"İçtihat Metni"
İtirazname No : 2022/47488
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 6. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 593-1
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanığın nitelikli hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 143. maddeleri uyarınca 4 yıl 8 ay hapis cezası; iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK’nın 116/1-4 ve 119/1-c maddeleri uyarınca 2 yıl 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanun’un 53 ve 58. maddeleri uyarınca hak yoksunluklarına ve cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.01.2009 tarihli ve 593-1 sayılı hükümlerin, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 22.03.2018 tarih ve 16871-4171 sayı ile TCK'nın 53. maddesinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29.04.2022 tarih ve 47488 sayı ile; "...Yerel Mahkemece, başka suçtan farklı yargı çevresinde tutuklu olan sanığın savunmasının tespiti amacıyla mahal mahkemesine talimat yazıldığı, talimat mahkemesince sanığa CMK'nın 176/1. maddesi uyarınca iddianame tebliğ edilmeksizin, hazır edildiği 13.11.2008 tarihli duruşmada da CMK'nın 176/4. maddesindeki hakları hatırlatılmaksızın savunma alındığı, sanık hakkında düzenlenen iddianamede sevk maddeleri arasında TCK'nın 58. maddesine yer verilmediği hâlde sanığın talimatla dinlenmesinde tekerrür hükümlerinin tatbikine ilişkin ek savunma hakkı verilmediği, asıl mahkemesinde devam eden yargılama sırasında sanığın kendisine müdafii atandığından haberi bulunmaması da gözetildiğinde, müdafiine TCK'nın 58. maddesinin uygulanması yönünde ek savunma hakkı verilip hüküm kurulmak suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığı," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
23.07.2016 tarihli ve 29779-2 Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'na eklenen geçici 15/12. maddesine dayanılarak 05.11.2020 tarihli ve 31295 sayılı Resmî Gazete'de yayımı tarihinden 10 gün sonra yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 03.11.2020 tarihli ve 245 sayılı kararı ile Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 01.12.2020 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivinde bulunan tüm işlerin Yargıtay 6. Ceza Dairesine devrine karar verilmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 05.10.2022 tarih ve 7299-13154 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; kendisine müdafi atandığından haberi olmayan sanığa ek savunma hakkı verilmeksizin iddianamede talep edilmeyen TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasının CMK'nın 226. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Pazarcık Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.09.2006 tarih ve 376-233 sayı ile; 10.12.2005 tarihinde gece saat 21.00 sıralarında sanık ile inceleme dışı sanıklar ..., ... ve ...’nin, yurt dışında bulunan şikâyetçinin evine hırsızlık amacıyla gittikleri, ikametin önündeki çardaktan tırmanmak suretiyle balkona çıktıkları, balkon kapısının camını kırıp içeriye girdikleri, televizyon, hızar, dijital uydu alıcısı ve müzik setini çalarak suça konu eşyayı inceleme dışı sanık ...'ya sattıkları iddiasıyla sanığın TCK’nın 142/1-b, 143, 116/4, 119/1-c, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
12.10.2006 tarihli müzekkereye göre başka suçtan Kıbrıs’ta cezaevinde bulunan sanığa iddianamenin tebliğ edilemediği,
Yargılama aşamasında sanığa, soruşturmada da görev alan Av. ...’ın müdafi olarak atandığı,
Kıbrıs’tan ihraç edilmesini takiben başka suçtan tutuklanan sanığın Mersin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunması üzerine savunmasının tespiti amacıyla Mersin Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine talimat yazıldığı, talimat ekine soruşturma beyanı ve iddianame örneğinin eklendiği, Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesince 13.11.2008 tarih ve 745 sayı ile; CMK’nın 147, 150, 190 ve 191. maddelerinde yazılı bulunan hakları hatırlatılan sanığın; haklarını anladığını, duruşmadan bağışık tutulmayı istediğini, müdafi talebi olmadığını, savunmasını kendisinin yapacağını ifade ederek iddianamede anlatılan suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,
Yerel Mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması ihtimaline binaen sanık müdafiine ek savunma hakkı verilerek bitirilen yargılama sonucunda 13.01.2009 tarih ve 593-1 sayı ile; sanığın atılı suçlardan cezalandırılmasına, Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2004 tarihli ve 172-249 sayılı ilamı uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği,
Hükümlerin müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.04.2013 tarih ve 13296-7391 sayı ile; müdafiin temyiz talebinin geçerli olmakla birlikte atanan müdafiden haberdar olmaması nedeniyle kararın sanığa tebliği için dosyanın iade edildiği,
Sanığın da temyiz isteminde bulunması üzerine inceleme yapan Özel Dairece hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Ulusal Yargı Ağı Projesi sisteminde yapılan incelemede; sanığın 20.03.2003 tarihinde mağdur İsmail Şenpınar’a yönelik anahtar uydurmak suretiyle hırsızlık suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesince 31.03.2004 tarih ve 172-249 sayı ile; sanığın atılı suçtan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/2, 61, 59/2 ve 81. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün infazı sırasında Pazarcık Cumhuriyet Başsavcılığınca 31.05.2005 tarih ve 120 sayı ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasının talep edilmesi üzerine duruşma açılmaksızın yapılan inceleme sonucunda 09.06.2005 tarih ve 172-249 sayı ile; sanığın lehine olduğu kabul edilen TCK’nın 142/2-d, 35, 145, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba karar verildiği, ilamın 04.11.2005 tarihinde kesinleştirme işlemlerinin yapılarak infaza gönderildiği, sanığın öğrenmekle yaptığı temyiz başvurusunun reddine ilişkin Yerel Mahkemece verilen 20.12.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesince 09.06.2020 tarih ve 2276-4988 sayı ile; sanığa yapılan gerekçeli karar tebliğinin yöntemine uygun olmaması nedeniyle öğrenmekle hükmü temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede, eyleme uyan ve zamanaşımı hükümleri yönünden daha lehe olan 765 sayılı Kanun’un 493/2 ve 102/3. maddeleri gereğince ilk mahkûmiyet kararının verildiği 31.03.2004 tarihinden itibaren on yıllık uzamış zamanaşımı süresinin dolmuş olması gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verildiği,
Sanığın adli sicil kaydında, incelemeye konu suç tarihi itibarıyla tekerrüre esas başka bir ilamının bulunmadığı,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Tekerrür, 765 sayılı TCK'da cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir.
TCK'nın "Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. maddesinin bir ila beşinci fıkraları;
"(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz..." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü gibi TCK’nın 58. maddesi uyarınca önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı hâlde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi hâlinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet hâlinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır.
TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun işlenmesi yeterli olup ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin mükerrirlik açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin sonucu olarak mükerrir sanık hakkında, sonraki suç nedeniyle kanun maddesinde seçimlik ceza olarak hapis veya adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunması, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerekmektedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından hüküm kurulduğu sırada Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2004 tarihli ve 172-249 sayılı ilamı uyarınca cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği anlaşılan dosya kapsamında,
Tekerrür uygulamasına esas alınan ilamın, Özel Dairenin düzeltilerek onama tarihinden sonra Yargıtay (Kapatılan) 17. Ceza Dairesince 09.06.2020 tarih ve 2276-4988 sayı ile bozulmasına ve yargılamaya konu kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi ve sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas başkaca da bir ilamının bulunmaması karşısında, sanığa atılı incelemeye konu suçlardan kurulan hükümlerde TCK’nın 58. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında sanığa ek savunma hakkı verilmeksizin iddianamede talep edilmeyen TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasının savunma hakkını kısıtlayıp kısıtlamadığına ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 22.03.2018 tarihli ve 16871-4171 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Pazarcık Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2009 tarihli ve 593-1 sayılı, sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin,
a- Koşulları oluşmadığı hâlde TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
b- Hüküm tarihinden sonra 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yönünden kısmî iptal kararı verilmesi nedeniyle anılan bendin uygulanması bakımından sanık hakkında yeniden bir değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Nedenlerinden BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususların 1412 sayılı Kanun’un 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, sanık hakkında her iki suç yönünden,
c- TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen ÇIKARILMASINA,
d- TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin de tamamen çıkarılarak yerlerine "24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayılı iptal kararı da dikkate alınarak TCK'nın 53. maddesinin 1, 2 ve 3. fıkralarının tatbikine" ibarelerinin EKLENMESİNE,
Karar verilmek suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.