Logo

Ceza Genel Kurulu2018/132 E. 2023/124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizbullah örgütü üyelerine yönelik davada, sanıkların eylemlerinin hangi suçu oluşturduğu, hüküm gerekçesinin yeterliliği ve bazı sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin vahamet arz ettiği, örgütsel amaçlar doğrultusunda gerçekleştirildiği ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil oldukları, hüküm gerekçesinin yasal ve yeterli olduğu, ancak bazı sanıkların samimi ve örgütün yapısını ortaya koyan bilgiler vererek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmaları gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin kararı bazı sanıklar hakkında bozulmuş, diğerleri hakkında ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Ağır Ceza (CMK’nın mülga 250. maddesiyle görevli)

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın 765 sayılı (mülga) TCK’nın 146, 59/1, 31, 33, 40. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; sanık ...’nin 765 sayılı (mülga) TCK’nın 146, 55/1, 59/2, 33, 40. maddeleri uyarınca 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5, TCK’nın, 62, 53 ve 58/9. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin ... (Kapatılan) 4. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK’nın mülga 250. maddesiyle görevli) verilen 16.03.2007 tarihli ve 297-103 sayılı hükmün sanıklar, sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısı tarafında temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 09.10.2007 tarih ve 8370-7131 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

Daire Üyesi ...; "Sanık ...'nın örgütsel faaliyetlerde bulunduğuna ilişkin döküman, örgüte verdiği özgeçmiş raporu mevcut değildir. Sonradan reddedilen kolluk beyanlarının hükme esas alınması yasaya aykırıdır. Sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin, her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil mevcut değildir. Bu nedenle hakkındaki hükmün bozulması gerektiği..." düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 17.11.2016 tarih ve 381484 sayı ile; "... 1- Kararda Hizbullah terör örgütünün amacı, yapısı, temel prensipleri, faaliyetleri ve özellikleri hakkında bilgi verilmemiş, örneğin cami sorumlusu, okul sorumlusu, tebliğ faaliyeti, ders alma, ders verme gibi örgütsel eylem olarak kabul edilen faaliyetlerin mahiyeti, neden örgütsel faaliyet olarak kabul edildikleri yargısal denetime imkan verecek şekilde açıklanmadan, bu faaliyetler örgüt üyeliğine esas faaliyet olarak kabul edilmiştir.

2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın Hizbullah terör örgütü bünyesinde cami faaliyeti yürütme, cami sorumlusu olma, ders alma, ders verme, yardım etme ve yardım toplama gibi faaliyetlerinin örgüt üyeliği kabul edilecek düzeye ulaşmadığı, bu nitelikte süreklilik ve çeşitlilik gösteren örgütsel faaliyet yürüttükleri yolunda somut, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı, kod adı aldıkları ve nitelikli örgütsel faaliyette bulundukları yolunda teyitli ve yeterli kanıt bulunmadığı, faaliyetlerinin 765 sayılı TCK'nın 169. maddesi kapsamında örgüte yardım ve yataklık suçu boyutunda kaldığı, suç tarihlerinin 1998-1999 yılı olduğu da dikkate alındığında 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca öngörülen 7.5 yıllık kesintili zamanaşımı süresi hüküm tarihinden önce dolmuş olduğundan, bu sanıklar bakımından zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmelidir.

3- ... 4 Nolu DGM'nin 2000/126 esas sayılı dosyasının 12.12.2000 tarihli oturumunda tanık olarak dinlenen; uzun süreden beri örgüt lideri ... Velioğlu'nun yanında faaliyette bulunup, örgütsel dokümanların ve ... Velioğlu'nun ölü olarak ele geçirildiği ...'daki örgüt evinde yakalanıp, örgüt üyeliğinden mahkum olan bilgisayar merkezi sorumluları Edip Gümüş ve ... ile örgüt sorgucusu olup itirafçı olan Abdülaziz Tunç'un beyanlarından da anlaşıldığı üzere, örgütün, istihbarat ve fişleme amacıyla ve topladıkları zekatın kimlere verilebileceği gibi çok çeşitli amaçlarla, örgüt üyeleri dahil, temin edebildiği, ulaşabildiği tüm kişilere ait bilgi, belge ve fotoğrafları depoladığı, okullardan, resmi kurumlardan ve kişilerden bunları çeşitli şekillerde temin ettikleri, okul ve baro albümleri gibi yayınlardan faydalandıkları, özellikle 90'lı yıllarda örgüt üyesi olmayan kişilerden de rızaen yada rızası olmaksızın, kendisi ve çevresiyle ilgili ayrıntılı bilgiler içeren öz geçmiş ve fotoğraflar alındığını, öz geçmişlerin üyelik formu olmadığını beyan etmeleri ve mahkemenin tanık beyanlarının çoğaltılarak tüm Hizbullah dosyalarına konulmalarına karar verilmesinden de anlaşıldığı üzere, kişinin örgüt arşivinde fotoğraflı yada fotoğrafsız öz geçmişinin bulunması, tek başına, kişinin örgüt üyesi olduğunu göstermemektedir

4- Sanık ... hakkında 26.04.1994 tarihinde 5 Nisan Mahallesi, Sento Caddesi üzerinde ... ... isimli kişiyi hayati tehlike geçirmeyecek ve basit nitelikte ... Tekin ile birlikte satırla yaralanması eyleminin mahkeme tarafından sabit görülmesi nedeniyle vahim nitelikte kabul edilip 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi kapsamında kaldığı değerlendirilmiş ise de,

Atılı eylemin ... Tekin ve ... tarafından işlendiğine dair, sanıkların baskıya dayalı alındığı gerekçesiyle reddettikleri kolluk beyanları dışında delil olmadığı gibi, aynı eylem nedeniyle ... Tekin'in ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/148 esas sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece 13.12.2005 tarihli ve 148-222 sayılı ilâm ile Hizbullah terör örgütü üyesi olma suçundan 5237 Sayılı TCK'nın 314/2. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 9. CD'nin 11.06.2007 tarihli ve 3196-5114 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verildiğinin tüm dosya kapsamından anlaşılmasına göre, aynı konumdaki ...'nın eyleminin 765 sayılı TCK'nı 146/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi hukuka aykırıdır.

5- Yenişehir İlköğretim okulunda müstahdem olarak çalışan Nafiz Bakıcı'nın okulda satırla yaralanması eylemi ile ilgili olarak sanık ...'ın kabul etmediği kolluk beyanında 'Yenişehir İlköğretim okuluna giderek ... Nafiz Bakıcı ile görüştüğünü, ...'in içki içmeye başladığını, konuşma sırasında .'in kendisine küfür ettiğini, bunun üzerine odada bulunan satırı alarak ... .'ya vurduğunu ve satırı atıp kaçtığını' beyan etmesi, sonraki aşama ifadelerinde de 'Yenişehir İlköğretim okulunda çalışan ... Nafiz Bakıcı'yı ziyarete gittiğini, ... .'nın yemek yiyip içki içtikten sonra sarhoş olduğunu, kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, ... Nafiz Bakıcı'ya ait satırı alarak birkaç kez sallayıp olay yerinden kaçtığını' beyan etmesi dikkate alındığında, eylemin örgüt tarafından tasarlanıp, talimatlandırılan örgütsel bir eylem olmayıp, tahrik nedeniyle aniden gelişen kasten yaralama olayı olduğu, yine 765 sayılı TCK'nın 146. maddesi kapsamında vahim eylem olmadığı hâlde sanık ... hakkında bu eylemin silahla kasten yaralama yerine 765 sayılı TCK'nın 146. maddesi kapsamında kabulü hukuka aykırıdır.

6- Sanıklar ..., ... ve ... bakımından,

A- 13.09.1998 tarihinde Selahattin Andiç'in öldürülmesi ve Zekeri İçöz'ün yaralanması eylemi;

a) Sanık ...'ın, baskıya dayalı alındığı için kabul etmediği kolluk beyanında '...'nin yanına gelerek Turistik caddede içki içen iki şahsın Hizbullahçılara küfür ettiklerini, bu şahıslara gereken dersin verilmesi için gittiklerini söylediğini, bu arada yanlarına ... ve Yedi kardeşler Camisi hücresinde kalan Remzi kod Hüsamettin Kalkan'ın geldiğini, birlikte küfür atan şahısların yanına gittiklerini, ...'un elinde satır, Remzi kod Hüsamettin Kalkan'ın elinde kelebek bıçağı, ...'nin elinde odun olduğunu, kendisinde herhangi bir şeyin bulunmadığını' ve bu olayı sorumlusu olan .e ilettiğinde, 'örgütten habersiz bu tür eylemlerin sakıncalı olacağını söylediğini ve kendisinden habersiz bu tür eylemlere girmemesi konusunda uyarıldığını' beyan etmesi, (K. 3, dz. 379)

Yine 4959 Sayılı Kanun'dan faydalanma talebi ile ilgili mahkemedeki savunmasında; 'örgüt üyeliği suçunu kabul ettiğini, Köşk Camisi sorumluluğu yaptığını, örgüt adına ders verdiğini, propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğunu, ... Tekin'in sorumlusu olduğunu, .'e faaliyetleri hakkında rapor verdiğini, Vakıflar Yurt müdürünün yaralanması eylemi ile bir ilgisinin bulunmadığını, 13.09.1998 tarihinde ..., ... ve ... ile birlikte çarşıya giderken Şehitlik Mahallesi, Turistik Caddesi, Simar geçidinden daha önceden tanımadıkları birkaç kişi ile karşılaştıklarını, bu şahısların kendilerine laf attığını, ana avrat küfür ettiklerini, bu şahıslarla tesadüfen karşılaştıklarını, ...'un elindeki bıçakla Zekeri isimli şahısla kavgaya başladığnı, kendisinin kavgaya müdahale etmediğini, kavga çıktıktan sonra olay yerinden uzaklaştığını, üzerinde herhangi bir kesici alet bulunmadığını, Selahattin Andiç'in öldürülmesi ve Zekeri İçöz'ün yaralanması olayının siyasi bir yönünün bulunmadığını' beyan etmesi, (K:12 Celse 34, sayfa 114)

Cumhuriyet savcısı huzurunda yapılan 02.11.1998 tarihli yer gösterme tutanağı içeriğinde; sanık ...'un yer gösterme sırasındaki ifadesinde; 'Simar geçidinde 4 kişinin bira içtiğini, önlerinden ... ile birlikte geçerken arkalarından kendilerine küfür etmeleri üzerine eve gidip satır aldığını, içki içmeye devam eden şahısların yanına gittiklerini, kendisine küfür eden şahsa elindeki satırla bir tane vurduğunu, .ın elinde sopa olduğunu, Nihat ile birlikte gelen iki kişiden birinin elinde bıçak olduğunu' beyan etmesi; (K.1, dz. 206-208)

Sanık ... yer gösterme sırasındaki ifadesinde; 'olay tarihinde. ile birlikte .r geçinde yürüdükleri sırada üç kişinin içki içtiğini, kendilerine bakarak Hizbullahçıların ana avrasıdın s.k ederim. şeklinde küfür ettiklerini, bu şahıslara cevap vermediklerini,.'in eve gidip satır aldığını, kendisinin 7 kardeşler camiine giderek bir sopa aldığını, bu olayı ...'a ve Hüsamettin KalkaN (...)'a anlattığını, bu şahıslarında kendileri ile birlikte olay yerine geldiklerini, Hüsamettin'in elinde bıçak olduğunu, ...'nın elinde bir şey olmadığını, ...'in içki içen şahıslara niçin küfür ettiklerini sorduğunu, ...'un elindeki satırla küfür eden şahsa vurduğunu beyan etmesi'ne göre,

Sanıklar ... ve ...'nin kabul etmedikleri kolluk beyanlarında 'içki içen şahıslara, yanlarından geçerken kendilerine küfretmeleri nedeniyle saldırdıklarını' beyan etmeleri, sanıkların örgütün askeri kanadındaki listelerde yer almamaları, daha önce işledikleri benzeri eylemlerin bulunmaması, örgütün bilgisi dışında gerçekleşen olay nedeniyle örgüt sorumlusu ... Tekin tarafından uyarılmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, olayın, örgütün üst düzey sorumlularınca tasarlanıp, belirli bir plan dahilinde, sistemli bir şekilde, emir talimat çerçevesi içerisinde işlenen örgütsel olay olmayıp, küfür etme olayının hemen sonrasında tahrik nedeniyle aniden gelişen bir kavga olduğu ve sanık ...'nın olayda hiçbir fiili müdahalesinin olmadığı anlaşılmaktadır.

b) Mahkemece olayın örgütsel nitelikte olduğuna ilişkin, 'Hizbullah terör örgütü tarafından içki içen şahısların Allah'a ve Hizbullah örgütüne küfür etmiş sayıldığı, bu şahısların dinsiz oldukları kabul edilerek cezalandırılması gerektiği düşüncesiyle hareket ettikleri bilinmektedir.' şeklinde peşin kabul belirtilmiş ise de, bu kanıyı doğrulayacak, Hizbullah terör örgütünün lider kadrosunun yada üst düzey yöneticilerinin aldıkları karar yada talimat veya örgütün içki içilen bar, gazino, meyhane gibi yerlere saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir eylem gösterilmemiştir. Hizbullah terör örgütünün eylemlerinin, önce üst sorumlu tabakada kararlaştırılıp, eylem görevinin askeri kanata devredildiği, belirlenen askeri kanat biriminin önce keşif ve istihbaratta bulunduğu, daha sonra eylemi talimatla gerçekleştirdikleri hususu göz ardı edilmiştir.

c) Dosyadaki raporlarda ve maktule ait otopsi raporunda kesici delici alet yarası dışında herhangi bir darp izine rastlanmadığının belirtilmesi, mahkemenin sanık ...'nın sopayla mağdur ve maktule vurduğuna dair kabulüyle çelişmektedir.

d) Mahkeme, olayda sanık ...'nın elinde sopayla gözcülük ve koruma görevini yaptığını kabul etmiş ise de, yukarıda anlatıldığı şekilde tahrik sonucu aniden gelişen bir olayda sanık ...'nın gözcü olarak görevlendirilemeyeceği açıktır. Yine Hizbullah terör örgütünün eylemleri dikkate alındığında, gözcü veya koruma görevini yapmakla görevlendirilen örgüt üyesinin mutlaka ateşli silahla bu görevi yaptığı, sopayla gözcü veya koruma görevi yapılan herhangi bir eylemin olmadığı görülecektir.

Bu eylemin örgüt tarafından tasarlanıp, talimatlandırılan örgütsel bir eylem olmayıp, tahrik nedeniyle aniden gelişen olay olduğu hâlde, sanıklar ..., ... ve ... haklarında 765 sayılı TCK'nın 146. maddesi kapsamında kabulü hukuka aykırıdır.

B- 17.07.1998 tarihinde .'in yaralanması eylemi;

Sanığın baskıya dayalı olması nedeniyle kabul etmediği kolluk beyanında 'sorumlusu olan ... Tekin'in Vakıflar Yurt Müdürü .'in öğrencilerin ... vakitlerinde namaz kılmalarını engellediği ve kötü davrandığı nedeniyle örgüt tarafından cezalandırılacağı, bu şahsa karşı eylem yapmak için örgüt tarafından bir kişinin görevlendirildiğini, ancak gelecek bu kişinin Yurt müdürü...'i tanımaması sebebiyle eylemi yapacak olan şahsa .i kendisinin göstermesini istediğini, Şaban Deniz'e eylem yapmak için gelecek şahıs ile eğitim fakültesinin yanında bulunan parkta buluştuklarını, şahıs ile birrlikte Vakıflar öğrenci yurdunun bulunduğu Şehitlik caddesinde bulunan öğrenci yurdunun yanına geldiklerini, Yurt müdürünü eylem yapacak örgüt mensubuna gösterdiğini, 3-4 gün sonra...'in satırlanarak yaralandığını öğrendiğini' ve ... TEKİN'in 03.11.1998 tarihli, savunmasında baskıya dayalı olması nedeniyle kabul etmediği kolluk beyanının içeriğinde; 'Muhammed kod isimli ...'ın...'in yaralanması eyleminde, Şaban Deniz'i eylem yapacak örgüt mensubuna gösterdiği, Şaban Deniz'in satırla yaralandığını öğrendiğini bu eylemin talimatını Sait kod isimli ... Aktaş'ın verdiğini' şeklindeki sonradan reddedilen beyanlar esas alınıp, '17.07.1998 tarihinde...'in yaralanması eylemi ...'ın kolluktaki ikrarı ile ... Tekin'in kolluk beyanlarının birbiriyle örtüştüğü'nden bahisle, mağdurun hayati tehlike geçirmeyecek şekilde ve yedi gün ... ve gücüne mani olacak derecede yaralanmasına dair eylem sanık ... bakımından vahim nitelikte kabul edilip TCK'nın 146/1. maddesi kapsamında kaldığı değerlendirilmiş ise de,

a) Sanığın atılı eyleme katıldığına dair, ...'ın ve ... Tekin'in baskıya dayalı olduğunu belirterek kabul etmedikleri ve geri aldıkları kolluk ifadelerindeki ikrarların özgür irade ürünü olmamasına göre, mahkumiyet hükmüne esas alınmaları hukuka aykırıdır.

Nitekim, Müşteki ...'ın, ... Yıldız ve adlarını bilmediği diğer polis memurları haklarında '29 Ekim 1998 tarihinde akşam saat 18.00 sıralarında evine gitmekte iken ... Birlik Lisesi önüne geldiğinde kimliğini bilmediği, sivil giyimli iki kişinin koluna girerek sivil plakalı bir araca kendisini bindirdiklerin ve gözünü bağladıklarını, işkence odasında 6-7 polisin kendisine işkence yapıp, suçlamaları kabul etmesini istediklerini, elektrik verdiklerini, poşetle burnunu ve ağzını kapattıklarını nefessiz bıraktıklarını, odaya bir kişi daha getirdiklerini bu kişinin ...'da aynı dosyadan yargılandığı .olduğunu bu kişinin işkence sonucunda kendisini aleyhine ifade verdiğini, işkencecilerin kendisine suçlamayı kabul etmezsen seni öldürüp araziye atacağız dediklerini, daha fazla dayanamayıp suçlamaları kabul etmek zorunda kaldığını, 29 Ekim 1998 tarihinden 05 ... 1998 tarihine kadar işkence yerinde kaldığını, işkenceler sonucunda sol kolunun çalışamaz hale geldiğini, 1998 yılından 2010 yılına kadar işkenceden dolayı ... çektiğini, bu işkenceler nedeni ile kısır kaldığını, bu hususta rapor verildiğinden bahisle şikâyeti üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/17398 soruşturma numaralı dosyasında zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, uzun tutukluluk ve işkence nedeniyle AİHM'ne başvurusu sonucunda mahkemece, tazminata ve Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verildiği, bu karar nedeniyle yaptığı yeniden yargılanma taleplerinin reddedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

b) ... Tekin'in ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/148 esas sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonucunda, 13.12.2005 tarihli ve 148-222 sayılı ilâm ile Hizbullah terör örgütü üyesi olma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi gereğince cezalandırılmasına ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 11.06.2007 tarihli ve 3196-5114 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilen dosyada, Şaban Deniz'in yaralanması eyleminden bahsedilmediği gibi bu eylem ... Tekin'e yüklenmemiştir.

Yine Şaban DENİZ'in yaralanması eyleminin talimatını verdiği iddia edilen ... Aktaş'ın ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 443-30 esas ve karar sayılı dosyasındaki yargılamasında; yasadışı hizbullah terör örgütü üyesi olmak suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, dosyada...'in yaralanması eylemine veya ...'a dair herhangi bir beyanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. (K.4, dz. 557-568)

c) Bir an için sanığın...'i örgüt üyesine gösterdiği kabul edilse bile; eylemi kimin gerçekleştirdiği bilinmeden, eylemin kendisine gösterilen örgüt üyesi tarafından gerçekleştirildiğine dair delil bulunmadan, sanığın bu eylem nedeniyle sorumlu tutulması hukuka aykırıdır.

d) Yine, bir an için sanığın...'i örgüt üyesine gösterdiği kabul edilse bile; olay nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçirmeyecek şekilde ve yedi gün ... ve gücüne mani olacak derecede yaralanması dikkate alındığında, eylemin asli maddi fail olmayan sanık ... bakımından vahim nitelikte kabul edilip TCK'nın 146/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi hakkaniyete ve Yargıtay uygulamasına aykırıdır.

7- Tüm sanıklar kolluk ifade tutanakları ve ifadeli yer gösterme tutanaklarını kabul etmeyip, işkence ve baskı altında imzaladıklarını yargılama aşamasında beyan etmelerine rağmen, kolluk tutanaklarının hukuka aykırı delil mahiyetinde olup olmadıklarının tespiti bakımından tutanak mümzileri görevliler duruşmada tanık sıfatıyla dinlenmeyip, sanık beyanları görmezden gelinerek, kolluk tutanaklarının mahkûmiyet hükmüne esas alınması usul ve yasaya, hakkaniyetli yargılama ilkesine aykırıdır.

CGK, Sorgu savunma vasıtası olup, kanıt elde edilmek üzere kabul edilmiş bir kurum değildir. Ancak maddi gerçeğin hakim tarafından öğrenilmesinde değerlendirilebilir. Bunun için beyanın kendiliğinden olması, yani cebir veya tazyik altında yapılmaması koşuldur. CYUY'nin 247. maddesine göre, duruşma dışındaki ikrarı içeren tutanağın kanıt olabilmesi için ikrarın hakim önünde yapılması zorunludur. Savcılık veya kolluktaki ikrarı içeren tutanaklar duruşmada kanıt olarak okunamaz. Dolayısıyla kanıt olarak hükme esas alınamazlar. Kaldı ki duruşma sırasındaki ikrarın bile tek başına kesin kanıt olduğu kabul edilemez. Zira bir insanın kendisini suçlu kabul etmesi veya bir başkasının suçunu kabullenmesi olanaklıdır. Bu itibarla duruşmadaki ikrarın da başkaca yan kanıtlarla desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir.

Ceza hukukunun ve yargılamasının temel amacı, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin açığa çıkarılmasını sağlamaktır. Ancak ceza muhakemesinin amacı, her ne suretle olursa olsun maddî gerçeğe ulaşmak değildir. Maddî gerçek, dürüstlük ilkesine ve hukuk devletinin gereklerine uygun bir süreç sonucu ortaya çıkarılmalıdır. Maddî gerçeğin araştırılmasının iki sınırı; sanık hakları ve delil yasaklarıdır. Ceza muhakemesinin amacı, suçlu oluşturmak değil, gerçek suçluyu bulmaktır. Sanığın ifadesi, gerçeği öğrenmek konusunda hakim için delil teşkil edebilir ise de, yan kanıtlarla doğrulanmayan, oluşa ve maddi gerçeğe uygun düşmeyen, bilimsel kanıtlarla doğrulanmayan soyut ikrara dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulması, ceza hukukunun 'maddi gerçekliğe ulaşma' ilkesine aykırılık teşkil eder. Bu nedenle; sanıkların baskıya dayalı olduğunu belirterek kabul etmedikleri ve geri aldıkları kolluk ifadelerindeki ikrar dışında, isnat olunan suçları işlediklerine ilişkin kuşku sınırlarını aşan yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, kuşku halinin de sanıklar lehine yorumlanması gerektiği gözetilmeden, bazı varsayımları aleyhe yorumlayıp vaki ikrarı yeterli görerek, sanıkların yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu…" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 15.02.2018 tarih ve 7159-265 sayı ile sanık ...’nın eyleminin 765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmadığının ve eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğunun kabulüne karar verilmiş, diğer itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONULARI

Özel Dairece sanık ...'nın eyleminin 765 sayılı Kanun'un 146. maddesinde düzenlenen Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu oluşturmadığına ilişkin kabulü de gözetilerek, itirazın kapsamına göre sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından inceleme yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;

1- Tüm sanıklar hakkında hüküm kurulurken örgüte ait bilgi notunun karar içerisinde bulunmamasının ve Mahkemenin kabul ettiği unsurların Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin,

2- Sanıklar ..., ... ve ...’nin eylemlerinin mülga 765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen "Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu" mu yoksa 5237 sayılı TCK’nın 314/2. maddesinde düzenlenen "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu mu oluşturduğunun,

3- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilen sanıkların eylemlerin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu mu oluşturduğunun ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçunun oluştuğunun kabülü hâlinde dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin,

Belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Hizbullah örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde İslami-Kürt Devleti kurmak için terör eylemlerine girişen, ilk aşamada bölge hakimiyeti için PKK terör örgütü mensupları ile silahlı mücadele veren, siyasi ve askeri kanatları mevcut, üyelerinin çoğu silahlı, emir-komuta zinciri mevcut, disiplinli ve düzenli bir silahlı çete, aynı zamanda bir terör örgütü olduğu ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.10.1995 tarihli ve 4933-5230 sayılı kararı ile silahlı terör örgütü olduğuna dair karar verildiği,

10.03.1996 tarihinde ... Yenişehir İlköğretim Okulunda müstahdem olarak çalışan Nafiz Bakıcı'nın okulda satırla yaralandığı;

17.07.1998 tarihinde...’in kullandığı 21 EA 730 plaka sayılı otomobil ile Şehitlik Caddesi üzerinde bulunan camide ... namazını kıldıktan sonra otomobiline binerek otomobilini çalıştırdığı sırada açık olan sol camdan birinin aniden kafasına sert bir cisimle vurduğu ve yaralandığı,

13.09.1998 tarihinde ...'ın öldürüldüğü ve .ün yaralandığı,

"5448" sıra numarasına kayıtlı ve "..."’a ait olan özgeçmiş raporunda "Said’in faaliyet raporu" başlığı adı altında cami faaliyetlerinden bahsedildiği, tüm cami muhasebe ve kültür derslerine yönelik bilgilerin yer aldığı, Yedi Kardeşler Camisine yeni kültür dersi kurulduğu, İzzettin Asena, ... Han ve ...’dan oluştuğunun belirtildiği,

Abdülkadir Işıklı’ya ait olan "162" sıra numarasına kayıtlı fotoğraflı özgeçmiş raporunda ...’ın örgüt içerisinde olduğunun belirtildiği,

“Cami Teşkilat Yapısı” başlıklı belgede ...’ın isminin yer aldığı,

“Cami elemanları ... Ekim 1994” başlıklı belgede ... hakkında; “zeki, kavgacı, cesur, tebliğci, inatçı, dik başlı” şeklinde bilgilerin olduğu,

“Cemaat duyumları” başlıklı belgenin; "... adlı Müslüman, müslümanlar adına bir mektup göndermiş, bu mektupta Hizbullahtan vazgeçmemesi, vazgeçmesi hâlinde öldürüleceği tehdidinde bulunulmuş olup mektup abisi tarafından yırtılmış not araştırılsın" şeklinde olduğu,

“Haftalık faaliyet Ağustos 2000” başlıklı el yazılı belgede ...’ın tutuklu olduğu ve akrabasının ziyaret edildiğini belirtildiği,

“Hizbullah yeni-mensup özgeçmiş form” başlıklı belgede sanık ...’nin isminin yer aldığı, burada sanığa ilişkin "... 1971, inşaat fakültesi, inşaat mühendisliği" yazdığı, aynı belgede Murathan Barslan’ın isminin de yer aldığı ve burada da sanık hakkında "... 1959, doğruyu iyi tahmin etme" şeklinde tespitlerin bulunduğu,

“Dairelerin konumu ve imkânı” başlıklı belgede teknik bilgi donanımı başlığı adı altında sanık ...'ın isminin yazdığı,

“... PKK elemanları 1991-1992” başlıklı belgede; Cemal Öğe isminin yanında “... 1959, ... Emiri Caddesi, Ulu Cami karşısı, eski Altuncular Çarşısı, buğday tenli, normal boy kilolu, PKK sempatizanı askeri cezaevinde yatmış," aynı belgede Süleyman Öğe isminin yanında “PKK sempatizanı” yazdığı ve sanık ...'ın isminin yer aldığı,

“Hizbullah yeni doc-1” başlıklı belgede, “... polis sorgusu tahlilleri” alt başlığı altında "... Barslan 18.03.1995" yazdığı,

... adına içeriksiz fotoğraflı özgeçmiş raporunun bulunduğu,

Başlığı olmayan, el yazılı belgede sanık ...'ın isminin yer aldığı,

“... doc 1238” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede sanık ...’ın isminin bulunduğu,

“... doc 5480” başlıklı belgede sanık ... hakkında; “itaatkar, samimidir fakat ruhi olarak bir istikrar yok sıkıntılara karşı dayanıksız işleri yetiştiren dünya sevgisi olan istenen aktifle olmayan etkilenen birisidir yine de düzenli bir ilgilenme ve kontrol ile en azından çalışmalarda kullanılabilir” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... dok” başlıklı elyazısı ile yazılmış belgede "Hâşim’in ...’ı ziyareti" yazdığı,

“M. Fırat Öztoprak Özgeçmişi Mart 99 ...” başlıklı belgede sanık ...’ın kendisi ile ilgilendiğinin belirtildiği,

Başlıksız bilgisayar çıktısı belgede “M. Ata Çevik ... 1975 ders veren imam üniversite devamsızlığı yoktur” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... Çözümler Mart 1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “M.Ata Çevik (salos) vasıtasıyla arabalar ayarlasın” yazdığı,

“Dipnotlar” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede sanık ... .'in isminin yer aldığı,

“Cami teşkilat yapısı” bilgisayar çıktısı belgede sanık ....'in isminin yer aldığı,

Bilgisayar çıktısı başlıksız belgede “Salus Cami sorumlusu ... . üniversitede ilgilenmenin yetersizliğinden bahsediyor, Salos Camisi, 23.12.1997” yazdığı,

“Yazan Metin, ... Çözümler, Şubat 1998, ... 1997 başlıklı” bilgisayar çıktısı belgede “M. Ata Çevik tedavi için ...’a ve memleketine gidebilir” yazdığı,

“İdris Yapıcıoğlu” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “M. Ata Çevik, Mualla mescidinde ismini hatırlamıyorum 21 yaşlarında” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

3112 sıra numaralı, “.e ait” başlıklı başıklı fotoğraflı içeriksiz özgeçmiş raporunun bulunduğu,

“Üst raporlar, Ağustos-1996’da yapılan eylemler – Orhan” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede “Abdurahman Altun üç şahıs tarfında bıçaklandı bu işleri camilerde yetiştirmek istediğimiz Muhsin Alabalık, ... ve Kazım Yazıbilmez yaptılar” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Gazi İlköğretim Okulu ile başlayan bilgisayar çıktısı belgede, “Sabır Camisi sorumlusu ...” yazdığı,

“Sabır Camisi” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “Sonra cami eski sorumlusu şimdi ikinci sorumlu olan ...’daki durgunluktan dolayı pek bir hareketlilik yoktu fakat daha sonra bu durumdan çıkıldı ve Camiye bir canlılık geldi her üç günün iki gününde Süleyman’ın evinde günlük görüşmelerimizi yapıyoruz ayrıca haftalık dersimizi de burada yapıyoruz” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... çözümler, Mart – 1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “... son zamanlarda eşine sert muamele yapıp basit nedenlerden bazen dövüyormuş, evli olgun bir arkadaş onunla konuşsun” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“6041” sıra numarasına kayıtlı sanık ... adına fotoğraflı içeriksiz özgeçmiş raporunun bulunduğu,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede “... Köy Hizmetleri Cami sorumlusu ders veren cami sorumlusu” yazdığı,

“Semt Pazarı Camisi, ... – 1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede bilgilerin sanık ... tarafından rapor biçiminde yazıldığı,

“Cami elemanları, ..., Ekim – 1994” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; "..." isminin yanında, “Şehitlik, zeki, berber, itaatkar, samimi, bir kez yakalanmış” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“Şehitlik semti başlıklı” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede, Köy Hizmetleri Camisi, Köşk Camisi ve Kardeşler Camisi isimlerinin yanında ... yazdığı,

Turgut Özal İlköğretim Okulu ile başlayan bilgisayar çıktısı belgede sorumlusunun "..." yazdığı ve Gazi İlköğretim Okulu ile devam eden paragrafta okulun sorumluluğunun ...’a verildiğinin belirtildiği,

“Said’in Şehitlik Semti faaliyet raporu” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “..., Köşk ve Semt Pazarı Camilerine bakıyor” şeklinde yazdığı,

“4817” sıra numarasına kayıtlı, “...” başlıklı fotoğraflı içeriksiz özgeçmiş raporunun bulunduğu,

“Tutuklu ziyaret tutanağı başlıklı” el yazılı belgede sanıklar ... ve ...’nın isimlerinin yer aldığı,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede; “..., Marangoz Köşk Camisi, samimi, itaatkar” yazdığı,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede; “..., coşkulu, hevesli, idareci, itaatkar” yazdığı,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede; “..., 16… günleri geldi, samimi, itaatkar, ders veriyor” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“Yazan İsmet faaliyet raporları Şubat – 1998, ...” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “ikindi vaktinde camiye gidenler kültür dersi elemanları, Mahmut Yeşilçınar, ve ...” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... CD ... dördüncü bölüm rapor 660 - Köşk Camisi” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “..., beş yıl, sınırlı, itaatkar, ihlaslı, duygusal” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“Okunan kitap listesi ..., Şubat – 1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “Köşk Camisi ...; Mekke Resullerin yolu ve ... Bela ve imtihan, sahabe hayatından tablolar” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

"3449" sıra numarasına kayıtlı "... 1974" başlıklı, doğum tarihi ve doğum yeri bilgileri yer alan fotoğraflı içeriksiz özgeçmişin olduğu,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede; “özellikle paranın ... Yaman, Musa ve ... ...’e verildigini anlattı” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlıksız el yazılı belgede muhasebe başlığı adı altında "M. Selim Yaman" yazdığı,

Başlıksız bilgisayar çıktısı belgede; “İslam tarihi dokuzuncu cildi okuyorum Elif dersini yapıyoruz ... Yaman’a Zülfiye ile gittik” şeklinde bilgilerin yer aldığı, ayrıca “esnaflardan Musa ve ... bir derse katılmamışlar ... Yaman’ın bir kültür dersi vardır” şeklinde bilgilerin bulunduğu,

"3625" sırası numarasına kayıtlı "..." başlıklı özgeçmiş raporunda fotoğrafın ve içeriğin olduğu,

“... ek-1” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; 07.02.1998 ile başlayan kısımda “elemanımız ... abisi ile anlaşamıyor abisine takılan kırık ayak ateist daha önce birkaç sefer içeri giren biri var bilgisini istedik Ruhinin abisi onu sıkıştırıyor bilgisini çıkaralım fişi tutulsun” şeklinde notun olduğu,

20.02.1998 ile başlayan bilgisayar çıktısı belgede; "...’ın abisi kendisini artık camiye gitmeyeceğini kendisine takılacağını kahveye içki içmeye beraber gideceğini söylemişti” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlığı olmayan el yazılı belgede “...’ın evleneceği akrabalarının şartlarını kabul edecekse bulunabilir” yazdığı,

Başlığı olmayan el yazılı belgede ...’ın isminin yer aldığı,

Başlığı olmayan el yazılı belgede; “... ...’in 36 milyon borcunu ödesin” şeklinde bilgilerin bulunduğu,

Başlığı olmayan el yazılı belgede ...’ın içki içen bir şahısla ilgili takip yaptığının belirtildiği,

“...” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; "2369" yazan kısımda, ...’ın isminin yer aldığı, ayrıca “... 13:05” başlıklı kısımda “Kudüs camisi kültür elemanı ...’ın arkadaşları ile sürtüşmesi ve sorun çıkarması’ şeklinde bilgilerin yer aldığı,

"2723" sıra numaralı ve "..." başlıklı özgeçmiş belgesinde fotoğrafın yer almadığı ancak içeriğinin bulunduğu,

“Hikmet ... ... 01.01.1974” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; cemaate girdikten sonra kimlerle ders yaptığı bilgisi altında Latif Kızıl'ın isminin yazdığı,

“Musab Sain ..., 03.01.1973” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; cemaate girdikten sonra kimlere ders yaptığı bilgisi altında "Latif Kızıl" yazdığı,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede “Latif Kızıl ... 1973” şeklinde ibarenin bulunduğu,

“Hüsrevpaşa Camisi” başlıklı el yazısı belgede "M. Latif Kızıl" yazdığı,

"3271" sıra numarasına kayıtlı "..." adına fotoğraflı içeriksiz özgeçmiş raporunun olduğu,

"Atatürk Lisesinde başörtülüler sınıfları alınmıyorlar" başlıklı bilgisayar çıktısı belgenin altında sanık ... tarafından yazıldığına ilişkin bilginin olduğu,

“Küba Camisi” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; altında “... İslami hareketin Elifbası fizilalın Kuran-ı Kuram ve eylem” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlıksız bilgisayar çıktısı belgede ... tarafından yazıldığı belirtilen bilgilerin olduğu,

"6557" sıra numarasına kayıtlı "..." adı altında fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun bulunduğu,

"2554" sıra numarasına kayıtlı "İ. Halil Yavaşsöz" ismi altında fotoğraflı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun bulunduğu,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede “Halil Yavaşsöz’ün ablası, evine gelen üç kişi borçlarını istiyor durumu soran eniştesi Zülküf Altaş’ı bıçaklamaları” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlığı olmayan bilgisayar çıktısı belgede; “İ. Halil Yavaşsöz Emek Camisi” yazdığı,

"4678" sıra numarasına kayıtlı "..." adı altında fotoğraflı içeriği olan özgeçmiş raporunun bulunduğu,

... Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ... Şube Müdürlüğünün 14.3.1997 tarihli adli tabiplik raporuna göre ... Nafiz Bakıcı’nın 45 gün mutat işgaline engel olur ve hayati tehlike arz eder şeklinde rapor verildiği,

Arapça harflerle başlayan ve “Emir veren Allah’tır” başlıklı belgede; "Nafis bey ilk cezalandırmanızda senin çocukların için bir uyarı cezası ile cezalandırıldın ama ne çare aynı rezaletle karşı karşıyasınız bundan sonra ne havadaki yıldızlar ve ne de doğu ve batıdaki süper güçler seni kurtarabilir bu dünyadaki cezaları ahiretteki Allah bilir” şeklinde mektubun yer aldığı,

10.03.1995 tarihli olay yeri görgü, tespit ve zaptetme tutanağına göre Nafiz Bakıcı’nın yaralanmasına ilişkin yapılan araştırmada, okulun bahçe kısmına çıkış mutfak kapısı yanında bir adet sallama tabir edilen bıçağın ve ucu kırık olan satırın bulunduğu,

11.03.1995 tarihli teşhis tutanağında Nafiz Bakıcı’nın sanık ...’ı teşhis ettiği,

Başlıksız el yazılı belgede cami faaliyetlerine ilişkin bilgilerin ve “M. Latif Kızıl Hüsrepaşa Camisi” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlıksız el yazısı belgede; “M Ata teşvikte bulunsun” şeklinde notun,

Başlıksız el yazısı belgede; “M Ata Çevik” isminin,

Başlıksız el yazısı belgede; “M. Ata Çevik okul ve o seviyede olanlarla içtihat cami iki düzenden sorumludur kitap kontrolü ve bayındırlık” şeklinde ibarelerin yer aldığı,

Başlıksız el yazısı belgede; “M . Ata Çevik 10.000” yazdığı,

Başlıksız el yazısı belgede; “İstenilen ... camisinde kalsın ve nasihat edilsin, yapılan ... nasihat edildi camisinde kaldı” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Başlıksız el yazılı belgede; ...’in isminin yer aldığı, isminin yanında "mimar, mimarlık mezunu" yazdığı,

Başlıksız el yazısı belgede; “Emek Camisi ... Camide büyükler yoluna baksın ve İ. Halil Yavaşsöz’e niçin eski görmek istiyorsun bir sorunun varsa kapalı yaz denilsin” yazdığı,

Başlıksız el yazısı belgede evlilik görüşmeleri adı altında; “İ. Halil Yavaşsöz 14.03.1993” yazdığı,

Başlıksız el yazısı belgede "soruşturma Mart-1998" paragrafı altında “... asil Hasarlı Camisi” şeklinde bilgilerin yer aldığı ve burada sanık ... tarafından yazılan bilgilerin bulunduğu,

Başlıksız el yazılı belgede; “... Alıcı’ya nasihat edilsin Halis’i çok sıkıştırıyormuş gerekirse ... onları alıp yapsın cami sorumlusu yalnız iki arkadaşlardır” yazdığı,

"Ziyaret raporları" başlıklı el yazılı belgede; ... ve ... Şahin tarafından yapılan ziyaretlerin raporlarının yer aldığı,

"4693" sıra numarasına kayıtlı "Murathan Barslan" başlıklı, fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

“... kapalı not başlıklı” ... Üst raporları ile başlayan bilgisayar çıktısı belgede; “... üç aydır işlere ara vermişti, Kuruçeşme Semtine sorumlu olarak gönderdik, ... onunla konuşup işine başladı maşallah iyi olur” yazdığı,

"4678" sıra numaralı "..." başlıklı fotoğraflı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

“... Cami Eleman ve Soruların Değerlendirilmesi” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; "..." ismi yanında "cami sorumlusu" yazdığı, "cami eleman ve sorumlularının değerlendirilmesi" ile başlayan kısımda "tahlil edilen ... tahlil yapan Abdüllatif dört yıldır cemaat ile beraberdir mimardır biraz saf anlama kabiliyeti az tembel zamandan fedakarlık yapmıyor örgütlülük yeni zayıftır az kitap okuyor işler önem vermiyor” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

Bilgisayar çıktısı belgede “... Kwasi Seyir Camisi Ekim 1995” ile başlayan kısımda ...’ın yakalanma şekli ve sebeplerinin anlatıldığı,

"6558" sıra numarasına kayıtlı "Veysi Ekinci" başlıklı fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

"6635" sıra numarasına kayıtlı "..." başlıklı fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

"5625" sıra numaralı "..." başlıklı fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporurun olduğu,

“Yazan Mizgin ve Harun Hoca ..., Şubat 1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede ...’a ilişkin bilgilerin yer aldığı,

“Özgeçmiş raporları” başlıklı ve İdris Yapıcıoğlu tarafından yazıldığı belirten bilgisayar çıktısı belgede; "M. Ata Çevik Mualla Mescidinde ismini hatırlamıyorum tıp öğrencisi Ofis camisinde 21 yaşlarında onunla ders yaptı” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... çözümler Mart-1998” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; M. Ata Çevik’e ilişkin bilgilerin yer aldığı,

"3112" sıra numarasına kayıtlı "M. Ata Çevik" başlıklı fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

“Cami sorumluları ve muhasebe dersleri ile ilişkili yapılan değişikler” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “Müslüm Emek Camisi ve ... Celil Camisi muhasebe dersi alındı” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“Yazan Metin ... başlıklı” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; ...’ya ilişkin bilgilerin yer aldığı,

“Verilen çözümler Şubat - 1998 ...” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; “...’nın evindeki eşyaları bir şey yapmayın bayanlar alacaklar” yazdığı,

“Soruşturma raporları ...-... 97” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; ...’ın evi çevresinde polis arabasına takılması ve üst raporları şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“Faaliyet raporları Şubat - 98 ...” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; ... . ve . Camilerine bakıyor’ şeklinde bilgilerin olduğu,

“Faaliyet raporları Şubat - 98 ...” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; kültür ders elemanları Mahmut Yeşil ... ve ... isimlerinin altında; “Kültür ders elemanı ..., samimi, itaatkar ve çalışkandır verilen görevleri yapmakta gayretlidir” şeklinde bilgilerin yer aldığı,

“... çözümler Mart- 98” başlıklı bilgisayar çıktısı belgede; Köşk Camisi ... yazdığı,

"1441" sıra numarasına kayıtlı "..." başlıklı fotoğrafı ve içeriği olan özgeçmiş raporunun olduğu,

13.09.1998 tarihli otopsi tutanağına göre; maktûl .'ın kesici delici alet darbesi sonucu öldüğünün tespit edildiği,

11.03.1996 tarihli teşhis tutanağına göre, mağdur .'nın kendisini yaralayan ...'ı öğrenci kütük defterindeki resminden teşhis ettiği, sanık ...'ın olaydan önce defalarca içkiyi bırakması hususunda kendisini tehdit ettiğini ifade ettiği,

03.11.1998 tarihli ifadeli teşhis tutanağına göre; sanık ..., Tahir Karaaslan, sanık ..., . ve ...'in sanık ...'nun örgüt içerisinde Cesur-... kod ismi ile faaliyet yürüttüğünü beyan ettikleri,

03.11.1998 tarihli ifadeli teşhis tutanağına göre; ... ve ... Şahin'in Hasırlı Camisinde ... kod isimli ...'ın sorumluluğunda ders verdiklerini ve muhasebe toplantısı yaptıklarını belirterek sanık ...'ı teşhis ettikleri,

02.11.1998 tarihli yer gösterme tutanağı içeriğinde; inceleme dışı sanık ..., sanıklar ... ve ...'ın 13.09.1998 tarihinde ...'ın öldürülmesi ve Zekeri İçöz'ün yaralanması eylemi ile ilgili olay yerinde yer göstermesi yaptıkları,

İnceleme dışı sanık ...'un yer gösterme sırasındaki ifadesinde; Simar Geçidinde 4 kişinin bira içtiğini, önlerinden ... ile birlikte geçerken arkalarından kendilerine küfür etmeleri üzerine eve gidip satır aldığını, Simar Geçidinin aşağısında toplandıklarını, içki içmeye devam eden şahısların yanına gittiklerini, kendisine küfür eden şahsa elindeki satırla bir tane vurduğunu, Nihat'ın elinde sopa olduğunu, Nihat ile birlikte gelen iki kişiden birinin elinde bıçak olduğunu, içki içen diğer şahıslara Nihat ile birlikte gelen kişilerin saldırdığını, olaydan sonra kaçtığını beyan ettiği,

Sanık ... yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay tarihinde... ile birlikte Simar Geçidinde yürüdükleri sırada üç kişinin içki içtiğini, kendilerine bakarak "Hizbullahçıların ana avrasıdın s.k ederim", şeklinde küfür ettiklerini, bu şahıslara cevap vermediklerini, ...'in eve gidip satır aldığını, kendisinin Yedi Kardeşler Camisine giderek bir sopa aldığını, bu olayı ...'a ve Hüsamettin Kalkan'a (...) anlattığını, bu şahısların da kendileri ile birlikte olay yerine geldiklerini, Hüsamettin'in elinde bıçak olduğunu, ...'nın elinde bir şey olmadığını, ...'in içki içen şahıslara niçin küfür ettiklerini sorduğunu, inceleme dışı sanık ...'un elindeki satırla küfür eden şahsa vurduğunu, içki içen dört kişiden ikisinin surlara doğru kaçtığını, diğer iki şahsın yola doğru kaçmaya çalıştığını, yola kaçan bir şahsa kendisinin sopayla vurmaya başladığını, olay yerinde kalan şahsa ... ile Hüsamettin'in saldırdığını, olay yerinden... ile birlikte kaçtığını, olaydan sonra bir kişinin öldüğünü gazeteden öğrendiğini beyan ettiği,

Sanık ... yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay tarihinde Simar Geçidinin aşağısında... ve Nihat'ı gördüğünü, Nihat'ın elinde bir torba olduğunu, içinde iki tahta parçası bulunduğunu, Nihat ve...'in kendisine olayı anlattıklarını, ... dibinde iki kişinin küfür ettiğini, bu kişilerle kavga edeceklerini söylediğini, kendisinin olay yerine gitmeden ayrıldığını, ... ile Nihat'ın ifadelerini kabul etmediğini beyan ettiği,

Mağdur Zekeri İçöz yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay günü ..., ... isimli ve ismini hatırlamadığı bir arkadaşı ile birlikte olay yerinde bira içtiklerini, Simar Geçidinden dört kişinin üzerlerine doğru gelip, kendilerine "nasıl içki içersiniz, bize nasıl küfür edersiniz, nasıl Allah'ımıza küfür edersiniz" diyerek kendilerine saldırdıklarını, kafasına ve vücudunun muhtelif yerlerine gelen şahısların satırla vurduğunu, Selahattin'in olay yerinden kaçmaya çalıştığını, ancak kaçamadığını, yanlarında bulunan diğer iki kişinin surlara doğru kaçtığını, olaydan sonra Selahattin'in öldüğünü öğrendiğini, kendilerine saldıran kişilerin sanıklar olup olmadığını bilmediğini beyan ettiği,

Anlaşılmaktadır.

Tanık ... Balkaş aşamalarda; olay yerinden geçerken kendisini Zekeri İçöz'ün çağırdığını, yanlarına gittiğini, dört kişinin olay yerine gelerek Zekeri ve Selahattin'e saldırdığını, kendisi yaralanmadan olay yerinden kaçtığını, sanıkları teşhis edemediğini,

Tanık Kerem Aybar aşamalarda; Zekeri İçöz ile surların dibinde oturduklarını, Zekeri ve yanındaki kişinin bira içtiğini, oradan tesadüfen geçtiğini, kavga yapanları tanımadığını, kavgaya karışanları tanımadığını ve teşhis edemeyeceğini,

Beyan etmişlerdir.

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Muzaffer Abdukaya kollukta; sanık ...'nın sorumlusu olduğunu, Sabır Camisinde ...'ya bağlı olarak ders aldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Abdülmenaf Şenyüz kollukta; 1998 yılında Sabır Camisinde tanıştığı Mahmut kod isimli ...'nın telkin ve propagandaları sonucu Hizbullah örgütüne katıldığını, sanık ...'nın cami sorumlu yardımcısı olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... İkincisoy kollukta; sanık ...'nın kendisinden örgütsel faaliyet göstermesini istediğini,

Başka dava dosyasında yargılanan Ayhan Yavuzkılıç kollukta; Sabır Camisi sorumlusunun ..., Muhammed kod isimli ...'ın Köşk ve Semt Pazarı Camileri sorumlusu, ... Vakıf Yurt sorumlusunun ise ... olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Naif Yılmaz kollukta; Sabır Camisi sorumlusunun ..., Köşk Camisi sorumlusunun ... olduğunu, Köşk Camisinde sanık ...'nin örgütsel faaliyet yürüttüğünü,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Atmaca kollukta; sanık ... ile birlikte örgütsel faaliyet yürüttüğünü, Turgut Özal İlköğretim Okulu ile Gazi İlkğretim Okulu sorumlusunun sanık ... olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Tekin kollukta; Köşk Camisi sorumlusunun Muhammed kod isimli sanık ... olduğunu, Köşk, Akar ve Semt Pazarı Camilerinin hesaplarını sanık ...'ın aldığını, Vakıflar Yurt Müdürü... isimli şahsın müslüman öğrencilere baskı yapması nedeniyle örgütün almış olduğu karar doğrultusunda öldürülmesi için sanık ...'ın mağdur...'i eylem yapacak örgüt mensubuna gösterdiği, Şaban Deniz'in satırla yaralandığını öğrendiğini, bu eylemin talimatını Sait kod isimli ... Aktaş'ın verdiğini, yine Köşk Camisi sorumlusu sanık ... ve ona bağlı olarak faaliyet gösteren inceleme dışı sanık ...'un arkadaşlarının Turistik Caddesi surların yanında gezerlerken dört şahıs tarafından kendilerine Hizbullah örgütü için küfür edildiğini, bu şahıslara karşı aynı yerde eylem yaptıklarını, eylemde bir şahsın öldüğünü, iki şahsın yaralandığnı, bu eylemi sanık ..., inceleme dışı sanık ..., sanıklar ... ve ... (Remzi kod - Hüsamettin Kalkan) isimli şahısların gerçekleştirdiğini, kendisine olayı anlattıklarını, bu olayı ... Aktaş'a anlattığını, ... Aktaş'ın ferdi olayların cemaate zarar vereceğini ve bu arkadaşları uyarmasını söylediğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Deniz Tulay kollukta; sanık ...'ın Yedi Kardeşler Camisinde ders verdiğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Lütfü Karaduman kollukta; Yedi Kardeşler Camisi hücresinde örgüt içinde faaliyet gösteren sanık ...'ın (Remzi ve Hüsamettin kod isimli) kaldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... kolukta; Hizbullah örgütü içerisinde faaliyet gösteren ...'ın Yedi Kardeşler Camisi hücresinde kaldığını,

İnceleme dışı sanık ... kollukta; Yedi Kardeşler Camisi hücresinde Hizbullah örgütü içinde faaliyet gösteren ...'ın kaldığını

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Kalkan kollukta; ... Kalkan isimli sahte kimliği kullanan sanık ...'ın Hizbullah örgütü içerisinde faaliyet gösterdiğini, 10.03.1996 tarihinde Hizbullah örgütü adına Yenişehir İlkokulunda teknisyen yardımcısı olarak çalışan ... Nafiz Bakıcı isimli şahsı satırla yaralama eyleminden dolayı arandığını, ...'ın Yedi Kardeşler Camisinde örgütsel faaliyet yürüttüğünü, sanığın küçük çocuklara ders verdiğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Bayentemur kollukta; 1996 yılında sanık ...'un kendisinden örgüt adına para istediğini, ...'a 5.000.000 TL verdiğini, ...'la birlikte örgütsel toplantılara katıldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Coşkun Yarar kollukta; Cesur-... kod isimli sanık ...'nun, ...-... kod isimli inceleme dışı sanık ... sorumluluğunda kuryelik faaliyeti yürüttüğünü,

İnceleme dışı sanık ... kollukta; sanık ...'nun kendisine bağlı camilerin hesaplarını getirdiğini, ...'nun ...-Cesur kod isimlerini kullandığını, kendisine bağlı olan camilerden sorumlu olduğunu, 31.10.1998 tarihinde örgütsel buluşma yaptıkları sırada yakalandıklarını, Kaynartepe, Muhammediye ve Direkhane Cami sorumlusunun Orhan kod isimli sanık ... olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Cemal Uçar kollukta; sanık ...'nun cezaevi semt sorumlusu olduğunu, Küba Camisi Hizbullah örgütlenmesinde sanık ...'nin muhasebe elemanı olduğunu, Hanzade Cami sorumlusunun sanık ... olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık.kollukta; sanık ...'nun ders aldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık .. kollukta; sanık ...'nun camide küçük çocuklara ders verdiğini ve özgeçmişi ile ilgili sorular sorduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık . kollukta; Afkan Camisi sorumlusunun sanık ..., Cezaevi Semt sorumlusunun Cihan kod isimli ... olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık .kollukta; sanık ...'tan ders aldığını, 03.11.1998 tarihli ifadeli teşhis tutanağında ise Tahir Karaaslan'ın sanık ...'ın Muhammediye Mescidinde ders elemanı olarak faaliyet gösterdiğini ve ... kod ismini kullandığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Abdulmuttalip Güner kollukta; Hizbullah örgütü içerisinde faaliyet yürütürken tanıdığı örgüt mensupları arasında sanık ...'ın Kudüs camisinde örgüt adına ders aldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Tahir Karaaslan kollukta; Muhammediye Camisinde ... kod isimli ... ile birlikte örgütsel faaliyet yürüttüğünü,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Abdulmuttalip Güner kollukta; Kudüs Camisinde ...'ın kendisinden ders aldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Zeynedin Şam kollukta; sanık ...'ın 1993 yılında Afkan Camisinde ders verdiğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Hakan Ergin kollukta; 1996 yılında Muhammediye (Kudüs) Camisinde sanık ... kod isimli ...'ın ders verdiğini, sanık ... ile birlikte ders verdikleri çocukların evlerine gidip propaganda yaptıklarını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık İsmet Başuk kollukta; 1997 yılında Mahmudiye (Kudüs) Camisinde sanık ...'ın ders aldığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... kollukta; ... ile birlikte örgütsel ders yaptıklarını, sanık ... ile birlikte örgütsel ders yaptıklarını, örgüte eleman kazandırma faaliyetlerinde bulunduklarını, ... ilinde ... ile birlikte faaliyetlerine devam ettiğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Vecdi Şeran kolluta; Hizbullah örgütünde ilişki içerisinde bulunduğu örgüt mensupları arasında sanık ...'nin bulunduğunu, sanık ...'ın l992-1994 yılları arasında Behranpaşa Camisi sorumlusu olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Seyithan Koparan kollukta; 1997 yılında Emek Camisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalandığını, DGM Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından serbest bırakıldığını, Emek Camisinden tanıdığı sanık ...'ün kendisinden gözaltındaki ifadesi ile ilgili rapor istediğini, sanığın cami muhasebe elemanı olduğunu,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... kollukta; ... kod isimli sanık ...'ın propagandaları sonucu örgüte katıldığını, Hasırlı Camisi sorumlusunun ... olduğunu, birlikte muhasebe ve ziyaret grupları oluşturduklarını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Şahin kollukta; ... kod isimli sanık ...'ın propagandaları sonucu camiye gittiğini, Hizbullah örgütü ile ilişki kurduğunu, Hasırlı Camisinin sorumlusunun sanık ... olduğunu, birlikte muhasebe toplantısı ve ziyaret ekibi oluşturarak camide ders alan çocukların evlerini ziyarete gittiklerini, faaliyetleri hakkında sanık ...'e rapor verdiğini,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık Zafer Dedeoğlu kollukta; Ofis Semt sorumlusu olan sanık ...'a bağlı olarak semt sorumlu yardımcılığını yaptığını,

Başka dava dosyasında yargılanan sanık ... kollukta; l999 yılının Ocak ayında ... kod isimli şahıs tarafından Köşk Camisine iki örgüt mensubunun gönderildiğini, bunlarda birinin kendisi ile birlikte gözaltına alınan ... kod isimli sanık ... olduğunu, sanıkla birlikte ders verdiklerini,

İfade etmişlerdir.

Sanık ... kollukta; 1993 yılı içerisinde ... Tekin ile birlikte Şehitlik Semtinde bulunan Selahattin Avşar Camisine gittiğini, camide Ufuk kod isimli ... Şerif Tek'in sorumluluğunda eylem yapmak üzere askeri birim oluşturduklarını, askeri birim kanadında ... Şerif Tek'in sorumlu, birim üyesi olarak ... Tekin, Fahri Arcagök ve kendisinin olduğunu, birim kurulduktan sonra satırlı eylemlere başladıklarını, ilk olarak;

...

26.04.1994 tarihinde 5 Nisan Mahallesi Sento Caddesi üzerinde ... ... isimli şahsın satırla yaralanması eylemine ... Tekin ile birlikte katıldığını, eylemden önce ... ...'yı kendilerine ... Şerif Tek'in gösterdiğini, olay günü satırları alarak ... ...'nın yanına gittiklerini, ... Tekin ile birlikte vurmaya başladıklarını, şahsın yaralandığını görünce eylem yerinden uzaklaştıklarını, bu eylemden sonra sorumluları ... .'le görüştüklerini ve eylemi gerçekleştirdiklerini söylediklerini, daha sonra askeri birimin dağıldığını, 1996 yılından sonra örgütün siyasi kanat içerisinde faaliyet yürüttüğünü, Sabır Camisi sorumlusu olduğunu, caminin hesaplarını ... Tekin'e verdiğini, ... Tekin'in Şehitlik Semt sorumlu yardımcısı olduğunu, faaliyetleri sırasında Mahmut kod adını kullandığını, faaliyetleri ile ilgili rapor yazarak sorumlusu ... Tekin'e verdiğini, bu şekilde faaliyetlerini sürdürürken yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütü üyesi olduğunu, 1996 yılında Şehitlik Camisinde ... isimli şahıstan ders aldığını, ders aldıktan sonra ... tarafından Köşk Camisine ders vermek amacıyla gönderildiğini, bu camide ..., .. ve .simli şahısların ders verdiğini, cami sorumlusunun Selim kod isimli örgüt mensubu olduğunu, iki ay sonra Selim kodun camiden ayrılarak gittiğini, . kod isimli ... Tekin tarafından cami sorumluluğuna getirildiğini, .tarafından kendisine Muhammed kod adının verildiğini, Semt Pazarı Camisinin hesaplarını kendisinin aldığını, faaliyetleri ile ilgili hesapları semt sorumlu yardımcısı olarak faaliyet gösteren ... Tekin'e verdiğini, sorumlusu olan ... Tekin'in Vakıflar Yurt Müdürü...'in öğrencilerin ... vakitlerinde namaz kılmalarını engellediği ve kötü davrandığı nedeniyle örgüt tarafından cezalandırılacağı, bu şahsa karşı eylem yapmak için örgüt tarafından bir kişinin görevlendirildiğini, ancak gelecek bu kişinin...'i tanımaması sebebiyle eylemi yapacak olan şahsa...'i kendisinin göstermesini istediğini, Şaban Deniz'e eylem yapmak için gelecek şahıs ile eğitim fakültesinin yanında bulunan parkta buluştuklarını, birlikte Şehitlik Caddesinde bulunan öğrenci yurdunun yanına geldiklerini, Yurt Müdürünü eylem yapacak örgüt mensubuna gösterdiğini, 3-4 gün sonra...'in satırla yaralandığını öğrendiğini, 13.09.1998 tarihinde Şehitlik Semtinde bulunan Yedi Kardeşler Camisinde cami ders elamanı olan ...'nin yanına gelerek Turistik Caddede içki içen iki şahsın Hizbullahçılara küfür ettiklerini, bu şahıslara gereken dersin verilmesi için gittiklerini söylediğini, bu arada yanlarına ... ve Yedi Kardeşler Cami hücresinde kalan Remzi kod isimli Hüsamettin Kalkan'ın (sanık ...) geldiğini, birlikte küfür eden şahısların yanına gittiklerini, ...'un elinde satır, ...'ın elinde kelebek bıçağı, ...'nin elinde odun olduğunu, kendisinde herhangi bir şeyin bulunmadığını, olay yerinde gözcülük yapmaya başladığını, arkadaşlarının satır, sopa ve bıçakla eylem yapılacak şahıslara saldırdıklarını, kendisinin bu eylemde gözcülük yaptığını, eylemden sonra olay yerinden kaçarak evine gittiğini, eylem sonucunda Selahattin Andiç isimli şahsın öldüğünü, Zekeri İçöz ve ... Andiç isimli şahısların yaralandığını öğrendiğini, bu eylemi, sorumlusu olan ... Tekin'e ilettiğini, ... Tekin'in kendisine eylemin iyi olduğunu ancak örgütten habersiz bu tür eylemlerin sakıncalı olacağını söylediğini ve kendisinden habersiz bu tür eylemlere girmemesi konusunda uyardığını, bu eylemlerden sonra faaliyetlerinin yakalandığı tarihe kadar devam ettiğini, sorumlusu olan ... Tekin ile örgütsel olarak caminin hesaplarını vermek amacıyla buluştuğu sırada yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 sayılı Kanun'dan faydalanma talebi ile ise mahkemede; örgüt üyeliği suçunu kabul ettiğini, Köşk Camisi sorumluluğu yaptığını, örgüt adına ders verdiğini, propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğunu, ... Tekin'in sorumlusu olduğunu, örgütsel faaliyetleri sırasında Muhammed kod adını kullandığını, ... ve ...'nin kendisine bağlı olarak faaliyet gösterdiği, ... Tekin'e faaliyetleri hakkında rapor verdiğini, Vakıflar Yurt Müdürünün yaralanması eylemi ile bir ilgisinin bulunmadığını, 13.09.1998 tarihinde ..., ... ve ... ile birlikte çarşıya giderken Şehitlik Mahallesi Turistik Caddesi Simar Geçidinde daha önceden tanımadıkları birkaç kişi ile karşılaştıklarını, bu şahısların kendilerine laf attığını, ana avrat küfür ettiklerini, şahıslarla tesadüfen karşılaştıklarını, ...'un elindeki bıçakla Zekeri isimli şahısla kavgaya başladığını, kendisinin kavgaya müdahale etmediğini, kavga çıktıktan sonra olay yerinden uzaklaştığını, üzerinde herhangi bir kesici alet bulunmadığını, Selahattin Andiç'i kimin öldürdüğünü bilmediğini, kavgadan sonra ... Tekin'e olayı anlattığını, ... Tekin'in kendisine bu kavgayı tasvip etmediğini söylediğini, örgüt üyeliği ile ilgili faaliyetlerini kabul ettiğini, eylemlerle ilgili suçlamaları ise kabul etmediğini, Abdurrahman Altun'un bıçaklanması eylemine katılmadığını, 1996 yılının son aylarında Hizbullah örgütüne katıldığını, yakalanmadan bir ay önce örgütle ilişkisini kestiğini, Selahattin Andiç'in öldürülmesi ve Zekeri İçöz'ün yaralanması olayının siyasi bir yönünün bulunmadığını, topluma kazandırma yasasından faydalanmak istediğini,

Sanık ... kollukta; 1997 yılının sonlarına doğru Şehitlik Mahallesinde bulunan Köşk Camisinde tanıştığı Muhammed kod isimli ... aracılığıyla camiye gelen çocuklara ders verdiğini, ...'a bağlı olarak camide faaliyet yürüttüğünü, daha sonra camide ders veren ... ile tanıştığını, bir yıl Köşk Camisinde faaliyet yürüttüğünü, okuduğu okuldan atılması üzerine ... tarafından Yedi Kardeşler Mescidi hücresine yerleştirildiğini, cami hücresinde üç ay kaldığını, burada Remzi kod isimli Hüsamettin Kalkan (sanık ...) ile tanıştığını, 1998 yılının Ağustos ayına kadar .Camisinde faaliyet yürüttüğünü, ..., Remzi kod Hüsamettin Kalkan ve ... ile birlikte Hizbullah örgütüne küfür eden şahıslara karşı eylem yaptıklarını, 13.09.1998 tarihinde ... ile birlikte Benusen Mahallesine gitmek için Simar Geçidinde yürüdükleri sırada içki içen iki şahsın kendilerine bakarak Hizbullah cemaatine ağza alınamayacak şekilde küfür etmeye başladıklarını, daha sonra ...'un kendisine bu şahıslara karşı eylem yapacaklarını söylediği, ...'in eve giderek evde saklamış olduğu satırı alıp geleceğini, kendisine de camiye gidip arkadaşlarına haber vermesini söylediğini, .Camisine gittiğini, camide Remzi kod isimli . ve Köşk Camisi sorumlusu olan ...'a konuyu anlattığını ve eylem yapmak için bu kişileri çağırdığını, kendisinin cami hücresinden sopa aldığını, Remzi kod .'ın ise kelebek tabir edilen bıçağı alarak yanına geldiğini, Hüsamettin Kalkan ve ...'la birlikte . Geçidine doğru yürümeye başladıklarını, yolda ...'un kendilerini beklediğini,.'in elinde satır bulunduğunu, geçidin yanına geldiklerinde küfür eden şahısların dört kişi olduğunu ve ... dibinde içki içmeye devam ettiklerini, ...'un satırı çekerek bu şahıslara doğru koşmaya başladığını, kendisinin de elinde bulunan sopayla şahıslara vurmaya başladığını, ...'ın olayda gözcülük yaptığını, ...'ın elinde bulunan kelebek bıçağı ile şahıslara vurduğunu, şahıslardan birinin yere düştüğünü, olay yerinden kaçarak Yedi Kardeşler Cami hücresine gittiğini, Remzi kod isimli Hüsamettin Kalkan'ın da cami hücresine gelerek olayda kullandığı kelebek bıçağı sakladığını, olaydan sonra ...'la görüştüğünde kendisine eylemde bir şahsın öldüğünü, iki şahsın yaralandığını söylediğini, Yedi Kardeşler Camisi hücresinde yapılan aramada elde edilen kelebek bıçağının Remzi kod isimli Hüsamettin Kalkan'ın eylemde kullanmış olduğu bıçak olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık Razaman Kalkan kollukta; Hizbullah örgütü üyesi olduğunu, örgüt içindeki faaliyetlerine l993 yılında Seyrantepe Camisinde ... Akboğa isimli şahıstan dini bilgiler alarak başladığını, camide ders aldığını, ilkokula geç başladığını, ilkokul beşinci sınıftayken on beş yaşında olduğunu, ... Akboğa'nın telkinleri sonucu camide küçük çocuklara ders verdiğini, caminin dışarıdan sorumlusu olan ... kod isimli şahısla yapmış olduğu muhasebe toplantısında ... kodun kendisine islamı tebliğ etmelerini ve bunun çok önemli olduğunu, özellikle içki içen ve namaz kılmayan şahıslara bu konularda nasihat etmelerini söylediğini, 1994 yılında ilkokulu bitirdiğini, daha önceleri Seyrantepe Yirmidört İlköğretim Okulunda teknisyenlik yapan ve içki içen ... Nafiz Bakıcı isimli şahsın yanına giderek kendisine tebliğ yapmaya başladığını, ... Nafiz Bakıcı'ya içki içmenin günah olduğunu, namaz kılması gerektiğini ve camiye gitmesi hususunda nasihatte bulunduğunu, daha sonra ... Nafız Bakıcı'nın tayininin Yenişehir İlköğretim Okuluna çıktığını, 10.03.1996 tarihinde Yenişehir İlköğretim Okuluna giderek ... Nafiz Bakıcı ile görüştüğünü, ...'in içki içmeye başladığını, ona dini konulardan bahsetmeye başladığını, konuşma yaptığı sırada ... Nafiz'in kendisine küfür ettiğini, bunun üzerine odada bulunan satırı alarak ... Nafiz Bakıcı'ya birkaç kez vurduğunu, şahsın yere düşmesi üzerine kaçtığını, satırı okulun mutfak kapısının yakın bir yerine attığını, olaydan sonra ... iline gittiğini, 1997 yılında ... iline geri döndüğünü, arandığından dolayı amcası olan ... Kalkan'ın nüfus cüzdanını alarak kendi fotoğrafını nüfus cüzdanına yapıştırarak bu kimliği kullanmaya başladığını, 1998 yılında ...'un çalıştığı pastahanede çalışmaya başladığını, ... ile birlikte Yedi Kardeşler Camisine gitmeye başladığını, bu camide ders verdiğini, örgüt mensuplarının kaldığı cami hücresinde kalmaya başladığını, 13.09.1998 tarihinde Hizbullah örgütü içerisinde faaliyet gösteren ...'nin Yedi Kardeşler Camisindeki hücreye gelerek Köşk Camisi sorumlusu Muhammed kod isimli ...'a kendisi ile ...'un Turistik Cadde üzerinde iki şahısla kavga ettiklerini ve bu şahıslara karşı eylem yapılacağını, ...'un satır almak için eve gittiğini söylediğini, cami hücresinde bulunan kelebek bıçağı üzerine aldığını, ... ve ...'ın ellerinde birer adet sopa olduğunu, ... ile buluşarak Turistik Cadde üzerinde bulunan Simar Geçidine gittiklerini, dört şahsın bira içtiklerini gördüklerini, ...'un elinde bulunan satırı çekerek şahısların üzerlerine doğru koşarak satırla rastgele şahıslara vurmaya başladığını, kendisinin de kelebek bıçağı çıkararak rastgele şahıslara sapladığını, orada bulunan şahısların bira şişelerini kırarak üzerlerine saldırdığını, ancak herhangi bir darbe almadıklarını, şahıslardan birinin olay yerinde yere düştüğünü, diğerlerinin kaçmaya başladığını, olaydan sonra kaçtığını, olayda kullandığı bıçağı ...'a verdiğini, ...'un bıçağı cami hücresine sakladığını, ... ve arkadaşlarının yakalanmasından sonra pastahanede çalışmayı bıraktığını, 1999 yılının Şubat ayında Yedi Kardeşler Camisine gittiğini, camide küçük çocuklara ders vermeye başladığını, Yedi Kardeşler Camisinde kalırken Hüsamettin Kalkan ismini kullandığını, faaliyetlerini yürütürken güvenlik güçleri tarafından yakalandığını,

Kolluktaki ifadesinden farklı olarak Cumhuriyet savcılığında ve sorguda; ... Nafiz Bakıcı'nın yemek yiyip içki içtikten sonra sarhoş olduğunu, kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, ... Nafiz Bakıcı'ya ait satırı alarak birkaç kez sallayıp olay yerinden kaçtığını, olaydan sonra ... iline gittiğini, 13.09.1998 tarihinde ismini sonradan öğrendiği Nihat ve ... isimli şahıslarla... ile birlikte karşılaştıklarını, aralarında bir şeyler konuştuklarını, ...'un eve giderek elinde bir poşetle geri döndüğünü, poşetin içerisinde sopa ve benzeri şeylerin olduğunu, kendisine nereye gidileceğini söylemediklerini, birlikte Turistik Caddede Simar Geçidinin bulunduğu surların yanına gittiklerini, burada dört kişinin içki içtiğini, yanındaki şahısların içki içen şahısların yanına gittiğini, aralarında bir şeyler konuştuklarını, daha sonra kapıştıklarını, ...'in elindeki satır ile diğer şahıslar ... ve Nihat'ın da ellerinde bulunan sopalarla içki içen şahıslara vurmaya başladıklarını, kendisinin Simar Geçidinin önünde beklediğini, içki içen şahıslardan birinin koşarak üzerine doğru gelince elindeki şişeyi kendisine vuracağı korkusuyla bu şahsa bıçak ile bir defa vurduğunu, olaydan sonra olay yerinden kaçtığını, Hizbullah örgütü ile bir ilgisinin bulunmadığını, ... Nafiz Bakıcı'yı kendisine cinsel tacizde bulunduğundan dolayı yaraladığını, Hüsamettin ve Remzi kod adlarını kullanmadığını, aleyhine olan beyanları kabul etmediğini, suçsuz olduğunu,

Mahkemede ise; ... Nafiz Bakıcı'nın içki içip sarhoş olduğunu, kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, ... Nafiz Bakıcı'ya ait satır ile ...'e vurduğunu, olay yerinden kaçtığını, olaydan sonra arandığından dolayı kardeşine ait nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp kullanmaya başladığını, ...'un pastahanesinde çalıştığını, Selahattin Andiç ve Zekeri İçöz'ün yaralanması eylemine katılmadığını, Hizbullah örgütü ile bir ilgisinin bulunmadığını, kolluk, savcılık ve hakim huzurundaki ifadelerini kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; l99l yılında ... Yersiz isimli şahsın telkin ve propagandaları sonucu Hizbullah örgütüne katıldığını, Mazıdağı Köyler Komitesi sorumlusu olan ... Yersiz'e bağlı olarak Mazıdağı Köyler Komitesinde örgütsel faaliyet yürüttüğünü, köylerde örgütün propaganda faaliyetlerine katıldığını, faaliyetleri sırasında ... kod adını kullandığını, 1992 yılında ... Yersiz'in talimatıyla Mazıdağı ilçe merkezine taşındığını, ... Yersiz'in teklifi ile köyler komitesi yardımcılığı görevini üstlendiğini, ... Yersiz'in PKK örgütü mensupları tarafından öldürülmesi üzerine Bahattin Temel isimli örgüt mensubunun talimatıyla köyler komitesi sorumluluğunu yaptığını, 1993 yılında emekli olduktan sonra örgütten izin alarak örgütsel faaliyet yürütmek üzere ... iline göç ettiğini, ... ilinde bulunan İhlas Camisinde ... ile birlikte örgütsel faaliyet yürüttüğünü, 1996 yılının ortalarında İhlas Camisinde Nazım Ekrem isimli örgüt mensubunun sorumluluğunda örgütsel toplantı yaptıklarını, örgütsel ders verdiğini, faaliyetlerini yakalandığı tarihe kadar sürdürdüğünü, faaliyetleri ile ilgili sorumlusuna örgütsel rapor verdiğini, örgüte infak adı altında topladığı paraları sorumlusu Nazım Eprem'e teslim ettiğini, 1998 yılının Nisan ayında yapılan Hizbullah operasyonundan sonra örgütün aldığı karar gereği raporlarını sözlü olarak sorumlusuna verdiğini, 1997 yılının sonlarına doğru Melle Seit isimli örgüt mensubu ile birlikte faaliyetlerini yürüttüğünü, bu faaliyetleri sırasında Zafer kod adını kullandığını, yakalandığı tarihe kadar örgütsel faaliyet yürüttüğünü,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 Sayılı Kanun'dan yararlanma talebi ile mahkemede; kolluk beyanını kısmen kabul ettiğini, ... Yersiz'in vasıtasıyla örgüte katıldığını, örgütsel toplantılara katıldığını, propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğunu, örgüt üyeliği suçunu kabul ettiğini, 1998 yılında örgütle bağını kestiğini, l998 yılının Ekim ayında yakalandığını,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütünün fikir ve görüşlerini benimsediğini, 1990 yılı içersinde ... Yersiz isimli Hizbullah örgütü mensubunun telkin ve propagandaları sonucu örgüte girdiğini, örgüt mensuplarıyla evinde toplantı yaptığını, örgüte her ay infak adı altında yardımda bulunduğunu, 1992 yılına kadar ... ilçesinde örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu, 1992 yılında ... iline yerleştiğini, ... ilinde bulunan örgüt mensuplarıyla irtibat kurduğunu, 1995 yılında Nazım Eprem isimli örgüt mensubuna bağlı olarak faaliyet yürüttüğünü, örgüte her ay düzenli olarak infak adı altında para yardımında bulunduğunu, örgütsel dokümanlardaki Yasin ismindeki şahsın kendisi olduğunu, faaliyetlerinden dolayı 30.10.1998 tarihinde yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 Sayılı Kanun'dan yararlanma talebi ile mahkemede; 1988 yılında . isimli şahıstan okumak için dini kitaplar aldığını, ihtiyacı olan komşularına zekat dağıttığını, 1988 yılında ... ilçesine taşındığını, ...'ın ziyaretlerine gelip gittiğini, iki yıl sonra ... iline taşındığını, yanına Şaban ve Reattin isimli iki kişinin geldiğini, ...'den örgütten izin almadan ayrıldığını söylediklerini, kendisinin örgütle bir bağının bulunmadığını, ... isimli şahsın örgüt üyesi olduğunu anladığını, birkaç kez camiye gittiğini, Kur'an dersi aldığını, kendisinden zorla para istediklerini, Şaban ve Reattin isimli şahıslara on milyon para verdiğini ve bu şahısların yakalanmasından sonra kendisinin de yakalanıp üç ay cezaevinde kaldığını, tahliye olduktan sonra ... iline yerleştiğini, ayrıca ayrıntılı şekilde Kanun'dan yaralanma talepli dilekçe verdiği,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütünün görüş ve fikirlerini benimsediğini, 1993 yılından beri örgüt içersinde .... kod isimlerini kullanarak faaliyet gösterdiğini, Bedir Camisi sorumlusu Cemal Elelçi'den ders aldığını, 1994 yılı içersinde . Camisinde örgütsel ders verdiğini, 1997 yılında Kaynartepe Camisinde ders elamanı olarak faaliyet yürüttüğünü, camiye gelen çocuklara ders verdiğini, 1998 yılının Şubat ayında Orhan kod sismli ...'tan aldığı kapalı örgütsel notları Cemal Elelçi isimli örgüt mensubuna verdiğini, Cemal Elelçi'nin yakalanmasından sonra ... isimli örgüt mensubunun Cezaevi semt sorumlu yardımcısı olduğunu ve ...'e bağlı olarak kuryelik faaliyetini yürüttüğünü, sorumluluğundaki camilerden almış olduğu örgütsel notları ... isimli örgüt mensubuna verdiğini, 27.10.1998 günü örgütsel görüşme yaptığı sırada güvenlik güçleri tarafından yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütünün görüş ve fikirlerini benimsediğini, örgüt içerisinde Orhan kod ismini kullandığını, Muhammediye, Kaynartepe ve Direkhane Camilerinin sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, faaliyetleri ile ilgili örgütsel raporları ... kod isimli ...'na ilettiğini, camide küçük çocuklara ders verdiğini, l998 yılı ortalarına kadar Kaynartepe ve Direkhane Cami sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, ... tarafından Muhammediye cami sorumluluğunun kendisine verildiğini, 27.10.1998 tarihinde İlyas ile buluştukları sırada ...'nun yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütünün görüş ve fikirlerini benimsediğini, örgüt içerisinde ... kod adını kullanarak cami elemanı olarak faaliyet yürüttüğünü, 1998 yılı içerisinde Muhammediye Camisi içindeki faaliyetlerinden dolayı yakalandığını, Cumhuriyet Başsavcılığınca serbest bırakıldığını, Muhammediye Cami sorumlusu olan Hamza kod isimli Abdulmuttalip Güner'in evine geldiğini, kendisine gözaltında iken verdiği ifade ile ilgili bilgi sorulduğunu, kendisinin sözlü olarak anlattığını, Abdulmuttalip Güner'in telkinleri sonucu Muhammediye Camisinde faaliyetlerine devam ederek çocuklara ders verdiğini, camide ders verirken yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; ... ilinde Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölümünde okuduğu sırada ... isimli örgüt mensubunun telkin ve propagandaları sonucu Hizbullah örgütüne katıldığı, okul sorumlusu olan ...'ın sorumluluğunda Hizbullah örgütüne taban oluşturmak ve eleman kazandırmak amacıyla. Camisinde ders verdiğini, cami faaliyetleri ile ilgili sorumlusuna rapor verdiğini, sorumlusu ... tarafından. Camisine sorumlu olarak gönderildiğini, . isimli şahsı örgüte kazandırdığını, cami faaliyetleri ile ilgili sorumluluğu altındaki örgüt mensuplarından aldığı raporları üst sorumlusu ...'a verdiğini, zekat adı altında toplanan paralar ile kurban derilerini üst sorumlusuna verdiğini, üniversiteyi bitirdikten sonra ... iline geldiğini, ... ilinde ... Sudan isimli örgüt mensubuyla görüşerek örgüt adına ...'da faaliyet yürütmek istediğini söylediğini, . tarafından MTA Camisine gönderildiğini, bu camide ders vermeye başladığını, 7-8 ay faaliyet gösterdikten sonra ... iline gittiğini, 1996 yılında ...'dan ...'a geri döndüğünü, örgütsel faaliyetlerine Ofis Camisinde başladığını, cami faaliyetleri ile ilgili raporlarını sorumlusu ... ...'e verdiğini, Ofis Cami Sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, örgütten gelen talimat doğrultusunda Ofis Camisi sorumluluğunu bırakarak Hacı Hamit Semtinde bulunan 8 caminin sorumluluğunun kendisine verildiğini, bu camilerin sorumluları ile görüşerek istek, sorun ve şikayetleri hakkındaki raporları Sami kod isimli ... Arıcı'ya verdiğini, faaliyetleri sırasında Halis kod adını kullandığını, ... Arıcı'nın ... içi bölge sorumlusu olduğunu, kendisinin Hacı Hamit Bölgesi semt sorumlusu olduğunu, kendisine bağlı olan camilerle ilgili raporları ve camilerden aldığı hesapları üst sorumlusuna verdiğini, cami sorumluların topladıkları para, yiyecek ve giyecekleri sorumlusuna verdiğini, 1998 yılının ilk aylarına kadar bu şekilde örgütsel faaliyet yürüttüğünü, örgüt mensuplarının yakalanmaları üzerine örgütsel faaliyetine ara verdiğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 sayılı Kanun'dan yararlanma talebi ile ilgili mahkemede; örgütle bağlantısının öğrencilik yıllarında olduğunu, daha sonra örgütle bir ilişkisinin kalmadığını, kolluk ifadesini kısmen kabul ettiğini, ayrıntılı dilekçe sunduğu,

Sanık ... kollukta; Hizbullah terör örgütü üyesi olduğunu, ... ilinde üniversitede öğrenim gördüğü sırada ... Sudan ve ...'ın propagandaları sonucu örgüte katıldığını, okuldan mezun olduktan sonra 1993 yılının sonlarında ... iline geldiğini, ...'ın talimatıyla Sümer Camisinde ders vermeye başladığını ve cami sorumlusu olduğunu, bu camide İhsan Kurdoğlu isimli örgüt mensubunun yanına gelerek kendisine bağlı olarak çalışacağını söylediğini, İhsan Kurdoğlu'nun kendisini 9 caminin sorumlularıyla tanıştıracağını, sorumluluğundaki camilerin sorunları, camideki faaliyetlerin denetim ve faaliyetlerinin organizasyonundan sorumlu olacağını, cami sorumlularının vereceği yazılı ve sözlü raporları kendisine ileteceğini söylediğini, kendisinin de bu görevi kabul ederek İhsan Kurdoğlu'na bağlı cami sorumlularıyla tanıştığını, örgütsel faaliyetleri sırasında Faruk kod adını kullandığını, bu camilerin sorumlularıyla teker teker ayrı zamanlarda tanıştığını, camilerle ilgili istek ve sorunlar hakkında İhsan Kurdoğlu'na yazılı ve sözlü rapor bildirdiğini, camilerden sorumlu semt sorumlusu olarak faaliyetine devam ettiğini, camilerde toplanan para, yiyecek ve giyecekleri sorumlusu İhsan Kurdoğlu'na verdiğini, İhsan Kurdoğlu'nun ... İçi Bölge sorumlusu olduğunu, kendisinin de İhsan'a bağlı olarak Saraykapı Semt sorumlusu olduğunu, 1995 yılının sonlarına kadar Saraykapı Semt sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, ailevi nedenlerden dolayı sorumlusu olan İhsan Kurdoğlu'na ayrılacağını bildirerek örgütten ayrıldığını, 1998 yılına kadar örgütsel faaliyetlerine ara verdiğini, 1998 yılı içerisinde ...'nın kendisini çağırarak Fırat Nart isimli örgüt mensubuyla görüştüğünü, ancak herhangi bir örgütsel faaliyet yürütmediğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 sayılı Kanun'dan yararlanma talebi ile ilgili mahkemede; ayrıntılı dilekçe sunduğu ve yasadan faydalanmak istediğini,

Sanık ... kollukta; örgütsel dokümanlarda ismi geçen şahsın kendisi olduğunu, örgütsel konularla ilgili ifade ve bilgi vermek istemediğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise; atılı suçlamayı kabul etmediğini, Hizbullah örgütü ile ilgisinin bulunmadığını, ...'yı tanımadığını, cami imamı olduğunu, Salos Camisi ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, cami sorumlusu olmadığını, örgütsel dokümanlardaki bilgileri kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütü mensubu olduğunu, 1997 yılının ... ayı içinde Emek Camisinde tanıştığı cami sorumlusu olan Hamza kod isimli Muharrem Güner'in telkinleri sonucu camide Ahi kod isimli ...'le birlikte küçük çocuklara ve büyüklere ders verdiğini, ders verdiği çocukların evlerini ziyaret ettiklerini, faaliyetleri sırasında ... kod adını kullandığını, Muharrem Güner'in 1998 yılında camiden ayrılması üzerine cami sorumluluğuna ...'ün örgüt tarafından görevlendirildiğini, kendisinin de muhaasebe ve cami sorumlu yardımcısı olarak faaliyet sürdürdüğünü, cami faaliyetleri hakkında düzenlediği raporları sorumlusuna verdiğini, örgüte taban oluşturmak için Emek Camisinde Hizbullah ziyaret ekibi oluşturduklarını, kendisinin bu ekibin sorumlusu olduğunu, bu faaliyetleri ile ilgili rapor düzenleyip sorumlusuna verdiğini, Muharrem Güner'e özgeçmiş raporu verdiğini, örgütsel dokümanların doğru olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; 1997 yılı ... ayında Emek cami sorumlusu Hamza kod Muharrem Güner'den ders aldığını, camide ders verdiğini, faaliyetleri sırasında Ahi kod adını kullandığını, Muharrem Güner'e özgeçmiş raporu verdiğini, cami sorumluluğunda örgüt mensuplarıyla birlikte muhasebe toplantısı yaptıklarını, camide ders verdiği çocukların evlerini ziyaret ettiklerini, faaliyetleri hakkında cami sorumlusuna rapor düzenleyip verdiğini, Muharrem Güner'in Emek Camisinden ayrılması üzerine Cengiz kod isimli örgüt mensubu tarafından Emek Cami sorumlusu olarak görevlendirildiğini, 1998 yılının başlarından itibaren cami faaliyetleri ile ilgili rapor düzenleyerek Cengiz kod'a verdiğini, Cengiz kodun sorumluluğunda ziyaretçi ekibi oluşturarak örgüte eleman kazandırma ve propaganda yapmak amacıyla ev ziyareti düzenlediklerini, ziyaretlere Emek camii sorumlusu olarak katıldığını, örgütsel dokümanlardaki bilgilerin doğru olduğunu, örgüt adına faaliyetlerini yürütürken yakalandığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; 1996 yılında Arapşeyh Camisinde Burhan kod isimli örgüt mensubunun isteği üzerine camide çocuklara ders vermeye başladığını, Burhan kod isimli örgüt mensubundan ders aldığını, iki üç ay ders aldıktan sonra polis tarafından yakalanıp DGM Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından serbest bırakıldığını, daha sonra Ramazanoğlu Camisine gitmeye başladığını, cami sorumlusu olan ... Alıcı'nın isteği üzerine camide küçük çocuklara ders verdiğini, ... Alıcı tarafından Hasırlı Cami sorumlusu olarak görevlendirildiğini, faaliyetleri sırasında ... kod adını kullandığını ve 1996-1998 yılları arasında Hasırlı Camisi sorumlusu olarak ders verdiğini, örgüt mensubları ile birlikte muhasebe toplantısı yaptıklarını, faaliyetleri ile ilgili rapor düzenlediğini, sorumluluğunda faaliyet gösteren Hizbullah örgütü mensuplarından rapor aldığını, örgüte taban oluşturmak ve eleman kazandırmak için sorumluluğunda cami ziyaret ekibi oluşturduklarını, camide ders alan çocukların ailelerini ziyaret ettiklerini, ziyaretleri ile ilgili rapor düzenleyerek sorumlusu ... Alıcı'ya ilettiğini, ... Alıcı'nın yakalanması üzerine Hasırlı Camisindeki faaliyetleri ile ilgili ... kod isimli örgüt mensubuna rapor düzenleyerek verdiğini, 1998 yılının Mart ayından yakalandığı tarihe kadar ... kodun sorumluluğunda Hasırlı Camisi sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, örgütsel dokümanlardaki raporların doğru olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; 1996 yılının sonlarında Kübra Camisinde ... kod isimli örgüt mensubundan ders aldığını, eğitimini tamamladıktan sonra camide çocuklara ders verdiğini, örgüt mensuplarıyla birlikte muhasebe dersi yaptığını, ... kod isimli örgüt mensubu tarafından Kübra Camisi sorumlusu olarak görevlendirildiğini, 1998 yılının Eylül ayına kadar cami sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü, üniversiteyi kazanması üzerine 1998 yılı Eylül ayında faaliyetlerine son vererek ... iline gittiğini, Küba Camisi sorumluluğuna Fırat Taşçıgil'in getirildiğini, okulun tatile girmesi üzerine tekrar ...'a dönüp, Fırat Taşcıgil'in sorumluluğunda Küba Camisinde ders verdiğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; 1990 yılında Ofis Camisinde Hizbullah örgütü ile ilişki kurduğunu, Ulu Cami sorumlusu Mushab kod isimli örgüt mensubundan ders aldığını, Mushab kodun talimatıyla Ofis Camisinde örgütsel ders verdiğini, faaliyetleri sırasında Ömer kod adını kullandığını, 1993 yılında sorumlusu olan Selahattin kod isimli örgüt mensubu ile yaptığı toplantıda Ofis Semt Sorumlusu olarak görevlendirildiğini, kendisine Ofis, Sümer, Gıyasettin Bey, Berat ve Abdulcelil Camilerinin sorumluluğunun verildiğini, bu camilerin sorumlularıyla haftanın perşembe günleri müsait bir yerde muhasebe tolantısı yaptıklarını, toplantıda düzenlenecek olan raporu üst sorumlusu Selahattin koda verdiğini, sorumlu olduğu camilerle ilgili raporları örgüte gönderdiğini, 1995 yılının sonlarına kadar Ofis Semt Sorumlusu olarak faaliyetlerini yürüttüğünü, kendisine bağlı camileri gezip dolaşmasının ve cami sorumlularından rapor almasının zor olması nedeniyle Cihat kod isimli Zafer Dedeoğlu'yu kendisine yardımcı olarak aldığını, bu örgüt mensubunun cami sorumlularından topladığı raporları kendisine getirdiği, kendisinin de bu raporları üst sorumlusu Selahattin koda ilettiğini, 1997 yılına kadar faaliyetlerini sürdürdüğünü, çocuğunun rahatsızlığı nedeni ile tedavisi için örgütten izin istediğini, örgütün izin vermesi üzerine 1997 yılında örgütle ilişkisini kestiğini, Ofis Semt Sorumlusu iken örgüte verdiği raporlar doğrultusunda çok sayıda şahsın Hizbullah örgütünün askeri kanadına gönderildiğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; 1990-1991 yıllarında imam hatip lisesinde okurken tanıştığı ... ve ...'ın propagandaları sonucu Sümer Camisine gittiğini, okulda Hizbullah/İlim grubu ile Rabıta grupları arasında çıkan kavgalara katıldığını, 1994 yılında liseden mezun olduktan sonra Metin Aslan isimli örgüt mensubu tarafından gönderildiği Hanzade Camisinde ders verdiğini, Metin Aslan'ın sorumluluğunda evinde muhasebe toplantısı yaptıklarını, ders verdiği şahıslar hakkında sorumlusu olan Metin Aslan'a rapor düzenleyip verdiğini, 1995 yılının ortalarında Metin Aslan'ın Hanzade Camisinden ayrılmasından sonra ... kod isimli örgüt mensubuna bağlı olarak faaliyet yürüttüğünü, faaliyetleri hakkında ... koda rapor düzenleyip verdiğini, ... kod isimli örgüt mensubunun da . Camisinden ayrılmasından sonra Hanzade Camisi sorumluluğuna getirildiğini, ziyaret ekibi oluşturduklarını, cami faaliyetleri hakkında Hanzade Camisinin dışarıdan sorumlusu olan Kadri kod isimli cemaat mensubuna rapor düzenleyip verdiğini, Hanzade Camisinde ders veren örgüt mensuplarından para toplayıp Kadri koda verdiğini, örgütsel dokümanlarda yazılı olan bilgilerin doğru olduğunu, yakalandığı tarihe kadar örgüt adına faaliyet yürüttüğünü,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütü üyesi olduğunu, 1993 ylında İhsan Kurtoğlu'nun telkin ve tavsiyeleri neticesinde Behrampaşa Camisinde İhsan Kurtoğlu'ndan örgütsel ders aldığını, İhsan Kurtoğlu'nun propagandalarından etkilenerek Hizbullah örgütü adına faaliyet göstermeye başladığını, camide örgüt adına ders verdiğini, faaliyetleri hakkında İhsan Kurtoğlu'na bilgi verdiğini, 1993 yılının Haziran ayında askere gittiğini, askerlik döndükten sonra ...kod isimli örgüt mensubunun aracılığıyla Hüsrevpaşa Camisinde örgüt adına ders almaya ve ders vermeye başladığını, cami seydası ...kodun yardımcılığını yaptığını, ...kod isimli örgüt mensubunun örgüt tarafından başka bir camiye görevlendirilmesi üzerine örgüt tarafından cami sorumluluğunun kendisine verildiğini, faaliyetlerinde gizliliğin temini için Metin kod adını kullandığını, yakalandığı tarihe kadar faaliyetlerini sürdürdüğünü, örgütsel dokümanlardaki A. Latif Kızıl isimli şahsın kendisi olduğunu, ailesi tarafından kendisine Abdullatif diye hitap edildiğini, örgüt arşivinde ele geçirilen özgeçmiş raporundaki fotoğrafın kendisine ait olduğunu, örgütsel dokümanlardaki ismin kendisine ait olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; l995 yılı içerisinde Hizbullah örgütü içerisindeki eylem ve faaliyetlerinden dolayı yakalanıp tutuklandığını, 1998 yılının Mart-Nisan ayı içerisinde tahliye olduğunu, tahliye olduktan iki ay sonra Köşk Camisi sorumulusu olan Muhammed kod isimli ...'ın kendisine Köşk Camisinde faaliyet göstermesini söylediğini, ...'ın sorumluluğunda çocuklara ders verdiğini, l998 yılının son aylarına kadar bu şekilde faaliyet gösterdiğini, ...'ın yakalanması üzerine ... kod isimli örgüt mensubu tarafından Köşk Camisi Seydalığı görevine getirildiğini, küçük çocuklara ders verdiklerini, sorumlusu ... koda faaliyetleri ile ilgili bilgi verdiğini, ... kodun kendisine Köşk Camisi ve Hal Camisi ile ilgilenmesini ve camilerle ilgili sorunları kendisine iletmesini söylediğini, faaliyetlerinde gizliliğin temini için Ömer kod adını kullandığını, l999 yılının ... ayı içeresinde zekat adı altında örgüte para topladığını,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

Sanık ... kollukta; Hizbullah örgütünün fikir ve görüşlerini benimsediğini, l995-l996 eğitim öğretim döneminde Akar Camisinde Kur'an-ı Kerim dersi aldığını, bu camide Hizbullah örgütü mensuplarının propagandalarından etkilenerek örgüt mensuplarıyla ilişki kurduğunu, Akar Camisi sorumlusunun nezaretinde küçük yaştaki çocuklara Hizbullah örgütü adına ders verdiğini, faaliyetleri sırasında ... kod adını kullandığını, 1998 yılının Aralık ayına kadar faaliyetlerinin bu şekilde devam ettiğini, küçük çocukları kaynaşmaları için Deve Geçidi Barajına pikniğe götürmek suretiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü, Hizbullah örgüt mensuplarının mezarlarının bulunduğu Yolaç (Susa) köyüne mezar ziyaretine gittiklerini, l998 yılının Aralık ayında Köşk Camisine giderek, cami sorumlusu Ömer kod isimli ...'la görüştüğünü ve Köşk Camisinde Hizbullah adına faaliyet göstermeye başladığını, örgüte infak adı altında para verdiğini, 12/02/1999 tarihinde Hizbullah adına faaliyet yürütürken yakalandığını, Akar Camisi sorumlusu olmadığını, Akar Camisi sorumlusunun ... Şevki Aslan olduğunu, ... Tekin isimli örgüt mensubunu tanımadığını, örgütsel faaliyetleriyle ilgili sorunlarını cami sorumlusuna ilettiğini,

Cumhuriyet savcılığında, sorguda ve mahkemede ise önceki beyanlarından farklı olarak kolluktaki beyanlarının baskıya dayalı olduğunu, atılı suçlamaları kabul etmediğini,

4959 sayılı Kanun'dan faydalanma talebi ile ilgili mahkemede; iddianamedeki iddiaların doğru olduğunu, kolluktaki beyanlarını kabul ettiğini, l995-1996 yılları arasında Akar Camisinde ders aldığını, 1998 yılında Köşk Camisinde küçük çocuklara ders verdiğini, ... isimli kişiye özgeçmiş raporu ve fotoğraf verdiğini, gözaltına alındıktan sonra örgütle ilişkisini kestiğini,

Savunmuşlardır.

V. GEREKÇE

Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

1- Tüm sanıklar hakkında hüküm kurulurken örgüte ait bilgi notunun karar içerisinde bulunmamasının ve Mahkemenin kabul ettiği unsurların Anayasa’nın 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği;

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinin üçüncü fıkrası; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." şeklinde düzenlenmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Kararların gerekçeli olması" başlıklı 34. maddesinin birinci fıkrasında; "Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230. madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.",

"Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar" başlıklı 230. maddesinde de;

"(1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:

a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.

b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.

c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanunu'nun 61 ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanun'un 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.

d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.

(2) Beraat hükmünün gerekçesinde, 223. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hâllerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.

(3) Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hâllerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.

(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir karar veya hükmün verilmesi hâlinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir.",

"Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar" başlıklı 232. maddesinde ise;

"(1) Hükmün başına, 'Türk Milleti adına' verildiği yazılır.

(2) Hükmün başında;

a) Hükmü veren mahkemenin adı,

b) Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,

c) Beraat kararı dışında, suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

d) Sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı,

Yazılır.

(3) Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur.

(4) Karar ve hükümler bunlara katılan hâkimler tarafından imzalanır.

(5) Hâkimlerden biri hükmü imza edemeyecek hâle gelirse, bunun nedeni mahkeme başkanı veya hükümde bulunan hâkimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.

(6) Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.

(7) Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır ve mühürlenir.",

Hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre, Anayasa'nın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşı oy da dâhil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. “Başlık” bölümünde; hükmü veren mahkemenin adı, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının, zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, varsa vekilinin ve kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, sanığın açık kimliği ile varsa müdafisinin adı ve soyadı, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile hâlen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, "sorun" bölümünde; iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ortaya konulmalı, "gerekçe" kısmında; mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, "sonuç (hüküm)" kısmında ise; CMK’nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı Kanun'un 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, TCK’nın 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı Kanun'un 53. ve devamı maddelerine göre, mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkânının bulunup bulunmadığı, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercisi tereddüde yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.

Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi açısından mahkeme kararlarının "gerekçe" bölümü üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir.

5271 sayılı CMK'nın 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçe bölümünde, suç oluşturduğu kabul edilen fiilin gösterilmesi, nitelendirilmesi ve sonuç (hüküm) bölümünde yer alan uygulamaların dayanaklarının belirtilmesi zorunludur. Gerekçe; hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya muhtevasına uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçe bölümünde hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da geçerli, yeterli ve kanuni olması gerekmektedir. Kanuni, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime imkân sağlamak bakımından hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır.

Ayrıca, hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi, 5271 sayılı CMK'nın 289/1-9 ve 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308/7. maddeleri uyarınca hukuka kesin aykırılık hâllerinden birini oluşturacaktır.

Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); bir yargılamada hak ve özgürlüklerin gerçek anlamda korunabilmesi için davaya bakan mahkemelerin, tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi olduğunu belirtmektedir (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33.). AİHM; mahkemelerin davaya yaklaşma yönteminin, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve temel şikâyetlerini incelemekten kaçınmaya neden olduğunu tespit ettiği durumları, davanın hakkaniyete uygun bir biçimde incelenme hakkı yönünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesinin ihlali olarak nitelendirmektedir (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007, §§ 84, 85.).

AİHM ayrıca, derece mahkemelerinin, kararların yapısı ve içeriği ile ilgili olarak özellikle delillerin kabulü ve değerlendirilmesinde geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu pek çok kararında yinelemiştir (... Mechelen ve diğerleri/Hollanda, B. No: 21363/93, 21364/93, 21427/93 ve 22056/93, 23/4/1997, § 50; Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6/12/1988, § 68.). Bu bağlamda, temel hak ve özgürlüklerin ihlali sonucunu doğuracak derecede ve keyfî olmadıkça belirli bir kanıt türünün (tanık beyanı, bilirkişi raporu veya uzman mütalaası) kabul edilebilir olup olmadığına, değerlendirme şekline veya aslında başvurucunun suçlu olup olmadığına karar vermenin ilk derece mahkemelerinin görevi olduğunu vurgulamaktadır (Garcia Ruiz/İspanya, B. No: 30544/96, 21/1/1996, § 28; S.N./İsveç, B. No: 34209/96, 2/7/2002, § 44.).

Bunun yanı sıra AİHM, derece mahkemelerinin kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda olmamakla birlikte somut davanın özelliğine göre esas sorunları incelemiş olduğunun, açık ya da zımni anlaşılabilir bir şekilde gerekçeli kararında yer almasına önem vermektedir (Boldea/Romanya, B. No: 19997/02, 15/2/2007, § 30; Hiro Balani/İspanya, B. No: 18064/91, 9/12/1994, § 27.). Zira mahkemelerin, tarafların temyiz hakkını kullanabilmeleri için gerekli olan “kararlarını hukuken geçerli hangi temele dayandırdıklarını yeterince açıklama” yükümlülüğü altında bulunduklarını belirtmektedir (Hadjianastassiou/Yunanistan, B. No: 12945/87, 16/12/1992, § 33.).

Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olmaktadır (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34.).

Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35.).

Aksi bir tutumla mahkemenin, davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında “ilgili ve yeterli bir yanıt” vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39.).

Nitekim, Anayasa Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli ve 11798 sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmıştır.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.1998 ve 09.05.2003 tarihli iddianameleri ile sanıklar ..., ... ve ...'ın 765 sayılı (mülga) TCK'nın 146. maddesi uyarınca; sanık ...'nın 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri ile 765 sayılı (mülga) TCK'nın 146. maddesi uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 27.11.1998 tarihli iddianamesi ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., Murathan Barslan, ..., ...'ın 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 22.04.1999 tarih iddianamesi ile sanıklar ... ve ...'ın, 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 27.07.1999 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.1999 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 20.04.2000 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2000 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca, ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığınınn 24.08.2001 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 13.08.2001 tarihli iddinamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca, ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2001 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2003 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; ... (Kapatılan) DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2004 tarihli iddianamesi ile sanık ... hakkında 765 sayılı (mülga) TCK'nın 168/2, 31, 33 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5. maddeleri uyarınca; açılan kamu davalarının yargılamasının ... (Kapatılan) 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 1998/297 esas sayılı dosyası üzerinden yapıldığı, Yerel Mahkemece 16.03.2007 tarihli karar ile sanıklar ..., ..., ... ve ...'nin Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma, diğer sanıkların ise silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği,

Yerel Mahkeme kararının her sanık bakımından, iddianame, mütaala, savunma, deliller ve delillerin değerlendirilmesi başlıkları altında ayrı ayrı yazıldığı ve bu suretle iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtildiği, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanunu'nun 61 ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlendiği, öte yandan daha önce Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.10.1995 tarihli ve 4933-5230 sayılı kararı ile silahlı terör örgütü olduğuna karar verilen örgüte ait bilgi notunun karar içeriğine işlenmemesinin ise gerekçenin bulunmaması olarak değerlendirilemeyeceğinden, yasal ve yeterli gerekçenin bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yasal ve yeterli gerekçe bulunmadığına ilişkin itirazının oy birliği ile reddine karar verilmiştir.

2- Sanıklar ..., ... ve ...’nin eylemlerinin mülga 765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen ‘Ülke Topraklarının bir kısmını Devlet Egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu’ mu yoksa 5237 sayılı TCK’nın 314/2. maddesinde düzenlenen ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçunu mu oluşturduğu;

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Uyuşmazlığın çözümü için 765 sayılı (mülga) TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen örgüte üye olma ile aynı Kanun’un 169. maddesinde düzenlenen örgüte yardım etme suçlarının açıklanması gerekmektedir.

765 sayılı (mülga) TCK'nın 168. maddesinde yer alan; "Her kim, 125, 131, 146, 147, 149 ve 156 ncı maddelerde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa onbeş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahküm olur.

Cemiyet ve çetenin sair efradı on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapisle cezalandırılır" şeklindeki düzenlemenin birinci fıkrasında, Kanun’un 125, 131, 146, 147, 149 ve 156. maddelerinde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete oluşturmak veya böyle bir cemiyet ve çetede amirlik, yöneticilik ve hususi bir vazife üstlenmek eylemleri yaptırıma bağlanmıştır. Silahlı cemiyet ve çetenin sair efradı olmanın cezai müeyyidesi de maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiş olup birçok yargısal kararda vurgulandığı üzere; silahlı cemiyet ve çetede amirlik, yöneticilik ve hususi bir görev almayan, çeteye basit şekilde katılan, ulaşılmak istenen amaca ait konularda irade birliği içinde olan, çeteye katılırken çetenin niteliğini bilen ve çetenin ulaşmak istediği amacı kendi amacına uygun görenler ise cemiyet ve çetenin sair efradıdır.

Silahlı cemiyet ve çeteye yardım suçu ise 765 sayılı (mülga) TCK'nın 169. maddesinde; "64 ve 65 inci maddelerde beyan olunan hal haricinde her kim, böyle bir cemiyete ve çeteye hal ve sıfatlarını bilerek barınacak yer gösterir veya yardım eder yahut erzak veya esliha ve cephane veya elbise tedarik ...ederse üç seneden beş seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır" şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninde yer alan; "eder veya her ne suretle olursa olsun hareketlerini teshil” ibaresi, suç tarihinden önce 30.07.2003 tarih ve 4963 sayılı Kanunun 2. maddesiyle metinden çıkarılmıştır.

765 sayılı (mülga) TCK’nın 169. maddesinde, aynı Kanun’un 64 ve 65. maddelerinde öngörülen iştirak hâlleri dışında, 168. maddesinde sayılan suçları işlemek amacıyla oluşturulan silahlı çeteye, seçimlik olarak sayılmış özel yardım hâlleri suç olarak düzenlenmiştir. Bu suçun oluşması için failin, 168. maddede nitelikleri belirtilen silahlı cemiyet ve çete mensuplarının eylemlerine iştirak etmeksizin, onların hal ve sıfatlarını bilerek barınacak yer göstermesi veya yardım etmesi, yahut erzak, silah, cephane veya giysi temin etmesi gerekmektedir. Suçun oluşması için silahlı çeteye, silahlı çete mensuplarının hâl ve sıfatlarını bilerek ve isteyerek yardım edilmelidir.

Gelinen noktada 5237 sayılı TCK’da düzenlenen silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçlarının da ifade edilmesi gerekecektir.

Terör konusunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde terörü; “Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.”; aynı Kanun'un 2. maddesinin birinci fıkrasında terör suçlusunu, "Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan kişi..." şeklinde tanımlamış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, terör örgütüne mensup olmasa da örgüt adına suç işleyenlerin de terör suçlusu sayılacağını hüküm altına almıştır.

Bu genel terör ve terör suçlusu tanımları dışında; 3713 sayılı Kanun'un 3. maddesinde doğrudan terör suçları, 4. maddesinde de dolaylı terör suçları düzenlenmiştir.

18.07.2006 tarihli ve 26232 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 17. maddesiyle, terör örgütünün tanımını yapan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun birinci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış; madde gerekçesinde, Türkiye'nin de taraf olduğu Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 2. maddesinin (a) bendine uygun olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt tanımlaması yapıldığı için, Terörle Mücadele Kanunu'nda ayrıca örgüt tanımlaması yapılmasına gerek görülmediği belirtilmiştir.

TCK'nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendine göre örgüt mensubu suçlu; suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, bu örgüte katılan veya örgüt adına suç işleyen kişidir.

TCK'nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinde;

“(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile ... ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.

(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Örgütün silâhlı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.

(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur...” hükmüne yer verilmiştir.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve ... niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, ... içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa'da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır. Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir.

Bu suçun mağduru ise; öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir.

TCK'nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından sözedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli ... ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.

Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için ileride ihtimal dahilindeki suç/suçları işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.

Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, TCK'nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için,

a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.

b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.

c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.

d) Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.

e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, ... ve gerece sahip olunması gerekmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile ... ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Terör örgütleri ise ideolojik amaçları olan suç örgütleridir. Terör örgütlerini, suç örgütlerinden ayıran bu ideolojik amaç; 3713 sayılı Kanun'un 1. maddesinde gösterilen Cumhuriyetin Anayasa'da belirtilen niteliklerine karşı olabileceği gibi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ve Cumhuriyetin varlığına, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya ya da ele geçirmeye, Devletin iç ve dış güvenliğine, kamu düzeni veya genel sağlığa ya da temel hak ve hürriyetlere yönelik de olabilmektedir.

3713 sayılı Kanun'un "Terör örgütleri" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.” hükmü ile TCK'nın 314. maddesine atıf yapılmıştır.

TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan "Silahlı örgüt" suçu ise;

"(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.

Örgütlü suçluluğun özel bir türü olarak öngörülen, TCK'nın "Silahlı Örgüt" başlıklı 314. maddesinde; TCK'nın ikinci kitap dördüncü kısmının dördüncü bölümünde yer alan devletin güvenliğine karşı suçlar ile beşinci bölümünde yer alan anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran, yöneten ve örgüte üye olanların cezalandırılmaları öngörülmüş ve maddenin son fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, bu suç açısından aynen uygulanacağı düzenlenmiştir.

765 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme eylemleri de yaptırım açısından örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.

Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişilerin örgüt üyesi olarak cezalandırılacağı hüküm altına alınırken, örgüte yardım sayılan eylemlerin nitelik bakımından örgüt üyeliğine denk sorumluluğu gerektirdiği kabul edilmiştir. Buna göre, örgüt üyesi olmaksızın, bilerek ve isteyerek örgütün bir ..., görev ya da hizmetinin yerine getirilmesi eylemi örgüt üyeliği olarak cezalandırılmakta iken; TCK'nın 220. maddesinin 7. fıkrasında 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, yapılan yardımın niteliğine göre cezanın üçte birine kadar indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Silahlı terör örgütüne yardım fiilinin oluşması için, failin örgüt üyeleriyle önceden bir anlaşma yapması veya yapılan planlara dahil olması zorunlu değildir. Yardım fiilinin örgüt üyelerinin tamamına veya üyelerden birine yapılması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, örgütün amacı ve kollektif faaliyetleri bilinerek ve istenerek yardım edilmesi zorunludur (... Yaşar, ... Tahsin Gökcan, ... Artuç, Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 6. Cilt, ... Yayınevi, ..., 2014, s. 8934). Yardım edenler zamanlarının büyük bir bölümünü örgüte hasretmiş kişiler olmayıp kendi hayatlarının akışı içerisinde bazen örgüte ait işleri kabul eden şahıslardır.

Örgüte yardım etme suçuna ilişkin olarak öğretide;“Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen 'bilerek' ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir” (İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, Seçkin Yayıncılık, 7. Baskı, s. 38-39); “Yardımın maddî bir yardım olması gerekli değildir. Örneğin suç örgütüne belli bir hususta bilgi ve belge sağlanması da yardım olarak kabul edilmelidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus yardımın örgüte yapılmasıdır. Kanun koyucu, yardımın niteliğini belirlemediği için örgüte bilerek ve isteyerek herhangi bir yardımda bulunan kişi bile bu durumda örgüt üyesi olarak cezalandırılacaktır. Örgüte sadece bir kez önemsiz nitelikte bir yardımda bulunan kişi bile, örneğin örgüt üyeleri arasında bir kez iletişim sağlayan kişi, bu hüküm nedeniyle örgüt üyesi gibi cezalandırılabilecektir” (Feridun Yenisey, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Eğitim Modülü, s. 70) şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.

Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı “Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler” başlıklı TCK’nın 146. maddesi;

“Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olur.

65 inci maddede gösterilen şekil ve suretlerle gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur.” şeklindedir.

Maddede devletin (siyasal iktidar düzeni ve fonksiyonları) aleyhine işlenen fiiller cezalandırılmaktadır. Hükümet düzeni, Devlet kuvvetlerinin şekillenişi, Devletin temel ideolojik yapısı, temel insan hakları, seçim sistemi gibi değerler ise Devletin Siyasal İktidar düzenini oluşturmaktadır. Suçun konusu bu olduğuna göre bu kavramın içine Anayasa'nın 1. maddesindeki Devlet ve Hükûmet şekline ilişkin "Cumhuriyet" ile 2. maddesindeki "Laiklik" ilkeleri de girmektedir.

Cumhuriyet, egemenliğin bir kişiye veya bir zümreye değil tüm topluma ait bulunduğu bir devlet şeklini, Laiklik ise genel anlamda devlet yönetiminin dini kurallara göre değil, toplum gereksinimlerinin akılcı ve bilimsel kurallara göre karşılandığı bir yönetim biçimini tanımlar. Madde ile Devletin Siyasal İktidar düzeninin hukuka aykırı yöntemlerle ve zorla değiştirilmesine "teşebbüs" edilmesi suç sayıldığına göre bu hususa yönelik icra hareketlerinin cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu suçun oluşumunda genelde diğer suçlarda olduğu gibi "neticenin" gerçekleşmesi aranmaz. Zira bu suç tipinde netice gerçekleşmişse, artık o fiili cezalandırma olanağı ortadan kalkar. Bu nedenle öğretide bu suç "peşinen tamamlanmış suç", "neticesi hareketten ayrı suç" olarak da tanımlanmaktadır. Bu nitelikteki suçların özelliği teşebbüs aşamasında kalan fiillerin de tamamlanmış suç gibi cezalandırılması, ceza uygulaması açısından "teşebbüs" ile "tamamlanmış suç" ayrımının yapılmamasıdır.

765 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen suçun icrasına başlandığında, faile suçun tamamlanmış hâlinin cezasının uygulanabilmesi nedeniyle öğretideki bir görüşe göre bu suç tipinin "salt tehlike suçu" veya "salt hareket suçu" olarak nitelendirilmesi de yerinde değildir. Zira tehlike ve salt hareket suçları hukuka aykırı hareketten ayrı olarak hukuka aykırı neticenin öngörülmediği suç tipleridir. Oysa TCK'nın 146. maddesinde, hareketten ayrı olarak neticede belirtildiğine göre bu suç aynı zamanda bir "zarar suçu"dur.

Maddede, neticesi hareketten ayrı bir suç tipi tanımlanması, özelliğin, salt ceza uygulaması yönünden "tamamlanmış suç","teşebbüs aşamasında kalmış suç” ayrımını ortadan kaldırmakla sınırlı bulunması nedeniyle, bir fiilin anılan madde uyarınca cezalandırılabilmesi için o fiilin "icra hareketi" niteliğinde bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle maddedeki "teşebbüs eden" sözcüğü icra hareketine başlanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu açıdan da fiilin elverişli vasıtalarla icrasına başlanmış olması aranır. Bir fiilin 146. madde yönünden icra hareketi niteliğinde olup olmadığı hususu ise olayın akışına göre değerlendirilir.

Bu suç, gittikçe ağırlaşan, belirli bir süreçte gelişen muhtelif fiillerin nedensellik bağı içinde gerçekleştirilmesini zorunlu kıldığından öğretide "müterakki suç", "gelişimli suç" olarak da tanımlanmakta, dolayısıyla bu suç failleri hakkında önceki suç aşamalarının cezaları uygulanmamaktadır. Bu suçun kasten işlenebilen suçlardan olduğunda ise kuşku yoktur. Ancak failin gerçekleştirmek istediği sonucun Anayasa'ya aykırı olup olmadığını bilmemesi, bu konuda düşeceği yanılgı, suç kastına ve dolayısıyla sonuca etkili değildir. Yine bu suçun işlenmesi için önceden oluşturulmuş bir çete veya örgütün varlığı da zorunlu değildir. Maddede "teşebbüs edenler" deyiminin kullanılmış olması, suçun işlenmesi bakımından şahıs itibarıyla ayrım yapılmadığını, korunan değeri zorla ihlal eden bir kimsenin konumuna bakılmaksızın bu suçun faili olabileceğini ortaya koymaktadır.

Öte yandan; ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Hizbullah örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde İslami-Kürt Devleti kurmak için terör eylemlerine girişen, ilk aşamada bölge hakimiyeti için PKK terör örgütü mensupları ile silahlı mücadele veren, siyasi ve askeri kanatları mevcut, üyelerinin çoğu silahlı, emir-komuta zinciri mevcut, disiplinli ve düzenli bir silahlı çete, aynı zamanda bir terör örgütü olduğu ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.10.1995 tarihli ve 4933-5230 sayılı kararı ile silahlı terör örgütü olduğuna dair karar verildiği,

Sanıklar ..., ... ve ...'nin örgüt içinde kod adı kullandıkları, örgüte özgeçmiş raporu verdikleri, örgütsel toplantılara katıldıkları, örgütün talimatı ile camilerde ders vererek cami sorumluluğu yaptıkları; sanıklar ... ve ...'nin kollukta bu hususları kabul ettikleri gibi örgüt arşivinden ele geçirilen çok sayıda belgede sanıkların örgütsel eylemlerinden bahsedildiği, ayrıca başka dava dosyasında yargılanan sanıklar ve inceleme dışı sanıkların da örgütsel eylemlerine ilişkin beyanda bulundukları anlaşılmakla sanıkların süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren örgütsel faaliyetlerde bulunarak Hizbullah silahlı terör örgütü ile organik bağ kurup hiyerarşik yapısına dahil oldukları, öte yandan;

10.03.1996 tarihinde ... Yenişehir İlköğretim Okulunda müstahdem olarak çalışan .ı'nın, ... Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ... Şube Müdürlüğünün 14.03.1997 tarihli adli tabiplik raporuna göre 45 gün mutat işgaline engel olur ve hayati tehlike arz eder şeklinde satırla yaralandığı, olay yeri görgü, tespit ve zaptetme tutanağına göre Nafiz Bakıcı’nın yaralanmasına ilişkin yapılan araştırmada okulun bahçe kısmında çıkış mutfak kapısı yanında bir adet sallama tabir edilen bıçağın ve ucu kırık olan satırın bulunduğu, 11.03.1996 tarihli teşhis tutanağına göre, mağdur Nafiz Bakıcı'nın kendisini yaralayan ...'ı öğrenci kütük defterindeki resminden teşhis ettiği, sanık ... kollukta mağduru içki içmesi nedeniyle yaraladığını, diğer aşamalarda ise kendisini taciz ettiği için mağdura eylemde bulunduğunu belirtmiş ise de, sanık tarafından mağdura gönderilen Arapça harflerle başlayan ve “Emir veren Allah’tır” başlıklı ve "Nafis bey ilk cezalandırmanızda senin çocukların için bir uyarı cezası ile cezalandırıldın ama ne çare aynı rezaletle karşı karşıyasınız bundan sonra ne havadaki yıldızlar ve ne de doğu ve batıdaki süper güçler seni kurtarabilir bu dünyadaki cezaları ahiretteki Allah bilir” şeklinde örgütsel tehdit içerilkli mektubun içeriği, örgüt arşivinden ele geçirilen bir başka belgede de sanık ...'ın mağdura yolladığı tehdit mektubundan bahsedildiği anlaşılmakla eylemin oluş şekli de gözetildiğinde tebliğ ve propaganda amacıyla hareket eden sanığın bu eylemi örgüt adına gerçekleştirdiği ve eylemin alınan rapor da dikkate alındığında vahamet arz ettiği kabul edilmelidir.

17.07.1998 tarihinde...’in kullandığı.plaka sayılı otomobil ile Şehitlik Caddesi üzerinde bulunan camide ... namazını kıldıktan sonra otomobiline binerek çalıştırdığı sırada açık bulunan sol camdan birinin aniden kafasına sert bir cisimle vurduğu ve yaralandığı, başka dava dosyasında yargılanan sanık ... Tekin kollukta, Köşk Camisi sorumlusu olan Muhammed kod isimli sanık ...'ın Vakıflar Yurt Müdürü... isimli şahsın müslüman öğrencilere baskı yapması nedeniyle örgütün almış olduğu karar doğrultusunda öldürülmesi olayında mağdur...'i eylem yapacak örgüt mensubuna gösterdiğini, Şaban Deniz'in satırla yaralandığını öğrendiğini, bu eylemin talimatını Sait kod isimli ... Aktaş'ın verdiğini beyan ettiği, örgüt mensubununun mağdurun başına, göğsüne ve kollarına satırla vurarak yaraladığı, eylemde sanığın mağduru göstererek bizzat aktif rol aldığı, mağdurun yaralanması sonucunda başından ameliyat olduğu, eylemin gerçekleştiriliş şekli ve mağdurun kafasına satırla vurulması sonucu öldürme kastıyla hareket edildiği, sanığın da kollukta olayı kabul ettiği anlaşılmakla eylemin oluş şekli de gözetildiğinde sanığın bu eylemi örgüt adına gerçekleştirdiğinin ve eylemin alınan rapor da dikkate alındığında vahamet arz ettiğinin kabulü gerekmektedir.

13.09.1998 tarihinde ...'ın öldürüldüğü ve Zekeri İçöz'ün yaralandığı, 02.11.1998 tarihli yer gösterme tutanağı içeriğinde; inceleme dışı sanık ..., sanıklar ... ve ...'ın 13.09.1998 tarihinde ...'ın öldürülmesi ve Zekeri İçöz'ün yaralanması eylemi ile ilgili olay yerinde yer göstermesi yaptıkları, inceleme dışı sanık ...'un yer gösterme sırasındaki ifadesinde; Simar Geçidinde 4 kişinin bira içtiğini, önlerinden ... ile birlikte geçerken arkalarından kendilerine küfür etmeleri üzerine eve gidip satır aldığını, Simar Geçidinin aşağısında toplandıklarını, içki içmeye devam eden şahısların yanına gittiklerini, kendisine küfür eden şahsa elindeki satırla bir tane vurduğunu, Nihat'ın elinde sopa olduğunu, Nihat ile birlikte gelen iki kişiden birinin elinde bıçak olduğunu, içki içen diğer şahıslara Nihat ile birlikte gelen kişilerin saldırdığını, olaydan sonra kaçtığını beyan ettiği; sanık ...'nin yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay tarihinde... ile birlikte Simar Geçinde yürüdükleri sırada üç kişinin içki içtiğini, kendilerine bakarak "Hizbullahçıların ana avrasıdın s.k ederim" şeklinde küfür ettiklerini, bu şahıslara cevap vermediklerini, ...'in eve gidip satır aldığını, kendisinin Yedi Kardeşler Camisine giderek bir sopa aldığını, bu olayı ...'a ve Hüsamettin Kalkan'a (...) anlattığını, bu şahısların da kendileri ile birlikte olay yerine geldiklerini, Hüsamettin'in elinde bıçak olduğunu, ...'nın elinde bir şey olmadığını, ...'in içki içen şahıslara niçin küfür ettiklerini sorduğunu, inceleme dışı sanık ...'un elindeki satırla küfür eden şahsa vurduğunu, içki içen dört kişiden ikisinin surlara doğru kaçtığını, diğer iki şahsın yola doğru kaçmaya çalıştığını, yola kaçan bir şahsa kendisinin sopayla vurmaya başladığını, olay yerinde kalan şahsa ... ile Hüsamettin'in saldırdığını, olay yerinden... ile birlikte kaçtığını, olaydan sonra bir kişinin öldüğünü gazeteden öğrendiğini beyan ettiği; sanık ...'ın yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay tarihinde Simar Geçidinin aşağısında... ve Nihat'ı gördüğünü, Nihat'ın elinde bir torba olduğunu, içinde iki tahta parçası bulunduğunu, Nihat ve...'in kendisine olayı anlattıklarını, ... dibinde iki kişinin küfür ettiğini, bu kişilerle kavga edeceklerini söylediğini, kendisinin olay yerine gitmeden ayrıldığını, ... ile Nihat'ın ifadelerini kabul etmediğini beyan ettiği; mağdur .'ün yer gösterme sırasındaki ifadesinde; olay günü ..., ... ve ismini hatırlamadığı bir arkadaşı ile birlikte olay yerinde bira içtiklerini, Simar Geçidinden dört kişinin üzerlerine doğru gelip, kendilerine "nasıl içki içersiniz, bize nasıl küfür edersiniz, nasıl Allah'ımıza küfür edersiniz" diyerek kendilerine saldırdıklarını, kafasına ve vücudunun muhtelif yerlerine satırla vurduklarını, Selahattin'in olay yerinden kaçmaya çalıştığını, ancak kaçamadığını, yanlarında bulunan diğer iki kişinin surlara doğru kaçtığını, olaydan sonra Selahattin'in öldüğünü öğrendiğini, kendilerine saldıran kişilerin sanıklar olup olmadığını bilemidiğini beyan ettiği, ayrıca özellikle tanık.ın, Simar Geçidinden yanlarına dört kişinin yaklaştığını, kendilerine hitaben "Siz Allah'tan korkmuyor musunuz, neden içki içiyorsunuz." diyerek yanlarında getirdikleri satır ve bıçakla saldırdıklarını, saldıranlardan sakallı olan şahısın elindeki kelebek bıçak ile ...'a saldırdığını, yine sakalsız ve bıyıksız olan bir şahsın elindeki satırla Selahattin'e saldırdığını, diğer iki kişinin Zekeri'ye saldırdığını, Zekeri ve .in Turistik Caddeye doğru kaçmaya başladıklarını, Selahattin'i ... kıraathanesinin önünde tekrar sıkıştırdıklarını, dördünün birden satır ve bıçakla .i vücudunun çeşitli yerlerinden yaraladıklarını beyan ettiği, başka dava dosyasında yargılanan sanık ... .'in kollukta; sanık ... ve ona bağlı olarak faaliyet gösteren inceleme dışı sanık ...'un arkadaşlarının Turistik Caddesi surların yanında gezerlerken dört şahıs tarafından kendilerine Hizbullah örgütü için küfür edildiğini, bu şahıslara karşı aynı yerde eylem yaptıklarını, eylemde bir şahsın öldüğünü, iki şahsın yaralandığnı, bu eylemi sanık ..., inceleme dışı sanık ..., sanıklar ... ve ... (.kod - .) isimli şahısların gerçekleştirdiğini ifade ettiği anlaşılmakla, sanık ... ile birlikte hareket ettikleri anlaşılan sanıklar ... ve ...'nin inceleme dışı sanık ... ile birlikte gerçekleştirdikleri eylemin oluş şekli de gözetildiğinde; sanıkların bu eylemi örgüt amaçları doğrultusunda gerçekleştikleri ve eylemlerinin vahamet arz ettiği kabul edilmelidir,

Ayrıca her ne kadar sanık ... 4959 sayılı Kanun'dan yararlanma amacıyla mahkemeye başvurmuş ise de; sanığın örgüt içindeki konumu ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermediği, olayların meydana çıkarılmasına yardım ettiği ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesini engelleyecek nitelikte ifade vermediği anlaşıldığından talebinin reddedilmesinin de yerinde olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine oy birliği ile karar verilmiştir.

3- Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilen sanıkların eylemlerin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu mu oluşturduğunun ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçunun oluştuğunun kabülü hâlinde dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği,

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Uyuşmazlık konusuna ilişkin iki numaralı uyuşmazlık konusunda silahlı terör örgütüne üye olma ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçlarına yönelik düzenlemelerden bahsedilmesi nedeniyle bu kısımda yalnızca 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası ilişkin maddeler ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin açıklanması gerekecektir.

Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu yasanın iki yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Yasa çıkarılmış, Yasanın 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı yasalarla uzatılmış ve nihayet 29.08.2000 tarihinde uygulaması sona ermiş ise de, bu süre içinde beklenen amaca ulaşılamaması nedeniyle bu kez benzer amaçlarla 29.07.2003 tarihinde kabul edilen 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.

4959 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde; “Yakalandıktan sonra bilgi verme eğilimindeki bir çok örgüt mensubu nedamet eğiliminde olmasına rağmen herhangi bir ceza indiriminden yararlanma ihtimali bulunmadığından nedametini açıkça dile getirmemekte ve bilgi vermekten kaçınmaktadır. Oysa önemli konumdaki bir örgüt mensubunun, örgütle ilgili olarak verdiği bilgilerle, faili meçhul kalmış suçlar aydınlatılabilmekte ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi sağlanabilmektedir...” denilerek, Yasanın çıkarılma amacının, yakalanan örgüt mensuplarının bilgi vermeleri, bu suretle faili meçhul kalmış olayların aydınlatılması ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi olarak açıklanmıştır.

Kanun'un;

3. maddesinde; yasadan yararlanamayacak kişiler sayılmıştır. Buna göre; tamamı üzerinde etkili olabilecek şekilde terör örgütünü sevk ve idare edenler, hükmü kesinleşmeden önce hâkim huzurunda önceki beyanlarını reddeden veya bu yasa hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden failler ve 3216, 3419, 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı yasa hükümleri uygulanmış bulunanlardan, anılan yasaların kapsamına giren suçları yeniden işleyenler, 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasasından yararlanamayacak kişilerdir.

4. maddesinde ise; yasanın uygulanma koşulları ve esasları düzenlenmiş, terör örgütü mensubu olup da bu yasadan yararlanabileceklere uygulanacak cezasızlık hali ile ceza indirimi miktarları ve bunların koşulları belirtilmiştir. Maddenin (a) bendinde; terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmemiş bulunanların kendiliklerinden veya dolaylı teslim olmaları halinde veya bunların kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşıldığında, ceza verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bunların cezasızlık halinden yararlanmaları için örgütün faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi vermeleri de gerekmemektedir.

Maddenin (b) bendinde, terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmiş olup da silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden veya dolaylı teslim olanların yahut kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılıp da bu yasadan yararlanmak istediğini açıklayanların hangi koşullar altında ceza indiriminden yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, terör örgütü mensubu bu kişilerin, örgüte girişleri, örgüt içindeki faaliyetleri, bu sırada tanıdığı diğer örgüt mensupları, amirleri ve örgütün eylemleri hakkında bilgi vermeleri ve bu bilgilerin kendilerinin örgüt içindeki konum ve faaliyetleri ile uyumlu olması, ayrıca bu bilgilerin doğruluğunun da saptanması gerekmektedir.

Maddenin (c) bendinde ise; yakalanan örgüt mensuplarının durumu düzenlenmiştir. Bu bentte de bilgi verme koşulu aranmış, bilgi vermenin, hükmün kesinleşmesinden önce veya sonra olmasına göre ikili bir ayrıma gidilmiş ve bu ayrıma göre yapılacak ceza indirimleri farklı şekilde düzenlenmiştir. İradeleriyle teslim olmayan veya kendiliklerinden örgütten çekilmeyen bu kişiler güvenlik güçlerinin özel çabası sonucu ele geçirildiklerinden, bunlar hakkında ceza indirimine gidilebilmesi için (b) bendinden farklı olarak, verdikleri bilgilerin terör örgütünün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım etmesi veya verdikleri bilgi ve belgelerle ya da bizzat gösterecekleri çaba ile örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olması koşulu aranmıştır.

Öte yandan, hüküm tarihinde yürüklükle bulunan 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde; "(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

(6) (Ek: 6.12.2006 – 5560/8 md.) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz." şeklinde düzenlenmiştir.

Kurumun uygulama alanıyla ilgili gerekli açıklamayı içeren madde gerekçesi ise şu şekildedir:

"Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hali düzenlenmiştir.

Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç ilenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgütün üyesinin, etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayırca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu koşullar gerçekleştirten sonra, kişi hakkında örgüt üyesi olmaktan dolayı soruşturma başlatılmış olması veya örgütün faaliyeti çerçevesinde başkaları tarafından suç işlemiş olmasının, etkin pişmanlık yararlanma açısından bir önemi bulunmamaktadır.

Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi halinde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suç işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi veriş olmaktır. Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.

Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmamakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibariyle dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkı örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.

Kurucu, yönetici veya üyenin, örgüt yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sora vermesi halinde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir.

Etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakılan kişiler açısından güvenlik ve topluma uyum sorunu yaşandığı bilinmektedir. Bu nedenle, etkin pişmanlıktan yararlanana kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmedilir. Bu bir yıllık süre, kişinin serbest bırakıldığı andan itibaren işlemeye başlar. Denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması açısından, etkin pişmanlık nedeniyle kişi hakkında cezaya hükmolunmaması ile indirilmiş cezaya hükmolunması arasında bir fark gözetilmemiştir. Uygulanmasına başlanan denetimli serbestlik tedbirinin süresi hakim kararıyla uzatılabilecektir. Ancak süre üç yıldan fazla olamaz."

06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun'la madde metnine eklenen altıncı fıkranın gerekçesi de şöyledir:

"5237 sayılı Kanunun 221'inci maddesi bir fıkra eklenmek suretiyle örgütlü suçlulukta, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmaya sınırlama getirilmiştir." (İzzet Özgenç, Suç örgütleri, s. 34-35)

Hukuki niteliği itibarıyla cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık, doktrinde, gönüllü vazgeçmenin tamamlanmış suçlardaki görünüm şekli (Koca-Üzülmez, Genel Hükümler, s. 385), suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra failin bazı pişmanlık gösteren hareketler yapması durumunda, bu hareketler dolayısıyla faile ceza verilmemesini veya cezasında indirim yapılmasını ifade eden kurum (Hakeri, Ceza Hukuku, s. 452) olarak tanımlanmaktadır. Bu hâliyle gönüllülük esasına dayanan ve etkin bir pişmanlık gerektiren kurumla, suçun bütün unsurları ile tamamlanmasından sonra faile gerçekleştirilen/gerçekleştirdiği haksızlığın sonuçlarını mümkün mertebe gidermeye çalışmasına imkan verilmektedir.

Etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak yeniden topluma kazandırmaktır.

Yargısal uygulamalar ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında etkin pişmanlık düzenlemesi yapan yasaların, bir af yasası olmayıp terör örgütü mensubu sanıkların topluma kazandırılabilmesinin yanında esasen terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, örgütün etkisizleştirilip ortadan kaldırılması ve işlenen suçların aydınlatılabilmesi amacına yönelik düzenlemeler olduğu görülmektedir.

5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde yapılan düzenleme ile daha önceki yasalarda olduğu gibi süreli değil, belli süreye bağlı olmaksızın kalıcı bir uygulama imkanı getirilmiştir.

Türk Ceza Kanunu'nun 314/3. maddesindeki atıf nedeniyle, anılan Kanun'un 220. maddesine bağlı olarak düzenlenen 221. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün, TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan silahlı örgüt mensupları ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalan terör örgütleri bakımından da uygulanabileceğinde kuşku yoktur.

Özel Daire ve Genel Kurulca benimsenen istikrar kazanmış uygulamaya göre örgütle ilgili suçlamaları kabul etmeyen örgüt mensupları ve etkin pişmanlık olarak değerlendirilebilen önceki ifadelerinden rücu eden failler hakkında TCK'nın 221. maddesinin uygulanma imkânı bulunmamaktadır.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak için failin, örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasına, örgütün yapısına ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlara ilişkin elverişli bilgi vermesi gerekir. Bu bilginin elverişliliği; örgütün örgütlenme biçimi, failin örgüt yapılanmasındaki konumu ile örgütte geçirdiği süre ve katıldığı faaliyetler gibi kıstaslar göz önüne alınarak mahkemece takdir edilecektir. Tam bir gizlilik esasına ve hücre tipi yapılanmaya dayanan örgütlerde her örgüt mensubundan örgütü dağıtacak, yapılanma şemasını ortaya koyacak bilgiler vermesi beklenemez. Ancak, konumu gereği bilmesi beklenen bilgileri de samimi olarak ortaya koymalıdır.

Her hâlükarda elverişli bilgi; örgütte zafiyet yaratacak, örgüte önemli boyutta zarar verecek, örgüt faaliyetlerini belli ölçüde sekteye uğratacak boyutta olmalıdır.

TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığın uygulanma koşulları:

I) Birinci fıkranın uygulanma şartları:

a) Örgüt kurma ve yönetme suçu tamamlanmış olmalıdır.

b) Örgütün amacı doğrultusunda henüz bir suç işlenmemiş olmalıdır.

c) Örgüt kurma suçu ile ilgili henüz bir soruşturmaya başlanmamış olmalıdır.

d) Örgüt kurucusu ya da yöneticisi örgütü dağıtmalı veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamalıdır.

e) Dağıtma veya bilgi verme bizzat örgüt kurucusu ya da yöneticisi tarafından yapılmalıdır.

Bu şartlar gerçekleşmişse faile ceza verilemeyecektir.

II) İkinci fıkranın uygulanma şartları:

a) İşlenen suçun örgüt üyeliğinden ibaret olması,

b) Sanığın örgüt faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmemesi,

c) Gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara iletmesi gerekmektedir. İlgili makam, adli makamlar olabileceği gibi soruşturma mercisine haber vermekle yükümlü olan valilik veya kaymakamlık gibi idari makamlar da olabilir (CMK'nın 158/2. maddesi). Elçilik ya da konsolosluklar da olabilir (CMK'nın 158/3. maddesi). (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.04.2009 tarihli ve 2008/9-223 Esas 2009/87 Karar sayılı kararı)

Sanığın örgüt faaliyeti çerçevesinde bir suçun işlenişine iştirak etmemesinden anlaşılması gereken nedir?

İlgili Özel Daire ve Genel Kurulca benimsenen yerleşik uygulamaya göre; işlenen suçun, amaç suçlar (TCK'nın 302 ve 309. maddeleri) yönünden öldürme ve öldürmeye teşebbüs, nitelikli yaralama, yağma, işkence, bir kısım nitelikli hürriyeti tahdit suçları gibi vahim nitelikte eylemlerden olmaması gerekir.

Bu fıkranın uygulanabilmesi için örgüt mensubu hakkında suç soruşturmasının bulunmaması, bu kişinin suç işlediği yetkili mercilerce bilinmemesine rağmen örgüt üyesi olduğunu ve örgütten rızasıyla ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu kişilerin yasadan yararlanabilmesi için örgüt hakkında bilgi vermesi de zorunlu değildir.

"Örgüt üyesi olup örgütten kendiliğinden ayrılarak teslim olan ve pişman olduğunu beyan eden ve buna göre de konumu 5237 sayılı TCK'nın 221/2. maddesi kapsamında bulunan sanığın, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iştirak edip etmediği İçişleri Bakanlığı’ndan da sorulup araştırılarak, 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3.fıkrasının 'suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümleri bu suç açısından da aynen uygulanır' amir hükmü karşısında, örgüt kurma suçu kapsamında bulunan 5237 sayılı TCK'nın etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinde 765 sayılı TCK'nın 170. maddesinin uygulanabilmesi için aranan silahlı örgüt tarafından amaç suçun işlenmemiş ya da amaç suçun işlenilmesine kalkışılmamış olması gerektiğine ilişkin bir koşul öngörülmediği de gözetilmek suretiyle, sanığın hukuki durumunun sonucuna göre tayin ve takdir edilmesi gerekir." (Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.12.2006 tarihli ve 2006/5670 Esas 2006/7410 Karar sayılı kararı).

Bu şartlar gerçekleştiğinde örgüt üyesi hakkında soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma safhasında ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilecektir.

III) Üçüncü fıkranın uygulanma şartları:

a) Fail, örgüt üyesi olmalıdır. Kurucuya ve yöneticiye bu hak tanınmamıştır.

b) TCK'nın 221/2. maddesinde olduğu gibi örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suça iştirak etmeden yakalanmış bulunmalıdır.

c) Örgüt üyesi pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermelidir. Verdiği bilgi tek başına örgütü çökertecek nitelikte olmasa bile, zafiyete uğramasına ve önemli sayılabilecek miktarda üyesinin ya da silah veya malzemesinin ele geçirilmesini sağlaması gereklidir. Bu koşulların gerçekleşmesi cezasızlık sebebidir.

IV) Dördüncü fıkranın uygulanma şartları:

TCK'nın 221/4. fıkrası örgüt suçlarında etkin pişmanlığın en geniş şekilde uygulanma alanı bulduğu düzenlemedir.

Söz konusu fıkrada iki tür pişmanlık hükmüne yer verilerek failin gönüllü teslim olduktan sonra bilgi vermesi cezayı ortadan kaldıran, yakalandıktan sonra bilgi vermesi ise cezayı azaltan sebep olarak kabul edilmiştir.

a) Örgüt kurma, yönetme, üye olma, örgüt adına suç işleme veya örgüte yardım etme suçunun faili olmalıdır.

b) Kişi gönüllü olarak teslim olmalıdır. Örgüt mensupları ile anlaşmazlığa düşmesi veya ailevi nedenlerden dolayı teslim olmasının önemi yoktur. Önemli olan, teslim olmanın iradi olması ve dış etkenlerin zorlamasıyla olmamasıdır.

c) Failin, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi gerekir. Örgüt mensuplarının işlediği suçlar hakkında bilgi vermelidir. Sadece örgüt üyelerinin isimlerini söylemesi yeterli değildir. Genel olarak örgütün yapısı, kurucusu, yöneticisi, örgütün büyüklüğü, amaçları, faaliyetleri, gelir kaynakları, varsa silahları gibi hususlarda bilgiler vermelidir. Örgütün genişliği veya gizliliği nedeniyle bilgileri sınırlı ise verdiği bilgilerin samimiyeti çerçevesinde etkin pişmanlıktan yararlanabilir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Hizbullah silahlı terör örgütü içinde;

Sanık ...'nın, 1993 yılında Hizbullah terör örgütüne katılmayı kabul ederek askeri birimde başka dava dosyasında yargılanan sanıklar ... Tekin ve Fahri Arcagök ile birlikte faaliyet göstermeye başladığı, örgütün siyasi kanadı içerisinde faaliyet göstereceğinin kendisine bildirilmesinden sonra sanığın Sabir Camisi sorumlusu olarak faaliyet göstermeye başladığı, cami içerisinde örgüte taban oluşturmak için propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, örgütsel faaliyetleri hakkında rapor verdiği, örgüte fotoğraflı özgeçmiş raporu verdiği, örgüt mensuplarıyla evinde günlük ve haftalık örgütsel görüşmeler yapıldığı, örgütsel gizliliğin temini için Mahmut kod adını kullandığı,

Sanık ...'un; 1991 yılında örgüte katıldığı, örgütün siyasi kanadında faaliyet göstermeye başladığı, Hizbullah örgütü mensubu İsa Altsoy ve Hizbullah örgütü lideri olan ... Velioğlu ile tanıştığı, 1991 yılı sonlarına doğru ... Yersiz'in sorumluluğundaki Mazıdağı köyler komitesinde örgüt mensuplarıyla birlikte faaliyet yürüttüğü, ... kod adını kullandığı, Mazıdağı ilçesine bağlı köylerde örgüte taban oluşturmak için propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, 1992 yılında Mazıdağı Köyler Komitesi sorumlu yardımcılılığına getirildiği, 1992 yılında Köyler Komitesi Sorumluluğuna getirildiği, örgüt mensuplarıyla evinde toplantı düzenlediği, faaliyetleri hakkında örgüt mensuplarına rapor verdiği, infak adı altında topladığı paraları örgüt mensuplarına teslim ettiği,

Sanık ...'in; 1990 yılında Hizbullah örgütüne katıldığı, örgütün köyler komitesinde toplantılarda bulunduğu, infak adı altında örgüte maddi yardımda bulunduğu, ... ilçesinde örgüte taban oluşturmak amacıyla örgütsel toplantılara katıldığı, propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, 1992 yılında ... iline taşındığı, burada örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, örgüte özgeçmiş raporu verdiği, tutuklu ailelere zekat yardımı adı altında para topladığı, Adem kod ismini kullandığı,

Sanık ...'nun; 1993 yılında Hizbullah örgütü mensuplarının propagandalarından etkilenerek Hizbullah örgütüne katıldığı, Bedir Camisinde ders aldığı, camide küçük çocuklara ders verdiği, örgüte taban oluşturmak için propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, 1997 yılının ortalarında Kaynartepe Camisine geçerek faaliyette bulunmaya başladığı, ders elemanı olarak faaliyetlerde bulunduğu, 1998 yılının Şubat ayından itibaren örgüt adına kuryelik yapmaya başladığı, aldığı örgütsel raporları düzenli olarak teslim ettiği, buluşma noktası olan Sento Caddesi üzerinde Hayvan Hastahanesi önünde yakalandığı, ...-Cesur kod adlarını kullandığı,

Sanık ...'ın; 1997 yılı içinde örgütsel faaliyetlerinden dolayı yakalanıp serbest bırakılmasını takiben gözaltına alınması hakkında rapor verdikten sonra Kaynartepe Camisinin sorumluluğuna getirildiği, ... Bin Velid Camisinde örgüt içerisinde kuryelik yapan sanık ... ile görüştüğü, Kaynartepe Camisinde örgüt mensuplarıyla birlikte camiye gelen küçük çocuklara ders verip örgüte taban oluşturmak için propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, örgütsel faaliyetleri hakkında hazırladığı raporları düzenli olarak teslim ettiği, bir yıl sonra Direkhane Camisi sorumluluğuna getirildiği, burada faaliyet göstermeye başladığı, 1998 yılının ortalarına doğru Muhammediye Camisinin de sorumluluğuna getirildiği, örgütsel faaliyetleri esnasında Orhan kod adını kullandığı, terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda örgüte vermiş olduğu özgeçmiş raporu ve fotoğrafının ele geçirildiği,

Sanık ...'ın; 1998 yılı içinde örgütsel faaliyetlerinden dolayı yakalanıp serbest bırakılmasını takiben gözaltına alınması hakkında rapor verdiği, Muhammediye Camisinde örgütsel faaliyetlere başladığı, camide faaliyet gösteren örgüt elemanları ile birlikte camiye gelen çocuklara ders verip örgüte taban oluşturmak için propaganda ve tebliğ faaliyetlerinde bulunduğu, faaliyetleri esnasında ... kod adını kullandığı, Kudüs Camisinde faaliyetlerine devam ettiği, örgüte özgeçmiş raporu verdiği,

Sanık ...'nın; ... ilinde Mimarlık Mühendislik Fakültesinde okuduğu dönemde örgütsel faaliyetlere başladığı okulda ve yurtta yapılan örgütsel toplantılara katıldığı, camilerde örgüte taban oluşturmak gayesi ile Kur'an dersi vermeye başladığı, Hubeydullah camii sorumlusu olarak faaliyet gösterdiği, camii faaliyetleri hakkında ve çevrede olanlarla ilgili kendisine verilen örgütsel raporları, örgüte gelir temin etmek amacıyla toplanan zekat paraları, kurban derileri ve raporları ilettiği, okulun bitiminde ...'a gelen sanığın MTA Camisinde ders vermeye başladığı,1996 yılında Ofis Camisinde cami sorumlusu olarak faaliyetlerine başladığı, daha sonra Hacı Hamit Semtinde örgütün semt sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğü, cami sorumlularının istek, şikayet ve raporlarığa sanığa verdikleri, örgüt faaliyetlerinde Halis kod adını kullandığı,

Sanık ...'nin; öğrenim gördüğü ... ilinde kaldığı yurt ve öğrenci evlerinde tanıştığı kişilerin etkisi ile Hizbullah örgütüne girdiği, toplantılar düzenlediği, 1993 yılında ...'a gelen sanığın Sümer Camisinde ders vermeye başladığı, cami sorumlusu olan İhsan Kurdoğlu'na bağlı olarak faaliyet yürüttüğü, cami sorumlularından gelen istek ve şikayetleri sorumlusuna ilettiği, camilerden toplanan para, yiyecek ve giyeceklerin kendisine teslim edildiği, örgüt faaliyetlerinde Faruk kod adını kullandığı,

Sanık ...'in; 1996 yılında sanık ...'nın örgütün .Semtinde semt sorumlusu olduğu dönemde, Saros Camisi sorumluluğu yaptığı, örgüte para yardımı yaptığı, özgeçmiş raporu verdiği, cami içi düzen sorumlusu olduğu,

Sanık ...'in; 1990 yılında ... Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde öğrenci iken Hizbullah örgütüne katıldığı, dersler yaptığı, özgeçmiş raporu ve fotoğraf verdiği, örgüte infak adı altında para topladığı, ev ziyaretleri ve propaganda faaliyetlerinde bulunduğu, örgütsel gizlilik amacıyla ... kod adını kullandığı,

Sanık ...'ün; 1997 yılında Emek Camisinde Hizbullah örgütü ile ilişki içine girdiği, ders aldığı, camide küçük çocuklara ders verdiği, cami sorumlusu başkanlığında düzenlenen muhasebe toplantılarına katıldığı, camide ders verdiği çocukların evlerini örgütsel amaçlı ziyaret ettiği, rapor verdiği,. Camisi sorumlusu olduğu, özgeçmiş raporu ve fotoğraf verdiği, örgütsel gizlilik amacıyla Ahi kod adını kullandığı,

Sanık ...'ın; 1996 yılında Arap Şeyh Camiaine giderek örgüte katıldığı, İslami konularda ders aldığı,. Camisinde ders verdiği, daha sonra Hasırlı Camisine giden sanığın cami sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğü, faaliyetleri ile ilgili haftalık muhasebe toplantıları düzenlediği, sorumluluğu altında ders verenler ile ders alanların çevrede olan biten ile ilgili rapor yazarak kendisine verdikleri, örgütün ziyaret ekibini kurup, çocukların ailelerini ziyaretlere ve örgüt adına taziyelere gittikleri, örgütsel gizlilik amacıyla ... kod adını kullandığı,

Sanık ...'nin; 1996 yılının son aylarında Küba Camisinde aldığı siyasi eğitime müteakip örgütçe aynı cami yapılanmasında cami sorumlu yardımcısı ve ders elemanı olarak görevlendirildiği, camide küçük yaştaki çocuklara siyasi eğitim verdiği, ... ...'da örgüte yönelik olarak yapılan operasyonlarda ele geçirilen örgütsel dokümanların çözümü sonucu sanığın fotoğraflı özgeçmiş raporunun ele geçirildiği, . ve . Camilerinde çalışma yaptığı, muhasebe elemanı olarak faaliyet gösterdiği, örgütsel raporlar düzenlediği,

Sanık ...'ın; 1990 yılında Ofis Camisinde örgüt mensuplarıyla ilişkiye girdiği, daha önce Ulu Camiide Kur'an dersi aldığı, ders verdiği, 1993 yılında örgüt tarafından Ofis Bölgesi Semt sorumlusu yapılan sanığın, cami sorumlularından aldığı raporları kendi sorumlusuna ilettiği, haftada bir gün cami sorumluları ile toplantı yapıldığı, ... ...'da Hizbullah örgütüne yönelik olarak yapılan operasyon sonrasında örgüt evinde ele geçirilen dokümanlarda sanığın isminin geçtiği,

Sanık ... Selim Yamn'ın; 1990-1991 yıllarında imam hatip lisesinde okumakta iken örgütsel ilişkiye girdiği, okulda Hizbullah-İlimciler grubu ile Rabıta grubu arasında meydana gelen kavgalara katıldığı, okuldan mezun olduktan sonra Hanzade Camisine giderek ders vermeye başladığı, muhasebe toplantılarına katıldığı, derslere gelenlerle ilgili raporlar verdiği, ziyaret grubunda yer alıp örgütsel ziyaretlerde bulunduğu ve ziyaretlerle ilgili rapor tanzim ettiği, örgüte para yardımında bulunduğu, ... ili ... ilçesinde yapılan operasyonda ele geçirilen örgütsel dokümanlarda sanığın fotoğraflı özgeçmiş raporunun bulunduğu,

Sanık ...'ın; 1993 yılında İhsan Kurtoğlu'nun telkinleri sonucu Behrampaşa Camisinde dini ders almaya başladığı, 1997 yılında ...isimli şahısla tanışıp onun telkinleri ile Hüsrevpaşa Camisinde ders alma ve ders verme faaliyetlerinde bulunduğu, cami seydalığına getirildiği, faaliyetleri ile ilgili rapor verdiği, örgütün hücre evlerine yönelik yapılan operasyonlar sonucunda sanığın örgüte verdiği özgeçmiş fotoğrafınnın ele geçtiği, Metin kod adını kullandığı,

Sanık ...'ın; 1995 yılında yasadışı örgüt mensubu olmak suçundan tutuklandığı, l998 yılının Mart ayında tahliye olan sanığın Köşk Camisinde örgüt adına faaliyetlere başladığı, küçük çocuklara ders verdiği, para topladığı, örgütsel gizlilik amacıyla Ömer kod adını kullandığı,

Sanık ...'ın; örgütünün içinde yer alıp Akar Camisinde, ders elemanı olarak faaliyetlerine başladığı, Köşk Camisinde küçük çocuklara ders verdiği, örgüte elaman kazandırmak ve taban oluşturmak için piknik faaliyetleri düzenlediği, örgüte fotoğraflı özgeçmiş raporu verdiği, örgütsel gizlilik amacıyla ... kod adını kullandığı,

Ayrıca, sanıkların eylemlerini kollukta ikrar ettikleri, tüm sanıkların isimlerinin örgütsel belgelerde geçtiği, başka dava dosyasında yargılanan sanıklar ve inceleme dışı sanıkların da sanıkların eylem ve faaliyetleri hakkında beyanda bulundukları anlaşıldığından,

Yukarıda eylemleri belirtilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın; Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.10.1995 tarihli ve 4933-5230 sayılı kararı ile silahlı terör örgütü olduğuna karar verilen Hizbullah örgütünde; gizliliğin temini için kod adı kullanma, özgeçmiş raporları verme, örgütsel toplantılar düzenleme, toplantılara katılma, cami sorumluluğu yapma, propaganda ve tebliğ faaliyetinde bulunma, ziyaret grubunda yer alma, infak adı altında örgüte para yardımı toplama şeklindeki eylemlerinin örgüte üye olma suçunun sübutu için yeterli olan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk unsurlarını oluşturduğu ve bu suretle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan sanıkların TCK'nın 314/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği kabul edilmelidir.

Öte yandan; sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu'nda yararlanma talepli dilekçe ile Yerel Mahkemede verdikleri beyanlarının, örgüt içerisindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde katıldıkları eylem ve faaliyetleri hakkında vermiş oldukları bilgilerin mevcut bilgilerle örtüştüğünün İçişleri Bakanlığının raporlarında, bildirilmesi karşısında, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen "Etkin Pişmanlık" hükümlerin sanıklar bakımından uygulanmasına karar verilmelidir.

Bu itibarla, tüm uyuşmazlıklar bakımından sonuç olarak; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a ilişkin haklı nedene dayanmayan itirazının reddine, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ise etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinden değişik gerekçe ile itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'a ilişkin İTİRAZININ REDDİNE,

2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'a ilişkin İTİRAZININ DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,

3- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'a ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 09.10.2007 tarihli ve 8370-7131 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

4- ... (Kapatılan) 4. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK’nın mülga 250. maddesiyle görevli) verilen 16.03.2007 tarihli ve 297-103 sayılı mahkûmiyet hükümlerinin, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı değişik gerekçe ile kabul edilerek Özel Dairenin onama kararının kaldırılıp, Yerel Mahkemenin mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmesi karşısında, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'ın cezalarının İNFAZLARININ DURDURULMASI için YAZI YAZILMASINA,

6- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.