"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Polatlı Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.08.2007 gün ve 2007/130-2007/566 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 18.03.2010 gün ve 2009/19557-2010/4394 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; davacı vekilinin bedele ilişkin temyizi üzerine Özel Dairece karar yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma ilamının taraflara tebliği üzerine Davalı tarafından 05.05.2010 tarihli dilekçeyle karar düzeltme isteminde bulunulmuş; dilekçe davacı tarafa tebliğ edilerek sonuçta Mahkemece 21.05.2010 tarihli ek kararla karar düzeltme talebi süre geçmesi nedeniyle reddedilmiş ve duruşma açılarak 15.07.2010 tarihli direnme kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432.maddesi; “Temyiz süresi onbeş gündür. … Temyiz süreleri, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar…Temyiz, kanuni süre geçtikten sonra yapılır veya temyizi kabil olmayan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz isteminin reddine karar verir ve Yargıtay’a gönderme için yatırılan parayı kullanarak ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder… Bu ret kararı tebliğinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir, temyiz edildiği ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya kararı veren mahkemece Yargıtay’a yollanır. Yargıtay’ın ilgili dairesi temyiz isteminin reddine ilişkin kararı bozarsa, ilk temyiz dilekçesine göre temyiz istemini inceler.” hükmünü içermekte; mahkemelerce temyiz isteminin süresinde yapılamamış olması halinde istemin reddine ilişkin kararların dayanağını bu hüküm oluşturmaktadır.
Aynı Kanunun Karar düzeltme yolunu düzenleyen 440 ve devamı maddelerinde ise mahkemeye karar düzeltme istemlerini inceleme olanağı veren herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, karar düzeltme isteminin, inceleme kabiliyeti olup olmadığı hususunun takdiri münhasıran Yargıtay'a aittir.
Mahkemece, inceleme yetkisi ve takdiri Yargıtay’a ait olan karar düzeltme istemi konusunda dosyanın ilgili Daireye gönderilip, karar düzeltme istemi konusunda Dairece verilecek kararın beklenmesi ve buna göre takibi işlemlerin yapılması gerekirken, karar düzeltme isteminin incelenerek reddi ile duruşma açılarak direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak iş; davalının karar düzeltme istemi hakkında Özel Dairece karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi; Özel Dairece bu husus karara bağlandıktan sonra verilecek kararın niteliğine göre takip eden işlemlerin yapılması olmalıdır.
Bu usuli işlemler tamamlanmadıkça yeniden duruşma açılması ve karar verilmesi mümkün (H.U.M.K.440 ve devamı mad.) olmadığından direnme kararının, yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmek üzere usul yönünden bozulması gerekmiş; diğer temyiz itirazları bozma nedenine göre bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
SONUÇ: Direnme kararının yukarıda açıklanan usuli nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,istek halinde temyiz peşin harcının iadesine,11.05.2011 gününde, oybirliğiyle karar verildi.