"İçtihat Metni"
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 1338, 1341, 1406, 1408, 1550 parsel sayılı taşınmazların Kartal 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/255 E,-1988/1106 K sayılı kesinleşmiş ilamı gereğince müvekkillerinin murisi M. A. adına tesciline karar verildiğini, davalılar tarafından yol olarak kullanılmak suretiyle kamulaştırılmaksızın el konulduğunu ileri sürerek, el atılan taşınmazların bedelinin tahsilini istemiş ise de; yargılama sırasında dava konusu taşınmazların söz konusu ilamda yer almadığının anlaşıldığını, bu nedenle İstanbul Anadolu (kapatılan Kartal)1.Asliye Hukuk Mahkemesinde kayden malik M. A. payının iptali ile müvekkilleri adına tescili için 2011/501 E. sayılı davayı açtıklarını bildirerek, bu davanın bekletici mesele yapılmasını istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacılar, davanın açıldığı sırada aktif dava ehliyetine sahip olmadığından dava şartının bulunmadığı, bu durumun davanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiği, davacı yanın tescil davasının ön mesele yapılması taleplerinin yerinde görülmediği, kaldı ki davanın sonuçlanmasından sonra tekrar dava açılmasının da mümkün olduğu, davanın reddinin kesin hüküm de oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkeme, neticesinin beklenilmesi istenilen davanın, davacılar tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı açılan tescile ilişkin mülkiyet davası olduğu, davanın halen sonuçlanmadığı, kaldı ki davanın nasıl sonuçlanacağının henüz belli olmadığı, davanın açıldığı tarihte ise, davacı yanın malik olmadığında ihtilaf da bulunmadığı, bu sebeple davacı yanın aktif dava ehliyetine sahip olmadığı, dava şartının oluşmadığı, taraf ehliyetinin ise bir dava şartı olması sebebiyle HMK 114/d maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği, ilke olarak her davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre incelenip sonuçlandırılması gerektiği, davanın açıldığı tarihte davacı yanın malik olmadığı gerekçesi ile önceki kararda direnmiştir.
Direnme kararını davacılar vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava konusu taşınmazlarla ilgili davacılar tarafından açıldığı bildirilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı mülkiyete yönelik tescil davasının sonucunun beklenmesinin gerekip gerekmediği; buna göre mahkemece, davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacılar vekili, dava konusu edilen 1338, 1341, 1406, 1408, 1550 parsel sayılı taşınmazların Kartal 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/255 E.-1988/1106 K. sayılı kesinleşmiş ilamı gereğince müvekkillerinin murisi Mehmet Aktaş adına tesciline karar verildiğini ileri sürerek dava açmış ise de; yargılama sırasında bahsedilen ilamda dava konusu taşınmazların bulunmadığının anlaşıldığını ve dava konusu yerler için de tapu iptali ve tescil davası açıldığını, belirtilen davanın sonucunun beklenmesini istemiştir.
Ne var ki davacılar dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazların maliki olmadıkları gibi, satış vaadine dayalı açılan dava da derdesttir. Her dava açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre incelenip sonuçlandırılır. Davacıların açılan dava sonucu mülkiyet hakkını elde etmeleri halinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazların bedelinin tahsili için dava açmalarına engel bir durum da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca davacıların, dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın maliki olmadıkları anlaşılmakla aktif taraf sıfatı bulunmadığından ve bu durumun mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararı yerindedir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından davacıların dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtıkları, açılan davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiği savunulmuşsa da yukarıda açıklanan gerekçelerle bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı onanmalıdır.
S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.