Logo

Hukuk Genel Kurulu2013/2395 E. 2015/1757 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Teslim edilen malların ayıplı olması nedeniyle ödenmeyen borç sebebiyle açılan iflas davasında, iade faturası düzenlenmesine rağmen ticari defterlere kaydedilmemesi ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda yeterince inceleme yapılmaması.

Gerekçe ve Sonuç: Dava dışı satıcı firmanın ticari defterlerinde iade faturası kaydının bulunup bulunmadığının ve davalının ayıplı mal ihbarını süresinde yapıp yapmadığının tespiti için yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmeyerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması ve iflas” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.05.2012 gün ve 2011/7 E., 2012/145 K. sayılı karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10.12.2012 gün ve 2012/5151 E., 2012/7253 K. sayılı kararı ile;

“...Davacı vekili, müvekkil şirketin sigortalısı dava dışı B....Kimya Ticaret Ltd. Şti.'nin davalıdan olan 28.017,86 TL alacağının tazmin edilerek temlik alındığını, Karşıyaka 3.İcra Müdürlüğü'nün 2010/12064 sayılı dosyası ile iflas yolu ile başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, borcun ödenmediğini ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve depo kararına rağmen borç ödenmezse iflasına karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.

Davalı vekili, davalının B.. Kimya Tic. Ltd. Şti.'ne 14.07.2010 tarihinde 16.289,88 TL ödeme yaptığını, bu şirketten alınan ve bulaşık makinesi deterjanı üretiminde kullanılan malzemenin ayıplı olduğunu, bu malzeme kullanılarak yapılan ürünlerin müşterileri tarafından iade edildiğini, bu mallara ilişkin faturanın 05.11.2009 tarihinde satıcı şirkete iade edildiğini, faturaların içeriğine TTK'nın 23.maddesine göre itiraz edilmediğini, ayıplı ürünlerin orjinal ambalajlarında korunduğunu, takibin usulsüz olduğunu, davacının kötüniyetli olduğu, iadeye rağmen ödeme yapılmasının doğru olmadığını ve faiz istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; takip tarihinden önce davalının 28.017,86 TL borcun 16.289,88 TL'sini dava dışı satıcı şirkete ödediği, davalıya satılan ve bulaşık deterjanı üretiminde kullanılan hammaddenin satıcı firmanın analiz değerlerine ve deterjan üretimine uygun olmadığı, ayıplı mallarla ilgili olarak satıcıya bildirimde bulunulduğu, satıcının satım sözleşmesinden doğan malı ayıpsız şekilde teslim borcunu yerine getiremediği, davalının bu üründen dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Dava, iflas istemine ilişkin olup, davacı yan, davalı ile dava dışı B.. Kimya Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 28.017,86 TL borcunu sigorta ilişkisi kapsamında ödemiş ve alacağı temlik alarak, davalı hakkında iflas yoluyla takip başlatmıştır. Davacının temlik almış olduğu alacakla ilgili olarak, temlikten haberdar edilmeyen davalı şirket tarafından 14.07.2010 tarihinde 16.289,88 TL ödeme yapılmış, kalan miktar yönünden teslim edilen malların ayıplı olduğu savunularak 05.11.2009 tarihli 14.841,08 TL bedelli iade faturası tanzim edilmiştir. Bu durumda, öncelikle dava dışı satıcı firma B.. Kimya Tic.Ltd.Şti.'nin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak iade faturasının ticari defterlerine kaydının yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, kayıt yapılmışsa davanın reddine karar verilmelidir. İade faturası satıcı şirketin defterlerine kaydedilmemişse iadenin alacaklı şirketin kabulünde olmadığı hususu da nazara alınarak davalı BSÇ Kimya San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmalıdır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 25. maddesine göre ayıp açıkça belli değilse alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur. Somut olayda da tacir olan davalının, bulaşık makinesi deterjanı üretim işi ile iştigal ettiğinden teslim aldığı ürünün ayıplı olup olmadığını kanunda belirlenen şekilde bildirme yükümlülüğü mevcuttur. Buna göre, yukarıda belirtilen hususlarda yeterli inceleme ve araştırma yapılıp, açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılmak suretiyle, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir...”

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 16.09.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.