Logo

Hukuk Genel Kurulu2013/397 E. 2014/15 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibine itirazın kaldırılması üzerine ödenen paranın istirdadı davasında İİK m. 72/7'de düzenlenen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, icra takibine itirazının kaldırılması üzerine borcu ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde istirdat davası açmadığı, İİK m. 72/7'deki hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 13/11/2012

NUMARASI : 2012/688-2012/360

Taraflar arasındaki “istirdat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 31.03.2011 gün ve 2010/75 E., 2011/92 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 18.06.2012 gün ve 2012/12232-15668 sayılı ilamıyla;

(...Davacı, davalının kendisi hakkında yaptığı icra takibi üzerine, icra tehdidi altında takip borcunu ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, ödediği 21.565 TL.nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuş, davanın reddine dair mahkeme kararı dairemizce onanmıştır.

Davacı, bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Davalının davacı hakkında yaptığı icra takibi üzerine, davacının icra tehdidi altında takip borcunu dosyaya ödediği delillerden anlaşılmış olup; davacı, ödediği paranın istirdadı için bu davayı açmıştır. Mahkemece, İİK.nun 72/7 maddesindeki bir yıllık sürede bu davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine dayanarak; davalının, davacı hakkında yaptığı icra takibinin haklı olup olmadığı konusunda yargılama yapılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece takip hukuku açısından hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin onama kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı vekili, davalının davacı aleyhinde Sarıyer İcra Müdürlüğü'nde başlattığı 2006/3347 esas sayılı icra takibi üzerine, ödeme emrine itiraz ettiğini, alacaklının başvurusu nedeniyle Sarıyer İcra Hukuk Mahkemesi'nce itirazının kaldırılmasına dair verilen ilk karar üzerine, icra tehdidi altında takip borcunu ödemek zorunda kaldığını,ancak daha sonra aynı Mahkeme tarafından görev yönünden davanın reddine karar verildiğini, alacaklıya sebepsiz olarak takibe konu borcu ödediğini ileri sürerek, 21.565 TL.nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, 2004 sayılı İİK'nun 72/7.md.si uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davacının temyizi üzerine ilk karar, Özel Dairece onanmış ise de, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine yukarıya metni aynen alınan ilam ile bozulmuştur. Mahkeme önceki gerekçe ile direnmiş olup, direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, açılan davada 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/7. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının, davacı aleyhine, boşanma kararı ve ihtarnameye dayalı olarak protokolde düzenlenen kredi taksidi ve kira bedelinin tahsili için 06.11.2006 tarihinde 2006/3347 esaslı icra dosyası ile ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçlu-davacı Hurşit'e 10.11.2006 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13.11.2006 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu; itirazın kaldırılması için alacaklı-davalı Esra tarafından 01.12.2006 tarihinde Sarıyer İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2006/348 esasına kayıtlı davanın açıldığı; mahkemenin itirazın kaldırılmasına dair verdiği 16.08.2007 tarih, 2006/348 esas, 2007/241 sayılı kararın, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından 24.12.2007 tarihinde onandığı, bu arada dosya borcunun davacı-borçlu Hurşit tarafından 03.09.2007 tarihinde ödendiği, anılan kişinin karar düzeltme istemi üzerine ise, Özel Dairece davanın genel mahkemede itirazın iptali davası olarak görülmesi gerektiği gerekçesi ile görev yönünden bozulmuştur.Bundan sonra yerel mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve hükmün Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından 25.12.2008 tarihinde onanarak, 02.02.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı yan bahsedilen itirazın kaldırılması davasının kabulüne ilişkin ilk kararın verilmesi üzerine icra tehdidi altında dosya borcu olan 21.565,00 TL'yi ödediğini ileri sürerek, bu paranın geri ödenmesi için eldeki davayı açmıştır.

Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 72/7.maddesi uyarınca takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.

Bu açıklamalar ışığında davacının davasının 2004 sayılı İİK'nun 72/7.maddesi uyarınca açılan istirdat davası olduğu; davacı-borçlu Hurşit tarafından, 2006/3347 esaslı icra dosyasında takibe konulan borcun 03.09.2007 tarihinde ödendiği, davacının eldeki davayı 17.02.2010 tarihinde açtığı ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan gerekçe ile Yerel Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/1.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2014 gününde oybirliği karar verildi.