Logo

Hukuk Genel Kurulu2013/1735 E. 2015/2326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, borçlunun alacaklısından mal kaçırma kastı ile hareket edip etmediği hususunda yapılan incelemenin yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire bozma kararında belirtilen hususlar doğrulanmış olup, davalıların borçlunun durumunu bilip bilmedikleri hususunda yeterli araştırma yapılmadığı ve delillerin eksik değerlendirildiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki “tasarrufun iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 27.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 08.02.2012 gün; 2011/211 E., 2012/30 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.09.2012 gün ve 2012/6751 E., 2012/9898 K. sayılı ilamı ile;

(...Hükmüne uyulan bozma ilamında, davalı borçlu Mustafa Edip ile 3. kişi Süleyman arasında gerçekleşen satışta, davalı 3. kişinin borçluya yaptığı havaleler de dikkate alındığında İİK’nın 278/2 anlamında bedel farkının olmadığı ancak Davalı 3. kişi Süleyman’ın, dava konusu taşınmazı 05/04/2007 tarihinde vekili olarak hareket eden ...aracılığı ile satın aldığı ve 24/10/2007 tarihinde de aynı vekil vasıtasıyla diğer davalı ...’ye sattığı, vekil olarak hareket eden ...tarafından 24/10/2007 tarihli resmi senette adres olarak Çınar 01 02 Blok D:4 Bahçeşehir-İstanbul adresinin bildirildiği bu adresin, davalı 3. kişi Süleyman’ın borçlu Mustafa Edip’e 200.000 YTL gönderdiği hesaptaki adresi ile aynı olduğu ayrıca davalı borçlunun ağabeyi ve vekili avukat ... Naim Gürel’in adresinin borçlu vekili olarak adı geçen avukata çıkarılan tebligatın 26/06/2009 tarihinde birlikte daimi çalışanı olarak yine ...’e yapıldığı, gerekçeli kararın da 28/08/2009 tarihinde daimi çalıştığını beyan eden ...’e tebliğ edildiği yine davacının temyiz dilekçesinin de 29/09/2009 tarihinde birlikte çalıştığı şerhi ile ...’e tebliğ edildiği bu durumda hem 3. kişi Süleyman’ın vekili olarak dava konusu taşınmazı alan ve satan kişi hem de borçlunun ağabeyinin daimi çalışanı olan kişinin adı geçen ...olduğunun anlaşıldığından bahis ile davalı borçlu ve 3. kişi Süleyman arasında bir tanıdıklık bulunup bulunmadığı araştırılması ve 3. kişinin borçlunun durumunu bilen ya da bilebilecek kişilerden olup olmadığının belirlenmesi ile davalı ...’nin, Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalılar Süleyman ve Vartuhi’nin borçlunun ekonomik durumu ile alacaklılarından mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine dair bilgi elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile vekalet ücretine yönelik olarak da davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde, bozma sonrası yapılan incelemede davaya konu taşınmazın 3. kişi Süleyman’a satışı sırasında bu davalının vekili olarak borçlunun kardeşinin yanında çalışan kişi aracılık etmiş yine bu davalının taşınmazı davalı ...’ye satışı sırasında da aracılık etmiştir. Bozmadan sonra getirtilen SGK kayıtları da bu hususu doğrulamıştır. Bu kişinin böyle bir satışta hem alırken hem de satarken 3. kişi adına vekil olarak etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi 3. kişi olan Süleyman’ın, borçlunun doktoru olduğu yönündeki iddia da borçlunun cevap dilekçesinde kabul edilerek tanışıyor olmalarının, davanın nitelemesine etki etmeyeceği yönünde savunma yapılmıştır. Hal böyle olunca izah edilen olaylar birlikte değerlendirildiğinde davalı 3. kişi Süleyman’ın borçlu Mustafa Edip’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu (İİK. 280/I) nazara alınarak 4. kişi hakkındaki yapılacak inceleme neticesine göre 3. kişi hakkındaki davanın kabulü ya da bedele dönüştürülmesi yerine yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi yanlıştır.

Davalı ... hakkında yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükmüne uyulan bozma ilamında Vartuhi’nin, Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini, bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiş olmasına rağmen bu konuda da hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Davacı tanıklarından belirtilen hususlara yönelik beyanları sorulmadan, davalı ...’nin, Kınalıada’da başkaca taşınmazı olup olmadığı, yakınlarının yaşayıp yaşamadığı gibi taşınmaz ve borçlu hakkında bilgi sahibi olmasına etki edecek unsurlar üzerinde durulmadan bu davalı hakkında eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli değildir.

Bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek bulunmamaktadır. ....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

.