"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 116-107
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında; Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesince 25.10.2011 tarih ve 187-549 sayı ile sanığın eyleminin beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ve kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle basit cinsel saldırı suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesince 20.09.2013 tarih ve 458-411 sayı ile; sanığın hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle basit cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/1, 102/3-b, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
Hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 09.01.2020 tarih ve 1894-184 sayı ile; "Olayın intikal şekli ve zamanı, tarafsız tanık ...’nin iş yerinde gördüğü sanığın babacan bir tavırla hareket ettiğine dair ifadesi, diğer tanık beyanları, CD içeriği ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın aynı yerde birlikte çalıştığı mağdurenin vücuduna dokunması şeklindeki eyleminin cinsel amaçla gerçekleştirildiği hususunun şüphede kaldığı ve mevcut hâliyle cezalandırılmasına yeter, başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Daire Üyeleri ... ve ....; "...Sanığın Bursa Adliyesi PTT Şubesinde müdür, katılanın da aynı şubede memur olarak çalıştıkları, o sebeple sürekli bir araya geldikleri, katılanın iddiasına göre sanığın zaman zaman 'Maşallah, çok güzelsin, fıstık gibisin.' şeklinde kendisine laf attığı, olayın olduğu gün iş yeri kapısında karşılaştıkları sırada sanığın katılanın kalçasını ellediği ve katılanın karşı çıkması üzerine sanığın 'Sen benim kızım gibisin.' diyerek olayı geçiştirmeye çalıştığı ancak bu olay sonrası katılanın ağlamaya başladığı ve olayı diğer arkadaşlarına anlattığı, son olayın oluş şeklinin dinlenen tanıklara mağdur tarafından hemen aktarıldığı tanıklar ..., ... ve ... tarafından benzer şekilde doğrulandığı gibi o sırada, şifre almak için PTT şubesinde bulunduğu anlaşılan tanık ...'ın da olayı doğruladığı anlaşılmakla katılanın sanığı suçlaması için aralarında başkaca geçmişe dayalı bir husumetin bulunmaması da dikkate alındığında, sanığın olay günü katılana yönelik sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunu işlediği sabit olduğundan mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir." düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi ise 17.02.2021 tarih ve 116-107 sayı ile; "...Sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları, adli raporlar ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın Bursa Adliyesi PTT Şube Müdürü olarak görev yaptığı, katılanın da aynı şubede memur olarak çalıştığı, katılanın beyanlarına göre sanığın iş yerinde zaman zaman 'Maşallah, çok güzelsin, fıstık gibisin.' gibi ifadelerle katılana laf attığı, olayın olduğu gün de sanık ve katılanın iş yeri kapısında karşılaştıkları sırada sanığın katılanın kalçasını ellediği ve katılanın tepkisi üzerine sanığın 'Sen benim kızım gibisin.' diyerek olayı geçiştirmeye çalıştığı ancak olay sonrası katılanın ağlayarak olayı iş arkadaşlarıyla paylaştığı, olayın oluş şeklinin dinlenen tanıklara mağdur tarafından hemen aktarıldığı, her ne kadar sanık üzerine atılı suçlamaları kabul etmemiş ise de; olayın katılan tarafından aktarıldığı tanıklar ..., ... ve ... ile şifre almak için PTT şubesinde bulunduğu anlaşılan tanık ...'ın da olayın doğrulanması ve katılanın sanığı suçlaması için aralarında geçmişe dayalı bir husumetin bulunmaması nazara alındığında, katılanın çalıştığı iş yerinin müdürü olan sanığın olay günü katılanın kalçasına dokunmak suretiyle basit cinsel saldırı suçunu işlediğinin sabit olduğu, bu şekilde gerçekleştiği kabul edilen olayda, sanığın eylemini cinsel amaçla gerçekleştirdiğinde kuşku bulunmadığı ve eyleminin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu," gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve katılan ... ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.08.2021 tarihli ve 58228 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile dosya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 31.05.2022 tarih, 22479-5088 sayı ve oy çokluğu ile direnme kararı yerinde görülmeyerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
Sanık hakkında cinsel taciz suçundan kurulan beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Bursa PTT Başmüdürlüğünün 12.04.2011 tarihli yazısına göre; Bursa Adliye Sarayı PTT Merkez Müdürlüğünde suç tarihi itibarıyla 55 yaşında olan sanığın müdür, suç tarihi itibarıyla 25 yaşında olan katılan mağdurun ise memur olarak görev yaptıkları,
Katılan mağdurun 14.03.2011 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikâyet dilekçesine göre; sanıkla 31.08.2009 tarihinden itibaren Bursa Adliyesi PTT Merkez Müdürlüğünde birlikte çalıştıklarını, sanığın farklı zamanlarda; "Şimdi 25 yaşında olsam seni kaçırmazdım.", "Maşallah maşallah." şeklinde sözler söylediğini, sanığı böyle şeyler söylememesi konusunda uyardığını ancak sanığın benzer eylemlerine devam ettiğini, 09.03.2011 tarihinde saat 08.30 sıralarında da iş yerine girerken sanığın, kalçasına tokat attığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,
Bursa PTT Başmüdürlüğü Teftiş Kurulu Kontrolörlüğünce düzenlenen 01.04.2011 tarihli soruşturma raporuna göre; katılan mağdurun Bursa PTT Başmüdürlüğüne 14.03.2011 tarihinde sunduğu dilekçede; sanık tarafından kalçasına tokatla vurulmak suretiyle cinsel saldırıda bulunulduğunun iddia edildiği, 21.03.2011 tarihli tutanakta; tanık ... ...'ın 05.. ... .3 3. numaralı cep telefonunun arayanlar bölümü incelendiğinde; 21.03.2011 tarihinde saat 06.21'de 05.. 4.. .1 6. numaralı telefon ile 03.13 dakikalık bir görüşme yapıldığının tespit edildiği, Bursa Adliyesarayı PTT Merkez Müdürlüğüne ait 09.03.2011 tarih ve 08.30-09.00 saatleri arasına ait güvenlik kamerası görüntülerinin dosya arasına alındığı, personel olan tanıkların sanığın katılan mağdurun kalçasına tokatla vurduğunu görmediklerini beyan ettikleri, ancak katılan mağdurun sanıkla karşılaştıktan sonra arkasından içeriye giren sanığa hitaben; "Kaç defa söyledim bana bu hareketleri yapmayın diye.", "Bana kızım deme, ben senin kızın falan değilim.", "Niye böyle şeyler yapıyorsunuz, kaç yaşında adamsınız." şeklinde sözler söylediği, sanığın da; "Benim iki kızım var, bir de sen üç kızım olur, ben seni kızım gibi görüyorum ve seviyorum.", "Sen benim kızım gibisin, insan kızını sevmez mi?", "Ne var yani, sen benim kızımsın.", "İnsan kızına bir şey söylemez mi, sen benim kızımsın." şeklinde cevaplar verdiğini beyan ettikleri, güvenlik kamera kaydında ise sanığın katılan mağdurun kalçasına tokat atmak veya benzeri bir şekilde el hareketi yaptığına dair herhangi bir görüntüye ulaşılamadığı, kamera kayıtlarından merkezde günün ilk işlemini yaptıran tanık ...'ın olaya yakından tanık olabileceği anlaşılarak beyanının alındığı, sonuç olarak alınan beyanlar ve görgü tanığının ifadesine göre sanığın, katılan mağdurun arka bölgesine el temasında bulunmakla kusurlu olduğu, sanığın öteden beri alışkanlık hâline getirdiği argo ve küfürlü konuşma ile ölçüsüz el hareketleri gibi davranışlarının bulunduğu, sanığın personelle olay sonrası görüşmediğini söylemiş ise de telefon kayıtlarından tanık ... ile görüştüğünün belirlendiği, cinsel saldırı iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmasının yargılama sonucuna bırakılmasına, tanık ...'nin dinlenmesinin temini için soruşturma raporunun bir suretinin savcılığa gönderilmesine, tanık ...'e yönelik tehdit içerikli sözleri sebebiyle sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, cinsel saldırı ve tehdit suçundan yürütülecek soruşturmaların takip edilmesi ve sonucuna göre işlem yapılmasına, katılan mağdurun iddialarıyla ilgili sanık hakkında kınama cezası uygulanmasına, katılan mağdur ile sanığın başka bir yere görevlendirilmelerine, sanığın ölçüsüz el hareketleri, argo ve küfürlü konuşması sebebiyle uyarılmasına karar verilmesinin uygun olacağının mütalaa edildiği,
Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 14.03.2011 tarihli rapora göre; katılan mağdurun majör depresyon hâlinde olduğu, kati raporun tam teşekküllü bir hastanede olaydan en az 6 ay sonra yapılacak muayene sonucu düzenlenebileceği, 25.08.2011 tarihli rapora göre ise; cinsel saldırı sebebiyle katılan mağdurun ruh sağlığında bozulma olduğunun bildirildiği, Bursa Devlet Hastanesi Baştabipliğince düzenlenen 15.03.2011 tarihli rapora göre; katılan mağdura uygulanan psikometrik testte anksiöz mizaçlı uyum bozukluğu düşünüldüğü, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 29.03.2011 tarihli belgeye göre; katılan mağdurun 17.03.2011 tarihinde muayene edildiği ve akut stres bozukluğu tanısı ile fluoksetin ve mirtazapin isimli ilaçlarla tedavisine başlandığı,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca 31.10.2012 tarihinde düzenlenen rapora göre; katılan mağdurun olay sebebiyle ruh sağlığının bozulmadığı,
PTT Başmüdürlüğünde görevli göğüs hastalıkları uzmanı tarafından düzenlenen 09.03.2011 tarihli iş göremezlik raporuna göre; katılan mağdura grip sebebiyle üç gün rapor verildiği,
Kolluk görevlileri tarafından 16.03.2011 tarihinde düzenlenen CD izleme tutanağına göre; sanık ve katılan mağdurun saat 08.30 sıralarında postane giriş kapısında yan yana aynı anda görüldükleri, şahısların, yüzleri kameraya dönük hâlde kendi aralarında konuştukları ancak ses çıkmadığı için konuşmaların duyulmadığı, cinsel saldırı olayının ise görülmediği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur disiplin soruşturmasında; yaklaşık 1,5 yıldır Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olarak çalıştığını, 14.03.2011 tarihli dilekçenin kendisi tarafından verildiğini, olaya ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nin tanık olduklarını, özellikle ...'in sanığın hareketini gördüğünü zannettiğini, çünkü kendisine de sanığın yaptığı hareketi gördüğünü söylediğini, sanığın önceden eliyle omuzlarına dokunduğunu, sanığı el şakası yapmaması konusunda birkaç kez uyardığını, sanığın bir defasında; "Sen bana ahlak dersi mi veriyorsun?" diye çıkıştığını, ayrıca olaydan önce de; "Ben 25 yaşında genç olsam seni kaçırmazdım.", "Maşallah, maşallah bugün yine çok güzel görünüyorsun." şeklinde sözler söylediğini, kadın personelin de omuzlarına dokunduğunu, argo ve küfürlü konuştuğunu, bir keresinde bir dakika kadar geç kaldığında sanığın küfürlü konuştuğunu, sanıkla arasında husumet olmadığını, sanığın zaman zaman kendisine az çalıştığını söylediğini, sanık hakkında bir gün önce yani 14.03.2011 tarihinde savcılığa şikâyette bulunduğunu, sanığın olaydan sonra kendisine bir şey söylemediğini, savcılıkta; 09.03.2011 tarihinde saat 08.30'da iş yerine girdiği anda giriş kapısını kapatırken sanığın eliyle kalçasına vurduğunu, sanığa; "Ne yapıyorsunuz?" diye çıkıştığını, sanığın; "Sen benim kızım sayılırsın." dediğini, sanığa; "Kızın falan olmak istemiyorum, ayıp bu yaptığınız." demesi üzerine sanığın kızı ...'yı kastederek; "...'ya söyleyeyim, kardeşin öldü diyeyim." şeklinde cevap verip iş yerinden ayrıldığını, şefleri olan tanık Meral ve mesai arkadaşı tanık ...'in kendisine ne olduğunu sorduklarını, cevaben sanığın kalçasına dokunduğunu söylediğinde; "Terbiyesizliğini, ahlaksızlığını yine yaptı." dediklerini, tanık ...'in, sanığın kalçasına vurduğunu gördüğünü telefonda kendisine söylediğini, gün boyu olayın etkisinde kalıp ağladığını, ruh sağlığının etkilendiğini, olay günü üç gün rapor alıp başmüdür yardımcısı ile görüşerek yaşananları anlattığını, şikâyetçi olduğunu, asliye ceza mahkemesinde ek olarak; olay günü PTT Müdürlüğünün giriş kapısını açıp kapatırken sanığın kalçasına sert olmayan bir tokat attığını, sanığın eli açık vaziyette daha çok cinsel amaçlı dokunduğunu, ağır ceza mahkemesinde; iş yerindeki çalışma arkadaşlarına sanığın, kalçasını ellediğini söyleyip ağlamaya başladığını, sonrasında rapor alıp sanığa verdiğini, sanığın da kendisine; "Bir daha burada çalışmayacaksın." dediğini, tanık ...'in doğruyu söylemediğini, telefonda kendisine olayı gördüğünü anlattığını, şikâyetçi olduğunu,
Tanık ... disiplin soruşturmasında; sanığı ve katılan mağduru tanımadığını, suç tarihinde Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğüne e-devlet şifresi almaya gittiğini, işlemi bittikten sonra çıkış kapısı önüne geldiğinde sanık ve katılan mağdurla karşılaştığını, hatırladığı kadarıyla sanığın katılan mağdura; "Geç kaldın kız." gibisinden bir söz söyleyerek eli ile tam göremediği şekilde katılan mağdurun sırt bölgesi, beli veya kalçası gibi bir yere dokunduğunu, katılan mağdurun sanığa; "Babam yaşındasınız, böyle yapmayın." şeklinde söylenerek içeriye girdiğini, gözünün önünde canlanan bu olayda cinsel saldırı gibi bir durum olduğunu algılasaydı çekinmeden bu duruma tepki göstereceğini, memurlarla şakacı bir üslupla konuştuğunu gördüğü sanığın katılan mağdura sergilediği davranışını da o anki görüntü itibarıyla sanki babacan bir davranışmış gibi algıladığını, mahkemede farklı olarak; şubeden çıktığı sırada katılan mağdurun içeriye girdiğini, sanığın da dışarıya çıktığını, aralarında bir şeyler konuştuklarını, sanığın katılan mağdurla şakalaştığını düşündüğünü, aralarında tartışma yaşanmadığını, tam olarak ne konuştuklarını da duymadığını, ortamda nahoş bir durum olmadığını, daha sonra yanlarından geçip gittiğini, müfettişlikte böyle bir olayın olduğunu duyduğunu söylediğini, sanığın katılan mağdura karşı bir el hareketi yapıp yapmadığının farkında olmadığını, aralarında bir tartışma olsaydı bunu fark edebileceğini, aradan zaman geçmesi sebebiyle müfettişe verdiği ifadesini hatırlamadığını, ancak öyle rahatsız edici ya da taciz edici bir hareket olduğunu zannetmediğini, öyle bir şey algılamadığını,
Tanık ... disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olarak işe başlayalı iki gün olduğunu, olay günü montunu dolaba koyduğu sırada arkası dönükken katılan mağdurun söylendiğini duyduğunu, sanığın katılan mağdura; "İnsan kızına bir şey söylemez mi, sen benim kızımsın." dediğini, katılan mağdurun da sanığa; "Ben sizin kızınız değilim." şeklinde cevap verip birkaç dakika sonra ağlamaya başladığını, sanığın mağdura el temasında bulunup bulunmadığını görmediğini, mahkemede farklı olarak; olay günü katılan mağdurun bir şeyler söylenerek içeriye girdiğini duyduğunu,
Tanık Selahattin disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, olay günü katılan mağdurun sesini duyup baktığında söylenerek geldiğini gördüğünü, "Bana bu şakayı yapma." dediğini hatırladığını, gişesine oturan katılan mağdurun on dakika sonra dışarı çıktığını, iddialarla ilgili bir şey görmediğini, sanığın önceleri katılan mağdura; "Üç kızım var biri sensin." şeklinde sözler söylediğini, sanığın personele çok yakın ve samimi bir insan olduğunu, katılan mağdurun omzuna dokunmuş olabileceğini ancak başka türlü bir şey olduğuna ihtimal vermediğini, mahkemede farklı ve ek olarak; olay günü işe geç gelen katılan mağdura sanığın neden geç kaldığını sorduğunu, katılan mağdurun; "Ne olacak ki." demesi üzerine sanığın; "Burada 30 senelik memur arkadaşlar var, onlara karşı ayıp oluyor." şeklinde cevap verdiğini, on dakika sonra ağlama sesini ve iddiaları duyduğunu, katılan mağdura; "Kızım" diye hitap eden sanığın böyle bir şey yapacağına inanmadığını,
Tanık Metin disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, katılan mağdurun, gişesine doğru yürüdüğü esnada; "Böyle yapmayın." dediğini duyduğunu, sanığın da; "Sen benim kızımsın." şeklinde cevap verdiğini, hatırladığı kadarıyla katılan mağdurun birkaç dakika sonra ağladığını, iddialarla ilgili başka bir şey görmediğini, sanığın böyle bir şey yaptığına ihtimal vermediğini, sanığın söz ve davranışlarındaki rahatlığının zaman içinde katılan mağdurda birikime sebep olmuş olabileceğini, mahkemede farklı olarak; mesai başladıktan 5-10 dakika kadar sonra işe gelen katılan mağdura sanığın geç gelme sebebini sorduğunu ancak vücuduna dokunduğunu görmediğini, kadın çalışanların aralarında konuştuktan 10 dakika sonra bu iddiaların ortaya atıldığını,
Tanık Turan disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, olayla ilgili bir şeye şahit olmadığını, bir ara katılan mağdurun durgun olduğunu, sanığın da katılan mağdurun yanına gidip hasta olup olmadığını sorduğunu, sanığın kadın erkek ayırt etmeksizin küfre yakın sözlerle konuştuğunun ve omza dokunmak gibi temaslarda bulunduğunun doğru olduğunu, kadın memurlar arasında dayanışma olduğunu, iddiaların doğru olduğuna inanmadığını, mahkemede farklı ve ek olarak; olay günü saat 08.35'te sanığın kapıya doğru gittiği sırada katılan mağdurun içeri girdiğini, sanığın katılan mağdura geç kalma sebebini sorunca katılan mağdurun; "Ne olmuş yani?" dediğini, sanığın ise; "30 yıllık memurlar zamanında geliyor, onlara karşı ayıp oluyor kızım." şeklinde cevap verdiğini, katılan mağdurun ise; "Bana kızım diyemezsin." demesi üzerine aralarında bir tartışma meydana geldiğini, katılan mağdurun masasına kadar konuşarak gittiklerini, sanığın dışarı çıktığını, sonrasında tanıklar... ve Meral'e haber verildiğini, katılan mağdurun iddialarına ilişkin bir şey görmediğini, sanık ve katılan mağdurun saat 08.35 gibi karşılaştıklarını, 20 dakika sonra ise iddiaların ileri sürüldüğünü ve katılan mağdurun ağladığını, ailece görüştüğü sanığın kadınlara karşı ileri sürülen hareketleri olduğunu görmediğini, sanığın işe geç kalınmaması hususunda hassas olduğunu,
Tanık... disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, olay günü mesaiye başladıktan sonra katılan mağdur önde, sanık arkada olacak şekilde içeri girdiklerini, katılan mağdurun; "Ben kızınız değilim." diye söylendiğini, sanığın da; "Sen kızım yerindesin." şeklinde bir şeyler söylediğini, el temasını ise görmediğini, yerine geçen ve ağlamaklı hâlde olan katılan mağdura sanığın; "Ne oldu, ailenden kötü bir haber mi aldın?" gibisinden bir şeyler sorduğunu, katılan mağdurun ise moralinin bozuk olduğunu söylediğini, sonrasında ağlayıp titreyen katılan mağdurun tanık ...'in yanına gidip dışarı çıktığını, kendisinin de katılan mağdurun arkasından gittiğini, önce vezneye giden katılan mağdurla lavaboya gittiklerini, şefleri olan tanık Meral'in izin vermesiyle katılan mağduru evine kadar götürdüğünü, sanığın öğle saatlerinde tanık Meral'e katılan mağdurun artık o gişede oturmayacağını söylediğini, mesai saatleri hususunda titiz olan sanığın memurları ve katılan mağduru bu konuda uyardığını, sanığın argo ve küfürlü konuştuğunu, el hareketlerinin de kontrolsüz olduğunu, zaman zaman elini omuzlarına da koyduğunu, bu konuda sanığı ikaz ettiklerini, karakola ifade vermeye giderken katılan mağdurun; "Abla, Müdür Bey'in elini hâlâ üzerimde hissediyorum." dediğini, kollukta; katılan mağdurun içeri girerken arkasından gelen sanığa; "Utanmıyor musunuz? Neden yapıyorsunuz?" dediğini, sanığın da; "Ben sizi kızım yerine koydum. Siz benim kızım yerindesiniz." şeklinde cevap verdiğini, katılan mağdurun ise; "Ben sizin kızınız değilim, beni kızınız yerine koymayın, istemiyorum." dediğini, sonrasında elleri titrer hâlde tanık ...'in yanına gidip sanığın kalçasına vurduğunu söylediğini, ağladığı için katılan mağduru lavaboya götürdüğünü, mahkemede; katılan mağdurun vücuda temas iddiasını görmediğini ancak iş yerine sanıkla tartışarak girdiklerini gördüğünü, katılan mağdurun biraz yüksek bir sesle; "Beni kızınızın yerine koymayın." gibi sözler söylediğini, ağlayan katılan mağduru lavaboya götürdüğünü, şefe haber verdiğini, katılan mağdurun yaşadıklarını anlattığını, sanığın personele taciz içerikli sözler söylediğini duymadığını ancak arada el şakası yaptığını, kendisinin omzuna da vurduğunu fakat bu temasın cinsel amaçlı olmadığını,
Tanık ... disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, olay günü mesaiye başladıktan sonra katılan mağdurun içeriye girip hiddetli bir şekilde; "Niye böyle şeyler yapıyorsunuz? kaç yaşında adamsınız." gibi şeyler söylediğini, arkasından gelen sanığın ise; "Ne olmuş yani, sen benim kızımsın." dediğini, katılan mağdurun da; "Ben sizin kızınız falan değilim, kızınız yerine koymayın beni." şeklinde cevap verdiğini, sanığın ise; "Ne var yani, ben seni kızım gibi görüyorum." dediğini, katılan mağdurun, yerine geçtikten sonra yanına gelerek; "... Abla, böyle bir şey olur mu ya, müdür popomu elledi." dediğini, bunu söylerken ellerinin buz gibi olduğunu, elleri ile sesinin titrediğini, katılan mağdura sakin olmasını söylediğini, katılan mağdurun salondan çıkıp vezneye gittiğini, sonrasında bildiği kadarıyla tanık...'le önce lavaboya sonrasında ise şefin izin vermesiyle eve gittiğini, el temasını ise görmediğini, sanığın çok rahat bir kişi olduğunu, argo ve küfürlü konuştuğunu, ellerine hâkim birisi olmadığını, daha önce kadın bir arkadaşının sırtına vurup; "Aslanım benim!" gibi şeyler söylediğini, kadınların omuzlarına vurma gibi kontrolsüz davranışlarda bulunduğunu, sanığın davranışlarının cinsel olduğunu önceden düşünmediğini ancak bu son olayla ilgili "Acaba?" diye kendi kendine sorduğunu, sanığın bu olayla ilgili kendisine bir şey söylemediğini, ancak ... isimli arkadaşını telefonla arayıp tüm personeli kapsayacak şekilde hakkında konuşulmaması için tehdit içerikli sözler söylediğini öğrendiğini, kollukta; tanık ...'in, sanığın elini katılan mağdurun beli hizasında gördüğünü söylediğini, asliye ceza mahkemesinde farklı ve ek olarak; katılan mağdurun yerine oturana kadar ağlamadığını, normal olduğunu, yanına gelip sanığın kendisine dokunduğunu söylediğini, mahkemede; arkadaşlar arasında bu olayı konuşurken tanık ...'in sanığın elinin katılan mağdurun bel altına doğru gittiğini gördüğünü söylediğini,
Tanık ... disiplin soruşturmasında; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde memur olduğunu, olay günü işe geç geldiği için yaşananlara ilişkin bilgisi olmadığını, saat 08.50 sıralarında katılan mağdurun tanık ...'in yanında ağladığını gördüğünü, 21.03.2011 tarihinde saat 06.21'de sanığın, cep telefonunu arayarak; "Benim hakkımda asılsız ileri geri konuşuyormuşsun, konuşma. Bak, hepinizin çoluğu çocuğu var. Kızınızı doğrar kapının önüne koyarım, siz iyi insanlarsınız, niçin böyle yapıyorsunuz. Ben seni çok severim. Niçin böyle yapıyorsunuz? Ben on gündür neler çekiyorum." şeklinde sözler söylediğini, sanığa kendisinin olaya tanık olmadığını, tanık olanlarla konuşmasını söylediğini, sanığın kadın-erkek ayırt etmeden küfürlü konuştuğunu, konuşurken nadiren de olsa sırta ve omuza vurmak gibi el temaslarının olduğunu, bu zamana kadar art niyetli davranışını görmediğini, kadın memurlar olarak sanığa mesafeli davrandıklarını,
Tanık Meral disiplin soruşturmasında ve kollukta; Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde şef olarak görev yaptığını, olay günü sanığın odasından çıkıp gişelere yöneldiği esnada katılan mağdurun arkasından söylenerek geldiğini, arkasına dönüp baktığında katılan mağdurun birkaç adım arkasından gelen sanığa hiddetle; "Kaç defa söyledim bana bu hareketleri yapmayın diye." şeklinde şeyler söylediğini, sanığın ise; "Sen benim kızım gibisin, insan kızını sevmez mi?" şeklinde cevap verdiğini, katılan mağdurun da; "Ben sizin kızınız falan değilim, kaç kez söyledim size bana bu tür hareketleri yapmayın diye." şeklinde hiddetle söylenmeye devam ettiğini, sanığın katılan mağdura el temasında bulunduğunu görmediğini, morali bozuk olan katılan mağdurun yanına gittiğinde; "Müdür Bey eli ile popoma vurdu." dediğini, katılan mağdurun ağladığını gören tanık...'in katılan mağdurla lavaboya gittiklerini, katılan mağdura evine gitmesi için izin verdiğini, bu sırada yanlarına gelen sanığın katılan mağdura; "Ne oldu? Ailenden kötü haber mi aldın? Kötü bir şey mi oldu?" diye sorduğunda katılan mağdurun; "Bana yaklaşmayın, uzak durun benden." şeklinde cevap verdiğini, sonrasında ise evine gittiğini, firma işçisi olan tanık ...'in olayı gördüğünü öğrenmesi üzerine adı geçene sorduğunda, sanığın katılan mağdura yaptığı el hareketini gördüğünü söylediğini ancak sonrasında olayı görmediğini ifade ettiğini, katılan mağdurun aynı gün rapor getirdiğini, sanığın hâl ve hareketlerinde bir aşırılık görmediğini ancak kadın arkadaşlarından duyduğuna göre sanığın omuz ve sırta dokunmak gibi el temasında bulunduğunu, rahatsız edici söz ve davranışlarının olduğunu, kendisinin göreve başlamasından sonra bu davranışların azaldığını, asliye ceza mahkemesinde farklı olarak; katılan mağdurun ağlayarak lavaboya gittiğini görmediğini, bunu tanık...'in söylediğini,
Tanık ... disiplin soruşturmasında; yaklaşık 3 yıldır taşeron firma elemanı olarak Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğünde çalıştığını, olay günü saat 08.30 sıralarında sanığın dış kapıya doğru giderken içeri girmekte olan katılan mağdurla karşılaştığını, katılan mağdurun sanığa; "Bana kızım deme, ben senin kızın filan değilim." şeklinde hiddetle söylendiğini, sanığın da; "Benim iki kızım var, bir de sen üç kızım olur, ben seni kızım gibi görüyorum ve seviyorum." şeklinde cevap verdiğini, bu şekilde katılan mağdur ve sanığın arka arkaya içeri girdiklerini, sanığın katılan mağdurun kalçasına eliyle vurduğunu görmediğini, üçüncü bir kişiyi de olay yerinde gördüğünü hatırlamadığını, beş dakika sonra katılan mağdurun ağlayarak vezneye geldiğini, neden ağladığını bilmediğini, kollukta; katılan mağdur kapıdan girerken sanığın da kapıya yöneldiğini, sanığın elini katılan mağdurun omzunda gördüğünü, katılan mağdurun da; "Utanmıyor musunuz? Neden yapıyorsunuz?" dediğini, sanığın; "Ben sizi kızım yerine koydum, siz benim kızım yerindesiniz." dediğini, katılan mağdurun ise "Ben sizin kızınız değilim, beni kızınız yerine koymayın, istemiyorum." dediğini, katılan mağdurun ağlayarak vezneye gelip birkaç dakika vezneye bakmasını istediğini, sonrasında ise izin alıp ayrıldığını, sanığın, katılan mağdurun kalçasına vurduğunu görmediğini ancak elinin katılan mağdurun kolunun yan tarafında olduğunu, mahkemede; sanık ve katılan mağdurun kapıdan girerken herhangi bir şey olup olmadığını görmediğini, katılan mağdurun söylenerek geldiğini, sanığın katılan mağdura "Nerede kaldın kızım?" dediğini, katılan mağdurun da "Ben senin kızın filan değilim, bana kızım deme." dediğini, elle teması görmediğini, buna dair diğer personele de bir şey demediğini, olaydan sonra katılan mağdura telefon ettiğini ancak olayı gördüğünü söylemediğini, soruşturma aşamasındaki beyanını kabul etmediğini, karakola giderken kendi eşine böyle bir şey yapılsaydı ne yapacağını sordukları için bunun etkisinde kalarak o şekilde ifade verdiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık disiplin soruşturmasında; 25.08.2009 tarihinden itibaren Bursa Adliyesi PTT Müdürlüğü görevini yürüttüğünü, katılan mağdurla arasında herhangi bir husumet bulunmadığını, suç tarihinden önce işe geç gelmesi sebebiyle katılan mağdura; "Bak kızım, sen daha yolun başındasın, bu kötü alışkanlıktır. Bak 25-30 yıllık memurlar senden önce geliyorlar, böyle yapma, sabahları kalkamıyorsan saat kur." dediğini, suç tarihinde katılan mağdurun 08.30'da başlayan mesaiye 10 dakika geç kaldığını, katılan mağdurla merkez giriş kapısında karşılaştıklarında; "Kızım hayırdır, neden geç geldin, yoksa rahatsız mısın?" dediğini, katılan mağdurun ise iki üç adım atarak kendisine dönüp; "10-15 dakika geç kaldım, ne oldu?" şeklinde cevap verdiğini, katılan mağdura; "Bana bak kızım, bana böyle papağan gibi söyleneceğine mesaine zamanında gel. Beni müşterilerimize karşı zor durumda bırakma." dediğini, sonrasında katılan mağdurun bilgisayarını açıp oturduğunu, kendisinin ise odasına dönüp 2-3 dakika kaldıktan sonra iş mahkemesine gittiğini, 10 dakika kadar sonra geri döndüğünde şefin katılan mağdurun doktora gittiğini söylediğini, saat 12.00'ye doğru katılan mağdurun gelip üç günlük rapor sunarak ayrıldığını, katılan mağdura işe başladığı günden beri "Kızım." diye hitap ettiğini, katılan mağdurun neden böyle bir iftirada bulunduğunu bilmediğini, iş yerindeki memurlardan tanıklar ... ve...'in sürekli kendisine karşı geldiklerini, babacan tavrı ve idarecilik vasfıyla bu durumu tatlıya bağladığını, bu durumun tanık ...'in çalıştığı pul gişesini denetlemek için kendisine yakın bir yere getirmiş olmasından kaynaklandığını, tanık...'in de tanık ...'in etkisinde kaldığını, bu memurların kendisi yerine eski müdürlerini getirmeye çalıştıklarını duyduğunu, 1990 yılından beri müdürlük yaptığını, 34 yılını bu mesleğe verdiğini, hiçbir çalışanına iddia edildiği gibi davranmadığını, bu durumun kendisine kurulmuş bir komplo olduğunu, katılan mağdura el temasının olmadığını, olayla ilgili suç tarihinden sonra hiçbir personeli aramadığını, kollukta; 34 yıldır görev yaptığını, evli ve iki kızı olduğunu, iddiaların doğru olmadığını, sadece olay günü geç kalan katılan mağdura sebebini sorduğunu, asliye ceza mahkemesinde; katılan mağdurla aralarında husumet ve iftira atması için bir sebep olmadığını, katılan mağdura olay günü neden geç kaldığını sorduğunu, katılan mağdurun ise "Ne olmuş, millet kuyruk mu olmuş?" dediğini, sanığın "Kızım kabadayı gibi konuşacağına erken gel, ben 30 yıllık memurum erken geliyorum, sen 1 yıllık memursun erken gel." şeklinde cevap verdiğini, ... isimli kızı olmadığını, kamera kayıtlarına göre bu konuşmanın saat 08.38'de olduğunu, olay nedeniyle Manisa ili Köprübaşı ilçesine tayini çıktığını, suçlamayı kabul etmediğini, mahkemede; katılan mağduru kızı gibi gördüğünü, daha önceden geç kaldığı için kendisini uyardığını, aleyhine olan tanık beyanlarını ve katılan mağdurun iddialarını kabul etmediğini, bozma sonrası mahkemede ise; katılan mağdurun mesai konusunda uyarılması sebebiyle hakkında iddialar ileri sürdüğünü ve "Bakın ben o müdüre ne yapacağım." dediğini duyan tanıklar olduğunu savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Bursa Adliye Sarayı PTT Merkez Müdürlüğünde müdür olarak görev yapan sanığın, aynı yerde memur olarak çalışan katılan mağdurla 09.03.2011 tarihinde saat 08.35 sıralarında şube giriş kapısında karşılaştıkları esnada şube kapısından dışarı çıkarken içeri girmekte olan katılan mağdurun kalçasına eliyle vurduğu, katılan mağdurun sanığa; "Kaç defa söyledim bana bu hareketleri yapmayın diye. Niye böyle şeyler yapıyorsunuz, kaç yaşında adamsınız. Ne yapıyorsunuz?" diye çıkıştığı, sanığın ise; "Sen benim kızım gibisin, insan kızını sevmez mi? Ne var yani, sen benim kızımsın." şeklindeki sözlerle cevap verdiği, buna karşılık katılan mağdurun; "Bana kızım deme, ben senin kızın falan değilim. Kızın falan olmak istemiyorum, ayıp bu yaptığınız." dedikten sonra ağlamaya başladığı, tanık olan iş yeri personeline olayı anlatıp izin alarak iş yerinden ayrıldığı iddia edilen olayda;
İş yerinde bulunan kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda sanığın katılan mağdurun kalçasına dokunduğuna ilişkin bir tespitin yapılamaması, sanık ile katılan mağdurla birlikte çalışan ve tanık sıfatıyla dinlenen personelin, sanığın katılan mağdurun kalçasına dokunduğuna yönelik iddiayı doğrulamaması, aynı iş yerinde çalışan tanık ...'in sanığın elini katılan mağdurun kolunun yan tarafında görmekle birlikte, katılan mağdurun kalçasına dokunduğuna tanık olmadığını belirtmesi, postaneye işlem yaptırmak üzere gelen tanık ...'nin disiplin soruşturması sırasında, sanığın "Geç kaldın kız." diyerek eli ile tam göremediği şekilde katılan mağdurun sırt bölgesine, beline veya kalçasına dokunduğunu beyan etmesine karşın mahkemede; sanığın katılan mağdura yönelik bir el hareketi yapıp yapmadığının farkında olmadığını söylemesi ve her iki beyanında da sanığın katılan mağdura yönelik rahatsız edici veya cinsel saldırı boyutuna varan bir hareket yaptığını hissetmediğini, sanığın katılan mağdurla şakalaştığını düşündüğünü ifade etmesi, böylece tanıklar ... ve ...'nin sanığın katılan mağdurun vücudunun hangi bölgesine dokunduğuna ilişkin beyanlarının kesin nitelik taşımaması, sanıkla katılan mağdur arasında, savunma ve bir kısım tanık beyanına yansıyan işe geç kalma konusunda bir anlaşmazlığın bulunması, katılan mağdurun ileri sürdüğü cinsel saldırıya ilişkin olayı gören ve katılan mağdurun beyanlarını doğrulayan başkaca tanığın tespit edilememesi, sanığın istikrarlı olarak suçlamayı kabul etmediğini ileri sürmesi, sanığın olay tarihinden önce katılan mağdura; "Ben 25 yaşında genç olsam seni kaçırmazdım.", "Maşallah, maşallah bugün yine çok güzel görünüyorsun. Fıstık gibisin." vb. sözler söylediğinin iddia edilmesi üzerine sanık hakkında cinsel taciz suçundan açılan kamu davası sonucunda kurulan beraat hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleşmesi, olay sırasında katılan mağdurun vücuduna dokunup geç kaldığı konusunda uyarıda bulunan, daha önceden de katılan mağduru mesaiye riayet etmesi hususunda ikaz eden sanığın, katılan mağdura dokunurken cinsel saikle hareket ettiğini gösterir nitelikte bir söylemde de bulunmaması karşısında; katılan mağdurun sanığın, kalçasına dokunduğu iddiası ile vücudunun başka bir bölgesine cinsel arzuları tatmin amacıyla temas ettiği hususunun şüphede kaldığı ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği, sanığın dışa yansıyan davranışlarından cinsel arzu tatminine yönelik bir iradenin belirlenemediği, sanığın eyleminin katılan mağdurun cinsel özgürlüğüne yönelik gerçekleşmediği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığa yüklenen basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa yüklenen basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Olay tarihinde sanık Bursa Adliyesi PTT Şube Müdürü olarak, katılan da aynı şubede memur olarak çalışmaktadır. Sanığın iş yerinde zaman zaman katılana hitaben 'Maşallah, çok güzelsin, fıstık gibisin.', 'Yirmi beş yaşında olsam seni kaçırmazdım.' gibi laflar söylediği, yine sanığın olayın olduğu günde sanık ve katılanın iş yeri kapısında karşılaştıkları sırada sanığın katılanın kalçasına eli ile dokunduğu, katılanın buna karşı çıkması sonucu, 'Sen benim kızım gibisin.' diyerek olayı geçiştirmeye çalıştığı ancak bu olay sonrası katılanın ağlamaya başladığı, olayı diğer arkadaşları ile paylaştığı iddia edilmiştir. Beyanı alınan tanıklardan ..., son meydana gelen olayın oluş şeklini katılanın anlattığı şekilde doğrulamıştır. Yine tanık ...'in olayı benzer şekilde doğruladığı ve katılanın kendisine müdürün poposuna vurduğunu söylemiştir. Daha sonra katılanın ağlamaya başladığı sabittir. Yine tanık ...'in benzer şekilde sanık ile katılan arasında meydana gelen diyaloğu doğrulamıştır. Tanık ...'in bilhassa soruşturma sırasında alınan ifadesinde sanığın katılanın kalçasına eli ile dokunduğununa dair katılanın beyanını doğrulamıştır. Katılanın sanığı suçlamak için aralarında başka geçmişe dayalı bir husumet bulunmamaktadır. Bütün bu deliler dikkate alındığında PTT müdürü olan sanığın olay günü PTT iş yerinde çalışan katılana yönelik cinsel saldırı suçunun sabit olduğu, sanığın isnat edilen suçtan cezalandırılmasına dair Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin direnme kararının isabetli olduğu kanaatinde olduğumdan, sanığa isnat edilen suçun sabit olmadığına karar veren Ceza Genel Kurulu sayın çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa yüklenen basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla sabit olduğu görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli ve 116-107 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığa yüklenen basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.