Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/1054 E. 2020/398 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesince hükmedilen manevi tazminatın temyiz edilebilirlik sınırının altında olması nedeniyle Yargıtay'da temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararının verildiği tarihte manevi tazminat miktarının temyiz sınırının altında olması ve temyiz edilebilirlik için karar tarihindeki yasal durumun gözetilmesi gerektiğinden davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 1. Tüketici Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin 19.06.2014 tarihli ve 2012/670 E., 2014/920 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 20.05.2015 tarihli ve 2014/16010 E., 2015/9059 K. sayılı kararıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:

3. 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.

4. Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.

5. Yukarıdaki madde metninden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.

6. Bilindiği üzere, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.

7. Direnme kararının verildiği 05.11.2015 tarihinde bu miktar 2.080TL’dir.

8. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.

9. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

10. Yeri gelmişken eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar vardır.

11. Davacı eldeki dava ile davalı ... tarafından elektrik aboneliğinin açılma işlemi sırasında ekiplerce yanlış bağlantı yapıldığından elektrik hattı dahil evdeki tüm elektrikli cihazların yandığını, kullanılamaz hâle geldiğini ileri sürerek uğradığı zarara karşılık 7.500TL maddi, 2.500TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü ile 2.462,70TL maddi ve 1.500TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar Özel Dairece davalının sair tüm itirazları reddedilerek Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya karşı verilen direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiş olup kabule ilişkin kararın 1.500TL manevi tazminat dışındaki kısmı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Bu hâliyle Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın yalnızca hükmedilen manevi tazminata ilişkin olduğu olayda kararın temyizen incelenmesi miktar yönünden mümkün bulunmamaktadır.

12. Hâl böyle olunca, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.