Logo

Ceza Genel Kurulu2017/806 E. 2018/116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Aleyhe bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilmesi, CMK m.307/2 ve savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğundan, direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza

Mühür bozma suçundan sanığın beraatine ilişkin Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.06.2012 gün ve 202-744 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 20.05.2014 gün ve 24538-9722 sayı ile;

“... 06.12.2010 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağının dosya içinde bulunmasına rağmen, mühürlemeye ilişkin herhangi bir tutanağın bulunmaması ve sayacın hangi tarihte mühürlendiğinin tespit edilmemesi karşısında; sayacın hangi tarihte mühürlendiğinin tespit edilerek mühürlemenin, katılan ... Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özelleşme tarihinden sonra olduğunun anlaşılması durumunda lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan bu mühürleme işlemine aykırı davranışın, 5237 sayılı TCK'nun 203. maddesinde düzenlenen 'mühür bozma' suçunun unsurlarını oluşturmayacağı gözetilmeden sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu farklı gerekçeyle beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesi ise 09.09.2014 gün ve 344-414 sayı ile ilk hükmünde direnmiştir.

Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2017 gün ve 413631 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanunun 36. maddesiyle değişik CMK'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 10.05.2017 gün ve 3331-3606 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı mühür bozma suçunun sübutu bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanık adına çıkarılan bozma kararını ve duruşma gününü bildirir davetiyenin iade edilmesi üzerine, mahkemece sanığın hazır bulundurulması sağlanarak aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.

Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi halinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK'nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.

Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

Ön soruna ilişkin olarak çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "direnme hükmünün esastan incelenmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.09.2014 gün ve 344-414 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.03.2018 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.