sağlık Bakanlığı ile yetkili Sendika arasında 01.01.2021-31.12.2022 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından 05.03.2021 tarihinde dayanışma dilekçesi verilmiş olmasına rağmen davalı işverenin müvekkilini toplu iş sözleşmesinden faydalandırmayarak eksik ödeme yaptığını, böylece Anayasa Mahkemesi kararının aksine bir yorumla, yetkili sendikaya üye olmayan işçiler dayanışma aidatı vermiş olmalarına rağmen yetkili sendika üyesi olan bir işçiden farklı bir mali statüye tâbi tutulmuş olup bu yorumun hem Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine hem de Anayasa'nın 51. maddesinde yer alan sendika hak ve özgürlüğüne aykırı sonuçlar doğurduğunu ileri sürerek ücret, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye, gece çalışma ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, müvekkili İdareye bağlı Göztepe Prof. Dr. ...Şehir Hastanesinde personel olarak 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye istinaden sürekli işçi kadrosunda çalıştığını, dava dilekçesinde toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödenmediğini iddia eden davacının hangi tarihler arasında toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret talebinde bulunduğunu açıklaması gerektiğini, davacının, müvekkili İdareye sunduğu 05.03.2021 tarihli dilekçesi ile dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirdiğini, 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli işletme toplu iş sözleşmesinin "Yararlanma" başlıklı 4. maddesinin (b) bendine göre dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden talep tarihinden itibaren yararlanalabileceğini, diğer yandan Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Kanun'un 39/4 hükmünün “... imza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur.” cümlesinin iptaline ilişkin kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikasına görüş sorulmuş olup Bakanlık ve Sendika mütalaa yazıları doğrultusunda Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 09.09.2021 tarihli yazısındaki açıklamalar göz önüne alınarak mezkur Anayasa Mahkemesi kararının Resmî Gazete'de yayımlandığı 03.03.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere talep tarihi dikkate alınarak davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, fark alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uygulanması gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2023 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 13.04.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 21.09.2023 tarihli kararı ile davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 20.03.2024 tarihli karar ile Mahkemece arabuluculuk müzakerelerine konu edilmeyen ilave tediye, ikramiye farkı alacakları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve gece çalışması zammı alacakları bakımından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ayrıca davacı vekilince dava dosyasına iki adet ıslah dilekçesi sunulduğu, ilk ıslah dilekçesinin bilirkişi raporundan önce olup tespit edilen miktar ile de ilgisinin bulunmadığı, 06.02.2023 tarihli ıslah dilekçesinin dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen ücret alacağı net 2.637,31 TL olduğu hâlde net 4.672,00 TL ücret alacağının hüküm altına alınmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacıya ödemelerin eksiksiz yapıldığını, herhangi bir alacağın bulunmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık bozma gereklerinin yerine getirilip getirilmediği hususuna ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.