Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/2399 E. 2021/1607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının işgal ve faydalanmada bulunduğu ormanlık alandan ağaç kesmediğinin sabit olması karşısında, işgal ve faydalanma eylemi nedeniyle ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulup tutulamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 114. maddesindeki ağaçlandırma giderinin, orman suçları ile tahrip edilen sahalar için öngörüldüğü, işgal ve faydalanma suçunda ise her zaman orman örtüsünün tahrip edilmediği, somut olayda da işgal edilen alanda ağaç kesilmediğinin tespit edildiği gözetilerek, davalının ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kırklareli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı hakkında 11.04.2010 tarihinde 6831 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan dolayı suç tutanağı düzenlenerek hakkında kamu davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile idare tarafından hesaplanan tazminat raporu arasında farklılık doğduğunu, eksik hesaplama yapıldığından ceza mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunun müvekkili idare tarafından kabul edilmediğini, anılan raporun kesin delil olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 26.826,09TL maddi zararın suç tarihi olan 11.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ceza davasının kesinleşmediğini, kışlasının yakınında bulunan orman emvalinin kesildiğinden bahisle suçun üzerine atıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Kırklareli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2014 tarihli ve 2012/294 E., 2014/246 K. sayılı kararı ile; orman sahasından işgal etmek suretiyle yararlanma eylemi aynı zamanda suç oluşturduğuna göre davalının ağaçlandırma gideri ile de sorumlu tutulması gerekeceği, dolayısıyla her ne kadar ceza mahkemesince icra edilen keşif neticesinde orman mühendisi bilirkişi tarafından tanzim olunan 26.06.2010 tarihli bilirkişi raporu ile kurum zararı 698,71TL olarak belirlenmiş ise de, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin emsal kararları doğrultusunda tahrip edilen (açılan) alan ve yok edilen (veya yetişmesine engel olunan) ağaç sayısına göre hesaplanacak ağaçlandırma giderini belirlemek üzere dosyanın tekrar orman yüksek mühendisi bilirkişiye tevdii edildiği, 04.02.2014 tarihli bilirkişi ek raporu ile davacı idarenin zararının 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 112-113-114 maddeleri uyarınca 25.351,50TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece anılan rapora itibar edildiği, denetime elverişli şekilde kurum zararının belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 25.351,50TL’nin 11.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 1.474,59TL ve fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 29.04.2015 tarihli ve 2014/8473 E., 2015/5319 K. sayılı kararı ile;

“…1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, Orman Kanunu’na muhalefet nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya kapsamından; davalı hakkında işgal ve faydalanma ile dikiliden ağaç kesme suçlarından Kofçaz Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/22 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, 08/09//2010 gün ve 2010/28 Karar sayılı ilamı ile davalının her iki suçtan mahkumiyetine hükmedildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 20/12/2012 tarihli ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile; davalının işgal ve faydalanmada bulunduğu 36.822,78 m² miktarındaki alanın çevresine devlet ormanından kestiği 28 adet ağacı kazık olarak kullandığı, işgal ve faydalanılan alandan ise ağaç kesmediği sabittir. Şu halde, işgal ve faydalanılan alandan davalının 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilemez. Mahkemece, davalının sadece devlet ormanından ağaç kesmesi nedeniyle tazminata hükmedilmesi yerine, işgal ve faydalanılan alan için de bilirkişiye hesaplattırılan 24.652,79 TL ağaçlandırma bedelinin hüküm altına alınması doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Kırklareli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.03.2016 tarihli ve 2016/73 E., 2016/143 K. sayılı kararı ile; her ne kadar işgal ve faydalanılan alandan davalı tarafça ağaç kesilmediğinin sabit olması karşısında davalının 6831 sayılı Kanun uyarınca ağaçlandırma giderinden sorumlu olamayacağından bahisle ilgili kararın bozulmasına karar verilmiş ise de; bu kabulün 6831 sayılı Kanun’un 114. maddesinin açık hükmü ile örtüşmediği ve yasaya aykırılık teşkil edeceği, Orman Kanunu’nun amacının ormanları koruma ve idame ettirmek olduğu, davalının işgal ettiği alandan ağaç kesmediği sabit ise de davalının işgal ve faydalanma eylemini sürdürmesi nedeniyle orman bitki örtüsünün yeniden oluşmasına engel olduğu, davalının işgal ve faydalanma suçundan 6831 sayılı Kanun’un 93. maddesi uyarınca cezalandırıldığı ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 114. maddesi gereğince her türlü orman suçu nedeniyle ağaçlandırma giderine karar verilmesi gerektiğine göre de davalının işgal ve faydalanılan alan için de saptanacak ağaçlandırma gideri ile sorumlu tutulmaları gerekeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalının işgal ve faydalanmada bulunduğu 36.822,78 m2 miktarındaki alandan ağaç kesmediğinin kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olması karşısında davalının işgal ve faydalanılan alan için ağaçlandırma giderinden sorumluluğuna karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal mevzuatın ve ilgili kavramların irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.

13. Doğal olarak yetişen ya da emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman olarak tanımlanmıştır. Milli servetimiz olan ormanların korunması ve geliştirilmesi 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 169. maddesi ile Devletin anayasal bir yükümlülüğü olarak düzenlenmiş, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi amacıyla kanun koyucu orman suçlarının ya da tazminat gerektiren eylemlerin belirlenmesi amacıyla özellikle 6831 sayılı Orman Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde kendine özgü bir takım düzenlemeler getirmiştir.

14. 23.01.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 70. maddesinden itibaren 116. maddesine kadar ceza hükümlerini ilgilendiren toplam 33 maddesinde değişiklik yapılmış olup, yapılan bu değişikliklerin bir kısmı Orman Kanunu’nun ceza hükümleri açısından köklü değişikliklerdir. Orman Kanunu’nda tazminat hükümleri belli başlı üç maddede toplanmıştır. Bunlar 112. maddede yazılı gerçek zarar esasına göre düzenlenmesi gereken giderim, 113. maddede yazılı mahalli rayiç esasına göre hesaplanması gereken giderim ile 114. maddede yazılı mesaha ve tahribat esasına göre hesaplanması gereken ağaçlandırma giderimidir. 5728 sayılı Kanun değişikliği önceden ceza mahkemelerinde görülen yukarıda yazılı tazminatlara ve ağaçlandırma giderine ilişkin davaların hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir (Elvan, Osman Devrim: 5728 Sayılı Kanun ile 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun Ceza Hükümlerinde Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi, I. Ormancılıkta Sosyo-Ekonomik Sorunlar Kongresi 19-21 Şubat 2009, SDÜ, Isparta; s. 237 vd).

15. Uyuşmazlığa da konu olan 6831 sayılı Kanun’un 114. maddesi;

“Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.

112 nci maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de aynen uygulanır.

Bu Kanunun 112 ve 113 üncü maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır.”

Şeklinde düzenleme içermektedir.

16. Öte yandan 12.07.1984 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanunu’nun 112, 113 ve 114. maddelerinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik ile de; Yönetmeliğin, her çeşit orman suçlarının işlenmesinden doğan idare zararları ile tahrip edilen ve yakılan orman alanlarındaki ağaçlandırma masraflarının tespit ve hesaplanmasına ve tazminine ilişkin usul ve esasları ihtiva edeceği (m. 2), orman işletme müdürlüklerinin görev alanları içerisinde bulunan her ilçe merkezi için ayrı olmak üzere ormanlardan elde edilecek her türlü emval için tazminata esas olacak birim değerlerini belirten bir cetvel düzenlemek zorunda olduğu ( m. 6), yargı organları tarafından bu cetvellere göre tazminata hükmedileceği (m. 11), her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için 6831 sayılı Orman Kanunu’nda yazılı tazminatlardan başka, tahrip olunan veya yakılan sahaların yüzölçümleri ne olursa olsun ağaçlandırma giderinin tazmininin de müdahale dilekçesinde ayrıca istenebileceği, mahkemelerce, istek olmasa da ağaçlandırma giderinin tazminine karar verileceği (m. 16) ağaçlandırma giderinin ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak hesaplanacağı (m. 17) yönünde düzenlemeler yapılmıştır.

17. Görüldüğü gibi 114. madde her türlü orman suçu ile yakılan ve tahrip olunan orman sahaları için ağaçlandırma giderinin nasıl hesaplanıp hükmolunacağını düzenlemektedir. Her türlü orman suçu ile ormanın tahrip edilmiş olması ile sözü edilen tahrip ise diri örtü tahribidir (Aras, Celal; Açıklamalı- İçtihatlı Orman Kanunu, Ankara 2002, s. 726).

18. Orman Kanunu’nun “İşgal ve faydalanma” başlığı altında düzenlenen 93. maddesinde izin almadan orman içine bina, ağıl ve benzeri yerler yapmak, yerleşmek, ormanda tarla açmak, sürmek, ekmek, faydalanmak ve izin alınan yerleri amaç dışı kullanmak fiilleri cezalandırılmaktadır. Diğer orman suçlan genelde faydalanma amaç ve gayesi ile işlendiği hâlde burada orman alanlarını sahiplenme ve mülk edinme amacı da söz konusudur (Aras- s. 485). Maddede yer alan işgal ve faydalanma suçunda her zaman orman örtüsü tahrip olmaz. 114. madde tahribat esasına dayandığı için bu gibi durumlarda da ağaçlandırma giderine hükmedilmesi mümkün değildir.

19. Eldeki davada kesinleşen ceza mahkemesi dosyasından işgal ve faydalanmaya konu alandan ağaç kesilmediği, işgal ve faydalanmanın orman içi açıklık olarak tabir edilen alanda gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alınan ilk bilirkişi raporunda zararın meydana gelmediği yönündeki görüş doğru olup, arazinin orman olarak doğal yapısının bozulduğu ve bu nedenle ağaçlandırma gideri hesaplanması gerektiği yönündeki mahkeme görüşü ile bu yönde hazırlanıp hükme esas alınan ek bilirkişi raporu Yargıtay ilgili ceza ve hukuk dairelerin istikrarlı uygulamalarına aykırıdır.

20. Bu durumda, davalının 6831 sayılı Kanun'un 114. maddesi uyarınca, ayrıca ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek ağaçlandırma gideri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide hüküm kurulması doğru değildir.

21. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; davalının işgal eyleminin bitki örtüsünün yeniden oluşmasını engellediği, 114. maddede yer alan her türlü orman suçu ibaresinin lafzî yorumu ve Kanun’un konuluş amacı gözetildiğinde ayrıca ağaçlandırma giderine de hükmedilmesi gerektiğinden direnme kararının uygun olduğu yönünde görüş ileri sürülmüş ise de; bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

22. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

23. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun’un 440./III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.12.2021 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.