"İçtihat Metni"
İTİRAZ
İtirazname No : 2023/39626
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 431-1008
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanığın, katılan mağdureler ... ve ...'e yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103/1-a maddesi delaletiyle 103/1-2 ve 3. cümleler, 103/4, 43/1, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 11 yıl 3 ay hapis; katılan mağdure ...'a yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan aynı Kanun'un 103/1-a maddesi delaletiyle 103/1-2 ve 3. cümleler, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis; cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.03.2022 tarihli ve 5-71 sayılı hükümlere yönelik katılan mağdureler vekili ve sanık müdafii tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda 22.06.2022 tarih ve 431-1008 sayı ile; İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükümleri kaldırılarak sanığın katılan mağdureler ... ve ...'e yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-1 ve 3. cümleler, 43/1, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis; katılan mağdure ...'a yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan aynı Kanun'un 103/1-1 ve 3. cümleler, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis; cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba hükmedilmiştir.
Hükümlerin katılan mağdureler vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 15.12.2022 tarih ve 12931-11552 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 09.06.2023 tarih ve 39626 sayı ile; "...mağdurların beyanlarında anlatılan eylemlerin benzer şekilde olduğu, farklı zamanlarda birden fazla kez gerçekleştiğinin iddia edildiği, mağdurların birbirlerine yapılan eylemleri görmedikleri ancak ... isimli çocuğa ve ...'e yapıldığını gördükleri ileri sürülmüş ise de ... isimli bir çocuğun olmadığı ve ...' e karşı bir cinsel davranışın olmadığı anlaşılmıştır.
Mağdurların soyut beyanları dışında suç işlendiğini gösteren bir delilin mevcut olmadığı görülmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi, mağdurların soyut beyanlarını esas alarak eylemleri çocuğun basit cinsel istismarı suçu olarak nitelendirerek mahkumiyet hükmü vermiştir.
Sanık hakkında, mağdurların soyut ve birbirine benzer beyanları dışında mahkumiyet hükmü vermeye yeterli, kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden, şüpheden sanık yaralanır ilkesi gereğince atılı suçlardan beraat kararı verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 04.10.2023 tarih ve 8670-5922 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında katılan mağdureler ..., ... ve ...'a yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdurelere yönelik eylemlerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...'in olay tarihinde 65 yaşında, katılan mağdureler ... ve ...'nın 9, katılan mağdure ...'in 7 yaşında oldukları, katılan mağdure ...'nın dedesi, katılan mağdureler ... ve ...'in ailesi ve sanığın aynı apartmanda ikamet ettikleri,
04.08.2021 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaklara göre; katılan mağdureler ile sanığın ikâmet ettikleri apartmanda güvenlik kamerasının bulunmadığı gibi olayların gerçekleştiği yerleri gören herhangi bir kamera kaydının da olmadığı,
05.08.2021 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; yapılan araştırmalarda bahse konu apartman ve sokakta ... isminde bir çocuk ile çingen bir kız şeklinde tarif edilen kişinin bulunmadığı,
02.09.2021 tarihinde Beypazarı Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünde görevli psikolog tarafından inceleme dışı mağdur ... hakkında düzenlenen, şikâyetçi ...'le yapılan görüşmeye ilişkin raporda; kayınpederi olan sanık hakkındaki cinsel istismar iddiaları nedeniyle onunla bağlarını kopardıklarını, sanığın adının böyle bir olayda geçmesinin kendilerini çok üzdüğünü, sarsıldıklarını, söz konusu olayın iftira ya da gerçek olup olmamasıyla ilgilenmediklerini, mağdurların çocuk olmaları nedeniyle ifadelerinde söylediklerinin doğru olduğunu düşündüğünü, küçük yaşta çocuğun cinsel istismar konusunda maruz kalmadığı bir şeyi detayıyla anlatamayacağı kanaatinde olduğunu, 10 yıldır evli olduğunu, bir dönem Nusaybin'de eşi olmadan kayınvalidesi, oğlu ve kayınpederi olan sanıkla birlikte yaşadıklarını, o süreçte de komşularıyla çok samimi olduklarını ve komşularından benzer ya da farklı konularda sanığa yönelik hiçbir şikâyet duymadığını, sanığın böyle bir olayda itham edilmesinin kendisini psikolojik olarak çok etkilediğini, bu nedenle psikolojik destek aldığını, sanığın itham edildiği suçun kendileri için kabul edilebilir olmadığını, yaşadıkları ilçenin küçük bir yer olması nedeniyle ailelerinin böyle bir olayla anılmasından dolayı çok huzursuz olduğunu belirttiği, şikâyetçi ...'le yapılan görüşmede; babası olan sanığın adının cinsel istismar olayıyla anılmasından dolayı çok üzgün olduğunu, kendisini kötü hissettiğini, babasının, başını öne eğdirdiğini, ailecek sarsıldıklarını belirttiği, sanığın eşi ...'le yapılan görüşmede; sanığın adının böyle bir olayla anılmasının kendilerini çok üzdüğünü, sanıkla 37 yıldır evli olduğunu, hiçbir zaman hareketlerinde, davranışlarında en ufak bir yanlışlık görmediğini, bu olayın kendilerini aile olarak derinden yaraladığını, sanıkla bir daha görüşmeme kararı aldığını ifade ettiği, şikâyetçiler ... ve ...'in mağdur ...'le ilgili olarak yapılan görüşmede; inceleme dışı mağdur ...'in dedesi olan sanığı çok sevdiğini ve ona çok düşkün olduğunu, sanığın tutuklanmasından ve çocuk izlem merkezinde ifadesinin alınmasından sonra psikolojik destek almaya başladığını ve klinik psikologla düzenli görüşmeler yaptığını, yapılan görüşmelerde inceleme dışı mağdur ...'e yönelik bir istismar ya da istismar şüphesinin olmadığı yönünde bilgiler edindiklerini ifade ettikleri, çocuk izlem merkezinde de inceleme dışı mağdur ...'in sanığın kendisine yönelik rahatsız edici bir dokunmasının olmadığını, ayrıca özel bölgelerine kimse tarafından dokunulmadığını belirttiği bilgisinin mevcut olduğu, şikâyetçiler ... ve İlyas'ın inceleme dışı mağdur ...'in artık dedesinin tutuklu olduğunu bildiğini ancak olayın ilk anında panikle ona dedesinin borçlu olduğunu söylediklerini, inceleme dışı mağdur ...'in de olayı dedesinin borçlarının olması nedeniyle ona iftira atıldığı şeklinde yorumladığını, inceleme dışı mağdur ...'in "Dedemle bir gün kavuşacağız. Cezaevinde de görmeye giderim." şeklinde söylemleri olduğunu belirttikleri, ayrıca dava sürecini takip etmediklerini ancak bahse konu olayda mağdur komşu çocuklarının aileleriyle görüştüklerini ve manevi olarak yanlarında olduklarını ifade ettikleri,
09.08.2021 tarihinde sosyal hizmet uzmanı tarafından katılan mağdureler ... ve ... hakkında düzenlenen raporlara göre; özel bölgelere dair bilgilerinin olduğu, bilgilerini anatomik resimler üzerinden ifade edebildikleri, dokunmaları tanımlayabildikleri, yaş ve sosyo-ekonomik düzeylerine uyumlu bir görünüme, gelişim düzeyine, yeterli sözel beceriye ve muhakeme yeteneğine sahip oldukları, anlatımlarının ve bu anlatımlara verdikleri duygusal tepkilerinin birbirine paralel olduğu, çevresel detaylar, anlatım biçimleri, görüşmeci ile iş birliği hâlinde olmalarının ve yöneltilen sorulara açık, anlaşılır ve net cevaplar vermelerinin ifadelerinin güvenilir olduğu düşüncesini güçlendirdiğinin mütalaa edildiği,
06.08.2021 tarihinde sosyal hizmet uzmanı tarafından katılan mağdure ... hakkında düzenlenen rapora göre; yapılan ön görüşme ile adli görüşmenin temel unsurları açısından tutarlı olduğunun, katılan mağdure ...'nın plansız ve akıcı bir şekilde öyküyü aktarabildiğinin, bu anlatımlara verdiği duygusal tepkilerin birbirine paralel olduğunun, görüşme süresince görüşmeci ile iş birliği hâlinde bulunduğunun, kendisine yöneltilen sorulara net, anlaşılır ve içten yanıtlar verdiğinin, detaylara hâkimiyetinin güçlü olduğunun, beyanlarında dikkat çeken bir çelişkiye rastlanılmadığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ...; apartmanda üst katta ikamet eden sanığın, arkadaşı inceleme dışı mağdur ...'in dedesi olduğunu, binada kendisini görünce dudağından öpüp bıraktığını, binanın karşısında sanığa ait kümeste bulunan hayvanları sevmeye gittiklerinde sanığın kendilerine dokunduğunu, elini ön cinsel bölgelerine sokarak sıkıp sıkıp bıraktığını, kıyafetlerinin üstünden ve içinden dokunduğunu, elini ileri geri hareket ettirdiğini, eylemlerinin 2-3 dakika sürdüğünü, olayın ilk kez nerede gerçekleştiğinin sorulması üzerine; ilk kez kümeste gerçekleştiğini, ön cinsel bölgesine ve poposuna dokunduğunu, bir kez sanığın göbeğinin kendisinin her yerine değdiğini, sanık kendisine dokunduğunda kaçmaya çalıştığını, arkadaşına ve kardeşine de sanığın bu tür davranışlarda bulunduğunu, 6-7 kez kendisine dokunmasının olduğunu, en son dokunmasının 3-4 gün önce gerçekleştiğini, ön cinsel bölgesine kıyafetinin içinden elini sokarak dokunduğunu, sanığın elinin ön cinsel bölgesi üzerinde kaldığını, sanığın inceleme dışı mağdur ...'in de özel bölgesine dokunduğunu, bir de arkadaşı katılan mağdure ...'dan ona da yaptığını duyduğunu, katılan mağdure ...'nın, evlerine geldiğini, annesi katılan ...'nin şüphelenip sorması üzerine katılan mağdure ...'nın konuştuğunu, bunun üzerine kendisinin de olayları annesi katılan ...'ye anlattığını, sanığın dokunurken "Annenize söylemeyin. Sizi keserim." dediğini, bir de tanımadığı bir çocuğa sanığın eylemde bulunduğunu, anatomik resimlerin gösterilip sorulması üzerine; ön cinsel organ, popo ve memeye sanığın dokunduğunu, canının yanıp yanmadığının sorulması üzerine; sıktığı için acıdığını,
Katılan mağdure ...; ön cinsel bölgesine sanığın ellediğini, yanaklarını sıktığını, kolundan çektirerek sarılıp öptüğünü, saçıyla oynadığını, kıyafetlerinin içinden ön ve arka cinsel bölgelerine eliyle dokunduğunu, göğsüne kıyafetinin üstünden dokunduğunu, ön bölgesine dokunmasının okşama şeklinde olduğunu, ilk öpmesinin bir iki hafta önce gerçekleştiğini, kümeste, kümesin bahçesinde ve apartmanda dokunduğunu, eylemleri ilk kez sanığın "Gel, gel" diyerek arka bahçede kare şeklindeki bir şeyin orada eylemini gerçekleştirdiğini, iki kez göğüslerine ve sırtına dokunduğunu, bu olayların birden fazla kez yaşandığını, en son ne zaman dokunduğunun sorulması üzerine; her iki dudağının kenarından kendisini öpüp bıraktığını, sanığın inceleme dışı mağdur ...'e de dokunduğunu, apartmanda ... isimli bir çocuk olduğunu, sanığın ...'nin cinsel organına on kez dokunduğunu, ayrıca sanığın "Birine bir şey söylersen seni keserim." dediğini,
Katılan mağdure ...; arkadaşı inceleme dışı ...'in dedesi olması nedeniyle tanıdığını sanığın, poposuna, ön cinsel organına ve yanaklarına ellediğini, sanığın eylemini ilk kez 2-3 hafta önce yaptığını, kıyafeti üzerinden göğüslerine ve poposuna dokunduğunu, yanaklarından öptüğünü, poposuna dokunmasının içine girecek şekilde olduğunu, bu olayın kümesin arkasında yaşandığını, katılan mağdureler ... ve ...'e de yaptığını,
Katılan ... kollukta; katılan mağdureler ... ve ...'in annesi olduğunu, bir gün önce saat 20.00 sıralarında aynı binada oturan katılan mağdure ...'nın gelerek sanığın kendisini ve katılan mağdureler ... ve ...'i öptüğünü, özel bölgelerine dokunup taciz ettiğini söylediğini, ardından katılan mağdurelerle oturup detaylı bir şekilde konuştuklarını, katılan mağdurelerden 2-3 hafta önce sanığın bina içinde katılan mağdure ...'nin kolundan tutup kendisine çektiğini, sarıldığını, ardından dudaklarından öptüğünü, son bir aydır evin karşısındaki kümesin bulunduğu yerde pantolonunun içerisine elini sokarak özel bölgesine dokunduğunu, yine aynı şekilde kümesin orada hayvanları severken sanığın katılan mağdure ...'in 2-3 kez pantolonunun içine elini sokup özel bölgesine dokunduğunu ve katılan mağdure ...'in acı duyduğunu, ayrıca katılan mağdure ...'nın da özel bölgesine ve göğsüne dokunduğunu öğrendiğini, ayrıca sanığın katılan mağdureleri yaşananları anlatmaları hâlinde onları keseceğini söyleyerek korkuttuğunu, olayı katılan mağdure ...'nın annesi katılan ...'yla da konuştuklarını, eşi katılan ...'in saat 01.30'da eve geldiğini, eşi katılan ...'e durumu anlatıp şikâyetçi olduklarını, mahkemede; sanığın 5 yıl önce taşınıp insanların güvenini kazandığını, çocukların dilinden çok iyi anladığını, katılan mağdureler ... ve ...'in sanığın torunlarıyla oynadığını, sanığın çocukların nelerden hoşlanabileceğini bildiğini, karşıya kümes kurduğunu, top sahası yaptığını, tavşan, civciv ve ördek getirdiğini, bütün çocukların oraya oynamak için gittiğini, daha sonra tüm çocukların sanıktan korkmaya başladıklarını kendisine katılan mağdurelerin anlattıklarını, katılan mağdureler ... ve ...'in gelerek "Uzun zamandır bu adam bize aynı hareketleri yapıyor." dediklerini, elini özel bölgelerine sokup bazen acıtarak ellediğini, dokunduğunu, kameranın olmadığı yerlerde kızın dudağına yapıştığını anlattıklarını, başka çocukların da olduğundan emin olduğunu ancak şikâyet etmekten korktuklarını düşündüğünü, dikkatini çeken bir olayda ise başka çocuklar içeri girerken sanığın da sessizce girdiğini, kendisi kapıyı açınca çocukların sanığı fark ettiklerini, çocukların "Dede geliyor." dedikten sonra korkarak içeri kaçtıklarını, bu olayın dikkatini çektiğini ancak sanığa konduramadığını,
Katılan ... kollukta; katılan mağdureler ... ve ...'in babası olduğunu, gece 01.30 sıralarında işten döndüğünü, eşi katılan ... ve çocukları katılan mağdureler ... ve ...'in o saatte ayakta olduklarını, katılan mağdurelerin kendisine sanığın uzun zamandır kıyafetlerini indirip/sıyırıp özel bölgelerini ve popolarını ellediğini, dudaklarını öptüğünü, olan biteni anlatmamaları için "Birine bir şey söylerseniz sizi keserim." dediğini anlattıklarını, katılan mağdure ...'nin sanığın kendisini dudağından öperken yan binada oturan arkadaşı bilgi sahibi ...'in gördüğünü kendisine söylediğini, katılan ...'nin ayrıca sanığın katılan mağdure ...'ya da istismarda bulunduğunu, katılan ...'nın bir gün önce eve gelip olayı anlattığını, katılan mağdure ...'nın ablaları bilgi sahipleri ... ve ...'un da olay hakkında bilgisinin olduğunu ifade ettiğini, bu olayı duyunca kendisine engel olamayacağını düşünüp karakola geldiğini, sanıkla hiç görüşmediğini ve olayla ilgili bir şey sormadığını, yaklaşık 4 yıldır aynı binada oturduklarını, samimiyetleri ya da husumetlerinin bulunmadığını, katılan mağdureler ... ve ...'in psikolojilerinin bozulduğunu, onlara "Kızım bana neden anlatmadınız?" dediğinde "Baba 'Sizi keserim.' dedi. Biz de korktuk." şeklinde cevap verdiklerini, katılan mağdureler ... ve ...'in ifadesinde belirttiği şekilde istismar olayını anlattıklarını, organ temasıyla ilgili bir şey söylemediklerini, mahkemede; 4 yıl önce sanığın apartmana taşındığını, karşıya kümes yaptığını, apartmanın ve mahallenin çocuklarını oraya götürdüğünü, çocuklarla beraber büyük insanların da gittiğini, daha sonra kimsenin oraya gitmemeye başladığını, çocukların ruh hâli ve psikolojilerinin değiştiğini, büyük kızının son zamanlarda evden çıkmadığını, kızına markete gitmesini söylediğinde gitmediğini, neden gitmediğini sorduğunu, sanığın, kızını tehdit ettiğini, "Annene, babana söyleme, onları öldürürüm." dediğini öğrendiğini, apartmanın içinde kameranın olmadığı bölgede sanığın, kızını öptüğünü, kızına ne olduğunu sorduğunda kızının bir şey olmadığını söylediğini, bir gün kızlarını sanığın kulübesinin bulunduğu yere gönderdiğini, kızlarının gitmediğini, "Kızım ne oldu? Bu amca size bir şey mi yaptı?" dediğini ancak kızının "Yok baba." şeklinde cevap verdiğini, küçük kızı katılan mağdure ...'i de sanığın taciz ettiğini öğrendiğini, büyük kızı katılan mağdure ...'yi de sanığın sürekli taciz ettiğini, "Anne-babanı öldürürüm." diyerek tehdit ettiğini öğrendiğini, kızlarının bunalıma girdiğini, kendisi işteyken sanığın katılan mağdure ...'nın da eşofmanının arkasından elini soktuğunu, katılan mağdure ...'nın bağırdığını, ardından olayı yaşça büyük kızlara anlattığını, onların da "Neden annenize babanıza anlatmıyorsunuz?" dediğini öğrendiğini,
Katılan ... kollukta; katılan mağdure ...'nın annesi olduğunu, yaklaşık bir hafta önce katılan mağdure ...'nın dışarıda oyun oynadıktan sonra eve geldiğinde büyük kızı bilgi sahibi ...'a kümesin yanında ördekleri sevdiği sırada sanığın göğüslerine dokunduğunu söylediğini, bu konuşmayı duyması üzerine yanlarına gittiğini, katılan mağdure ...'nın kendisine de aynı şekilde beyanda bulunduğunu, katılan mağdure ...'nın korkması ve olaydan daha fazla etkilenmemesi için müracaatta bulunmadıklarını, bir gün önce saat 20.00 sıralarında katılan ...'nin kendisini çağırdığını, o sırada katılan mağdure ...'nın da orada olduğunu, orada katılan mağdurelerin hep birlikte sanığın, özel bölgelerine dokunduğunu anlattıklarını, çocukların zaman zaman kümesin yanına gidip oradaki hayvanları sevdiğini, orada sanığın çocukların özel bölgelerine sürekli dokunduğunu duyduğunu, katılan mağdureler ... ve ...'in de özel bölgelerine dokunup dudaklarını öptüğünü anlattıklarını, mahkemede; katılan mağdure ...'yı sanığın kümesin orada sıkıştırdığını, katılan mağdure ...'nın bunu ablasına, ablasının da kendisine anlattığını, katılan mağdure ...'nın geceleri sürekli kâbus gördüğünü ve korktuğunu,
Bilgi sahibi ... ... kollukta; katılan mağdure ...'nın ablası olduğunu, ablası bilgi sahibi ...'la çarşıdan eve geldikleri sırada yanlarına katılan mağdurelerin geldiklerini ve sanığın kendilerinin özel bölgesine dokunduğunu anlattıklarını, katılan mağdure ...'in "Abla canım çok yandı benim." dediğini, sanığın katılan mağdure ...'nın göğüslerine, katılan mağdure ...'nin özel bölgelerine ve ellerine, ...'in özel bölgesine dokunduğunu ve ...'i öptüğünü anlattıklarını, bu durumu evde anneleri katılan ...'ya söylediklerini ancak katılan mağdurelerin korkması ve olaydan daha fazla etkilenmemeleri için müracaatta bulunmadıklarını ve olayın doğruluğunu biraz araştırmak istediklerini,
Bilgi sahibi ... ... kollukta; katılan mağdure ...'nın ablası olduğunu, katılan mağdure ...'nın zaman zaman sanığın kümesteki tavuklarını sevmeye gittiğini, katılan mağdure ...'yı daha önce dikkatli olması konusunda uyardığını, birkaç gün önce kardeşi bilgi sahibi ...'la çarşıdan eve döndükleri sırada yanlarına katılan mağdurelerin geldiğini, katılan mağdure ...'nın "Abla o adam var ya o adam, ördeklerin sahibi, tam bir sapıkmış abla." dediğini, sebebini sorduğunda katılan mağdureler ... ve ...'i taciz ettiğini söylediğini, o esnada katılan mağdure ...'nin araya girerek "Bana da sarılmak istedi. Ben izin vermedim. ...'in dudağını ve yanaklarını öptü. Bunu ... de gördü." dediğini, bu olayı araştırmak ve çocukların etkilenmemesi için herhangi bir yere müracaatta bulunmadıklarını, bir gün önce katılan mağdurelerin yaşananları katılan ...'ye anlattıklarını öğrendiğini, ardından annesi katılan ... ile katılan ...'nin görüştüklerini ve katılan mağdureler ... ve ...'in babası katılan ...'in şikâyetçi olmaya gittiğini,
Bilgi sahibi ... kollukta; sanığın oturduğu binanın yanındaki binada ikamet ettiğini, katılan mağdureler ... ve ...'le mahalleden arkadaş olduğunu, sanığın oturduğu binanın karşısındaki boş arazide bulunan kümeste tavuk, ördek beslediğini, katılan mağdureler ... ve ...'in bazen yalnız bazen de birlikte ördekleri kümesteki hayvanları sevmeye gittiklerini, sanığın katılan mağdureler ... ve ...'in özel bölgesine dokunduğunu veya onları öptüğünü görmediğini, gördüyse de hatırlamadığını, katılan mağdureler ... ve ...'in yaşananları kendisine anlatmadıklarını, böyle bir olay olduğunu yeni öğrendiğini, sanığın iyi bir insan olduğunu ve çocukları çok sevdiğini, çocuklara sürekli tavuk ve ördekleri sevdirdiğini,
İnceleme dışı mağdur ...; en çok babaannesi ve dedesi olan sanıkla birlikte vakit geçirdiğini, sanığın katılan mağdureler ... ve ...'in başına dokunduğunu duyduğunu, sanığın, kendisinin başına, sırtına ve omzuna dokunduğunu, bu dokunmaların iyi dokunmalar olduğunu, rahatsız olduğu bir dokunmanın olmadığını, özel bölgelerine dokunan veya gören birisinin olmadığını, kendisinin de kimsenin özel bölgesini görmediğini, bahçeye arkadaşlarının, komşularının, bazen bilgi sahibi ...'in ve katılan mağdureler ..., ... ve ...'nın geldiğini, orada sohbet edip oturduklarını, kendisine kimsenin kötü bir davranışı ya da dokunmasının olmadığını,
İnceleme dışı şikâyetçi ... kollukta; inceleme dışı mağdur ...'in babası olduğunu, kendisi ve eşinin bankada çalıştığını, bu nedenle gündüzleri inceleme dışı mağdur ...'e babaannesi ve dedesi olan sanığın baktıklarını, mesai bitiminde inceleme dışı mağdur ...'i aldıklarını, sanığın kimseye cinsel istismarda bulunduğunu düşünmediğini, böyle bir durum olsa inceleme dışı mağdur ...'in kendisine söyleyeceğini, kendisine anlatmazsa annesiyle muhakkak paylaşacağını, bir yıl öncesine kadar sanığın oturduğu sitede ikamet ettiğini, katılan mağdureler ... ve ...'in babası katılan ...'in her iki apartmanın yöneticisi olduğunu, aidatlar, ses ve gürültü nedeniyle daha önce tartıştıklarını, bu nedenle iftira atıldığını düşündüğünü,
İnceleme dışı şikâyetçi ... kollukta; inceleme dışı mağdur ...'in annesi olduğunu, inceleme dışı mağdur ...'i babannesi ve sanığa bırakıp işe gittiklerini, mesai bitiminden sonra sanığın evine gidip yemeklerini yediklerini ve bazen orada kaldıklarını, inceleme dışı mağdur ...'in babaannesi ve dedesi sanığı çok sevdiğini, vakit geçirmekten hoşlandığını, sanığın kimseye istismarda bulunduğunu düşünmediğini, eğer böyle bir şey meydana geldiyse inceleme dışı mağdur ...'in kesinlikle kendisine anlatacağını düşündüğünü, kayınvalidesi ve sanıkla neredeyse her gün görüştüklerini, sanığın böyle bir şey yapmayacağını bildiğini, bu nedenle şikâyetçi olmadığını, 2020 yılı Temmuz ayına kadar aynı sitede ikamet etiklerini, sitede oturdukları zamanlarda katılan mağdureler ... ve ...'in babası katılan ...'le gerek kendisi gerek eşi şikâyetçi İlyas gerekse kayınbabası sanığın binanın önünde bulunan tarla ve apartmanda gereksiz yere toplanan paralar nedeniyle tartışmalarının olduğunu, bu nedenle katılan ...'in sanığa iftira attığını düşündüğünü,
Beyan etmişlerdir.
Sanık kollukta; katılan mağdureler ... ve ...'in apartman yöneticisi katılan ...'in çocukları olduğunu, katılan mağdure ...'nın ise apartmanda ikamet eden birisinin yakını olduğunu, apartmanın karşısında boş arazide herkesin görebileceği bir yerde kümes ve kümesin etrafında bahçe bulunduğunu, kümesi sadece tavukların sığacağı büyüklükte yaptığını, bahçede kamelya şeklinde bir oturma alanının da yer aldığını, apartmanda oturan ve balkonundan bakan herkesin kümesi net bir şekilde görebileceğini, yaklaşık 15-20 gün önce kümesin yanında otururken katılan mağdure ...'nın yalnız bir şekilde kümesin yanına gündüz vaktinde gelerek ördekleri sevmek istediğini söylediğini, ona müsaade ettiğini, o sırada katılan mağdure ...'nın ailesinin balkondan katılan mağdure ...'ya seslendiklerini ve katılan mağdure ...'nın ne yaptığını gördüklerini, katılan mağdure ...'nın yaklaşık yarım ya da bir saat boyunca kümesin yanında kaldığını ve ailesinin sürekli onu görüp iletişim hâlinde olduklarını, ardından katılan mağdure ...'nın arkadaşlarının yanına gittiğini, ertesi gün katılan mağdure ...'nın tekrar gelerek ördekleri sevmek istediğini söylediğini, yaklaşık yarım saat ördeklerin yanında durduğunu, bir önceki gün gibi ailesinin balkondan katılan mağdure ...'ya baktıklarını, karşılıklı birbirlerini gördüklerini, ardından katılan mağdure ...'nın ayrılarak arkadaşlarının yanına gittiğini, katılan mağdure ...'nın istemesi nedeniyle bir kez yavru bir ördeği onun kucağına verip sevmesini sağladığını, kesinlikle ona dokunmadığını, elleriyle bilinçli ve kasıtlı bir şekilde temas etmediğini, sözlü ya da fiziksel olarak cinsel bir eyleminin olmadığını, anlattığı iki gün dışında katılan mağdure ...'nın yanına gelmediğini, katılan mağdureler ... ve ...'i apartmana taşındığı günden beri yani 3-4 yıldır tanıdığını, oğlu şikâyetçi İlyas'ı katılan ...'in apartmandan attırmak istediğini, bu nedenle katılan ...'le küs olduklarını, katılan mağdureler ... ve ... ile yan apartmanda ikamet eden çocukların birlikte oyun oynadıklarını, bazen yanlarından geçerken "Aferin. Güzel oynayın çocuklar." diyerek onlara telkinde bulunduğunu, katılan ...'le küs olması nedeniyle katılan mağdureler ... ve ...'le muhatap olmamaya çalıştığını, güzel bir şey söyleyecek olsa da katılan mağdureler ... ve ...'in anne ve babasının görüp yanlış anlayacağını, bu nedenle tepkiye maruz kalacağını düşünerek onlara karşı mesafeli durduğunu, katılan mağdureler ... ve ...'in diğer çocuklarla birlikte toplu olarak sık sık kümesin yanına gelip, oynadıktan sonra ayrıldıklarını, diğer çocuklara da hiçbir fiziki temasta bulunmadığını, anne ve babasıyla küs olması nedeniyle katılan mağdureler ... ve ...'e ayrıca mesafeli davrandığını, kümesin apartmanda herkesin görebileceği bir noktada olduğunu, kesinlikle hiçbir fiziksel temas ya da cinsel bir eyleminin bulunmadığını, savcılıkta ek olarak; apartmanlarının arka bahçesinin olmadığını ancak katılan mağdure ...'in ifadesinde onu arka bahçeye çağırdığını söylediğini, bunun da katılan mağdure ...'in doğru söylemediğini gösterdiğini, ayrıca ikamet ettikleri yerde ... isminde ne bir çocuk ne de yetişkin bir insanın bulunduğunu, kümesin olduğu yerin açık bir alan olduğunu, çevresinde dört apartmanın konumlandığını, en ufak şeylerin dahi kolayca görünebildiğini, katılan mağdure ...'nın katılan mağdureler ... ve ...'le yakın arkadaş olduğunu, birlikte oynadıklarını, bulundukları yerde çingen kız olmadığını, katılan ...'le husumetleri bulunması nedeniyle onun veya eşi katılan ...'nin yönlendirmesiyle çocukların o şekilde ifade verdiklerini düşündüğünü, mahkemede; husumet nedeniyle hakkında böyle bir iddiada bulunulduğunu, öncelikle sahte imzayla oğlunu apartmandan attırdıklarını, ardından oğlunun ev almasıyla husumetin kendisine yöneldiğini, kendisiyle husumetli olanın katılan ... olduğunu, bu nedenle ondan ve çocuklarından sürekli uzak durduğunu, torunu inceleme dışı mağdur ...'e yönelik de bir eyleminin olmadığını, kanından, canından olan çocuğun dahi bu işe alet edildiğini, bölge adliye mahkemesinde; katılan ...'le arasında aidatlar nedeniyle husumet olduğunu, sahte kararla oğlunu apartmandan attırdığını, bu nedenle oluşan husumetin büyüdüğünü, katılan ...'in mağdur ve ailelerini yönlendirmesi sonucu kendisine iftira atıldığını düşündüğünü, böyle bir suçla heyetin karşısına çıktığı için utanç duyduğunu, olayların gerçekleştiğinin iddia edildiği yerin dört apartman bloğunun ortasında kalan dairelerin balkonlarının ve pencerelerinin baktığı ve herkes tarafından görülebilecek bir yer olduğunu, o ortamda iddiaya konu olayların gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, hiçbir delil olmadığı hâlde apartman yöneticisinin, kendisinin torunu inceleme dışı mağdur ...'i de alet ederek katılan mağdureler ... ve ...'e kendisine iftira attırdığını, aile olarak yüzlerini yere baktırdığını, 65 yıldır onuruyla yaşayan bir kişi olduğunu, Allah'ın kimseyi böyle bir suçla yargılanmak zorunda bırakmamasını dilediğini, eğer bu suçları işlemiş olsaydı şu ana kadar on kez kendi canına kıyacağını, kümesinin belediye tarafından yıkıldığını, yıkılmadan önce etraftaki binaların kameralarından görülen bir yer olduğunu savunmuştur.
V. GEREKÇE
Anayasa’nın 138/1. ve CMK’nın 217/1. maddeleri ile Anayasa’nın 38. ve İHAS’nin 6/2. maddeleri sarahatine göre ispat hukuku bakımından vicdani kanaat esasını benimseyen Ceza muhakememizin amacı, maddi gerçeği insan onuruna yaraşır biçimde ortaya çıkarmaktır. Geçmişte yaşanan ya da yaşandığı iddia olunan bu vakıayı/maddi gerçekliği, olay mahkemesi yapacağı öğrenme yargılaması ile taraflar ve delillerle doğrudan muhatap olup muhakeme hukukuna ilişkin normlar doğrultusunda, gerektiğinde mantık ilminden ve tecrübe kurallarından da faydalanarak sonradan mahkeme önünde temsil etmeye çalışacak, böylece sezgileriyle değil akıl yoluyla vicdani kanaate ulaşarak (M. Feyzioğlu, Ceza Muhakemesinde Vicdani Kanaat, Yetkin Yayınevi, Syf. 139) maddi sorunu çözecektir. Bu yetki münhasıran olay mahkemesine aittir.
Vicdani kanaate ulaşılması, isnat olunan fiilin ispatlandığı anlamına gelir. Bu nedenle, vicdani kanaat hukuki sorunla değil, maddi sorunla ilgili bir kavramdır ve vicdani kanaate ulaşacak makam da maddi uyuşmazlığı çözmeye yetkili derece mahkemeleridir. Hukuki sorunun çözümünde vicdani kanaat ölçütü kullanılamaz. Çünkü; hukuki sorunun doğru çözümü, maddi olaya uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru bulunması ve doğru yorumlanması ile ilgilidir.
Vicdani ispat sisteminde hâkimler, hür vicdanlarına göre hüküm verirler. Her türlü delil aracı, kural olarak kullanılabilir ve bunlar serbestçe değerlendirilir. Ancak bu serbestliğin sınırını yine hukuk belirler. Nitekim, Anayasa’nın 138/1. maddesine göre hâkim, vicdani kanaatini oluştururken, Anayasa’nın, kanunların ve hukukun çizdiği çerçevede kalmak zorundadır. Delil araçlarının ne zaman ve kimler tarafından ikame edilebileceği, bunların muhakemede tabi tutulacakları işlemler, delil aracı ikame taleplerinin hangi şartlarda ret olunabileceği, çelişme yönteminin nasıl hayata geçirileceği, delil aracı yasaklarının neler olduğu gibi konular hukuk tarafından düzenlenir (M. Feyzioğlu, Syf. 357).
Kural olarak delillerle doğrudan temas kurmayan ve öğrenme yargılaması yapamayan Yargıtayın, hukuka uygun olarak elde edilen delilleri takdir etme ve bu suretle ilk derece mahkemelerinin vicdani kanaatini denetleme, aslında olayın nasıl cereyan ettiğini ortaya koyma imkanı bulunmamaktadır. Ancak hükmün gerekçesini esas alarak, bu delillerle varılan sonucun/kabul edilen maddi vakıanın, akıl yürütme/mantık kurallarına, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel kaidelere uygun olup olmadığını denetleyebileceğinde de kuşku yoktur. 288. maddenin Hükûmet Tasarısı'ndaki gerekçesinde bu duruma: "Delillerin yanlış değerlendirilmesi, kuralların yorumunu ve eylemin gerçek niteliğinin saptanmasını etkilediğinde elbetteki hukuka aykırılık oluşturur." denilerek işaret edilmiştir. Uygulama da bu şekilde istikrar kazanmıştır. Doktrinde Yenisey aynı düşünceyi; "Bir hukuk normu olmayan fizik ve mantık kuralları ve tecrübe kaidesi, bir hukuk normu gibi ele alınarak bunlara aykırı olan vicdani kanaatin denetlenmesine imkan sağlamaktadır." (Prof. Dr. Feridun Yenisey, İstinafta Maddi Ve Hukuki Mesele Denetimi, Dr. Dr. Silvia Tellenbach'a Armağan, Seçkin Yayınları, Syf. 1282) diyerek benimsendiğini ifade etmiştir. Çünkü; sağlıklı bir hukuki denetimin ön şartı, maddi vakıanın usulüne uygun, tam ve doğru olarak belirlenmiş olmasıdır.
Ceza yargılamasında kanıt serbestliği ilkesi başlığı altında toplayabileceğimiz temel prensiplere göre; a) Herşeyin kanıt olabileceği (hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş), b) İlgililerin kanıt ileri sürebilecekleri, c) Hâkimin kendiliğinden kanıt araştırabileceği, (hatta zorunlu olarak araştırması gerektiği), d) Kanıt ileri sürmede zaman kısıtlaması olamayacağı, e) Kanıtlama külfetinin sanığa yüklenemeyeceği, f) Kanıt değerlendirmede hâkimi bağlayan üstün kanıtın söz konusu olmayıp hâkimin tüm kanıtları serbestçe değerlendirebileceği, (vicdani kanaat) ceza yargılamasının temel ilkeleridir. Bu ilkelerin birinden dahi vazgeçmek, ceza yargılamasının temel ilke ve yapısına aykırı davranmak anlamını taşır (YCGK., 08.04.1991 tarihli ve 81-111 sayılı).
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adeleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılabilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık ispata dayanmalı, bu ispat hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Toplanan delillerin bir kısmına gözetilip diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaat üzerinden yüksek de olsa bir ihtimale sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir (Y CGK., 11.6.2013 tarihli ve36-294 sayılı).
Şu hâlde, sanığa isnat edilen fiilin sanık tarafından icra edildiğinin kabulü için, gerekçeli ve muhtemel şüphenin tamamen yenilmesi gerekir. Zira kabili te'lif olmayan şüphe ile gerçeğin yan yana mevcudiyeti ile vicdani kanaate ulaşılmasının, mantık ve hukuk kuralları bakımından mümkün olduğu söylenemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Sanıkla aralarında husumet bulunmayan katılan mağdure ...'nın olayın intikalinden bir süre önce ablası olan bilgi sahibi ...'a, sanığın özel bölgelerine dokunduğunu, bilgi sahibi ...'a ise barakanın arkasında göğsünü sıktığını söylemesi, katılan mağdure ...'nın annesi katılan ...'nın olayın intikalinden bir hafta önce kızının kendisine benzer şekilde olayı aktardığını ifade etmesi, katılan ...'nın kovuşturma aşamasında kızının geceleri sürekli kâbus görüp korktuğunu belirtmesi, katılan mağdureler ... ve ...'in sanığın özel bölgelerine dokunduğunu söylemeleri ve sosyal hizmet uzmanının 09.08.2021 tarihli raporlarında; katılan mağdureler ... ve ...'in anlatım biçimleri, görüşmeci ile iş birliği hâlinde olmalarının ve yöneltilen sorulara açık, anlaşılır ve net cevaplar vermelerinin, ifadelerinin güvenilir olduğu düşüncesini güçlendirdiğini mütalaa etmesi, inceleme dışı mağdur ... hakkında düzenlenen 02.09.2021 tarihli sosyal inceleme raporunda, şikâyetçi ...'in olayın mağdurlarının çocuk olmaları nedeniyle ifadelerinde söylediklerinin doğru olduğunu düşündüğünü, küçük yaşta çocuğun cinsel istismar konusunda maruz kalmadığı bir şeyi detayıyla anlatamayacağı kanaatinde olduğunu belirtmesi, ayrıca aynı raporda şikâyetçiler ... ve ...'in dava sürecini takip etmediklerini ancak bahse konu olayda mağdur komşu çocuklarının aileleriyle görüştüklerini ve manevi olarak yanlarında olduklarını ifade etmeleri, sanığın aşamalarda iddiaları kabul etmemesi ve katılan mağdureler ... ve ... yönünden husumet iddiasında bulunmasına karşın olayda benzer anlatımlarda bulunan başka bir katılan mağdurenin de olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın suç ve cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği ve katılan mağdurelere yönelik eylemlerinin sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın katılan mağdurelere yönelik eylemlerinin sabit olmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.