Logo

Ceza Genel Kurulu2022/215 E. 2024/178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulün öldürülmesi ve mağdura yönelik öldürmeye teşebbüs suçlarına iştiraki ile 6136 sayılı Kanun'a muhalefet eylemlerinin sabit olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olay yerinde kalaşnikof marka tüfekle ateş ederek maktulün vurulmasını kolaylaştırdığı, mağdura yönelik eylemde de aynı silahla ateş ederek failin eylemine katkı sağladığı ve ruhsatsız silah taşıdığı hususları birlikte değerlendirilerek maktulün öldürülmesi ve mağdura yönelik öldürmeye teşebbüs suçlarından dolayı müşterek fail olarak cezalandırılmasının ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefetten mahkumiyetinin yerinde olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İTİRAZ

İtirazname No : 2021/142808

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 67-50

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanığın mağdur ...'a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna iştirakten 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 81/1, 35/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 14 yıl hapis; maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçuna iştirakten aynı Kanun'un 37/1 maddesi delaletiyle 81/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan aynı Kanun'un 13/2. maddesi ile TCK'nın 52/2, 52/4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 15.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.11.2015 tarihli ve 2-502 sayılı, kısmen resen temyize tabi hükümlerin, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.12.2018 tarih ve 32-5408 sayı ile;

"a)...Sanıklar ... ve ... hakkında maktul ...'e yönelik, sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik kabul edilen eylemleri nedeniyle mahkumiyet hükümleri kurulurken 5237 sayılı TCK'nın 37. maddesinin ek savunma verilmeden uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesine muhalefet edilmesi,

b) Temyize konu olayın yaşandığı esnada maktul ... oğlu ... isimli kişinin kaleşnikof marka silah kullandığının iddia edilmesi, olayın yaşandığı alanda 8 adet kaleşnikof silaha ait kovanın bulunması, dosya içerisinde mevcut 09.09.2014 tarihli ...'ün kaleşnikof marka silahla mısır tarlasında izini kaybettirdiğinin anlaşılması ve ...'ün kardeşi olan maktul ... oğlu ...'ün aracında kaleşnikof marka silah bulunması karşısında, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4870 soruşturma numaralı dosyasında ...'den ele geçen kaleşnikof marka silah ile temyize konu olayın yaşandığı yerden elde edilen 8 adet kovanın kriminal incelettirmesi yapılarak kovanların ele geçirilen tüfekten atılıp atılmadıkları hususunun tespit edilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

c) Mağdur ...'ün yaralanması hakkında kesin hekim raporunun aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 13.02.2020 tarih ve 67-50 sayı ile sanığın maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçuna iştirakten TCK’nın 37/1, 81/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis, mağdur ...’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna iştirakten aynı Kanun'un 37/1, 81/1, 35/2 ve 53. maddeleri uyarınca 14 yıl hapis ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 13/2. maddesi ile TCK’nın 52/2, 52/4 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 15.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin kısmen resen temyize tabi hükümlerin, Cumhuriyet savcısı ve mağdur ... vekili ile sanık ... ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.09.2021 tarih ve 8233-12473 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.12.2021 tarih ve 142808 sayı ile; "...Dosya içeriğine göre; olayın en başından beri olay yerinde olan ölen ...'in oğlu ... ...'ün sıcağı sıcağına alınan beyanında sanık ...'nin pompalı tüfek ile ... ve ...'u vurduğunu beyan etmesine karşı sanık ...'nin elinde kaleşnikof bulunduğuna, sanık ...'ye 'vur' şeklinde söylemlerde bulunduğuna ilişkin beyanının bulunmaması, ... beyanında sanık ...'nin pompalı tüfek ile ... ve ...'u vurduğunu beyan etmesine karşı sanık ...'nin elinde kaleşnikof bulunduğuna, sanık ...'ye 'vur' şeklinde söylemlerde bulunduğuna dair ifadesinin bulunmadığı, ölen ...’ün eşi ...’ün ...’nin elinde tüfek olduğunu söylemediği, hazırlık ifadesinin hatırlatılması üzerine tüfek olduğunu söylediği, sanık ...’ün yaralı olan ...’ü kullandığı araca bindirerek hastaneye götürdüğü, aracın bozulması üzerine 112 aradığını, havaalanı güvenliğine ambulansı aramalarının söylemesi birlikte değerlendirildiğinde ...’e ... ve ...’ü vurması konusunda bir söyleminin olduğunun kesin belirlenmemesi, sanığın silahla ateş ettiği konusunda cezalandırılması için yeterli delil bulunmadığından ...’ü öldürme, ...’ü öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı yasaya aykırılık suçlarından beraat etmesi gerektiği," düşüncesiyle itiraz yoluna başvurulmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.02.2022 tarih ve 13287-1544 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU

İnceleme dışı sanık ... hakkında mağdur ...'a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin, maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık hakkında maktul ...'e yönelik kasten öldürme, mağdura yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın maktul ...’e yönelik kasten öldürme ve mağdur ...’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçlarına iştiraki ile 6136 sayılı Kanun'a aykırılık eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

IV. DOSYADAKİ BİLGİ VE BELGELER

İncelenen dosya kapsamından;

10.06.2014 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olay yerinin 2200 metre kuzeydoğusunda bulunan maktule ait tarlanın sınırına bir metre mesafede 1 No.lu bulguyla gösterilen yerde stabilize yol üzerinde üç adet 7,62 mm çapında boş kovan, 2 No.lu bulgu olarak gösterilen ve tarlanın anızlı kısmına bir metre mesafede iki adet 7,62 mm çapında boş kovan, 3 No.lu bulguyla gösterilen ve maktule ait tarlanın doğusunda bulunan sanığa ait domates tarlasına yakın yerde, üzerinde kan izi bulunmayan bir adet demir çekiç bulunduğunun, maktul ve mağdurun kıyafetlerinden atış mesafesi tayini için numune alındığının, ayrıca sanık ve inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ve ...'ün el svaplarının ve kıyafetlerinin atış artığı tayini için muhafaza altına alındığının, havanın karanlık olması nedeniyle ertesi gün devam edilen incelemede; 1 No.lu bulguya beş metre uzaklıkta iki adet daha 7,62 mm çapında boş kovanın bulunduğunun, maktule ait arazi sınırına iki metre mesafede bir adet 7,62 mm çapında boş kovan, sürülmüş vaziyetteki aynı tarla içinde yeşil renkli iki adet 12 kalibre av tüfeği boş kartuşu bulunduğunun yazılı olduğu,

11.06.2014 tarihli araç arama tutanağında; inceleme dışı sanık ...'e ait olan ve hastane yakınlarında kilitli vaziyette park hâlindeki Megane marka araçta yapılan aramada, şoför mahallinin pedal bölümünde poşet içinde 23 adet av tüfeği fişeği, paspas altındaki gizli bölmede bir adet 7,65 mm çapında tabanca, şarjör ve altı adet 7,65 mm fişek, bir adet atım yatağında 7,65 mm çaplı fişek bulunduğunun, tabancanın horozunun kalkık ve atışa hazır olduğunun belirtildiği,

11.06.2014 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; baş ve göğüs bölümünde yapılan incelemede herhangi patoloji saptanmayan maktule ait cesedin batın kısmında sağ alt ve üst kadranda yaygın saçma izleri bulunduğu, batının açılmasında yoğun kan, karaciğer yüzeyinde birkaç saçma tanesi yarasının olduğu, mide, kalın bağırsak ve ince bağırsağa çok sayıda dikiş atılmış olduğu, yumuşak doku içerisinden bir adet av tüfeği saçma tanesi elde edildiği, kişinin ölümünün ateşli silah saçma tanesi yaralanmasına bağlı gelişen kanama sonucu meydana geldiği, atış mesafesinin ancak kıyafetlerinin incelenmesi sonucu belirlenebileceği tespitlerine yer verildiği,

25.06.2014 tarihli epikriz raporunda; 11.06.2014 tarihinde hastaneye gelen ve her iki akciğerinde kontizyon olan mağdur ...'e sağ akciğerden toraks tüpü takıldığının, göğüs cerrahisi tarafından yoğun bakımda entübe edilerek takibe alındığının ve 25.06.2014'te taburcu edildiğinin yazılı olduğu,

04.07.2014 tarihli uzmanlık raporunda; sanık ve inceleme dışı sanıklara ait el svapları üzerinde atış artığına rastlanmadığının, maktul ...'e ait gömleğin ve şalvarın sağ bölümünde muhtelif sayıda delinmelere ve mağdur ...'un gömleğinin sağ bölümünde delinmelere rastlandığının, maktul ...'in kıyafetlerinin incelenmesinde atışın yakın atış, mağdur ...'un üzerinden çıkan kıyafetlerin incelenmesinde ise atışın uzağa yakın atış mesafesinden yapıldığının, inceleme dışı sanık ...'e ait tişört üzerinde atış artıkları bulunduğunun belirtildiği,

01.07.2014 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinden elde edilen sekiz adet 7,62 mm çapındaki kovanın çap ve tipine uygun tek bir (aynı) silahtan atıldıklarının, iki adet 12 kalibre av tüfeği fişek kartuşunun kalibresine uygun tek bir (aynı) tüfekten atıldığının, olay yerinde bulunan incelemeye konu iki av tüfeği kartuşunun yine incelemeye konu ve inceleme dışı sanık ... tarafından Jandarmaya teslim edilen Kral Magnum TS 870 ibareli av tüfeğinden atıldığının, sekiz adet 7,62 mm çapındaki kovanın ise bir atışlı, yarı otomatik ve makineli tüfekte kullanılmak üzere imal edildiğinin yazılı olduğu,

31.10.2015 tarihli arama ve el koyma tutanağında; katılan ... ve kardeşi ...'ün birlikte ikamet ettikleri evde ve eklentilerinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının, ancak kapının önünde bulunan ve ...'e ait olan Transit marka aracın arka kısmındaki sandık içinde Yüksel marka 12 kalibre bir adet otomatik av tüfeği, lastik şamyelin içinde kırmızı beze sarılı vaziyette bir adet seyyar dipçikli 7,62 mm çapında fişek atar "S6-26065411" seri numaralı kalaşnikof tüfek, üç adet şarjör ve iki yüz adet fişek ele geçirildiğinin belirtildiği,

14.03.2019 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinden toplanan toplamda sekiz adet 7,62x39 mm çapında suça konu kovanların üzerindeki mevcut genel izlere atfen, incelemeye konu edilen ve ...'ün aracından ele geçirilen kalaşnikof marka tüfekten atılmadıkları (aralarında bir irtibatın bulunmadığı) sonucuna varıldığı,

18.09.2019 tarihli adli tıp raporunda; mağdurun sağ akciğer ve karaciğerindeki yaralanmanın kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğunun, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığının, üst ekstremite hareketlerinde meydana gelen kısıtlılığın organlardan birinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğunun, vücutta kemik kırığı oluşup oluşmadığının ise evrakın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Dairesine gönderilerek görüş alınması hâlinde değerlendirilebileceğinin belirtildiği,

20.12.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporunda; mağdurun 18.10.2019 tarihli muayenesinde organlarından birinin sürekli işlevini yitirmesine veya zayıflamasına dair herhangi bir anatomik eksiklik veya fonksiyonel bozukluk tespit edilemediğinin bildirildiği,

Anlaşılmaktadır.

Katılan ... kollukta; olay günü babası ...'e ait buğday tarlasında kardeşi tanık ... ile birlikteyken sanık ...'ye ait domates tarlasında su borularıyla uğraşan inceleme dışı sanıklar ... ve ...'in yanlarına geldiklerini, onlara su borularının tarladaki buğdaylarına zarar verdiğini söylediğinde, inceleme dışı sanık ... ve akrabalarının, kendilerine hitaben; "Sizi de buğdayınızı da si...z!" şeklinde küfür ettiklerini, sonra tanık ...'nın da tartışmaya dâhil olduğunu, inceleme dışı sanık ...'un ...'ya yumruk attığını, akabinde inceleme dışı sanık ...'in de ...'yı kollarından tuttuğunu, kavga sırasında kendisinin de darbe aldığını, kenara çekilip sanığı arayarak; "Çabuk gelin, kavga büyümesin!" dediğini, sanığın; "Haberim var." şeklinde cevap verdiğini, ardından babası olan maktul ...'i aradığını ve "Baba yetişin, biz ... ve ... ile kavga ediyoruz!" dediğini, ancak kesinlikle "Silah getir!" gibi bir şey demediğini, sonra maktul ve annesi ...'nin tarlaya Toros marka araçla geldiklerini, kavgayı ayırdıkları sırada Megane marka araçla inceleme dışı sanık ... ve sanık ...'nin olay yerine geldiklerini, sanığın elinde kalaşnikof, ...'nin elinde av tüfeği olduğunu, sanık ...'nin kardeşi ...'ye; "Bunların hepsini vur!" diye bağırdığını, babası maktul ...'in ise; "Bir şey yok, ben bunları ayırdım." dediğini, o sırada ...'nin av tüfeği ile babası maktule ateş ettiğini, maktulun yere düştüğünü, kaldırmak istediklerini, ancak sanık ...'nin elindeki kalaşnikofla sağa sola ateş etmesi nedeniyle traktörün arkasına saklandıklarını, en son amcası mağdur ... ile tanık....'in olay yerine geldiklerini, sanık ...'nin, ...'ye; "Onları da öldür!" diye bağırdığını, bunun üzerine ...'nin mağdur ...'u da vurduğunu ve mağdurun yere düştüğünü, sonra sanık ...'nin maktul ...'i Megane marka araca bindirerek 100-150 metre uzağa götürdüğünü, onlar uzaklaşınca kendilerinin de mağdur ...'u Toros marka araçlarına bindirip tanık ... ile birlikte hastaneye götürdüklerini, başka yoldan gittikleri için Megane marka aracı görmediklerini, hastaneye vardıktan yaklaşık 40 dakika sonra tanık ...'ın, babası ...'i hastaneye Clio marka bir araçla getirdiğini gördüğünü, adı geçen tanığa babasını nereden aldığını sorduğunda, tanığın kendisine sanık ... ve inceleme dışı sanık ...'in kullandığı Megane marka araçtan aldığını söylediğini, olay yerinde kesinlikle silah kullanmadığını, sadece olayın başında inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile yumruk yumruğa kavga ettiklerini, maktulü ve mağduru vuranın inceleme dışı sanık ... olduğunu, sanığın ise kalaşnikof ile ateş ettiğini,

Cumhuriyet savcılığında önceki beyanlarına ek olarak; inceleme dışı sanık ... ile karşılıklı olarak kavga etmeye başladıktan sonra yanlarına ... ve inceleme dışı sanık ...'in geldiğini, sanık ...'nin kızları olan ..., ..., ..., ... ve ...'nın da orada olduklarını, bu sırada ...'nin sanık ...'ye telefon edip; "İkisi de burada, gelin öldürün!" dediğini, kendisinin de babası olan maktul ...'i arayıp; "Kavga ediyoruz, yanına birkaç köylü al, gel!" dediğini, daha sonra tanıklar ... ve ...'in de yanlarına geldiklerini, kavganın ayrıldığını, bir süre sonra maktul ... ve annesinin Toros marka araçla olay yerine geldiklerini, bu sırada sözlü tartışmanın devam ettiğini, ardından inceleme dışı sanık .... Megane marka aracıyla olay yerine gelerek maktulün aracının yanında durduğunu, sanık ...'nin de inceleme dışı sanık ...'nin yanına gelerek ...'nin aracının bagajından silah aldığını, ...'nin elinde ise bir av tüfeği olduğunu, sanığın havaya birkaç el ateş ettiğini, maktul ve annesinin, yanına gittikleri sanığa; "Silahı arabaya koy!" dediklerini, ...'nin maktule üç dört metre kadar yakın olduğunu, bu sırada sanığın; "Öldür onu, bunlar onun oğlu değil mi?" dediğini, bunun üzerine ...'nin maktule ateş ettiğini, kendilerinin maktulün yanına doğru koştuklarını, ...'nin biraz uzaklaştığını, mağdur ...'un da silah sesini duyunca ...'ye doğru koşarak geldiğini, bu sırada sanığın ...'ye; "Onun da anasını si...!" şeklinde bağırdığını, ardından ...'nin mağdur ...'a da ateş ettiğini, sanığın elindeki kalaşnikof ile maktulün yanına geldiğini, ateş ettiği için yanına yaklaşamadıklarını ve traktörün arkasına saklandıklarını, sanığın maktulü yakında bulunan ...'nin arabasının arka koltuğuna bindirdiğini ve ...'yle birlikte uzaklaştıklarını, tanık ..., amcası tanık ... ve annesi tanık ... ile birlikte amcası mağduru Toros marka araçlarına bindirip hastaneye götürdüklerini, olay yerinde inceleme dışı sanık ...'i görmediğini, karşı tarafın suçu inceleme dışı sanık ...'e atmak istediğini, çünkü yörede babalarının suçunu genelde genç çocuklarının üstlendiklerini, sanığın olay yerine yürüyerek geldiğini, inceleme dışı sanık ...'nin ise maktulün aracının önüne kadar arabayla gelip durduğunu, sanık ...'nin olay sırasında etrafındakilere; "Hepsini öldürün, ...'u da öldürün, kimse kalmasın, ...'i hastaneye götürmelerine izin vermeyeceğim!" dediğini, sonra maktulü Megane marka araca koyup kendi kuyularının oraya giderek yanında ölmesi için beklediklerini, ancak köylüleri olan tanıklar ... ile ...'ıın maktul ...'i alıp hastaneye götürdüklerini,

Mahkemede; maktulün sanık ve inceleme dışı sanık ...'nin yanına gidip; "Ortada birşey yok!" demeye çalıştığı sırada inceleme dışı sanık ...’nin maktule bir el ateş ettiğini, bulundukları yerle maktul arasında 60-70 metre kadar mesafe olduğunu, maktulün inceleme dışı sanık Fahriyle tartışmadığını, inceleme dışı sanık ...’in olay yerinde olmadığını, sanığın elindeki kalaşnikof ile kendilerine doğru ateş ettiğini, aralarında 100-150 metre mesafe bulunduğunu, traktörün arkasına saklandıkları için mermilerin kendilerine isabet etmediğini, vurulduktan sonra sanık ... ile inceleme dışı sanıklar ... ve ...’un maktulü alarak araca bindiklerini, amcası tanık ...'in olay bittikten sonra geldiğini,

Mağdur ... kollukta; olay günü tarlasında bostanıyla ilgilendiğini, yaklaşık 1000 metre uzaklıktaki abisi olan maktulün tarlasında bir karışıklık olduğunu görüp olay yerine doğru koşmaya başladığını, yaklaştığında sanık ve inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ...'in orada olduklarını ve elinde kalaşnikof tüfek bulunan sanığın sağa sola ateş ettiğini gördüğünü, yaralı hâlde yerde yatan abisi maktulün yanına gitmeye çalıştığını ancak başaramadığını, sanığın, yanında olan ...'ye kendisini göstererek; "Anasını avradını sinkaf et, öldür!" dediğini, ...'nin de av tüfeği ile kendisine doğru ateş ettiğini ve bu nedenle göğsünden yaralandığını, ...'nin sonra tekrar yanına gelip ateş ettiğini, olay yerinde katılan ..., tanıklar ... ve ...'ün de bulunduklarını, kendisini hastaneye kimin götürdüğünü bilmediğini, kendisini vuranın inceleme dışı sanık ..., azmettirenin ise sanık ... olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında; inceleme dışı sanık ...'nin elindeki av tüfeği ile maktule ateş ettiği sırada olay yerine koştuğunu, aslında ilk duyduğu sesin sanık ...'nin elindeki kalaşnikofun sesi olduğunu, tarlaya yaklaştığında sanığın arkadan koşarak geldiğini ve kardeşi ...'ye, kendisini kast ederek; "Onun da anasını si... ,onu da vur!" dediğini, ...'nin sağ koltuk altına gelecek şekilde kendisini vurmasından sonra hiçbir şey hatırlamadığını,

Mahkemede; olay yerine önce beyaz bir araçla maktul ... ve eşinin, hemen sonra da Megane marka bir araçla sanık ... ve kardeşi inceleme dışı sanık ...'nin geldiklerini, ...'nin kendisine 5-6 metre mesafeden ateş ettiğini, sanık ...'nin üç kez yukarıya, iki defa yere doğru ateş ettiğini gördüğünü,

Tanık ... ... kollukta; olay günü abisi katılan ... ile tarlada çalıştıkları sırada sanık ...'nin oğlu inceleme dışı sanık ...'un yanlarına geldiğini, katılanın; "Borular bizim tarladan geçiyor, bunu kaldırın!" dediğini, inceleme dışı sanık ...'un ise; "Kaldırmıyoruz, sorun çıkarmaya devam ederseniz aleyhinize olur!" dedikten sonra; "Ananızı avradınızı si..!." dediğini, bunun üzerine katılanın traktörden sinirlenerek indiğini ve ...'un üzerine yürüdüğünü, kendisinin boruları dizmeye devam ettiğini, ...'un abisi ...'ya taş attığını, ...'nın yere düştüğünü, kendisinin ...'u kovaladığını ancak ...'un kaçarak eve doğru kaçmaya başladığını, yakaladığında telefonda birilerine olayı anlattığını duyduğunu, akabinde kendisine küfür eden ... ile kavga etmeye başladıklarını, daha sonra olay yerine sinirlenerek ...'un akrabaları sanık ile inceleme dışı sanıklar ... ve ...'in geldiklerini, inceleme dışı sanık ...'in elinde demir levye, ...'in elinde traktör için kullanılan demir pim olduğunu, sanığın kendisini başından tutup çektiği sırada ...'un elindeki çekiçle kendisine vurması üzerine yere düştüğünü, sanığın tekmeyle yüzüne vurduğunu, daha sonra ...'un babası inceleme dışı sanık ...'nin Megane marka araçla yanlarına geldiğini, ...'nin elinde av tüfeği olduğunu, kendisinin abisi ...'nın yanına tarlaya doğru kaçtığını, bu sırada yanlarına babası ... ve amcası ...'un geldiklerini, maktulün; "Allah için yapmayın, hepimiz akrabayız!" dediğini, ...'un da aynı şekilde yalvardığını, sonra diğer amcası tanık ...'in de koşarak yanlarına geldiğini, babası ... ve amcası ... konuşurken inceleme dışı sanık ...'nin elindeki av tüfeğinin patladığını ve maktulün yere düştüğünü, sonra bir kez daha patladığını ve bu kez de mağdur ...'un yere düştüğünü, bunun üzerine hep birlikte yere yattıklarını, ancak karşı tarafın silah sıkmaya devam ettiğini, inceleme dışı sanık ile ...'un ve ...'in elinde tabanca gördüğünü ancak sıkıp sıkmadıklarını bilmediğini, bu sırada karşı tarafın geldiği Megane araç ve traktöre binip olay yerinden uzaklaştıklarını, kaçarlarken de Megane araçtan göremediği birinin kalaşnikofla ateş ettiğini,

Cumhuriyet savcılığında; kavganın başladıktan sonra sanık ve inceleme dışı sanık ... ile birlikte kadınlara ve çocukların da olay yerine geldiklerini, sanık ile inceleme dışı sanıklar ... ve ...'in kendisine ellerindeki demir çekiç ve sopa ile saldırdıklarını, ardından olay yerine maktul ve annesi ...'nin Toros marka araçla geldiklerini, maktulün; "İki serseri kavga etti diye olay büyümesin!" dediğini, sonra ...'nin Megane marka aracıyla olay yerine geldiğini, araçtan ... ve ... olarak bildiği iki kadının da indiğini, sanık ...'nin araçtan kalaşnikof silah aldığını, inceleme dışı sanıklar ... ve ...'un ellerinde de silah olduğunu, ancak sanık ... elindeki kalaşnikof ile ateş etmeye başlayınca onların uzaklaştıklarını, sonra inceleme dışı sanık ...'nin av tüfeği ile maktul ...'e ateş ettiğini, sanığın bu sırada ...'ye; "Vur!" diye bağırdığını, ...'nin de babası olan maktule ateş ettiğini, annesinin hemen babasının yanına koştuğunu, o sırada amcası olan mağdurun geldiğini, sanığın bu sefer; "Onu da vur, sana yetişecek silahı elinden alacak!" dediğini, sonra inceleme dışı sanık ...'nin mağdura da ateş ettiğini, akabinde maktulü Megane marka araçlarına bindirdiklerini, sanığın; "Arkamızdan geleni öldürürüz!" diyerek kaçtığını,

Mahkemede; soruşturma aşamasındaki ifadelerine benzer şekilde beyanda bulunduğu,

Tanık ... aşamalarda; oğlu olan katılan ...'nın saat 18.00 sıralarında babası maktule telefon ederek inceleme dışı sanıklar ... ve ...'in kendilerine saldırdıklarını, hemen tarlaya gelmesi gerektiğini söylemesi üzerine, eşi maktul ... ile birlikte hemen Toros marka araçlarıyla tarlaya gittiklerini, yanlarında silah olmadığını, olay yerinde inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile oğlu tanık ... arasında kavga olduğunu gördüğünü, tarafların ellerinde silah veya sopa olmadığını, birbirlerine yumrukla vurduklarını, kavgayı ayırdıklarını, bir süre sonra aynı yere siyah Megane marka araçla inceleme dışı sanık ... ve sanığın geldiklerini, sanık ...'nin elinde kalaşnikof, inceleme dışı sanık ...'nin elinde ise elinde av tüfeği olduğunu, maktulün; "Bir sorun yok, sakın bir hareket yapmayın!" dediğini, ancak sanığın kardeşi ...'ye; "Vur onu!" dediğini, ...'nin 8-10 metre mesafeden bir el ateş ettiği maktulün yere düştüğünü, sonra sanığın elindeki kalaşnikof ile havaya ve yere doğru ateş etmeye başladığını, kendisinin traktörün arkasına kaçtığını, ardından sanığın maktulü yerden alıp Megane marka aracına bindirdiğini, akabinde olay yerine eşinin kardeşi ...'un geldiğini, bunu gören sanığın, ...'ye; "...'u da vur!" dediğini, ...'nin de 15-20 metre mesafeden açtığı ateşle ...'u da vurduğunu, sanık ve ...'nin yaralı maktulü arabayla olay yerinden alıp götürdüklerini, ancak sonra tanıklar ... ve ... ile yolda karşılaştıklarını, burada tanık ...'ye; "Arabamız bozuk!" dediklerini duyduğunu, esasen maktulün tanık ...'nin aracıyla hastaneye götürüldüğünü, sanığın, eşi vurulduktan sonra onu aracına alıp hastaneye götürmeyerek ölümüne sebebiyet verdiğini,

Tanık ... kollukta; olay günü tarlalarına elli metre uzakta koyun otlattıklarını, inceleme dışı sanık ... ve sanığın tanık ..., maktul ve mağdur ile arasında bir kavga olduğunu görmesi üzerine koşarak yanlarına gittiklerini, bu sırada inceleme dışı sanık ...'nin Megane marka araçla olay yerine geldiğini, ...'nin araçtan elinde tüfekle indiğini, babası ...'in; "Durun birşey yok!" diye seslendiğini, ancak ...'nin on metre mesafeden babasına ateş ettiğini, traktörün arkasına saklandıklarını, ...'nin sonra mağdura da ateş ettiğini ve mağdurun yere yığıldığını, kendi ailesinden kimsede silah görmediğini, akabinde köylülerin olay yerine geldiklerini, inceleme dışı sanık ...'in elinde tabanca olduğunu ve "Yaklaşanı vururum!" diye bağırdığını gördüğünü, sanığın; "Hepinizi öldüreceğim!" diye bağırdığını, sonra katılan ... ve tanık ... ile birlikte amcası mağduru hastaneye götürdüklerini,

Cumhuriyet savcılığında; sanık ...'nin elinde kalaşnikof silah, ...'nin elinde av tüfeği olduğunu, olay yerine gittiklerinde babası maktulün vurulmuş hâlde yerde yattığını, mağdur ...'un nasıl vurulduğunu görmediğini, sanığın maktulü aracına alıp götürdüğünü, olay yerinde inceleme dışı sanık ...'in olmadığını, silahların ateşlendiği sırada ...'in de uzakta bir yerde olduğunu,

Mahkemede; kavgayı görmediğini, o sırada uzakta olduğunu, olay yerine gittiğinde ...’nin elinde av tüfeği olduğunu, sanık ...'nin elinde de silah olduğunu gördüğünü, babasına ...’nin ateş ettiğini,

Tanık ... kollukta; olay sırasında tanık ... ile koyunların yanında olduklarını, kardeşleri ... ve ...'nın sulama borularını topladıkları sırada yanlarına inceleme dışı sanık ...'un geldiğini, ... ile ...'nın kavga etmeye başladıklarını, tanık ... ile koşarak onları ayırmaya gittiklerini, olay yerine ulaştıklarında maktul ve mağdurun da yanlarına geldiğini, ...'un yanına da inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ... sanık ile birkaç kadının geldiklerini, ...'nin elinde av tüfeği, sanığın elinde ise kalaşnikof olduğunu, sanığın ...'ye; "Ateş et!" dediğini, ...'nin av tüfeği ile önce maktule ardından da mağdura ateş ettiğini, sanığın kalaşnikofla havaya ve kendilerine doğru ateş ettiğini, bu sırada da; "Bana yaklaşmayın!" dediğini, daha sonra sanığın maktulü kendi aracına bindirip kaçırdığını, inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ...'in ellerinde de silah olduğunu,

Cumhuriyet savcılığında önceki beyanına ek olarak; sanığın ...'ye; "...'u da vur!" demesi üzerine, ...'nin mağdura iki el ateş ettiğini, sanığın elinde kalaşnikof olduğu için babasının yanına gidemediklerini,

Mahkemede; olay günü koyunları otlatırken uzakta kavga olduğunu gördüğünü, olay yerine gittiğinde babası ... ve annesi ...’nin oraya geldiklerini, ...'nin av tüfeğiyle babasına ateş ettiğini gördüğünü, sanık ...’nin de elindeki kaleşnikofla havaya ve yere ateş ettiğini, ...’nin ...'ye amcasını da vurması için sözler söylediğini, ...’in olay yerinde olmadığını,

Tanık ... kollukta; olay günü maktulün oğlu ... ile inceleme dışı sanık ...'nin oğlu ... arasında tarlada bir kavga çıktığını, maktul ile mağdurun kavgayı ayırmaya çalıştıklarını, bu sırada Megane marka araçla ... ve sanığın olay yerine geldiklerini, ...'nin araçtan iner inmez elindeki pompalı tüfekle ateş etmeye başladığını, maktul ve mağduru vurduğunu, sonra sanığın arabasıyla ...'yi olay yerinden götürdüğünü, ...'nın maktulü, kendisinin ise mağduru hastaneye getirdiğini, olay sırasında inceleme dışı sanık ...'in tarlada olmadığını, uzakta hayvan otlatmakta olduğunu, ancak ailesinin suçu ...'in üzerine atmak istediğini,

Mahkemede; olay sırasında sanık ...'de silah olup olmadığını ve kimin kimi vurduğunu görmediğini,

İnceleme dışı sanık ... kollukta; evlerinin yakınında bir tarlada sulama işiyle uğraştığı sırada yan tarlada tanık ..., ... ve tanık ...'in çalıştıklarını, daha önceden bu şahısların kendisine tarlayı süreceklerini, sulama borularını kaldırmasını söylediklerini, o gün de katılan ...'nın kendisini yanına çağırarak; "Bu boruları kaldırın!" demesi üzerine boruları gösterip; "Tamam, kaldırırım!" dediğini. bu sırada katılanın; "El kol hareketi yapma!" diyerek kendisine yumruk attığını, hemen sonra kardeşleri tanıklar ... ve ...'nın da yanına gelerek ellerindeki çekiç ve sopayla kendisine vurmaya başladıklarını, bu sırada kardeşi inceleme dışı sanık ...'in yaklaşık 300 metre ilerde koyunları otlattığını, yanında da av tüfeği olduğunu, yine amcasının oğlu inceleme dışı sanık ...'in 300 metre uzakta olduğunu ve olayı görüce yanına koştuğunu, sonra olay yerine maktul ve mağdurun beyaz bir araçla geldiklerini, maktul ve mağdur kavgayı ayırmaya çalışırlarken tanık ...'ın beyaz araçtan aldığı kalaşnikof tüfekle ateş etmeye başladığını, bunu gören katılanın, ...'ın elindeki silahı alıp ateş etmeye başladığını, kardeşi ...'in elinde av tüfeği ile geldiğini gören bu şahısların yere yatarak ...'e doğru ateş ettiklerini, sonra ...'in maktul ve mağduru elindeki av tüfeği ile vurduğunu, daha sonra olay yerine amcasının oğlu olan sanığın geldiğini, babası inceleme dışı sanık ...'yi olay yerinde görmediğini, ancak olay yerinin kalabalık olduğunu, etraftan köylüler gelince ayrıldıklarını, sonra yaralıları hastaneye götürdüklerini ama kimin götürdüğünü bilmediğini, olay yerinde tek bir kalaşnikof tüfek olduğunu, bununla katılan ... ve tanık ...'ın ateş ettiklerini, av tüfeğiyle ise sadece inceleme dışı sanık ...'in ateş ettiğini, başka silah görmediğini,

Cumhuriyet savcılığında önceki beyanlarından farklı olarak; katılan ile tanıklar ... ve ...'in kendisini darp ettikleri sırada inceleme dışı sanık ... ve tanık ...'in olay yerine geldiklerini, ...'in elinde çekiç olduğunu, ...'in kavgayı ayırmaya çalıştığını, bu sırada beyaz bir araçla maktul ve mağdurun olay yerine gelip üzerine doğru yürüdüklerini, ardından beyaz araçtan kısa boylu birinin indiğini ve elindeki kalaşnikof tüfekle ateş etmeye başladığını, buna karşılık kardeşi inceleme dışı sanık ...'in de elindeki av tüfeğiyle ateş ettiğini, atışların kime isabet ettiğini görmediğini,

Mahkemede; ...'nın maktulün elindeki kalaşnikofu alarak 200-300 metre mesafeden kendilerine ve havaya doğru ateş etmeye başladığını, kimin kimi vurduğunu görmediğini, inceleme dışı sanık ...'in tüfekle olay yerine geldiğini,

İnceleme dışı sanık ... ..., kollukta ve savcılıkta ; olay günü akşam 18.30 civarında amcası sanık ile birlikte çay içtiklerini, bu sırada bitişik tarlada tanıklar ... ve ... ile katılanın amcasının oğlu inceleme dışı sanık ...'u tekme tokat dövmeye başladıklarını, kavgayı ayırmak için sanık ile birlikte olay yerine gittiklerini, sonrasında inceleme dışı sanık ...'nin oğlu olan inceleme dışı sanık ...'in de olay yerine geldiğini, ... ile ...'u ayırmaya çalıştığını, bu sırada ...'nın sağ gözüne sert bir cisimle vurduğunu, buna karşılık kendisinin de ona yumrukla vurduğunu, katılanın biraz uzakta telefonla birilerini arayıp; "Silahları alın gelin!" dediğini, 5-10 dakika sonra maktulün Toros marka araçla, tanık ...'in ise traktörüyle olay yerine geldiklerini, ...'nın babası maktul ...'in aracının bagajından çıkardığı kalaşnikof tüfekle kavga yerine geldiğini ve kendilerine doğru ateş etmeye başladığını, bu sırada ...'in de elinde av tüfeği ile yanlarına geldiğini, ...'in önce maktul ...'e doğru sonra da mağdur ...'a doğru ateş ettiğini, sonra maktulü yerden kaldırıp hastaneye götürmek için sanığın aracına bindirdiklerini, ancak araç bozulunca aşağı indiklerini, bu nedenle maktulü hastaneye başkasının götürdüğünü, kavga bitince ...'nın elindeki kalaşnikof tüfeği kızgınlıkla alıp Doblo bir aracın içine attığını, olay sırasında silahı olmadığını,

Mahkemede; sanığın olay yerine olaydan 15-20 dakika sonra geldiğini, sanığın yaralanan maktulü tek başına aracıyla hastaneye götürdüğünü,

İnceleme dışı sanık ... ... kollukta; tarla suladıkları sırada uzaktaki abisi inceleme dışı sanık ...'un sulama yaptığı yerde kavga olduğunu gördüklerini, amcası ... ve amca oğlu inceleme dışı sanık ... ile birlikte tarlaya doğru koştuklarını, ..., ... ve ...'in ...'u dövdüklerini, ellerinde sopa ve çekiç olduğunu, sonra ...'nın babası maktulü arayıp; "Silahları getir!" diyerek kapattığını, kendisinin ise o sırada kuyuda bulunan av tüfeğini alıp geldiğini, bu sırada ..., ... ve tanık ...'in olay yerine geldiklerini, maktulün elinde kalaşnikof, mağdurun elinde sopa, ...'in elinde ise çekiç olduğunu, karşı taraf saldırmaya başlayınca kendisinin de elindeki av tüfeğiyle maktul ve mağdura doğru 5-10 metre mesafeden ateş etmeye başladığını, maktul ve mağdurun yaralandığını, ...'nın maktulun elindeki kalaşnikofu alıp ateş etmeye başladığını, sonrasında babası inceleme dışı sanık ...'nin olay yerine geldiğini, olay sonrası Jandarmanın geldiğini, elindeki av tüfeğini kuyuya bıraktığını, sonrasında Jandarmaya teslim ettiğini, kendilerine ait Megane marka aracın çalışır hâlde olduğunu, ancak tanık ...'ın aracı alarak kaçtığını, olayın neden çıktığını bilmediğini,

Cumhuriyet savcılığında; maktul ve mağdurun, üzerine geldiğini görünce onlara doğru ateş ettiğini ve ikisinin de yere düştüğünü, inceleme dışı sanık ...'nin olay yerine sonradan gelerek av tüfeğini elinden aldığını,

Savcılıktaki ek beyanında önceki beyanlarına ek olarak; olay sırasında koyunları sulamak için yapılmış su kuyusunda bulunan av tüfeğini alarak kavganın olduğu yere geldiğini, sağa sola ateş edildiği için kendilerini korumak amacıyla ateşle karşılık verdiğini, mermilerin maktul ve mağdura isabet ettiğini, amcası sanığın maktulü hastaneye götürmek için aracına aldığını ancak araç arıza yapınca köyden başka bir taksiye bindirerek hastaneye gittiğini, babası inceleme dışı sanık ...'nin sonradan olay yerine geldiğini, olay yerine geldiklerinde maktul ve mağdurun ellerinde çekiç ve sopa olduğunu, kendisinin kuyudan av tüfeğini alıp gittiğinde maktul ve mağdurun olay yerine gelmiş olduklarını, Jandarmanın kuyunun oraya geldiği andan ifade verene kadar ellerini yıkamadığını, elinde neden atış artığı çıkmadığını anlamadığını, maktul ve mağdura ayakta yürürken ateş ettiğini, ...'nin elinde kalaşnikof olmadığını,

Mahkemede; önceki beyanlarını tekrar ettiğini söylediği,

İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; olay günü tanık ... ve eşiyle birlikte alışveriş merkezinde bulunduğu sırada hatırlamadığı birisinin kendisini arayarak; Yoldere köyünde akrabaları arasında kavga çıktığını söylemesi üzerine Megane marka aracıyla eve, oradan da olay yerine gittiğini, yanına silah almadığını, olayı sorduğu abisi sanığın; ..., katılan ve tanık ... ile inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ... arasında kavga çıktığını söylediğini, olay yerine gidince karşı taraftan tanık ...'ın kendisinin arabasını kaçırdığını, olay yerinde kavga edenlerin nerede olduklarını sorduğunda sanığın yaralıların hastaneye gittiğini söylediğini, daha sonra maktul ve mağdurun yaralandığını öğrendiğini, olay sırasında kimseye ateş etmediğini, silahı olmadığını, önceden aralarında bir husumet bulunmadığını,

Tanık ... kollukta; olay yerinde önce bir kavga olduğunu, sonra koyun otlatan bir çocuğun elinde bir av tüfeği gördüğünü başka kimsenin elinde silah olmadığını, inceleme dışı sanık ...'nin olaydan 10-15 dakika önce olay yerinden ayrıldığını, silahı kimin ateşlediğini görmediğini,

Talimat mahkemesinde alınan beyanında; olay günü sanığın tarlasına yakın evde oturdukları sırada 100-150 metre uzaklıkta kavga çıktığını gördüklerini, sanığın hemen kavgayı ayırmak için olay yerine gittiğini, karşı taraftan da beyaz bir otomobil geldiğini ve bu kişilerin araçtan inip ateş etmeye başladıklarını, bu ateşe koyun otlatan bir şahsın av tüfeği ile karşılık verdiğini, bu kişiyi önceden tanımadığını, kavganın bitiminden 10-15 dakika sonra sanığın olay yerine geldiğini, yaralı şahsı oturdukları evin önüne getirdiğini, bu sırada kendisinin arabadaki valizini almak istediğini ancak aracın durup bir daha çalışmadığını, silah sesini duyunca Jandarmayı aradığını,

Tanık ... aşamalarda; iş yerinden çıkıp kavga olduğunu öğrenir öğrenmez olay yerine hareket ettiğini, bu sırada yolda tanık ...'yi gördüğünü, adı geçen tanığın arabasına binerek olay yerine doğru gittiklerini, tarlaya varmadan yol kenarında Megane marka aracın kapıları açık vaziyette durduğunu gördüğünü, yaklaşıp içerisine baktıklarında amcası maktulün yaralı hâlde arka koltukta durduğunu ve kendisine; "Beni hastaneye götürün!" dediğini, sonra sanığın gelerek maktulü hastaneye götüreceklerini fakat aracın bozulduğunu söylediğini, maktulü tanık ...'nin aracına bindirdiklerini, kendisinin ise Megane marka aracı ilk marşta çalıştırdığını, sanığın yanındaki inceleme dışı sanık ...'e; "Araçta silah var, aracı kaçıracak, onu da vur!" dediğini, bunu duyunca aracı kaçırıp Kıızltepe Devlet Hastanesine park ettiğini ve sonrasında kapıları kilitleyip anahtarı kolluğa teslim ettiğini,

Tanık ... kollukta; çocuklarının tarladan silah sesleri geldiğini söylemeleri üzerine tanık ... ile birlikte arabasına binip hareket ettiklerini, su kuyusunun yanında, yol kenarında duran Megane marka aracı gördüklerini, içinde maktulün yaralı vaziyette yattığını, yanında kimsenin olmadığını, maktulü kendi aracına taşıdıklarını, sonra hastaneye kendisinin götürdüğünü, tanık ...'ın Megane aracın yanında kaldığını, aracın etrafında kimseyi görmediğini,

Cumhuriyet savcılığında önceki beyanından farklı olarak; tanık ... ile birlikte tarlaya doğru giderlerken yol üzerine sanığın el sallayarak aracının arızalandığını ve içindeki yaralıyı hastaneye götürmeleri için bağırdığını, sonra maktulü kendi aracına alarak hastaneye götürdüğünü,

İfade etmişlerdir.

Sanık ... kollukta; olay günü saat 18.30 sıralarında tarladaki evine gittiğini, yanında kardeşi ... ile yeğeni inceleme dışı sanık ...'in de olduğunu, bu sırada inceleme dışı sanık ...'un tarlada domatesleri suladığını, maktulün çocukları tanıklar ... ile ...'in de kendi tarlalarında çalıştıklarını, katılanın, yeğeni olan inceleme dışı sanık ...'u tekme tokat dövdüğünü gördüğünü, ... ile ...'in de katılanın yanına koşarak geldiklerini, onların da yeğeni ...'u dövmeye başladıklarını, ayırmak için ... ile kavga edenlerin yanlarına gittiklerini, o sırada hayvanları otlatan kardeşi inceleme dışı sanık ...'nin de yanlarına geldiğini, kavgayı biraz ayırdıktan sonra katılanın telefonla yakınlarını arayıp; "Silahları alın gelin!" dediğini duyduğunu, 5-10 dakika sonra katılanın babası maktulün Toros marka araçla, tanık ...'in ise traktörle olay yerine geldiklerini, bu sırada katılanın nereden çıkardığını görmediği silahla babası maktulün aracının yanından ateş etmeye başladığını, buna karşılık inceleme dışı sanık ...'in de elindeki silahla ateş ettiğini, arada kalan maktulün yere düştüğünü gördüğünü, inceleme dışı sanık ...'in elindeki tüfekle iki defa ateş ettiğini, maktulü Megane marka aracına alıp bindirdiğini, ancak biraz ileride araç arıza yapınca durduklarını, sonra maktulü tanık ...'nin aracına bindirdiklerini, bu sırada tanık ...'ın arızalı aracını çalıştırarak kaçırdığını, mağdurun nasıl yaralandığını görmediğini, katılanın elinde kalaşnikof olup olmadığını tam olarak görmediğini, kendisinde silah olmadığını, kimseye ateş etmediğini,

Cumhuriyet savcılığında önceki beyanlarından farklı olarak; katılan ile inceleme dışı sanık ...'un kavga ettiğini görmesi üzerine misafiri tanık ... ile birlikte olay yerine gittiklerini, sonra inceleme dışı sanık ... ve tanık ...'in de olay yerine gelerek kavgaya karıştıklarını, kendisinin tanık ... ile kavgayı ayırmaya çalıştığını,

Mahkemede; kargaşa görmesi üzerine traktörle olay yerine gittiğini, inceleme dışı sanıklar ... ile ...’in ise olay yerine yürüyerek gittiklerini, sadece ...'in elinde av tüfeği olduğunu, sonra maktulün olay yerine geldiğini, kendisinde silah olmadığını, başkasında da silah görmediğini, inceleme dışı sanık ...’in elindeki tüfekle maktule ateş ettiğini, inceleme dışı sanık ...'nin olay yerine 10-15 dakika sonra geldiği, bu sırada elinde silah olmadığını, olay bittikten sonra geldiğini, maktulü hemen hastaneye götürmek için arabaya aldığını, ancak arabanın havaalanı civarında durduğunu, oradaki güvenlik görevlisine jandarmayı aramasını söylediğini, o sırada 112'yi aradığını, aracını olaydan bir hafta sonra servise götürdüğünü, ...’in tüfekle ateş ettikten sonra eve doğru silahla beraber gittiğini, ayrıca ...’nin elinde silah olmadığı için ve ona; "Vur öldür!" gibi şeyler demesinin mümkün olmadığını,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Müşterek faillik TCK'nın 37. maddesinin 1. fıkrasında; "Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur." şeklinde düzenlenmiştir. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesidir. Madde gerekçesinde; "...Asli iştirak feri iştirak ayrımının en önemli sakıncası, kişinin suçun işlenişine katkısının gerçekleştirilen suçun bütünlüğü içerisinde değil, ondan bağımsız olarak ele alınmasıdır. Örneğin bir iş yerinde işlenen silahlı yağma suçunda, dışarıda gözcülük yapan kişinin fiilinin yağma suçunun bütününden bağımsız olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle gözcülük yapan uygulamada bazen asli fail bazen de fer'i fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Bu sistemde suçun işlenişine iştirak eden kişilerin çoğu zaman asli fail olarak mı, yoksa fer'i fail olarak mı sorumluluğu gerektiği duraksamaya yer vermeyecek bir biçimde saptanamamaktadır. Halbuki örnek olayda gözcülük yapma fiilinin diğer kişilerle birlikte işlenen yağma suçunun gerçekleşmesine olan etkisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde diğer suç ortaklarıyla suçun işlenişi üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu sonucuna ulaşılırsa fail olarak sorumlu tutulması gereklidir...

Hükumet Tasarısında da benimsenen 'asli iştirak', 'fer’i iştirak' ayırımının adil ve eşit olmayan bir cezalandırmayı sonuçlaması ve uygulamada zorluk ve duraksamalara neden olması dolayısıyla, bu ayrımı esas alan düzenleme tasarıdan çıkarılmıştır. Yeni yapılan düzenlemeyle, iştirak şekilleri, fiilin işlenişi üzerinde kurulan hakimiyet ölçü alınarak belirlenecektir. Bu sistemde birer sorumluk statüsü olarak öngörülen iştirak şekilleri ise, faillik, azmettirme ve yardım etmeden ibarettir.

Yeniden düzenlenen maddenin birinci fıkrasına göre suçun kanuni tanımında öngörülen fiili gerçekleştirilen kişi fail olup; suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda, bu kişilerin her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaklardır.

Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir. Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda, fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Örneğin suç ortaklarından birinin cebir veya tehdit kullanarak mağduru etkisiz hâle getirdiği, diğerinin de üzerindeki para ve sair kıymetli eşyayı aldığı yağma suçunda her iki suç ortağının suçun işlenişine yaptıkları katkı, suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla, her iki suç ortağı, suçun işlenişi üzerinde ortak bir hakimiyet kurmaktadır.

Suç ortaklarının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamlamadığı durumlarda da müşterek faillik mümkündür. Bazı hallerde failler, her biri suçun kanuni tanımındaki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmek üzere, bir anlaşmaya varabilir. Örneğin bir kişiyi öldürmek için aralarında anlaşmış olan beş kişi, amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için, aynı anda mağdurun üzerine ateş ederler. Ateşlenen mermilerden bir kısmı mağdura isabet eder, bir kısmı ise etmez. Bu örnek olayda bütün suç ortakları ortak bir suç işleme kararına dayanarak birlikte hareket etmektedirler. Bu beş suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin mağdura isabet edip ölümüne neden olması halinde dahi, tamamlanmış kasten adam öldürme suçundan dolayı bu kişilerden her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaktır.

Müşterek faillik bakımından zorunlu diğer bir koşul, failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olan birlikte suç işleme kararı, kast kapsamında düşünülmelidir. Suç ortaklarının suçun işlenişine ilişkin kastlarının doğrudan veya olası kast gibi farklılık göstermesinin, müşterek fail olarak sorumlulukları üzerinde bir etkisi yoktur." şeklinde failliğin temel unsurları belirlenmiştir.

Suça iştirak bakımından uygulama ve öğretideki görüşler incelendiğinde;

Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesi ve dolayısıyla, haksızlık teşkil eden fiilin icrası üzerinde müşterek hakimiyet kurulması halinde söz konusu olan iştirak şekline müşterek faillik demekteyiz. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir (İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunu, Gazi Şehri, Genel Hükümler, 3. Baskı s. 489.).

Müşterek hâkimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arz ettiği önem, zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Öyle ki fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 294/295; Roxin, Taterschaft, s. 280, atfen Özgenç, s. 491).

Müşterek failin suçun icrasındaki bulunduğu katkının bu zaruret nedeniyle; burada fonksiyonel, müessir fiil hâkimiyeti bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiil hâkimiyeti kavramı kullanılmaktadır. (Kavramı ilk ihdas eden Roxin olmuştur. Ancak, bilahare doktrinde büyük ölçüde kabul görmüştür: Jescheck, Lb, s. 616; Stratenwerth, Allgemeiner Teil, P. 823; Samson, sk(4), 25, P. 43; Rudolphı, Bockelmann-F, s. 374; Bloy, s. 376; fonksiyonel fiil hakimiyeti kavramını eleştirmekle birlikte, muhtevada hemfikir olan, Herzberg, Taterschaft, 61).

Böylece, belli bir neticenin oluşumuna illî etkide bulunan herkes değil ancak kanunda tarif edilen muayyen haksızlığı gerçekleştiren suç ortağı, ortaklığı fail olabilecektir. Kanunda tarif edilen haksızlık birden fazla suç ortağı tarafından müştereken gerçekleştiriliyorsa, müşterek faillik bahis konusudur. Müşterek faillik için iki koşul zorunludur. Bunlar birlikte suç işleme kararı ve fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulmasıdır. Müşterek faillikte her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesini ifade etmektedir. Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icrasını iş bölümü çerçevesinde gerçekleştirmek müşterek hâkimiyeti gerekli kılmaktadır. Her müşterek fail suçun icrasına ilişkin müessir, fonksiyonel katkıda bulunmaktadır. Öyle ki bu katkı suç planının başarıya ulaşması açısından önem arz etmektedir. Bu itibarla fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulmasının esasını teşkil etmektedir. Fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulup kurulmadığı tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunan katkının arz ettiği önem ve zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (Maurach/Gössel/zıpf II, s. 294-295; Roxin, Taterschaft, s. 280).

Müşterek failin suçun icrasında bulunduğu katkının arz ettiği bu zaruret nedeniyle burada fonksiyonel müessir bir hâkimiyet, bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiilî hâkimiyet kavramı kullanılmaktadır.

Buna göre suçun icrasına bulunulan katkı suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arz ediyorsa bu suç ortağı müşterek faildir. Öyle ki suçun işlenişine bulunulan her bir müşterek katkı fiilin başarıyla tamamlanması açısından gereklilik arz ettiği gibi, bu müşterek katkılardan herhangi birinden vazgeçilmesi fiili gerçekleştirmeme, akim kalma tehlikesine maruz bırakır (CGK'nın 26.04.1982 tarihli ve 114 -171 sayılı kararı).

Suçun icrası açısından müstakil bir fonksiyonu olmayan bir katkıda bulunulması hâlinde müşterek hâkimiyetten bahsedilemez. Müşterek faillik için suçun icrası aşamasında bulunulsa bile iştirak katkısı, suçun işlenişi açısından bir önemi haiz olmalıdır; başka bir ifadeyle suç ortakları arasında iş bölümü gereğince suçun icrası üzerinde müessir fonksiyonel bir hâkimiyet kurulmasını sağlayacak bir ağırlıkta olmalıdır. Bu itibarla örneğin sahte evrak tanzim eden kişiye mürekkep tedarik etmek bu suçun işlenişinde müşterek fail olmayı gerektirmez (Roxin, Taterschaft, 284; aynı yazar, LK(10), 25, kn 108, 131, 132; jescheck, Lb, 616; Stratenwerth, allgemeiner Teil, P. 824; Samson, sk(4), 25, P. 47; Bloy, 369-370; Herzberg, Taterschaft, s. 69).

Müşterek failler, suçun işlenişine bulundukları iştirak katkılarıyla suçun kanuni tarifinde yer alan objektif, maddi unsurların hepsini yalnız başına gerçekleştirmek zorunda değildirler; fakat aralarındaki iş bölümü gereğince, bu maddi unsurlardan bir kısmı gerçekleştirilmekle de fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurabilirler. Mesela bir banka soygunu sırasında suç ortaklarından biri silahıyla bankadakileri etkisiz hâle getirirken, diğerlerinin kasadaki paraları alması olayında her iki suç ortağının suçun işlenişine bulundukları katkılar, söz konusu suçun icrası açısından birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla her iki suç ortağı, suçun icrası üzerinde müşterek bir hâkimiyet kurmaktadır (Roxin, Taterschaft, s. 278; aynı yazar, LK (10), 25, P. 108).

Müşterek faillik, her zaman yukarıdaki banka soygunu örneğinde olduğu gibi, suç ortaklığının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamladığı klasik şekliyle karşımıza çıkmamaktadır. Bazı hâllerde, müşterek faillerden her biri suçun kanuni tarifindeki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmeye gayret etmek üzere, bir müşterek anlaşmaya varmaktadır. Böyle bir durumda müşterek hareket etmenin amacı, fiilin akim kalma ihtimalinini mümkün olduğunca aza indirmektir. Fakat bu demek değildir ki böyle bir ihtimalde her bir suç ortağının suçun işlenişine bulunduğu katkı bizatihi önemsizdir. Aksine, suçun icrai hareketlerini gerçekleştirecek suç ortağı sayısının artırılması suretiyle, suç planının başarıya ulaşması ihtimalinin mümkün olduğunca artırılması, sağlama alınması amaçlanmaktadır (Bloy, s. 372-373). Bir kasten öldürme suçunu işlemek için aralarında anlaşmış olan yirmi kişi amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için aynı anda mağdur üzerine ateş etmesi, ateşlenen mermilerden bir kısmının mağdura isabet etmesi, bir kısmının ise isabet etmemesi örneğinde durum böyledir (Herzberg, Taterschaft, s. 56, atfen Özgenç, s. 494).

Bu durumda her bir suç ortağının suçun işlenişine bulundukları katkıların icra ettiği fonksiyonun, suç planının başarıyla sonuçlanması ihtimalini artırmak olduğu görülmektedir. Her bir suç ortağının suçun işlenişine bulunduğu katkının eş değerde olduğu anlaşılmaktadır. Zaten bu nokta, müşterek faillik açısından aranan hususlardan birisidir. Neticenin gerçekleşmesi, iştirak statülerinin belirlenmesinde önem taşımamaktadır. Örnek olayımızda olduğu gibi, müteaddit suç ortağı, suçun kanuni tarifindeki fiili bizzat gerçekleştirmeyi kararlaştırmakla ve müşterek hareket etmekle beraber, mermilerden bir kısmı mağdura isabet etmemiş olabilir. Böyle bir durumda mesele, bütün suç ortaklarının şüpheden sanık yararlanır (in dubio proro) prensibi gereğince adam öldürmeye teşebbüsten dolayı mı, yoksa tamamlanmış adam öldürme suçundan dolayı mı sorumlu tutulmaları gerektiğidir. Hemen ifade etmek gerekir ki, örnek olayımızda bütün suç ortakları müşterek suç işleme kararına istinaden hareket etmektedirler ve suçun icrai hareketlerini müştereken gerçekleştirmektedirler. Böyle bir durumda yirmi suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin hedefe isabet etmesi hâlinde dahi, bir tamamlanmış kasten öldürme suçunun mevcut olduğunu fakat bu suçun failinin tek kişi olmayıp, yirmi kişiden müteşekkil bir grup olduğunu kabul etmek gerekecektir (Bloy, s. 374, atfen Özgenç, s. 494-495). Nasıl ki bir kişinin mağduru öldürmek için yirmi el ateş etmesi ve bunlardan sadece bir tanesinin hedefe isabet etmesi hâlinde, hukuki anlamda hareket birliğinin mevcudiyeti nedeniyle, bu kişiyi tamamlanmış bir kasten öldürme suçundan ve on dokuz defa kasten öldürme suçuna teşebbüsten dolayı sorumlu tutmuyorsak; örnek olayımızda da aynı düşünceden dolayı bütün suç ortaklarını bir tek tamamlanmış kasten öldürme suçundan dolayı sorumlu tutmak gerekecektir (Özgenç, s. 495).

Müşterek hareket etmenin amacı fiilin akim kalma ihtimalini mümkün olduğunca aza indirmektir (Bloy, atfen Özgenç, age. s. 495.).

Hazırlık hareketleriyle suç teşkil eden fiil üzerinde hâkimiyet kurulamaz. Müşterek faillik için aranan fiil hâkimiyeti bakımından, kanunda tanımı yapılan muayyen fiil göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla, suçun işlenişine bulunulan katkı, kanunda tanımlanan tipik hareketlere uymayıp, nitelik itibarıyla hazırlık hareketi mahiyetinde ise, ilgili suç ortağını müşterek fail olarak değil, ancak yardım eden olarak sorumlu tutmamız gerekecektir. Hazırlık hareketi mahiyetinde bir katkıda bulunmakla suçun işlenişine iştirak eden kişinin, fiilin işlenişi üzerinde müşterek bir hâkimiyet kurduğundan bahsedilemeyecektir (Özgenç, Age. s. 499).

Suç vakasının planlanmasına veya tertiplenmesine iştirak eden suç ortağının, bilahere fiilin icrasına iştirak etmemesi ihtimalinde ise müşterek fail olarak değil, yardım eden olarak sorumlu tutulması söz konusu olacaktır (Özgenç, s. 499 vd. Gazi).

Müşterek failliğin bir diğer şartı, müşterek failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Bu karar belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olmalıdır. Öyle ki müşterek failler arasında fiili müştereken işlemekte olduklarına dair, müşterek hareket ettiklerine dair bir ilginin, iradenin hâkim olması gerekir. Müşterek suç işleme kararı, kast içinde mütalaa edilmelidir (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 297; Cramer, Schönke/Schröder (23) 25, P.94 atfen Özgenç, s. 501).

Fiil üzerinde fonksiyonel hâkimiyet, müşterek failler arasında anlaşmaya varılmış bir suç planının varlığını gerekli kılmaktadır. Gerçi suçun icrası sırasında da oluşan suç işleme kararı müşterek faillik için yeterlidir. Bu itibarla da suç planının hazırlandığı sırada karar oluşumuna iştirak etmek zorunlu değildir. Yeter ki suçun işlenişine iştirak eden kişiler birlikte suç işleme kararına istinaden fiil üzerinde müşterek bir hâkimiyet kursunlar (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 298, atfen Özgenç, s. 501).

Suç failleri arasında müşterek bir karar mevcut değilse, bunların müşterek fail olarak sorumlu tutulması söz konusu değildir. Bu durumda birbirinden habersiz hareket eden kişilerin sorumluluğunu bizzat kendi davranışları göz önünde bulundurulmak suretiyle tayin etmek mümkün olacaktır (Özgenç, s. 502).

Şerikliğin diğer bir şekli de yardım etmedir. Bir suçun işlenişine yardım niteliğindeki fiillerle katılanlar, bu iştirakleri nedeniyle yardım eden olarak sorumlu tutulacaklardır. Yardım eden, hareketleriyle failin suç tipini gerçekleştirmesini teşvik etmekte ve kolaylaştırmaktadır (Baumann/Weber/Midsch s. 31 P.1, atfen Mahmut Koca/İlhan Üzülmez Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 15. Baskı s. 506).

Faillik ve azmettirme olarak nitelendirilmeyen her türlü katkı, yardım etme kapsamında değerlendirilebilir. Yardım etme, yardım edenin suç tipinin icrası üzerinde bizzat hâkimiyet kurmaması yönüyle faillikten ayrılmaktadır (Kühl, s. 20, P. 211, atfen Koca/Üzülmez, s. 506).

Bu şeriklik türünün ilk şartını, yardım niteliğindeki hareketlerin gerçekleştirilmesi oluşturmaktadır (Jescheck/Weigend s. 691, atfen Koca/Üzülmez, s. 507).

Suç tipinin gerçekleştirilmesini mümkün kılan, kolaylaştıran, yoğunlaştıran veya garantileyen fiiller yardım niteliğindeki katkıyı belirtir (Kindhauser, s. 27, P. 5, atfen Koca/Üzülmez, s. 507).

Kanun koyucu yardım şekillerini TCK'nın 39. maddesinin 2. fıkrasında göstermiştir. Bir suçun işlenişine gerçekleştirilebilecek maddi yardımlar; "suçun işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak" ve "suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" tan ibarettir. Manevi yardım şekilleri ise; "suç işlemeye teşvik etmek" ve "suç işleme kararını kuvvetlendirmek", "fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek" ve "suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek"ten oluşmaktadır (Koca/Üzülmez, s. 507-508).

Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak, yardımın maddi şeklini oluşturmaktadır. Suçun işlenmesini kolaylaştıran ancak niteliği itibarıyla müşterek failliği oluşturmayan her türlü katkı bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Bir suçun işlenişine, yukarıda ifade edilen nitelikteki farklı şekillerde yardım mahiyetindeki hareketlerle katılmak mümkündür. Asıl fail tarafından kasten ve hukuka aykırı bir şekilde işlenen ve en azından teşebbüs aşamasına varmış bir fiilin varlığı yardım edenin sorumluluğu için gerekli ve yeterlidir.

Yardımda bulunmanın kasten gerçekleştirilmesi yardım eden olarak bir suça katılımın diğer şartını oluşturmaktadır. Yani kişinin suçun işlenişine yardım eden olarak katılmaktan dolayı cezalandırılabilmesi kasten hareket etmesine bağlıdır. Sorumluluğun doğumu bakımından, şerikliğin diğer türü olan azmettirmedeki gibi olası kast yeterlidir (Koca/Üzülmez, s. 510).

Yerleşik uygulama ve doktrindeki görüşlere göre; suça yardım eden olarak sorumlu tutulabilmek için; kanunda tek tek sayılan hareketlerin kasten gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Başka kişi herhangi bir suçun icrai hareketlerini gerçekleştirdiği sırada, suçun işlenmesini engellemeyen veya kayıtsız kalan kimsenin ihmali davranışla iştirak hâlinde sorumlu tutulabilmesi için, bu konuda bir yükümlülüğünün bulunması gereklidir. Bu bağlamda, babanın çocuğuna karşı müteselsilen cinsel istismarda bulunduğu, annenin bu durumdan haberdar olduğu ancak çocuğunun bu durumdan kurtarılması için herhangi bir girişimde bulunmadığı bir ihtimalde anne, babanın müteselsilen işlemekte olduğu cinsel istismar suçuna ihmali davranışla iştirak etmiştir (İzzet Özgenç Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 17. Basım, s. 622-623).

Niteliği itibarıyla kesintisiz suçlar arasında yer alan ruhsatsız ateşli silah bulundurma suçunun düzenlendiği 6136 sayılı Kanun'un 13. maddesinin ikinci fıkrası; "Ateşli silahın, bu Kanunun 12 nci maddesinin dördüncü fıkrasında sayılanlardan olması ya da silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur." şeklinde olup söz konusu fıkrada atıf yapılan aynı Kanun'un 12. maddesinin dördüncü fıkrası "Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur." düzenlemesini içermektedir.

Anılan Kanun'un Ek 5. maddesinde ise; "Bu Kanunun 12 ve 13 ncü maddelerine aykırı eylemleri; top, havan, roketatar, uçaksavar, tanksavar, ağır ve hafif makinalı tüfekler ve benzeri askeri amaçlı savaş silahları veya mermilerine ilişkin olduğu takdirde anılan maddelere göre hükmedilecek cezalar bir kat arttırılır." hükmüne yer verilerek cezada arttırım yapılmasının gerektiği öngörülmüştür.

Öte yandan, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında, ateşli silahla işlenen suçlarda her ne kadar suçta kullanılan ateşli silah olay sonrasında ele geçirilememiş olsa da; olay yerinden suçta kullanılan ateşli silaha dair toplanan kovan, fişek, çekirdek veya nüvesi vb. somut delillerin, şüpheli şahıslardan olayın sıcağı sıcağına alınan svap örneklerinin, atış artığına ve atış mesafesi tayinine dair svap örnekleri, kıyafet ve sair materyallerin incelenmesi suretiyle elde edilen kriminal raporların, ateşli silahlara dair izin veya ruhsat belgelerinin ve tanık beyanlarının ayrıntılı şekilde değerlendirilmesi sonucu suça konu silahın özelliklerine ve kim tarafından kullanıldığına şüpheye yer verilmeyecek şekilde kanaat getirilmesi hâlinde 6136 sayılı Kanun'da yazılı suçların tipiklik unsurunun da gerçekleşmesi şartıyla olay anında kullandığı silah ele geçirilemeyen sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmesi önünde bir engel bulunmadığı da değerlendirilmektedir.

B. Uyuşmazlığa Dair Hukuki Nitelendirme

Aynı köyde ikamet eden ve akraba olan tarafların birbirlerine bitişik tarlalarının bulunduğu, yakın geçmişte taraflar arasında sulama borularının kullanılmasına dair hangisinin haklı olduğu ispatlanamayan bir anlaşmazlık çıktığı, olay günü saat 18.00-19.00 sularında katılan ... ile kardeşi tanık ...'nın tarlada çalıştıkları sırada sanığın yeğeni olan inceleme dışı sanık ...'un da sanığa ait komşu tarlada ekili bulunan domatesleri sulamak amacıyla su borularıyla uğraştığı, katılan ... ve kardeşi ...'nın traktörle kendi tarlalarına geldikleri, katılanın yanına çağırdığı ... ile arasında çıkan sözlü tartışmanın kavgaya dönüştüğü, tarafların birbirlerine yumruk ile vurdukları, olay yerine yakın bir yerde hayvanlarını otlatan katılanın kardeşleri tanıklar ... ve ... ile inceleme dışı sanığın olay yerine geldikleri, tarlasını görecek bir mesafede yaptırdığı kuyu evinde bulunan sanığın kavgayı görmesi üzerine olay yerine hareket ettiği, kavga sırasında ...'in elinde bulunan ve olay sonrasında ele geçirilen çekiçle tanık ...'ya vurduğu, bir süre sonra katılanın, babası olan maktul ...'i arayıp olayı anlatarak yanlarına çağırdığı, maktul ve eşi ...'nin Toros marka araçla olayın meydana geldiği tarlaya geldikleri, aracı söz konusu tarla ile sanığın domates tarlasının kesiştiği yere bıraktıkları, araçtan inen maktulün kavgayı ayırıp; "Ortada birşey yok!" diyerek sanığı sakinleştirmeye çalıştığı, ancak bu sırada inceleme dışı sanık ...'nin Megane marka aracı ile olay yerine gelip aracını maktulün aracının karşısına park ederek elinde av tüfeği ile aşağı indiği, kavganın olduğu tarlaya gitmesi üzerine tartışmanın yeniden alevlendiği, bu sırada sanığın da elindeki kalaşnikof marka tüfekle havaya ve yere doğru ateş etmeye başladığı, ardından da kendisi gibi ateş etmekte olan inceleme dışı sanık ...'ye; "Vur!" dediği, inceleme dışı sanık ...'nin yanına gelen maktul ...'i av tüfeği ile yakın mesafeden ateş ederek batın bölgesinden vurduğu, maktulün yere düşmesi ile katılan ve akrabalarının kendilerine karşı bir şey yapmaması için sanığın elindeki kalaşnikofla uyarıcı mahiyette ateş etmeye devam ettiği, bu sırada yaklaşık 1000 metre uzaklıkta tarlasında bulunan ve olanları duyan maktulün kardeşi mağdur ...'un da koşarak olay yerine geldiği ve ateş eden inceleme dışı sanığa yaklaşmak üzereyken sanığın inceleme dışı sanık ...'ye; "Onu da vur!" dediği, inceleme dışı sanık ...'nin av tüfeğiyle bir el de mağdura ateş edip onu sağ koltuk altından vurduğu, olaydan hemen sonra sanığın maktulü Megane marka araca bindirip olay yerinden; "Kimse arkamızdan gelmeye kalkışmasın!" şeklinde bağırarak ve ateş ederek uzaklaştığı, katılan ve akrabalarının ise mağduru maktulün Toros marka aracına bindirerek hastaneye götürdükleri, köyden çıkıp olay yerine araçla gelmekte olan tanıklar ... ve ...'ın maktulün bulunduğu aracı olay yerinden biraz ileride park hâlinde gördükleri ve maktulü alarak hastaneye götürdükleri, olay neticesinde maktulün av tüfeği ile yakın atış mesafesinden saçma tanesi yaralanmasına bağlı iç organ harabiyeti ve kanama sonucu hayatını kaybettiği, mağdurun ise uzağa yakın atış sonucu av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı olarak göğüs bölgesinden hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.

1. Sanığın maktul ...'in öldürülmesi eylemine iştirak edip etmediği;

Batın bölgesinden aldığı av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı iç organ harabiyeti sonucu hayatını kaybeden maktulün, inceleme dışı sanık ...'nin olay sırasında kullandığı av tüfeği ile yakın atış mesafesinden vurulduğunun sabit olması, olay yerinde toplanan sekiz adet 7,62 mm çapındaki boş kovanın tek bir (aynı) uzun namlulu otomatik silahtan atıldığının kriminal inceleme raporlarıyla tespit edilmesi, sanığın olayda kullanılan kalaşnikof marka tüfeğin kendisinde değil katılanda olduğunu ve kendi elinde silah olmadığını savunmasına rağmen katılanın ve ailesinin aşamalarda istikrar gösteren ve özellikle sıcağı sıcağına alınan tüm beyanlarında, sanığın elindeki kalaşnikofla sağa sola ateş ettiği için vurulan babalarının yanına dahi yaklaşamadıklarını ifade etmeleri, tanık ...'nin ise soruşturma aşamasında sanıkta kalaşnikof tüfek olduğunu söylemesine karşın mahkeme huzurunda önceki beyanları hatırlatıldığında; sanığın elindeki tüfekle ateş ettiğini hatırladığını söylemesi suretiyle bu husustaki çelişkinin giderilmiş olması ile sanığın mahkeme huzurunda yeğeni inceleme dışı sanık ... dışında hiç kimsede silah bulunmadığını belirtmek suretiyle tevil yollu ikrarda bulunması, öte yandan sanığın olayın başından beri av tüfeğiyle ateş edenin, tüm olay bittikten sonra gelen kardeşi ... değil başından beri orada olan yeğeni ... olduğuna dair savunmalarının ise; sanığın maktulü kardeşi ...'nin aracına bindirip hastaneye götüreceğini söylemesine karşın yol kenarında bir yerde aracı park edip maktulü yaralı şekilde terk etmesi, tanıklar ... ve ...'ın yolda bekleyen aracın yanına gelip içindeki maktulü ve aracın yanına gelen sanığı görmeleri üzerine tanık ...'nin maktulü kendi aracına alıp hastaneye götürmesi, ...'ın ise sanığın bozuk olduğu için durduğunu savunduğu aracı çalıştırarak hastaneye kadar götürmesi ile olaydan sonra Jandarmaya teslim olmayıp elleri ve üzerini temizleyen sanıkta atış artığına rastlanmamasının mümkün bulunması karşısında inandırıcılıktan uzak olduğu gözetildiğinde;

Genel hayat tecrübeleri ile mantık kurallarına göre yakın mesafeden kavga eden grubun içinde av tüfeği ile yaralanan babasını bu hâlde gören katılanın veya akrabalarından herhangi birinin elinde bulunması muhtemel bir tüfekle kavga hâlinde oldukları karşı tarafa ateş etmesi sonucu elinde silah olmayan gruptan hiç kimsenin isabet almamasının neredeyse imkânsız olması nedeniyle katılan ve ailesinin beyanlarının maddi gerçekle daha fazla uyum gösterdiği; maktulün tanıklar tarafından inceleme dışı sanık ...'nin aracında terk edilmiş hâlde yatarken görülmesi ile inceleme dışı sanık ...'nin tanık ...'ın arabasını nasıl kaçırdığını bilemediğini ileri sürmesinin de sanığın savunmalarının inandırıcılığını azalttığı, sonuç olarak eylemlerin oluş sırası ile kabulüne göre somut olayda sanık ...'nin elindeki kalaşnikof marka tüfekle kardeşi ...'nin maktulü vurduğu sırada ve sonrasında çevreye ateş ederek karşı tarafın kendilerine silahla karşılık vermelerini engellemek suretiyle inceleme dışı sanık ...'nin eylemine fiili anlamda; maktulün vurulmasının hemen ardından yakınları tarafından hastaneye götürülmesine izin vermemesinin ise iradi anlamda katkı sağladığı, öte yandan kardeşine maktulü vurması için talimat vermesi yönündeki azmettirme eyleminin ise failliğin şerikliğe karşı önceliği ilkesi karşısında önem arz etmediği, dolayısıyla inceleme dışı sanık ...'nin eylemine müşterek fail sıfatıyla iştirak eden sanığın TCK'nın 37/1 maddesi kapsamında cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmelidir.

2. Sanığın mağdur ...'a yönelik öldürmeye teşebbüs eylemine iştirak edip etmediği;

Mağdurun ...'un inceleme dışı sanık ... tarafından av tüfeğiyle uzağa yakın bir mesafeden vurulduğunun sabit olması, bu sırada sanık ...'nin kalaşnikofla çevreye ateş etmeyi sürdürmesi, hatta maktulün yakınları olan bir kısım tanık beyanlarıyla doğrulandığı üzere maktulü araca bindirip olay yerinden uzaklaşırken karşı tarafın arkalarından gelmesini engellemek için bu konuda uyarıda bulunarak ateşe devam etmesi karşısında; sanığın, maktulün vurulmasından sonra mağdur ...'un da vurulması sırasında karşı taraftan gelebilecek tepki mahiyetinde bir karşı ateşi engellemek ve korkutmak maksadıyla etrafa ateş etmek suretiyle eylem üzerine fiili ve iradi olarak hâkimiyet sağladığının, fonksiyonel katkı mahiyetindeki bu eyleminin olay yerinden ayrılana kadar devam ettiğinin, böylece mağdura yönelik gerçekleşen ve teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna da TCK'nın 37/1 maddesi kapsamında müşterek fail olarak iştirak ettiğinin kabulü gerekmektedir.

3. 6136 sayılı Kanun'a aykırılık;

Olayın hemen akabinde ve ertesi gün olay yerinde yapılan incelemelerde ele geçirilen sekiz adet boş ve 7,62 mm çapındaki kovanın, uzmanlık raporun da belirtildiği üzere bir atışlı, yarı otomatik ve makineli tüfekle kullanılmak üzere imal edilmesi, olay anını gören tanıkların, beyanlarında; sanığın, olayın meydana geldiği bölgede hemen herkesin rahatlıkla ayırt edebileceği türden kalaşnikof tüfekle ateş ettiğini belirtmeleri ve sanığın olay öncesi veya sonrasında böyle bir tüfeği ruhsatlı bir şekilde taşıdığına dair herhangi bir bilgi veya belgeyi dosyaya sunamaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar ele geçirilememiş olsa da olay sırasında kullanılan ve 7,62 mm çapında sekiz adet kovanın atıldığı silahın inceleme raporunda belirtilen tip ve özelliklere uygun, tanık beyanlarına göre kalaşnikof marka bir tüfek olduğunda ve sanık tarafından kullanıldığında kuşku bulunmadığı, bu kabule ve vicdani kanaate göre 6136 sayılı Kanun'un 13/2. maddesine göre alt sınırdan ceza tayiniyle yapılan uygulamanın isabetli olduğunun kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.