"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 610-813
Sanık ...’in hakaret suçundan TCK’nın 125/1 ve 53. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Bodrum (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 24.09.2013 tarihli ve 7-633 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.09.2017 tarih ve 53453-19383 sayı ile;
“02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 125/1-4 kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece 20.12.2017 tarih ve 610-813 sayı ile bozma kararına direnilerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2018 tarihli ve 30312 sayılı "Ret - Bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca Yargıtay 18. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 05.10.2018 tarih ve 3823-16582 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın tehdit suçundan beraatine ilişkin hüküm Yargıtay 4. Ceza Dairesince düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında hakaret suçundan verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairenin bozma kararından önce de uzlaştırmaya tabi bulunan TCK’nın 125/1-2. maddesi kapsamındaki hakaret suçu bakımından, tarafların usulüne uygun şekilde kendilerine yapılan uzlaştırma teklifini kabul etmemelerinin ardından yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinde yapılan değişikliklerin lehe olduğundan bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan direnme kararına konu hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa’mızın 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, Yerel Mahkeme tarafından CMK'nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel Mahkemece, sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış olup direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan hüküm kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükmün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bodrum 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.12.2017 tarihli ve 610-813 sayılı direnme kararına konu hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.