"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Ağır Ceza
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Hükümlü ...'nin hırsızlık suçundan TCK’nın 141/1, 35, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin ... 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.04.2008 tarihli ve 447-521 sayılı hükmün, hükümlü tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 30.05.2012 tarih ve 23834-11368 sayı ile; "Sanığın, hırsızlık yapmak için mağdurun ikametinin balkon kapısını zorlayıp fark edilmesi üzerine olay yerinden kaçtığının anlaşılması karşısında, eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması ile adli sicil kaydına göre hırsızlık suçundan tekerrüre esas hükümlülüğü bulunduğu hâlde hakkında TCK'nın 58/6-7. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." eleştirisiyle TCK'nın 53. maddesinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen hükmün infazı aşamasında, 02.12.2016 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin Yerel Mahkemenin 21.03.2018 tarihli ve 447-521 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2018 tarihli ve 542 sayılı değişik ... kararına yönelik ... Bakanlığının 24.09.2018 tarihli ve 8222 sayılı kanun yararına bozma talebi ve bu talebe istinaden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 01.10.2018 tarihli ve 78899 sayılı ihbarnamede;
"Hükümlünün, hakkında verilen mahkûmiyet kararını temyiz etmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince '...Eylemin TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması... karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.' şeklinde eleştirilerek hükmün düzeltilerek onandığı anlaşılmakla, hükümlünün eylemine ilişkin suç vasfında yanılmanın sonraki hukuksal değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı," gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 15.11.2018 tarih ve 6411-15991 sayı ile;
"Hükümlünün, hırsızlık yapmak için mağdurun ikametinin balkon kapısını zorlayıp fark edilmesi üzerine olay yerinden kaçması şeklinde gerçekleşen olayda, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 30.05.2012 tarihli ve 23834-11368 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hükümlünün eyleminin TCK'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu ve suçun uzlaştırma kapsamı dışında kaldığı anlaşılmakta ise de; hükümlü hakkında kesinleşen hükmün TCK'nın 141. maddesine uyması ve hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alınması karşısında, kesinleşen hükmün Yargıtay denetiminden geçmesi sebebiyle hükümlü bakımından sonradan lehine olacak kanun değişiklikleri bakımından kazanılmış hak teşkil edeceği," nedeniyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26.12.2018 tarih ve 102441 sayı ile; "...Hükümlünün eylemine ilişkin suç vasfında yanılmanın sonraki hukuksal değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı, hükümlünün eylemine uyan TCK'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunun 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi uyarınca uzlaştırma kapsamında olmadığı," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 07.02.2019 tarih ve 17025-1677 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece, hükümlünün TCK'nın 141/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün, aleyhe yönelen temyiz bulunmaması nedeniyle eylemin TCK'nın 142/1-b maddesindeki suça uyduğu eleştirisi ile onanmasına karar verilen dosya kapsamında; doğru nitelendirme hâlinde uzlaştırma kapsamında olmayan suçun, ceza tayini sırasında suç vasfındaki yanılgı sebebiyle sonradan yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun gereğince uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, lehine yapılan hatalı uygulamanın oluşturduğu durumdan faydalanan hükümlünün ayrıca uzlaştırma hükümlerinden de yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının lehe mi yoksa aleyhe mi olduğunun, aleyhe olduğu sonucuna ulaşılması hâlinde süresi içinde itirazda bulunulup bulunulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2007 tarihli ve 9584-5935 sayılı iddianamesi ile hükümlü ...’nin, 11.06.2007 tarihinde gündüz saatlerinde mağdur Fatih Kurun’a ait ikametin balkonuna hırsızlık amacıyla girerek balkon kapısını tornavida ile zorladığı sırada fark edilmesi üzerine olay yerinden kaçtığı ancak kovalamaca sonucu yakalandığından bahisle TCK’nın 142/1-b ve 35. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 17.04.2008 tarih ve 447-521 sayı ile eylemin basit hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek hükümlünün TCK’nın 141/1, 35, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Hükmün, hükümlü tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 30.05.2012 tarih ve 23834-11368 sayı ile hükümlünün eyleminin nitelikli hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde basit hırsızlık suçundan karar verilmesi hususunun aleyhe yönelen temyiz bulunmaması nedeniyle eleştirilerek TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Temyiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen hükmün infazı aşamasında yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik CMK’nın 253. maddesi uyarınca infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin Yerel Mahkemenin 21.03.2018 tarihli ve 447-521 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair ... 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2018 tarihli ve 542 sayılı değişik ... kararına yönelik ... Bakanlığının istem yazıları üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesiyle, doğru nitelendirme hâlinde hükümlünün eylemine uyan TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı suçun uzlaştırma kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu,
Dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 15.11.2018 tarih ve 6411-15991 sayı ile hükümlü hakkında TCK'nın 141. maddesi uyarınca verilerek kesinleşen hükmün, sonradan lehe olacak kanun değişiklikleri bakımından kazanılmış hak teşkil edeceği gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verildiği,
Özel Daire ilamının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 22.11.2018 tarihinde teslim edildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.12.2018 tarih ve 102441 sayı ile itiraz yasa yoluna başvurulduğu,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK'nın olağanüstü kanun yollarının yer aldığı "Altıncı Kitap", "Üçüncü Kısım", "Birinci Bölüm"de 308. maddede;
"(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ceza daireleri kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurabileceği öngörülmüş, ancak sanık lehine itirazlarda süre aranmayacağı kuralı benimsenmiştir. Buna göre, sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde belirlenen aykırılıklarla ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tanınan ve olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz 30 günlük bir süre ile sınırlandırılmış olup bu süre Özel Daire kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten itibaren başlayacaktır. Süre geçtikten sonra sanık aleyhine itiraz yoluna gidilemeyecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, suçun nitelendirilmesindeki yanılmanın, sonraki hukuksal değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı gerekçesine dayalı olarak hükümlünün eylemine uyan nitelikli hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamında bulunmadığı görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurduğu dosya kapsamında;
Hükümlü aleyhine olduğunda şüphe bulunmayan itiraz nedeninin CMK'nın 308. maddesi uyarınca 30 günlük süreye tâbi olduğu, dosya içeriğine göre 23.11.2018 tarihinde başlayan itiraz süresi 24.12.2018 tarihinde sona erdiği hâlde, itiraz kanun yoluna Özel Daire ilamının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinden 32 gün sonra 26.12.2018 tarihinde başvurulduğu anlaşıldığından, 30 günlük kanuni süreden sonra yapılan hükümlü aleyhindeki itiraz nedeninin Ceza Genel Kurulunca görüşülmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile reddine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.