"İçtihat Metni"
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'un beraatine ilişkin Bilecik Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.04.2011 tarihli ve 53-52 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 17.12.2013 tarih ve 2180-13410 sayı ile;
"...İffetini ortaya koyarak sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir neden bulunmayan mağdurenin olayı sıcağı sıcağına kolluğa başvurarak ihbar etmesiyle başlatılan soruşturma üzerine aşamalardaki özünde istikrarlı anlatımları, bu beyanları destekleyen tanıklar ... ve Seda'nın ifadeleri ile tüm dosya içeriğine göre; olay günü sanığın iş yerinde çalışan mağdurenin iş yerinin mutfak kısmında etleri süzdüğü sırada bir kısım etleri dökmesi üzerine bunu gören sanığın mağdurenin yanına gelerek ona 'Sana bir daha kızıp bağırmayacağım, ama sen de beni memnun edeceksin, bu konuşmalarımız aramızda kalacak, seni kollayacağım, seni sürekli iş yerinde çalıştıracağım.' şeklinde sözler söyleyerek sağ kolunun dirsek kısmını mağdurenin sol göğsüne oval olarak sürtmesi şeklinde sübut bulan olayda, sanığın üzerine atılı cinsel istismar suçundan TCK'nın 103/1 ve 3. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti yerine, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya direnen Yerel Mahkemece 19.11.2014 tarih ve 24-228 sayı ile; sanığın beraatine hükmedilmiş, bu hükmün de katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 21.03.2018 tarih, 5209-2087 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi E. Yüzer;
"Dairemizin bozma kararındaki gibi, iffetini ortaya koyarak sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir neden bulunmayan mağdurenin olayı sıcağı sıcağına kolluğa başvurarak ihbar etmesiyle başlatılan soruşturma üzerine aşamalardaki özünde istikrarlı anlatımları, bu beyanları destekleyen tanıklar ... ve Seda'nın ifadeleri ile tüm dosya içeriğine göre; olay günü sanığın işyerinde çalışan mağdurenin işyerinin mutfak kısmında etleri süzdüğü sırada bir kısım etleri dökmesi üzerine bunu gören sanığın mağdurenin yanına gelerek ona 'Sana bir daha kızıp bağırmayacağım, ama sen de beni memnun edeceksin, bu konuşmalarımız aramızda kalacak, seni kollayacağım, seni sürekli işyerinde çalıştıracağım.' şeklinde sözler söyleyerek sağ kolunun dirsek kısmını mağdurenin sol göğsüne oval olarak sürtmesi şeklinde sübut bulan olayda, sanığın üzerine atılı cinsel istismar suçundan TCK'nın 103/1 ve 3. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti gerektiği ve bu itibarla yerel mahkemenin kararının bozulması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 10.05.2018 tarih ve 424457 sayı ile;
Mağdurenin aşamalardaki anlatımlarının istikrarlı olduğu ve oluşa ilişkin anlatımın Yüksek Dairenin bozma kararında belirttiği şekilde olduğu, tanık ...'nın mağdurenin olayın akabinde olay mahalli olan tantunicide olayın mahiyeti hakkında kendisine beyanda bulunuğunu belirttiği, keza tanık Seda'nın da mağdurenin ağlayarak eve geldiğini, olayı kendisine anlattığında birlikte polise gittiklerini ve mağdurenin şikâyetçi olduğunu ifade ettiği, dosya içindeki tüm anlatımların esasa etkili olacak bir çelişki barındırmadığı incelenen dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mağdurenin anlatımlarına göre, olay günü sanığın iş yerinde çalışan mağdurenin işyerinin mutfak kısmında etleri süzdüğü sırada bir kısım etleri dökmesi üzerine bunu gören sanığın mağdurenin yanına gelerek ona 'Sana bir daha kızıp bağırmayacağım, ama sen de beni memnun edeceksin, bu konuşmalarımız aramızda kalacak, seni kollayacağım, seni sürekli iş yerinde çalıştıracağım.' şeklinde sözler söyleyerek sağ kolunun dirsek kısmını mağdurenin sol göğsüne sürtmesi şeklinde gerçekleşen olayda, mağdurenin sanığa tepki göstermesinden sonra mağdureyi yanına çağıran sanığın mağdurenin işine son verdiği, mağdurenin olayın akabinde üzgün bir şekilde tanık ... ve Seda'ya ayrı ayrı olaydan bahsettiği, mağdurenin olayın sıcaklığı ile kolluğa başvurduğu gözetildiğinde, iffetini ortaya koyacak derecede bir neden bulunmayan mağdurenin anlatımlarına itibar edilerek sanığın cezalandırılması gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 30.10.2018 tarih ve 5007-6345 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
16.02.1995 doğumlu olan katılan mağdure ...’in olay tarihinde sanık ...’a ait tantuni dükkânında çalıştığı (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure ...’den "mağdure" olarak söz edilecektir.),
Mağdurenin 06.02.2011 tarihinde saat 00.15 sıralarında Ertuğrulgazi Polis Merkezi Amirliğine müracaat ederek sanık hakkında şikâyetçi olduğunu bildirdiği ve soruşturmanın başladığı,
06.02.2011 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre; olay yerinin Doyuran Tantuni isimli iş yeri olduğunun, girişe göre sağ tarafta tantuni ve benzeri yiyeceklerin servis edildiğinin, girişe göre sol tarafınd masa ve sandalyelerin bulunduğunun, girişin karşısında sola dönüşte dar bir mutfağın olduğunun ve yiyeceklerin bu mutfakta hazırlandığının, mutfağın karşısında bir lavabonun bulunduğunun, iddia edilen olayın mutfakta gerçekleştiğinin tespit edildiği,
06.02.2011 tarihinde Bilecik Söğüt Devlet Hastanesi tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; yapılan fizik muayenesinde sol göğüs bölgesinde ve vücudunun diğer yerlerinde tacize ait herhangi bir bulgunun saptanmadığı, darp ve cebir izine rastlanılmadığı,
10.02.2011 tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı tarafından mağdure hakkında düzenlenen raporda; psikiyatrik öyküsünde; cinsel saldırı sonrasında uykuya dalmakta güçlük çekme, uyku bölünmeleri, sık sık olayla ilgili anların gözünün önüne gelmesi, korku-endişe duyma, çarpıntı, nefes darlığı, neşesizlik, isteksizlik, hayattan zevk alamama gibi şikâyetlerin geliştiğinin tespit edildiği, ruhsal durum muayenesinde; genel görünümü, kendine bakımı iyi, konuşmasının açık, anlaşılır, amaca uygun olduğu, göz teması kurulduğu, duygulanımın kaygılı, bilişsel yetilerinin tam, algı sapmasının olmadığı, düşünce içeriğinde flashbeckler, depresif ve anksiyöz düşünceleri mevcut olduğu, dışa vuran davranışında psikomotor huzursuzluğunun bulunduğu, alınan öykü, yapılan ruhsal durum muayenesi sonucunda mağdurede "akut stres bozukluğu" geliştiği ve ruh sağlığının bozulduğu tıbbi kanaatine varıldığı,
19.02.2014 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağdurenin olayı "İlk işimdi orası, annemin parasını karşılamak için işe başlamıştım, ilk bir ay normaldi, ikinci ayda arkamdan geçmeye başladı, omzuma dolanıp temas kururuyordu, alıştırmaya çalışıyor gibiydi, et hazırlarken geldi tezgaha, dirseği ile mememe dokundu, 'Seni rahat ettiririm, para işlerine bakar, iş yapmazsın.' dedi, biliyordu annem için çalıştığımı, bu durumdan istifade etmeye çalıştı, eti alıp işten çıktım, yengeme gittim, ilk zamanlar hiç güvenim kalmadı, babama bile güvenemedim, şimdi bile kimseye güvenmiyorum, çalıştığım ortamlara katılmıyorum, hiç kimseyle konuşmuyorum, onlar gelince konuşmayı kesip yerime geçiyorum, bira ara nişanlandım, nişanlım elimi tutmak istedi, tutturmayınca nişanı attı, zor günler geçirdim, elimi tutmak isteyince olay aklıma geliyordu, kendimi çekiyordum, canım istemiyordu, babam yaşındaki adamın böyle davranışlar yapıp alıştırmaya çalışması en son noktada kafamda birleştirince niyetini anladım, ileride bayağı zaman geçince evlilik düşünüyorum, erkeklere pek tahammülüm yok, bir şey sorarlarsa çabuk sinirleniyorum." şeklinde anlattığı, yapılan muayene ve dava dosyasının tetkiki sonucunda mağdurede, 05.02.2011 tarihinde mağduresi bulunduğu olaydan kaynaklanmış hafif anksiyete belirtileri tespit edildiği, tespit edilen bu psikiyatrik tablonun ruh sağlığını etkilediği ancak ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... Kollukta; yaklaşık bir aydır sanığa ait Doyuran Tantuni isimli iş yerinde çalıştığını, 05.02.2011 tarihinde akşam saatlerinde iş yerinin mutfak kısmına tavuk etinden yapılmış tantuniyi süzmeye gittiğini, sanığın mutfağa gelerek süzerken yere dökülen etleri gördüğünü ve kendisine "Sana bir şey söyleyeceğim." dediğini, ne olduğunu sorması üzerine "Sana bir daha kızıp bağırmayacağım. Sen beni memnun edeceksin. Bu aramızda kalacak ve kimse duymayacak. Ben seni sürekli bu iş yerinde çalıştıracağım." diyerek dirseğiyle kendisinin sağ göğsüne dokunduğunu, sanığa "Ne yapıyorsun?" şeklinde sözlerle kızıp tepki gösterdiğini, sanığın da mutfaktan çıkarak aynı iş yerinde çalışan tanık...’a, etleri yere döktüğünü söyleyip kendisine işi öğretmesini söylediğini, sonrasında da sanığın, kendisine işten çıkarttığını bildirdiğini, saat 21.15 sıralarında iş yerinden ayrıldığını, bu durumun kendisini çok üzdüğünü ve ağlayarak eve gittiğini, 06.02.2011 tarihinde saat 00.15 sıralarında tanık ...'le birlikte polis merkezine gittiğini, dirseğiyle göğsüne dokunarak kendisine cinsel istismarda bulunan sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Savcılıkta; yaklaşık bir aydır sanığa ait Doyuran Tantuni isimli iş yerinde bulaşıkçı, temizlikçi, garson olarak her türlü işi yaptığını, 05.02.2011 tarihinde akşam saatlerinde tavuk etinden yapılmış tantuniyi suda süzmek için mutfağa gittiğini, sanığın da mutfağa girerek süzme işlemi sırasında yere dökülen etleri gördüğünü, kendisine "Sana bir şey söyleyeceğim ama aramızda kalsın." dediğini, "Bana ne söyleyeceksin?" diye sorması üzerine sanığın "Sana bir daha kızıp bağırmayacağım ama sen de beni memnun edeceksin, Bu konuştuklarımız da aramızda kalacak ve kimse duymayacak. Ben seni kollayacağım. Seni sürekli bu iş yerinde çalıştıracağım." şeklinde sözlerle cevap verdiğini, bu sırada kendisinin bir taraftan tavuk etini süzmekle uğraştığını, bir taraftan da sanığı dinlediğini, sol tarafında bulunan sanığın aniden sağ dirseğini kendisinin sol göğsüne sürtmeye başladığını, irkilerek sanığa "Sen ne yapıyorsun?" diyerek bağırdığını, sanığın da mutfaktan çıktığını, olayların yaşandığı esnada iş yeri çalışanlarından tanık ...’ın mutfağın açıldığı iş yerinin salonunda sosis doğradığını, ayrıca aynı iş yerinde çalışan tanık ...’in de kasada bulunduğunu, sanığın mutfaktan çıktıktan sonra Nuran'ın yanına giderek ona "Hatice işi bilmiyor. Etleri yere döküyor. Sen bu kıza bu işi öğret." dediğini, Nuran’ın da mutfağa gelerek kendisine tavuk eti süzme işini göstermeye çalıştığını, bir süre sonra da paydos ederek iş yerinden ayrıldığını, akabinde sanığın, "Sana ben izin vereceğim." dediğini, sanığa "Ben izin istemiyorum. Çalışmaya ihtiyacım var." biçiminde sözler söylemesi üzerine sanığın bu defa "Seninle açık konuşayım. Aslında ben seni işten çıkarmak niyetindeyim. Seni işten çıkarıyorum." dediğini ve kasada duran Deniz’in yanına gittiğini, o sırada tanık ... Ay’ın iş yerine geldiğini, kendisinin de işten çıkarılmanın vermiş olduğu üzüntüyle ağlamaya başladığını, sanığın, kendisine yönelik cinsel hareketini ve sanıkla olan konuşmalarını iş yerinde bulunan ...’ya anlattıktan sonra ağlayarak iş yerinden ayrıldığını, evde akrabası olan tanık ...'e başına gelenleri anlattıktan sonra 06.02.2011 tarihinde saat 00.15 sıralarında ilçe emniyet amirliğine ...yla birlikte giderek şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; sanığın, kendisi hakkında beceriksiz olduğuna dair yaptığı savunmayı kabul etmediğini, daha önce de restoranlarda çalıştığını, kesinlikle tabak, çanak kırmadığını, olay günü mutfakta küçük biçimde doğranmış tavuk etlerini süzgeçle yıkarken süzgeci musluğun altında sağa sola doğru salladığını ve bu arada süzgecin içinden birkaç tane tavuk parçasının lavaboya düştüğünü, sanığın, kendisinin sol tarafından yanına gelerek yüzünü, boyun kısmına yaklaştırdığını ve ağzını, kendisinin kulağına yanaştırıp "Sana bir şey diyeceğim." dediğini, akabinde sağ kolunun dirsek kısmını kendisinin sol göğsüne değdirerek oval hareketlerle sürtündüğünü, hemen geri çekildiğini, sanığın ise kendisine "Beni memnun et. Erkek arkadaşlarına nasıl davranıyorsun bana da aynı hareketleri yap. Sana para veririm. Seni bu iş yerinde önemli yere getiririm. Diğerleri sana emir veremez." şeklinde sözler söylediğini, "Sen ne diyorsun ya?" diye bağırması üzerine sanığın, yanından uzaklaştığını, dükkânın salon kısmında bulunan tanık ...’ın bağırma seslerini duyarak mutfağa geldiğini ve "Ne oluyor?" diye sorduğunu, Nuran’a sanığın yaptıklarını anlatmadığını, sadece tavukları süzerken düşürdüğünü ve sanığın da bağırdığını söylediğini, Nuran’ın, kendisine "Kızım biraz daha dikkatli ol. Tavukları yavaş yıka. Düşürme." demesinden sonra hep beraber mutfaktan çıktıklarını, olayın gerçekleştiği sırada lokantada müşteri olmadığını, iş yerinden çıkmak üzereyken sobanın yanında oturan tanık ... Ay’ı gördüğünü ve ona sanığın yaptıklarını anlattığını, hatta ...’ya "İş yerini dağıtacağım. Çok sinirliyim." şeklinde sözler söylediğini, ...’nın da sakin olmasını, haklıyken haksız duruma düşebileceğini kendisine tembihlediğini, iş yerinden ayrılırken de sanığın kapris yaparak yevmiyesini verdiğini, iş yerinden çıktığında çok sinirli olduğunu, bir süre ağlayarak dolaştığını, ağabeyine haber verip vermeme hususunda tereddüt yaşadığını çünkü ağabeyinin daha önce ablasına yönelik bir tecavüz olayı nedeniyle cinayet işlemiş olduğunu, tanık ...’e giderek durumu anlattığını, Seda'yla karakola gittiklerini, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Rehber öğretmen bilirkişi beyanında; mağdurenin yaşıyla uyumlu, normal bir şekilde beyanda bulunduğunu, ifadesinde tutarlılık mevcut olduğunu,
Tanık ... Kollukta; sanığa ait iş yerinde yaklaşık 4 gündür çalıştığını, sanığın dirseğiyle mağdurenin göğsüne dokunduğunu görmediğini ve mağdureye "Beni memnun et. Konuştuklarımız aramızda kalsın." gibi sözler söylediğini duymadığını, 05.02.2011 tarihinde mağdurenin mutfakta tavuk etlerini süzerken tavukları yere döktüğünü, bunu gören sanığın, kendisine "Hatice yine etleri yere dökmüş. Git, ona iş öğret." dediğini ancak mutfağa girmediğini, mağdureye işi öğrettikten sonra saat 20.00 sıralarında iş yerinden çıkarak evine gittiğini, o sırada mağdurenin hâlen iş yerinde olduğunu,
Savcılıkta; 05.02.2011 tarihinde saat 19.00 sıralarında dükkânın salonunda bulunan tezgahta sosis doğrarken mağdurenin, yanına gelerek tavuk eti parçalarıyla dolu olan tencereyi aldığını, süzmek için salonun hemen yanında bulunan ve kapısı olmayan mutfağa götürdüğünü, mağdurenin tenceredeki etleri süzmeye çalışırken etlerin bir kısmını yere döktüğünü gördüğünü, yanına giderek şakayla karışık bir hâlde "Hatice yine mi etleri döktün?" dediğini, mağdurenin de "Yok abla dökmedim." diyerek cevap verdiğini ancak bir taraftan da yere düşen etleri toplamakta olduğunu, bu konuşmadan sonra sosis kestiği tezgaha geri döndüğünü, bulunduğu yerden mutfağın içini rahatlıkla görebildiğini, sanığın mutfağın içine girmeksizin mutfağa baktıktan sonra kendisine "Nuran görüyor musun? Hatice etleri yine yere dökmüş." dediğini, sanığın yanına giderek mutfağın içine doğru baktığında mağdurenin tavuk etlerini toplayarak tencerenin içine koymuş olduğunu gördüğünü, sanığın, kendisine "Sen Hatice'yi takip et. Ona işi öğret. Etleri sürekli döküyor." dedikten sonra salonda bulunan sobanın yanına gidip oturduğunu, konuşmalar sırasında dükkânda mağdure, sanık ve kendisinin bulunduğunu, tanık ...’in dükkânda kasanın başında olup olmadığını hatırlamadığını, kendisinin de tezgahta sosis doğrama işine devam ettiğini, mutfakta bulunan mağdurenin yanına giderek ona tavuk eti süzme işini göstermeye çalışmadığını, aynı gün akşam saat 20.00'de sanıktan izin alarak iş yerinden ayrıldığını, kendisi dükkândan çıkarken tanık ... Ay’ın da iş yerine geldiğini gördüğünü, ertesi sabah iş yerine gittiğinde olayı öğrendiğini, olay günü mağdure mutfakta çalışırken sanığın mutfağa hiç girmediğini, mutfağın dışında durduğunu, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; savcılıkta verdiği ifadenin doğru olduğunu,
Mahkemede; mağdureyle birlikte olay günü itibarıyla toplam üç gün aynı iş yerinde çalıştıklarını, bu süre içinde sanığın mağdureye birkaç kez "İşi yapamıyorsun. Bak seni çıkaracağım." şeklinde sözler söylediğine tanık olduğunu, olay günü saat 19.00 sıralarında tezgah kısmında sosis doğrarken mağdurenin tavukları yıkamak için mutfağa geçtiğini, sanığın, kendisine "Bak Hatice yine tavukları dökmüş. Şuna tekrar bak." demesi üzerine mutfağa mağdurenin yanına gittiğini ve mağdureye "Hatice tavukları dökmüşsün. Dikkatli ol." dediğini, mağdurenin tavuk etini döktüğünü kabul etmediğini, kendisinin de dökülen tavukları mağdureye gösterdiğini, o sırada mağdurede asabiyet, moral bozukluğu gibi bir durumun olmadığını, mağdureyle konuşurken sanığın, yanlarında olmadığını, sonra tekrar sosis doğramaya gittiğini ve bu işi bitirdikten sonra mağdureden önce iş yerinden ayrıldığını, iş yerinden ayrılırken dükkâna tanık ... Ay’ın geldiğini, olay günü mağdurenin, kendisine iddia edilen cinsel eylemle ilgili hiçbir şey anlatmadığını, mutfağa mağdurenin bağırma sesini duymadan, sanığın söylemesi üzerine gittiğini, mutfağa girdiğinde mağdurenin tavukları sudan geçirmekte olduğunu ve kendisinin yüzüne bakmadığını, bu nedenle mağdurenin yüz hâlini hatırlamadığını, zaten mutfağa girip çıkmasının da çok kısa sürdüğünü, iş yerinden olay gününden bir gün sonra yapılan şikâyet nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını,
Tanık ... Savcılıkta; yaklaşık 1 aydır sanığa ait Doyuran Tantuni isimli iş yerinde çalıştığını, kasada tahsilat yaptığını ve telefonla gelen siparişleri organize ettiğini, mağdurenin de yaklaşık 1 aydır bu iş yerinde bulaşıkçılık, masa temizliği gibi işler yaptığını, 05.02.2011 tarihinde saat 19.00 sıralarında kendisinin kasada bulunduğu sırada dükkânda sanık, tanık ... ve mağdurenin olduklarını, mağdurenin mutfakta tencerede bulunan tavuk etlerini süzme işiyle uğraştığını, Nuran’ın kasanın yanında bulunan tezgahta sosis doğradığını, sanığın da dükkânda bulunan sobanın başında oturmakta olduğunu, olay günü çok sayıda sipariş geldiğini ve tüm dikkatini bu siparişleri organize etme işine verdiğini, bu nedenle sanığın dükkânın mutfak kısmına girip girmediğini, Nuran’la konuşup konuşmadıklarını bilmediğini, akşam saat 20.00 sıralarında işlerin bir miktar azaldığını, Nuran’ın sanıktan izin alarak iş yerinden ayrıldığı sırada zaman zaman yardıma gelen tanık ... Ay’ın dükkâna girdiğini, sanıkla ...’nın sobanın başında oturduklarını, mağdurenin ise hâlen mutfakta olduğunu, o sırada sanığın "Hatice kızım yanıma gelir misin?" diyerek mağdureyi yanına çağırdığını, mağdureyle sanığın ne konuştuklarını duymadığını ancak sanığın bir süre sonra yanına gelerek kendisine "Hatice işi yapamıyor. Onu işten çıkardım. İşine son verdim." dediğini, daha sonra ağlayarak kendisine doğru gelen mağdureye ne olduğunu sorduğunu ancak mağdurenin cevap vermediğini, montunu alarak dükkândan çıktığını, bir süre daha iş yerinde çalıştıktan sonra paydos ederek kendisinin de iş yerinden ayrıldığını, olay günü sanığın mutfağa girdiğini, mağdureye bir şeyler söylediğini ve dirseğini mağdurenin göğsüne sürttüğünü görmediğini, sanığın böyle bir hareket yapacağını da düşünmediğini çünkü mağdureye sürekli "Kızım." diyerek hitap ettiğini, mağdureyle laubali bir şekilde konuştuğuna da tanık olmadığını, sanığın iş yerinde çalışanlara karşı mesafeli davrandığını, dükkânda çalıştığı yaklaşık 1 aylık sürede mağdurenin dükkânın mutfak kısmında dükkâna müşteri olarak gelen yabancı erkeklerle dudak dudağa öpüştüğünü çok kez gördüğünü ve hatta bir defasında bu durumu sanıkla da paylaştığını, sanığın da mağdureyi uyardığını,
Önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak Mahkemede; olaydan bir iki gün önce uzaktan akrabası olan Muhammet Gürbaş isimli şahsın, kendisine lokantada mağdureyi lokantaya gelen askerlerle öpüşürken gördüğünü söylediğini, kendisinin bu durumu sanığa olay adli makamlara intikal ettikten sonra söylediğini ancak mağdureyi başkasıyla öpüşürken ya da uygunsuz bir tutum ve davranış içinde bizzat görmediğini, bu olaydan önce sanığa ait iş yerinde çalışırken mağdurenin, kendisiyle yakınlaştığını, bunu sanığa anlattığını, sanığın da bu tür olayların iş yerinde olamayacağını söylemesi üzerine mağdurenin yakınlaşmasına karşılık vermediğini, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; Savcılık beyanında mağdureyi mutfak kısmında müşterilerle öpüşürken gördüğü yazılı ise de bu şekilde beyanda bulunmadığını, mağdureyi bu şekilde görmediğini,
Tanık ... Ay Savcılıkta; 05.02.2011 tarihinde akşam saatlerinde sanığın, kendisini telefonla arayarak dükkânda yardıma ihtiyacı olduğunu söylediğini, bunun üzerine saat 20.00 sıralarında dükkâna gittiğini, o sırada iş yeri çalışanlarından tanık ...’ın da dışarı çıktığını, dükkânda sanık, tanık ... ile mağdurenin bulunduğunu, mağdurenin ekmek arası bir şeyler hazırladığını, siparişleri hazırlamak için yaklaşık yarım saat çalıştıktan sonra bir çay molası verildiğini, mola sırasında mağdurenin, sanıkla kendisinin bulundukları yere geldiğini ve sanığa "Ağabey ben çıkabilir miyim?" diye sorduğunu, sanığın da "Kızım bir dakika. Bugün sen etleri yere döktün. Bunu sürekli yapıyorsun. Ayrıca sipariş numaralarını karıştırıyorsun. Senin yüzünden müşterilerimden oldum. Seni işten çıkarıyorum. Yapabileceğim bir şey yok kızım." dediğini, mağdurenin bu sözler üzerine ağlamaya başladığını ve sanığa "Ağabey beni işten çıkarma. Paraya ihtiyacım var. Bu işe çok ihtiyacım var." dediğini ancak sanığın mağdureye "Kızım yapabileceğim bir şey yok." şeklinde sözler söylediğini, teselli etmek ve konuşmak amacıyla mağdurenin yanına gittiğini, bu sırada mağdurenin, kendisine "Abla patronum Muharrem bana dirseğini mememe sürtmek suretiyle tacizde bulundu." dediğini, mağdureye "Kızım senin yanlışın var. Muharrem'in böyle bir şey yapacağını sanmıyorum." diyerek cevap verdiğini, mağdurenin, kendisine "Abla ben gidiyorum." dedikten sonra montunu da alarak dükkândan çıktığını, konuşmalar yaşandığı sırada Deniz’in dükkândaki kasanın başında bulunduğunu,
Mahkemede; oğlu Sinan Ay'ın sanığa ait lokantada çalıştığını ve olay günü oğlunun izinli olduğunu, kendisi içeri girerken tanık ...’ın da iş yerinden çıktığını, içeri girdiğinde bir süre sanıkla sohbet ettiklerini, bu sohbet sırasında sanığın, kendisine mağdurenin işi beceremediğini, mağdureyi göndereceğini ancak durumuna acıdığını söylediğini, bir müddet sonra mağdurenin, bulundukları yere geldiğini ve sanığın mağdureye onu işten çıkaracağını ifade ettiğini, sanığın, mağdurenin ve kendisinin yaklaşık yarım saat oturduklarını, mağdurenin de işe ihtiyacı olduğunu anlattığını, konuşma sırasında gelen telefon araması üzerine sanık sipariş alırken kendisinin mağdureye bu iş yerinden ayrılabileceğini, bu iş yerinde nasibinin bu kadar olduğunu, başka yerde iş bulması için yardımcı olacağını söylediğini ve bu nedenle mağdurenin telefon numarasını aldığını, o anda mağdurenin de, kendisine o gün mutfakta bulundukları sırada sanığın dirseğini kendisinin göğsüne sürttüğünü aktardığını, mağdureye "Kızım madem bu tür iddia var niçin burada çalışmak istiyorsun?" diye sorduğunu, mağdurenin de "İş yerinden ayrılırsam ağabeyime durumu izah edemem. Beni döver. Bu nedenle iş yerinde çalışmak istiyorum." dedikten sonra ağlayarak iş yerinden çıktığını, mağdurenin moralinin bozuk ve biraz da sinirli olduğunu, bu konuşmalar sırasında mağdureyle yalnız olduklarını,
Tanık ... aşamalarda; 05.02.2011 tarihinde saat 23.30 sıralarında akrabası olan mağdurenin eve geldiğinde ağladığını gördüğünü, mağdureye ne olduğunu sorduğunda mağdurenin "Seda abla, patronum olan ... bu akşam ben tantuni dükkânında mutfakta çalışırken yanıma geldi. Kolunun dirseğini benim mememe sürttürdü. Bana bu şekilde cinsel harekette bulundu. Sonra da bir kabahatim varmış gibi beni işten çıkardı." dediğini, kendisinin de mağdureye sanığın yaptığı bu hareketin suç teşkil ettiğini ve dilerse emniyete bildirebileceğini söylediğini, mağdureyle beraber 06.02.2011 tarihinde saat 00:15 sıralarında ilçe emniyet amirliğine gittiklerini ve mağdurenin başına gelen olayı görevlilere anlattığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; Doyuran Tantuni isimli dükkânın sahibi ve işletmecisi olduğunu, mağdurenin yaklaşık 1 aydır kendisinin dükkânında çalıştığını, 05.02.2011 tarihinde saat 16.00-16.30 sıralarında mağdurenin, tavuk etini süzerken yere döktüğünü gördüğünü, ses tonunu yükselterek mağdureye "Elinden hiçbir iş gelmiyor. Böyle olmuyor artık. Bugün yollarımızı ayıralım." diye söylendiğini, diğer çalışan tanık ...’a da "Hatice tavuk etini yere dökmüş. Git ona işi göster ve etleri toparlayın." dediğini, Nuran’ın mağdurenin yanına giderek işin nasıl yapılacağını tarif ettiğini, bu esnada kendisinin dışarı çıktığını, tekrar baktığında mağdurenin etleri süzme işini beceremediğini gördüğünü, mağdureye tekrar kızarak elindekileri aldığını ve yıkadığını, saat 19.30 sıralarında mesaisi biten mağdureye "Böyle olmuyor. Ben sana laf söylediğimde üzülüyorum. Sen de üzülüyorsun." diyerek mağdureyi işten çıkarttığını, o esnada mağdurenin özür dileyerek bir daha tekrarlanmayacağını söylediğini, "Bu kaçıncı?" diyerek mağdureyi affetmediğini ve işten çıkarttığını, mağdurenin iddialarının doğru olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini, mağdureyi işten çıkarttığı için böyle bir iftirayla karşılaştığını,
Önceki beyanına ek olarak Savcılıkta; olay günü saat 20.00 sıralarında tanık ...'ın mesaisinin bittiğini ve dükkândan çıktığını, o sırada iş yerine tanık ... Ay’ın geldiğini, ...’yla beraber sobanın başında oturdukları sırada mağdurenin de yanlarına gelerek kendileriyle beraber oturduğunu, mağdureye "Kızım sen bu işi beceremiyorsun. Bu işi yapamayacaksın. Ben seni işten çıkarmayı düşünüyorum. Yarın gelme." dediğini, mağdurenin de "Ustam özür dilerim. İşe ihtiyacım var. Ben işten çıkarsam evdekilere ne derim?" diyerek ağlamaya başladığını, o sırada ...’nın mağdureye "Üzülme kızım, ben sana yeni bir iş bulurum." şeklinde sözler söylediğini, sipariş telefonları gelmesi nedeniyle kasada oturan tanık ...'in yanına gittiğini, yalnız kalan ... ile mağdurenin aralarında bir şeyler konuştuklarını ve saat 21.00 sıralarında mağdurenin montunu alarak iş yerinden çıktığını, çıkarken mağdureye günlük yevmiyesini de verdiğini, olay günü mutfak içinde dirseğini mağdurenin göğsüne sürtmek suretiyle cinsel harekette bulunduğuna dair iddianın doğru olmadığını, sahibi olduğu iş yerinde yaklaşık 1 aydır çalışan Deniz’in, kendisine mağdureyi mutfakta dükkâna müşteri olarak gelen yabancı erkeklerle öpüşürken gördüğünü söylediğini, bunun üzerine kendisinin de mağdureyi iş yerinde bu tür hareketler yapmaması için uyardığını, mağdureyi işten çıkarması nedeniyle hakkında böyle bir isnatta bulunduğunu düşündüğünü,
Mahkemede; mağdurenin olay tarihinden 15 gün önce iş yerinde çalışmaya başladığını, işin üstesinden gelemeyeceğini fark ettiğini ancak ailevi durumundan dolayı mağdureye acıdığı için onu hemen işten çıkarmadığını, bir hafta izin verdiğini, bir hafta sonra iş yerinde çalışan tanık ...’ın yarıyıl tatili için İstanbul'a gitmesi nedeniyle mağdureyi tekrar işe aldığını ancak mağdurenin yine işte başarılı olmadığını, tavukları, etleri yere döktüğünü, bardakları kırdığını, olay günü mağdurenin, ufak biçimde kesilmiş tavuk etlerini mutfakta yıkadığı esnada tavukların döküldüğünü gördüğünü, tavuk etlerinin içinde bulunduğu kevgiri alarak nasıl yıkanacağını mağdureye gösterdiğini, o anda mağdurenin, kendisinin yanında olduğunu, sonradan kevgiri mağdureye verip mutfaktan dışarı çıktığını, Nuran'a da mağdureyi kastederek "Tavukları dökmüş. Şuna işi öğret." dediğini, Nuran’ın kıyılmış tavukların yere döküldüğünü görünce kendisine hak verdiğini, olay günü iş yerinde tanıklar ..., ... Ay ve Nuran’ın çalıştıklarını, mesai bitiminde saat 20.30 sıralarında ... ile sobanın yanında otururken mağdureyi, yanına çağırdığını ve doğrudan işten çıkarma yerine işlerin durgun olduğunu anlatarak gelmemesini söylediğini, mağdurenin ise "Niye bana izin veriyorsun? İşe ihtiyacım var. Ben eve ne diyeceğim? Ağabeyim beni döver." şeklinde beyanda bulunarak iş yerinden çıktığını, ...’nın da, ağladığını görünce mağdureyi teselli etmeye başladığını, iddiaları kabul etmediğini,
Savunmuştur.
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mağdurenin olaydan önce yaklaşık bir ay süreyle sanığa ait tantuni dükkânında çalıştığı, 05.02.2011 tarihinde gerçekleştiğini iddia ettiği olayla ilgili olarak 06.02.2011 tarihinde saat 00.15 sıralarında adli makamlara müracaat ederek sanık hakkında şikâyetçi olduğunu bildirdiği ve böylelikle soruşturmanın başladığı, mağdurenin aşamalarda olay günü dükkânın mutfak bölümünde tavuk etlerini süzdüğü sırada bir kısım tavuk etlerinin lavaboya döküldüğünü, bu durumu gören sanığın, yanına gelerek kendisine "Sana bir daha kızıp bağırmayacağım. Sen beni memnun edeceksin. Bu aramızda kalacak ve kimse duymayacak. Ben seni sürekli bu iş yerinde çalıştıracağım." dedikten sonra dirseğiyle kendisinin göğsüne dokunduğunu, kızarak tepki göstermesi üzerine sanığın mutfaktan ayrıldığını ve aynı gün akşam saatlerinde işi yapma konusundaki beceriksizliğinden söz ederek kendisini işten çıkardığını bildirdiğini, sanığın cinsel istismarını olaydan sonra iş yerine gelen tanık ... Ay ile de paylaştığını ve saat 21.30 sıralarında dükkândan ayrıldığını iddia ettiği, sanığın ise olay günü süzgeçten dökülen tavuk etlerini görerek mağdureyi uyardığını, hatta mağdureye işi öğretmesi konusunda tanık ...’tan ricada bulunduğunu ancak mağdurenin beceriksizliğinin devam etmesi sonucu aynı gün işten ayrılmasını istediğini mağdureye söylediğini, mağdurenin ise işten çıkmak istemediğini, işe ihtiyacı olduğunu, bu durumu ailesine izah edemeyeceğini söyleyerek ağlamaya başladığını, ...'yla bir süre sohbet ettiklerini ve sonrasında da mağdurenin iş yerinden ayrıldığını, işten çıkarılmayı kabullenemeyen mağdurenin bu şekilde bir suç isnadında bulunduğunu savunduğu anlaşılan olayda;
Mağdurenin olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına Kollukta alınan ilk beyanında olay sırasında sanığın, kendisinin sağ göğsüne temas ettiğini belirtmesine rağmen aşamalarda sanığın sağ dirseğiyle kendisinin sol göğsüne oval hareketlerle dokunduğunu bildirmesi, Mahkemede alınan beyanında olaydan sonra bağırarak tepki verdiğini ve bu seslerini duyan tanık ...’ın mutfağa geldiğini ifade etmesine rağmen Nuran’ın sanığın, kendisine mağdureye işi öğretmesi hususunda ricada bulunması sonucu mutfağa geldiğini, mağdurenin bağırma seslerini duymadığını söyleyerek mağdurenin anlatımlarını doğrulamaması, olay sırasında iş yerinde bulunan tanıklar ... ile Nuran’ın sanığın iddia edilen eylemi gerçekleştirdiğine ve sözleri sarfettiğine dair görgü ve bilgilerinin olmadığını, ayrıca mağdurede olay günü bir asabiyet ya da moral bozukluğu görmediklerini açıkça ifade etmeleri, sanığın cinsel istismarına maruz kaldığını iddia eden mağdurenin, işten ayrılma noktasında direnç göstermesi ve bu işe ihtiyacının olduğunu söyleyerek çalışmaya devam etmek istediğini bildirmesi, mağdurenin maruz kaldığını iddia ettiği cinsel eylemi tanık ... Ay ile işten çıkarıldığının kendisine bildirilmesinden sonra paylaşması, tanık ...’in doğrudan bir görgüsünün bulunmayıp mağdurenin anlattığı kadarıyla olayı bilmesi ve sanığın tüm aşamalarda mağdureye cinsel istismarda bulunmadığına, mağdureyi işten çıkardığı için kendisine iftira attıldığına dair aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte göz önüne alındığında; sanığın mağdureye karşı cinsel istismar eylemini gerçekleştirdiğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun işlendiğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...; "Yüksek Genel Kurulun sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlığın temeli sanığın mağdureye karşı işlediği cinsel istismar suçunun sabit olup olmadığı hususudur.
Mağdurenin aşamalardaki tutarlı anlatımları, özellikle iffetini ortaya koyarak sanığa iftira atmasını gerektirecek herhangi bir neden bulunmayışı, mağdurenin araya herhangi bir fasıla girmeksizin sıcağı sıcağına kolluğa başvurarak olayı ihbar etmesi, mağdure beyanlarını destekleyen tanıklar ... ve ...nın beyanları, mağdurenin beyanında geçen dirsek ile mağdurenin göğsüne oval hareketler şeklinde sürtme eyleminin özelliği ve niteliği gereği genel istismar hareketlerinden ayrışması, bu şekli ile suç ithamının uydurulmuş olma ihtimalinin zayıf olması hususları nazara alındığında olay günü sanığın iş yerinde çalışan mağdurenin iş yerinin mutfak kısmında etleri süzdüğü sırada bazı etleri yere dökmesi üzerine bunu gören sanığın yanına gelerek 'sana bir daha kızıp bağırmayacağım ama sen de beni memnun edeceksin, bu konuşmalarımız aramızda kalacak, seni kollayacağım, seni sürekli iş yerinde çalıştıracağım,' şeklinde sözler söyleyerek sağ kolunun dirsek kısmını mağdurenin sol göğsüne oval olarak sürttüğü, eylemin bu şekliyle sabit olduğu nazara alındığında sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyoruz." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.10.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 19.10.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.