Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/2829 E. 2017/1395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan alacak davasında, direnme kararına karşı yapılan temyiz başvurusunda, davalı tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı taraflara tebliğ edilmemiş olması, davalıların yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma ve açıklama yapma haklarını ihlal ettiği ve adil yargılanma hakkının olmazsa olmaz unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırı düştüğü gözetilerek, dosyanın eksikliğin giderilmesi için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2011 gün ve 2008/98 E. 2011/439 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23.06.2014 gün ve 2013/1699 E. 2014/4397 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:

Direnme kararı taraflarca temyiz edilmiş olup davacı ...’in temyiz dilekçesinin Bayındırlık ve İskân Bakanlığını Temsilen İstanbul Muhakemat Müdürlüğüne ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne tebliğ edildiğine dair tebligat parçaları dosya arasında bulunmamaktadır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir.

Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin ( tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

Hâl böyle olunca, taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin karşılıklı olarak tebliğ edilmemesi bilgilenme/bilgilendirme hakkının bir başka deyişle adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Yapılan açıklamalar karşısında, davacı ...’in temyiz dilekçesinin HUMK’nın 433. maddesi gereğince Bayındırlık ve İskân Bakanlığını Temsilen İstanbul Muhakemat Müdürlüğü ve ... vekillerine Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmelidir.

Açıklanan nedenlerle eksiklik giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.