"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 3192-87
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82/1-d, 53, 63/1 ve 54/1. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.10.2019 tarihli ve 1314-914 sayılı, resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık müdafii tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda 01.07.2020 tarih ve 149-1549 sayı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/2. maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına, sanığın TCK’nın 82/1-d-son, 29, 53, 63 ve 54/1. maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye hükmedilmiştir.
Hükmün sanık müdafii, katılanlar vekili ve katılan Bakanlık vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.09.2021 tarih ve 4828-12125 sayı ile; "Sanığın, maktul ile müşterek çocuğunu görmek için Samsun'a gelmesine rağmen çocuğu alıp annesinin ve kız kardeşinin yanına bıraktıktan sonra maktul ile birlikte gezmeye başladıkları, birkaç mekânda oturduktan sonra maktulü araçla olayın meydana geldiği yere götürdüğü, burada maktulle tartışan sanığın önceden araçta bulundurduğu bıçakla maktulü 25 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü olayda; sanığın savunmasında maktulün kendisini değişik erkeklerle aldattığını ve bu nedenle boşanma davası açtığını beyan etmesine rağmen maktulün sanığı aldattığına ilişkin dosya kapsamına göre bir delil bulunmadığı gibi boşanma davasının da maktul tarafından açıldığı, maktulün sanığa hitaben ‘Sen erkek misin’ şeklinde sözler söylediği şeklindeki savunmanın aksi kanıtlanamasa da sanığın boşanma davası açan ve kendisinden ayrı yaşayan maktulü gezme bahanesi ile getirdiği ıssız yerde maktul ile tartıştığı nazara alındığında maktulün herhangi bir neden yokken sanığa hakaret etmesinin hayatın olağan akşına aykırı olduğu, maktulün başkaca haksız tahrik oluşturacak bir söz ya da davranışının da bulunmadığı gözetildiğinde sanığın inandırıcı olmayan savunmasına itibar edilerek TCK'nın 29. maddesi gereğince cezasından indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Daire Başkanı O. Atalay ve Daire Üyesi M. B. Seçkin; temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 10.01.2022 tarih ve 3192-87 sayı ile; "Sanığın olayda aksi kanıtlanamayan savunmaları ile olay tarihinde maktulün kendisine yönelik tahrik ve tahkir edici sözlerinin yanı sıra hakaretler etmesi sebebiyle eylemi haksız tahrik altında gerçekleştirdiği konusunda Dairemizde vicdani kanaat oluştuğundan ve maktulün kendisini aldattığını savunmakla birlikte ayrı yaşanan süreçte boşanma davasının açılmış olması, zaman zaman görüşmeleri sebebiyle sanığın bu durumu kabullendiği kabul edilerek asgari oranda tahrik indirimi yapılarak cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozmaya direnerek sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Hükmün sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.03.2022 tarihli ve 23386 sayılı temyiz istemlerinin esastan reddiyle hükmün onaması istekli tebliğnamesi ile dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 09.06.2022 tarih, 3097-4825 sayı ve oy çokluğuyla direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş, açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; bozmadan sonra yapılan yargılamada, katılan Bakanlık vekilinin bozmaya karşı diyeceklerinin tespiti amacıyla duruşmadan haberdar edilmesi gerekliliğine uyulmaksızın direnme kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairenin bozma kararından sonra, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekiline Yargıtay bozma ilamı ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilerek önceki hükümde direnilmesine karar verildiği, katılan Bakanlık vekilinin Özel Dairenin 09.06.2022 tarihli kararından sonra 14.11.2022 tarihinde bu duruma da dikkat çeken temyiz dilekçesi sunduğu anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
CMK'nın "Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri" başlıklı 307. maddesinde;
"Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
Sanık, müdafisi, katılan ... vekilinin dosyada var olan adreslerine de davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da duruşmaya devam edilerek dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise her hâlde dinlenilmesi gerekir." düzenlemesi yer almaktadır.
Bu hüküm gereğince, bozma kararı sanık lehine olsa dahi, bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece sanık, katılan, varsa müdafisi ve vekillerine duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilip, duruşmadan haberdar olmaları sağlanmalıdır. Yerleşik yargısal kararlarda da açıkça vurgulandığı üzere, tebligat yapılamaması ya da davetiye tebliğ olunmasına rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi durumunda, verilecek cezanın, bozmaya konu cezadan daha ağır yaptırım içermemesi hâlinde yargılamaya devam olunarak bir karar verilebilecektir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 31.05.2016 tarihli ve 5-296; 08.05.2018 tarihli ve 1057-197; 07.05.2019 tarihli ve 382-385 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
B. Ön Soruna İlişkin Hukuki Nitelendirme
Özel Dairenin bozma kararından sonra Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin bozmaya karşı diyeceklerinin tespiti amacıyla duruşmadan haberdar edilmesi gerekliliğine uyulmadan önceki kararda direnilmesi, CMK'nın 307. maddesinin birinci fıkrasına aykırılık oluşturmaktadır.
Bu itibarla, direnme kararına konu hükmün, belirlenen bu usuli nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 10.01.2022 tarihli ve 3192-87 sayılı direnme kararına konu hükmün, Özel Dairenin bozma kararından sonra katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin bozmaya karşı diyeceklerinin tespiti amacıyla duruşmadan haberdar edilmesi gerekliliğine uyulmadan önceki kararda direnilmesi suretiyle CMK'nın 307. maddesinin birinci fıkrasına aykırılık oluşturulması nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, gereği için kararı veren bölge adliye mahkemesine, kararın bir örneğinin de bilgi için ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.