Logo

Ceza Genel Kurulu2022/199 E. 2023/424 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

#########

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

SAYISI : 116-182

KATILAN MAĞDURE : ... (Kurt)

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103/2, 103/3-c, 103/4, 43/1, 61/7 ve 53. maddeleri uyarınca 30 yıl hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun'un 109/2, 109/3, 109/5, 43/1, 61/7 ve 53. maddeleri uyarınca 30 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.10.2018 tarihli ve 378-496 sayılı hükmün, sanık ... müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesince 04.02.2019 tarih ve 3004-141 sayı ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine, anılan kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 23.01.2020 tarih ve 5217-675 sayı ile; "Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunma, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi karşısında, mahkûmiyet kararlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, anılan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise 21.04.2021 tarih ve 116-182 sayı ile; "…Mağdurenin sanığın eylemlerini arkadaşı tanık ...'a da anlattığı, mağdure beyanlarının tanık ... beyanları ile de doğrulandığı, olayın da mağdurenin sanığın eylemlerine dayanamayarak 12.02.2017 tarihinde evden kaçması sonrasında babaannesinin kayıp müracaatında bulunması üzerine 14.02.2017 tarihinde mağdurenin kendiliğinden karakola gelerek teslim olması ve sanığın cinsel istismar eylemleri sonucu travma yaşadığını belirtmesi ve yerleştirildiği kurumda görüştüğü çocuk gelişimcisi ...'e ayrıntılı olarak yaşadıklarını anlatması üzerine ortaya çıktığı, sanığın sorgu aşamasındaki beyanlarında mağdurenin babannesi ile kalmakta iken kendisini arayıp "beni gel al" dediğini, kendisinin de aldığını, ancak yaptığı işten dolayı fazlaca yanında tutmak istemediğini söylediği, bu beyanlardan da anlaşılacağı üzere sanığın zaman zaman mağdurenin beyanları ile örtüşecek şekilde mağdureyi babaannesinin evinden alıp yanında tuttuğu ve mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismar eylemlerinde bulunduğu, sanığın savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı suçtan kurtulmaya yönelik beyanlar olduğu sonucuna varıldığından mağdurenin tanık ... beyanıyla desteklenen tutarlı beyanlarına üstünlük tanındığı," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.

Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2021 tarihli ve 98231 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.01.2022 tarih ve 25500-275 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KONUSU

Sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de müzakere sırasında Ceza Genel Kurulu Başkanınca sanık hakkında eksik araştırmayla hükümlerin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine bu hususun da ayrıca değerlendirilmesi gerekmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Mağdurenin babası olan sanık ile mağdurenin annesinin 1998 yılında boşandığı, 2010 yılında annesinin vefat etmesi üzerine mağdurenin sanık olan babasından ayrı olarak babaannesiyle birlikte yaşamaya başladığı,

Mağdurenin babaannesi ...’ın 14.02.2017 tarihinde mağdure hakkında kayıp müracaatında bulunduğu, aynı tarihte kolluğa başvuran mağdurenin alınan beyanında sanığın eylemlerini anlatarak şikâyetçi olması üzerine soruşturmanın başlatıldığı,

21.02.2017 tarihinde Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; hymenin ince kalınlıkta ve anüler olduğunun, zar üzerinde saat 6 hizasında eski yırtık saptandığının, anal sfinkter tonusunun normal olduğunun, anüs çevresinde çatlaklar görüldüğünün ancak aradan geçen zaman nedeniyle kesin bulgu saptanamayacağının, kronik veya akut livata bulgusu saptanmamakla birlikte anal ilişkinin gerçekleşmiş olabileceğinin, vücuda organ veya sair cisim sokulduğuna dair kesin bulgu saptandığının bildirildiği,

16.02.2017 tarihinde çocuk gelişimcisi tarafından düzenlenen durum değerlendirme raporuna göre; mağdurenin fiziksel ve zihinsel bir geriliğinin bulunmadığı, kendisini ifade edebildiği, iletişime açık ve olgun düşüncelere sahip olduğu,

27.02.2017 tarihinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından mağdure hakkında düzenlenen raporda; cinsel yolla bulaşan hastalık veya gebelik bulunmadığının tespit edildiği,

08.03.2017 tarihinde çocuk psikiyatrisi uzmanı tarafından mağdure hakkında düzenlenen raporda; majör depresif tanı kriterlerini karşıladığının, gerçekleştiği iddia edilen fiilin hukuki anlamını bilebileceğinin ve sonuçlarını algılayabileceğinin, beyanlarını etkileyebilecek nitelikte aktif psikopatolojisinin bulunmadığının mütalaa edildiği,

21.02.2017 tarihinde düzenlenen adli görüşme değerlendirme raporunda; yapılan görüşmede; mağdurenin anlama, kavrama ve kendini ifade etme becerileri açısından bir sorununun olmadığının, sorulan soruları samimi bir şekilde cevaplandırdığının, beden dili ve duygu durumu arasında tutarsızlık olmadığının, gerçekleştiğini iddia ettiği eylemin detaylarını ifade etmekte zorlandığının ve ağladığının belirtildiği,

02.04.2017 tarihinde kolluk tarafından düzenlenen tutanağa göre; mağdurenin amcası ...’ün adres kaydının olmadığı, sanığın adresinin ise Beldibi Mahallesinde yer aldığı, Kültür Mahallesindeki öğretmenevi çevresi araştırıldığında sanığın oturduğu evi bilen bir kişiye rastlamadığı, adresi gösterebileceğini söylemesine karşın mağdurenin yaşının küçük olması ve bulunduğu kurumun adresi bilinmediğinden adres tespiti yaptırılamadığı, olayın gerçekleştiği iddia edilen mağdurenin amcası ...’ün ikametinin ise tespit edilemediği,

Kemer Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.03.2017 tarih ve 584-475 sayı ile; kimlik bilgileri belirlenemeyen şüpheliler ..., ....hakkında mağdureye yönelik reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,

03.05.2018 tarihinde kolluk tarafından düzenlenen araştırma tutanağında; sanığın adresi olduğu belirtilen Baraj Mahallesi 5860. Sokak Argın İnşaat Baraj Sitesinde sanığın oturmadığının tespit edildiği,

13.04.2018 tarihinde kolluk tarafından düzenlenen araştırma tutanağına göre; mağdurenin suç yeri olarak belirttiği öğretmenevi yakınında bulunan evin adresinin tespit edilemediği, mağdurenin çocuk destek merkezinden kaçtığı anlaşıldığından kendisiyle irtibat kurulamadığı, mağdurenin amcası ...’ün hâlen Beldibi Mahallesi 40xx Sokak No:7/x Kemer adresinde ikamet ettiği, 15.02.2018 tarihi itibarıyla kayıt yenilediği,

Anlaşılmaktadır.

Katılan mağdure ... 21.02.2017 tarihinde savcılıkta; babaannesi ve engelli amcasıyla birlikte yaşadığını, annesinin vefat ettiğini, babası olan sanığın kadın pazarlama işiyle uğraştığını ve Antalya'da yaşadığını, anne ve babasının boşandıklarını, ilk olarak velayetinin annesinde olduğunu ancak annesinin ölmesi üzerine velayetinin babasına geçtiğini, on yıldır babaannesi ile birlikte yaşadığını, 8. sınıftan sonra okulu bıraktığını, babaannesi ve özürlü amcasıyla anlaşamadıklarını, babaannesinin, kendisine sürekli küfür ve beddua ettiğini, bu sıkıntılarını arkadaşı olan tanık ...'a anlattığını, eve geç geldiği bir gün babaannesinin krize girip kendisini boğmaya çalıştığını, en son 2 yıl önce babaannesi tarafından dövüldüğünü, 3,5-4 yıl önce tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir gün akşam babasının kendisini telefonla aradığını ve gezeceklerini söylediğini, rızasıyla içki içtiğini, daha önce de sanıkla birlikte içki içtiklerini, o gün rakı içtiğini, olayın öğretmenevi yakınlarında bir evde gerçekleştiğini, evin amcası olan ...'e ait olduğunu bildiğini ve bu evi istenirse gösterebileceğini, evde yalnızca sanık ... kendisinin bulunduğunu, başının dönmesi üzerine tuvalete gittiğini, tuvaletten çıktığında sanığın kendisini yatağa yatırdığını ve üzerine geldiğini, sanığı itmeye çalıştığını ancak daha sonrasını hatırlayamadığını, içkinin etkisiyle uyuyakaldığını, uyandığında sanığın üzerinde sadece iç çamaşırları bulunur bir şekilde yanında yattığını gördüğünü, kendisinin çıplak olduğunu ve çarşafta kan bulunduğunu gördüğünü, tuvalete gidip ağladığını, daha sonra sanığın kendisini yanına çağırarak; "Sakın kimseye söyleme. Böyle bir şey olmadığını düşüneceksin, eğer birinden duyarsam seni de kendimi de öldürürüm. Birisi duyarsa cezaevinde yatarım, hayatım söner bir daha çıkamam." dediğini, sesini çıkaramadığını, o gün sanığın kendisini bu evden çıkarmadığını, sanığın bu zamana kadar vücuduna ve özel bölgelerine on defaya yakın dokunduğunu, babasının fuhuş işiyle uğraşması nedeniyle sürekli olarak ev değiştirdiğini ve farklı evlerde bu şekilde eylemlerine devam ettiğini, sanığın birçok kez göğüslerini ellediğini, vajinasını yalayıp kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, göbeğine boşaldığını, bir iki kez de anal yoldan cinsel ilişkiye girdiğini, kendisinden penisine dokunmasını istediğini, mecburen bu isteği yerine getirdiğini, dediklerini yapmadığında sanığın şiddetine maruz kaldığını, son eylemin 1-1,5 yıl önce gerçekleştiğini, sanıktan başka erkek arkadaşlarıyla da birkaç kez cinsel ilişkiye girdiğini, erkek arkadaşlarının isimlerinin ....,..., ... ve ....olduğunu, soyadlarını bilmediğini, ....'in otelde çalıştığını, ...’ın Batmanlı olup çalışmaya geldiğini, ...'ın belediyede çalıştığını, ....'ın ise köftecide çalıştığını bildiğini, bu şahıslarla rızası dâhilinde cinsel ilişki yaşadığını, sanığın başka birisiyle cinsel ilişkiye girmesini teklif etmediğini ancak 18 yaşına girdiğinde; “Bu işi yapar mısın?” diye sorduğunu, “Hayır.” şeklinde cevap vermesi üzerine de; “Seni zorlamayacağım, ileride nasıl olsa fikrin değişir.” dediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,

02.05.2018 tarihinde kollukta ek ve farklı olarak; sanıktan ayrı olarak babaannesiyle birlikte yaşadıklarını ancak sanığın yanlarına gelip gittiğini, 13-14 yaşındayken sanığın, kendisini Antalya merkeze götürdüğünü, öğretmenevi civarında bir evde bir süre kaldıklarını, sanığın, kendisine zorla içki içirdiğini, sarhoş olduğundan yatmak istediğini, tuvalete girdikten sonra sanığın, kendisini yatak odasına çağırdığını, odanın kapısını kilitleyerek öpmeye ve kıyafetlerini çıkarmaya çalıştığını, sanığı ittirdiğini ancak sonrasını hatırlayamadığını, uyandığında çıplak olduğunu, sanığın yanında yattığını ve çarşafta kan olduğunu gördüğünü, evden çıkarken kapıyı kilitleyen, sanığın olay sonrasında telefonla arayıp kendisini babaannesinin yanından alarak Antalya merkeze götürdüğünü, 4 yıl boyunca sanıkla ayda 2-3 kez cinsel ilişkiye girdiklerini, en son eylemin 2017 yılının Ocak ayında gerçekleştiğini, sanığın cinsel ilişkiye girmeden önce kendisini tehdit ettiğini, bir defasında kendisine bir silah göstererek; “Seni vururum!” dediğini, sanığın daha sonra yaşanan ilişkilerde silahı hatırlatarak kendisini tehdit etmeye devam ettiğini, sanıkla 5-6 kez de anal yoldan cinsel ilişkiye girdiklerini, olayların tanığının bulunmadığını, sanıkla cinsel ilişkiye girmeden önce bakire olduğunu,

Mahkemede; sanığın fuhuş yaptırdığını ve vefat eden eşini de pazarladığını, bu nedenle annesi vefat etmeden önce de sıklıkla babaannesiyle birlikte yaşadığını, sanıkla olaylar öncesinde birlikte gezip balık tutmaya gittiklerini, olay günü sanığın, kendisini amcasının evine götürdüğünü, evde birlikte içki içtiklerini, sonrasında sanığın, kendisine yanaşmaya başladığını, kendisinin sarhoş olarak tuvalete gittiğini, tuvaletten döndüğünde sanığın üzerinde boxer bulunduğunu ve birlikte yatağa yattıklarını, sanığın, babası olması sebebiyle aklına kötü bir şey gelmediğini, sonrasında sanığın yine yanaşmaya başladığını ve dudağından öptüğünü, gerisini hatırlayamadığını, uyuyakaldığını, olay sonrasında 3 - 4 saat evde yalnız kaldığını, sanığın fuhuş işinde çalıştırdığı kadınlarla birlikte eve geldiğini ve 1-2 saat sonra kendisini babaannesinin yanına bıraktığını, bu olaydan tahminen bir hafta sonra yine gezdirmek amacıyla sanığın kendisini babaannesinden almaya geldiğini, ikinci olayın nerede yaşandığını hatırlayamadığını, ancak sanığın, kendisine zorla içki içirdiğini ve bir eve götürdüğünü, evde sanığın çalıştırdığı kadınların olduğunu, sanığın onları işe bırakmaya gittiğini, o sırada evden kaçma planları yaptığını, ancak evin iki veya üçüncü katta bulunduğunu ve yine sanığın evden giderken kapıyı kilitlediğini, olayları birkaç kez babaannesine anlatmak istediğini ancak kendisini ifade edemeyeceği için anlatamadığını, sanığın, kendisini birkaç kez Konyaaltı civarında bulunan farklı otellere de götürdüğünü, bir otelin öğretmenevi yakınlarında H.... veya M.... isminde bir otel olduğunu, gittikleri otellerde her ikisinin de kaydının bulunduğunu, yine otelde cinsel ilişkiye girdiğini, yaşadığı ilişkilerin hepsini hatırlayamadığını, bir defasında babaannesi ile kavga ettiğini, sanığın da kendisini gelip alacağını söylediğini, sanıkla birlikte sanığın ... isimli bir arkadaşının evine gittiklerini ve yaklaşık 2 ay kadar bu şahsın evinde kaldıklarını, bu evde fuhuş yapılmadığını, ...'in eşi ve 2-3 tane daha kadının bulunduğunu, evde kimsenin olmadığı bir zamanda önce sanıkla birlikte içki içtiklerini, daha sonrasında sanığın ölüm tehdidi üzerine cinsel ilişkiye girdiklerini, burada ayrıca anal yoldan da ilişkiye girdiğini, canının çok yandığını, o evde kaldığı sürede kuaförde çalıştığını, daha sonra okulların açılmasına yakın bir zamanda sanığın, kendisini babaannesinin yanına gönderdiğini, yine sanığın arada bir gelip kendisini alarak cinsel ilişkiye girdiğini, babaannesinin evinden kaçtığında sanığı şikâyet etmek için karakola gittiğini ancak korktuğundan bu hususu belirtemediğini, sadece; "Babaannemle anlaşamıyoruz, evde kavgalar oluyor, beni yurda yerleştirin." şeklinde konuştuğunu, tek çaresinin yurtta kalmak olduğunu, böylelikle sanığın kendisini yurttan alamayacağını, 13 gün yurtta kaldığını, ancak yurt müdürünün babaannesini tanıması nedeniyle ailevi problemleri çözme niyetiyle tekrardan kendisini babasına verdiğini, ilk kaçtıktan 2 yıl sonra tekrar evden kaçıp geri döndüğünü, sanığın en son eve geldiğinde kendisinin uyuduğunu, babaannesi salondayken yatak odasına gelen sanığın dudağından öperek kendisini kaldırdığını, cinsel ilişkiye girdiklerini ve gittikleri yerde 1-2 gün kaldıklarını, bu evden giderken sanığın kendisine; “Senin 18 yaşına girmene az kaldı. Ben seni yanıma alacağım. Seni bu işte çalıştırayım mı?” dediğini, ancak sanığın yanına gitmesi hâlinde kurtulamayacağını düşünerek babaannesinin yanından kaçtığını, arkadaşı olan tanık ...'in evine gittiğini, ....'in annesinin, babaannesine haber vermek istemesi üzerine; “Babaanneme söylemeyin. Jandarmayı arayın.” dediğini ve olayı jandarmayı anlattığını, şu an evlendiğini ve altı aylık hamile olduğunu, birilikte kaldıkları dönemde rahat edemediği için babaannesinden şikâyetçi olduğunu, ancak bu zamana kadar kendisine baktığı için babaannesi hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğini, annesinin 2010 yılında vefat ettiğini, 2012 yılında da ilk olayın gerçekleştiğini, erkek arkadaşı olduğundan, sanığın bu duruma çok sinirlendiğini, evlenmek istediğini söylediği hâlde sanığın okulunu bitirmeden kendisini evlendirmediğini ve dövdüğünü, ilk erkek arkadaşının ilkokul 4. sınıfı bitirdiğinde olduğunu, sonrasında 2-3 erkek arkadaşının daha olduğunu, ancak bir kişi hariç diğer erkek arkadaşlarıyla cinsel ilişkiye girmediğini, sanığın eylemlerinden uzun bir süre sonra, yaklaşık 2-3 sene önce erkek arkadaşıyla cinsel ilişki yaşadığını, halasına bu durumu anlattığını ve evlenmek istediğini söylediğini, ancak sanığın evlenmesine izin vermediğini, sanığın, başkalarına kıyasla fuhuş işinde kendisinin çalışması durumunda kazancının daha yüksek olacağını söylediğini,

Tanık ... istinabe yoluyla alınan beyanında mahkemede; torunu olan mağdureyi 9 yaşından 17 yaşına kadar kendisinin büyüttüğünü, ancak mağdurenin söz dinlemez bir yapıda olduğunu, evden sürekli izinsiz olarak ayrıldığını, sanıkla mağdurenin senede 1-2 kez görüştüklerini, mağdurenin sanığın yanına gitmediğini, ancak sanığın yanına göndermediği için mağdurenin kendisine kızdığını, sanığın hukuksuz işlerle uğraşması nedeniyle sanıkla fazla görüşmeyip mağdureyi de onunla görüştürmediğini, sanıkla ilgili konuşmayan, mağdurenin bu olaylardan uzun zaman önce bir erkek arkadaşı olduğunu ve onunla beraber olduğunu mağdurenin halasından duyduğunu,

Tanık ... istinabe yoluyla alınan beyanında mahkemede; mağdureyle ilkokuldan beri arkadaş olduklarını, en son geçen yaz bir kere yüz yüze görüştüklerini ancak mağdure evlenene kadar ara sıra telefonda konuştuklarını, geçen sene evlerine gittiğinde mağdurenin, kendisine sanığın tecavüz ettiğini söylediğini ve kimseye anlatmamasını tembihlediğini, mağdurenin, kendisine; olayın ilk defa 8. sınıfta okurken başladığını ve daha sonra artarak devam ettiğini, sanığın uyurken yanına geldiğini, dudağından öptüğünü ve "Seni gezdireceğim." diyerek arabaya bindirdiğini söylediğini, olayın arabada yaşandığını belirttiğini, geçen sene bu olayın ayrıntılarını anlattığını ancak şuan detaylarını hatırlayamadığını, mağdurenin sanıkla evde bir şey yaşayıp yaşamadığını ifade etmediğini, arabada yaşadıklarını anlattığını ve en son görüştüklerinde bu olayların devam ettiğini belirttiğini,

Beyan etmişlerdir.

Sanık savcılıkta; kızı olan mağdurenin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, fuhuş yaptırma suçundan ceza aldığını, bu sebeple sosyal çevresi nedeniyle mağdurenin zarar görmemesi amacıyla mağdureyi kendisinden uzak tutmaya çalıştığını, mağdurenin, yanına gelmek istediğini ancak bunu kabul etmediğini, mağdurenin, annesinin vefat etmesi üzerine babaannesinin yanında kaldığını, kendisiyle ilgilenmediği için mağdurenin öç alma duygusuyla bu iddialarda bulunduğunu,

Tutuklanması istemiyle sevk edildiği sulh ceza hâkimliğinde; mağdureyle ayrı yaşadıklarını, bir ara devlet yurdunda kalan mağdureyi daha sonra alıp halasının yanına yerleştirdiğini, ancak mağdurenin oradan da esrar kullanan biriyle kaçtığını, sonra kendiliğinden geri geldiğini, bu şahsın ailesinin mağdureyi isteyeceklerini düşündüğünü, ancak kimsenin istemeye gelmediğini, mağdurenin babaannesi ve kendisine karşı iyimser olmadığını, hatta kendisine karşı kin beslediğini, mağdurenin babaannesiyle kalırken ara sıra kendisini arayıp; "Beni gel al!" dediğini, mağdureyi aldığını ancak yaptığı işten dolayı çok fazla yanında tutmak istemediğini,

Mahkemede; mağdurenin beyanlarının çelişki içerdiğini, sürekli evden kaçtığını, mağdurenin erkeklerle görüşmesini istemediğini, bu nedenle mağdurenin, kendisine kızgınlık duyduğunu, mağdurenin devamlı babaannesinin yanında kaldığını, bu sebeple birlikte yaşamadıklarını, mağdurenin oturduğu evin jandarma karakoluna çok yakın olduğunu, bu iddiaların doğru olması durumunda gidip kendisini şikâyet edebileceğini, gitmesini engelleyebilecek bir durum olmadığını, mağdurenin telefonla kendisini arayarak; "Seni özledim." dediğini, suçlamaları kabul etmediğini,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

A- Sanık hakkında eksik araştırmayla hükümlerin kurulup kurulmadığı

1.Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Mevzuat ve Açıklamalar

Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gerekse CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkanı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

2. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Mağdurenin annesi ile babası olan sanığın 1998 yılında boşandıkları, annesinin hayatını kaybettiği 2010 yılından itibaren de mağdurenin babaannesi olan tanık ... ile birlikte yaşamaya başladığı,

14.02.2017 tarihinde tanık ...'nın mağdure hakkında kayıp müracaatında bulunduğu, aynı tarihte kolluğa başvuran mağdurenin, sanığın eylemlerini anlatarak şikâyetçi olması üzerine soruşturmanın başlatıldığı, mağdurenin alınan beyanında; sanık tarafından 2012 yılından 2017 yılının Ocak ayına kadar gerek sanığın kaldığı evlerde gerekse otellerde cinsel istismara uğradığını, 19.09.2018 tarihli duruşmada; sanığın, kendisini öğretmenevi civarında H... ve M... isimli otellere götürdüğünü ve kaydının bulunduğunu ileri sürdüğü anlaşılan dosyada;

Mağdurenin otel kaydı bulunduğunu iddia ettiği tarihi tam olarak bildirmemekle birlikte anılan tarihin üzerinden 5 yılın geçmiş olması nedeniyle Kimlik Bildirme Kanunu'nun Uygulanması ile ilgili Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesi gözetildiğinde söz konusu kayda ulaşma imkânının bulunmaması, böyle bir kayda ulaşılmış olsa dahi sanığın tutuklanması istemiyle sevk edildiği sulh ceza hâkimliğinde verdiği ifadesinde mağdureyle zaman zaman görüştükleri ve onu evden aldığı şeklindeki savunması karşısında, bu hususun mağdurenin cinsel istismara yönelik iddialarına delil teşkil edecek nitelik taşımaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanık hakkında eksik araştırmayla hükümler kurulmadığının kabulü gerekmektedir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı ve yedi Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Sanık hakkında eksik araştırmayla hükümlerin kurulduğu," görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

B- Sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olup olmadığı;

1. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar

Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

2. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Sanığın annesi, mağdurenin ise babaannesi olan tanık ...'nın, kendisiyle birlikte yaşayan mağdureyle ilgili olarak; "Hatta babasına göndermiyorum diye bana kızıyordu." şeklinde beyanda bulunması, mağdurenin cinsel eylemlerin gerçekleştiğini iddia ettiği yerlerin sanığın, amcasının veya arkadaşlarının evleri ve oteller olduğuna yönelik beyanlarıyla çelişki oluşturacak biçimde tanık ...'in; "Ancak olayın arabada olduğunu bana anlattı." şeklinde anlatımda bulunması, mağdurenin olayların gerçekleşme şekilleri ve mekânlara yönelik beyanlarının da kendi içerisinde tutarsız olması ve sanığın aşamalarda istikrarlı bir biçimde suçlamayı kabul etmemesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığa atılı eylemlerin şüphe boyutunda kaldığı ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği, dolayısıyla sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olduğu," görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yerel Mahkemece sanık hakkında eksik araştırmayla hükümler KURULMADIĞINA,

2- Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli ve 116-182 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin, sanığın katılan mağdureye yönelik eylemlerinin sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, EDİLMESİNE, birinci uyuşmazlık konusu yönünden 14.06.2023 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 05.07.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla, ikinci uyuşmazlık konusu yönünden 05.07.2023 tarihinde yapılan müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 12.09.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.