Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/2184 E. 2021/1639 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkemece, senet asıllarının davalı lehtarda değil, icra dosyasında bulunduğu ve dava dışı alacaklı ile davacı arasında ibraname olduğu gerekçesiyle davacının borçlu olmadığına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Özel Daire’nin bozma kararından sonra senet asıllarının nerede olduğunun tespiti için müzekkere yazarak yeni bir delil elde etmesi ve bu delile dayanarak verdiği karar, bozma kararında tartışılmamış yeni bir gerekçeye dayandığından yeni hüküm niteliğinde sayılarak dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Simav Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı tarafça temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı dava dilekçesinde; davalı tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak takip dayanağı senetlerin daha önce dava dışı Şerif Dağ tarafından icra takibine konulduğunu ve bedelinin adı geçen kişiye ödendiğini, davalının bedelsiz senedi takibe koyduğundan ceza mahkemesi tarafından mahkûmiyetine karar verildiğini ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine haksız takip tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı cevap dilekçesinde; davacının daha önce aleyhine açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilip, temyiz incelenmesi sonucu kararın kesinleştiğini, borcun ödendiğine ilişkin olarak dava dışı Şerif Dağ tarafından verilen belgenin borcun ödendiğini göstermeyeceğini, senet bedellerinin tahsil edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Simav Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.01.2015 tarihli ve 2014/188 E., 2015/28 K. sayılı kararı ile; icra takibine konu bonolarda davacının keşideci, davalının lehtar, dava dışı Recep Ulus’un ciranta, dava dışı Şerif Dağ’ın ise yetkili hamil olduğu, hamilin Simav İcra Müdürlüğünün 2005/1189 E. sayılı dosyası ile taraflar aleyhine icra takibine giriştiği, söz konusu dosyanın 20.06.2008 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davalının Simav İcra Müdürlüğünün 2011/940 E. sayılı dosyaya dayanak yaptığı bonoların işlemden kaldırılan icra dosyasına konu bonolarla aynı olduğu, davacının sunduğu ibra başlıklı belgede dava dışı Şerif Dağ tarafından senet bedelinin haricen davalıdan tahsil edildiği ve hiçbir alacağın kalmadığının belirtildiği, eş söyleyişle her iki icra takibine konu edilen iki adet bono ile ilgili yetkili hamilin keşideci olan davacı borçluyu ibra ettiği, yapılan ödeme ve ibraname dikkate alındığında davacının borcundan kurtulduğu, senetlerin bedelsiz kaldığı, söz konusu bonolarla ilgili olarak davalı hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, kararın 18.03.2014 tarihinde kesinleştiği, böylece davacının iddiasını ispat ettiği, davalının icra takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ayrıca 1.600TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 16.02.2016 tarihli ve 2015/11999 E., 2016/2430 K. sayılı kararı ile;

“…Mahkemece dava dışı Şerif Dağ’ın isminin bulunduğu ibraname başlıklı belge dikkate alınarak davacının borcunu ödemiş olması nedeniyle davaya konu bonolardan dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş ise de, söz konusu ibraname başlıklı belge, her zaman düzenlenmesi mümkün bir belge olup, bono asıllarının da davalı lehtarda bulunması göz önüne alındığında davacının borcu ödediği kanaatine varılamaz. Ancak Simav İcra Müdürlüğü'nün 2005/1189 sayılı icra takip dosyasında, davacı tarafından dava dışı bono hamiline ödeme geçerli bir ödeme olarak kabul edilerek, yapılan bu ödeme miktarları yönünden takip konusu senetten ödeme miktarı kadar borçlu olmadığının kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Simav Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2016 tarihli ve 2016/278 E., 2016/432 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, icra takibine konu bono asıllarının davalı lehtarın elinde değil, Simav İcra Müdürlüğünün 2005/1189 sayılı icra takip dosyasında (alacaklı üçüncü kişi Şerif Dağ, borçluları eldeki davada davacı ve davalı olan ilk icra takibi) bulunduğu, bu hâli ile davalının davacıya karşı icra takibi yapamayacağı, aksinin kabulünün davacıyı aynı bonolardan dolayı çifte yükümlülüğe sokacağı ve üçüncü kişi alacaklı Şerif Dağ ile davacı ... arasındaki ibranamenin geçerli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; senet asıllarının davalı lehtarda değil, Simav İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/213 E. sayılı dosyasında bulunduğu dikkate alındığında, mahkemece dava dışı alacaklı Şerif Dağ ile davacı arasındaki ibraname ile ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar esas alınarak hüküm kurulmasının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

IV. GEREKÇE

13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

16. Bu açıklamalar kapsamında eldeki davaya gelince; mahkemece davacının sunduğu ibra başlıklı belgede dava dışı Şerif Dağ tarafından senet bedelinin haricen davalıdan tahsil edildiği ve hiçbir alacağın kalmadığının belirtildiği, eş söyleyişle her iki icra takibine konu edilen iki adet bono ile ilgili yetkili hamilin keşideci olan davacı borçluyu ibra ettiği, yapılan ödeme ve ibraname dikkate alındığında davacının borcundan kurtulduğu, senetlerin bedelsiz kaldığı, söz konusu bonolarla ilgili olarak davalı hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, kararın 18.03.2014 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar Özel Dairece ibraname başlıklı belgenin her zaman düzenlenmesi mümkün bir belge olduğu, bono asıllarının da davalı lehtarda bulunduğu göz önüne alındığında davacının borcu ödediği kanaatine varılamayacağı, ancak Simav İcra Müdürlüğünün 2005/1189 sayılı icra takip dosyasında davacı tarafından dava dışı bono hamiline ödeme geçerli bir ödeme olarak kabul edilerek, yapılan bu ödeme miktarları yönünden takip konusu senetten ödeme miktarı kadar borçlu olmadığının kabulü gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

17. Özel Dairece verilen bozma kararı üzerine mahkemece senet asıllarının nerede olduğunun tespiti için müzekkere yazılmış ve yazılan müzekkerelere verilen cevaba istinaden, dava ve takip konusu bonoların Simav İcra Müdürlüğünün 2005/1189 E. sayılı icra takip dosyasında bulunduğu, davalı lehtarda bulunmadığı gerekçesine yer verilmek suretiyle direnme adı altındaki karar verilmiştir.

18. Görüldüğü üzere, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş, yeni delillere dayalı olarak, eş söyleyişle yeni ve değişik bir gerekçe ile hüküm kurulmuştur.

19. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni delillere ve gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

20. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

21. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Davalının yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1. maddesi uyarınca miktar yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.12.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.