"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 407-8
Nitelikli zimmet suçundan sanık ...'nın TCK'nın 247/1-2, 43, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.02.2015 tarihli ve 398-33 sayılı hükmün sanık müdafisi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 02.10.2015 tarih ve 7470-14733 sayı ile;
"Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
...
Yukarıdaki açıklamalar ışığında sanığın çalıştığı kurumun kamusal faaliyet icra ettiği bu bağlamda sanığın kamu görevlisi sıfatının bulunduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte sanığın uzun yıllara sari eylemlerinde zimmet suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının da incelenmesi gerekmektedir.
TCK'nın 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevi nedeniyle kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi gereklidir. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade etmektedir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, zimmet suçunun oluşabilmesi için, suç konusu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.
Açıklamalar ışığında kamu görevlisi sıfatı bulunduğu anlaşılan sanığın eylemlerini gerçekleştirme şekli nazara alındığında zimmet suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi için somut olay değerlendirildiğinde; Çevre ve Orman Bakanlığında (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) 657 sayılı DMK'nın 4/B maddesi kapsamında her yıl yinelenen hizmet sözleşmeleriyle sözleşmeli statüde programcı kadrosunda istihdam edilen sanığın Bakanlık merkez birimlerinde istihdam edilen 4/B statülü personelin maaş mutemetliği görevini yürüttüğü,
2003-2004 döneminde düzenlenen 4/B sözleşmeli personel maaş evrakının kurumda kalan nüshalarındaki toplam tutarlar ile Saymanlıkça yapılan net ödeme tutarları arasında fark bulunması üzerine Say 2000 sisteminden alınan tahakkuk müzekkeresi ve verile emirlerindeki net ödeme tutarlarının karşılaştırılması sonucunda Saymanlığa gönderilen belgelerin fazla ödemeye esas teşkil edecek şekilde kurumda kalan nüshalarına aykırı düzenlendiğinin belirlendiği,
2005-2007 döneminde 4/B sözleşmeli personel maaş evrakında kurumda kalan nüshalara aykırı şekilde arazi tazminatları üzerinden brüt ücretleri artırıp, yükseltilmiş ücretleri içerir maaş bordrosu, banka ödeme listesi ve ödeme emri belgesinin Saymanlığa verildiği,
2008 döneminde mühendis statülü 4/B sözleşmeli personelin arazi tazminatı gelir kaleminin yükseltildiği ve artırılmış ücrete bağlı olarak sosyal güvenlik prim tutarlarının usulsüz şekilde artırılarak kurumda kalan nüshalara aykırı ödeme emri belgesi, maaş bordrosu ve banka net ödeme listesi düzenlediği ve bu belgelerin Saymanlığa gönderildiği,
2009-2011 döneminde usulsüz olarak arazi tazminatı ve seyyar görev tazminatı eklenmesine ilaveten ilgili birimde çalışan sözleşmeli personel sayısının iki-üç katı fazla gösterilip bu şekilde artırılan ücret tutarlarına bağlı olarak ödenecek sosyal güvenlik prim tutarları da yükseltilerek kurumda kalan nüshalara aykırı maaş bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlediği ve bu belgelerin Saymanlığa gönderilerek devlet hazinesinden kurumun maaş hesabına aktarılacak maaş ve diğer ödemelere esas alındığı,
Sanığın, kurumda kalan nüshalarına aykırı olarak oluşturduğu ve Saymanlığa gönderdiği belgeler üzerinde yapılan kriminal incelemeler sonucu ibraz edilen raporlara göre; 2008 ve öncesi yıllarda düzenlenerek Saymanlığa gönderilen ödeme emri belgelerinin ıslak imzalı olduğu, 2009-2011 yıllarındaki ödeme emri belgelerinin üzerindeki harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi adına atılan imzaların renkli kopya yöntemiyle basıldığı, söz konusu imzaların belgelere imza atan şahısların orijinal imzalarının bilgisayar programları yardımıyla alınıp belgeler üzerine laser-jet yazıcı yardımıyla basılmasıyla oluşturulduğunun, yine maaş bordroları ve banka net ödeme listeleri üzerindeki düzenleyen, gerçekleştirme görevlisi bölümünde atılı imzaların ise karbon nüsha olduklarının tespit edildiği,
Bakanlık bünyesindeki bir kısım sözleşmeli personelin maaşları, arazi tazminatları, asgari geçim indirimleri, proje ikramiyeleri, ücretsiz izin, sağlık raporu, istifa gibi sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personelin maaşları, göreve yeni başlayan uzman yardımcısı personelin kısıt maaşları üzerinden kurumda kalan nüshalarına aykırı şekilde düzenlediği belgelerle Hazine zararına olarak toplam 6.341.339,00 TL yarar sağladığı somut olayda sanığın elde ettiği yararın kendisine görevi gereği yasal olarak verilmiş paradan elde edilmediği gibi bu paranın üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün de bulunmadığı hususu nazara alındığında sanığın kurumdaki nüshalarına aykırı yükseltilmiş ücretleri içerir ödeme belgesi, maaş bordrosu ve banka net ödeme listesi oluşturarak devlet hazinesinden kurumun maaş depo hesabına fazladan para gönderilmesini sağlayıp bu fazla parayı da banka üzerinden kendisi, akrabaları ve tanıdıklarının hesaplarına aktarılmasını sağlaması şeklinde gerçekleşen eyleminin zincirleme şekilde resmî belgede sahtecilik ile kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçlarını oluşturacağı ve resmî belgede sahtecilik suçundan açılmış bir dava bulunmadığı da gözetilip gereği için Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunularak dava açılmasının sağlanmasından sonra TCK'nın 3 ve 61. maddeleri birlikte değerlendirilerek elde edilen yararın suç tarihleri itibarıyla yüksek değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, eylemlerin uzun bir zamana yayılmasına bağlı suç işleme konusundaki ısrarı ve kastının yoğunluğu nazara alınarak hukuki durumun değerlendirilmesi ve alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılması gerekirken suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli zimmet suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
Adli Emanetin 2012/444 sırasında kayıtlı MacBook Air marka beyaz renkli notebook dizüstü bilgisayar, WD marka kırmızı renkli harici harddisk, kırmızı renkli FC ibareli Kingston marka flash belleğin suçun işlenmesinde nasıl kullanıldığı gerekçeleriyle açıklanmadan TCK'nın 54/1. madde uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
... 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/12/2012 tarihli ve 2011/1449 sayılı kararı ile el konulan eşyalar hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Yasa'nın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Suçun 2003-2011 yılları arasında işlendiği kabul edilmesine karşın suç tarihinin karar başlığına 2011 olarak yazılması,
Yargılama giderlerinin dökümünün gerekçeli kararda gösterilmeyerek CMK'nın 324. maddesine muhalefet edilmesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Suç tarihinin karar başlığına yanlış yazımına ve yargılama giderinin gerekçeli kararda gösterilmemesine ilişkin yapılan bozma nedenine uyan ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 12.01.2016 tarih ve 407-8 sayı ile;
"...Sanığın bu suçu maaş mutemedi olarak çalıştığı dönem içerisinde 2003-2008 döneminde ödeme yapılacak personele nitelik değişikliği yaparak ücretlerini artırdığı, 2009 - 2011 döneminde ise maaş ödemelerinde brüt ücret, arazi tazminatı, sosyal güvenlik primi, gelir vergisi oranlarında değişiklik yaparak maaş unsurlarını kayıtlara yanlış girerek kurum kasasından fazla para çıkmasına, istihkak dışındaki kısmın ise zimmetine geçirilmesini sağladığı, mali suçlar araştırma kurulu raporuna göre de sanığın ... para akladığı, yine dosya içerisinde bulunan belgelere göre önceki dönemde bildirmiş olduğu mal bildiriminde tahrifat yaparak sahtecilik suçlarını da işlediği, sonuç olarak sanığın 2003-2011 döneminde Orman ve Su İşleri Bakanlığı birimlerinde mutemet olarak çalıştığı dönem içerisinde yukarıda izah edildiği şekilde zincirleme olarak nitelikli zimmet suçunu işlediği inancına varılmış, bu itibarla eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı şeklindeki Yargıtay 5. Ceza Dairesinin bozma ilamına uyulmayarak mahkememizin önceki kararında direnilmek suretiyle sanığın zincirleme nitelikli zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi hususunda kurulumuzda tam bir inanç hasıl olmuş, ayrıca sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan da suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesine" gerekçesiyle diğer bozma nedenlerine direnerek sanığın ilk hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.10.2016 tarihli ve 168486 sayılı “Bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 1263-1629 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 20.03.2017 tarih ve 280-1038 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararı Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı eylemin nitelikli zimmet suçunu mu yoksa nitelikli dolandırıcılık suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanık ...’nın, Orman ve Su İşleri (Çevre ve Şehircilik) Bakanlığında 2000 yılında 4/B statüsünde personel olarak çalışmaya başladığı, 2003 yılından itibaren kurum amirlerince Bakanlığın Çevre Yönetim Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde, 04.12.2008 tarihinde ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde mutemet olarak görevlendirildiği,
Orman ve Su İşleri Bakanlığının 12.10.2011 tarihli ve 157 sayılı yazısına göre; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün ödeme emirleri ile saymanlıkta yapılan karşılıklı mutabakat sonucunda bazı bütçe giderlerinde tutarsızlıklar olduğunun anlaşılması nedeniyle konunun Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca görevlendirilecek müfettiş marifeti ile incelenmesi ve gerektiğinde soruşturulmasının talep edildiği ve buna ilişkin aynı tarihli Bakan olurunun bulunduğu,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 08.05.2013 tarihli ve 2022 sayılı yazısına göre; sanığa atılı eylemlerden dolayı soruşturma izni verilmesinin uygun olacağı belirtildikten sonra aynı tarihli Bakan oluru ile soruşturma izni verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16.03.2012 tarihli, 289 değişik iş numaralı kararına ve adli emanet makbuzuna göre; sanık ...’nın kullandığı ve hâla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde muhafaza edilen CBOX marka, Pandera GQ760 model, PGQ7607535L20 seri numaralı; Hp Compaq marka, 7700C model, CZC7102DJC seri numaralı bilgisayarın içerisinde delil niteliğinde olabilecek bilgi ve veri bulunma ihtimaline binaen suçta kullanılan bilgisayar, bilgisayar programları, bilgisayar kütüklerinde CMK’nın 134. maddesi gereğince arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkartılmasına ve bu kayıtların çözümlenerek metin hâline getirilmesine karar verildiği, söz konusu eşyaların adli emanetin 2012/444 sırasında kayıt altına alındığı,
20.04.2012 tarihli bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; inceleme konusu bilgisayar kasalarında bilgisayar üzerindeki dosyaların değiştirilip değiştirilmediği veya silindiğinin tam olarak tespit edilemediği, var olan dosyaların "DVD-1" ve "DVD-2" olarak kayıt altına alındığı, HP Compaq bilgisayar içindeki dosyalarda bulunan "EXP 1" adlı uygulama dosyasının şifresi açılamamakla birlikte maaş hesaplamalarında kullanılıyor olmasının olası olduğu, HP Compaq bilgisayarın domain ortamına alınmadığı veya sonradan çıkarıldığı, bu sebeple bilgisayarda tespit edilen programlar için Bakanlık Bilgi İşlem Merkezinin bireysel programlar için kullandığı kısıtlamaların uygulanamadığı bilgilerine yer verildiği,
Kolluk görevlileri tarafından 26.10.2011 tarihinde düzenlenen tutanağa göre; sanık ...’nın hakkında yürütülen soruşturma kapsamında arandığı sırada 26.10.2011 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olduğu, müdafisi tarafından da sanık ...’ya ait olduğu belirtilen iphone marka siyah renkli İmei numarası okunamayan dokunmatik sim kartsız cep telefonu, Samsung marka GT 19100 model, 355 310 044 589 814 İmei numaralı sim kartsız cep telefonu, MacBook Air marka beyaz renkli notebook dizüstü bilgisayar, WD marka kırmızı renkli harici harddisk, kırmızı renkli FC ibareli flash belleğin teslim edildiği, sanık ...’nın kendisine şantajda bulunulduğunu iddia etmesi üzerine söz konusu materyallerin incelenmek için muhafaza altına alındığı,
... Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğinin 17.04.2012 tarihli raporuna göre; İmei numarası okunamayan dokunmatik sim kartsız cep telefonu, Samsung marka GT 19100 model 355 310 044 589 814 İmei numaralı sim kartsız cep telefonu, MacBook Air marka beyaz renkli notebook dizüstü bilgisayar, WD marka kırmızı renkli harici harddisk ve kırmızı renkli FC ibareli flash belleğin incelenmesinde söz konusu flash bellek içinde bulunan “clip-2011-02-24 15.07.02.mov”, “clip-2011-02-24 15.07.02.mov”, “clip-2011-03-27 15.31.31.mov” adlı video dosyalarında sanık ...’ya ait görüntülerin yer aldığı, diğer materyallerde tahkikata esas olabileceği düşünülen herhangi bir bilgi, belge ve suç unsuruna rastlanılmadığı,
... 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.12.2011 tarihli ve 2011/1449 değişik iş numaralı kararı ile; ...’nın müdafisinin başvurusu üzerine sipariş verdiği bir kısım eşyaların paralarının bu firmalara yatırılmasına rağmen eşyaların henüz teslim edilmediği bildirildiğinden, sipariş verilen eşyalara el konulmasının talep edilmesi üzerine; sanık ...’nın Büyükesat Mah. Uğur Mumcu Cad. No: 50, Daire: 3, GOP/... adresinde faaliyet gösteren Bang-Olufsen’den ses sistemi, Turan Güneş Bulvarı 571 Cad. 614 Sok. No: 9, Çankaya/... adresinde faaliyet gösteren Enplus ...’dan el yapımı özel buzdolabı, Panora Alışveriş Merkezi No: 182 Kat: 1 Daire: 195 Çankaya adresinde faaliyet gösteren Step Halı Mağazasından eskitme usulü halı siparişi verdiği ve ücretlerini peşin ödediği anlaşılmakla bu paralara CMK’nın 127 ve 128. maddeleri uyarınca el konulmasına, şayet paralara el konulamadığı takdirde şüpheli tarafından satın alınan eşyalara el konulmasına hükmedildiği,
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müfettişliğinin 13.10.2011 tarihli ve 636 sayılı raporuna göre; sanık ...’nın 25.09.2000 tarihli hizmet sözleşmesi ile o tarihteki adıyla Çevre Bakanlığında 657 sayılı DMK’nın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli statüde programcı kadrosunda istihdam edildiği, adı geçenin ilerleyen yıllarda Maliye Bakanlığınca her yıl vize edilen kadrolara göre sözleşmesinin yenilendiği, Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde sözleşmeli statüde programcı maaş mutemetliği görevini yürütürken genel müdür yardımcılarının önerisiyle Devlet Memurları Kanunu’nun 122. maddesine göre takdirname ile taltif edildiği, 04.12.2008 tarihinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde (DKMPGM) görevlendirilip, 25.02.2009 tarihinde bu birime tayin edildiği, 16.02.2010 tarihinde ise Çevre ve Orman Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığında görevlendirildiği, ancak DKMPGM’de mutemetlik görevine devam ettiği, sanık ...’nın sözleşmeli statüde görev yaptığı tüm dönemde Bakanlık merkez birimlerinde istihdam edilen 4/B statülü personelin maaş mutemetliği görevini yürüttüğü,
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde görev yapan, 657 sayılı Kanun’a tabi 4/B’li sözleşmeli personelin 2011 Mayıs ayı ücretlerinin ödenmesi için düzenlenen 05.05.2011 tarihli ödeme emri belgesinin gerçek tutarı 68.227,90 TL olmasına karşın, bu belgenin Orman ve Su İşleri (Çevre ve Şehircilik) Bakanlığı Merkez Saymanlığında 10.05.2011 tarihli ve 6922 yevmiye numarasında işlem gören, 4/B’li sözleşmeli personel maaş ödemesine esas olan ikinci nüshasının, 109.357,90 TL olduğu ve bu hâliyle arada 41.130,00 TL fark bulunduğu, yine 4/B’li personelin 2011 yılı Nisan ayı ücretlerinin ödenmesi için düzenlenen 04.04.2011 tarihli ödeme emri belgesinin gerçek tutarı 60.251,25 TL olmasına karşın, bu belgenin merkez saymanlığında 11.04.2011 tarihinde 4969 yevmiye numarasında işlem gören söz konusu personelin maaş ödemesine esas olan ikinci nüshasının 133.719,22 TL olduğu ve bu hâliyle arada 73.467,97 TL fark bulunduğu, son olarak, DKMPGM’ne bağlı 4/B’li personelin 2011 Mart ayı ücretlerinin ödenmesi için düzenlenen 03.03.2011 tarihli ödeme emri belgesinin gerçek tutarı 61.240,31 TL olmasına karşın, bu belgenin merkez saymanlığında 09.03.2011 tarihli ve 3031 yevmiye numarasında işlem görüp 4/B’li sözleşmeli personel maaş ödemesine esas olan ikinci nüshasının 134.563,91 TL tutarında olduğu ve bu hâliyle arada 73.323,60 TL fark bulunduğu görüldüğünden DKMPGM’ce konunun Rehberlik ve Teftiş Başkanlığınca incelenmesi için olayın ... Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği ve müfettiş görevlendirildiği, ilk etapta incelenen belgelere göre, 4/B statülü personel maaş ödeme belgelerinde sahtecilik yapılmak suretiyle yapılan usulsüzlüğün DKMPGM ile sınırlı olmadığı, aynı usulsüz işlemlerin Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde (ÇYGM) de yapıldığı, 4/B statüsünde çalışan personelin maaş ödemeleri için tahakkuk birimlerince düzenlenen ödeme evrakının, saymanlığa gönderilen nüshalarında sahtecilik ve tahrifat yapılarak maaşların toplam miktarının artırılıp bu maaş tutarlarının ise mutemetler sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'ın hesaplarına aktarıldığı, ilk inceme kapsamında 2010-2011 döneminde usulsüz işlemlerle mal edinilen tutarın 3.629.608,64 TL olduğunun belirlendiği, bu kapsamda Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde çalışan 4/B statülü personel maaş ödeme belgelerinin 2005-2010 dönemi Sayıştay nüshalarının, aynı konuda Bakanlık Merkez Saymanlık Müdürlüğünde inceleme yapan Maliye Bakanlığı uzmanından devralındığı ve buna göre;
Mayıs 2003-Mayıs 2011 döneminde Çevre ve Orman Bakanlığı personel maaşlarının yatırıldığı Vakıfbank ... Şubesi'ne ve Haziran 2011 döneminden itibaren ödendiği Ziraat Bankası Beşevler Şubesi'ne yazılan muhtelif tarihli yazılar ile maaş protokolü hükümleri doğrultusunda, saymanlıkça personel maaşlarının aktarıldığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Bakanlığın diğer bazı birimlerinin bankalar nezdinde açılan vadesiz mevduat hesap hareketleri (kurum depo hesabı), personel maaş ödeme kontrol listeleri ile ilgili kişilere ait maaş hesabı dökümlerinde yapılan incelemelerde söz konusu eylemlerin 2010 ve 2011 yılları ile sınırlı kalmadığı ve suç mahsulü paraların sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’a ek olarak kurum personeli olmayan kişiler hesabına da aktarıldığının anlaşılması üzerine, 2002-2011 yılları arasında sanık ...’nın mutemet olarak görev yaptığı birimlerdeki maaş ve diğer maaş benzeri (ek ödeme, özel hizmet ve arazi tazminatı, özel gider indirimi, proje ödemeleri, kısıt maaşlar, proje ikramiyeleri vb.) ödeme evrakının incelendiği, sanık ... ve inceleme dışı sanık ... tarafından Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde çalışmakta olan sözleşmeli personel maaşları, arazi tazminatları, asgari geçim indirimleri, proje ikramiyeleri, ücretsiz izin, sağlık raporu, istifa gibi muhtelif sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personelin maaşları, göreve yeni başlayan uzman yardımcısı personelin kısıt maaşları üzerinden usulsüz işlemlerle aşırılan tutarların, sanık ...'nın ve inceleme dışı sanık ... ile kurum personeli olmayan ..., ..., ..., ... ile kurum personeli ...’ün hesaplarına aktarıldığının tespit edildiği, 2003-2011 döneminde suç teşkil eden usulsüz işlemlerle meydana gelen kamu zararının yasal faiz hariç 6.341.339,00 TL olarak hesaplandığı, öte yandan sahte maaş evrakıyla artırılan tahakkuk tutarlarına bağlı olarak sanık ... tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilen sözleşmeli personel sosyal güvenlik prim ödemeleri üzerinden usulsüz işlemlerle kendisi ile Çevre ve Orman Bakanlığı personeli olmadığı hâlde oğlu ... ... ile bazı aylarda Bakanlıkta çalışan 4/B statülü personelin sigorta primlerini artırmak suretiyle gerçekleştirilen fazla ödemeler toplamının ise 473.143,37 TL olduğu,
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre sözleşmeli statüde çalışan personel ile diğer personelin maaş ve ek ödeme belgeleri ile söz konusu Genel Müdürlükte 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre sözleşmeli statüde çalışan personelin maaş tahakkuk evrakında yapılan incelemeler neticesinde;
ÇEYGM’ce 2003 yılında düzenlenen 15 Temmuz-14 Ağustos ve 15 Kasım-14 Aralık ile 2004 yılında düzenlenen 15 Ocak-14 Şubat, 15 Mart-14 Nisan, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık ve 15 Aralık-14 Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarının aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
ÇEYGM’ce 2005 yılında düzenlenen 15 Ocak-14 Şubat, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Eylül-14 Ekim, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık, 15 Aralık-14 Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarının aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle 15 Mart-14 Nisan, 15 Haziran-14 Temmuz ve 15 Temmuz-14 Ağustos aylarına ilişkin ödemelerin kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli ...’ün Vakıfbank ... Şubesi'ndeki, diğer aylara ilişkin ödemelerin ise doğrudan sanık ...’nın aynı şubedeki maaş hesabına havale edildiği, 2003-2004-2005 dönemi maaş ödeme belgelerindeki sahtecilik eyleminin, mühendis statülü 4/B sözleşmeli personele ödenen arazi tazminatı gelir kaleminin usulsüz şekilde artırılarak, bu ücretler ve buna bağlı olarak usulsüz şekilde yükseltilmiş ödenecek sosyal güvenlik prim tutarlarına göre, sahte ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği, saymanlıkça ödemeye esas alınan ve Sayıştaya gönderilen sahte ödeme belgeleri ile harcama birimlerinde kalan ödeme belgelerindeki imzaların aynı görevlilerin isim ve ıslak imzalarını taşıdığı, her iki belgede kullanılan mühürlerin de yine harcama birimine ait kurum mühürleri olduğu,
ÇEYGM’ce 2006 yılında düzenlenen, 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran ve 15 Temmuz-14 Ağustos dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği, maaş ödeme belgelerindeki sahtecilik eyleminin, mühendis statülü 4/B sözleşmeli personele ödenen arazi tazminatı gelir kaleminin usulsüz şekilde artırılarak, bu ücretler ve buna bağlı olarak usulsüz şekilde yükseltilmiş ödenecek sosyal güvenlik prim tutarlarına göre, sahte ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği, saymanlıkça ödemeye esas alınan ve Sayıştaya gönderilen sahte ödeme belgeleri ile harcama birimlerinde kalan ödeme belgelerindeki imzaların aynı görevlilerin ismini ve ıslak imzalarını taşıdığı, her iki belgede kullanılan mühürlerin de yine harcama birimine ait kurum mühürleri olduğu,
ÇEYGM’ce 2007 yılında düzenlenen 15 Mart-14 Nisan dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği, maaş ödeme belgelerindeki sahtecilik eyleminin, mühendis statülü 4/B sözleşmeli personele ödenen, arazi tazminatı gelir kaleminin usulsüz şekilde artırılarak, çoğaltılmış arazi tazminatlarına göre, ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği, SGB İç Kontrol Daire Başkanlığınca yapılması zorunlu ön mali kontrol işleminin yapılmadığı ve saymanlıkça sahte ödeme belgeleri üzerinden ödeme yapılarak kamu zararına sebep olunduğu, saymanlıkça ödemeye esas alınan ve Sayıştaya gönderilen sahte ödeme belgeleri ile harcama birimlerinde kalan ödeme belgelerindeki imzaların aynı görevlilerin isim ve ıslak imzalarını taşıdığı, her iki belgede kullanılan mühürlerin de yine harcama birimine ait kurum mühürleri olduğu,
ÇEYGM’ce 2008 yılında düzenlenen; 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık, 15 Aralık-14 Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
Maaş ödeme belgelerindeki sahtecilik eyleminin, 2003 ve 2008 yılı arasında mühendis statülü 4/B sözleşmeli personele ödenen arazi tazminatı gelir kaleminin usulsüz şekilde artırıldığı, sosyal güvenlik prim tutarlarına göre, sahte ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlemek suretiyle gerçekleştirildiği, Ekim 2008 döneminden Aralık 2008 dönemine kadar ise arazi tazminatlarının usulsüz artırılmasına ek olarak 62 olan personel sayısının 63’e yükseltilerek toplam tahakkuk tutarının artırıldığı, 2008 yılı maaş farkları bordosu olarak düzenlenen 18.12.2008 tarihli ve 21383 yevmiye numaralı ödeme emri belgesi ve eklerinin bütünüyle sahte olduğu, bütün sayfa ve eklerinin sahte, ıslak imzalı ve mühürlü olup sahte maaş tahakkuk evrakı ile Saymanlıkça 90.789,35 TL ödeme yapılarak 90.789,35 TL kamu zararının doğmasına yol açıldığı, bu paranın kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olmadığı hâlde kurum personeliymiş gibi maaş ödeme listesine eklenen ... isimli kişinin Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği,
ÇEYGM’ce 2009 yılında düzenlenen; 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos, 1-14 Temmuz dönemi 14 günlük fark maaşı, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Eylül-14 Ekim, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık, 15 Aralık-14 Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği, 15 Ocak-14 Şubat, 15 Nisan-14 Mayıs ve 1-14 Temmuz dönemi 14 günlük farkın maaşı kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olmayan ...’nın Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos ve 15 Eylül-14 Ekim döneminde kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olan ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki, 15 Ağustos-14 Eylül dönemindeki maaşın kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olan inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki ve kurum personeli olmayan ...’nın Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık döneminde kurum maaş depo hesabından doğrudan inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki ve kurum personeli olmayan ...’ın Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki, 15 Aralık-14 Ocak dönemindeki maaşların kurum maaş depo hesabından inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki ve sanık ...’nın Vakıfbank Diyanet Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği,
ÇEYGM’ce 2010 yılında düzenlenen; 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Eylül-14 Ekim, 15 Ekim-14 Kasım, 15 Kasım-14 Aralık, 15 Aralık-14 Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olan inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki ve sanık ...’nın Vakıfbank Diyanet Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği, maaş ödeme belgelerindeki sahteciliğin, Ocak-Mart 2010 döneminde ücretlere, usulsüz olarak arazi tazminatı ve seyyar görev tazminatı gelir kalemleri eklenerek, Nisan-Aralık 2010 döneminde ise adı geçen Genel Müdürlükte fiilen çalışan sözleşmeli personel sayısının 2-3 katını aşacak şekilde usulsüz şekilde artırılarak, ücret tutarlarına bağlı olarak ödenecek sosyal güvenlik prim tutarları yükseltilerek, sahte ücret bordrosu, sahte banka net ödeme listesi ve sahte ödeme emri belgesi/muhasebe işlem fişi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği, saymanlıkça ödemeye esas alınan ve Sayıştaya gönderilen sahte ödeme belgeleri ile harcama birimlerinde kalan ödeme belgelerindeki imza ve mühürlerin karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda, saymanlıkça ödemeye esas alınan ödeme emri belgesi, muhasebe işlem fişi ve ek belgelerin sahte olduğu,
ÇEYGM’ce 2011 yılında düzenlenen; 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz ve 15 Temmuz-14 Ağustos dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olan inceleme dışı sanık ...’ın ve sanık ...’nın Ziraat Bankası Beşevler Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği, sözleşmeli personelin 2011 yılı maaşlarına ilişkin ödeme emri belgelerinin birinci nüshalarının ve ekindeki kanıtlayıcı belgelerin, saymanlıkta harcama belgelerinin konulmuş olduğu çuvalların içinde bulunamaması ve belgelerin yok edildiğinin tespit edilmesi sebebiyle incelenemediği, maaş ödeme belgelerindeki sahtecilik eyleminin, sözleşmeli personel ücretleri ve sosyal güvenlik prim tutarlarının usulsüz şekilde artırılıp bu rakamlara göre, sahte ödeme emri belgesi ve maaş bordrosu düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği, saymanlıkça da SGB İç Kontrol Daire Başkanlığınca yapılması zorunlu ön mali kontrol işlemi yapılmadan, sahte ödeme belgeleri üzerinden ödeme yapılarak kamu zararına sebep olunduğu,
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre sözleşmeli statüde çalışan personelin maaşları üzerinden (arazi tazminatlarının artırılması, sağlık raporlu personele maaş hesaplanması vb. yöntemle) yapılan usulsüzlüklerin incelenmesinde; Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde çalışan 4/B statülü personelin 2005-2011 dönemi maaş hesaplarını yapmak üzere yapılan çalışmalar sonucunda düzenlenen maaş listelerinin hesaplamalarında maaş tahakkuk dosyasında yer alan bireysel ödeme makbuzları, arazi tazminatları ile ilgili görevlendirme olurları, aylık prim bildirgeleri hizmet sözleşmeleri ile Bakanlar Kurulunca belirlenen ücret zam ve artış oranlarının esas alındığı, personele ait sağlık raporlarının dosyasında bulunmadığı gibi, bordro eki personel bildirim formlarında personelin raporlu olduğu gün bilgilerinin belirtilmediği, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğüne ait maaş dosyalarında daha fazla olmak üzere bazı aylarda arazi tazminatına esas görevlendirme olurlarının dosyasında bulunmadığı tespitlerine yer verildiği, maaş hesap listeleri, harcama birimlerinde kalan maaş tahakkuk dosyaları ve ilgili personel özlük dosyalarının Vakıflar Bankası ... Şubesi ve Ziraat Bankası Beşevler Şubesi'nden temin edilen banka maaş ödeme listelerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi sonucunda, maaş tahakkuk dosyalarında yer alan bordrolarda hesaplanan maaş tutarları ile bankaya yatırılan tutarlar arasında fark bulunduğu, yine sağlık raporlu veya ücretsiz izinli personel adına maaş tahakkuk ettirildiği, bu şekilde oluşan fark tutarlarının doğrudan e-mail yoluyla Bankaya yollanan maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler hesabına veya sanık ... ile inceleme dışı sanık ... hesabına “Maaş” ve “Ek ödeme” açıklamalarıyla aktarıldığı, buna göre; ÇEYGM’ce 2004 yılında düzenlenen; Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; görevli 4/B’li personelin 2004 yılındaki maaşları üzerinden ve ücretsiz izin sağlık raporu vs. sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş hesaplanarak maaşlar üzerinden mal edinilen toplam tutarın 10.236,22 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesine iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişilerin hesabına veya sanık ...’nın hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu paranın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesindeki maaş hesabına havale edildiği,
ÇEYGM’ce 2005 yılında düzenlenen; Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Ekim, Kasım ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; görevli 4/B’li personelin 2005 yılındaki maaşları üzerinden ve ücretsiz izin sağlık raporu vs. sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş hesaplanarak maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 8.950,78 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler veya sanık ... hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği,
ÇEYGM’ce 2006 yılında düzenlenen; Şubat, Mart, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; görevli 4/B’li personelin 2006 yılındaki maaşları üzerinden ve ücretsiz izin, sağlık raporu vs. sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş hesaplanarak maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 47.459,63 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler veya sanık ...’nın hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği,
ÇEYGM’ce 2007 yılında düzenlenen; Ocak, Şubat, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; görevli 4/B’li personelin 2007 yılındaki maaşları üzerinden ve ücretsiz izin, sağlık raporu vs. sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş hesaplanarak maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 88.596,23 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler veya sanık ... hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği,
ÇEYGM’ce 2008 yılında düzenlenen; Ocak, Şubat, Mart, Haziran, Temmuz ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; görevli 4/B’li personelin 2008 yılındaki maaşları üzerinden ücretsiz izin, sağlık raporu vs. sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş hesaplanarak maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 3.825,50 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler veya sanık ... hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği,
ÇEYGM’ce 2009 yılında düzenlenen; Mayıs ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen ödeme emri belgesine ekli maaş bordrosu listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; uhdesine geçirilen toplam tutarın 2.001,78 TL olduğu, usulsüzlüğün personel ücretlerine arazi tazminatı eklenmesiyle gerçekleştirildiği, bu paranın kurum maaş depo hesabından, kurum personeli olmadığı hâlde kurum personeliymiş gibi maaş ödeme listesine eklenen ... isimli kişinin Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki ve kurum personeli olan inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği,
ÇEYGM’ce 2011 yılında düzenlenen; Mart ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen ödeme emri belgesine ekli maaş bordrosu listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; uhdesine geçirilen toplam tutarın 124,65 TL olduğu, bu paranın ... ve mutemet olan inceleme dışı sanık ...’ın Vakıfbank Şubesi'ndeki hesaplarına havale edildiği, dosyalarda arazi tazminatı ödenmesine esas fiilen görevin ifa edildiğine dair arazi görev olurlarının bulunmadığı, 2007-2011 dönemi maaş evrakı kurum dosyalarında personel bilgi formlarının bulunmadığı, anılan formların tam ve eksiksiz doldurulmadığı, raporlu olup maaş almaması gereken personele maaş tahakkuk ettirildiği, 12.01.2007 tarihinde göreve başlayan çevre ve orman uzman yardımcılarının kısıt maaşlarında yapılan usulsüzlüklerle ilgili incelemede ise ÇEYGM’de 12.01.2007 tarihi itibarıyla ilk defa göreve başlayan çevre ve orman uzman yardımcılarının kısıt maaşlarının ödenmesi için ÇEYGM’ce 23.01.2007 tarihinde düzenlenip Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Saymanlığınca 24.01.2007 tarihinde 357 yevmiye numarasında işlem gören ödeme emri belgesi ekinde yer alan 38 uzman yardımcısının hak ettiği 4.555,47 TL tutarlı kısıt maaşlar ile ÇEYGM’ce 23.01.2007 tarihinde düzenlenerek Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Saymanlığınca 24.01.2007 tarihinde 356 yevmiye numarasında işlem gören ödeme emri belgesi ekinde yer alan 36 uzman yardımcısının hak ettiği 4.306,70 TL tutarlı kısıt maaşları olmak üzere toplam 8.862,17 TL’nin ilgili memurların hesaplarına yatırılmadığı, söz konusu kısıt maaş tutarının tamamının 26.01.2007 tarihinde sanık ... tarafından kurum personeli olmadığı hâlde kurum personeliymiş gibi Vakıflar Bankasına e-mail yoluyla gönderilen maaş ödeme listesine dahil edilen ... isimli kişinin (...’nın annesi) hesabına yatırıldığı,
12.01.2007 tarihinde göreve başlayan çevre ve orman uzman yardımcılarına ikinci kere kısıt maaş tahakkuk ettirilmesi ve 15.01.2007 tarihinde göreve başlayan uzman yardımcılarının kısıt maaşlarında yapılan usulsüzlüklerin incelenmesinde; 12.01.2007 tarihi itibarıyla ilk defa göreve başlayan 74 ve 15.01.2007 tarihinde göre başlayan 32 uzman yardımcısı olmak üzere toplam 106 uzman yardımcısının kısıt maaşlarının ödenmesi için ÇEYGM’ce 03.02.2007 tarihinde 48.149,89 TL’lik sahte ödeme emri belgesi düzenlendiği, bu belgenin ekinde yer alan bordroya, usulsüz olarak 24.01.2007 tarihli ve 356-357 yevmiye numaralı ödeme belgesine konu 74 uzman yardımcısı kısıt maaşlarının ikinci kere dahil edilerek 8.862,17 TL mükerrer zarara yol açıldığı, ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Saymanlığınca 09.02.2007 tarihinde 784 yevmiye numarasında işlem gören söz konusu bu ödeme emri belgesinin ekinde yer alan 106 uzman yardımcısından 15.01.2007 tarihinde göreve başlayanların kısıt maaşlarının tam olarak ilgililerin hesaplarına yatırılmadığı, 15.02.2007 tarihinde sanık ... tarafından kurum personeli olmadığı hâlde kurum personeliymiş gibi Vakıflar Bankasına e-mail yoluyla gönderilen maaş ödeme listesine dahil edilen ... isimli kişinin hesabına yatırıldığı,
Sözleşmeli personel maaşlarına eklenen asgari geçim indirimlerinin mükerrer hesaplanmasının incelenmesinde; ÇEYGM'ce 2008 yılı Ocak ayında 4/B’li personelin maaş ödemeleri için tanzim olunan 10.01.2008 tarihli ödeme emri belgesine ekli ücret bordrosunda, personel maaşının net toplamının 88.929,10 TL olduğu ve bu tutarın içine asgari geçim indirimi tutarı olan 3.045,77 TL dâhil olduğu hâlde, bu defa söz konusu ödeme emri belgesinin özel gider indirimi toplamı hanesine bu tutarın yeniden ilave edildiği, mükerrer hesaplama yapılarak bordronun artırıldığı, 3.045,77 TL fazla ödemeye sebebiyet verilerek kamu zararına yol açıldığı,
ÇEDGM'ce 2008 yılı Ocak ayında; 4/B’li personelin maaş ödemeleri için tanzim olunan 08.01.2008 tarihli ödeme emri belgesine ekli ücret bordrosunda, personel maaşı net toplamının 38.541,80 TL olduğu ve bu tutarın içine asgari geçim indirimi tutarı olan 1.464,71 TL dahil olduğu hâlde, bu defa söz konusu ödeme emri belgesinin özel gider indirimi toplamı hanesine bu tutarın yeniden ilave edildiği, mükerrer hesaplama yapılarak bordronun artırıldığı, 1.464,71 TL fazla ödemeye sebebiyet verilerek kamu zararına yol açıldığı,
DKMPGM'ce 2008 yılı Ocak ayında; 4/B’li personelin maaş ödemeleri için tanzim olunan, 08.01.2008 ödeme emri belgesine ekli ücret bordrosunda, personel maaşları net toplamının 30.000,55 TL tutarında olduğu ve bu tutarın içine asgari geçim indirimi tutarı olan 1.122,48 TL dahil olduğu hâlde, bu defa söz konusu ödeme emri belgesinin özel gider indirimi toplamı hanesine bu tutarın yeniden ilave edildiği, mükerrer hesaplama yapılarak bordronun artırıldığı, 1.122,48 TL fazla ödemeye sebebiyet verilerek kamu zararına yol açıldığı, asgari geçim indirimlerinin, mükerrer ödeme emri belgesine dâhil edilmesi yöntemiyle toplam 5.632,96 TL tutarındaki meblağın, 18.01.2008 tarihinde Vakıfbank ... Şubesi'nde açılan sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı,
Teknik personele yapılan ek özel hizmet tazminatı ödemelerindeki mükerrer hesaplamanın incelenmesinde; ÇEYGM’de görevli teknik personelden büyük yatırım projelerinde fiilen çalışanlara ödenecek ek özel hizmet tazminatlarının ödenmesi için düzenlenen 06.03.2008 tarihli, 2168 yevmiye numaralı ve 4.112,24 TL tutarlı ödeme emri belgesine ekli Ocak-Şubat 2008 dönemine ait ek özel hizmet tazminatı bordrosunda yer alan 22 personele ek özel hizmet tazminatlarının tam olarak ödenmesinden sonra, bu kez aynı tutarlı, 05.08.2008 tarihli ve 12257 yevmiye numaralı sahte ödeme belgesi ve kanıtlayıcı evrak vücuda getirilerek, tahakkuk tutarı olan 4.112,24 TL olan, ıslak imzalı ödeme belgesi oluşturup 08.08.2008 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı,
ÇEYGM teknik personele ek özel hizmet tazminatlarının ödenmesi için tanzim olunan 4.112,24 TL tutarlı ödeme emri belgesine ekli Ocak-Şubat 2008 dönemine ait ücret bordrosu, 3.575,03 TL tutarlı ödeme emri belgesine ekli 2007 Ekim-Kasım-Aralık dönemine ait arazi çalışması ücret bordrosu ve 2.550,93 TL tutarlı ödeme emri belgesine ekli 2007 Kasım-Aralık dönemine ait ek özel hizmet tazminatı ücret bordrosunda yer alan personele fazladan arazi tazminatı tahakkuk ettirildiği ve fazla tahakkuk ettirilen 360,59 TL’nin Vakıfbank ... Şubesi'ne e-mail yoluyla iletilen net ödeme listelerinde tahrifat yapılarak 12.03.2008 tarihinde sanık ...’nın Vakıfbank maaş hesabına yatırıldığı,
ÇEYGM'ce teknik personele ek özel hizmet tazminatı adı altında 23.10.2008 tarihli, 17066 yevmiye numaralı 2.168,94 TL tutarlı sahte ödeme emri belgesi düzenlendiği, ek özel hizmet tazminatı ödemeleri için sanık ... tarafından e-mail yoluyla Vakıfbank ... Şubesi'ne 7.546,48 TL tutarlı ödeme listesiyle gönderilmesi üzerine, 08.11.2008 tarihinde sanık ... hesabına yatırıldığı,
Teknik personele yapılan arazi tazminatı ödemelerinde; ÇEYGM’de görevli teknik personelden arazide fiilen çalışanlara ödenecek ek özel hizmet tazminatlarının (arazi tazminatı) ödenmesi için düzenlenen 07.08.2008 tarihli, 12406 yevmiye numaralı ve 4.480,49 TL tutarlı ödeme emri belgesine ekli Nisan-Mayıs-Haziran 2008 dönemine ait ek özel hizmet tazminatı bordrosunda yer alan 25 personele, ek özel hizmet tazminatlarının tam olarak ödenmesinden sonra, 02.09.2008 tarihli olmak üzere 13915 yevmiye numaralı ve 883,20 TL tutarlı, 13882 yevmiye numaralı ve 3.008,49 TL tutarlı, son olarak 13916 yevmiye numaralı ve 588,80 TL tutarlı üç adet sahte ödeme evrakının oluşturulduğu, bu üç ödeme emri belgesinin toplam tutarı olan 4.480,49 TL’nin, Vakıfbank nezdindeki Bakanlık kurum depo hesabına aktarıldığı, bu hesapta bulunan 25,72 TL’lik bakiye miktarı ile birlikte toplam 4.506,21 TL’nin 04.09.2008 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı,
ÇEYGM’de teknik hizmetler sınıfında (tekniker, mühendis vb.) görev yapan 26 personelin 2010 yılı Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ait özel hizmet tazminatı (arazi tazminatı) ödemeleri için düzenlenen bordronun 2.812,80 TL olması gerekirken bu tutarın artırılarak 5.275,20 TL olduğu, bu bordroya dayalı olarak düzenlenen ödeme emri belgesinin yerine getirilmesi için sanık ... tarafından Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne 01.12.2010 tarihli ödeme talimatı gönderildiği, bu doğrultuda Çevre ve Orman Bakanlığı kurum hesabına aktarılan 5.275,20 TL’nin 2.812,80 TL’si bordroda yer alan hak sahiplerinin maaş hesaplarına aktarıldıktan sonra, bordro toplamının artırılması ile üretilen 2.462,40 TL’lik tutarın, 02.12.2010 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı,
...’a istifa tarihinden sonra yersiz tahakkuk ettirilen ödemelerle ilgili incelemede; ÇEYGM'de çevre ve orman uzman yardımcısı olarak görev yapmaktayken 18.08.2008 tarihinde istifa eden ...’a, istifa tarihinden sonra 15 Eylül-14 Ekim 2008 döneminde maaş dönemi için yersiz tahakkuk ettirilen maaş tutarı olan 1.319,55 TL’nin, ...’ın değil, 15.09.2008 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı, 14,57 TL tutarlı ek ödemenin ise 03.09.2008 tarihinde ...’ın maaş hesabına yatırılıp yersiz ödeme yapıldığı, ...’a peşin ödenen 15 Ağustos 2008 tarihli maaşın istifa tarihinden sonra yapıldığından iade edilmesi gereken tutarın iade/tahsil işleminin yapılmadığı, kurum hesabı hareketlerinin incelenmesinde, ... tarafından Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün Vakıfbank ... Şubesi'ndeki depo hesabına toplam 1.384,89 TL yatırıldığı, ancak bu paranın ...’a ait maaş iadesi olarak kayıt altına alınmadığı, 07.10.2008 tarihinde sanık ... maaş hesabına yatırılarak kamu zararına yol açıldığı,
... isimli personele istifa tarihinden sonra yersiz tahakkuk ettirilen maaş ve ek ödeme tutarları ile ilgili incelemede; ÇEYGM’de 4/B statüsünde çalışırken 14.06.2010 tarihinde istifa eden ...’e, istifa tarihinden sonra 15 Haziran-14 Temmuz 2010 maaş dönemi için yersiz maaş tahakkuk ettirilerek, Bakanlık depo hesabına aktarılan maaş tutarı olan 1.492,76 TL’nin, ...’in maaş hesabına değil, 15.06.2010 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı, 381,48 TL tutarlı ek ödemenin ise 15.06.2010 tarihinde ...’in maaş hesabına yatırıldığı, yersiz yapılan ödemenin adı geçenden tahsil edilmediği,
Ücretsiz izinli olan personellerin adına maaş tahakkuku yapılması hususunun incelenmesinde; ÇEYGM’de mühendis olarak görev yapan ...’ın 06.10.2008-06.04.2009 tarihleri arasında ücretsiz izinli olduğu hâlde adı geçenin 05.11.2008 tarihli ödeme emri belgesine ekli bordro dökümünde, 1.400,79 TL yersiz maaş hesaplandığı, ÇEYGM’de çevre ve orman uzman yardımcısı olarak görev yapan ...’in 16.06.2008-15.07.2010 tarihleri arasında ücretsiz izinli olduğu hâlde 05.11.2008 tarihli ödeme emri ile adı geçene 1.327,82 TL yersiz maaş hesaplandığı, ancak bu maaşların ilgililerinin maaş hesaplarına yatırılmayarak 15.11.2008 tarihinde sanık ...’nın maaş hesabına yatırıldığı,
TÜBİTAK proje personeli teşvik ikramiye bordroları ile bankaya yatırılan ikramiye tutarlarının incelenmesinde; ÇEYGM ile TÜBİTAK arasında yürütülen projenin 2. aşaması kapsamında projede görevli 20 personele yapılacak ödeme için tanzim olunan 17.12.2007 tarihli ve 18314 yevmiye numaralı tutarlı muhasebe işlem fişine ekli ikramiye bordrosunda, hak sahibi kişilere ödenmesi gereken toplam tahakkuk miktarının 25.525,09 TL olmasına karşın ilgililerin banka hesaplarına aktarılan toplam tutarın 24.865.09 TL olduğu, kişi hak edişlerinde yersiz kesilen fark olan 660,00 TL’nin 19.12.2007 tarihinde sanık ...'nın hesabına aktarıldığı, söz konusu projenin 3. aşaması kapsamında görevli 15 personele yapılacak ödeme için tanzim olunan 27.11.2008 tarihli ve 19801 yevmiye numaralı 25.065,09 TL tutarlı muhasebe işlem fişine ekli ikramiye bordrosunda, hak sahibi kişilere ödenmesi gereken toplam tahakkuk miktarının, 25.065,09 TL olmasına karşın ilgililerin banka hesaplarına aktarılan toplam tutarın 24.405.09 TL olduğu, kişi hakedişlerinden yersiz kesilen 660,00 TL’lik farkın 29.11.2008 tarihinde sanık ...’nın hesabına yatırıldığı,
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde (DKMPGM) 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesine göre sözleşmeli statüde çalışan personel maaş tahakkuk evrakının incelenmesinde; DKMPGM’ce 2003 yılında düzenlenen 15 Temmuz-14 Ağustos ve 15 Eylül-14 Ekim dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarının aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki, 15 Eylül-14 Ekim dönemi maaş tutarının ise kurum personeli ...’ün Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
2008 yılında düzenlenen 18.12.2008 tarihli ve 21383 yevmiye numaralı ödeme emri belgesi ve eklerinin bütünüyle sahte olduğu, ıslak imzalı ve mühürlü sahte maaş tahakkuk evrakı ile saymanlıkça 27.808,74 TL ödeme yapıldığı, bu paranın, kurum maaş depo hesabından doğrudan kurum personeli olmadığı hâlde kurum personeliymiş gibi maaş ödeme listesine eklenen ...’nın Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki hesabına havale edildiği,
2009 yılında düzenlenen 15 Ocak-14 Şubat, 15 Şubat-14 Mart, 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz, 15 Temmuz-14 Ağustos, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Eylül- 14 Ekim, 15 Ekim-14 Kasım ve 15 Kasım-14 Aralık dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarının aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, Ocak-Şubat ve Mayıs-Haziran dönemine ilişkin söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından kurum personeli olmayan ...’nın, Şubat-Mart, Nisan-Mayıs, Haziran-Temmuz, Temmuz-Ağustos, Ağustos-Eylül dönemine ilişkin söz konusu miktarın kurum maaş depo hesabından kurum personeli olmayan ...’nın hesabı ile kurum personeli inceleme dışı sanık ...’ın maaş hesabına, Mart-Nisan dönemine ilişkin söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından sanık ...’nın ve kurum personeli inceleme dışı sanık ...’ın maaş hesabına, Eylül-Ekim dönemine ilişkin söz konusu miktarın kurum maaş depo hesabından kurum personeli olmayan ... ve ...’ın hesabına, Ekim- Kasım, Kasım-Aralık dönemlerine ilişkin söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından inceleme dışı sanık ...’ın maaş hesabına ve kurum personeli olmayan ...’ın hesabına havale edildiği, maaş ödeme belgelerindeki sahteciliğin, 2009 Ocak ayında brüt ücretlerin ve arazi tazminatlarının usulsüz şekilde artırılarak, Şubat-Haziran 2009 dönemine kadar arazi tazminat tutarları ve sanık ...’nın brüt ücretleri artırılarak, Temmuz 2009 döneminden sonra ise adı geçen Genel Müdürlükte fiilen çalışan sözleşmeli personel sayısının 2-3 katını aşacak şekilde usulsüz şekilde artırılıp brüt ücret tutarlarının yükseltildiği, artırılmış ücret tutarlarına bağlı olarak ödenecek sosyal güvenlik prim tutarları da artırılıp sahte ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği,
2010 yılında düzenlenen 15 Mart-14 Nisan, 15 Ağustos-14 Eylül, 15 Eylül-14 Ekim, 15 Kasım-14 Aralık ve Aralık-Ocak dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı söz konusu dönemlere ilişkin söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından sanık ...’nın ve inceleme dışı sanık ...’ın hesabına havale edildiği, Mart-Nisan ayında brüt ücretlere usulsüz şekilde seyyar görev tazminatı eklenerek, Ağustos 2010 döneminden sonra ise adı geçen Genel Müdürlükte fiilen çalışan sözleşmeli personel sayısının 2-3 katını aşacak şekilde artırılarak, artırılmış ücretlere bağlı olarak ödenecek sosyal güvenlik prim tutarları da yükseltilerek, sahte ücret bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildiği,
2011 yılında düzenlenen 15 Mart-14 Nisan, 15 Nisan-14 Mayıs, 15 Mayıs-14 Haziran, 15 Haziran-14 Temmuz ve 15 Temmuz-14 Ağustos dönemi maaş tahakkuk evrakında, ıslak imzalı onaylı kurum nüshası tahakkuk tutarı ile saymanlık nüshası tahakkuk tutarı aynı olmayıp saymanlık nüshasının artırıldığı, Mart-Nisan, Nisan-Mayıs ve Mayıs-Haziran dönemine ilişkin söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından kurum personeli inceleme dışı sanık ...’ın ve sanık ...’nın maaş hesabına, Haziran-Temmuz ve Temmuz-Ağustos dönemine ilişkin ise söz konusu miktarın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından sanık ...’nın hesabına havale edildiği,
DKMPGM’de 4/B statüsünde görevli personelin, tahakkuk birimlerince düzenlenerek ödeme emri belgesine eklenen bordrolardaki maaş tutarı ile adı geçen banka tarafından ilgili personel maaş hesaplarına yatırılan tutarların incelenmesinde; 2004 yılında düzenlenen; Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ile verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ve Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde maaşlar üzerinden mal edinilen toplam tutarın 1.069,30 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler hesabına veya sanık ...'nın hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu paranın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesindeki maaş hesabına havale edildiği,
2005 yılında düzenlenen Ağustos, Eylül, Kasım ve Aralık ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde; maaşlar üzerinden mal edinilen toplam tutarın 2.107,12 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflarbank ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişilerin veya sanık ...'nın hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu paranın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
2006 yılında düzenlenen Şubat ve Ekim ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde, maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 404,97 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesine iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişilerin veya sanık ...'nın hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu paranın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
2008 yılında düzenlenen Mayıs ve Ekim ayı maaşlarının ödenmesi için düzenlenen tahakkuk müzekkeresi ve verile emrine ekli maaş bordrosu (net ücretler + özel gider indirimi ödemesi) listesi ile Vakıfbank tarafından maaş ödemesi yapılan kurum personeli kontrol listesinin mukayesesi neticesinde, maaşlar üzerinden uhdesine geçirilen toplam tutarın 1.113,82 TL olduğu, usulsüz hesaplanan maaşların, mutemet olan sanık ... tarafından doğrudan e-mail yoluyla Vakıflar Bankası ... Şubesi'ne iletilen maaş listelerine dahil edilen kurum personeli olmayan kişiler hesabına veya sanık ... hesabına maaş ve ek ödeme koduyla aktarılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu paranın maaşına eklenmek suretiyle kurum maaş depo hesabından doğrudan sanık ...’nın Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesabına havale edildiği,
Çevre ve Orman Bakanlığında 4/B statüsünde çalışan personelin Sosyal Güvenlik Prim hesaplamaları ve ödemeleri ile ilgili incelemelerde, sanık ...’nın oğlu ... ...’nın, Çevre ve Orman Bakanlığında çalışmadığı hâlde, sanık ... tarafından usulsüz olarak Çevre ve Orman Bakanlığında 4/B statüsünde çalışan personelin 2008 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, 2009 yılı Ocak ve Şubat ayları sigortalı hizmet listelerine dahil edilerek adına toplam 8.278,73 TL prim ödemesi yapıldığı, sanık ... tarafından, 2004-2011 döneminde SGK’ya gönderilen prim bildirgelerinde zincirleme olarak tahrifat yapılarak, prime esas kazanç tutarının artırıldığı ve artırılan kazanç tutarı üzerinden prim hesaplanarak ödenen prim miktarlarının usulsüz şekilde artırıldığı, bu yöntemle artırılmış kazanç tutarları üzerinden hesaplanan prim tutarlarının SGK’ya ödendiği, bu yöntemle sanık ... lehine 2004 yılında 1.358,86 TL, 2005 yılında 3.677,64 TL, 2006 yılında 3.488,49 TL, 2007 yılında 5.103,95 TL, 2008 yılında 9.119,42 TL, 2009 yılında 9.705,55 TL, 2010 yılında 10.145,56 TL ve 2011 yılında 5.647,20 TL fazla ödeme yapıldığı, ÇEYGM ile DKMPGM’de çalışan 4/B sözleşmeli personel maaşları üzerinden ücretlerde meydana getirilen artışa paralel olarak prime esas kazanç tutarlarının ve SGK’ya ödenecek prim tutarlarının artırıldığı, sanık ... adına hesaplanan prime esas kazanç tutarları ve prim hesaplarında bu usulsüzlüğün süreklilik arz ettiği, 2008-2009 döneminde prim bildirgelerine kurum çalışanı olmayan ... ...’nın eklendiği, bazı yıllarda ve aylarda ise 2009 yılı Ocak-Şubat aylarında dikkat çekici düzeyde olmak üzere prim bildirgesine dahil personelin prime esas kazanç tutarları ve prim tutarlarının artırıldığı, 2004-2011 döneminde maaş tahakkuk evrakına göre, saymanlıkça Sosyal Güvenlik Kurumuna 473.143,37 TL fazla prim ödemesi yapıldığı, bunun yanı sıra aynı dönem için SGK kayıtlarına göre ise Bakanlığın Sosyal Güvenlik Kurumuna 171.503,33 TL prim borcunun bulunduğu, SGK kayıtlarındaki tahakkuk fişlerinin tahrif edilmiş gerçeğe aykırı prim bildirgeleri esas alınarak düzenlendiği dikkate alındığında sanık ... tarafından yapılan eylemler sebebiyle Bakanlıkça, Sosyal Güvenlik Kurumuna toplam 474.143,37 TL yersiz ödeme yapıldığı,
Sanık ...’nın banka hesap hareketlerinin incelemesinde; Çevre ve Orman Bakanlığında çalıştığı dönem olan 01.01.2002-15.05.2003 tarihleri arasında ve 16.05.2003 tarihinden 09.01.2008 tarihine kadar Vakıfbank ... Şubesi'nde açılan vadesiz mevduat hesabının kullanıldığı, 2003-2007 döneminde Çevre ve Orman Bakanlığı bütçesinden usulsüz işlem ve eylemlerde paraların “Maaş ödemesi(M)” ve “Ek ödeme(E)” açıklamalarıyla kurum maaş depo hesabından doğrudan bu hesaba aktarıldığı, hesap hareketlerinin incelenmesinde, bu hesap ile hesabına usulsüz para aktarılan kurum personeli ... ve inceleme dışı sanık ... adlarına adına açılı hesaplar ve kurum personeli olmadığı hâlde kurum maaş listesine eklenerek hesaplarına usulsüz para aktarılan ... ve ... adına olan banka hesaplarıyla para hareketlerinin olduğu, ...’ün maaş hesabına doğrudan farklı tarihlerde 24.304,27 TL usulsüz para aktarıldığı, kurum personeli olmadığı hâlde kendilerine maaş ve ek ödeme adı altında yersiz ödeme yapılan ..., ..., ... ve ...'a ait banka hesap hareketleri ve diğer belgelerin incelenmesinde ... hesabına 15.06.2006-15.09.2006 döneminde 25.254,86 TL, ... hesabına 15.09.2009-14.11.2009 döneminde 816.879,43 TL, ... hesabına 15.10.2006-15.12.2007 döneminde 125.160,56 TL, ... hesabına 26.12.2008-15.09.2009 döneminde 995.877,57 TL para aktarıldığı, toplam kamu zararının 6.341.339,00 TL olduğu, sanık ...’nın 4.192.144,95 TL, inceleme dışı sanık ...’nın 137.121,07 TL, kurum personeli ...’ün 24.304,27 TL, kurum personeli olmayan ...’ın 25.254,86 TL, ...’ın 816.879,43 TL, ...’nın 125.160,56 TL, ...’nın hesabına 995.877,57 TL geçirildiği, sahte maaş tahakkuk müzekkeresi, verile emri/maaş ödeme emri belgeleri ile ek özel hizmet tazminatı ödeme emirleri ve eki kanıtlayıcı belgelerin mutemet olan sanık ... tarafından saymanlığa verilmesi, saymanlıkça sahte ödeme emri belgelerindeki artırılmış ücret tutarlarının maaş protokolleri gereği maaş ödeme gününden en az iki gün önce ilgili Bankalar nezdindeki kurum depo hesaplarına aktarılması işlemlerinden sonraki aşamada, hüküm ihtiva eden maaş ödeme talimatlarının usulüne uygun olarak harcama birimlerinde düzenlenip evrak kaydına alındıktan sonra harcama yetkilisi imzası ile bankalara iletilmesi gerekirken, ÇEYGM ve DKMPGM'de çalışan 4/B statülü personel maaş ödeme talimatlarının artırılmış sahte maaş bordrolarındaki rakamlara göre mutemet olan sanık ... tarafından düzenlenerek imzalandığı ve bankalara fakslandığı, ödeme talimatlarının kurum kaydına alınmadığı, ayrıca kurum depo hesabında bekleyen toplam paranın personele dağıtımına yönelik olarak personel adı soyadı hesap numarası ve net ödeme tutarı bilgilerini içeren banka net ödeme listelerinin de yine artırılmış maaş bordrolarındaki toplam rakamlara paralel olarak mutemet olan sanık ... tarafından düzenlenerek elektronik ortamda (disket/e-mail yoluyla) bankalara iletildiği, dolayısıyla maaş ödeme talimatı ile banka net ödeme listelerinin de sahte olarak düzenlendiği, sanık ... tarafından usulsüz işlemlerle maaş hesaplarına aktarılan paraların, “SSK ödemesi, SSK gecikme bedeli, SSK cezası, SSK kapaması” işlem açıklamaları ile transfer edildiği, onaylı maaş listelerinin Bankaya gönderilmesi zorunluluğu hem maaş protokollerinde hem de 6 No.’lu Tebliğde hüküm altına alınmasına rağmen ÇEYGM ve DKMPGM'de çalışan personel maaş listelerinin yalnızca mutemetlerce düzenlenen e-mail listeleri şeklinde elektronik ortamda (bant) bankaya iletildiği, tahakkuk dairelerince saymanlıkça tasdik edilen maaş listelerinin bankaya gönderilmesi yönünde bir uygulama yapılmadığı, onaylı listelerin gönderilip gönderilmediği hususunun banka tarafından da aranmadığı, böylelikle tahakkuk eden ve ödenmesi gereken net maaş ödeme listeleri ile banka tarafından gerçekleştirilen ödemelerin karşılıklı kontrol edilmesi gerekliliği ihmal edilerek, sözleşmeli personel maaşları üzerinden usulsüz işlemlerle kamu zararının doğmasına neden olunduğu, ödeme talimatında toplam tutarları belirtilen maaş ve ek ödemelerin ve personel net ödeme listelerinin de sanık ... tarafından bant üzerinden veya e-mail yoluyla Bankaya gönderildiği, Tebliğ ve protokol hükümleri gereğince Bakanlığın protokol kapsamındaki personel aylıklarını yalnızca akit banka şubesi aracılığıyla ödenmesini sağlama, Bankanın da protokolün yürürlük tarihinden sonra başka şube nezdinde tanımlı personel hesaplarına para aktarmama ve aksine bir durumun varlığının tespiti hâlinde Bakanlığa bildirim yükümlülüğü olduğu hâlde 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sanık ... adına açılan maaş hesapları ile kurum personeli olmayan kişiler adına başka şubelerde açılı vadesiz maaş hesaplarına maaş ve ek ödeme açıklamalarıyla doğrudan yatırılan paraların protokol kapsamında ödenebilecek maaş ve ek ödemelere kıyasla olağan dışı rakamlar olduğunun kolayca fark edilebilecek durumda bulunduğu,
Emniyet Genel Müdürlüğü ... Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünün 08.06.2012 tarihli ve 1223 numaralı raporunda özetle; 2008 yılı maaş ödeme evrakının Sayıştaydan temin edilen ve sahtecilik yapıldığı belirtilen asıl nüshalarının ödeme emri belgeleri/muhasebe işlem fişleri, maaş bordroları ve banka net ödeme listelerinin, kurumda kalan nüshaları ile mukayese edilmesi neticesinde; tetkike konu belgelerdeki imzalar üzerinde yapılan incelemelerde söz konusu belgelerdeki düzenleyen, harcama yetkilisi, muhasebe yetkilisi ve kontrol memuru bölümlerindeki imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmış oldukları, imzalar arasında yapılan karşılaştırmada, imzaların genel şekli ve tersim tarzı, imzaların başlangıcı ve sonlandırılışı, imzalar içindeki el hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve ihtiyati diğer hususiyetler yönünden uygunluk görüldüğü, söz konusu imzaların aynı şahıs veya şahıslar elinden çıktığı kanaatine varıldığı, mühürlerin ıslak mürekkepli mühür ile basıldığının tespit edildiği, inceleme konusu belgeler üzerindeki mühür izlerinin mukayese konusu belgeler üzerindeki mühür izlerinin basıldığı mühür ile basıldığı, söz konusu ödeme emri belgelerinde ilk nazarda dikkati çekip kolaylıkla anlaşılabilir nitelikte herhangi bir sahtelik emaresi bulunmadığı, söz konusu belgelerin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olacağı, tetkike konu ücret bordroları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, bazı belgelerin mutemet ve gerçekleştirme görevlisi hanelerinde atılı bulunan imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmış, bazı belgeler üzerindeki imzaların ise karbon nüshası imzalar olduklarının müşahede ve tespit edildiği, tetkike konu belgeler ile mukayese konusu belgeler üzerindeki mutemet ve gerçekleştirme görevlisi hanelerindeki imzalar arasında karbon nüsha imzaların da imkân verdiği ölçüde karşılaştırılması neticesinde, imzaların genel şekli ve tersim tarzı, imzaların başlangıcı ve sonlandırılışı, imzalar içerisindeki el hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve ihtiyati diğer hususiyetler yönünden inceleme konusu ve mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların üst üste çakıştıklarının tespit edildiği, inceleme konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların, mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların karbon nüshası oldukları sonucuna varıldığı, inceleme konusu belgeler üzerindeki mühür izlerinin mukayese konusu belgeler üzerindeki mühür izlerinin basıldığı mühür ile basıldığı, tetkike konu ücret bordrolarının ilk nazarda dikkati çekip kolayca anlaşılabilir nitelikte herhangi bir sahtelik arıza ve emaresi bulunmadığı cihetle, söz konusu belgelerin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olduğu, tetkike konu işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde, söz konusu belgelerden bir kısmının karbon nüshası imza, bir kısmının ise ıslak mürekkepli kalemlerle atılmış olduklarının müşahede ve tespit edildiği, imzaların karşılaştırılması neticesinde, mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaların karbon nüshaları oldukları sonucuna varıldığı, söz konusu imzaların aynı şahıs/şahıslar elinden çıktığı, mühürler arasında uygunluk görüldüğü, tetkike konu işçi banka listeleri üzerinde ilk nazarda dikkat çekip kolayca anlaşılabilir nitelikte sahtelik arıza ve emaresi bulunmadığı cihetle söz konusu belgelerin iğfal kabiliyetini haiz olduğu görüşüne yer verildiği,
Emniyet Genel Müdürlüğü ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 10.07.2012 tarihli ve 1169 numaralı Kriminal Uzmanlık Raporunda özetle; 2008 yılına ilişkin maaş ödeme belgeleri, ödeme emirleri, maaş bordroları, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde; tetkike konu ödeme emri belgesi, üzerindeki ..., ..., ... ve ... adına atılı bulunan imzaların, ... ve sanık ... adına atılı bulunan imzaların, ..., ..., ... ve ... adına atılı bulunan imzaların ve net ödeme listesi ve bordrodaki ... ve sanık ... adına atılı bulunan imzaların ıslak mürekkepli kalemle atılmış olduğu, banka net ödeme listesindeki ... adına atılı bulunan imzanın karbon nüsha olduğu, imzalar ile mukayese belgeler arasında uygunluk görüldüğü ve bahse konu imzaların aynı şahsın elinden çıktığı, inceleme konusu banka net ödeme listesi üzerindeki ... adına atılı bulunan imza ile mukayese belgeler üzerindeki aynı şahıs adına atılı bulunan imzalar arasında benzerlikler bulunduğu, bahse konu imzanın karbon nüsha olması sebebiyle aynı şahsın elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün olduğu, inceleme konusu belgeler üzerindeki mühürlerin ıslak mürekkeple oluşturulduğu, inceleme ve mukayese belgeler üzerindeki mühür izlerinin aynı mühürle oluşturulmuş olduğu görüşüne yer verildiği,
Emniyet Genel Müdürlüğü ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 22.06.2012 tarihli ve 1218 numaralı raporunda özetle; 2009 yılına ilişkin maaş ödeme belgeleri, ödeme emirleri, muhasebe işlem fişleri, maaş bordroları, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde, tetkike konu ödeme emri belgeleri-muhasebe işlem fişlerindeki düzenleyen, harcama yetkilisi, bölümlerindeki imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmayıp, bilgisayar yazıcısı yardımıyla renkli kopya yöntemiyle söz konusu bölümlere basılmış olduğu, ödeme emri belgelerinin ön yüzündeki kontrol memuru ve muhasebe yetkilisi bölümlerindeki imzaların ise ıslak mürekkepli kalemle atılmış olduğu, ödeme emri belgeleri ve mukayese konusu belgeler üzerindeki düzenleyen ve harcama yetkilisi bölümlerindeki imzalar arasında benzerlikler görüldüğü, inceleme konusu belgeler üzerindeki renkli kopya yoluyla basılmış imzaların, mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaları atan şahısların orijinal imzalarının bilgisayar programları yardımıyla alınıp inceleme konusu belgeler üzerine laser-jet yazıcı yardımıyla basıldıkları sonucuna varıldığı, ücret bordroları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, belgelerin mutemet ve gerçekleştirme görevlisi hanelerinde atılı bulunan imzaların karbon nüsha imzalar oldukları, mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların üst üste çakıştırıldıklarının tespit edildiği, inceleme konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların, mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların karbon nüshası oldukları sonucuna varıldığı, ıslak imzalı mukayese ücret bordroları ile mukayese konusu belgeler arasında uygunluk görüldüğü, söz konusu imzaların aynı şahıs-şahıslar elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün olduğu, işçi banka hesap listelerindeki imzaların karbon nüsha imzalar oldukları, inceleme konusu belgeler üzerindeki imzaların mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaların karbon nüshaları olduğu, mühürlerin incelenmesinde tetkike konu belgeler üzerinde basılı mühürler ile mukayese belgeler üzerinde basılı mühürler arasında uygunluk görüldüğü, mühür izlerinin aynı mühür ile oluşturulduğu tetkike konu ödeme emri belgeleri, ücret bordroları ve işçi banka hesap listeleri üzerinde ilk nazarda dikkat çekip kolayca anlaşılabilir nitelikte sahtelik arıza ve emaresi bulunmadığı cihetle söz konusu belgelerin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olduğu kanaatine varıldığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 19.06.2012 tarihli ve 1225 numaralı raporunda özetle; 2010 yılına ilişkin maaş ödeme belgeleri, ödeme emirleri, muhasebe işlem fişleri, maaş bordroları, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde; tetkike konu belgeler üzerindeki düzenleyen, harcama yetkilisi, bölümlerindeki imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmayıp, bilgisayar yazıcısı yardımıyla renkli kopya yöntemiyle söz konusu bölümlere basılmış olduğu, 15 Ocak-14 Şubat 2010 dönemi maaş ödeme emri belgesi üzerindeki gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisi bölümlerinde atılı imzaların ve ödeme emri belgelerinin ön yüzündeki kontrol memuru ve muhasebe yetkilisi bölümlerindeki imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmış oldukları, inceleme konusu belgeler üzerindeki renkli kopya yoluyla basılmış imzaların, mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaları atan şahısların orijinal imzalarının bilgisayar programları yardımıyla alınıp inceleme konusu belgeler üzerine laser-jet yazıcı yardımıyla basıldıkları sonucuna varıldığı, imzaların karşılaştırılması neticesinde, söz konusu imzaların aynı el ürünü olduğu, ücret bordroları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, belgelerin mutemet ve gerçekleştirme görevlisi hanelerinde atılı bulunan imzaların karbon nüsha imzalar olduğu, bordro üzerindeki gerçekleştirme görevlisi ve mutemet adına atılı bulunan imzaların ise fotokopi imzalar olduğu, imzaların üst üste çakıştıklarının tespit edildiği, inceleme konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların, mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların karbon nüshası oldukları sonucuna varıldığı, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde, tetkike konu belgeler üzerindeki imzaların EK: 36 yazılarak işaretlenmiş banka hesap listesi hariç karbon nüsha imzalar olduğu, EK: 36 numaralı belge üzerindeki imzanın ise fotokopi olduğu, imzaların üst üste çakıştıklarının tespit edildiği, inceleme konusu belgeler üzerindeki imzaların mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaların karbon nüshaları oldukları sonucuna varıldığı, mühürler arasında uygunluk görüldüğü ve mühür izlerinin aynı mühür ile oluşturulduğu, söz konusu belgelerin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olduğu görüşüne yer verildiği,
Emniyet Genel Müdürlüğü ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 19.06.2012 tarihli ve 1219 numaralı raporunda özetle; 2009 yılına ilişkin maaş ödeme belgeleri, ödeme emirleri, muhasebe işlem fişleri, maaş bordroları, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde; tetkike konu ödeme emri belgeleri, muhasebe işlem fişleri üzerindeki imzalar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, EK: 1, 10, 13, 16, 19, 22, 25, 28 ve 31 numaralı belgeler üzerindeki düzenleyen, harcama yetkilisi, bölümlerindeki imzaların ıslak mürekkepli kalemlerle atılmayıp, bilgisayar yazıcısı yardımıyla renkli kopya yöntemiyle söz konusu bölümlere basılmış oldukları, EK: 4, 7 numaralı ödeme emri belgelerindeki düzenleyen ve harcama yetkilisi bölümündeki imzalar ile ödeme emri belgelerinin ön yüzündeki kontrol memuru ve muhasebe yetkilisi bölümlerindeki imzaların ise ıslak mürekkepli kalemlerle atılmış olduğu, inceleme konusu belgeler üzerindeki renkli kopya yoluyla basılmış imzaların, mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaları atan şahısların orijinal imzalarının bilgisayar programları yardımıyla alınıp inceleme konusu belgeler üzerine laser-jet yazıcı yardımıyla basıldıkları, ücret bordroları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, belgelerin mutemet ve gerçekleştirme görevlisi hanelerinde atılı bulunan imzaların karbon nüsha imzalar olduğu, imzaların üst üste çakıştıklarının tespit edildiği, inceleme konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların, mukayese konusu ücret bordroları üzerindeki imzaların karbon nüshası oldukları sonucuna varıldığı, tetkike konu EK: 14, 29 ve 32 numaralı ücret bordroları ile mukayese konusu belgeler üzerindeki imzalar arasında benzerlikler görüldüğü, söz konusu imzaların aynı şahıs/şahıslar elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün olduğu, işçi banka hesap listeleri üzerinde yapılan incelemelerde, tetkike konu belgelerdeki imzaların karbon nüsha imzalar olduğu, imzaların üst üste çakıştıkları, inceleme konusu belgeler üzerindeki imzaların mukayese konusu belgeler üzerindeki imzaların karbon nüshaları olduğu, söz konusu imzaların aynı şahıs/şahıslar elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün bulunduğu, mühür izlerinin aynı mühür ile oluşturulduğu sonucuna varıldığı, tetkike konu ödeme emri belgeleri, ücret bordroları ve işçi banka hesap listeleri üzerinde ilk nazarda dikkat çekip kolayca anlaşılabilir nitelikte sahtelik arıza ve emaresi bulunmadığı cihetle söz konusu belgelerin aldatma (iğfal) kabiliyetini haiz olduğu kanaat ve görüşüne varıldığı,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27.08.2014 tarihli ve 3727 sayılı yazına göre; sanık ...’nın atılı fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak bir arızanın içinde olduğuna dair herhangi bir tıbbi bulgu ve belgeye rastlanmadığı, sanığın suç tarihinde cezai sorumluluğunun tam olduğuna kanaat getirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ...; Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile çalışan bir taşeron firmada temizlik elemanı olduğunu, maaş ödeme talimatlarının bankalara kimler tarafından verildiğinin ve bunlarla ilgili saymanlığa verilmesi gereken belgelerin kim tarafından teslim edildiğinin sorulması üzerine, inceleme dışı sanığın düzenlemiş olduğu evrakı sanığa teslim ettiğini, saymanlığa verilmesi gereken evrakın kim tarafından teslim edildiğini bilmediğini,
Tanık ...; sanığın eşi olduğunu, Vakıfbank Başkent Şubesi'nde adına olan banka hesabını sigortadan alacağı paranın yatırılması için açtırdığını, daha sonra sanığın bankamatik kartını evdeki eşyalarının arasından alıp kullandığını, 26.12.2008 ile 15.09.2009 tarihleri arasında 10 farklı işlem ile 995.877,57 TL’nin bilgisi dışında hesabına yatırıldığını, sanık tarafından kartının kullanıldığını olaylar ortaya çıkınca öğrendiğini, kayınpederinden dolayı geçim sıkıntılarının olmadığını, sanığın fazla harcamalarının dikkatini çektiğinden bunu sanığa sorduğunda gelirinin kaynağını açıklamadığını,
Tanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında; 2004 yılı Haziran ayında Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Saymanlığında çalışmaya başladığını, 2006 yılının Ekim ayına kadar Saymanlık Müdürlüğünde belgelerin veri girişini yaptığını, 2006 yılı Ekim ayından sonra ise Çevre ve Orman Bakanlığının tüm memur ve diğer çalışanlarının maaş ve ek ödemeleri ile ilgili ödeme belgelerini kontrol ile görevlendirildiğini, Bakanlığın merkez birimlerinde çalışan 4/B statülü sözleşmeli personelin maaş ve ek ödemelerini de kontrol ettiğini, o dönemde 4/B sözleşmeli personel maaş ödeme evrakının mutemet olan sanık tarafından kendisine getirildiğini, söz konusu evrakın saymanlık müdürlüğünce alınıp kendisine havale edilmesi gerekirken bu yolun izlenmediğini, evrakın tümünün sanık tarafindan teslim edildiğini, kendisinin kontrolünü yaptıktan sonra saymanlık müdürüne sunduğunu, evrak kontrol sürecinin bu şekilde yapıldığını, yaptığı kontrollerin ödeme belgesi eki maaş bordrolarındaki toplam rakamlar ile ödeme belgesine yansıyan toplam rakamların ve hesapların doğruluğu ile sınırlı olduğunu, ayrıca ödeme belgesindeki evrakın tam olup olmadığını da kontrol ettiğini, bordrolardaki rakamlarda herhangi bir değişiklik yapacağı konusunda sanıktan şüphelenmediğini, özellikle 2008 yılının 12. ayından sonraki bordrolarda ve ödeme belgelerinde yüksek miktarlı net ödeme tutarlarının dikkatini çekmediğini, bir önceki ayın ödeme miktarını da hatırlamadığından fahiş artışları fark etmediğini, ödeme belgesi ve ekindeki harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlilerinin imzalarını kontrol ettiğini, bir kısım imzaların sahte olduğunu tespit edemediğini,
Mahkemede; 2004 yılından 2013 yılı Şubat ayına kadar Orman ve Su İşleri Bakanlığında veri hazırlama kontrol işletmeni olarak çalıştığından sanığı ve inceleme dışı sanığı tanıdığını, suç tarihinde maaş bordrolarının ve ödeme emirlerinin saymanlığa kim tarafından teslim edildiğinin sorulması üzerine, maaş bordroları ve ödeme emirlerinin genellikle sanık tarafından saymanlığa teslim edildiğini ve söz konusu belgelerin sanık tarafından hazırlandığını, 4/B’li personelin bordrolarının kim tarafından hazırlandığının ve imzalandığının sorulması üzerine, sanık bilgisayar programcısı olduğu için bilgisayar programını kendisinin yaptığını, sanık ... inceleme dışı sanığın aynı birimde mutemet olduklarını, bordroların kim tarafından hazırlandığını denetleme görevinin olmadığını,
Tanık ...; Çevre ve Orman Bakanlığı nezdinde temizlik işi yapan taşeron firmada 2005 yılında çalışmaya başladığını, 23 Eylül 2011 tarihinde sanığın sabah saat 06.30’da saymanlığa gizlice girip girmediğinin sorulması üzerine, bu konuda bilgisinin olmadığını, saat 07.30’da mesaiye başladığını, o saatten önce iş yerinde bulunmadığını, sanığın bir gün saat 07.30-08.00 arası işe geldiğini, kendisinden çöp poşeti istemesi üzerine "Ev mi taşıyacaksın?" dediğini, sanığın da “Evet ev taşıyacağım.” şeklinde cevap vermesi üzerine rulo hâlindeki çöp poşetlerini sanığa verdiğini,
Tanık ...; sanık ... inceleme dışı sanıkla 2007-2010 yılları arasında Çevre ve Orman Bakanlığında beraber çalıştıklarını, kendisinin bilgisayar işletmeni olduğunu, sanığın da 4/B personeli olup sözleşmeli olarak çalıştığını, diğer personel ile 4/B’lilerin maaşlarından sorumlu olduğunu, inceleme dışı sanık ...’un ise memur olarak harcırahlarla ilgilendiğini, 4/B statüsünde çalışanların maaş bordroları ve ödeme emirlerinin kim tarafından yapıldığının, ayrıca düzenlenen evrakın saymanlığa kim tarafından teslim edildiğinin, inceleme dışı sanığın bilgisayar işlemlerini gerçekleştirecek derecede bilgisayar bilgisinin olup olmadığının sorulması üzerine, maaş bordrolarını sanığın düzenlediğini, 2009 yılında sanığın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne geçtiğini ancak yine sanığın 4/B’lilerin maaşlarını yapmaya devam ettiğini, düzenlenen evrakın saymanlığa genelde sanık tarafından teslim edildiğini, hep birlikte çalıştıkları için bazen kendileri veya başkalarının da bu evrakı orada çalışan personele vermek kaydıyla saymanlığa teslim ettiklerini, inceleme dışı sanığın personel maaşlarını yapabilecek şekilde bilgisayar eğitimi almadığını, sanığın 2009 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne geçmesinden sonra maaşların yine sanık tarafından yapılmasına rağmen inceleme dışı sanık yapmış gibi işlem gerçekleştirildiğini, yani inceleme dışı sanık tarafından imzalandıktan sonra, genel müdürlüğün de imzasıyla saymanlığa ilgili evrakın gönderildiğini,
Tanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında; Hizmet Hidrolik Limited Şirketinde satış elemanı olarak çalıştığını, sanığın babasına ait dairede kiracı olduğundan sanıkla tanışıklıklarının olduğunu, Vakıfbank Dikmen Şubesi'nde bulunan vadesiz hesabın kendisi tarafından açılıp açılmadığını hatırlamadığını, ancak Açıköğretim Fakültesi işlemleri sebebiyle 2002-2003 yıllarında Vakıfbankta vadesiz hesap açtırdığını, bunun dışında Vakıfbank bankamatik kartını alıp almadığını anımsamadığını, sanığa güvendiği için bankamatik kartını zaman zaman vermiş olabileceğini, ama Vakıfbank bankamatik kartını verdiğini hatırlamadığını, adına olan Vakıfbank Dikmen Şubesi'nde açılmış bulunan hesaba maaş adı altında 15.06.2006 tarihinde 6.139,30 TL, 15.07.2006 tarihinde 6.218,57 TL, 15.08.2006 tarihinde 5.870,66 TL, 15.09.2006 tarihinde 7.026,33 TL yatırıldığını ve bu paraların kim tarafından ve ne zaman hesaptan çekildiğini de bilmediğini, hatırladığı kadarıyla 2006 yılında Vakıfbank Ostim Şubesi'nden 7.000 TL civarında bir para çekip sanığa teslim ettiğini, kendisine gösterilen 15.09.2006 tarihli işlemle ilgili bu paranın hesabına nereden geldiğini sanığa sorduğunda sanığın bir yerden havale geleceğini, memur olduğundan hesabı kabarık görünmesin diye parayı hesabına yönlendirdiğini söylediğini,
Savcılıkta; sanığın babasının evinde kiracı olması nedeni ile sanığı 1999 yılından itibaren tanıdığını, 2005 yılına kadar da kira ilişkisinin devam ettiğini, kendisinin inşaat işi ile uğraştığını, bazen işlerini takip etmesi için sanığa banka kartlarını verdiğini, Açık Öğretim Fakültesinde okurken Vakıfbank Dikmen Şubesi'ne ait banka kartının olduğunu ve sanığın bu kart üzerinden işlem yaptığını, sanığın hesabına 2006 yılında 25.254,86 TL'yi yatırdığından haberinin olmadığını, hesabının kullanılması karşılığı sanıktan para almadığını,
Tanık ...; sanığın annesi olduğunu, 4-5 yıl kadar önce evinin fayansları zarar gördüğünden, sigortadan zararının tazmin edilmesi amacıyla adına açılan hesaba ait bankamatik kartının kullanıldığını, kendisinin söz konusu bankamatik kartını hiç görmediğini, hesabına 15.10.2006 ile 15.10.2007 tarihleri arasında 17 farklı işlemle aktarılan toplam 125.160,56 TL'den haberinin olmadığını ve kendisine bir bilgi verilmediğini, Vakıfbank Kolej Şubesi'ne gitmeden sanığın kendisi adına bankamatik kartı çıkardığını,
Tanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında; ... Üniversitesi İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisi olduğunu, sanığın üvey dayısı olduğunu, akrabalığa dayalı güven ilişkisinden dolayı Vakıfbank'tan aldığı bankamatik kartını 2009 yılının yaz aylarında sanığa verdiğini, kartın sanık tarafından yılın sonuna kadar yaklaşık 3-4 ay kullanıldığını, Vakıfbank Başkent Şubesi'nde adına açılan vadesiz hesabı kendisinin kullandığını, sanığın kullandığı bankamatik kartını da bu şubeden aldığını, hesabına Çevre ve Orman Bakanlığı personeli adı altında maaş açıklamasıyla 15.09.2009 tarihinde 200 TL, 15.10.2010 tarihinde 307.490,27 TL ve 14.11.2009 tarihinde 309.389,16 TL’nin ne zaman ve ne şekilde yatırıldığını bilmediğini, bu paraları kendisinin çekmediğini, kimin tarafından çekildiğini de bilmediğini, hesabındaki yoğun para hareketlerini görünce sanığa sorduğunda onun “Bu paralar babamın birikmiş paraları, bir usulsüzlük olsa kurum yılda iki kere inceliyor ortaya çıkardı, sen rahat ol.” dediğini, o dönemde zaman zaman yüksek miktarlı EFT onayları için Vakıfbank’tan arandığını, EFT öncesi sanığın telefonla arayarak EFT onayı için aranacağını söylediğini, bunun üzerine bankanın EFT taleplerini onayladığını, hesabına yatırılan paralarla hiçbir ilgisinin bulunmadığını,
Savcılıkta; sanığın üvey dayısı olduğunu, tarihini net olarak hatırlayamadığı 2009 yılında sanığın bankamatik kartının ATM'de kaldığını söyleyerek adına gönderilecek parayı çekmesi için Vakıfbank Başkent Şubesi'ndeki hesabını ve bankamatik kartını kullanıp kullanamayacağını sorunca bu teklifi kabul ettiğini, banka kartınının şifresini söyleyip sanığa verdiğini, hesabına sanık tarafından 15.09.2009-14.11.2009 tarihleri arasında üç farklı işlemle aktarılan 816.879,43 TL'den haberinin olmadığını, bankamatik kartını sanığa verdikten sonra hesap hareketlerini incelemediğini, sanığın gerçekleştirdiği iddia edilen olaylar hakkında bilgisinin olmadığını,
Tanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında; Temmuz 2003 ile 2007 yılı arası Teftiş Kurulu Başkanlığında maaş mutemedi olarak görev yaptığını, Mayıs 2003, Mart-Haziran-Temmuz 2005 aylarında maaş hesabına yatırılan fazla paralar hakkında bilgisinin bulunmadığını, bu paranın hangi hesaptan, ne şekilde kimin tarafından yatırıldığını bilmediğini, sanığın zaman zaman hesabına para yatırılacağını söyleyerek kendisine ait bankamatik kartını alıp kullandığını,
İnceleme dışı sanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında; 1997 yılından bu yana Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde bilgisayar işletmeni olarak çalıştığını, 2003 yılında Çevre Bakanlığı ile Orman Bakanlığının birleşmesinden sonra Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İdari ve Mali İşler Şubesinde çalıştığını, 2008 yılına kadar evrak işleri ile döner sermayeden ödenen yolluk işlemlerinden, 2008 yılının Ağustos ayından sonra ise Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde 4/B statüsünde çalışan personelin maaşlarından sorumlu olduğunu, görevlendirildiği tarihe kadar 4/B’li personelin maaşlarını sanığın gerçekleştirdiğini, sanığın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde görevlendirilmesinden sonra 4/B’lilerin maaşlarından kendisinin sorumlu olduğunu, sanığın Bakanlıktaki tüm 4/B’li personelin maaşlarını yaptığından maaş programının onda olduğunu, kendisinin sadece 4/B’li personelin sigorta ve rapor gibi bilgilerini verdiğini, maaşların bilgisayardan dökümünün alınması, ödeme emrinin düzenlenmesi gibi işlemleri sanığın yaptığını, bordroları imzaladığını, ödeme emrine bağlanan maaş listelerini ve eklerini gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisine imzalattığını, bu evraktan ödeme emirlerini üç nüsha, listeler ile tahakkukta kullanılan diğer evrakı ise iki nüsha hâlinde düzenlediklerini, evrakı imzalattıktan sonra tüm ödeme evrakını sanığa teslim ettiğini, üç nüsha imzalanan 4/B’li maaş tahakkuk evrakını merkez saymanlığına sanığın teslim ettiğini, saymanlıkça onaylanan net ödeme listelerinin e-maillerini ilgili bankaya yine sanığın gönderdiğini, maaş tahakkuk dosyasının yıl sonunda kendisine iade edildiğini, ödeme emirlerinin ne şekilde değiştirildiğini bilmediğini, kendisinin imzalattığı üç nüsha ödeme emrinin tamamının aynı bilgi ve tutarları içerdiğini, sanığın kendisinden teslim aldığı 4/B’lilerin maaşlarını saymanlığa nasıl verdiğini bilmediğini, ancak bir üst yazı ile vermediğini, sanığın kendisine imzalattığı asıl suretlerden birinin gönderildiğini, bu şekilde en son 2010 yılı dosyalarının kendisine ulaştırıldığını, Ağustos 2011’den sonra 4/B’liler kadroya geçtiğinden maaşların tek liste hâlinde düzenlendiğini, 2008 yılının sonlarına doğru ekonomik yönden sıkıntısının olduğunu, sanığa ve iş yerindeki arkadaşlarına anlatınca, sanığın “Sana borç verebilirim.” deyip vereceği borcun meblağını söylemediğini, parayı her ay maaş hesabına göndereceğini söylediğini, parayı nereden bulacağını sorduğunda babasının Belçika’dan emekli olduğunu, anne ve babasının kendisine vekâletname verdiklerini söyleyince kabul ettiğini, her ayın 15’inde 2.500 TL ile 11.000 TL arası miktarın maaş hesabına yatırıldığını, bu şekilde 15 Temmuz 2011 tarihine kadar ödemenin devam ettiğini, net maaşının ise ortalama 1.300-1.600 TL olduğunu, fazla ödenen paraları sorması üzerine sanığa "Bunları sorun etme." dediğini, bunun üzerine borçlardan dolayı sanığa ödeme yapmadığını, samimi olduklarından zaman zaman ihtiyacı için bankamatik kartını sanığa verdiğini, havale işlemleri yaptığını, kimlere ne kadar aktardığını bilmediğini, sanığın çoğu zaman hesabına fazla para yatırıldığını, bankamatik kartının yanında olmadığını söyleyerek bankamatik kartını alıp hesabındaki fazla parayı kendi hesabına aktardığını, hesabına yapılan usulsüz işlemler sonucu fazladan ödeme yapıldığını anlaması hâlinde müdahalede bulunacağını, maaşına fazladan yatırılan 133.000 TL’yi 18.10.2011 tarihinde merkez saymanlığına ödediğini,
Savcılıkta; Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde bilgisayar işletmeni olup bu birimdeki personelin maaşını hazırladığını, kendisinin de bu listeden maaşını aldığını, sanığın ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde bilgisayar programcısı olarak çalışıp bu birimdeki 4/B'li personelin maaşlarını hazırladığını, ayrıca sanık ile aynı mahallede oturdukları için de görüştüklerinden 2009 yılı Şubat ayında maddi sıkıntısı olduğunu anlatınca sanığın, “Canını sıkma ben sana yardımcı olacağım.” dediğini, bu görüşmeden sonraki her maaş tahakkuk eden ayın 15'inde 2.700 ile 10.000 TL arasındaki bir meblağın hesabına fazladan yatırıldığını, sanığa bunu nasıl yaptığını sorduğunda “Sen işini gör merak etme arkadaşız. Bana güvenmiyor musun?” dediğini, bunu amirleri ile görüşmediğini çünkü sanığın kendisine yardım ettiğini düşündüğünü, sanığın kendisine gönderdiği parayı usulsüz bir şekilde temin ettiğini öğrenince ve maaş hesabını inceleyince 133.000 TL'nin fazladan hesabına aktarıldığını tespit ettiğini, bu parayı Orman ve Su İşleri Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğüne yatırdığını, sanığın zaman zaman bankamatik kartını alarak kullandığını, kendi uhdesinde gözüken 133.000 TL'nin yaklaşık 100.000 TL'sini bankamatik kartı ile farklı zamanlarda sanığın çektiğini, bu parayı çekerken “Ben senin maaşına fazla para yatırdım.” diyerek bu parayı çektiğini,
Mahkemede; hiçbir zaman 4/B sözleşmeli personel maaşı ile ilgili herhangi bir belge düzenlemediğini, bunun Çevre ve Orman Bakanlığında 2003 yılından beri sanık tarafından yapıldığını, Bakanlıktaki tüm 4/B statüsündeki personelin maaşının gerçekleştirilmesinden sanığın sorumlu olduğunu, Bakanlıkta üç tane Genel Müdürlük olduğunu, çalıştığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde de 66 tane 4/B statüsünde personel olduğunu, bu 66 personel ile ilgili her maaş döneminde değişen bir durum olduğunda sanığa bilgi verdiğini, maaş programı sanıkta olduğu için sanığın verileri girip daha sonra işlemi yaptıktan sonra dökümünü alıp kendilerine verdiğini, sanığın bunları düzenlemesinden sonra ödeme emri ve maaş bordrolarını kendisinin kontrol ettiğini, kontrol sonrası imzalayıp harcama yetkililerine de imzalatarak söz konusu belgeleri tekrar sanığa verdiğini, onun da evrakı düzenleyip saymanlığa teslim ettiğini, kendisinin imzaladığı evrakta herhangi bir usulsüzlük olmadığını, sanığın çalışan personelin 2-3 katı oranında personel çalışıyormuş gibi belge düzenlediğine tanık olmadığını, kendisinin imzaladığı belgelerin ıslak imzalı olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Müfettiş tarafından alınan beyanında, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde çalışan 4/B’li sözleşmeli personel maaşlarını düzenlerken ödeme emri, maaş icmali, maaş bordrosu, arazi tazminatlarına ilişkin geçici görevlendirme olurları, özel sigorta kesenekleri, net ödeme, banka listesi ile personel bilgi formlarını üçer suret tanzim ettikten sonra Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde maaş işleri ile ilgili şube müdürlerine paraflattığını, daha sonra gerçekleştirme görevlileri ve harcama yetkililerine imzalatıp düzenlemiş olduğu evrakın iki nüshasını Strateji Geliştirme Başkanlığına kontrol için gönderdiğini, 2006 yılından sonra düzenlemiş olduğu ödeme emri belgelerini Strateji Geliştirme Başkanlığı 5.000 TL'nin üzerindeki maaş ödemelerinin doğrudan saymanlık müdürlüğüne gönderilmesi gerektiğinden bahisle kabul etmeyince 2006 yılından sonra ödeme emri belgeleri ve eklerini saymanlığa gönderdiğini, 2003-2008 yılları arasında maaş ödemelerine ilişkin düzenlenen evrakın hepsinin orijinal ve ıslak imzalı olduğunu, 2009-2011 Temmuz dönemi arasında düzenlenen evrakın saymanlığa giden ödeme emri hariç ikinci nüshalarının fotokopi olduğunu, saymanlıktan sonra maaşların ödemesinin yapıldığı banka şubelerine personel listelerini e-mail ortamında gönderdiğini, bu ödeme emri belgeleri ile adına ve bu konuyla ilgili bilgisi olmayan farklı kişilerin adına açılan hesaplara para aktardığını, bu işleri 2003 yılında bir rus fuhuş çetesinin kendisinin uygunsuz görüntüleriyle şantajda bulunması üzerine gerçekleştirmeye başladığını, yapmış olduğu bu olayların açığa çıkması için elinden geleni yaptığını, fakat kimsenin tespit edemediğini, 2009-2011 Temmuz döneminde ise Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile ÇED Genel Müdürlüğünde çalışan sözleşmeli personel sayısını ilgili genel müdürlüklerin personel listesinde bulunan isimleri bir başka genel müdürlüğün listesine ekleyerek ve aynı personeli ikinci defa mükerrer yazarak ayrıca maaş unsurunu oluşturan gelir vergisi, damga vergisi, SSK ve brüt ücret kalemlerinde oynamalar yaparak evrak düzenlediğini, saymanlığa gönderilen evrakın ıslak imzalı olması gerekirken bunları fotokopi olarak gönderip bu şekilde yakalanmak amacıyla hareket ettiğini, SSK ödemelerine ilişkin evrakın da maaş ödeme evrakı ile birlikte düzenlendiğini, Bakanlıkta SSK ödemelerini 2009 yılının Ağustos ayına kadar elden SSK ... İl Müdürlüğüne teslim ettiğini, 2009 yılının Ağustos ayından sonra kendisine, ..., ... ve ... ...'da bulunan şifrelerle elektronik ortamda gönderildiğini, elektronik ortama geçildiğinde prime esas maaş unsurları yanlış olduğundan ortaya çıkan SSK prim artışını kurumda çalışmayan oğlu ... ... adına gönderdiğini, burada SSK primleri ile ilgili usulsüzlük yapmadığını, sadece kurum personeli olmayan bir kişi adına SSK primi gönderdiğini, saymanlığın SSK primlerini kontrol edip SSK listelerini ilgili birimlerden almak zorunda olmasına rağmen bu evrakın gereksiz denilerek kendisine iade edildiğini, kurum adına oğlu ... ... adına yatırılan prim dışında herhangi bir usulsüzlük yapmadığını, bunun döner sermayeden yapılan ek ödemelere bakıldığında görüleceğini, bu işleri inceleme dışı sanık ...’la 2009 yılından itibaren beraber yaptıklarını, bu dönemde Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü evrakını kendisinin düzenlediğini, inceleme dışı sanığın ise yetkililere imzalattığını, inceleme dışı sanığın bu işlerden 600.000 TL'ye yakın para aldığını, bu olayda tanık ...'e de 24.000 TL para aktardığını, bu parayı bankadan tanık...'ın bankamatik kartını kullanarak çektiğini, bunun dışında ne kendisinde ne de başkasında para olmadığını,
Müfettişe sunduğu 02.10.2012 tarihli dilekçede; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne ait 2009-2011 yılları ödeme emirleri belgelerinde yer alan harcama görevlisi ve gerçekleştirme görevlisine ait imzaları kendisinin, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğüne ait belgelerdekileri ise inceleme dışı sanık ...’un makasla kesip gerçekleştirme görevlisi ve harcama görevlisinin imzalarını alıp yeni oluşturduğu ödeme emri belgesindeki imza bölümlerine yapıştırarak renkli fotokopi ile çoğalttıklarını ve bu surette ödeme emirlerini düzenlediklerini, ödeme emri ekinde yer alan ve ödemeye esas teşkil eden bordro, banka listesi, net ödeme listesinin ise gerçekleştirme görevlisi ve mutemetin atmış oldukları imzaların diğer alt suretlerinin karbonlu olduğu için otomatikman o belgelere de geçtiğini, maaş belgelerinin tümünün dört nüsha ve karbon olduğunu, üst kısma atılan imzanın diğer üç nüshaya da geçtiğini, dikkatli bakılmış olsa en üstte bulunan belge ile diğer üç nüshanın birbiriyle aynı olmadığının kolaylıkla görüleceğini, ÇED Genel Müdürlüğünde 4/B sözleşmeli personel maaş evrakının ıslak imzalı olup gerçek hesaplama tekniği kullanıldığını, 2009-2011 yılında ÇEYGM ile DKMPGM’de söz konusu evrakın ıslak imzalı olmayıp fotokopi olduğunu, normalde bu evraka dayanarak ödeme yapılmaması gerektiğini, ödeme belgelerinin en az üç nüsha düzenlenmesi gerektiğini, bunlardan ilk iki nüshanın diğer kanıtlayıcı belgelerle birlikte muhasebe birimine verileceğini, ödeme emrinin birinci nüshası ile eki kanıtlayıcı belgelerin Sayıştay’a gönderileceğini, ikinci nüshanın ise muhasebe biriminde saklanacağını ve evrakın asıllarına ve ıslak imzalı nüshalarına göre işlem yapılması gerekirken yıllarca fotokopi belgelerle işlem yapıldığını, 2008 yılı öncesindeki yıllarda ödeme emri belgesinin ıslak imzalı ve orijinal olduğunu, imzalayan personelin neyi imzaladığına dikkat etmediğinden yaptığı usulsüzlüğün ortaya çıkmadığını, 2009-2011 yılı Temmuz ayına kadarki dönemde ödeme emirlerinde renkli kopya yoluyla basılmış imzalar olduğunu, fakat herhangi bir bilgisayar programı yardımıyla laser-jet yazıcı yardımıyla imzanın oluşturulduğu iddiasının doğru olmadığını, belgelerdeki imzaların renkli fotokopiden ibaret bulunduğunu, söz konusu ödeme emirlerindeki imza bölümlerini makasla kesip bunları sahte olarak oluşturduğu ödeme emirlerindeki imzaların olduğu kısımlara yapıştırıp renkli fotokopi çektiğini, 18.12.2008 tarihli ödeme emri belgesinin tümüyle sahte olduğu iddiasının yerinde olmadığını, daha önce sözleşmeli personelin hizmet gruplarının 5 yıl olduğunu, Eylül 2008 itibarıyla bu sürenin 20 yıla çıkarıldığını, dolayısıyla personele üç aylık fark bordrosu yapmak gerektiğinden söz konusu ödeme emrinin oluşturulduğunu ve harcama görevlisi ile gerçekleştirme görevlisi izinli olduğunda yerine vekâlet eden kişiler baktığından imzalardaki farklılığın bundan kaynaklandığını, 4/B sözleşmeli personel ödemelerinin ücret bordrolarında brüt ücret tutarını yanlış yazdığını, arazi tazminatı kısmına ve ek ödeme kısmına gereğinden fazla veri girerek maaş hesapladığı iddiasının yersiz olduğunu, 2003-2008 yılları arasında 4/B statülü pesonel maaş ödemelerinde sadece kalifiye girerek artırdığını, 2009-2011 yılları arasında ise 4/B statülü personel maaş ödemelerinde brüt ücret, arazi tazminatı, SSK oranı, gelir vergisi ve damga vergisi oranlarını yanlış girerek atılı suçu işlediğini,
Savcılıkta; tanık ...’nın eşi olduğunu, 2003-2011 yılı Temmuz ayları arasında tanık ...’nın Vakıfbankta açılan hesabına kendisinin para aktardığını, daha sonra bu hesaptan para çekilmesi ve paranın kendi hesabına aktarılması işlemlerini internet bankacılığı üzerinden yaptığını, bu işlemlerden tanık ...’ın herhangi bir bilgisinin olmadığını, yaşantısındaki fazla harcamaların kaynağını babası yurt dışından emekli olduğundan ayrıca ardiye dükkânı bulunduğundan onun maddi desteğinin olduğu şeklinde açıkladığını, tutuklandığı dönemde babasının yurt dışından aylık 7.000-8.000 TL maaş aldığını, tanık ...’ın ablasının boşandığı eşinin oğlu olduğunu ve ... Üniversitesinde okuduğunu, onun Vakıfbankta burs hesabı olduğunu ve zaman zaman burs parasını aldıktan sonra bankamatik kartını kullanmaması nedeni ile kendisine lazım olduğunu söyleyip bankamatik kartını isteyince tanık ...’ın kartı şifresini de söyleyerek verdiğini, kurumda maaş hazırladığı dönemde fazladan kurum çalışanı olarak gösterdiği kişiler adına hesapta biriken paraları bu hesaptan maaş ödemesi gibi tanık ...'ın hesabına aktardığını, günlük para çekme limitinin 1.000 TL olması nedeni ile 1.000 TL'lik havaleler şeklinde kendi hesabına aktardığını, ancak bu hesap hareketlerinden hesabı eksiye düşmediğinden ve banka tarafından hesap sahibine ekstre gönderilmediğinden tanık ...'ın haberinin olmadığını, tanık ...’nın annesi olduğunu, annesinin Vakıfbank hesabına yine aynı şekilde kurum personel hesabına aktardığı fazla parayı aynı gün başka bir maaş hesabı adında hesaba aktarması gerektiğinden aksi hâlde paranın bloke edileceğinden annesinin bilgisi dışında daha önceden aldığı annesi adına olan banka hesap numarası bilgilerini kullanarak hesabına para aktardığını, buradan da kendi hesabına havale ettiğini, babasının kiracısı olan tanık ... ile samimi olduklarını, Vakıfbankta hesabı olduğunu öğrenince tanık ...'tan hesap numarasını istediğini, tanık ...'ın bankamatik kartını verebileceğini söylediğini, bunun üzerine tanık ...'ın hesap numarasını maaş hesabına ekleyerek bu hesap üzerinden tahakkuk ettirdiği paranın tanık ...'ın hesabına doğrudan banka tarafından aktarıldığında tanık ...’a “Adıma senin hesabına bir para geldi, bana çekip verir misin?” dediğini, onun da parayı çekip kendisine verdiğini, bu paranın kaynağını sormadığını, onun hesabında bu işlemi bir kez yaptığını, tanık ...’ün aynı iş yerinde teftiş biriminde şef olduğunu, bütün Bakanlığın maaşlarını kendisi yaptığı için güvendiklerini, tanık...’a bankamatik kartının manyetiğinin arızalı olduğunu, hesabına para havale edileceğini ve banka hesap bilgilerini kullanıp kullanamayacağını sorunca olumlu cevap aldığını, tanık...'ın maaş hesabına ek olarak kurumda çalışmayan kişiler adına fazladan tahakkuk ettirdiği paraları aktardığını, daha sonra tanık...’a hesabına para havale edildiğini söyleyince, onun da söylediği miktar kadar parayı çekip kendisine verdiğini, inceleme dışı sanığın da kendisi gibi kurumda mutemet olduğunu ve 2009 yılında göreve başladığını, kendisinin yaptığı işleri bildiğini ancak kendisinden bağımsız olarak eylemlerini gerçekleştirdiğini, ayrıca değişik zamanlarda elde ettiği 400.000 TL’yi 60.000 TL ve 70.000 TL şeklinde parçalar hâlinde verdiğini, onun bu parayı usulsüz olarak elde edildiğini bilerek aldığını, parayı ona banka hesabına havale yapmayıp elden verdiğini, belirttiği şahıslar dışında hesaplarını kullandığı kişinin olmadığını, 2004 yılına kadar Bakanlığın tüm birimlerinin mutemetliğini yaptığını, 2004 yılından sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığının Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve ÇED Genel Müdürlüğü ile Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün mutemetliğini yaptığını, 2003-2008 yılları arasında söz konusu belgelerin ıslak imza ile oluşturulduğunu, öncelikle maaşları bilgisayarda iki nüsha tanzim ettiğini, ancak nüshaları hazırlarken ödenmemesi gereken arazi tazminatına ekleme yaparak bu şekilde genel müdür ve genel müdür yardımcısına imzalattıktan sonra bir suretinin kendi birimlerinde kaldığını, diğer nüshalarının bütçe dairesine gönderildiğini, burada kontrolden geçtikten sonra ödenmesi için saymanlığa gönderildiğini, saymanlıktan da bankaya aktarma yapıldığını, sonrasında kendi birimlerindeki personele ödenecek maaşlara ilişkin disket gönderdiklerini, bu diskette daha önce saymanlığa bildirdiği ek ödeme tazminatlarını düşerek personele normalde ödenmesi gereken maaşları bankaya disketle gönderdiğini, bankanın da disketteki miktara göre personele maaş ödemesi yaptığını, fazla kalan miktarı ise kendi maaş hesabına aktarılmak üzere diskete yazdığını, eylemini bu şekilde 2009 yılına kadar gerçekleştirdiğini, 2009 yılından sonra yine söz konusu belgelerin bir suretini kuruma diğer nüshasını ise saymanlığa göndermek üzere hazırladığını, genel müdür ve genel müdür yardımcısının imzaladığını, bu nüshaların kendiliğinden karbonlu kağıtlar olduğunu, üst nüshasını doğru düzenlediğini, bunu çıkardıktan sonra saymanlığa gidecek sureti hayali olarak eklediği kişilere ve rakamlara göre çıkardığını, bunu da doğru olarak düzenlediği nüsha ile beraber imzaya sunduğunu, imzalandığında altı karbonlu kağıt olduğundan gerçeğe aykırı olarak düzenlediği fotokopi belgenin de imzalanmış olduğunu, ancak bu imzanın orijinal değil karbon kağıttaki imza olduğunu, saymanlığın ıslak imza olmadan ödeme yapmaması gerekirken 2009 yılından 2011 yılına kadar bu şekilde yapmış olduğu hayali kişilere yapılan fotokopi bordrolar ile maaş hesabına aktarma gerçekleştiğini, kurumun hesabında fazla biriken paranın kendi maaş hesabına aktarılması için bankaya CD gönderdiğini, bu miktarı daha sonra hesaptan çektiğini, bunun istisnalarının, belirttiği üzere eşi, annesi, ablasının üvey oğlu, babasının kiracısı ... ve ... 'ün hesabına yaptığı aktarmalar olduğunu, TÜBİTAK adına yaptığı proje kapsamında görev yapan personele aktarılan parayı sanki mal edinmiş gibi müfettişlerce değerlendirme yapılmış ise de, paranın TÜBİTAK tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı adına gönderildiğini, daha sonra bu hesaptaki paranın ödeme planına göre projede çalışan şahısların hesabına kendisi tarafından aktarıldığını, bu aktarma işinin üç aşamalı olduğunu, birinci aşamada personele almak istedikleri kadar aktarıldığını, mutemetlik hizmeti karşılığı kişi başı 10 TL alması gerektiğini, TÜBİTAK'tan gönderilen paranın ikinci ve üçüncü ödemesinde personelin alacağı paradan 10 TL keserek hesabına aktardığını, bunu Genel Müdür ...'ın ve adına ödeme yapılan personelin bilgisi dahilinde yaptığını, ancak Genel Müdürün yazılı değil sözlü talimatı ile bu kesintiyi yaptığını, ilgili bordroyu imzalarken bu durumu gördüklerini ve itiraz etmediklerini, TÜBİTAK'tan gönderilen paranın personele ödenmesinin 2007 yılının Aralık ayında gerçekleştirildiğini, müfettiş raporunda oğlu ... ...'nın çalıştığı kurumda SSK'lı olarak gösterilerek fazladan prim yatırıldığı iddiasının doğru olmadığını, hayali kişiler üzerinden banka hesabına gönderdiği maaş ödemelerinin karşılığı ayrıca SKK primlerinin arttığını, bu primlerin saymanlık hesabında biriktiğini ve Sosyal Güvenlik Kurumunun anlaşmalı olduğu bankaya prim ödemesini gönderdiğini, SSK priminin gönderilmesinde kurum olarak yetkilerinin saymanlıkta biriken SSK priminin hangi personelin adına gönderileceğinin liste yapılıp gün sayısı ile birlikte ilgili SSK birimine bildirim yaptıklarını, ilk aşamada saymanlık tarafından SGK hesabına gönderilen primden hayali personel adına üretilen fazla primin SGK tarafından takibinin yapılıp yapılmadığının tespiti için 6 ay boyunca bu fazla parayı oğlu ... ...'nın bilgisi olmaksızın onun adını diskete ekleyerek SGK'ya gönderdiğini, ancak oğlu ... gerçekte kurum çalışanı olmadığı ve sigortalı giriş çıkış kaydı bulunmadığı için bu paradan dolayı kendisi veya oğlunun herhangi bir haksız menfaat elde etmediğini, sadece SGK'nın kurumlarından gönderilen fazla primlerin fark edilip edilmediğinin tespiti için bu işlemi yaptığını, bilişim personeli olması nedeni ile 2003 ile 2009 yıllarında %25 fazla ücret alması gerekirken bu bedelin ödenmemesi nedeni ile geriye dönük olarak primlerini %25 artırarak ödediğini, yasal hakkını kullandığını, fazlaya ilişkin ödeme yapılırken geçmişe yönelik eksik ödenen prim nedeni ile kurum yetkilileri tarafından yazılı bir onay almadığını, 2009 yılında hak ettiğini düşünerek belgeleri hazırladığını, kurum yetkililerinin de bu ödeme belgelerini imzalaması neticesinde fazla SSK primlerinin yatırıldığını, Lütfü Akça’nın kendisinden sık sık borç istediğini, birkaç kez talebini reddedince onun tarafından 2008 yılı Kasım veya Aralık ayında başka birimde görevlendirilmesinin istendiğini, Personel Daire Başkanlığınca Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde görevlendirdiğini, kurum personelinin sosyal güvenlik primini tam olarak yatırdığını, ek ödemeleri dikkate almayan müfettişlerin bu şekilde iddiada bulunduklarını, ÇEYGM, ÇEDGM ile DKMPGM’deki 4/B’li sözleşmeli personel maaş evrakının Sayıştaya gönderilecek dosyalarının yok edilmesi iddiasını kabul etmediğini, bu dosyaları saymanlıkta maliye elemanlarının muhafaza ettiğini, ÇEDGM üzerinden hiçbir zaman usulsüzlük yapmadığı için söz konusu dosyaları yok etmesinin mümkün olmadığını, bu dosyaların saymanlıkta görev yapan maliye personeli tarafından yok edildiğini düşündüğünü, normalde saymanlık tarafından 30 evrak üzerinden ödendi işlemi yapılmasına rağmen kaybolan evrak bildirimi 24 evrak üzerinden yapıldığından saymanlıkta da müfettiş incelemesi başlatılınca saymanlık görevlilerinin dosyaları incelediğinde büyük hata yaptıklarını görerek kendilerini sorumluluktan kurtarmak için bu dosyaları yok ettiklerini düşündüğünü, ayrıca kamera kayıtlarında kendisinin o bölümden evrak alıp götürdüğüne dair görüntü kaydının olmadığını, çalıştığı dönemde maaşları Vakıfbank ... Şubesi'nden almakta iken eşini kurumda çalışıyormuş gibi göstererek eşinin bilgisi dışında onun adına hesap açtırdığını ve bu hesap üzerinden hesap hareketleri gerçekleştirdiğini, ayrıca Yapı Kredi Bankası Ulus Şubesi'ne eşinin bilgisi dışında havale yaptığını, daha sonra eşi adına Yapı Kredi Bankası Ulus Şubesi'ne “Babamdan kalan para” açıklamasıyla havale ettiğini, daha sonra eşine iyi bir arsa bulduğunu söyleyerek para çektirdiğini, bu parayı da kendisine şantaj yapan Rus fuhuş çetesine verdiğini, eşinin banka veya diğer resmî ve özel kuruluşlarda işlerini takip etmesi için kendisine vermiş olduğu herhangi bir vekâletname olmadığını,
Mahkemede; iddianamede her ne kadar maaşları gerçekleştirmek için kullanılan bilgisayar programlarını kendisinin yaptığı yazılı ise de programın kendisi tarafından oluşturulmayıp bu programın Bakanlığa ait olduğunu, olayın ortaya çıkmasını kendisinin sağladığını, yetkisi olmayan bir hesabı kapatmak suretiyle olayı ihbar ettiğini, zira Orman ve Su İşleri Bakanlığına Bütçe ve Mali İşler Şube Müdürü olarak atandığını, görev değişikliği yaptığında daha fazla yetki ile donatıldığını, yeni görevi gereği daha fazla miktarda usulsüzlük yapabilecekken pişman olduğu için ve psikolojik rahatsızlığı nedeniyle kendisini ihbar etmek zorunda kaldığını ve olayın bu şekilde ortaya çıktığını, 2011 yılı Eylül ayında kendisine ait olmayan ve kullanma yetkisi bulunmadığı bir hesaptan yaklaşık 8.940 TL gibi bir rakamı arkadaşı hesabına transfer ettiğini, Bakanlık müfettişlerinin, Sayıştay görevlilerinin, saymanlık, Strateji Daire Başkanlığı yetkililerinin bunu çözemediğini, kendisinin büyük bir boşluk içerisinde olduğunu ve suçu basit yöntemlerle işlediğini, önce 3.000, 5.000 TL gibi rakamlarla daha sonra 50.000 TL, 100.000 TL, 200.000 TL ve 300.000 TL gibi rakamlarla tek bir kalemde bütün birimlerdeki personellerin isimlerini birbirine katarak, aynı personeli defalarca aynı listeye yazarak, maaş hesaplama usulleri olan öğeleri tamamen uydurma yöntem vererek gerçekleştirdiğini, Devlet Harcama Yönetmeliği uyarınca bütün evrakın asıllarının gönderilmesi gerekirken fotokopilerini gönderdiğini, Sayıştay Başkanlığının her yıl harcama ile ilgili "Bu kadar açığınız var, izahat yapın" dediği belgelerle ilgili işin başında olan ilgili Bütçe Mali İşler Şube Müdürü, genel müdür, genel müdür yardımcılarının olayı araştırmadan personel sayısının arttığını ve aradaki farkın da SSK’ya ödendiğine ilişkin açıklamalar ile olayı geçiştirdiklerini, bunları soruşturma esnasında öğrendiğini, bu işlemleri yaptığında kendisinin 4/B statüsünde sözleşmeli programcı olduğunu, normalde programcılara kendi çalıştıkları iş dışında herhangi bir işin verilmediğini, kendisinin çalışan personel sayısını 2-3 kat artırdığını, her personeli başka birimlerde defalarca gösterdiğini, hiçbir şekilde saymanlığa evrakın aslını göndermediğini, bir gün Sayıştay başdenetçisinin önce saymanlığı, daha sonra da kendisini arayıp 4/B mensuplarının maaşı ile ilgili bilgilendirme istediğini, zira daha önceden sayman müdürünün pek tecrübeli olmadığını, başdenetçinin yapılan ihbara göre "Sözleşmeli personele fazla ödeme yaptınız mı, usulsüz arazi tazminatları ödediniz mi, bu işlemlerin doğruluğu nedir?" demesi üzerine olayı anlattığını ve "Dosyaları inceleyin daha sonra beni arayın." dediğini, bu konuşmadan bir gün sonra tekrar kendisini arayan başdenetçinin ihbarda yazılı olan arazi tazminatının hangi bölümde yazılı olduğunu sorduğunu, kendisinin de bilgi verdiğini, amacının usulsüzlüğün tespit edilmesi olduğunu, orada ödenmemesi gereken seyyanen tazminat bölümünden söz ettiğini, onu gelir vergisi oranı olan %15 ile çarpmasını istediğini, halbuki kendisinin düzenlemiş olduğu belgede gelir vergisi kesintisinin %6 olarak gösterildiğini ve ne şekilde işlem yapılması gerektiğini söylediğini, başdenetçiye hatalı işlemleri tespit etmesi için ipucu verdiğini, ancak tespit edemediğini, sorulması üzerine, Bakanlığın esasen hard diski olmadığını, port üzerinden bilgi işleme bağlı olarak çalıştıklarını, kendi bilgisayarı ile bilgi işleme bağlanarak gönderdiğini, 2009 ve 2011 yılları arasında büyük miktarda paraları hesabına geçirdiğini, 2009 yılında inceleme dışı sanığın çalıştığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünden ayrılıp Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne geçtiğini, inceleme dışı sanığın haberi olmadan, ona bir şey öğretmeden ve bilgi vermeden onun yaptığı işlemleri değiştirerek onun sorumlu olduğu biriminden de yetkisi olmadığı hâlde o paraları uhdesine geçirdiğini, bunun toplam tutarının 4.200.000,00TL olduğunu, 130.000 TL para dışında inceleme dışı sanığın olaylarla hiçbir alakasının olmadığını,
Savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunun isabetli bir şekilde çözülebilmesi için zimmet ve dolandırıcılık suçları üzerinde durulmalıdır.
Zimmet suçu TCK’nın 247. maddesinde;
"(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir" şeklinde düzenlenmiştir.
Madde ile kamu görevlisinin görevi dolayısıyla kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mallar üzerinde görevinin gerekleriyle bağdaşmayan bir surette tasarrufta bulunması, bu malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi suç olarak tanımlanmıştır. Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, zimmet suçunun oluşabilmesi için, suça konu malın kamu görevlisinin şahsının veya bir başkasının zimmetine geçirilmiş olması arasında fark bulunmamaktadır.
Maddenin ilk fıkrasında zimmet suçunun basit şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrada, suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâl olarak öngörülmüş, böylece hileli davranışlarla işlenen zimmet suçu, ayrı bir suç olarak değil, basit zimmet suçunun nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Madde gerekçesinde "...Zimmet suçunda, suç konusu mal kamu görevlisinin zilyetliğinde veya koruma ve gözetim sorumluluğunda olduğu için, bunun zimmete geçirilmesi için herhangi bir kişinin aldatılmış olması gerekmez. Burada hile, sadece zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bakımdan, zimmet suçundaki hile, suçun delillerini gizlemeye yönelik bir davranıştır..." ifadelerine yer verilmek suretiyle nitelikli zimmet suçunun oluşması bakımından hilenin hangi davranışlarla gerçekleştirilmesi gerektiğine ilişkin açıklama yapılmıştır. Görüldüğü gibi hilenin aldatıcı nitelikte ve zimmet olgusunun sonradan anlaşılmasının önüne geçilmesine yönelik olması ve bunu sağlamaya elverişli nitelikte bulunması gerekir. 765 sayılı TCK'nın 202. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "dairesini aldatacak" ibaresine, maddede yer verilmeyerek nitelikli zimmet suçunun uygulama alanı genişletilmiş, böylece hileli davranışların olağan ve basit bir denetim, araştırma ve karşılaştırma ile ilk bakışta kolayca ve kesin bir biçimde anlaşılabilecek nitelikte olmamak şartıyla, zimmet veya miktarının kurum içi kayıtlardan ortaya çıkarılması hâlinde de eylemin nitelikli zimmet olarak kabulü mümkün hâle gelmiştir.
Dolandırıcılık suçu ise TCK'nın 157. maddesinde;
"Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir." şeklinde düzenlenmiş, 158. maddesinde ise suçun nitelikli hâlleri sayılmıştır.
Mal varlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
a) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
b) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
c) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik bir zarar olmalıdır.
Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece mal varlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde yalnızca hileli davranıştan söz edilmiş olmasına göre, her türlü hileli davranışın dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu anılan maddede hilenin tanımını yapmayarak suçun maddi konusunun hareket kısmını oluşturan hileli davranışların nelerden ibaret olduğunu belirtmemiş, bilinçli olarak bu hususu öğreti ve uygulamaya bırakmıştır.
"Hile", Türk Dili Kurumu sözlüğünde; "Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika" (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 891.) şeklinde, uygulamadaki yerleşmiş kabule göre ise; "Hile nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez." biçiminde tanımlanmıştır.
Öğretide de hile ile ilgili olarak; "Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarf edilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir." (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 2004, s. 453.), "Hile, oyun, aldatma, düzen demektir. Objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerinde etki doğurucu her davranış hiledir." (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, Beta Yayınevi, 4. Baskı, Eylül 2017, ..., s. 502-503.) biçiminde tanımlara yer verilmiştir.
Yerleşmiş uygulamalar ve öğretideki baskın görüşlere göre ortaya konulan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda; hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkânlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.
Failin davranışlarının hileli olup olmadığının belirlenmesi noktasında öğretide şu görüşlere de yer verilmiştir: "Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre belirlenmelidir. Bu konuda önceden bir kriter oluşturmak olanaklı değildir." (Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 15. Baskı, ... 2020, s. 717.), "Hileli davranışın anlamı birtakım sahte, suni hareketler ile gerçeğin çarpıtılması, gizlenmesi ve saklanmasıdır." (Doğan Soyaslan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yayınevi, 13. Baskı, ... 2020, s. 439.), "Hilenin, mağduru hataya sürükleyecek nitelikte olması yeterlidir; ortalama bir insanı hataya sürükleyecek nitelikte olması aranmaz. Bu nedenle, davranışın hile teşkil edip etmediği muhataba ve olaya göre değerlendirilmelidir." (Centel/Zafer/Çakmut, s. 509.).
Esasen, hangi davranışların hileli olup olmadığı konusunda genel bir kural koymak oldukça zor olmakla birlikte, bu konuda olaysal olarak değerlendirme yapılmalı, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.
Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçu ise suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK'nın 158. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde; "(1) Dolandırıcılık suçunun; ...e- Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.", son cümlesi ise "Ancak, ... (e), ... bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz." şeklinde iken, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile birinci fıkrada yer alan "iki yıldan yedi yıla" ibaresi "üç yıldan on yıla", son cümledeki "üç yıldan" ibaresi ise "dört yıldan" şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan "elkoyma" ve "müsadere" kurumlarına değinilmesi, ardından elkonulan ancak müsadereye tabi tutulamaması nedeniyle iade edilmesi gereken eşya ve malvarlığı değerlerinin iade koşullarının irdelenmesi gerekmektedir.
Elkoyma, 5271 sayılı CMK'nın birinci kitabının "Koruma Tedbirleri" başlıklı dördüncü kısmının, "Arama ve Elkoyma" başlıklı dördüncü bölümünde, 123 ilâ 134. maddeler arasında düzenlenmiş bir koruma tedbiri olup "Ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda verilecek kararın kâğıt üzerinde kalmamasını ve muhakeme masraflarının karşılanmasını sağlamak amacıyla, kural olarak ceza muhakemesinde karar verme yetkisini haiz olan yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan durumlarda geçici olarak başvurulan ve hükümden önce bazı temel hak ve hürriyetlere müdahaleyi gerektiren kanuni çarelere 'koruma tedbiri' denir" (Bahri Öztürk, Behiye Eker Kazancı, Sesim Soyer Güleç, Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirleri, Seçkin, 2013, 1. Bası, s. 1).
CMK'nın 123. maddesine göre, ispat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri muhafaza altına alınırken; yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilmektedir. Aynı Kanun’un 127. maddesinde, hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerinin elkoyma işlemini gerçekleştirebileceği belirtilmiştir. CMK'nın 128. maddesi uyarınca soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde maddede sayılan malvarlığı değerlerine elkonulabilir.
Elkoyma, çoğu zaman bir suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin belli olmadığı ya da işleme muhatap olan şüpheli tarafından işlendiğinin henüz yargı kararı ile sabit olmadığı hallerde, gecikmesinde sakınca bulunmasından dolayı görünüşte haklılıkla yetinilerek başvurulan bir koruma tedbiridir.
Müsadere ise, TCK'nın birinci kitabının "Yaptırımlar" başlıklı üçüncü kısmının, "Güvenlik Tedbirleri" başlıklı ikinci bölümünde, 54 ve 55. maddelerde düzenlenmiş bir güvenlik tedbiri olup "Güvenlik tedbiri, işlediği suçtan dolayı kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, suç işleyen kişi hakkında ya da suç konusu ile veya suçun işlenmesinde kullanılan araçla ilgili olarak uygulanan, koruma veya iyileştirme amacına yönelik ceza hukuku yaptırımıdır" (İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Adalet Bakanlığı Yayınları, 3. Bası, ..., 2006, s. 627).
Müsadere, konusu olan eşya ya da kazancın mülkiyetinin devlete geçmesi sonucunu doğurmakta olup "eşya müsaderesi"ni düzenleyen TCK'nın 54. maddesinin birinci fıkrasında, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak kaydıyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunacağı; suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşyanın, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edileceği; dördüncü fıkrasında ise üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşyanın müsadere edileceği hüküm altına alınmıştır.
765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yer verilmeyen, ancak bazı özel kanunlarda yer verilmiş olan “kazanç müsaderesi kurumu”, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 55. maddesinde tüm suçları kapsayacak şekilde genişletilerek düzenlenmiştir.
TCK'nın "Kazanç müsaderesi" başlıklı 55. maddesi;
"(1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.
(2) Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir" biçiminde iken, 5918 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle;
"(3) Bu madde kapsamına giren eşyanın müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan iktisap eden kişinin 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerekir" şeklindeki fıkra eklenmiştir.
Türk Ceza Kanunu'nda bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenen kazanç müsaderesinin konusunu; bir suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançlar oluşturmaktadır. Bu durumda, suçun işlenmesi ile elde edilen bütün malvarlığı değerleri müsadere edilebilecektir.
Madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere; kazanç müsaderesi, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile güdülen temel amaç, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesidir. Bu konu öğretide de aynı şekilde değerlendirilmiş, kazanç müsaderesiyle, suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olan maddi menfaatin, kişinin yanında kâr olarak kalmasının önüne geçmenin amaçlandığı belirtilmiştir (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Bası, ..., 2008, s. 685; Artuk – Gökçen - Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Bası, ..., 2007, s. 1027).
TCK’nın 55. maddesi ile yapılan düzenlemenin temel amaçlarından birisi de mağdurun haklarının korunmasıdır. Bu husus, 55. maddenin 1. fıkrasının son cümlesinde; “… Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir” hükmüne yer verilmek suretiyle vurgulanmıştır. Dolayısıyla, elkonulmuş olan maddi menfaatlerin suçun mağduruna iade edilebildiği veya iade edilebilme olanağının bulunduğu ya da suçun mağdurunun belli olduğu durumlarda kazanç müsaderesine hükmetmeye gerek kalmayacağından, müsadere kararı da verilemeyecektir. Çünkü, bu durumda suçun mağduru, kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan değeri sanıktan talep etme hak ve olanağına sahip olduğundan, mağdurun hakları korunmuş olacak, bu suretle de suçtan elde edilen değer failin yanına kâr olarak kalmayacaktır.
5237 sayılı Kanun’un kazanç müsaderesini düzenleyen 55. maddesindeki “mağdur” ibaresi, dar anlamda suçtan zarar göreni de kapsayacak şekilde yorumlanmalı, işlenen suç nedeniyle elde edilen kazancın, meşru hak sahiplerinin belirlendiği veya belirlenme olanağının bulunduğu ahvalde kazanç müsaderesine hükmedilmemelidir.
Öte yandan; 55. maddenin 2. fıkrasıyla, eşya ve maddi menfaatlere el konulamadığı veya bunların mercisine teslim edilmediği durumlarda da, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine olanak tanınmıştır. Bu durumda dahi, suçtan mağdur olanın belirlenebildiği hâllerde müsadere kararı verilemeyeceğinde bir kuşku yoktur.
Yine, 55. maddenin 3. fıkrasıyla, bu madde kapsamına giren eşyanın müsadere edilebilmesi için, eşyayı sonradan iktisap eden kişinin 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun iyiniyetin korunmasına ilişkin hükümlerinden yararlanamıyor olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
CMK'nın "Elkonulan eşyanın iadesi" başlıklı 131. maddesinde; şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından muhafazasına gerek kalmaması veya müsadereye tâbi tutulmayacağının anlaşılması halinde, resen veya istem üzerine geri verilmesine Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından karar verileceği; CMK'nın 128. maddesinde ise elkonulan eşya veya diğer malvarlığı değerlerinin, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artık ihtiyaç bulunmaması halinde, sahibine iade edileceği düzenlenmiştir.
Bu hükümler uyarınca iade kararı verilebilmesi için, eşya ya da malvarlığı değerlerinin müsadereye tabi tutulamayacak olması ve aidiyetleri hususunda da herhangi bir kuşku bulunmaması gerekir. Aidiyetin ihtilaflı olduğu durumlarda ise hak sahibi olduğunu iddia eden kişi, aidiyete ilişkin uyuşmazlığın çözümü için hukuk mahkemelerine başvurmalıdır. Çünkü, ceza mahkemelerinin, elkonulan ancak müsaderesine tabi tutulmayacağı anlaşılan ve üzerinde hak iddia edilen eşya ya da malvarlığı değerlerinin aidiyeti hususundaki ihtilafları çözecek şekilde karar verme görevleri bulunmamaktadır. Öğretide de buna ilişkin olarak "Elkonulan eşyanın sahibine iadesi, eşyaya eski statüsünün kazandırılması anlamına gelir. Eşya üzerinde üçüncü kişilerin hak iddiaları varsa, bu durumda eşya doğrudan ilgisine verilmez. Bu uyuşmazlığın hukuk mahkemesinde çözüme bağlanmasından sonra hak sahibine verilmesi gerekir" şeklinde görüşler mevcuttur (Ahmet Gökcen, Ceza Muhakemesi Hukukunda Basit Elkoyma ve Postada Elkoyma, ... 1994, s. 162; Haluk Çolak - Mustafa Taşkın, Ceza Muhakemesi Kanunu Şerhi, 2. Bası, ... 2007, s. 596, naklen: Ali Parlar - Muzaffer Hatipoğlu, Ceza Muhakemesi Kanunu Yorumu, ... 2008, s. 522).
CMK'nın 256. maddesinin ikinci fıkrasında ise; kamu davası açılmış olup da iade edilmesi gereken eşya veya malvarlığı değerleri ile ilgili olarak esasla birlikte bir karar verilmemiş olması durumunda, mahkemece resen veya ilgililerin istemi üzerine bunların iadesine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Çevre ve Orman Bakanlığında mutemet olan sanığın, 657 sayılı Kanun’un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli olarak çalışan personelin maaş işlemlerini yapmakla görevli olup suç tarihi olan 2003-2008 yılları arasında Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü (ÇYGM) ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünde (DKMPGM), 2009-2011 yılları arasında ise DKMPGM’de sözleşmeli personelin maaş işlemlerini gerçekleştirdiği, DKMPGM tarafından 2011 yılına ilişkin bir kısım ödeme emri belgelerinde farklılıklar olduğunun tespit edilmesi üzerine inceleme yapılması için anılan Bakanlıkça müfettiş görevlendirildiği, müfettiş tarafından yapılan incelemelerde 4/B’li sözleşmeli personel maaş evrakının kurumda kalan nüshalarındaki toplam tutarlar ile saymanlıkça yapılan net ödeme tutarları arasında fark bulunduğu anlaşılınca sistemden alınan tahakkuk müzekkeresi ve verilen emirlerdeki net ödeme tutarlarının karşılaştırılması sonucunda sanık tarafından saymanlığa gönderilen belgelerin fazla ödemeye esas teşkil edecek şekilde kurumda kalan nüshalarına aykırı düzenlendiğinin belirlendiği, 4/B sözleşmeli personel maaş evrakında kurumda kalan nüshalara aykırı olarak arazi tazminatları üzerinden brüt ücretleri artırıp, yükseltilmiş ücretleri içerir maaş bordrosu, banka ödeme listesi ve ödeme emri belgesinin saymanlığa verildiği, anılan personelin arazi tazminatı gelir kaleminin yükseltilerek artırılmış ücrete bağlı olarak sosyal güvenlik prim tutarlarının usulsüz şekilde artırılarak kurumda kalan nüshalara aykırı ödeme emri belgesi, maaş bordrosu ve banka net ödeme listesi düzenlenerek bu belgelerin saymanlığa gönderildiği, usulsüz olarak arazi tazminatı ve seyyar görev tazminatı eklenmesine ilave olarak ilgili birimde çalışan sözleşmeli personel sayısının iki-üç katı fazla gösterilip bu şekilde artırılan ücret tutarlarına bağlı olarak ödenecek sosyal güvenlik prim tutarları da yükseltilerek kurumda kalan nüshalara aykırı maaş bordrosu, banka net ödeme listesi ve ödeme emri belgesi düzenlediği ve bu belgelerin saymanlığa gönderilerek devlet hazinesinden kurumun maaş hesabına aktarılacak maaş ve diğer ödemelere esas alındığı; sanığın, kurumda kalan nüshalarına aykırı olarak oluşturduğu ve saymanlığa gönderdiği belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen kriminal raporuna göre; 2008 ve öncesi yıllarda düzenlenerek saymanlığa gönderilen ödeme emri belgelerinin ıslak imzalı olduğu, 2009-2011 yıllarındaki ödeme emri belgelerinin üzerindeki harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi adına atılan imzaların renkli kopya yöntemiyle basıldığı, söz konusu imzaların belgelere imza atan şahısların orijinal imzalarının bilgisayar programları yardımıyla alınıp belgeler üzerine laser-jet yazıcı yardımıyla basılmasıyla oluşturulduğu, yine maaş bordroları ve banka net ödeme listeleri üzerindeki düzenleyen, gerçekleştirme görevlisi bölümündeki imzaların ise karbon nüshası olduğunun tespit edildiği, sanığın 2009-2011 yılları arasında düzenlenen ödeme emri belgelerini usulüne uygun olarak birim amirlerine imzalattıktan sonra ilgili imzaları kesip yeniden oluşturduğu ödeme emri belgelerindeki imza bölümlerine yapıştırarak bu belgenin renkli fotokopisini çektikten sonra söz konusu belgeyi saymanlığa gönderdiğini belirterek atılı eylemi gerçekleştirme şekline ilişkin kısmen farklı beyanda bulunmakla birlikte suçlamayı kabul ettiği olayda;
Sanığın, Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki bir kısım sözleşmeli personelin maaşları içerisinde yer alan arazi tazminatları, asgari geçim indirimleri, özel hizmet tazminatı ve proje ikramiyelerini olması gerekenden fazla hesaplayarak, proje teşvik fonunda usulsüzlük yaparak, ücretsiz izin ve istifa gibi sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş tahakkuk ederek, göreve yeni başlayan uzman yardımcısı personelin kısıt maaşları üzerinden usulsüzlük yaparak ödeme emri ile ekindeki maaş bordroları ve banka net ödeme listelerini kurumda kalan nüshalarına aykırı şekilde düzenlediği, bu şekilde tahakkuk ettirilen tutarın saymanlık tarafından onaylanmasından sonra bankaya yazılan ödeme talimatı ekinde yer alan banka hesap listesine kendisini, eşi tanık ...’yı, annesi tanık ...’yı, babasının kiracısı tanık ... ve yeğeni tanık ...'ı, aynı kurumda çalıştığı mutemet olan inceleme dışı sanık ...’ı ve şef ...’ü eklediği, böylece ödenmesi gereken paranın kurum maaş depo hesabından doğrudan maaş ödeme listesine eklenen sanık ... adı geçenlerin Vakıfbank ... Şubesi'ndeki maaş hesaplarına veya anılan bankanın başka şubelerindeki hesaplarına aktarılmasını sağlamak suretiyle sanığın toplam 6.341.339,00 TL kazanç elde ettiği anlaşılmakla; sanığın arazi tazminatları, asgari geçim indirimleri, özel hizmet tazminatı ve proje ikramiyelerini olması gerekenden fazla hesaplayarak, proje teşvik fonunda usulsüzlük yaparak, ücretsiz izin ve istifa gibi sebeplerle maaş hesabı yapılmaması gereken personele maaş tahakkuk ederek, göreve yeni başlayan uzman yardımcısı personelin kısıt maaşlarını usulsüz şekilde mükerrer hesaplayarak ve personel sayısını 2-3 kat artırarak elde ettiği söz konusu yararın, kendisine görevi gereği yasal olarak tevdi edilmiş paradan kaynaklanmaması ve bu paranın üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün de bulunmaması hususu nazara alındığında, sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan her ne kadar Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonunda söz konusu eşyanın suçun işlenmesinde kullanıldığı belirtilerek TCK'nın 54/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmiş ise de sanığın teslim olduğunda müdafisi eşliğinde şahsına ait olduğunu belirterek rızasıyla teslim ettiği MacBook Air marka beyaz renkli notebook dizüstü bilgisayar, WD marka kırmızı renkli harici harddisk, kırmızı renkli FC ibareli Kingston marka flash bellekin adli emanetin 2012/444 sırasında kayıtlı olduğu, Mahkemece öncelikle anılan eşyanın suçun işlenmesinde nasıl kullanıldığı hususunun gerekçeleriyle açıklanmadığı anlaşılmakla; söz konusu eşyanın suçun işlenmesinde kullanıldığının anlaşılması veya TCK’nın 54. maddesinde belirtilen koşulların bulunması hâlinde müsadere edilebileceği, delil kabiliyetinin bulunduğunun anlaşılması hâlinde dosyada delil olarak saklanabileceği, aksi hâlde sahibine iade edileceği göz önüne alındığında gerekçesiz bir şekilde ve ne surette suçun işlenmesinde kullanıldığı açıklanmaksızın müsadere kararı verilemeyeceği; sanık müdafisinin başvurusu üzerine sanığın sipariş verdiği bir kısım eşyaların parasını söz konusu firmalara yatırmasına rağmen eşyanın henüz teslim edilmediğini belirterek sipariş verilen eşyaya el konulmasının talep edilmesi üzerine, sanığın sipariş verdiği ses sistemi, el yapımı özel buzdolabı ve eskitme usulü halının ücretini peşin ödediğinden bahisle bu paralara el konulmasına, şayet paralara el konulamadığı takdirde sanık tarafından satın alınan eşyaya el konulmasına karar verildiği, yapılan yargılama sonucu el konulan eşya hakkında herhangi bir karar verilmediği anlaşılmakla; TCK’nın 55. maddesi ve gerekçesi göz önüne alınarak elkonulmuş olan maddi menfaatlerin suçun mağduruna iade edilebildiği veya iade edilebilme olanağının bulunduğu ya da suçun mağdurunun belli olduğu durumlarda kazanç müsaderesine hükmedilemeyeceği de göz önünde bulundurulmak suretiyle el konulan eşya hakkında karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Ayrıca sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği anlaşılmakla birlikte sanık hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemiş ise de Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükmün yalnızca sanık müdafisi tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla aleyhe temyiz olmamasından dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/son maddesi gereğince bu husus bozma nedeni yapılamayacağından sadece eleştiri konusu yapılmalıdır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturması, müsaderesine karar verilen eşyanın suçun işlenmesinde ne şekilde kullanıldığının açıklanmaması ve el konulan adli emanette kayıtlı eşya hakkında bir karar verilmemesi isabetsizliklerinden bozulmasına, sanık hakkında TCK’nın 53/1-a ve 53/5. maddelerinin uygulanmaması isabetsiz ise de aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/son maddesi gereğince bu hususun eleştiri konusu yapılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli ve 407-8 sayılı sanık hakkında nitelikli zimmet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturması, müsaderesine karar verilen eşyanın suçun işlenmesinde ne şekilde kullanıldığının açıklanmaması ve el konulan adli emanette kayıtlı eşya hakkında bir karar verilmemesi isabetsizliklerinden BOZULMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçunu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında TCK’nın 53/1-a ve 53/5. maddelerinin uygulanmaması isabetsiz ise de aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/son maddesi gereğince bu hususun ELEŞTİRİ KONUSU YAPILMASINA,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 19.10.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.