"İçtihat Metni"
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 2. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 535-498
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanığın nitelikli hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h, 143, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2020 tarihli ve 457-467 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine inceleme yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince 13.01.2021 tarih ve 2715-107 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmün, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 15.06.2021 tarih ve 15309-11428 sayı ile; "Sanığın, 26.11.2020 tarihli 3. celsede katılanın zararını karşılayabileceğini beyan etmesi karşısında, sanık ya da bir yakını tarafından zararın kısmen veya tamamen giderilip giderilmediğinin; kısmi ödemenin vaki olması hâlinde de buna rıza gösterip göstermediğinin katılandan sorularak sonucuna göre TCK'nın 168. maddesinin uygulanma imkanı tartışılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ise 28.09.2021 tarih ve 535-498 sayı ile; "1. celsede suçtan doğan zarar miktarı ve katılan tarafından beyan edilen hesap numarasının duruşma tutanağına geçirilerek huzurda bulunan sanığa zararı gidermesi için bir sonraki celseye kadar süre verildiği, 2. celsede sanık müdafiin, sanığın annesi ile görüştüğünde oğluna yardımcı olamayacağını belirttiğini, bu nedenle yeniden süre talebinde bulunduklarını beyan etmesi üzerine son kez olduğu hatırlatılarak bir sonraki oturuma kadar süre tanındığı ve son oturum sanığın herhangi bir şekilde ödeme yapmayarak etkin pişmanlıkta bulunmadığı," şeklindeki gerekçe ile bozma ilamına direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık ve müdafii ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2022 tarihli ve 7016 sayılı onama istekli tebliğnamesi üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca inceleme yapan dosyanın devredildiği Yargıtay 2. Ceza Dairesince 26.03.2024 tarih ve 9666-4986 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi nedeniyle Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkûmiyet kararı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup temyizin ve direnmenin kapsamına göre inceleme nitelikli hırsızlık suçundan verilen hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile İlk Derece Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK'nın 168. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; isnat edilen suçun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Katılanın, 04.09.2020 tarihinde gece vakti saat 01.30 sıralarında ikamet ettiği apartmanın merdiven boşluğundaki demirlere kilitleyerek park ettiği bisikletinin çalındığı yönünde müracatta bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı,
Görüntü izleme tutanağında; apartmana ait kamera görüntülerinin incelenmesinde erkek bir şahsın saat 01.30’da katılana ait bisikletle olay yerinden ayrıldığı, görüntülerde kaydı bulunan şahsın, aynı suçtan daha önce hakkında işlem yapılan sanık olduğunun tespit edildiği bilgilerine yer verildiği,
Adli Görüntü İnceleme Bilirkişisi tarafından ibraz edilen 25.11.2020 tarihli raporda; görüntülerde yer alan şahsın, görüntü iyileştirme-onarma ve büyütme işlemleri sonucunda genel fiziki görünümü itibarıyla dosya içinde fotoğrafları bulunan sanık ile aynı şahıs olduğunun bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan aşamalarda; suça konu bisikletin 1.750 TL değerinde olduğunu, banka bilgilerini paylaşmasına rağmen zararının giderilmediğini beyan etmiştir.
Sanık aşamalarda; olay tarihinde ailesi ile birlikte babasının doğum gününü kutladıklarını, görüntülerde yer alan şahsın kendisi olmadığını, suçu işleyenin kendisini andıran başka bir şahıs olup benzer bir olay nedeniyle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, gerekse CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Hukuki Nitelendirme
Sanığın 04.09.2020 tarihinde gece saat 01.30 sıralarında katılanın ikamet ettiği apartmanın merdiven korkuluklarında kilitli vaziyette duran bisikleti çaldığının iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanığın tüm aşamalarda istikrarlı bir şekilde kamera kaydında yer alan şahsın kendisi olmadığını savunması ve olayın tek delilinin kamera görüntüleri olması karşısında, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm delillerin toplanması ve tartışılmasının zorunlu olduğu cihetle, olay anını gösteren kayıtlar ile sanığın yakalandığı tarih itibarıyla elde edilen ve dosya içinde mevcut bulunan fotoğraflarının Emniyet Kriminal Daire Başkanlığı ya da Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesine gönderilerek görüntülerde yer alan şahsın sanık olup olmadığına dair rapor aldırılması, sanığın suç tarihinde kullandığı GSM hat ya da hatlarına ilişkin telefon numaralarının tespit edilerek HTS kayıtlarının incelenmesi ile olay mahallinde bulunan baz istasyonlarından sinyal alıp almadıklarının araştırılması, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2020 tarihli ve 89481 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ilişkin soruşturma dosyasının celp edilerek söz konusu dosyaya yansıyan delillerin değerlendirilmesi ile gerektiğinde aile üyelerinin de beyanlarına başvurularak savunmanın doğruluğu üzerinde durulması ve elde edilecek kanıtlar bir bütün hâlinde tartışılarak sonuca göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla İlk Derece Mahkemesinin direnme kararına konu hükmünün, saptanan ön sorun nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dokuz Ceza Genel Kurulu Üyesi; suçun sübutu bakımından eksik araştırma bulunmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Ulaşılan sonuç karşısında asıl uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 535-498 sayılı direnme kararına konu hükmünün, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle sanık hakkında verilen cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA ve sanığın müsnet suçtan TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
3- Dosyanın gereği için kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bilgi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.02.2025 tarihinde yapılan birinci müzakerede yasal ve yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 19.02.2025 tarihinde yapılan ikinci müzakerede ön sorun bakımından oy çokluğuyla; infazın durdurulması yönünden oy birliğiyle karar verildi.