Logo

Ceza Genel Kurulu2023/184 E. 2023/694 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığa atılı aralarında evlenme yasağı bulunan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun sabit olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık ve müdafiine esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapma imkanı tanınmadan ve sanığa son söz hakkı verilmeden hüküm kurulması, CMK'nın 216. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına aykırı olması ve sanığın savunma hakkını kısıtlaması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

DİRENME

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 81-183

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanığın, aralarında evlenme yasağı bulunan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 104/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.02.2021 tarihli ve 255-85 sayılı hükme yönelik katılan ... vekili, katılan mağdure vekili ile sanık müdafii tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince 26.05.2021 tarih ve 823-1167 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bu kararın da katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 14.10.2021 tarih ve 22992-8405 sayı ile; "Mağdurenin kolluk ile ilk derece mahkemesinde sanığın kendisine yönelik cinsel saldırı eylemini gerçekleştirme şekline dair verdiği tutarsız beyanları, İstanbul Anadolu Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 26.06.2020 tarihli raporunda tespit edilen çatlağın cinsel eyleme bağlı olmayan nedenlerle de oluşmasının mümkün olabileceğinin belirtilmesi, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkûmiyet kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 18.04.2022 tarih ve 81-183 sayı ile bozmaya direnerek sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.

Direnme kararına konu bu hükmün de katılan ... vekili ile sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.09.2022 tarihli ve 93628 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.12.2022 tarih ve 12330-12084 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI, KONUSU VE ÖN SORUN

Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen beraat kararına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar Özel Dairece onanmakla kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme, aralarında evlenme yasağı bulunan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı aralarında evlenme yasağı bulunan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Cumhuriyet savcısının esas hakkında mütalaasını bildirmesinden sonra duruşmada hazır bulunan sanık ... müdafiine esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapma imkânı sağlanıp sağlanmadığı, hazır bulunduğu oturumda sanığa son sözün verilip verilmediği ve buna bağlı olarak sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

III. OLAY VE OLGULAR:

İncelenen dosya kapsamından;

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece bozulmasından sonra dosyanın gönderildiği İlk Derece Mahkemesince 18.04.2022 tarihli oturumda bozma ilamı okunarak sırasıyla hazır bulunan sanık ... sanık müdafiine bozmaya karşı diyeceklerinin sorulduğu, Cumhuriyet savcısından esas hakkındaki görüşü sorulduktan sonra hazır bulunan sanık ... sanık müdafiine esasa ilişkin savunma yapma imkânı tanınmadan ve sanığa son sözü sorulmadan duruşmaya son verilip direnme kararına konu hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Ön Soruna İlişkin Görüşler

Ceza muhakemesinin amacı olan somut gerçeğin ortaya çıkarılması için delillerin duruşmada ortaya konulmasından sonra, bu delillerden sonuç çıkarma, yani tartışma safhası başlamaktadır. Böylece ortaya konulan delillerle ilgili taraflara CMK'nın 216/1. maddesinde belirtilen sıraya göre söz hakkı verilecek ve tartışma imkânı sağlanacaktır.

Delillerin tartışılmasında hazır bulunan taraflardan kimin hangi sıra ile söz alacağı, cevap haklarını nasıl kullanacakları ve duruşmanın en son kimin sözü ile bitirileceğine ilişkin CMK'nın "Delillerin tartışılması" başlıklı 216. maddesi;

"1) Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz, sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.

2) Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık ... müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.

3) Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir." şeklinde düzenlenmiş iken, 25.08.2017 tarihli ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname'nin 148. maddesi ile üçüncü fıkraya; "Bu aşamada zorunlu müdafiin hazır bulunmaması hükmün açıklanmasına engel teşkil etmez." cümlesi eklenmiştir.

Buna göre; delillerin tartışılmasında ilk önce söz katılana veya vekiline, daha sonra Cumhuriyet savcısına ve en son olarak da sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir. Görüldüğü üzere kanun koyucu, önce iddia, daha sonra da savunma makamında bulunan kişilerin söz alıp görüşlerini açıklaması gerektiğini kabul etmiştir. Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanuni temsilcisinin açıklamalarına; sanık ... müdafii ya da kanuni temsilcisi de Cumhuriyet savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir. Bu kurallar tez (iddia) ile antitezin (savunmanın) çatışmasıyla sonuca (karara) ulaşılan bir sürecin karşılığı olan muhakeme sonunda sağlıklı bir karara ulaşabilmenin gerekli ve zorunlu şartıdır.

Öte yandan, temyiz merciince verilen bozma kararından sonra ilk derece mahkemeleri tarafından yargılamaya devam olunduğunda, dava henüz sonuçlanmamış bulunduğundan, ilk defa hüküm kurulurken son sözün sanığa verilmesi kuralı, bozmadan sonra başlayan yargılamalarda da kamu davasının kesintisizliği ve sürekliliği ilkesinin doğal bir sonucu olarak aynen geçerli olacaktır. Kovuşturmanın sona erdirilip hükmün tesis ve tefhimine geçilmesinden önce son sözü alan tarafın sanık olması gerektiği şeklinde anlaşılması gereken son sözün sanığa verilmesi kuralına uyulmaması hâli, gerek savunma hakkının sınırlandırılamayacağı ilkesine gerekse CMK'nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açık aykırılık teşkil edecek ve bu durum, temyiz incelemesi aşamasında hükmün esasına geçilmeden önce bozma nedeni kabul edilecektir.

Öğretide; "Son söz sanığındır. Son sözün sanığa verilmesi, müdafaa bakımından çok önemlidir. Bunun içindir ki son sözün hazır bulunan sanığa verilmemesi mutlak temyiz sebebi, hukuka kesin aykırılık ve dolayısıyla bozma sebebi sayılmaktadır." (Nurullah Kunter-Feridun Yenisey-Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul 2014, s. 1484); "Hüküm safhasına geçmeden önce son söz hazır olan sanığa verilmek zorundadır. Bu hüküm silahların eşitliği ve suçsuzluk karinesi ilkelerinin gereği olarak düzenlenmiş, uyulması zorunlu ve emredici bir hükümdür. Son sözün sanığa verilmesi bozmadan sonraki yargılamada da uyulması zorunlu bir usul kuralıdır." (Yener Ünver-Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, 7. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, cilt: 2, s. 146–149) şeklinde görüşler ileri sürülmek suretiyle, hükmün tesis ve tefhim edildiği duruşmada hazır bulunan sanığa mutlaka son sözün verilmesi gerektiği düşüncesi ittifakla benimsenmiştir.

B. Ön Soruna İlişkin Hukuki Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince bozmadan sonra sanık ... sanık müdafiinin hazır bulundukları 18.04.2022 tarihli oturumda Özel Daire bozma ilamı okunarak sırasıyla sanık ... müdafii ile Cumhuriyet savcısından Özel Daire bozma kararına karşı diyeceklerinin sorulduğu, Cumhuriyet savcısından esas hakkındaki mütalaasının alındığı, hazır bulunan sanık ... müdafiine esasa ilişkin savunma yapma imkânı tanınmadan ve sanığa son sözü sorulmadan duruşmaya son verilip direnme kararına konu hükmün kurulduğu anlaşılan dosyada; Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasından sonra sanık ... müdafiine esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hakkı tanınmadan ve sanığa da son söz hakkı verilmeden hüküm kurulmasının CMK'nın 216. maddesinin 2 ve 3. fıkrasına açıkça aykırılık oluşturduğu ve sanığın savunma hakkının kısıtlandığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesinin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün yukarıda açıklanan bu usule aykırılıklar nedeniyle diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2022 tarih ve 81-183 sayılı direnme kararına konu hükmünün, duruşmada hazır bulunan sanık ... sanık müdafiine esasa ilişkin savunma hakkı tanınmadan ve sanığa da son söz hakkı verilmeden yargılamaya son verilip hüküm tesis edilmesi isabetsizliklerinden, diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.12.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.