"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Sanıklar ... ve ...'in ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan TCK'nın 257/2, 62 ve 53/1-5. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 11.07.2018 tarihli ve 9-16 sayılı hükümlerin, sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “Onama” istemli 12.10.2018 tarihli ve 10 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunca sanıklar ... ve ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Sanık ...’in suç tarihinde ... Adliyesinde 38527 sicil numarası ile Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığı ve 30.04.2007 tarihinde birinci sınıfa ayrıldığı, sanık ...’nın ise aynı adliyede 38116 sicil numarası ile Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görev yaptığı ve 31.12.2006 tarihinde birinci sınıfa ayrıldığı,
... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 28.03.2017 tarih ve 3-55 sayı ile; sanıklar ... ve ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan TCK'nın 257/2 ve 53. maddeleri uyarınca yargılama yapılmak üzere dosyanın görevli Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildiği,
... Emanet Memurluğunun 19.09.2011 tarihli ve 228 sayılı yazısına göre; ... Adliyesinde tadilatın olması nedeniyle emanet memurluğunun (CMK’nın 250. maddesi ile görevli) deposunun 06.04.2011-08.04.2011 tarihleri arasında yeni inşa edilen ek hizmet binasının zemin katına taşındığı, adli emanet deposunun tadilat işleri bittikten sonra 24.08.2011-26.08.2011 tarihlerinde tahsis edilen emanet deposuna taşınmanın gerçekleştiği, beş oda ve bir koridorun sadece bir odasında raf olduğundan raf ihtiyacının karşılanması ve depodaki odalardan birinden geçen kalorifer borusunun çevresinde yer alan büyük boşluğun güvenlik açısından tehlike yaratabileceğinden sac levha ile kapatılması hususunda Emanet Savcılığından talepte bulunulduğu, yazının emanet yazı işleri müdürü ...ı tarafından imzalandığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK’nın 250. maddesi ile görevli) Emanet Memurluğunun 20.09.2011 tarihli ve 237 sayılı yazısına göre; emanet memurluğunun 19.09.2011 tarihli ve 228 sayılı yazısı gereği emanet memurluğunun raf ihtiyacının karşılanması ve depodaki odalardan birinde bulunan boşluğun sac levha ile kapatılması hususunda gereğinin yapılmasının İdari İşler Müdürlüğünden talep edildiği, söz konusu yazının Cumhuriyet savcısı .. tarafından imzalanıp İdari İşler Müdürlüğünde zabıt kâtibi olarak görev yapan... (116980) tarafından teslim alındığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığı (TMK’nın 10. maddesi ile görevli) Emanet Memurluğunun 06.02.2014 tarihli ve 182 sayılı yazısına göre; Emanet Memurluğunun 19.09.2011 tarihli ve 228 sayılı yazısı ile Emanet Savcılığına, 20.09.2011 tarihli ve 237 sayılı yazı ile İdari İşler Müdürlüğüne müzekkereler yazıldığı, 20.09.2011 tarihli ve 237 sayılı yazının UYAP işlem kütüğünden incelendiğinde 30.09.2011 tarihinde onaylandığı ve 06.10.2011 tarihinde İdari İşler Müdürlüğünde görevli zabıt kâtibi... tarafından evrakın açılıp işlem yaptığının tespit edildiğinin bildirildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığı (TMK’nın 10. maddesi ile görevli) Emanet Memurluğunun 17.09.2015 tarihli ve 305 sayılı yazısına göre; emanet memurluğunda para, kıymetli eşya ve silahlara ilişkin üç aylık denetimlerin olduğu, 2011 ve 2012 dönemlerine ait üç aylık denetimlerin 01.04.2011, 21.10.2011, 02.01.2012 ve 11.04.2012 tarihlerinde yapıldığı, emanet deposunda taşınma ve eşya yerleştirme nedeniyle denetime ait herhangi bir yazışma ve tutanağın bulunamadığı, adliye binasının tadilatı nedeniyle tüm emanet eşyasının 06.04.2011-07.04.2011 tarihleri arasında adliye binasının arkasındaki inşaat hâlinde bulunan ek binanın ... katına, 25.08.2011-26.08.2011 tarihleri arasında ise eski yerine taşındığı, ek bina ... katının su basması nedeniyle adli emanet deposundaki eşyanın ıslandığı, taşınma sırasında emanet eşyasının sayımı yapılmakla birlikte buna dair herhangi bir tutanağın olmadığına dair yazı işleri müdürü ...ı’nın beyanda bulunduğu, 2011 yılında yapılan tadilat öncesi ve sonrası güvenlik açığı oluşturacak konular ile ilgili herhangi bir tutanağın bulunmadığı, emanet deposunda güvenlik açısından risk oluşturan aksaklıklarla ilgili olarak 19.09.2011 tarihli ve 228 sayılı, 20.09.2011 tarihli ve 237 sayılı yazıların gönderildiği, söz konusu eksikliğin olayın tespit edildiği 24.09.2012 tarihine kadar ikmal edilmemiş olup, hırsızlık olayından sonra 03.10.2012 tarihinde güvenlik açığının ikmal edildiği, meydana gelen hırsızlık olayının bu bölgeden gerçekleştiği, Nisan 2012 tarihindeki sayımı ilgili yazı işleri müdürü ...ı ile emanet memurluğu personellerinin birlikte yaptıkları, ancak sayımla ilgili herhangi bir tutanak tutulmadığının beyan edildiği,
... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/74 esas numaralı dosyasının incelenmesinde; ... Adliyesi emanet deposunda bulunan uyuşturucu maddeleri alıp sattıkları iddiasıyla ... Adliyesinde özel bir şirkette temizlik işçisi olarak çalışan ... ve ... ... ile ... ...’ın kardeşi olan ve temizlik firmasında çalışmayan Mücahit ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma ve hırsızlık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde hakkında yakalama kararı bulunan ... ... hakkındaki davanın tefrik edildiği, adliyedeki güvenlik kamera odasında görevli olan polis memuru tanık ...’in, 2012 yılı Mayıs ayında nöbetçiyken temizlik işlerinden sorumlu şef olan ... ...’ın iki adet çöp bidonunun kaybolduğundan bahisle adli emanet deposunun bulunduğu koridorda yer alan güvenlik kameralarına bakmak istediğini söylemesi üzerine idari işler müdürü vekilinin talimatı ile kamera kayıtlarının incelediğini beyan ettiği, emanet eşya deposundan uyuşturucu maddelerin çalındığının 24.09.2012 tarihinde tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma sonrasında 26.09.2012 tarihinde emanet eşya deposunun dış kısmındaki alüminyum boruları süngerle silip süngeri borunun içine saklamaya çalan Mücahit ...'ın daha sonra adliyenin kapalı olan demir kapısı üzerinden atlayarak uzaklaştığının kamera kaydı ve tanık Paşa Aksu’nun beyanlarıyla anlaşıldığı kanaatiyle, 27.09.2012 tarihinde olay yeri inceleme ekibi ve narkotik timde görevli köpek ile yapılan inceleme neticesinde havalandırma borularının geçtiği yerden alınan kahverengi toz maddeler üzerinde yapılan incelemeye göre bu maddenin morfin kalıntısı olduğunun tespit edildiği, Mahkemece hırsızlık suçunun 2012 yılı Mayıs ayı ile Eylül ay arasında gün ve saati tam olarak tespit olunamayan bir zamanda gerçekleştiği kabul edilerek, ...'ın ve Mücahit ...’ın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan TCK’nın 188/3-4, 43, 62, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 93.740 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına ve mahsuba, nitelikli hırsızlık suçundan ise TCK’nın 142/1-a-b, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, her iki suçtan hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin verilen hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesince 12.03.2015 tarih ve 3866-29108 sayı ile onandığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.07.2013 tarih ve 26163 sayı ile; emanet memurluğunda görevli personeller ile temizlik firması işçileri hakkında yapılan soruşturma sonucunda, emanet memurluğu personelleri ..., ..., ..., ...ı ile temizlik firması çalışanlarından... Askeri . Yasak ve çalınan uyuşturucu maddeyi dışarıda pazarladığı iddia olunan Namık ... hakkında hırsızlık ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarını işlediklerine ilişkin yeterli delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.10.2015 tarih ve 25137-13861 sayı ile; ... Adliyesinde idari işler müdürü olarak görev yapan ... hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan dava açıldığı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan yürütülen soruşturma neticesinde ise 2012 yılı Mayıs-Eylül ayları arasında ... Adliyesi zemin katında bulunan TMK’nın 10. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı emanet eşya deposundan uyuşturucu madde çalınması olayı ile ilgili olarak görevi kötüye kullanma dışında hırsızlık eylemine iştirak ettiğine ya da çalanlara yardım ettiğine dair hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği,
... (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/664 esas numaralı dosyasının incelenmesinde; ... Adliyesi idari işler müdürü olan ...'in, kendisine gerekli yazılar gönderilmesine rağmen görevinin gereklerini yerine getirmede ihmal gösterip emanet deposundan geçen kalorifer borularının çevresinde bulunan büyük boşlukların sac levha ile kapatılması için gerekli işlemleri yapmayarak buradan emanet deposundaki yüklü miktardaki uyuşturucu maddenin çalınmasına neden olduğu anlaşıldığından, ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan TCK'nın 257/2, 62/1 ve 51/1. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 25.06.2014 tarihinde kesinleştiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/26213 numaralı soruşturma dosyasında; ... Adliyesinde CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanet memuru olarak görev yapan ...ı hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığından 23.10.2012 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK’nın 10. maddesiyle görevli) 07.12.2012 tarihli ve 2012/1024 sayılı disiplin soruşturma kararının incelenmesinde; haklarında disiplin soruşturması yapılanların olay tarihinden 7 ay önce emanet deposunda bulunan eşyanın bir çoğunun numarasının silindiğine, etiketlerin koptuğuna, torbaları yırtılan emanetlerin birbirine karıştığına, ambalajların yırtıldığına, emanet eşyasının yere düştüğüne (22.02.2012 tarihi itibarıyla) vâkıf oldukları, ancak bu tarihten sonra emanet deposunun iyileştirilmesi, eşyanın sayımı, tanzimi ve tasnifine dair bir çalışma yapılmadığı, bu tarihten sonra bu yönde bir yazışmanın yapıldığına dair belge de ibraz edilmediği, emanet deposundaki karışıklık ve düzensizlikte daha önce gerçekleştirilen taşınma işlemlerinin etkili olabileceği düşünülse dahi, pek çok önemli davanın delillerini oluşturan emanet eşyalarının özenli bir şekilde taşınması, takip ve kontrolünün yapılması, tespit edilen eksikliklerin zamanında müdahale ile giderilmesi gerekirken belirtilen bu hususlarda kusurlu davranıldığı düşünüldüğünden, haklarında disiplin soruşturması yapılan adli emanet müdürü ...ı, zabıt kâtibi ..., adli emanet memurları ... ve ...'nın görevleri gereği kendilerine tevdi edilen emanet eşyalarının korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davrandıkları kanaatine varıldığından, adı geçenlerin 657 sayılı DMK'nın 125/B-a ve ... Bakanlığı Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nin 5/B-a maddeleri gereğince ayrı ayrı kınama cezası ile cezalandırıldıkları, bu karara karşı ilgililerin itiraz etmesi üzerine ... Bakanlığı Bakanlık Disiplin Kurulu Başkanlığınca 13.02.2014 tarih ve 248 sayı ile ilgililerin itirazlarının kabulüne ve ilgililer hakkındaki disiplin cezasının kaldırılmasına karar verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25.09.2012 tarihli ve 26163 sayılı tutanağın incelenmesinde; 25.09.2012 tarihinde saat 09.15 sıralarında müracaattan sorumlu Cumhuriyet savcısının odasına gelen ve TMK’nın 10. maddesi ile görevli adli emanet memurluğunda müdür olduğunu söyleyen ...ı’nın, emanet deposunda uyuşturucu maddeler için demirden raflar yapıldığını, 24.09.2012 tarihinde uyuşturucu maddelerin bulunduğu yerden yapılan raflara taşındığını, taşımanın sayımla yapıldığını, sayım sonucunda adli emanette kayıtlı olan on iki ayrı dosyaya ait uyuşturucu maddenin eksik olduğunu gördüğünü beyan etmesi üzerine olayla ilgili soruşturma açılmasına karar verildiği, emanet deposunun anahtarlarının teslim alındığı, ... İl Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme ekibinin uyuşturucu maddelerin kaybolduğu söylenen adli emanet memurluğu deposunda inceleme yaptırılmak üzere telefonla adliyeye çağırıldığı ve olayla ilgili soruşturmaya başlanıldığının belirtildiği,
Bakanlık Muhabere Bürosu Yazı İşleri Müdürlüğünce düzenlenen 08.05.2015 tarihli tutanağa göre; inceleme dışı sanık ...'in 18.07.2011-04.02.2014 tarihleri arasında ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı, Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görev yapan sanık ...'nın 13.08.2007-16.07.2012 tarihleri arasında çalıştığı ve 14.01.2011 ile 16.07.2012 tarihleri arasında emanet bürosunda görevli olduğu, 16.08.2007-26.06.2012 tarihleri arasında Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan ...'in ise 11.08.2011 ile 26.06.2012 tarihleri arasında emanet bürosunda görevli olduğu,
Bakanlık Muhabere Bürosu Yazı İşleri Müdürlüğünün 04.09.2015 tarihli ve 13466 sayılı yazısı ile; ...’nın 14.01.2011 tarihinde CMK’nın 250 maddesi ile görevli ... Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak atandığı, 16.07.2012 tarihinde ise ... Adliyesindeki görevinin sona erdiği, TMK’nın 10. maddesi uyarınca bulunan büronun emanet işlerini denetlemesi ile ilgili doğrudan bir görevlendirmesinin olmadığı, ancak 13.12.2011 tarihli Genel ... Bölümünün 3. sayfasında CMK’nın 250 maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin görev tanımı yapılırken 4-a maddesinde "CMK. 250 madde ile yetkili kısıma bağlı birimlerde çalışan görevlilerin çalışmalarını ilgili yasalar, kalem yönergesi ve genelgeler yönünden denetleyerek çalışma saatlerine uyulmasının sağlanması" hususlarının belirtildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2011 tarihli ve 1 sayılı ... bölümü ile; Cumhuriyet Başsavcı Vekili ...’nın ... bölümünün 3-a maddesi uyarınca; CMK’nın 250. maddesi ile görevli kısıma bakmakla yetkili kısım yazı işleri müdürleri, yardımcı hizmet görevlileri, şoförler, santral memurları, gece bekçileri ile Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı birimlerde çalışan öteki tüm görevlilerin çalışmalarını ilgili yasalar, kalem yönergesi ve genelgeler yönünden denetleyerek çalışma saatlerine uyulmasını ve verimli çalışmayı sağlamak, idari ve cezai yönden gerekli önlemleri alıp Cumhuriyet Başsavcısını bilgilendirmek olduğu, aynı ... bölümünün 6. maddesi uyarınca tüm yargı binalarının onarım eksiklikleri ile ilgili denetimleri yapmak ve gerekli önlemleri almak ile görevlendirildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 11.08.2011 tarihli ve 30 sayılı ... bölümüne göre; CMK’nın 250. maddesi gereğince yetkili büroda çalışan Cumhuriyet savcılarının görevleri kısmında, sanık ...’in ... bölümünün 5. maddesi uyarınca CMK’nın 250. maddesi uyarınca bulunan büronun emanet işleri ile ilgili işlemlerini yürütmek, emanet memurluğunu kontrol etmek, periyodik olarak üç ayda bir kasa hesapları ile birlikte genel denetimi yapıp durumu tutanak ile takip etmek olduğu,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2011 tarihli ve 1 sayılı ... bölümüne göre; ...’in görevleri kapsamında sayılan işlerden 5 numaralı bent uyarınca CMK’nın 250. maddesi uyarınca kurulan büronun emanet işleri ile ilgili işlemlerini yürütmek, emanet memurluğunu kontrol etmek, periyodik olarak üç ayda bir kasa hesapları ile birlikte genel denetim yapıp durumu tutanak ile takip etmek, Cumhuriyet Başsavcı Vekili ...’nın görevleri arasında sayılan ... bölümünün 4-a maddesinde; CMK’nın 250. maddesi ile görevli kısıma bakmakla yetkili kısım yazı işleri müdürleri, yardımcı hizmet görevlileri, şoförler, santral memurları, gece bekçileri ile Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı birimlerde çalışan öteki tüm görevlilerin çalışmalarını ilgili yasalar, kalem yönergesi ve genelgeler yönünden denetleyerek çalışma saatlerine uyulmasını ve verimli çalışmayı sağlamak, idari ve cezai yönden gerekli önlemleri alıp Cumhuriyet Başsavcısını bilgilendirmek olduğu,
... İl Emniyet Müdürlüğünün 02.06.2017 tarihli ve 690 sayılı yazısına göre; ... ilinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, miktarının fazlalığı ve Adliyedeki yer yetersizliğinden dolayı zaman zaman Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde muhafaza edildiğinin bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikayetçi ...; olayın tespit edildiği tarihte ilgili makamlarca ve kollukça kapsamlı bir araştırma yapılması hâlinde söz konusu olayın aydınlatılmasının çok daha kolay olacağını, çalınan uyuşturucu madde miktarlarının fazla olduğundan ve o dönemde adliyede çok sıkı güvenlik önlemleri bulunduğundan fazla miktardaki uyuşturucu maddeyi sadece iki kişinin çalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bütün şüphelilerin beyanlarının ayrıntılı olarak alınmadığını, kollukça ve savcılıkça şüpheli tüm şahıslarla ilgili ayrıntılı araştırma yapılmadığını, şüphelilerin HTS kayıtları, mal varlıklarındaki artış gibi hususlar araştırılmış olsa gerçek faillere ulaşılmasının zor olmayacağını, bu konuda yeniden soruşturma yapılarak geniş kapsamlı bir araştırma yapılıp olayın asıl faillerinin bulunup ihmali olanlarla birlikte ortaya çıkarılmasını talep ettiğini,
Tanık ...; 2009-2014 yılları arasında ... Adliyesinde CMK’nın 250. maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet müdürlüğünde görev yaptığı için yine o dönemde Cumhuriyet Başsavcı Vekili sanık ... ile Cumhuriyet Başsavcısı olan inceleme dışı sanık ... ve Cumhuriyet savcısı olan sanık ...'i tanıdığını, şikâyetçi ...'yı ise tanımadığını, çalıştığı dönemde adli emanet memurluğunun müdürlüğünü ...ı'nın yaptığını, toplam üç personel olduklarını, hatırladığı kadarıyla CMK’nın 250. maddesiyle görevli dört tane ağır ceza mahkemesi olduğunu, emanet deposunun adliye binasının içinde ... katında bulunup fiziki olarak yetersiz olduğunu, ayrıca personel eksikliğinin de bulunduğunu, bu durumu yazı işleri müdürü tanık ...’ın sanık ...’ya sıkça ilettiğini, emanet deposunu iki üç kez su bastığını, tuvalet borularının emanet deposunun üzerinden geçtiğini, bu boruların zaman zaman patladığını, emanet eşyalarının su ve kanalizasyon atıkları arasında kaldığını, 2012 yılında tam olarak hatırlamadığı bir zamanda imhasına karar verilen uyuşturucu maddelerin ayrımı sırasında eksiklik olduğunu fark ettiklerini, bunu hemen inceleme dışı sanık ...’e ve sanık ...’e haber verdiklerini, her ikisinin de derhal geldiklerini, polise haber verildiğini, olay yeri inceleme ekibinin yaptığı incelemede, emanet deposunda hırsızlık yapıldığının ortaya çıktığını, bildiği kadarıyla ağırlıklı olarak uyuşturucu maddelerin çalındığını, emanet deposu olarak kullanılan odadan kalorifer borularının geçtiğini, bu nedenle kalorifer borularının çevresinde özellikle boruların döndüğü üst kısımda bir insanın normal olarak girip çıkabileceği genişlikte boşluk oluştuğunu, çalıştığı dönemde bu hususun tanık ... tarafından inceleme dışı sanığa sürekli iletildiğini, ayrıca sanık ...'nın bizzat gelip bu durumu gördüğünü, inceleme dışı sanığın emanet deposundaki hırsızlık olayı olana kadar emanet deposuna hiç gelmediğini, çalıştığı dönemde adliye binasının 3-4 kez tadilat gördüğünü, bu nedenle adli emanet odasındaki eşyaların 3-4 kez başka bölümlere taşınıp tadilat bitiminde tekrar eski yerine alındığını, hatırladığı kadarıyla bu olay olduğu zaman inceleme dışı sanığın göreve yeni başladığını, bir veya iki aydır görevde olduğunu, Cumhuriyet Başsavcısının, emanete bakmakla görevli Başsavcı Vekilinin veya görevlendirilen diğer Cumhuriyet savcılarının emanet deposundaki eksiklikleri tespit ya da başka amaçla emanet deposuna gelip bakmadıklarını, çalıştığı dönemde sanık ...'in emanet deposuna geldiğini hiç hatırlamadığını, sanık ...’nın ise hırsızlık olayından önce bir kez emanet deposuna geldiğini, bahsettiği kalorifer borularının geçtiği yerdeki büyük boşluğu da bizzat gördüğünü, bunun dışında emanet deposunun Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet savcıları tarafından düzenli ve sıkça kontrol edilip denetlenen bir yer olmadığını, adli emanette en son 2012 yılı Mayıs ayında sayım yapıldığını,
Tanık Metin Özkan; olay tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcılığında Kurul ve Bakanlık Muhabere Bürosunda yazı işleri müdürü olarak görev yaptığını, iddianamede adı geçen sanıkları ... Adliyesinde birlikte çalıştığı için tanıdığını, ...'nın o dönemde Başsavcı Vekili, inceleme dışı sanık ...'in Başsavcı, ...'in ise emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısı olduğunu, olaya ilişkin herhangi bir görgüsü olmayıp olayın ortaya çıkması sonrasında soruşturma aşamasında bilgi sahibi olduğunu,
Tanık ... ...; 2010-2013 yılları arasında ... Adliyesinde Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığını, yapılan ... bölümüne göre adli emanetten sorumlu olduğunu, adli emanette ilçelerden gönderilen ve il merkezinde ele geçirilen uyuşturucu maddeler nedeniyle emanet deposunda fazla miktarda uyuşturucu madde bulunduğunu, hatta 2010 yılında ... Adliyesine tayin olduktan sonra adli emanet müdürlüğünün kontrol ve denetiminden sorumlu olunca söz konusu adli emanet deposunda hırsızlık olayı olduğunu öğrendiğini, ancak ayrıntısını bilmediğini, bu olay nedeniyle adli emanete önem vermeye gayret ettiğini, uyuşturucu maddelerin imhası ve diğer eşyaların milli ... müdürlüğüne teslimi veya mahkeme kararı gereğince ilgilisine teslimi konusunda işlemler yaptığını, yargılama aşamasında uyuşturucu maddelerin numune alınması sonrası imha edilmesi konusunda mahkemelerden taleplerde bulunduğunu, söz konusu hırsızlığın ne şekilde gerçekleştiği ve olay sonrası yapılan soruşturma konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, ancak hırsızlık olayından sonra görev yaptığı dönemde emanet deposunda çok eski yıllara ait eşyaları tasfiye edip mevcut düzensizliği sonlandırmak istediğini bildirdiği inceleme dışı sanığın, uyuşturucu maddelerin imhası, emanetteki eşyaların milli ... müdürlüğüne teslimi konusunda personel ve araç ayarlanması konusunda kendisine yardımcı olduğunu, ancak CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet müdürlüğünün işleyişi konusunda bir bilgiye sahip olmadığını,
Tanık...; yaklaşık 11 yıldır ... Adliyesi İdari İşler Müdürlüğünde zabıt kâtibi olarak çalıştığını, adliyede uyuşturucu maddelerin çalındığı dönemde de aynı birimde görevli olduğu, o tarihte idari işler müdürlüğüne gönderilen bütün evrakın kendisine teslim edildiğini, UYAP'tan (Ulusal Yargı Ağı Projesi) gönderilen ve fiziki olarak verilen evrakı alacak başka kâtip bulunmadığını, yazı işleri müdürü olan tanık ...’in UYAP’ı çok bilmediğini ve yaşlı olduğunu, kendisine teslim edilen ve UYAP'tan aldığı evrakı aynı gün müdürlerine teslim ettiğini, yoğunluktan dolayı gelen evrakın içeriğini hatırlayamadığını, kalemde tek kâtip olduğu için mecburen bütün evrakı kendisinin teslim aldığını, aynı kalemde çalıştıkları için evrakı müdürüne zimmetle teslim etmesinin de mümkün olmadığını, kaldı ki adli emanet gibi önemli bir yerin söz konusu fiziki şartlarının iyileştirilmesine ilişkin talebin sadece bir defa yapılmasının da normal olmadığını, çünkü günlük işlerde bile ilgili kâtiplerin 3-4 defa arayıp taleplerini yinelediklerini,
Tanık ...; 2011 yılında CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet deposunda zabıt kâtibi olarak çalıştığını, tadilat sonrası emanet deposunu gezdiklerinde havalandırma borularının orda bir insanın geçebileceği kadar boşluk olduğunu tespit ettiklerini, bu durumun güvenlik açısından tehlikeli olabileceğinden tanık ...’ın bu boşluğun kapatılması gerektiğini sanık ...’ya ve idari işler müdürü ...’e söylediğini, hatta inşaat firması yetkilisine de aktardığını, firma yetkilisinin bu durumun görevleri kapsamında olmadığını söylemesi üzerine tanık ...’ın ilgili yazıyı yazdığını, emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısının durumdan bilgisinin olduğunu, Başsavcı Vekiline de sürekli bilgi aktarıldığını, o dönemde müdürleri olan tanık ..., kâtip olan tanık Suphi ve hizmetli olan tanık Zeydin'in adli emanet deposuna sayım yapmak için indiklerinde adli emanet eşyalarında eksiklik olduğunu tespit etmeleri üzerine hep birlikte emanet deposuna indiklerini, tüm odalara tek tek baktıklarını, çok fazla miktarda uyuşturucu maddenin eksik olduğunu anladıklarını, daha sonra tanık ...’ın o dönem Başsavcı Vekili olan...ın yanına gidip haber verdiğini, adli emanette bulunan havalandırma borularının geçtiği kısımlardaki büyük boşlukların kapatılması için tanık ...’ın idari işler müdürlüğünden defalarca talepte bulunduğunu, bir kez de yazılı talepte bulunduğunu, Mayıs ayında emanet müdürlüğünde sayım yaptıklarında emanette kayıtlı eşyaların tam olduğunu tespit etttiklerini, ancak Eylül ayındaki sayımda söz konusu açığın ortaya çıktığını,
Tanık ... savcılıkta; 1998 yılından itibaren ... Adliyesinde emanet memurluğunda çalıştığını, 2011 yılında tadilat nedeniyle hem adli emaneti hem de CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emaneti Bölge İdare Mahkemesi binasının alt katına taşıdıklarını, ana binanın alt katında ise tadilat yapılıp adli emanette genişletme çalışması gerçekleştirildiğini, 2011 yılı sonunda da emanet eşyalarını tekrar mevcut yerlerine taşıdıklarını, ancak taşınmadan önce adli emanette 9-10 kişi ile birlikte bahse konu boşluğu fark edip söylediği sanık ...'nın "Oradan insan geçer mi sen çok şey biliyorsun." dediğini, daha sonra emanet müdürü olan tanık ...’ın boşluğun kapatılması için yazı yazdığını hatta sözlü olarak da söylediğini kendisine anlattığını, ancak boşluğun kapatılmadığını, bu boşluğun dışarıdan değil içeriden fark edilebildiğini ve bir insanın geçebileceği genişlikte olduğunu, adli emanet eşyalarının taşınması sırasında temizlik işçilerinin de yardım ettiğini, onların da söz konusu boşluğu görmüş olabileceğini, bunun kapatılması gerektiğini kendi aralarında konuştuklarını, müdürlerinin de Cumhuriyet savcısına bildirdiğini, bizzat herhangi bir Cumhuriyet savcısına veya Cumhuriyet Başsavcısına söyleyip söylemediğini hatırlamadığını, hırsızlık olayından sonra o boşluğun kapatıldığını, tahminine göre hırsızlığı en az iki kişinin yapabileceğini ve bunun aynı anda yapılmasının da mümkün olmadığını, değişik zamanlarda hırsızlığın yapılmış olabileceğini, bu boşluktan en fazla 10-15 kg uyuşturucu madde çıkarılabileceğini,
İstinabe yoluyla alınan beyanında; 2011 yılında adli emanet bürosunda zabıt kâtibi olarak çalıştığını, adli emanet deposu olarak kullanılacak yerin aslında bir koridor olduğunu, daha sonra bu koridoru kapatıp adli emanet deposu olarak kullanılabilmesi için gerekli işlemleri yaptıklarını, sadece havalandırma borularının geçtiği yerlerde kare şeklinde boşluklar kaldığını, tadilat işlemleri sırasında o dönem Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan sanık ...'ya bu boşlukların kapatılmasını sözlü olarak söylediğini, ancak sanığın "Sen çok şey mi biliyorsun, müdürlerin burada susmuş sen konuşuyorsun." dediğini, bu konuşma sırasında yanında DGM emanet müdürü Zülfiye Tosun, adli emanet müdürü Rahime Bozan ve adli emanet memurları Sezgin Memiş, Kader Pektaş ve ismini hatırlayamadığı dokuz-on kişinin daha bulunduğunu, adli emanet eşyalarını Bölge İdare Mahkemesinin deposundan tadilatı biten adli emanet deposuna taşırken temizlik firması elamanlarının da kendilerine yardım ettiğini, havalandırma borularının olduğu yerdeki deliğin dışarıdan fark edilmediğini, ancak içeriden anlaşıldığını, tahminine göre hırsızlığı en az iki üç kişinin gerçekleştirdiğini, söz konusu boşluktan en fazla 10-15 kg uyuşturucu çıkarılabileceğini ve hırsızlığın peyderpey yapıldığını düşündüğünü,
Tanık ...; 2011 yılında ... Adliyesinde idari işler müdürü olarak görev yaptığını, 2010 yılında adliye binasında tadilata başlandığını, Başsavcı Vekili sanık ...'nın hem adli emanetten hem de CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanetten sorumlu olduğunu, emanet deposunun genişletilmesi için tadilat yapılması talimatı vermesi üzerine emanet deposunun genişletildiğini, ancak havalandırma borularının geçtiği yerlerde açıklıklar oluştuğunu, bu açıklıkların küçük olduğunu, kanaatine göre bu açıklıklardan çok zayıf bir insanın çok zor geçebileceğini, tadilatın gerçekleştiği bir gün sanık ... ve tadilat işlerinden sorumlu mühendis ... ile birlikte tadilat yapılan yerleri gezdiklerini, sanık ...’nın, mühendis ...’e havalandırma borularının olduğu yerlerdeki boşlukları da göstererek "Bu boşlukları da kapatın, sonradan sıkıntı yaşamayalım." dediğini, mühendis ...'in tamam demesine rağmen ilerleyen zamanlarda bu boşlukların kapatılmadığını, uyuşturucu maddelerin depodan çalındığı dönemde idari işler müdürlüğü kaleminde kâtip olan tanık... ile memur ... Koç ve hizmetli Aziz'in bulunduğunu, UYAP'tan gelen evrakı çıkarıp kendisine teslim etme görevinin tanık Emrah'a ait olduğunu, ...'in de idari işler ile ilgili evrak teslim ve düzenleme işlerine baktığını, havalandırma borularının kapatılmasına ilişkin yazının kendisine hiç intikal etmediğini, bu yazıyı görmediğini, görmüş olsa gerekli işlemleri hemen yapacağını, kaldı ki sözlü olarak kimsenin bu havalandırma boşlukların kapatılması için kendisinden talepte bulunmadığını, adli emanet depolarından emanet müdürlerinin sorumlu olduğunu, adliye içerisinde sorumluluk alanına giren yerlerde ihtiyaç ve eksiklikleri gidermek görevinin olduğunu,
Tanık ...; Özşanlı Temizlik firmasının sahibi ve temsilcisi, Akdamar Temizlik firmasının ise temsilcisi olduğunu, 2011 yılında Akdamar Temizlik firmasında çalışan işçiler Paşa Aksu ve ...'ın kendisine gelerek "Emanete girip işçiler uyuşturucu madde çalıyorlar." dediğini, o dönemde adliyenin yemek firmasının da sahibi olduğunu, inceleme dışı sanığın yemek işi ile ilgili adliye ile arasındaki sözleşmeyi feshettiğini ve kendisiyle görüşmediğini, aldığı duyumu inceleme dışı sanık ile paylaşmak için gittiğinde de görüşemeyince inceleme dışı sanığın özel kalem müdürü olan Metin Özkan'ın yanına gidip durumu anlattığını, bunun üzerinden birkaç gün geçtikten sonra Metin Özkan ile karşılaştıklarında "Söylediklerinde haklıymışsın, adli emanetten uyuşturucu maddeler çalındı." dediğini, bunun üzerine olayı kendisine anlatan işçileri çağırdığını ve bu şahısların savcılık ve kolluk tarafından beyanlarının alındığını, bu işçilerin uyuşturucu maddenin nasıl çalındığını anlattıklarını, olayın bu şekilde açığa çıktığını, ... ...'ın temizlik şefi olarak çalıştığını, ancak Mücahit ...'ın firmalarının işçisi olmadığını ve bu şahsı tanımadığını,
Tanık ...; 2012 yılı içerisinde tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir zaman diliminde adli emanette memur olarak görevlendirildiğini, bu tarihte depoda sayım yapıldığını, yazı işleri müdürü tanık ..., memur olan tanık ... ve hizmetli tanık ... ile birlikte adli emanet deposunda sayım yaparken uyuşturucu maddelerin eksik olduğunu fark edince durumu o tarihte sorumlu olan Başsavcı Vekiline sözlü olarak bildirdiklerini, bunun üzerine olay ile ilgili soruşturma başlatıldığını, emanet deposundaki büyük havalandırma boşluklarından sanıkların haberdar olup olmadığından bilgisinin olmadığını, eksiklik olup olmadığına ilişkin emanet deposunu gezip gezmediklerini ya da bununla ilgili bir işlem yapıp yapmadıklarını bilmediğini, çünkü kendisinin sadece sayımın olduğu dönemde orada görevlendirildiğini,
Tanık Rahime Bozan savcılıkta; adli emanet yazı işleri müdürü olduğunu, tadilat nedeniyle bazen sanık ... ile müdürler ve personellerin adli emanet deposunu gezip eksiklik olup olmadığını kontrol ettiklerini, tanık ...’in kıdemli zabıt kâtibi olduğundan emanet deposundaki eksiklikleri iyi bildiğini, zaman zaman kapatılası gereken yerleri söylediğini, sanık ...’ya da bu şekilde sözler söylediğini hatırladığını, tanık ...’in söz konusu boşluktan kendilerine çok fazla bahsettiğini, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı emanet deposuna çok fazla girmediğini, hırsızlık olayının gerçekleşmesinden sonra söz konusu boşluğu gördüğünü,
İstinabe suretiyle alınan beyanında; 20.07.2009 ile 21.11.2011 tarihleri arasında adli emanet yazı işleri müdürü olarak görev yaptığını, çalıştığı dönemde adli emanette taşınma işlemlerinin olduğunu, adli emanetteki ve CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanetteki tüm eşyaların taşınması gerçekleştirildikten sonra görev kapsamında olan adli emanet deposunda gerekli sayımları yaptıklarını ve herhangi bir eksikliğe rastlanmadığını, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanetin ise sorumluluğunda olmadığını, buradan sorumlu Başsavcı Vekili, Cumhuriyet savcısı ve müdürünün farklı kişiler olduğunu, 2011 yılında ilamat bölümüne geçtiğini, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet deposuna ait bir odadan geçen havalandırma boşlukları konusunda görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığını, ancak emanet memurlarının inşaat işlemlerine ilişkin bazı değerlendirmeler yaptıklarını, özellikle bir boşluktan bahsedilmediğini, kendisinin görevli olduğu adli emanet kısmındaki eksikliklerin tespiti amacıyla ilgili Cumhuriyet savcıları ... Küçük ve ... ...'nun gerektiğinde denetim, sayım, uyuşturucu maddelerin imhası ve numune alma işlemleri için emanet deposuna indiklerini, sanıklardan ...'i tanımadığını, ...'nın tadilatla ilgili eksikliklerin ve adli emanet kısmındaki noksanların tespiti amacıyla denetime geldiğini, inceleme dışı sanığın ise adli emanet deposuna indiğini hiç görmediğini,
Tanık ...ı hakkında yürütülen soruşturmada Savcılıkta şüpheli sıfatıyla ve müdafi huzurunda alınan beyanında; adli emanet deposundaki odalardan birinde havalandırma borularının geçtiği yerde bir insanın geçebileceği kadar açıklık bulunduğunu, taşınma sırasında adli emanet deposunda tanık ...'in buradaki boşluğu gördüğünü ve "Burası başınızı ağrıtır." dediğini, bunun üzerine şüpheye kapılıp dönemin Başsavcı Vekiline şifaen durumu söylediğini, onun da kendisini yönlendirdiği müteahhidin bunun kendi işleri kapsamında olmadığını ifade etmesi üzerine, idari işler müdürü ile görüştüğünü, bu yerin kapatılması hususunda yazılı talepte bulunduğunu,
Savcılıkta şüpheli sıfatıyla alınan 25.09.2012 tarihli beyanında; emanet eşyalarının bulunduğu deponun tamiratının bitmesi sonrasında emanet eşyalarının müteahhit firma elemanlarınca polis eşliğinde önceki yer olan ana binaya taşındığını, 2012 yılı Nisan sonu ya da Mayıs ayı başı gibi kendisinin gözetiminde emanet memurları tanıklar Elif ve Suphi tarafından sayım yaptıklarında bir eksikliğin olmadığını tespit ettiklerini ancak buna ilişkin bir tutanak tutmadıklarını, uyuşturucu maddelerin olduğu bölümde raf ihtiyacı olduğundan bunu bildirmesi üzerine idari işler müdürlüğü aracılığıyla 20.09.2012’de söz konusu rafların yapıldığını, uyuşturucu maddelerin olduğu bez torbaları elindeki listeyi kontrol ederek yerleştirdiklerini, on iki ayrı dosyaya ait uyuşturucu maddenin bulunduğu bez torbayı bulamadıklarını, daha sonra yerde bulunan emanet eşyası torbasında ve üçüncü sırada bulunan rafta ayak izi görünce durumu amirlerine bildirdiğini, 2011 yılı Ağustos ayında tadilat işleri bittikten sonra henüz taşınma işlemi gerçekleşmeden önce emanet deposunun ve havalandırma borularının üst kısmında bir insanın geçebileceği kadar boşluk görünce bunu idari işler müdürü ve sanık ...’ya söylediğini, onun da “Konuyu müteahhite bildirin açık olan yerleri kapatsın.” dediğini, durumu bildirdiği müteahhit ...’in “Burayı kapatmak bizim ... alanımıza girmiyor.” dediğini, bunu idari işler müdürüne aktardığını,
Savcılıkta; 2011 yılı Nisan ayında ... Adliyesine atanması üzerine CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet memurluğunda yazı işleri müdürü olarak yetkilendirildiğini, adliye binasının alt katında tadilat olduğundan o tarihte emanet eşyalarının Bölge İdare Mahkemesinin zemin katına taşındığını, o dönemde teftiş geçirdiklerini ve adli emaneti de su bastığını, yaklaşık 6-7 ay sonra emanet memurluğunu halihazırdaki yerine taşıdıklarını, taşındıktan sonra adli emanetin olduğu kısımda bazı eksiklikler ve kusurlar ile güvenlik açığı tespit ettiklerini, adli emanette bulunan havalandırma borularının geçtiği kısımda genişçe bir boşluk olduğunu, zayıf bir kişinin rahatlıkla bu boşluktan geçebileceğini tespit ettiklerini, bu boşluğu ilk olarak o zaman adli emanette memur olan tanık ...'in tespit edip haberdar edince birkaç kez şifahi olarak idari işler müdürü ...'e söylediklerini, hatta o tarihte beraber çalıştığı tanık ... ve ... ...'un da buna şahit olduğunu, söz konusu boşluğu 2011 yılının Kasım ayı gibi tespit ettiklerini, bu boşluk kapatılmayınca müzekkere yazdığını, söz konusu yazıda adli emanet deposunda boşluk bulunduğunu, bu boşluğun güvenlik açısından tehlike yaratabileceğinden kapatılması gerektiğini belirttiğini, ancak buna rağmen gereğinin yapılmadığını, bu durumu öncesinde de sonrasında da emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısı sanık ... ile paylaştığını, onun da Başsavcılığa bir yazı yazdığını ancak bu hususu inceleme dışı sanık ... ya da Başsavcı Vekili sanık ... ile paylaşıp paylaşmadığını hatırlamadığını, 2012 yılı yaz kararnamesinde ...’ın TMK'nın 10. maddesi ile görevli Başsavcı Vekili olduğunu, durumu ona da ilettiklerini, buna rağmen bu boşluğun kapatılıp, gereğinin yapılmadığını, 2012 yılı Eylül ayında burada hırsızlık olayının gerçekleştiğinin ortaya çıktığını, ancak tahminlerine göre hırsızlık olayının bir seferde olmadığını, zira müfettiş geleceği söylentisi olduğundan Nisan ayında sayım yaptıklarını, herhangi bir eksiklik bulunmadığını, o tarihten sonra da sık sık adli emanete gittiklerini, gözle görülebilecek bir eksilmeyi fark etmediklerini, bu durumun da hırsızlığın peyderpey yapıldığını gösterdiğini, bu olaydan önce Cumhuriyet Başsavcının, Başsavcı Vekilinin adli emanete indiğini hatırlamadığını, sadece taşınma sırasında sanık ...'nın adli emanete indiğini, hırsızlık olayından sonra söz konusu boşluğun kapatıldığını, 2011 yılı Kasım ayı gibi adli emanet deposundan taşınma sırasında idari işler müdürlüğünce kendilerine yardımcı olması için temizlik işçilerinin görevlendirildiğini, onların da bu boşluğu fark etmiş olabileceklerini,
İstinabe yoluyla alınan beyanında; 2011 yılının Nisan ayında ... Adliyesinde emanet yazı işleri müdürü olarak göreve başladığını, bu dönemde adliyede genel anlamda tadilat yapıldığını ve bu tadilattan dolayı o tarihte Bölge İdare Mahkemesi olarak kullanılan binanın deposuna emanet eşyalarının taşındığını, tadilat bittikten sonra çok sıkı güvenlik önlemleri eşliğinde söz konusu eşyaların mevcut yerine taşındığını, emanete giden havalandırma boşluklarında açıklık olduğunu fark ettiğini, hatta bu boşluğu yanında bulunan ... ... ve tanık ... ile de konuştuklarını, konuşmaları sırasında idari işler müdürü tanık ...'e buranın kapatılması gerektiğini söylediklerini, tanık ...’in de o kadar yüksek bir yerden kimsenin adli emanet deposuna giremeyeceğini belirttiğini, bunun üzerine hafif göbekli olan tanık ...'in de "Müdür bey o boşluğa bu hâlimle ben bile girerim." dediğini, emanet deposu olarak kullandıkları yerde raf ihtiyacı olduğunu, taşıma işleminin idari işler müdürlüğünce temizlik elemanlarına yaptırıldığını, bütün emanet eşyaları taşındığında gelişi güzel odalara bırakıldığını, bu eşyaları zaman içerisinde hem kendisinin hem de birlikte çalıştığı tanık ..., tanık ..., ... ... ve ... Demirci ile birlikte düzenlediklerini, uyuşturucu maddelerin daha düzenli dizilmesi için idari işler müdürlüğünden raf istediğini, ancak olumlu bir cevap alamadığını, bunun üzerine talebini yazılı olarak yinelediğini, hatta yazısında raf ihtiyacının yanısıra havalandırma boşluklarının kapatılmasını da talep ettiğini, birkaç ay sonra raflar gönderilince ellerinde bulunan listedeki emanet numarasına göre uyuşturucu maddeleri raflara dizdiklerini, bu esnasında listeye göre birçok uyuşturucu maddenin yerinde olmadığını gördüklerini, bunun üzerine diğer odalara baktıklarını ancak eksik olan uyuşturucu maddelerin bulunamadığını, kadrolu gece bekçisi olan ancak komisyon kararı ile adli emanette çalışan tanık ...'in havalandırma boşluğunun altında bulunan raflarda ayak izleri görüp bunu gösterdiğini, sağlam olan kapıda herhangi bir zorlama olmadığını, ayak izlerinden yola çıkarak uyuşturucunun bu boşluk kullanılarak çalınmış olabileceğini düşündüğünü, durumu fark ettikten sonra hemen emanetten sorumlu Başsavcı Vekili...ın yanına ..., tanıklar Zeydin ve Elif ile birlikte gittiklerini, daha sonra inceleme dışı sanığın kendisini arayıp odasına çağırması üzerine ona olayı anlattığını, ifadesinin alınması için müracaattan sorumlu Cumhuriyet savcısı...'e yönlendirildiğini, havalandırma boşluklarının kapatılmasına ilişkin üzerinde idari işler kâtibi... tarafından teslim alındığına dair kaşe ve imza bulunan yazıyı müracaattan sorumlu Cumhuriyet savcısına üst yazı eki ile birlikte teslim ettiğini, bu olaydan sonra kalemdeki personelle adli emanette çalışmak istemedikleri hususunu ilettikleri Başsavcı Vekilinin "Zaten soruşturma geçireceksin bu sebepten sizi emanette zaten çalıştırmazlar." dediğini, ancak hemen görev değişikliklerinin olmadığını, bu olaydan sonra adli emanetten başka eşyaların çalınıp çalınmadığının tespit edilmesi için kendilerine takviye 5-6 personel verildiğini, bütün emanet eşyalarının tek tek sayıldığını, sonrasında görev yerlerinin değiştirildiğini, havalandırma boşluklarının kapatılması hususunu idari işler müdüründen başka o dönemde adli emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısı olan sanık ...'e de ilettiğini, hatta 2012 yılı yaz kararnamesi ile TMK’nın 10. maddesi ile görevli Başsavcı Vekili olan...a da bildirdiğini, bu olaylar gerçekleşmeden önce Nisan ayında müfettiş geleceğine ilişkin adliyede söylenti olduğundan ellerindeki liste ile birlikte uyuşturucu maddeleri tek tek saydıklarını, adli emanet eşyalarında herhangi bir eksiklik bulunmadığını, ancak teftiş yapılmadığını, daha sonra Eylül ayında raflar geldikten sonra ellerindeki listeye göre uyuşturucu maddeleri raflara dizerken yerinde olmadığını fark ettiklerini,
Tanık Serpil Günay; 2012 yılının Mart ayı ile 2013 yılı Temmuz ayı arasında ... Cumhuriyet Başsavcılığında inceleme dışı sanığın sekreteri olarak görev yaptığını, çalıştığı dönemde sekreter kadrosu boş ve kendisinin de sekreterlik tecrübesi olduğundan bu şekilde görevlendirildiğini, adliyede uyuşturucu madde çalındığına ilişkin bazı duyumlarının olduğunu ancak olayın ne şekilde gerçekleştirildiğini bilmediğini,
İnceleme dışı sanık ... 20.01.2017 tarihli yazılı savunmasında özetle; ... Cumhuriyet Başsavcılığı görevine başladığı 18.07.2011 tarihinde adliye binasının tamamını kapsayan tadilatın son kısımlarının yapıldığını, adli emanet ve CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet depoları taşınırken ve tadilat yapılırken herhangi bir talimatının veya tahsis kararının olmadığını, binanın yetersizliği ile Cumhuriyet savcısı ihtiyacını defalarca HSK’ya ve ... Bakanlığına yazılı ve sözlü olarak ilettiğini, adli emanette denetim ve gözetim görevini yerine getirmediği iddia edilmişse de bu hususta her iki depoda yaptığı denetim sonucunda tespit etmiş olduğu eksiklikleri içeren yazıyı UYAP üzerinden ilgili birimlere gönderdiğini, bu denetim sırasında adli emanet deposunda havalandırma borularının olduğu yerdeki boşluk konusunda bilgilendirilmediğini, söz konusu boşluğun ne idari işler müdürü, ne emanet müdürü, ne de ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından kendisine iletildiğini, adliyelerde bu gibi eksiklikleri takip edip gidermenin idari işler müdürünün görevi olduğunu, ayrıca hırsızlığın kendi çalıştığı dönemde yapıldığına dair delilin bulunmadığını, görevi ile gerçekleşen hırsızlık olayı arasında illiyet bağının bulunmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini,
Yargıtay 5. Ceza Dairesinde; 2011 yılı yaz kararnamesiyle ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandığını, 18.07.2011 tarihinde göreve başladığında adliyede yaklaşık değeri 10 milyon TL’nin üzerinde tamirat ve tadilatın yapıldığını, binanın tamamının neredeyse tamirattan geçirildiğini, bir kısım birimlerin karşı tarafındaki istinaf binasına taşındığını, bir kısım birimlerin ise adliye binasında faaliyet gösterdiğini, tamirat ve tadilatın başlangıcı ile odaların, yerlerinin ve diğer bölümlerinin tespitinde herhangi bir görev, yetki ve talimatının bulunmadığını, göreve başladıktan sonra belli bir süre adliyede devam eden tamirat ve tadilat nedeniyle birimlerin bir kısmının istinaf mahkemesinde bulunması, bir kısmının da adliyede faaliyet göstermesi nedeniyle adliyede karmaşa olduğunu, adli emanetle ilgili olarak denetim görevini yerine getirmediği iddia edilmiş ise de, dosyaya sunduğu UYAP’ta bulunmasına rağmen konulmayan muhakkik veya soruşturma makamları tarafından muhtemelen Ocak ayında adli emanette müdürlerin bulunduğu bir ortamda adli emanete indiğinde, adli emanet deposunun ağzına kadar eşya dolu olduğunu görünce emanet müdürlüğüne hitaben 19 Ocak’ta yazı yazdığını, Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevinin sürekli olarak adli emaneti denetlemek olmadığını, Cumhuriyet Başsavcılığında bir ... bölümü yapıldığını, Başsavcı olarak adli emaneti sürekli denetlemesinin ... bölümünü anlamsız hâle getireceğini, tüm birimler üzerinde denetim ve gözetim yetkisinin olduğunu ve bunu yaptığını düşündüğünü, adliyenin yetersiz olduğuna, birimlerin adliyeye sığmadığına, istinaf mahkemeleri faaliyete geçtiği takdirde adliyedeki bir kısım birimlerin yetersiz kalacağına ilişkin yazıyı ... Bakanlığına gönderdiğini, ayrıca bu hususu ... Bakanı ile müsteşarına sözlü olarak bildirdiğini, adli emanette bulunduğu belirtilen boşluğun kendisine hiçbir şekilde bildirilmediğini, söz konusu yazı üzerinde ne havalesinin ne de imzasının bulunduğunu, bu boşlukla ilgili olarak kendisine idari işler müdürü, ilgili Cumhuriyet savcıları ve emanet müdürü tarafından bahsedilmediğini, adli emanete indiği zaman da CMK'nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanetin yetkili müdürü tarafından kendisine bu eksikliğin bildirilmediğini, sadece personel yetersizliğinden ve bundan dolayı çalışamadıklarından bahsedildiğini, 4/C'li personellerle söz konusu ihtiyacı karşılamaya çalıştıklarını, bu boşluğun kendisine bildirilmesi hâlinde doğrudan temin yöntemiyle belki 50-100 TL gibi bir rakamla iki tane demirin kaynatılmasıyla suretiyle bu eksikliği giderebileceğini, kaldı ki mahalli imkânlar denilen diğer kamu kurumlarının olanaklarından faydalanarak da ikmal edebileceğini, bu eksikliği gidermemesi, ihmal etmesi ya da göz ardı etmesi için hiçbir sebep bulunmadığını, haberinin olmadığı bir şeyden dolayı suçlandığını, ... bölümüne göre emanet memurluğunun rutin denetimlerinin yapılmasının gerektiğini, Cumhuriyet savcıları tarafından denetimlerin yapıldığını, emanet müdürünün sürekli emanet memurluğunda görev yaptığını, adliyelerde müzekkerenin mutlaka tekit edildiğini ya da yerine getirilmezse sözlü olarak bildirildiğini, emanet müdürü ve personel dahil tüm meslektaşlarının çok rahat bir şekilde randevu almadan gelip görüşebildiklerini, bu sıkıntının kendisine rahatlıkla iletilebileceği hâlde, bunun emanet yazı işleri müdürü ve idari işler müdürü tarafından bildirilmediğini, denetimde adli emanet eşyalarının diğer birimlerde olduğu gibi yetersiz yerlerde istiflendiğini, dağınık ve üst üste olduğunu, emanet makbuzlarının takılmadığını, yıllardan gelen bir birikimin bulunduğunu tespit ettiğini, emanet eşyaları uyuşturucu madde ve terör örgütüyle ilgili emanetler olduğundan, bunların tasfiyesinin kararlar kesinleşmeden gerçekleşmesinin çok zor olduğunu, kaldı ki uyuşturucu maddeyi 5-10-15 ton gibi rakamları tasfiye ettiklerini, Valiliğe bildirildikten sonra ...'de bulunan çimento fabrikasında bunların tasfiye edildiğini, hırsızlık olayı meydana geldikten sonra ... Bakanı ve müsteşarına telefonla bilgi verdiğini, Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne de aynı şekilde yazılı olarak bildirdiğini, temizlik şirketi elemanlarının değiştiği, gelmeyenlerin yerine başkalarının getirildiği gibi iddialar olduğunu, ancak kendisinin temizlik şirketi elemanlarının kimler olduğunu, her gün kimlerin geldiğini, değişip değişmediklerini bilmesinin mümkün olmadığını, adli emanette görevli Cumhuriyet savcılarının izinli oldukları dönemde adli emanetin denetimi için Cumhuriyet savcısı görevlendirmediğinden adli emanetin denetimini ihmal ettiği iddia edilmekte ise de, UYAP kayıtlarından gördüğü kadarıyla yaklaşık olarak sadece 15 gün gibi bir boşluk bulunduğunu, kaldı ki Cumhuriyet savcıları görevde olsa bile adli emanetin kapısında nöbet tutmadıklarını, adli emanetin anahtarlarının onlarda olmadığını, her gün emanete inip sayım da yapmadıklarını, söz konusu hırsızlığın hangi tarihte yapıldığının dahi belli olmadığını, Cumhuriyet savcılarının izinli oldukları dönemde hırsızlık yapılıp yapılmadığının da tam olarak tespit edilemediğini, kaldı ki Cumhuriyet savcıları izne ayrıldığında mutlaka onların yerine evraka bakmakla savcı görevlendirdiğini, 2011 yılı Kasım veya Ekim ayında göreve başladığı dönemde Cumhuriyet savcısı sayısının yetersizliğini rakamlarla bildirdiğini, hemen hemen her tayin döneminde bu yazıları yazdığını, uyuşturucu maddelerin istinaf binasına taşınırken ve tadilat sonrası tekrar ana binaya taşınırken temizlik personeline taşıttırıldığına dair herhangi bir bilgisinin ve talimatının bulunmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... 23.01.2017 tarihli yazılı savunmasında; 2007-2012 yılları arasında ... Adliyesinde çalıştığını, atamasının bilgisi ve haberi olmadan yapıldığını, en zor koşullarda en üst düzeyde hizmet vermeye çalıştığını, ihbar dilekçesi veren Avukat ...'nın iddianamede şikâyetçi sıfatıyla gösterilmesinin isabetli olmadığını, suçtan zarar gören sıfatının olmadığını, mahkemece son soruşturma kararı verilmemesi gerektiğini, bunu en iyi bölgede çalışan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının anladığını, bölgeye sahipsiz ve çalışkan meslektaşların gönderildiğini, böylesi olaylardan da sorumlu tutulmasının vicdanları yaralayacağını,
Yargıtay 5. Ceza Dairesinde; 2007-2012 yılları arasında ... Cumhuriyet savcısı olarak görev yaptığını, ... 6. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşma ve soruşturma savcısı, 2008-2012 yılları arasında ise ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşma ve soruşturma savcısı olarak görevini yaptığını, 2010-2011-2012 yıllarında ... Adliyesinde gerçekleşen tamirat ve tadilat nedeniyle tüm mahkeme ve birimlerin yerlerinin değiştirildiğini, bu çerçevede adli emanet deposunun da taşındığını, farklı yerlere eşyaların konulmak zorunda kaldığını, ... Cumhuriyet Başsavcısı olarak inceleme dışı sanık ...’in atanmasından sonra 2011 yılı sonlarında yoğun geçen duruşma ve soruşturma savcılığı işlerinin yanında adli emanet memurluğunun denetimi konusunda da görevlendirildiğini, emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısının hiç dosyasının bulunmaması ya da çok az soruşturma dosyasının bulunması gerekirken ...’da Cumhuriyet savcısı sıkıntısı olduğundan dolayı herkese her işin yüklendiğini, adli emanetten sorumlu yazı işleri müdürünün tamirat, tadilat ve yer değişikliği nedeniyle emanet deposuyla ilgili sorunları kendisine anlattığında, soruşturmalardan ve duruşma dosyalarından dolayı yoğun olduğundan, ne yapılması gerekiyorsa bunu ilgili idari işler müdürü, vekili ve kim varsa hepsine söylemesi, ne yapılacaksa yazdırması, sözlü veya yazılı bir şekilde iletmesi gerektiğini, sorumluluğun ona ait olduğunu söylediğini, yazı işleri müdürünün yazdığı 19.09.2011 tarihli yazıyı da hatırladığı kadarıyla bir gün sonra evraklardan gördüğünü, ilgili yazının da anında idari işler müdürlüğüne yazıldığını, bu durumun kendisinin titizliğini gösterdiğini, emanet deposundaki uyuşturucu maddenin hırsızlanmasının 2012 yılının Mayıs ayı ile 24.09.2012 tarihleri arasındaki bir zamanda gerçekleştiğini, hırsızlık olayının ne zaman meydana geldiğine dair herhangi bir açıklık bulunmadığını, dolayısıyla sorumluluğunun nereden kaynaklandığını, illiyet bağının nasıl kurulduğunu anlayamadığını, yaklaşık bir aylık süre içerisinde neden sorumlu tutulduğunu anlayamadığını, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, duruşma ve soruşturma savcısı olarak ağır ... yükünün yanında emanet müdürüyle sürekli irtibat hâlinde bulunduğunu, muhtemel sorunlar ve bu sorunları önleme yoluna gitme hususunda onunla iletişimde bulunduğunu, emanet yazı işleri müdürüne yazıyı yazdırması, ilgili birimlere aktarması, sözle ve evrakla bildirilmesi göz önüne alındığında, herhangi bir sorumluluğunun, kusurunun ve ihmalinin bulunmadığını, emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısı olarak kendisinin adli emanetle ilgili inşaat, tamirat, bakanlıktan ödenek isteme, personel isteme gibi görevinin bulunmadığını, bahse konu sorumlulukların ilgili birimlere ait olduğunu, kendisinin de muhtemel sorunlarla ilgili olarak emanet müdürlüğüne tespit yaptırıp ilgili birimlere ilettiğini, uyuşturucu madde hırsızlığı olayının çalıştığı dönemde gerçekleştiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığını, görevi ihmal suçunun kasıtla işlenen bir suç olduğunu, yazı işleri müdürü ...ı ve diğer adli emanet memurları hakkında verilen kınama cezasının itiraz edilmesi üzerine yazıyı üst birimlere ilettikleri gerekçesiyle ... Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından kaldırıldığını, adli emanet müdürünün savcılığa yazdığı yazıyı kendisinin de üst makama bildirmesi göz önüne alındığında bu hususun lehine değerlendirilmesi gereken bir durum olduğunu,
Sanık ... istinabe yoluyla alınan savunmasında; ... Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan 13.11.2011 tarihli ... bölümünde CMK’nın 250. maddesiyle görevli Başsavcı Vekilinin bu kısma ait emanet memurluğunu denetlemesi ve kontrol etmesi gibi bir görevinin bulunmadığını, aynı tarihli ... bölümünün 3. sayfasında CMK’nın 250. maddesi ile görevli büroda görevli Başsavcı Vekilinin görev tanımı kapsamında 4/a maddesi uyarınca; "CMK’nın 250. maddesi ile görevli kısma bağlı birimlerde çalışan görevlilerin çalışmalarının yetkili yasalar, kalem yönergesi ve genelgeler yönünde denetleyerek çalışma saatlerine uyulmasının sağlanması" hususunun belirtildiğini ve bunun soruşturma konusuyla bir ilgisinin olmadığını, Anayasa’nın 140. maddesinin 5. fıkrasında, hâkim ve savcıların kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir işte görev alamayacaklarını, hâkim ve savcıların görevlerinin 5235 sayılı Adli Yargı ve İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun’da açıkça düzenlendiğini, ilgili Kanun’un 19. maddesinde Başsavcı Vekilinin görevlerinin dört madde hâlinde tek tek sayıldığını, bu sayılan görevler arasında iddiaya konu edilen emanet depolarının denetlenmesi ve kontrol edilmesi ile ilgili bir görevin bulunmadığını, hâkim ve savcıların görevleri ile ilgili bu anayasal ve yasal düzenlemelerin yanında ... Bakanlığının genelgeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıklarında işlerin belli bir disiplin, sorumluluk ve düzen içerisinde gerçekleştirilmesi amacıyla Başsavcılıkça yapılan ... bölümünün yürütüldüğünü, ... Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan 13.12.2011 tarihli ... bölümünde CMK’nın 250. maddesi ile görevli Başsavcı Vekilinin sorumluluklarının sekiz madde hâlinde düzenlendiğini, görevli ve yetkili olduğu kısma ait emanet memurluğunun denetlenmesi ve kontrol edilmesi ile ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığını, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Başsavcılığa bağlı emanet memurluğunun denetlenmesi ve kontrol edilmesi sorumluluğunun 13.12.2011 tarihli ... bölümünün 20. sayfasında Cumhuriyet savcısı olan sanık ...'e ait olduğunun 4 ve 5. maddelerde açıkça belirtildiğini, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet deposunda 24.09.2012 tarihinde tespit edilen hırsızlık olayına konu herhangi bir ihmali davranışı bulunmadığı gibi, bu suçu yasal olarak işlemesinin de mümkün olmadığını, işlediği iddia olunan ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığını, Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görev yaptığı dönemde kendisine ulaşan yazılı ve sözlü bir beyan bulunmadığını, emanet deposunda güvenlik zaafı olduğuna ilişkin görev yaptığı dönem içerisinde emanet savcılığına bir yazı yazıldığını, emanetten sorumlu Cumhuriyet savcısı tarafından da bu yazının idari işler müdürlüğüne gönderildiğini, ancak o tarih itibarı ile bu yazıdan ve savcılığın bunu idari işler müdürlüğüne göndermesinden haberi olmadığı hâlde, göreviyle ilgili olmayan bir ... bölümü maddesi gerekçe gösterilerek yargılanmasına sebep olunduğunu, 2007 yılı yaz kararnamesi ile ... Cumhuriyet savcısı olarak atandığını, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Başsavcı Vekili olarak atanıp ilişiğini kestiği 16.07.2012 tarihine kadar da aynı yerde görev yaptığını, Başsavcı Vekili olarak atandığı 14.01.2011 tarihi itibarıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığında kendisinden başka bir Başsavcı Vekili bulunmadığından gerek CMK’nın 250. maddesi ile görevli kısmın, gerekse ... Cumhuriyet Başsavcılığının tüm işlemleri ile bizzat ilgilenmek zorunda kaldığını, Başsavcı Vekili olarak atandıktan 3-4 ay sonra ... Adliyesinde ağır bir tadilat başladığını, bu tadilat nedeniyle boşaltılması gereken kalem, mahkeme salonu, hâkim-savcı odalarının planlanması, taşınacak yerlerin ayarlanması, taşıma işlemleri, boşaltılan yerlerin tadilatının başlatılıp, hızla tamamlanmasının takibi ve kontrolünün yapılması gibi zor ve ağır bir yükümlülükle bizzat karşı karşıya kaldığını, adliyenin ... katında bulunan mahkeme arşivleri ile adli emanet memurluklarına ait depoların taşınması, tadilatlarının yaptırılması, tekrardan asıl yerlerine taşınması işlemleri ve bu sırada alınacak güvenlik tedbirleri ile de yakından bizzat ilgilendiğini, ... katındaki emanet memurluğuna ait depoların yer olarak yetersizliği her iki emanet yazı işleri müdürü tarafından sık sık iletildiğinden bu tadilatın fırsat olarak değerlendirildiğini, bu odaların içindeki duvarın kaldırılarak ya da koridorlardan duvar ördürülerek ilave oda kazanımı sağlandığını, bu tadilatlar sırasında ilave oda kazanımı için düşünülen, ancak henüz duvarları örülüp sıvası yapılmadığı için tadilatı sürdürülen yerin tavan kısmında demir kalorifer borularının etrafındaki açıklıkla ilgili olarak idari işler müdürü ... ve emanet yazı işleri müdürü ile yaptığı değerlendirmede, burada güvenlik sorunu olabileceğinden kapatılması gerektiği hususunda idari işler müdürüne gereğinin yapılması konusunda talimatı bizzat verdiğini, ancak kalorifer borularının geçtiği yerdeki açıklığın hırsızlığın gerçekleştirildiği yer ile alakalı olmadığını, hırsızlığın kalorifer borularının geçtiği yerden değil, emanet deposunun ortasından geçen, içinden bir insanın yürüyerek değil ama eğilerek de olsa geçebileceği alüminyum dikdörtgen şeklindeki havalandırma borularının üstündeki deliklerden gerçekleştirildiğini, bu iki yerin birbirinden farklı olduğunu, dolayısıyla hırsızlığın yapıldığı havalandırma boşluğunu görmediğini, geniş, içinden insanın geçebileceği büyüklükteki alüminyum havalandırma borularının olduğu yerde hırsızlığın meydana geldiğini, hırsızlığın gerçekleştiği yere yönelik güvenlik sorunu oluşturacağı yönündeki tespitin hangi tarihte yapıldığına ilişkin bir tutanak tutulmasa da bu tespitin emanet yazı işleri müdürü tanık ...ı tarafından 19.09.2011 tarihinde yazılı olarak adli emanetten sorumlu olan sanık ...’e bildirildiğinden ve bu tutanağın düzenlendiği tarih ile aynı gün ya da hemen öncesinde bu zaafiyetin tespit edildiğini anladığını, sanık ...'in de 20.09.2011 tarihinde bu sorunun giderilmesi için durumu ... Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğüne bildirdiğini, ancak emanet deposundaki bu problem, hırsızlık olayının gerçekleştiğinin anlaşıldığı 24.09.2012 tarihine kadar, yani yaklaşık bir yıl boyunca giderilmediğinden, hırsızlığın binadan girilerek gerçekleşmesine neden olunduğunun anlaşıldığını, bu yazının akibetinin tanık ... ve sanık ... tarafından araştırılmadığını, yazının gereğinin neden yerine getirilmediğinin sorulmadığını, bu yazının yazıldığı ve idari işler müdürlüğüne gönderildiği konusunda bölümünde çalışan Cumhuriyet savcısı ve emanet müdürü tanık ...ı tarafından kendisine "Biz böyle bir şey tespit ettik, bu hususun giderilmesi konusunda bilginiz olsun, yardımcı olur musunuz?" şeklinde hiç kimsenin bilgi vermediğini, tanık ... ile arasında bir konuşma geçmediğini, geçse mutlaka hatırlayacağını, emanet deposu ile ilgili söz konusu zaafiyetler konusunda genel bir konuşma da geçmediğini, ...'in niye öyle bir beyanda bulunduğunu bilmediğini, etnik olarak hakkında kasıtlı bir ifade verdiği düşüncesine yönlendiğini, emanet memurluğu ile ilgili talep ve isteklerin tanık ... tarafından iletildiğinden, emanet memurluğunda görevli tanıklar ..., ... ya da diğer memurlarla emanet deposuyla ilgili herhangi bir sorunu görüşmediğini, görüştüyse de hatırlamadığını, bu tanıkların haberi olduğu yönündeki beyanlarının gerçekle bir ilgisinin bulunmadığını, bu personellerin neden gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını da bilemediğini, ancak emanet yazı işleri müdürü tanık ...ı'nın aynı soruşturmada tanık olarak alınan beyanında olayın gerçek hâlini açıkça ifade ettiğini, olayla ilgili asıl sorumlular hakkında ne adli ne de idari herhangi bir soruşturma yapılmazken, yasal olarak hiçbir sorumluluğu bulunmayan kendisi hakkında hem adli hem de idari soruşturma yürütüldüğünü, suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
Temyiz incelemesinin isabetli bir şekilde yapılabilmesi için öncelikle Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin, Cumhuriyet savcısının görevleri ve adli emanet dairesinin denetimi hususları üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un "Cumhuriyet başsavcılığının görevleri" başlıklı 17. maddesi;
"Cumhuriyet başsavcılığının görevleri şunlardır:
1. Kamu davasının açılmasına yer olup olmadığına karar vermek üzere soruşturma yapmak veya yaptırmak,
2. Kanun hükümlerine göre, yargılama faaliyetlerini kamu adına izlemek, bunlara katılmak ve gerektiğinde kanun yollarına başvurmak,
3. Kesinleşen mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ile ilgili işlemleri yapmak ve izlemek,
4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak." şeklinde,
Aynı Kanun’un "Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleri" başlıklı 19. maddesi;
"Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleri şunlardır:
1. Cumhuriyet başsavcısının verdiği görevleri yerine getirmek,
2. Cumhuriyet savcılarının adli ve idari görevlerine ilişkin işlemlerini inceleyip Cumhuriyet başsavcısına bilgi vermek,
3. Gerektiğinde adli göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak,
4. Cumhuriyet başsavcısının yokluğunda ona vekâlet etmek.
Aynı yerde görev yapan birden çok Cumhuriyet başsavcıvekili bulunduğunda, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler." biçiminde,
Anılan Kanun’un "Cumhuriyet savcısının görevleri" başlıklı 20. maddesi;
"Cumhuriyet savcısının görevleri şunlardır:
1. Adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak,
2. Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adlî ve idarî görevleri yerine getirmek,
3. Gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek,
4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Aynı yerde görev yapan Cumhuriyet başsavcıvekili bulunmadığında, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Suç Eşyası Yönetmeliğinin "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi suç tarihinde;
"Bu Yönetmelik, suç esyası ve suçla ilgili ekonomik kazancın, muhafaza altına alınması, elkonulması, elden çıkarılması, iadesi, müsaderesi ve imhasına ilişkin islemlerin yapılmasında uyulacak usul ve esasları düzenler." şeklinde,
Anılan Yönetmelik'in "... emanet dairesinin kurulması, işlemlerinin denetim ve gözetimi" başlıklı 4. maddesi;
"Suç eşyası ile ilgili işlemler, Cumhuriyet başsavcılığının sürekli gözetim ve denetimi altında ... emanet dairesince yürütülür.
Her Cumhuriyet başsavcılığı nezdinde bir ... emanet dairesi bulunur. Emanet memurunun atanmasına lüzum görülmeyen hâllerde bu görev, ilgili yer Cumhuriyet başsavcısının teklifi üzerine ... komisyonunca, ... komisyonu bulunmayan yerlerde bu yer Cumhuriyet başsavcısınca belirlenecek yazı işleri müdürü veya zabıt kâtiplerinden birine geçici olarak verilir. Görevlendirilen müdür ya da zabıt kâtibi kefalet altında değil ise, 2/6/1934 tarihli ve 2489 sayılı Kefalet Kanununa göre kefalete bağlanır.
... dairelerinin bulunduğu binalarda suç eşyasının muhafazası maksadıyla, mümkün ise penceresiz, değil ise dışarıdan sökülemeyecek biçimde demir parmaklıklı pencereli, çift kilitli çelik ya da demir kapılı, rutubet almayan muhkem bir yer tahsis edilir." biçiminde düzenlenmiştir.
Bu aşamada ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçu üzerinde de durulması gerekmektedir.
Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının "Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler"e yer veren dördüncü kısmının "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı birinci bölümünde "Görevi kötüye kullanma" suçu 257. maddede;
"(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikâp suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır." şeklinde düzenlenmişken, 19.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanun’un birinci maddesi ile birinci ve ikinci fıkralarında yer alan "Kazanç" ibareleri "Menfaat", birinci fıkrasında yer alan "Bir yıldan üç yıla kadar" ibaresi "Altı aydan iki yıla kadar", ikinci fıkrasında yer alan "Altı aydan iki yıla kadar" ibaresi "Üç aydan bir yıla kadar" ve üçüncü fıkrasında yer alan "Birinci fıkra hükmüne göre" ibaresi "Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile" biçiminde değiştirilmiş, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 105. maddesi ile de üçüncü fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğü'ne göre ihmal; "Yapmama, savsama" anlamına gelmekte, gecikme ise; "Bir işin yapılması gereken zaman geçtikten sonra yerine getirilmesi" olarak tanımlanmaktadır.
Maddenin, ikinci fıkrasında, kamu görevlisinin yapmakla görevli olduğu işi yapmaması veya kanuna göre yapılması gereken şekilde yerine getirmemesi veya vaktinde yapmayıp geciktirmesi suç sayılmıştır. Görevi kötüye kullanma suçu kasten işlenen suçlardan olup, bu suçtan söz edilebilmesi için; "Kamu görevlisinin görevini bilerek ve isteyerek ihmal etmesi veya geciktirmesi" gerekmektedir.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için, tek başına norma aykırı davranış yetmemekte, fiil sebebiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması, 6086 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrası ise haksız bir menfaat sağlanması gerekmektedir.
TCK’nın 257. maddesinde yer alan "Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında" ifadesi, görevi kötüye kullanma suçunun genel ve tamamlayıcı nitelikte olduğunu ifade etmektedir. Suçun bu niteliğinden dolayı kamu görevlisinin ceza sorumluluğunun doğabilmesi için eyleminin başka bir suçu oluşturmaması gerekir.
Norma aykırı davranışın maddede belirtilen sonuçları doğurup doğurmadığının saptanabilmesi için "Mağduriyet", "Kamunun zarara uğraması" ve "Haksız menfaat" kavramlarının açıklanması ve somut olayda bunların gerçekleşip gerçekleşmediklerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Mağduriyet kavramının, sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade ettiği kabul edilmelidir. Bu husus madde gerekçesinde; "Görevin gereklerine aykırı davranışın, kişinin mağduriyetine neden olması gerekir. Bu mağduriyet, sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararı ifade etmez. Mağduriyet kavramı, zarar kavramından daha geniş bir anlama sahiptir." şeklinde vurgulanmış, öğretide de; mağduriyetin sadece ekonomik bakımdan ortaya çıkan zararı ifade etmeyip daha geniş bir anlama sahip olduğu, bireyin, sosyal, siyasi, medeni her türlü haklarının ihlali sonucunu doğuran hareketlerin ve herhangi bir çıkarının zedelenmesine neden olmanın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir (... Emin Artuk-... Gökçen-... Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitapevi, 11. Bası, ..., 2011, s. 911 vd.; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, ... Yayınevi, ..., 2013, s. 772; Veli ... Özbek-... Nihat Kanbur-Koray Doğan-Pınar Bacaksız-İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 2. Bası, ..., 2011, s. 974).
Kişilere haksız menfaat sağlanması, bir başkasına hukuka aykırı şekilde her türlü maddi ya da manevi yarar sağlanması anlamına gelmektedir.
Kamunun zarara uğraması hususuna gelince; madde gerekçesinde "ekonomik bir zarar" olduğu vurgulanan anılan kavramla ilgili olarak kanuni düzenleme içeren 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu'nun 71. maddesinde; kamu görevlilerinin kast, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması şeklinde tanımlanan kamu zararı, her olayda hâkim tarafından, ..., mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek bir fiyatla alınıp alınmadığı veya aynı şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, somut olayın kendine özgü özellikleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu belirleme; uğranılan kamu zararının miktarının kesin bir biçimde saptanması anlamında olmayıp miktarı saptanamasa dahi, işin veya hizmetin niteliği nazara alınarak, rayiç bedelden daha yüksek bir bedelle alım veya yapımın gerçekleştirildiğinin anlaşılması hâlinde de kamu zararının varlığı kabul edilmelidir. Ancak bu belirleme yapılırken, norma aykırı her davranışın, kamuya duyulan güveni sarstığı, dolayısıyla, kamu zararına yol açtığı veya zarara uğrama ihtimalini ortaya çıkardığı şeklindeki bir düşünceyle de hareket edilmemelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet deposundaki havalandırma borularının olduğu yerdeki boşluktan girilerek 12 ayrı dosyaya ait toplam 55.546 gram esrar, 328.373 gram eroin, 97.134 gram hint keneviri ve 11.715,5 captagon hapın bulunduğu bez torbaların hırsızlandığının 24.09.2012 tarihinde tespit edilmesi üzerine adliyede temizlik işçisi olarak çalışan ..., temizlik şefi ... ... ile ... ...’ın kardeşi olan ancak temizlik işçisi olmadığı hâlde adliyeye bazen temizliğe gelen Mücahit ... hakkında hırsızlık ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından soruşturma yürütüldüğü, avukat olan ...'nın söz konusu olayda ihmali olanlar hakkında da soruşturma yapılması gerektiğinden bahisle 22.08.2014 tarihinde şikâyette bulunması üzerine sanıklar hakkında soruşturmaya başlanan olay kapsamında;
... Adliyesinde 2010 yılında geniş çaplı bir tadilata başlandığı, bu tadilatın 2011 yılında da devam ettiği, adli emanet müdürlüğüne ayrılan odaların yetersizliği nedeniyle tadilat sırasında bu odaların içerisindeki duvarlar kaldırılmak veya yeni duvar ördürülmek suretiyle koridorlardan ek oda kazanımının sağlandığı, CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet deposundaki eşyanın idari işler müdürlüğünce 06.04.2011-08.04.2011 tarihleri arasında adliyedeki temizlik firması görevlileri aracılığıyla ana binanın karşısındaki Bölge İdare Mahkemesinin zemin katına taşıttırıldığı, yapılan tadilat sonucunda yeniden taşınma işlemi gerçekleşmeden önce CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet eşya deposunun koridor giriş kapısının sol tarafındaki adli emanet deposunun duvarının içerisine doğru giden alüminyum doğramadan imal edilmiş çeşitli ebatlarda sekiz adet havalandırma borusunun bulunduğu yerde zayıf bir insanın geçebileceği boşlukların oluştuğunu tespit eden emanet memuru tanık ...'in durumu Başsavcı Vekili olan sanık ...'ya bildirdiği, ancak sanığın tanığa; "Sen çok şey mi biliyorsun, müdürlerin burada susmuş sen konuşuyorsun!" diyerek tepki gösterdiği, adli emanet yazı işleri müdürü tanık ...ı tarafından da söz konusu havalandırma boşluğunun sözlü olarak bildirildiği, sanık ...’nın müteahhit ile iletişime geçmesi gerektiğini söylediği tanık ...’ın müteahhit ... ile görüştüğü, adı geçen müteahhidin söz konusu yerin görevleri kapsamında olmadığını ifade etmesi üzerine, tanık ...'ın bu boşluktan sözlü olarak idari işler müdürü tanık ...'e bahsettiği, daha sonra 24.08.2011 ile 26.08.2011 tarihleri arasında emanet eşyasının anılan emanet memurluğunun ana bina zemin katındaki eski yerine temizlik görevlilerince güvenlik görevlileri eşliğinde tekrar taşındığı, emanet deposunda mevcut olan havalandırma boşluğu halâ kapatılmadığından tanık ...’ın 19.09.2011 tarihli müzekkere ile söz konusu boşluğun güvenlik açısından tehlike yarattığını belirterek boşluğun kapatılmasını Emanet Savcılığından talep ettiği, bu yazı üzerine CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı adli emanet memurluğunun işleyişi ile ilgili işleri yürütmek, kontrol etmek ve denetim yapmak ile görevli Cumhuriyet savcısı olan sanık ...'in 20.09.2011 tarihli yazı ile tanık ... tarafından tanzim edilip imza altına alınan 19.09.2011 tarihli müzekkerenin gereğinin yapılması için İdari İşler Müdürlüğünden talepte bulunduğu, bu yazının UYAP ortamında idari işler müdürlüğünde kâtip tanık ... tarafından 06.10.2011 tarihinde teslim alınmasına rağmen, yazının gereğinin söz konusu boşluktan emanet deposuna girilerek uyuşturucu maddelerin bulunduğu bez torbaların hırsızlandığının tespit edildiği 24.09.2012 tarihine kadar yerine getirilmediği ve hırsızlığın bu boşluktan girilmek suretiyle gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, söz konusu boşluğun hırsızlık olayının tespit edildiği tarihten sonra 03.10.2012 tarihinde kapatıldığının anlaşıldığı,
Söz konusu hırsızlığın havalandırma borularının geçtiği yerdeki boşluk kullanılarak emanet eşya deposuna girilmek suretiyle işlendiği, adliyede temizlik işçisi ..., temizlik şefi ... ... ve ... ...’ın kardeşi olup temizlik işçisi olmadığı hâlde adliyede bazen temizlik yapan Mücahit ... hakkında hırsızlık ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından dava açıldığı, ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/74 esas numaralı dosyasında yapılan yargılama neticesinde adli emanet deposundan uyuşturucu maddelerin çalınması eyleminin 2012 yılı Mayıs–Eylül ayları arasında gün ve saati tam belirlenemeyen zamanlarda gerçekleştiği kabul edilerek, ... ... hakkındaki davanın yakalamalı olması nedeniyle tefrik olunduğu, ... ve Mücahit ...’ın ise her iki suçtan dolayı cezalandırılmalarına karar verildiği, verilen hükümlerin temyiz edilmesi üzerine onanarak kesinleştiği, adli emanet deposunda yapılan hırsızlık eyleminin hangi tarihte gerçekleştiği kesin ve net olarak olarak anlaşılamamakla birlikte, olayın meydana geldiği emanet deposunda 2011 ve 2012 dönemlerine ait üç aylık denetimlerin en son 11.04.2012 tarihinde yapıldığı, ancak emanet deposunda yapılan sayımla ilgili bir tutanak bulunmadığı, tanık ...’ın adliyeye müfettiş geleceği söylentisi olduğundan Nisan ayı sonu Mayıs ayı başı gibi emanet eşyasını saydıklarını ve bir eksiklik olmadığını ancak buna ilişkin tutanak tutmadıklarını söylediği, ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/74 esas numaralı dosyasında dinlenen adliyede güvenlik kamera odasında görevli olan polis memuru tanık ...’in, 2012 yılı Mayıs ayında nöbetçiyken temizlik işlerinden sorumlu şef olan ... ...’ın iki tane çöp bidonunun kaybolduğundan bahisle adli emanet deposunun bulunduğu koridorun da yer aldığı güvenlik kameralarına bakmak istediğini söylemesi üzerine idari işler müdürü vekilinin talimatı ile ... ...'ın kamera kayıtlarını incelediğini beyan ettiği, emanet eşya deposundan uyuşturucu maddelerin çalındığının 24.09.2012 tarihinde tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma sonrasında temizlik işçisi olmadığı hâlde adliyeye bazen temizliğe gelen Mücahit ...’ın 26.09.2012 tarihinde emanet eşya deposunun dış kısmındaki alüminyum boruları süngerle silmeye ve süngeri borunun içine saklamaya çalışıp daha sonra adliyenin kapalı olan demir kapısı üzerinden atlayarak uzaklaştığının kamera kaydı ve tanık Paşa Aksu’nun beyanlarıyla anlaşıldığı ve emanet memurluğu personeli tarafından gerçekleştirilen çalışmalar sırasında on iki ayrı dosyaya ait uyuşturucu maddelerin yer aldığı bir kısım bez torbaların yerinde olmadığının 24.09.2012 tarihinde fark edildiği birlikte değerlendirildiğinde; hırsızlık olayının 2012 yılının Mayıs ayı ile 24.09.2012 tarihleri arasındaki bir zaman diliminde gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmakla;
Sanık ... üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyip hırsızlık olayının gerçekleştirildiği söz konusu boşluktan haberinin olmadığını ve bu yönde kimsenin kendisinden bir talepte bulunmadığını ve adli emanete taşınma işlemi öncesinde tespit ettiği kalorifer borularının etrafındaki açıklığın kapatılması konusunda idari işler müdürü ... ve emanet yazı işleri müdürü ile değerlendirmede bulunup bu konuda talimat verdiğini, buranın hırsızlığın gerçekleştirildiği yer ile alakalı olmayıp hırsızlığın kalorifer borularının geçtiği yerdeki boşluktan değil, havalandırma borularının geçtiği yerdeki boşluktan gerçekleştiğini savunmuş ise de; sanık ...’nın 14.01.2011 ile 16.07.2011 tarihleri arasında CMK’nın 250. maddesi ile görevli ... Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görev yaptığı, her ne kadar ... bölümlerinde sanığın CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ait adli emaneti kontrol etmekle ve denetlemekle ilgili olarak doğrudan bir görevlendirilmesi bulunmasa ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2011 tarihli Genel ... Bölümünün CMK’nın 250. maddesi ile görevli büroda olan Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin görev tanımı yapılırken 4-a maddesi uyarınca; "CMK’nın 250. madde ile yetkili kısma bağlı birimlerde çalışan görevlilerin çalışmalarını ilgili yasalar, kalem yönergesi ve genelgeler yönünden denetlemek" hususunda görevlendirilmesinin doğrudan adli emaneti denetleme ve adli emanetten sorumlu olma sonucunu doğurmasa da 19.04.2011 tarihli ve 1 sayılı ... bölümünün 6. maddesi gereğince tüm yargı binalarının onarım eksiklikleri ile ilgili denetimleri yapmak ve gerekli önlemleri almak hususlarında görevlendirilmiş olması, savunmasında da Başsavcı Vekili olarak atandıktan 3-4 ay sonra ... Adliyesinde tadilat başlatıldığını, bu tadilat nedeniyle emanet memurluklarına ait depoların taşınması, tadilatlarının yaptırılması, tekrardan asıl yerlerine taşınması işlemleri ve bu sırada alınacak güvenlik tedbirleri ile de yakından bizzat ilgilendiğini belirtmesi, adli emanet memuru olan tanık ...’in, hırsızlık olayının gerçekleştirildiği söz konusu havalandırma boşluğunu tespit edince bunu sanık ...’ya bildirdiğini söylemesi, adı geçen tanığın bu yöndeki ifadesinin tanık Rahime Bozkır tarafından da doğrulanması, emanet yazı işleri müdürü olan tanık ...'ın aşamalarda, söz konusu boşluktan sanık ...’yı haberdar edip etmediğini hatırlamadığını söylemiş ise de tanık ... hakkında yürütülen soruşturmada aşamalardaki beyanlarında tanık ...'in adli emanetteki söz konusu boşluğu görüp kendisine aktarması üzerine bunu sanık ...’ya sözlü olarak aktardığını, onun da kendisini müteahhide yönlendirdiğini, müteahhidin de bunun kendi işleri kapsamında olmadığını ifade edince idari işler müdürü ile görüştüğünü, daha sonra bu yerin kapatılması hususunda yazılı talepte bulunduğunu belirtmesi, emanet memuru olan tanık Elif'in de tanık ...'ın beyanlarını doğrulaması, tanık ...’in tadilatın gerçekleştiği bir gün sanık ... ve tadilat işlerinden sorumlu mühendis ... ile birlikte tadilat yapılan yerleri gezdiklerinde sanık ...’nın, mühendis ...’e “Havalandırmanın olduğu yerlerdeki boşlukları kapatın.” dediğini ifade etmesi, adli emanette hizmetli olan tanık ...’in de sanık ...’nın adli emanet deposuna geldiğinde söz konusu boşluğu gördüğünü belirtmesi karşısında; sanık ...’nın denetimi ve gözetimi altında yapılan tadilatta adli emanet deposunda alüminyum boruların geçtiği yerde meydana gelen boşluktan haberdar olduğu hâlde, bu boşluğun kapatılması yönünde gereğini gerçekleştirmeyip takibini yapmadığı, sanık ...'in ise 11.08.2011 ile 26.06.2012 tarihleri arasında ... Cumhuriyet Başsavcılığında CMK’nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet savcısı olarak sorumlu olduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2011 tarihli ve 1 sayılı ... bölümüne göre; "CMK’nın 250. maddesi uyarınca bulunan büronun emanet işleri ile ilgili işlemlerini yürütmek, emanet memurluğunu kontrol etmek, periyodik olarak üç ayda bir kasa hesapları ile birlikte genel denetim yapıp durumu tutanak ile takip etmek" konusunda görevli olduğu, emanet yazı işleri müdürü tanık ...'ın adli emanette yapılan tadilat sırasında meydana gelen boşluktan sanık ...'i haberdar ettiği ve 19.09.2011 tarihli yazı ile söz konusu boşluğun kapatılması için Emanet Savcılığından talepte bulunması üzerine sanığın söz konusu güvenlik açığının giderilmesi hususunda 20.09.2011 tarihinde İdari İşler Müdürlüğüne hitaben bizzat müzekkere yazdırıp imzalamasına rağmen bu yazının akıbetini takip etmediği gibi söz konusu havalandırma boşluğunun kapatılıp kapatılmadığını yerinde de araştırmadığı, her ne kadar tayinleri çıkan sanık ... 16.07.2012, sanık ... ise 26.06.2012 tarihinde ... Adliyesinden ayrılmış ve söz konusu hırsızlık olayının gerçekleştirildiği 24.09.2011 tarihinde tespit edilmiş ise de; bu olayın Mayıs 2012 ile 24.09.2012 tarihleri arasında kesin olarak tespit edilemeyen bir zaman diliminde gerçekleştirildiği, tadilat sonrası oluşan ve hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği söz konusu boşluğu öğrenen sanık ...’nın Ağustos 2011 yılından, sanık ...’in ise 20.09.2011 tarihinden itibaren tayin olup adliyeden ayrılan sanık ...'nın 2012 yılı Temmuz, sanık ...'in ise 2012 yılı Haziran ayına kadar bu boşluğun kapatılmasına yönelik bir davranışta bulunmayıp görevlerinin gereklerini yapmakta ihmal göstermeleri ve hırsızlığın söz konusu bu boşluktan gerçekleştirildiğinin sabit olması nedeniyle sanıkların ihmali davranışlarıyla uyuşturucu maddelerin emanet deposundan hırsızlanması eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu, görev ve sorumlulukları gereği bu açığın giderilmesi hususunda görevlerini ihmal edip adli emanet deposundan uyuşturucu maddelerin çalınmasına sebep olarak kamunun zararına neden olmak ve kişilere haksız menfaat sağlamak suretiyle ihmali davranışla görevlerini kötüye kullandıkları kabul edilmelidir.
Bu itibarla İlk Derece Mahkemesince usul ve kanuna uygun sanıklar hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Sanık ... 14.01.2011-16.07.2012 tarihleri arasında ... CMK'nın 250. maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak; sanık ... ise 14.12.2011-26.06.2012 tarihleri arasında emanet memurluğundan da sorumlu Cumhuriyet savcısı olarak görev yapmışlardır.
Sanıklara atılı ihmali hareket emanet memurluğu deposunda bulunan kolon-duvar kirişi arasında, bir kişinin geçmesine imkan sağlayabilecek genişlikteki 40-45 cm'lik boşluğun olay tarihinden yaklaşık bir yıl öncesinde tespit edilip, görevlilerce sanıklara bildirilmesine rağmen, sanıkların bu konuda ihmal gösterip gerekli tedbirleri aldırmayarak emanet deposunda bulunan uyuşturucu maddelerin çalınması ile sonuçlanan hırsızlık olayına sebebiyet vererek kamunun zararına neden olmalarıdır.
Dosya kapsamındaki evraklar, tespitler, tanık beyanları ve sanık savunmaları nazara alındığında; sanıkların bu durumdan haberdar oldukları, bahse konu boşluktan kişi ya da kişilerin girerek emanet deposundan hırsızlık olayının gerçekleşebileceğini düşünerek gerekli tedbirleri almaları gerekirken, buna tevessül etmeyerek görevlerinin gereklerini yerine getirmedikleri konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Burada hukuken önemli olan ve tartışılması gereken husus, gerek iddianamede gerekse Dairenin kabulünde suç tarihinin sanıkların görevlerinden ayrılmalarından sonraki dönemi de kapsayacak şekilde 'Mayıs 2012 ve 24/09/2012 arası' şeklinde gösterilmesidir.
Gerek savcılık gerekse Daire suç tarihini tam olarak tespit edememiş, sanıkların görevlerinden ayrılmasından yaklaşık 2-3 ay sonraki bir dönemde de hırsızlık olayının gerçekleşme olasılığını suçun sübutuna etkisini değerlendirmemiştir.
Daire, sadece gerekçede sanıkların görevden ayrılma tarihine kadarki dönemde emanet deposundaki eksikliği gidermemelerinin suçun sübutuna vücut vereceğini, neticenin daha sonraki bir dönemde gerçekleşmiş olması ihtimalinin de sonuca etkili olmadığını değerlendirmiştir.
Oysa, gerçek ihmali suçlarda belli şekilde davranma yükümlülüğü ilgili kanuni tanımda yer aldığı için hareketin yapılmaması suçun oluşması için yeterli olmakla birlikte; gerçek ihmali suçlardan olan görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçunda, hareket unsurunun gerçekleşmesi yanında, neticenin meydana gelmesi de suçun unsuru olarak düzenlenmiştir. Kanunda aranan bu sonuçların kamu görevlisinin davranışından kaynaklanması; daha açık bir ifadeyle kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı davranışı ile belirtilen neticeler arasında nedensellik bağının bulunması gerekir.
Somut olayda ise; hırsızlık olayının görev yaptıkları sırada gerçekleştiği tam olarak tespit edilemeyen sanıkların tayinlerinin çıkması üzerine görev yerlerinden ayrılmalarından sonra, başka başsavcı vekili ve savcının sorumluluğunun devreye girmesi nedeniyle, hareketsizlikleri ile netice arasında illiyet bağı kesilen sanıklar ... ve ...’nın üzerlerine atılı görevi ihmal suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği" görüşüyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle,
Karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 11.07.2018 tarihli ve 9-16 sayılı sanıklar hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin ONANMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.11.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
...