Logo

Hukuk Genel Kurulu2018/245 E. 2021/1300 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nüfus kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesi ve aynı kişi olduğunun tespiti talebiyle açılan davada, nüfus kaydındaki yanlışlığın idari yoldan mı yoksa yargı yoluyla mı düzeltileceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Nüfus kayıtlarının düzeltilmesinin kamu düzeniyle ilgili olması ve mahkemelerin doğru sicil oluşturma yükümlülüğü gereği, re'sen araştırma ilkesi çerçevesinde gerekli tüm delillerin toplanması, belgelere ulaşılamaması halinde ise ilgili mirasçıların da davaya dahil edilerek DNA testi yaptırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “nüfus kaydının düzeltilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; müvekkilinin murisi ve annesi olan ...'ın evlenme öncesi nüfus kayıt örneğinde doğum tarihi 01.07.1924 yazmakta iken evlenme ile geldiği nüfus kaydında hatalı olarak 01.07.1915 yazıldığını, nüfus kaydında murisin evlenme tarihinin yazılmaması nedeniyle aynı kişi olduğunun tespit edilemediğini, murisin hem Tuşba hem İpekyolu ilçelerinde iki ayrı Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralı kaydının mevcut olduğunu ileri sürerek muris ...'ın evlenme sonrası nüfus kaydındaki hatalı doğum tarihinin düzeltilmesi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... temsilcisi duruşmadaki beyanında; davacı isteğinin kabul edilmesinde bir engel bulunmadığını bildirmiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.06.2015 tarihli ve 2015/189 E., 2015/402 K. sayılı kararı ile; davacı vekili tarafından müvekkilinin murisi ve annesi olan ...'ın nüfus kayıtlarında doğum tarihinde farklılık bulunduğu ileri sürülerek düzeltilmesi talep edilmiş ise de; nüfus memurunun kişisel hatasıyla kaydedilen doğum tarihinin düzeltilmesi yetkisinin nüfus idaresinde olduğu, idari yoldan yanlışlığın giderilerek nüfus idaresi tarafından kayıtlar arasındaki bağlantının sağlanması gerektiği gerekçesiyle idari düzeltim yoluna başvurulmadan açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.06.2017 tarihli ve 2017/2295 E., 2017/9107 K. sayılı kararı ile; “…Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Kasım ve Düriye kızı Ayşe Beşenk'in evlenerek Van İli, Gülsünler Köyü 19 haneye gittiği, 19 hanede ise Kasım ve Düri kızı ...'ın kayıtlı olup bu kişilerin doğum tarihleri ve T.C. numaralarının farklı olduğu, dosyada tescil belgeleri bulunmadığı anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin, taleple bağlı kalmayıp, re'sen de yapacağı araştırma ile hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Mahkemece, nüfusa tescil belgeleri nüfus müdürlüğünden, evlenme belgeleri ise evlendirme ile yetkili kurumlardan araştırılarak, bu belgeler ile davanın kanıtlanması durumunda adı geçen her iki Ayşe’nin aynı kişi olduğunun tespiti ile kızlık kaydına göre doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmelidir. Bu belgelerin yeterli olmadığı veya belgelere ulaşılamadığı durumda ise yargılama nedeni ile hukuku etkilenecek olan Ayşe Beşenk mirasçılarının davaya dahil edilerek, ... ile annesi, babası veya kardeşleri arasında DNA incelemesi yapılarak alınacak rapor sonucuna göre bir karar verilmelidir…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2017 tarihli ve 2017/318 E., 2017/525 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; nüfus kaydındaki doğum tarihinin düzeltilmesi ile aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkin eldeki davada, nüfus kaydındaki yanlışlığın idari yoldan düzeltilip düzeltilmeyeceği, buradan varılacak sonuca göre mahkemece Özel Daire bozma kararında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Kişisel durum sicili ve dolayısıyla nüfus kütükleri, gerçek kişilerin hukukî durumlarının, hak ve yükümlülüklerinin saptanmasında önemli olan bazı doğal ve ailevi niteliklerinin kaydedildiği sicil ve kütüklerdir (Akipek, Jale G./ Akıntük, Turgut: Türk Medeni Hukuku, Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, İstanbul 2007, s. 483). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 37. maddesinde "Kişisel durum sicili, Devletçe atanan memurlar tarafından tutulur. Sicil kayıtlarını tutmak ve örnek vermek bu memurların görevidir. Yabancı memleketlerdeki Türkiye temsilcilerine, Cumhurbaşkanlığının onayı ile nüfus memurluğu yetkisi verilebilir." hükmüne yer verilmiş olup, kütüklerin tutulması ödevi devlete yükletilmiştir.

13. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun aile kütüklerinde bulunması gereken kişisel bilgilerin düzenlendiği 7. maddesinde, her mahalle veya köy için ayrı aile kütüğü tutulacağı ve bu aile kütüklerinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, kayıtlı bulunduğu il, ilçe, köy veya mahalle adı ile cilt, aile ve birey sıra numarası, kişinin adı ve soyadı, cinsiyeti, baba ve ana adı ile soyadları, evli kadınların önceki soyadları, doğum yeri ile gün, ay ve yıl olarak doğum tarihi ve kütüğe kayıt tarihi, evlenme, boşanma, soybağının kurulması veya reddi, ölüm, vatandaşlığın kazanılması veya kaybedilmesi gibi kişisel durumda meydana gelen değişiklik veya yetkili makamlarca yapılan düzeltmeler, dini, medenî hâli, yerleşim yeri adresi, fotoğrafı bulunacağı belirtilmiştir.

14. Kütüğün bireylerin kişisel durumlarını gerçeğe uygun şekilde yansıtması gereklidir. Kişisel durumlarla ilgili kütük kayıtlarının gerçek fiili duruma uymaması, kütüğe yanlış kayıt düşülmüş olması her zaman mümkün olabilir. Bu yanlışlık nüfus memurlarının hatalarından ileri gelmiş olabileceği gibi, nüfus memuruna yapılan beyanların veya sunulan belgelerin doğru olmamasından da ileri gelmiş olabilir.

15. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur (Özsunay, Ergun: Gerçek Kişilerin Hukuki Durumu, İstanbul 1982, s. 243). “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” şeklindedir [Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğin (Nüf. Yön.) m. 143].

16. Türk Medeni Kanunu'nun 39. maddesi ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesine göre; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez, kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak kişisel durumda sonradan meydana gelen değişikliklere ilişkin kayıtlar, dava açılmasına gerek kalmaksızın hâkim kararı veya ilgililerin istemi üzerine yapılabilir (TMK m. 42).

17. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 38. maddesinde ise aynı Kanun'un 7. maddesinde sayılan aile kütüklerine tescil edilmesi gereken bilgilerden; dayanak belgesinde bulunduğu hâlde nüfus kütüklerine hatalı veya eksik olarak tescil edilen ya da hiç yazılmayan bilgiler veya mükerrer kayıtların maddi hata kapsamında değerlendirileceği, bu tür maddi hataların ise Genel Müdürlükçe ya da nüfus müdürlükleri tarafından düzeltileceği veya tamamlanacağı düzenlenmiştir [Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanması Yönetmeliği (NHKUİ Yön.) m. 79].

18. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 80. maddesinin (ç) bendine göre, doğum veya ölüm raporuna göre düzenlenmiş olmak kaydıyla, yurt içinde doğum veya ölüm tutanaklarının düzenlenmesinde maddi bir hata olması ve doğum ya da ölüm raporunun aslının ibraz edilmesi hâlinde yapılacak değerlendirme sonucunda adı, soyadı, ana ve baba adı, cinsiyet, doğum yeri, doğum tarihi, evlenme tarihi ve ölüm tarihinde gerekli düzeltme işlemi yapılacaktır. Ancak dayanak belgelerdeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddi hata söz konusu değil ise, aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. İşte bu noktalarda, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hâle getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır.

19. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 ve TMK'nın 39. maddelerindeki kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinde yer alan hiçbir kaydın düzeltilemeyeceğine ilişkin düzenlemeler ile yine Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 46. maddesindeki “yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davaları…” ibaresi nazara alındığında, herhangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur.

20. Yapılan açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince; davacı annesi olan muris ...'ın evlenme öncesi nüfus kaydında yer alan doğum tarihinin evlenme sonrası nüfus kaydında hatalı olarak yazıldığını ileri sürerek nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Kasım ve Düriye kızı Ayşe Beşenk'in (01.07.1924 doğumlu) olduğu ve evlenerek Van ili, Gülsünler Köyü 19 haneye gittiği, 19 hanede ise Kasım ve Düri kızı (01.07.1915 doğumlu) ...'ın kayıtlı olup bu kişilerin doğum tarihleri ve T.C. numaralarının farklı olduğu, dosyada nüfusa tescile ilişkin belgelerin bulunmadığı dolayısıyla ileri sürülen yanlışlığın Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 39, NHKUİ Yön. 79 ve 80. maddeleri kapsamında maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.

21. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hâkim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Kişisel durum sicilleri, TMK'nın 7. maddesi anlamında resmî sicillerin ispat gücüne sahiptir. Bu sebeple; resmî siciller hakkındaki karine kişisel durum sicilleri için de uygulama alanı bulur ve aksi ispat edilinceye kadar bu kayıtlar geçerli olur. Ancak bu kayıtların doğru olmadığı her türlü delille ispatlanabilir. Şu durumda zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın açılabilen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmî kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık da dinlenebilecektir (Özsunay, s. 244; Öztan, Bilge: Şahsın Hukuku Hakiki Şahıslar, Ankara 1987, s. 184).

22. O hâlde mahkemece; davacının annesi muris ... ile aynı kişi olduğu iddia edilen Ayşe Başenk'in nüfusa tescillerine ilişkin belge, evliliklerine ilişkin kayıt ve dayanağı vukuat belgesi, evlenmesinden sonra gerçekleşen nakil belgesi ile tekmil aileyi gösterecek şekilde nüfus aile kayıt tablosunun ilgili nüfus müdürlükleri burada mevcut değil ise Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden (arşiv araştırması dahil) getirtilerek incelenmesi, belgelere ulaşılması ve davacının iddiasının belgelerle kanıtlanması hâlinde nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması, düzeltme yapılırken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen gösterilmesi, istenilen belgelere ulaşılamaması veya belgelerin yeterli olmadığı durumda ise yargılama nedeni ile hukuku etkilenecek olan Ayşe Başenk mirasçılarının da davaya katılmalarının sağlanarak, tarafların göstereceği deliller toplandıktan ve gösterilmesi hâinde tanıklar dinlenildikten sonra sonuca gidilmelidir.

23. Öte yandan, Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre açılan bu tür kayıt düzeltme davaları kamu düzenine ilişkin olduğu ve doğru sicil oluşturulması gerektiğinden, mahkemece tüm delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesinden sonra dâhi sonuca ulaşılamaması hâlinde, öncelikle 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 141/son maddesinde yer alan “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” hükmü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 30. maddesinde yer verilen "Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” şeklindeki usul ekonomisi ilkesi göz önünde tutularak, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla Ayşe Başenk mirasçıları ile ...'ın annesi, babası veya kardeşleri arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gereklidir.

24. Hâl böyle olunca; mahkemece tarafların gösterecekleri ve re'sen toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yasal düzenlemelere aykırı şekilde yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

25. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; dosya kapsamına göre davacı iddiasının nüfus kaydının düzeltilmesi davasının konusunu oluşturduğu, mahkemenin idari yoldan düzeltilmesi gerektiği yönündeki direnme kararının yerinde olmadığı, nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve mahkemelerin de hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu, kayıtların doğru olmadığının her türlü delille ispatlanabilineceği, mahkemece öncelikle çoğunluk görüşünde belirtildiği üzere nüfusa tescil, evliliğe ilişkin kayıt, nakil belgeleri ve nüfus aile kayıt tablolarının dosya arasına alınması, istenilen belgelere ulaşılamaması veya belgelerin yeterli olmadığı durumda ise yargılama nedeni ile hukuku etkilenecek olan Ayşe Başenk mirasçılarının da davaya katılmalarının sağlanarak, tarafların göstereceği deliller toplandıktan sonra sonuca gidilmesi gerektiği, ne var ki davacının iddiasının gerçek annenin tespitine yönelik olmadığı nazara alındığında DNA testi yapılmasına gerek olmadığı, tarafların gösterecekleri ve re'sen toplanacak tüm deliller ile nüfus kaydının düzeltilebileceğinden direnme kararının açıklanan farklı değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

26. Hâl böyle olunca; direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun'un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.