Logo

Hukuk Genel Kurulu2018/61 E. 2018/1250 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca açılan işe iade davasında, Yargıtay’ın bozma kararına karşı yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca işe iade davalarında Yargıtay'ın verdiği kararların kesin olması ve direnme yolunun kapalı bulunması gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki " Tespit (İşe İade)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.08.2016 gün ve 2016/79 E.- 2016/336 K. sayılı kararın istinaf incelemesi davalılar vekillerince istenilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair verilen 25.10.2016 gün ve 2016/12 E., 2016/12 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı ... vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 17.01.2017 gün ve 2016/33406 E., 2017/240 K. sayılı kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak bozulduğu ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:

Dava, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece işe iade davasının kabulüne karar verilmiş, istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine ise Özel Dairece yukarı da başlık bölümünde belirtilen karar ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ortadan kaldırılarak bozulmuş ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi üzerine mahkemece direnme kararı verilmiştir.

Hükmü temyize davalılar vekilleri getirmektedir.

Karar tarihinde yürürlükte olan 4857 sayılı yeni İş Kanunu'nun 20’nci maddesi:

“İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. (...) taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür. Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. ” şeklindedir.

Madde ile iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ilişkin açılacak bir davanın basit yargılama usulüne göre, kısa süre içerisinde sonuçlandırılması düşüncesi, işçinin emek gelirinden olanaklar ölçüsünde çok kısa bir süre yoksun kalması ilkesinden kaynaklanmış ve bu nedenle de Yargıtay Özel Dairesince verilecek kararın kesin olması amaçlanmıştır.

Benzer nitelikteki düzenlemelere; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 5, 15, 24, 34, 41 ve 53’üncü maddelerinde de yer verilirken iş hukukuna yön veren temel ilke ve düşüncelerden hareket edildiği, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1985 gün ve E:1984/9–834, K:1985/201 sayılı kararında da, benzer bir konunun ele alındığı görülmüş ve 2822 Sayılı Kanunun 15’inci maddesinde yer verilen “Yargıtay’ca... kesin karara bağlanır” hükmü ile yasa koyucunun, burada bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının vurgulandığına işaret edilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, "kesin karar verme" ifadesinden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğunun amaçlandığı, bu bakımdan Daire bozma kararının direnmeye konu edilemeyeceğini kabul etmek gerekir. Yasa koyucu burada açıkça, “Yargıtay’ca kesin olarak karara bağlanır” demek suretiyle, bozma kararına karşı direnme yolunu kapamış bulunmaktadır.

Nitekim aynı ilke, Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün ve 2004/9-510 E.-2004/557 K.; 08.12.2004 gün ve 2004/9-654 E.-2004/664 K.; 21.09.2005 gün ve 2005/9-474 E.-2005/510 K.; 23.11.2005 gün ve 2005/9-579 E.-2005/648 K.; 12.04.2006 gün ve 2006/9-211 E.-2006/195 K.; 18.10.2006 gün ve 2006/9-621 E.-2006/673 K.; 03.12.2008 gün ve 2008/9-716 E.-2008/726 K.; 27.01.2010 gün ve 2009/9-592 E.- 2010/35 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/9-33 E.-2010/105 K.; 09.12.2015 gün ve 2015/22-920 E.- 2015/2898 K.; 09.12.2015 gün ve 2015/22-1856 E.- 2015/2923 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Yargıtay Özel Daire bozma kararının kesin olduğu ve direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek, Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Direnme kararı belirtilen bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.06.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.