Logo

Hukuk Genel Kurulu2016/2260 E. 2017/1236 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargısal faaliyet nedeniyle açılan tazminat davasında, davaya ihbar olunan hakimin karar düzeltme talebinde bulunma hakkının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya ihbar olunan hakimin davaya müdahil olmaması ve hakkında hüküm kurulmaması nedeniyle, sadece taraflara tanınan karar düzeltme hakkından yararlanamayacağı gözetilerek ihbar olunan hakimin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 09.12.2014 gün ve 2014/9 E. 2014/129 K. sayılı karara karşı yapılan temyiz isteminin reddini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 20.01.2016 gün, 2015/4-1348 Esas, 2016/2 Karar sayılı kararın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi ihbar olunan hakim vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, yargısal faaliyet nedeni ile tazminat istemine ilişkindir.

Dairece, 6545 sayılı Kanun’un 70. maddesi ile değişik CMK'nın 141/3. maddesi ile 142. maddesi uyarınca mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, ihbar olunan hâkim vekilinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunca temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

İhbar olunan hâkim vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

ÖN SORUN:

İşin esasının incelenebilmesi için öncelikle tarafların karar düzeltme isteminin bulunmaması karşısında ihbar olunan hâkimin karar düzeltme hakkının bulunup bulunmadığı hususunun incelenmesi gerekmektedir.

Genel ifade ediliş biçimiyle ihbar, görülmekte olan bir davada taraflardan birisinin kendisine yardım etmek üzere davaya müdahalesini sağlamak amacıyla üçüncü kişiye davanın duyurulmasıdır. Davanın ihbarı, tarafın davayı kaybetmesi halinde üçüncü bir kişiye rücû hakkı olduğu veya üçüncü kişinin kendisine karşı bir dava açmasından endişe edeceği hallerde söz konusu olur. Davayı üçüncü kişiye ihbar eden taraf, bununla öncelikle üçüncü kişinin davaya kendisi yanında fer’i müdahil olarak katılmasını ister, ancak üçüncü kişi ihbara rağmen katılmazsa, katılsaydı neticede hasıl olacak olan müdahalenin etkisine muadil bir etkiyi, salt ihbarla yaratmış olur. Bu nedenle kendisine ihbarda bulunulan kişi, ilk davada verilen hükmün kendisine karşı açılan rücû davasında etkisi olmayacağını ve ihbarda bulunan kişinin davayı iyi yürütmediğini, davanın onun aleyhine sonuçlandığını ileri süremez (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Taş Korkmaz H., Medeni Usûl Hukuku, Cilt I, 15.Bası, İstanbul, s.738 vd).

Kendisine ihbar yapılan kişi, ihbar üzerine davaya fer’i müdahil olarak katılmışsa, bu durumda onun hakkında ihbarın etkisi söz konusu olur. Fer’i müdahil olarak davaya katılan üçüncü kişinin davadaki yetkisi tamamen fer’i müdahilin yetkileri gibidir. Kanunda belirtilen durumlar dışında ihbar edilen kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz (Pekcanıtez H./ Atalay O./ Özekes M., Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 12. Bası, Ankara 2011, s.236).

Davanın ihbarına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra hâkimlerin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan davalara gelince, davanın ihbarını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın ilgili maddesi;

Madde 48- (1) …

(2) Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime re'sen ihbar eder.

şeklindedir.

Maddenin ikinci fıkrası ile, Devlet aleyhine açılan tazminat davasına bakan mahkemenin bu davayı, sorumlu hâkime re’sen ihbar etmesi esası getirilmiştir.

Dava kendisine ihbar olunan hâkimin, davalı Devlet yanında davaya katılabilmesi, böylece sorumlu hâkimin de davadan haberdar olması ve hukukî dinlenilme hakkı çerçevesinde davada etkili olabilmesi, delil getirebilmesi imkânı sağlanmak istenmiştir. İhbar olunan hâkimin bu hakları elde edebilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 65 ve devamı maddeleri uyarınca davaya katılması gereklidir.

Bir davada hüküm, ancak davada taraf olan hakkında verilebileceğinden, karar düzeltme yoluna başvurma yetkisi de sadece davanın taraflarına aittir. Asıl tarafın karar düzeltme isteminde bulunması halinde taraf yanında yer alan yani müdahil olan da karar düzeltme yoluna gidebilir ve bu halde karar düzeltme talebinde bulunan fer’i müdahilin asıldan ayrı olarak gerekli harç ve giderleri yatırması halinde karar düzeltme isteme hakkı doğar. Bunun bir tek istisnası ihbar olunan hakkında bir hüküm kurulmasıdır. İhbar olunan hakkında hüküm kurulmuş ise bu halde ihbar olunan taraf müdahil olmasa ve taraflar karar düzeltme talebinde bulunmasa da tek başına karar düzeltme isteme hakkı elde eder.

Bu kapsamda somut olaya bakıldığında: dava, yargısal faaliyeti gerçekleştiren hâkime ihbar edilmiş, ancak yargılama sırasında ihbar edilen hâkim müdahale talebinde bulunmamıştır. Yine ihbar olunan hâkim hakkında bir hüküm de kurulmamıştır.

Bu nedenle karar düzeltme hakkı bulunmayan ihbar olunan hâkimin karar düzeltme istemine ilişkin dilekçesinin reddi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihbar olunan hâkimin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 442/3. ve 4421 sayılı Kanun'un 4/b-1 maddeleri gereğince takdiren 270,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine, 01.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.