"İçtihat Metni"
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 6. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 22-254
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nitelikli yağma suçundan suça sürüklenen çocuk ...'nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 149/1-c, 31/2, 168/3, 62/1, 51/1 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ertelemeye ve mahsuba ilişkin Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.05.2013 tarihli ve 347-154 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 06.02.2020 tarih ve 3548-402 sayı ile; ''Oluş ve dosya kapsamına göre; gündüz vakti birden ziyade kişiyle mağdur ...'den zorla 60 TL alıp temyiz dışı arkadaşlarıyla paylaşan sanık ...'nın kolluk güçleri tarafından üzerinde mağdura ait 25 TL ile birlikte yakalandığı dikkate alındığında; sanık hakkında yasal koşulları oluşmayan 5237 sayılı TCK'nın 168/3. maddesi gereği etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle noksan ceza tayin edilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 12.01.2021 tarih ve 82-16 sayı ile; suça sürüklenen çocuğun nitelikli yağma suçundan TCK'nın 149/1-c, 31/2, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba hükmedilmiş, bu hükmün de suça sürüklenen çocuk ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 14.12.2021 tarih ve 21663-19463 sayı ile; "...5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle sanığa verilen cezadan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise 08.06.2022 tarih ve 22-254 sayı ile; "...Suça sürüklenen çocuk ...'nın üzerine atılı eylemi yanında bulunan ve yağma suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneklerinin gelişmediği ve bu nedenle cezai sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 01.11.2012 tarihli ve 2012/4560 soruşturma sayılı kararı ile haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen ... ve... ile birlikte, il merkezinde bulunan lunaparkta mağdur ...'e tokat atıp mağdurun üzerini arayarak mağdurun cüzdanındaki 60 TL parayı ve 1 adet jetonu alarak işlediğine; bu duruma göre, yaşı küçük olan mağdurdan alınan paranın miktarı az ise de suça sürüklenen çocuğun özgülenen kastının daha fazla para almak olduğu, bu nedenle, mağdurun üzerini aradığı ve üzerindeki paranın tamamını aldığı, daha fazlasını alma imkanın da bulunmadığı yani Yargıtay uygulamalarına ve Ceza Genel Kurulu'nca da kabul gören içtihadına göre 5237 sayılı Yasa'nın 150/2. maddesinde düzenlenen değer azlığının bu olayda uygulama koşullarının oluşmadığı," şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de suça sürüklenen çocuk ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.08.2022 tarihli ve 94151 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 14.02.2023 tarih ve 7590-8764 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suça sürüklenen çocuk ... hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin olup uyuşmazlığın esasına geçilmeden önce bir kısım Ceza Genel Kurulu Üyesince; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2012 tarihli ve 1533-190 sayılı iddianamesi ile; suça sürüklenen çocuğun haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen çocuklar ... ve ... ile birlikte lunaparkta bulundukları sırada mağduru gördükleri, suça sürüklenen çocuğun yanına gittiği mağdurun üzerini aradığı ve ona tokat attığı, akabinde mağdurun cebinde bulunan cüzdanındaki 60 TL'sini aldığı, inceleme dışı çocuklardan birisinin de mağdurun elinden oyun jetonunu aldığı, daha sonra suça sürüklenen çocuk ve yanındakilerin hep birlikte olay yerinden kaçtıkları ve mağdurdan aldıkları parayı aralarında paylaştıkları, bu şekilde suça sürüklenen çocuğun nitelikli yağma suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açıldığı ve sevk maddesi olarak da TCK’nın 149/1-c ve 31/2. maddelerinin gösterildiği,
Suça sürüklenen çocuğun sorgusunun 04.12.2012 tarihinde yapıldığı,
Yerel Mahkemece 28.05.2013 tarihinde suça sürüklenen çocuğun nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün Cumhuriyet savcısı ve suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece 06.02.2020 tarih ve 3548-402 sayı ile hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 12.01.2021 tarihinde sanığın tekrar nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün bu kez suça sürüklenen çocuk ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Dairece 14.12.2021 tarih ve 21663-19463 sayı ile hükmün bozulduğu,
Yerel Mahkeme ise 08.06.2022 tarih ve 22-254 sayı ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi suça sürüklenen çocuğun nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetine karar verdiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat
Suç tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle TCK'nın 149. maddesinin 1. fıkrası;
"1) Yağma suçunun;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." biçiminde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un "Dava zamanaşımı" başlıklı 66. maddesi ise;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…" şeklinde düzenlenmiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK'nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
TCK'nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
TCK’nın 66. maddesinde, çocuklar hakkında yaş gruplarına göre kademeli olarak daha kısa zamanaşımı süreleri getirilmiştir. Bu kapsamda TCK’nun 66/2. maddesindeki; "Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının… geçmesiyle kamu davası düşer." düzenlemesi ile 12-15 yaş grubunda bulunan çocuklar açısından zamanaşımı yetişkinlere göre yarı oranında kısaltılmış bulunmaktadır. Aynı Kanun’un 67/4. maddesi uyarınca kesen bir nedenin bulunması hâlinde kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak olan zamanaşımı, ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli yağma suçunun yaptırımı TCK'nın 149. maddesinin birinci fıkrasında on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun’un 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca, suça sürüklenen çocuğun yaşı da dikkate alındığında, yargılama konusu olay bakımından 7 yıl 6 aylık asli ve 11 yıl 3 aylık kesintili zamanaşımı süresi geçerlidir.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 26.10.2012 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, 28.05.2013 tarihli mahkûmiyet hükmünden sonra dava zamanaşımını kesen ilk işlem suça sürüklenen çocuk hakkında 12.01.2021 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü olduğundan TCK'nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık asli zamanaşımı iki mahkûmiyet hükmü arasında 28.11.2020 tarihinde gerçekleşmiştir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca bozmadan önceki ilk karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının TCK'nın 66/1-d, 66/2 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2022 tarihli ve 22-254 sayılı direnme kararına konu hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda CMUK'un, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca bozmadan önceki ilk karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının TCK'nın 66/1-d, 66/2 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.