"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 7.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.09.2011 gün ve 2010/494 E. 2011/312 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.03.2012 gün ve 2011/15338 E. 2012/3456 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, önalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, davalıya satılan payın iptaline, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen 26971 ada 1 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından ... 200/6778 payını 14.10.2009 tarihinde 10.000 TL bedelle davalı ...'e satmıştır. Dava konusu parselde davacının 2205/6778, davalının 200/6778 ve dava dışı diğer paydaşların ise değişik oranlarda payları bulunmaktadır. Davalının taşınmazın paydaşları arasında fiilen bölünerek kullanıldığı yönündeki savunması üzerine dinlenen davalı tanıkları taşınmazın üzerinde davacı ve davalı ile diğer paydaşlardan bir kısmının ayrı ayrı kullandıkları evleri bulunduğunu ve bu yerleri tasarruf ettiklerini beyan etmişlerdir. Yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda ve krokide davacı ve satıcıya ait yerlerin sınırları ve üzerinde bulunan yapılar ayrı ayrı gösterilmiştir.
Taşınmazda bir kısım paydaşların kullandığı yerlerinin olmaması taşınmazın fiilen taksim edilmediği anlamına gelmez. Savunmayı doğrulayan tanık beyanları ve bilirkişi raporuna göre taşınmazın paydaşlar arasında bölünerek kullanıldığı anlaşılmaktadır. Önalım davalarında ileri sürülebilen eylemli taksimin yasal dayanağı Medeni Kanununun 2. maddesidir. Anılan yasa maddesi hükmü uyarınca herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada iyi niyet kurallarına uymakla yükümlüdür. Bu nedenle taksimin Medeni Kanun ve İmar Mevzuatına uygun olması aranmaz. Yukarda açıklandığı üzere kendi yerini bölerek kullanan, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan pay satışından yararlanarak önalım hakkını kullanması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Davalılardan ... hakkında açılan davanın bu nedenle reddi gerekir. Öte yandan davalılardan ... payını davalıya satan kişi konumunda olup davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Belirtilen bu nedenlerle her iki davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 23.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.