"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 19. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 560-625
Taksirle orman yangınına sebep olma suçundan sanıklar ... ve ...'un beraatlerine ilişkin Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 08.05.2013 tarihli ve 1-447 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Ceza Dairesince 04.05.2015 tarih ve 1749-1091 sayı ile;
"Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ'nin 18.09.2012 ve 08.03.2013 tarihli yazı cevaplarının olayla ilgili sorumluluğu bulunanlar bakımından çelişkili olması, nedeniyle mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak sözleşme ve ilgili mevzuat kapsamında sorumluların belirlenmesi, sanıklar haricinde belirlenecek sorumlular hakkında dava açılması hâlinde davaların birleştirilerek sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesi ise 06.04.2016 tarih ve 312-217 sayı ile bozma kararına uyarak önceki hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Ceza Dairesince 25.05.2017 tarih ve 10089-4943 sayı ile;
"Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verildiği hâlde, bozma gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesi ise 11.10.2017 tarih ve 560-625 sayı ile bozma kararına direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2017 tarihli ve 67203 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 19. Ceza Dairesince 05.07.2017 tarih ve 6495-8200 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Yerel Mahkemece uyulan Özel Daire bozma kararının gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanıklara bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, tebliğe rağmen duruşmaya gelmeyen sanıklara aleyhlerine olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümlerde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nın 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK'nın 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükümlerin, aleyhe olan bozmaya karşı sanıkların beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Mersin 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.10.2017 tarihli ve 560-625 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanıkların beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 14.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.