"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanıklar ... ile ...’ın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine ilişkin ... Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.09.2016 tarih ve 132-325 sayılı hükümlere yönelik katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ile katılan tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 09.03.2017 tarih ve 76-547 sayı ile ... Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık ...’nin TCK'nın 102/2, 102/3-d, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis; sanık ...’ın TCK'nın 102/2, 102/3-d, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ile sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 08.01.2018 tarih ve 7872-65 sayı ile; "...Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, olayın intikal şekli ile tüm dosya içeriği nazara alındığında ilk derece mahkemesi tarafından kurulan beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, vaki istinaf başvurusunun kabulü ile hükümlerin kaldırılmasının ardından yapılan yargılamada mevcut sübuta ilişkin deliller ile dosya içeriğinin çelişmesi sonucunu doğuracak şekilde ve 5271 sayılı CMK'nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle mahkûmiyet hükümleri kurulması neticesinde aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi ise 19.03.2018 tarih ve 733-499 sayı ile bozmaya direnerek sanıkların önceki hükümler gibi cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı, katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ile sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2018 tarihli ve 43105 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 04.03.2019 tarih ve 8025-7786 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU İLE ÖN SORUN
Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının, yeni hüküm niteliğinde olmadığı sonucuna ulaşılması durumunda hazır bulunan sanık ... ile sanıklar müdafilerinin esasa ilişkin savunmaları tespit edilmeden ve sanık ...’e son sözü de sorulmadan hükümler kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER
Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, Özel Dairece, "...Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, olayın intikal şekli ile tüm dosya içeriği nazara alındığında ilk derece mahkemesi tarafından kurulan beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği..." isabetsizliğinden bozulmasından sonra Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamada 19.03.2018 tarihli celsede katılan vekilinin bozma ilamına karşı "Müvekkilim dosya yargıtay aşamasında iken sinir krizleri geçirerek ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine götürüldü. Fakat hastaneye o gece yatırılmadı. Hastaneden gönderildikten 1 veya 2 gün sonra da vefat ettiğini öğrendim." şeklinde beyanda bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin ise toplanan bu yeni delile de dayanmak suretiyle "Dosyada bulunan adli raporlara göre mağdure suç tarihinde kadınlara has bir durum olan ay hali içerisindedir. Bu hal içerisinde bulunan bir kadının sanıklar ile rızaya dayalı bir ilişki kurduğunun ileri sürülmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Dosyadaki beyanlardan ve mağdurenin duruşmada sunduğu belgelerden de anlaşılacağı üzere mağdure olay sonrasında büyük psikolojik çöküntü içerine girmiş ve intihara teşebbüs etmiştir. Yine istinaf aşamasında bizzat heyet tarafından görülüp zapta geçildiği üzere mağdurenin saçları yer yer dökülmüştür. Yine dosyanın Yargıtay aşamasında mağdure ... Ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırıldıktan sonra vefat etmiştir. Dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere asıl çelişkili ifadeleri sanıklar vermiştir. Önce cinsel ilişkiyi red eden sanıklar sonradan DNA inceleme sonucu Spermlerin çıkması üzerine ilişkiyi kabul etmelerine rağmen ilişki tarihini ilk beyanda olay tarihinden 3 ay öncesine, savcılıkta 1 ay öncesine, mahkemedeki son beyanlarında ise olaydan 3 gün öncesine kadar getirmişlerdir. Oysa bilimsel gerçeklere göre sperm hücreleri normal şartlarda dış ortamda en fazla 24 saat canlı kalabilmektedirler. Özel durumlarda ise bu süre 2-3 güne kadar çıkmaktadır." ve "Mahkemede önce sanıklar sonra mağdure ifade vermektedir. Bu sebeple mağdureler bazen ilk ifadelerinden farklı olarak sanıkların verdikleri ifadeler üzerine ilk ifadelerine eklemeler yapabilmektediler. Yine olay sonrasında mağdureler travma geçirdiklerinden dolayı ifadelerinde ana hatları aynı olmakla birlikte bazı anlatım eksikleri yapabilmektedirler. Mağdurenin poliste verdiği ifadesi olayın hemen akabinde verilmiş ve yeterli ayrıntıyı taşıyan bir ifadedir. Mahkemede ise mağdure yine ilk ifadesi gibi ana hatları ile olayı anlatmış ayrıntılarda ekleme yapmıştır.Bu eklemeler ise olayın aslı ile ilgili olmayan eklemelerdir." şeklinde Özel Dairenin bozma ilamında yer alan hususları da tartışarak yeni ve değişik gerekçelerle önceki hükümlerde direndiği, ayrıca ilk hükümde katılanın sanıkların zorla ırzına geçtiklerini iddia etmesi, sanıkların da katılanla hiçbir surette cinsel ilişkiye girmediklerini savunmaları karşısında ihtilaf konusunu mağdurenin zorla ırzına geçilip geçilmediği şeklinde belirleyen Bölge Adliye Mahkemesinin direnme hükmünde cinsel ilişkinin dosya kapsamındaki delillere göre sabit olduğundan bahisle uyuşmazlığın gerçekleşen bu ilişkinin sanıkların da belirttikleri gibi katılanın rızasıyla mı yoksa rızasına aykırı olarak mı gerçekleştiği noktasında toplandığını belirttiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Ön Sorun Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
B. Somut Olayda Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Özel Dairece, Bölge Adliye Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükümlerinin, "...Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, olayın intikal şekli ile tüm dosya içeriği nazara alındığında ilk derece mahkemesi tarafından kurulan beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği..." isabetsizliğinden bozulmasından sonra Yargıtay bozma ilamında yer alan hususları da tartışıp toplanan yeni delile dayanılarak yeni ve değişik gerekçeyle hükümler kurulmak suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince verilen karar direnme kararı niteliğinde değildir. Bu yeni hükümlerin doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuca göre diğer ön sorun konusu değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 19.03.2018 tarihli ve 733-499 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden geçerli olarak kapatılmasına ve tüm işlerin Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.