"İçtihat Metni"
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 225-514
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanığın kasten öldürme suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2013 tarihli ve 404-212 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.06.2015 tarih ve 3161-3593 sayı ile; "...Sanığın maktulü kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 27.12.2022 tarih ve 225-514 sayı ile; "...Olaydan yaklaşık 6 yıl kadar sonra tanık ...'ın, 2013 yılında Hıdırlıktepe mevkiinde bir şahsı vurduğu, daha sonra bu şahsın öldüğünü öğrendiği, vicdan azabından dolayı suçunu ikrar ettiği yönündeki dilekçe ve beyanı üzerine, tanık ... hakkında dosyamıza konu eylem yönünden soruşturma yürütüldüğü, adı geçen tanığın şüpheli olarak yer aldığı soruşturmada sonraki tarihli dilekçelerinde korktuğu ve tehdit edildiği için yalan beyanla müracaatta bulunduğunu belirtmesi ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususların aksine ... yönünden yeterli delil bulunmaması gerekçelerinden bahisle takipsizlik kararı verildiği, her ne kadar tanık sonraki dilekçe ve beyanlarında; olay sırasında kendisinin olay yerinde olduğu, hasımlarının geldiğini düşünerek ... ve ...'in söylemesi üzerine sanığın araca yaklaşarak ateş ettiği yönünde beyanda bulunmuş ise de, tanığın olaydan 6 yıl gibi oldukça uzun bir süre sonra ortaya çıktığı gibi beyanlarının da sonradan değiştiği görülmüştür....Mahkememizce bozma ilamından sonra devam olunun yargılamada olay günü olay yerinde çekilmiş olan fotoğrafların dökümüne ilişkin rapor aldırıldığı, söz konusu fotoğraflara göre olayda aracın şoför kısmının harabe şeklindeki duvar ve kayalık tarafta olduğu ancak fotoğraflardan da net bir şekilde anlaşılacağı üzere aracın sol tarafında insan geçebilecek kadar mesafe bulunduğu, bozma ilamı öncesinde tutanak tanıklarının maktulün aracın hangi tarafından çıkarıldığı noktasında herhangi bir beyanlarının olmadığı, bozma ilamı sonrasında beyanlarına tekrar başvurulan tanık ...'ın ise maktulün sağ koltuktan çıkarıldığını hatırladığını beyan ettiği, tanık ...'nın bozma ilamından önceki aşamada; arabanın her iki tarafından insan geçebilecek mesafe bulunduğunu ifade edip bozma ilamından sonra dinlenmesinde ise, aracın şoför kısmının duvara yaslanmış vaziyette olduğunu, maktulü duvarla aracın arasından indirip çıkardıklarını beyan ettiği, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; sanığın parmak izinin aracın her iki tarafında bulunma ihtimalinin doğduğu, kaldı ki, tek başına araçta parmak izi olmasının cinayetin sanık tarafından işlendiği anlamına gelmeyeceği," şeklindeki gerekçe ile bozma ilamına direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.06.2023 tarihli ve 36743 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle dosya, CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 14.12.2023 tarih ve 4910-7967 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi nedeniyle Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞIN KONUSU
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa müsnet kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Yerel Mahkemece verilen kararın yeni hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın kasten öldürme suçundan beraatine dair hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece müsnet suçtan sanığın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizliğinden bozulması sonrasında devam olunan yargılamada ..., ... ve ...’ın ilk kez tanık sıfatıyla dinlendikleri, ...’ın incelemeye konu suçu kendisinin işlediği yönünde ikrarda bulunduğu, sonraki aşamalarda ise olay yerinde kendisinin de olduğu, sanığı maktulü öldürürken gördüğü, tehdit edilmesi nedeniyle suçu üstlendiği yönündeki anlatımları ile ikrarından döndüğü, başka bir soruşturma nedeniyle yapılan iletişimin tespiti sırasında ... ile ... arasında geçen ve ...’ın maktulü öldürdüğünü itiraf ettiği iddia olunan görüşme kayıtları ile ... hakkında incelemeye konu suç nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve bağlantılı soruşturma evrakının belirtilen dosyaya celp edildiği, olay mahallinde çekilmiş fotoğrafların dökümüne ilişkin rapor aldırılarak bozma öncesi beyanlarına başvurulan tanıklar ..., ... ve ...’in de yeniden dinlenmeleri suretiyle yargılamanın sonladırılıp önceki hüküm gibi karar verildiği anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
B. Hukuki Nitelendirme
Bozma ilamı sonrası devam olunan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece ilk yargılamada yer almayan tanıkların ifadelerine başvurularak dosyaya getirtilen yeni delillerin ve yeniden dinlenen tanıkların beyanlarının da tartışılması suretiyle yeni ve genişletilmiş gerekçeyle hüküm kurulması direnme kararı niteliğinde değildir. Özel Dairenin temyiz denetiminden geçmeyen bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın inceleme yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında asıl uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ve 225-514 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.02.2025 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.