Logo

Ceza Genel Kurulu2022/343 E. 2024/30 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında isnat edilen çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mağdurenin beyanları dışında sanığın cinsel istismarda bulunduğunu gösterir kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mağdurenin iddiasının şüphede kaldığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince bu şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararına konu mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

DİRENME

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 1086-1598

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.06.2017 tarihli ve 6-243 sayılı hükme yönelik mağdure vekili, katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 04.07.2018 tarih ve 1912-1284 sayı ile; sanık müdafii ile mağdure vekilinin istinaf başvurularının CMK'nın 279/1-b maddesi gereğince reddine, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat hükmünün CMK'nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına, sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103/1-1. cümlesi, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.

Hükmün katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 09.09.2020 tarih ve 7827-3439 sayı ile; "Olayın intikal şekli ve zamanı, suç tarihi itibarıyla on dört yaşı içerisinde bulunan mağdurenin aşamalarda değişen çelişkili anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin beraate yönelik kabulünün dosya içeriğine uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde vaki talebin kabulüyle hükmün kaldırılarak sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi ise 23.12.2020 tarih ve 1086-1598 sayı ile;

"...Mağdur ... ile sanık ...'in aynı mahallede oturmaları nedeniyle birbirlerini tanıdıkları, mağdur ...'in sanık ...'a ilgi duyduğu, ancak aralarında duygusal bir arkadaşlık bulunmadığı, 2015 yılı Haziran ayında sanığın mağdurun evine geldiği, mağdur ile organ sokma boyutuna varmayacak şekilde seviştikleri, bu olaydan sonra bir daha görüşmedikleri anlaşılmıştır. Her ne kadar sanık, mağdurenin annesinin isteği üzerine evlerine gittiğini ve mağdure ile sevişmelerinin olmadığını savunmuş ise de; mağdurenin tüm aşamalarda değişmeyen istikrarlı ve samimi anlatımları, sanığın mağdurelerin evine gittiğini kabul etmesi, mağdurun annesi ...'in sanığı mağdurla konuşmak üzere eve çağırdığına ilişkin bir beyanının bulunmaması, olayın doğal bir biçimde ortaya çıkması, mağdurenin iftira etmesini gerektirecek herhangi bir husumetinin bulunmadığı, dikkate alındığında sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.

Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 09/09/2020 tarih 2019/7827 esas 2020/3439 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar vermiş ise de, sanık ... ile aynı konumda olan, sanık ... gibi tüm aşamalarda suçlamaları reddeden, mağdurenin aynı zamandaki ifadeleriyle hakkında soruşturma başlatılıp yargılaması sonuçlandırılan, hakkında farklıca bir delil bulunmayan sanık ... hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise onanmasına karar vermiştir.

Dairemizce sanık ...'in, suç tarihinde 15 yaşından küçük olan mağdure ile organ sokma boyutuna varmayacak düzeyde cinsel ilişki yaşamak suretiyle TCK'nın 103/1-1.maddesinde düzenlenen çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği kanaat ve sonucuna varılmıştır." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.

Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2021 tarihli ve 63797 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 25.05.2022 tarih ve 24437-4875 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

Direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR:

İncelenen dosya kapsamından;

Hastane doğumlu olup suç tarihinde on beş yaşının içinde bulunan mağdurenin uyuşturucu madde kullandığından şüphelenen ve başına kötü bir şey gelmesinden endişe duyan katılanlar tarafından talep edilmesi üzerine sevk edildiği çocuk izlem merkezinde 18.07.2016 tarihinde alınan beyanında; yaklaşık bir yıl önce sanık tarafından kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen cinsel eylemlerden bahsettiği, ayrıca inceleme dışı sanık Fikret ile hakkındaki soruşturma evrakı yaş küçüklüğü nedeniyle tefrik edilen suça sürüklenen çocuk ...'in cinsel eylemlerini de aktardığı, böylelikle soruşturmanın başlatıldığı,

Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 20.07.2016 tarihli raporuna göre; mağdurenin genital muayenesinde; hymen anuler ve ince kenarlı olup serbest kenarlarında nedbe dokusu izlenmediği, yırtılmaksızın duhule müsait olduğu, anal muayenesinde; anal mukoza ve sfinkter tonusunun doğal bulunduğu, vücudunda sol ön koldaki eski simülasyon kesileri dışında herhangi bir tıbbi müdahale gerektirecek harici travmatik değişim tespit edilmediği,

Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesinin 05.09.2016 tarihli raporuna göre; mağdureden alınan kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu veya uyarıcı maddelere rastlanmadığı,

29.07.2016 tarihli adli görüşme raporunda; mağdurenin yaşına ve sosyo-ekonomik düzeyine uyumlu bir görünüme, gelişim düzeyine uygun mental kapasiteye ve sözel beceriye sahip olduğunun, spontane ve uyumlu bir duygulanımla aktarımda bulunduğunun, adli görüşmenin temel unsurlarının ön görüşme ile uyumlu olduğunun belirtildiği,

Mağdurenin İlk Derece Mahkemesinde beyanının alınması sırasında hazır bulunan pedagogun; mağdurenin kendini ifade edebilecek durumda olduğunu, baskı altında kalmadığını, soruları algılayıp cevap verebildiğini, beyanlarına itibar edilebileceğini beyan ettiği,

Sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 28.02.2017 tarih ve 2017/17921 sayılı kararıyla kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği,

Anlaşılmaktadır.

Mağdure çocuk izlem merkezinde; merkeze gelmekteki amacının bekâret testi yaptırmak olduğunu, sanığı yaklaşık 6-7 yıldır tanıdığını, 2015 yılı yaz aylarında henüz havaların çok sıcak olmadığı bir zaman diliminde sanığın, kendisini; "Sevgili olacağız." şeklinde sözlerle ikna ettiğini, bunun üzerine ailesiyle birlikte yaşadığı evde tam bir birleşme olmadan cinsel birliktelik yaşadıklarını,

Mahkemede; uzun yıllardır tanıdığı ve çok sevdiği sanığın birçok kez evine gittiğini, bir defasında eve gittiğinde cinsel ilişkiye girmeleri hâlinde sanığın kendisine sevgili olabileceklerini söylediğini, buna inanarak sanıkla birlikte olduğunu, beraber uyuşturucu madde kullandıkları sanığın o dönemde bir sevgilisinin bulunmadığını, normalde sanıktan şikâyetçi olmayı düşünmediğini ancak çocuk izlem merkezine gittiğinde kendisine cinsel anlamda bir deneyim yaşayıp yaşamadığına dair sorular sorulduğunu, sanığın eylemlerini bu vesileyle aktardığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu,

Bölge Adliye Mahkemesinde; sanıkla organ sokmaya ulaşmayan cinsel birliktelik yaşadıklarını, sanıktan ayrıldıktan sonra uyuşturucu kullanmaya başladığını, psikolojik tedavi sırasında başına gelen olayları doktora anlattığını, niyetinin sanığı şikâyet etmek olmadığını, sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiğini,

Katılan ... kollukta; öz kızı olan mağdurenin son günlerde evden ayrılıp bir veya iki gün başka yerlerde kaldığını, neden bu şekilde davrandığını sorduğunda ise; "Yaparım, izin vermezseniz kendimi keserim." şeklinde sözlerle cevap verdiğini, davranışlarının son zamanlarda çok değiştiğini, uyuşturucu madde kullandığından şüphelendiğini ve başına kötü bir şey gelmesinden korktuğunu, bu nedenle mağdurenin çocuk izlem merkezine götürülerek detaylı bir kontrolden geçmesini istediğini,

Mahkemede; evin etrafında dolaştığını gördüğünde kendisini uyarmasına rağmen sanığın eylemlerine devam ettiğini, katılan ...'in sanığı eve davet ettiğine dair savunmanın gerçeği yansıtmadığını, mağdurenin bu olaydan sonra psikolojisinin bozulduğunu ancak uyuşturucu madde kullanımının ya da evden kaçmasının söz konusu olmadığını, psikolojik tedavisi devam ederken tavsiye üzerine çocuk izlem merkezine götürdüğü mağdurenin orada sanığın eylemlerini anlattığını, sanıktan şikayetçi olup davaya katılmak istediğini,

Katılan ... mahkemede; sanığın, öz kızı olan mağdureyle arkadaşlık yaptığını ve duygusal yakınlaşmalarının olduğunu bildiğini, birkaç defa sanıkla parkta konuşarak mağdurenin uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını sorduğunu, ancak kesinlikle sanığı evine davet etmediğini, sanık hakkında şikâyetçi olup davaya katılmak istediğini,

Tanık ... mahkemede; mağdurenin kendisine yönelik olarak iddia ettiği eylemlerle ilgili Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, sanığı tanımadığını, mağdureyle duygusal bir ilişkisinin olmadığını,

İfade etmişlerdir.

Sanık aşamalarda; mağdureyi aynı mahallede oturmaları nedeniyle tanıdığını, psikolojik sorunları olduğunu ve uyuşturucu madde kullandığını bildiğini, birkaç defa evden kaçarak arkadaşlarının yanına gittiğini bildiğini, mağdurenin, kendisine karşı duygusal anlamda takıntısının bulunduğunu, ancak mağdureye bu anlamda karşılık vermediğini, mağdurenin intikam almak niyetiyle kendisine iftira attığını düşündüğünü, yaklaşık iki yıl önce bir defa katılan ...'in daveti üzerine evlerine gittiğini, mağdurenin o esnada evde olmadığını, katılan ...'in mağdurenin duygularından bahsederek uyuşturucuyu bırakması için onunla konuşmasını istediğini, bunun üzerine dışarıda konuştuğu mağdureye uyuşturucuyu bırakması konusunda telkinde bulunduğunu, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi şeklinde, Latince'de ise in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Mağdurenin aşamalarda 2015 yılı yaz aylarında aralarında gönül ilişkisi bulunan sanıkla kendi evinde bir defa organ sokma boyutuna varmayacak şekilde cinsel ilişkiye girdiklerini iddia ettiği, sanığın ise kendisine duygusal anlamda takıntısı olan ve karşılık vermemesi nedeniyle intikam almak amacıyla suç isnadında bulunan mağdurenin suçlamalarını kabul etmediğini savunduğu anlaşılan dosyada;

Uyuşturucu madde kullandığı şüphesiyle ve sıklıkla evden kaçması nedeniyle ailesi tarafından çocuk izlem merkezine müracaatı sağlanan mağdurenin merkeze geliş amacının bekâret testi yaptırmak olduğunu açıkça belirtmesi, cinsel bir eyleme maruz kalıp kalmadığının sorulması üzerine aralarında sanığın da bulunduğu üç şahsın farklı zamanlarda gerçekleşen cinsel eylemlerini anlatması ve yaklaşık bir yıl önce evlerinde sanıkla organ sokma boyutuna ulaşmayacak şekilde cinsel anlamda yakınlaştıklarını aktarması, esasen sanıktan şikâyetçi olmayı düşünmediğini bildiren mağdurenin söz konusu olayları anne ve babası olan katılanlarla da paylaşmaması, sanığı tanıyan katılan ...'in de zaman zaman evden ayrılarak uyuşturucu madde kullanan mağdureye tavsiyelerde bulunması konusunda sanıktan yardım talep ettiğini ifade etmesi, sanığı evinin etrafında sıklıkla gördüğünü ve uyardığını belirten katılan ...'ın bu konuda adli makamlara müracaat ettiğine dair bir beyanının ya da dosyaya yansıyan bir belgenin bulunmaması, sanığın tüm aşamalarda; kendisine duygusal anlamda hisler besleyen mağdureye karşılık vermemesi nedeniyle iftiraya maruz kaldığını, mağdurenin evine yalnızca bir defa katılan ...'in daveti üzerine gittiğini ve o esnada evde mağdurenin bulunmadığını, katılan ...'in talebiyle mağdureyi uyuşturucuyu bırakması konusunda uyardığını bildirerek atılı suçu inkâr etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; mağdurenin maruz kaldığını iddia ettiği eylemden yaklaşık bir yıl sonra dile getirdiği, somut delillerle ve adli raporlarla da desteklenmeyen soyut beyanları dışında sanık tarafından cinsel istismara uğradığını gösterir kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp mağdurenin iddiasının şüphede kalması ve şüpheden sanık yararlanır evrensel hukuk kuralı uyarınca bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA,

2- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 23.12.2020 tarih ve 1086-1598 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

3- Ulaşılan bu sonuç karşısında, sanık hakkında verilen adli kontrol kararının KALDIRILMASINA, bu kapsamda YAZI YAZILMASINA,

4- Dosyanın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.01.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.