Logo

Ceza Genel Kurulu2017/1180 E. 2018/169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın kasten öldürme suçundan beraatine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı Yargıtay'ın bozma ilamına rağmen, yerel mahkemenin direnmesi üzerine davanın akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına rağmen sanığın savunmasını almadan direnme kararı vermesinin, sanığın savunma hakkını ihlal ettiği ve bu durumun 1412 sayılı CMUK’nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedeni olması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ağır Ceza

Kasten öldürme suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.10.2009 gün ve 105-173 sayılı hükmün, katılan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 26.12.2013 gün ve 4633-8177 sayı ile;

“... Koç ve Yılmaz soyadlı ailelerin çocukları arasında cep telefonundan yüksek sesle müzik dinleme nedeniyle çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, olaya dâhil olan her iki ailenin yakınları arasında taşlı ve sopalı kavganın meydana geldiği, sanıklardan Necati ve Kadir’in av tüfekleri ile karşı gruptakilere hedef gözeterek ateş ettikleri, sesler üzerine olay yerine gelen maktul ... ve oğlu mağdur ...’ün kendilerine doğru taş atılması üzerine evlerine doğru kaçtıkları sırada, sanık ...’nin yaklaşık 50 metre mesafeden maktul ve mağdura doğru 9’luk tabir edilen iri saçma taneleri içeren av tüfeği fişekleri ile birden fazla ateş ederek maktul ve mağdurun yaralanmasına neden olduğu, maktul ...'ın aldığı yaralar sonucu vefat ettiği anlaşılmakla; sanık ...’nin eylemine uyan kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise 10.03.2014 gün ve 35-52 sayı ile bozma kararına direnerek sanığın beraatine karar vermiştir.

Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 gün ve 8624 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle dosya, kararına direnilen daireye gönderilmiş, 6763 sayılı Kanunun 38. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.10.2017 gün ve 2682-3520 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanık ... müdafiine duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanık ...'a çıkarılan tebligatın ise iade edilmesi üzerine başkaca herhangi bir araştırma ve tebligat yapılmadan yokluğunda yargılamaya devam edilerek, sanığa aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.

Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK'nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2014 gün ve 35-52 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.04.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.