"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince;
“DAVA: Dava dilekçesinde, davacının Hendek hakimi sıfatıyla görevli bulunduğu sırada isimsiz ve imzasız ihbar dilekçeleri üzerine hakkında soruşturma başlatıldığı; soruşturma sırasında, tanık sıfatıyla dinlenilen dava dışı Murat Kahraman ve Hamdi Vural'ın yalan beyanda bulundukları; bunlar aleyhine açılan tazminat davasının ise, ihbar olunan hakim tarafından karara .bağlandığı; ancak, tanık dinlenilmesi yönündeki taleplerin reddedilerek hüküm kurulduğu ve bu durumun yasaya açık aykırılık oluşturduğu ileri sürülerek, 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi ve dava tarahinden itibaren yasal faiz yürütülmesi, talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Cevap dilekçesinde, davanın süresinde açılmadığı ve sorumluluk koşullarının da oluşmadığı savunulmuştur.
GEREKÇE: Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hakimlerin yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK'nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasa'da da gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgu; dava dışı kişiye karşı açılan davanın tanık dinlenilmeksizin reddedilmiş olmasıdır.
Dava ile ilgili olarak, Hendek Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/398-152 sayılı dosyası getirtilmiş, sunulan karar örnekleri dosya içerisine alınmıştır.
Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal kararlara ilişkindir.Nitekim,yasa yollarına da başvurulmuştur.Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut değildir. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Takdiren 650,00.-TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
3-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 25,20.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 170,80.-TL'den düşümü ile kalan 145,60.-TL'nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 3.000,00.-TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,”
Dair oybirliği ile verilen 09.09.2014 gün ve 2013/90 E., 2014/69 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Davacı tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Hendek Adliyesinde görev yapmakta iken 2010 yılının Temmuz ayında isimsiz, imzasız ve tarihsiz bir dilekçe ile şikayet edildiğini, hakkında soruşturma yapıldığını; tanık olarak ifadesi alınan hakimler ... ve ...’ın yalancı tanıklık yaptıklarını, adı geçenler hakkında Hendek Asliye Hukuk Mahkemesine manevi tazminat davası açtığını, ihbar olunan hakim ...’ın tanıkları dinletme talebini reddettiğini, ihbar olunan hakimin tarafsızlığını yitirdiğini, bilerek ve isteyerek yetkisini kötüye kullandığını belirterek 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Hazinesi vekili, Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/398 ve 2012/463 E. sayılı dosyalarının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle dava şartının gerçekleşmediğini, uğranıldığı iddia edilen zararın dayanağının bulunmadığını, kararın mevzuata uygun olarak verildiğini ve yapılan işlemlerde kusur, kast ve hatanın bulunmadığını, sorumluluğu ispata yarayacak yeterli delilin de sunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan, devam eden yargılama sırasında tanık dinletme talebinin reddedilmesinin manevi tazminata sebebiyet vermeyeceğini, söz konusu davalarda taraflarca bildirilen bütün delillerin toplandığını, maddi olgular bakımından tanık dinlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Dairece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.