Logo

Hukuk Genel Kurulu2014/258 E. 2015/1672 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Direnme kararına konu alacak miktarının temyiz edilebilirlik sınırının altında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte uygulanacak temyiz sınırının altında olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Manisa(Kapatılan) 2. İcra Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 31/12/2013

NUMARASI : 2013/311-2013/334

Taraflar arasındaki “borca itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2. İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 02.04.2013 gün ve 2013/32 E. 2013/90 K. sayılı kararın incelenmesi davacı-borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 30.09.2013 gün ve 2013/25605 E., 2013/30430 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı -borçlu vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, esasa girilmeden önce, dava konusu alacak miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.

1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş; anılan Kanunun 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, 6100 Sayılı Kanuna geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici madde 3 (Ek:31.03.2011– 6217/30 md.) göre bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427’nci ilâ 454’ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır.

Bilindiği üzere, 21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar yıllar itibariyle arttırılmıştır.

16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun'un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.

Şu durumda; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı belirlenirken, temyiz ya da karar düzeltme hakkının doğduğu (kararın verildiği ) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; temyiz yada karar düzeltme istemine konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır.

Buradaki "karar" teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği kararı da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:

Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi gereğince yapılan borca karşı itiraza ilişkindir. Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 31.12.2013 tarihinde, uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 1.820,00:-TL’dir. Uyuşmazlığı oluşturan direnme kararına konu alacak miktarı ise, 500,00.-TL olup, açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.

Hal böyle olunca, davacı vekilinin temyiz isteminin miktar itibarıyla reddi gerekir.

SONUÇ: Yukarıda yer alan açıklamalara göre davacı-borçlu vekilinin temyiz isteminin miktar itibarıyla REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 17.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.