Logo

Hukuk Genel Kurulu2016/2001 E. 2016/2035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir icra takibinin iptali isteminin reddine ilişkin karara karşı yapılan karar düzeltme talebinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Takibin iptali isteminin reddine ilişkin kararın temyiz incelemesinin reddiyle kesinleştiği ve taraflar arasında icra takibine devam edileceği hususunda uyuşmazlık kalmadığı, karar düzeltmenin ise yalnızca direnme kararının kapsamıyla sınırlı olduğu ve bu nedenle borçlunun takibin iptali yönünden karar düzeltme talebinde hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “takibin iptali” istemini içeren şikayet isteminden dolayı bozma üzerine direnme yoluyla; Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.01.2013 gün ve 2012/858 E., 2013/38 K. sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan 26.11.2014 gün ve 2013/12-1123 E., 2014/969 K. sayılı kararın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi şikayetçi (borçlu) temsilcisi tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek karar düzeltme dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstem takibin şikayet yolu ile iptaline ilişkindir.

Şikayetçi (borçlu) temsilcisi Mersin 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/9049 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını, çekin karşılığının ibraz tarihinde bankada mevcut olduğunu, çekin gününden önce icraya konmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Karşı taraf (alacaklı) vekili şikayetin reddini istemiştir.

Mahkemece şikayetin reddine dair verilen 17.02.2011 tarihli kararın her iki tarafça temyizi üzerine Özel Daire’nin 12.03.2012 tarihli kararın birinci bendinde şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, ikinci bendinde ise İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 169/a-6. maddesi gereğince, borçlu hakkındaki takibin 26.10.2009 tarihinde muvakkaten durdurulduğuna göre alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğine işaretle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararı üzerine alacaklının tazminat talebinin reddi yönünde direnme kararı verilmiş, direnme kararını karşı taraf (alacaklı) vekili temyize getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca, şikayetçi (borçlunun) talebinin İİK’nın 170/a maddesine uyan “şikayet” niteliğinde olduğu, şikayet isteminde de İİK’nun 169/a-6 maddesindeki tazminata hükmedilemeyeceği, yerel mahkemenin “alacaklı lehine tazminata hükmedilmeyeceğine” ilişkin direnme gerekçesi usul ve yasaya aykırı ise de sonuç itibari ile direnme kararının doğru olduğu belirtilerek kararın oybirliği ile onanmasına karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından verilen karara karşı şikayetçi (borçlu) temsilcisi tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.

Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında esasa girilmeden önce, şikayetçi (borçlu) temsilcisinin mahkemenin 17.02.2011 tarihli kararına yönelik temyiz itirazlarının Özel Dairece reddedilmesi sonrasında takibin iptaline ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği; buradan varılacak sonuca göre sadece tazminata ilişkin olarak verilen direnme kararının şikayet olunan alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca verilen onama kararına karşı şikayetçi (borçlunun) takibin iptali bakımından yaptığı karar düzeltme itirazının incelenip incelenmeyeceği önsorun olarak tartışılmıştır.

Bilindiği üzere, hukuki yarar dava şartı olduğu kadar, temyiz ve karar düzeltme istemi için de aranan bir şarttır.

Somut olayda “takibin iptaline yönelik istemin reddi kararı” şikayetçi (borçlunun) temyiz ve karar düzeltme istemlerinin reddi nedeniyle kesinleşmiş; bir diğer ifade ile taraflar arasında icra takibine devam edileceği hususunda çekişme kalmamıştır. Direnme kararı Özel Dairece verilen “alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi” yönündeki bozma kararıyla sınırlı kalmıştır.

Direnme kararı temyizde hukuki yararı olan karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiş ancak temyiz istemi reddedilmiştir. Açıklanan nedenlerle daha önceden kesinleşerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan ve direnme kararının temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulu önüne uyuşmazlık konusu olarak gelmeyen yönler hakkında karar düzeltme yoluna başvurulmasında hukuki yarardan söz edilemez.

Yapılan görüşmeler sırasında önsorun bulunmadığı ve işin esasına girilmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

O halde, karar düzeltme yoluna başvurulmasında hukuki yararı bulunmayan şikayetçi (borçlunun) karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, şikayetçi (borçlu) temsilcisinin karar düzeltme dilekçesinin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca 60,80 TL karar düzeltme ilam harcının karar düzeltme talep edenden alınmasına, 14.12.2016 gününde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.