Logo

Hukuk Genel Kurulu2014/299 E. 2015/2661 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği sulh anlaşması belgesinin, davanın sonucuna etki edip etmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma ilamında belirtilen husus gözetilerek sulh anlaşması belgesini değerlendirmesine rağmen, önceki kararında direnmesi gereken hususlar dışında gerekçe değiştirerek yeni bir hüküm kurması nedeniyle, Hukuk Genel Kurulu dosyayı Özel Daireye göndermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.03.2011 gün ve 2009/489 Esas, 2011/102 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28.03.2013 gün ve 2013/287 Esas, 2013/5447 Karar sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, taraflar arasında cari hesaba dayalı olarak devam eden ticari ilişki bulunduğunu, davalının 125.000 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilinin sadece 49.455 TL cari hesaptan bakiye borcu bulunduğunu belirterek müvekkilinin takibin 75.545 TL'sinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının cari hesap nedeniyle davalıya 52.819 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takibin 72.181 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı vekili, temyiz dilekçesi ekinde “sulh anlaşması” başlıklı belge sunmuş, anılan belgede, “...taraflar 2009 yılı sonunda borç asıl alacak bakiyesinin 74.252 TL olduğu konusunda mutabakata varmışlardır. Bu rakamın 2009 yılı sonrası yapılan satışlar haricinde 05.01.2012 tarihinden başlamak üzere 36 eşit taksitle ödenmesi konusunda anlaşmışlardır. ... borcun taksitlendirmesine karşılık İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2009 /489 E. 2011/102 K. sayılı davasından feragat etmiş ve bu dosyadaki talep ile dava ve mahkeme masraf ve vekalet ücreti haklarından vazgeçmiştir. Borç taksitleri zamanında ödenmediği takdirde İzmir 1. İcra Müdürlüğü 2009/14924 sayılı dosyası işlemleri ...'in yeni borçlarını da kapsayacak şekilde icra dosyası üzerinden işlem yapılmasını kabul etmiştir.” denildiği ve tarafların adına imzalı olduğu görülmüştür. Anılan bu belge üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu'nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).

Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

Somut olayda ise, temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilen sulh anlaşması değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği belirtilen bozma ilamı sonrasında yerel mahkemece bu belge içeriği tartışılarak, davayı sonlandıracak bir sulh anlaşması niteliğinin olmadığı belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 18.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.