"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İskenderun 1. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverene ait İskenderun İlçe Müdürlüğünde alt işveren işçisi olarak 15.10.2001 tarihinden iş sözleşmesini işçilik alacaklarının ödenmemesinden dolayı haklı nedenle feshettiği 14.12.2011 tarihine kadar sayaç kesme-açma işçisi olarak çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, çalışma saatleri 08.00-21.00 arasında olan müvekkiline fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmaların karşılığı ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraf sıfatı, zamanaşımı, tahkim ve yetki itirazında bulunduklarını, davanın hukukî dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. İskenderun 1. İş Mahkemesinin 06.11.2014 tarihli ve 2012/793 E., 2014/370 K. sayılı kararı ile; davacının işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini bildirdiği, bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma yaptığı ancak ücretinin ödenmediğinin tespit edildiği, iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdiğini ispat etmek zorunda olan işverenin bu hususu ispat edemediği, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, ayrıca yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. İskenderun 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 08.05.2018 tarihli ve 2017/13296 E., 2018/11179 K. sayılı kararı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “…2. Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshi ve davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
… Somut olayda, davacı dava dilekçesinde işçilik haklarının ödenmemesi sebebiyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini iddia etmiş olup, davalı iş akdinin davacının istifası nedeniyle sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece davacının fazla mesai yaptığı ve alacaklarının ödenmediği, iş akdinin haklı şekilde sona erdirildiğini ispat etmek zorunda olan davalının bu hususu ispat edemediği gerekçesiyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kanaatine varılarak ilgili alacak hüküm altına alınmıştır. Belirtmek gerekir ki, iş akdinin işçilik alacakları ödenmediği gerekçesiyle haklı nedenle feshedildiği iddiası davacı tarafından ileri sürülmüş olup, sanki işveren tarafından haklı nedenle feshin gerçekleştirildiği kabul edilerek haklı nedeni ispat yükünün davalı üzerinde bırakılacak şekilde değerlendirme yapılması hatalıdır. Ayrıca dosya kapsamında davacı tarafından el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış 14.12.2011 tarihli istifa dilekçesi yer almakta olup, ilgili dilekçede davacının özel sebeplerden dolayı istifa ettiği yazılıdır. İstifa dilekçesinde yer alan özel sebeplerin işçilik alacaklarına ilişkin olduğu hususu da davacı tanıklarının beyanı ile doğrulanmadığından iş sözleşmesinin davacının istifa etmesi nedeniyle sona erdiği kabul edilmek suretiyle kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. İskenderun 1. İş Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 2018/286 E., 2018/584 K. sayılı kararı ile; işçinin ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkının bulunduğu, davacının da bu kapsamda dava dilekçesinde alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini haklı feshettiğini savunması karşısında yapılan yargılama ile işçilik alacaklarının olduğunun anlaşıldığı, istifa dilekçesinde özel sebepler yazılmışsa da dokuz yıldan fazla kıdemi olan davacının tüm işçilik alacaklarından feragat ederek istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağından özel sebepler arasında işçilik alacaklarının bulunduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan fesih iradesi tek taraflı açıklanmakla sonuç doğuracağından davacının sırf özel nedenler olarak belirttiği istifa dilekçesini sunmasının haklı nedenle fesih hakkını ortadan kaldırmayacağı, davacının alacaklarının varlığını ispatlaması ile sebep göstermesine gerek dahi olmadan tek taraflı fesih imkânı varken özel nedenleri olduğunu belirterek istifa dilekçesi verdiğinde alacakların ödenmemesini haklı fesih sebebi olarak kabul etmemenin hakkaniyete aykırı olacağı, sonuç olarak ödenmemiş işçilik alacakları bulunan davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava dilekçesinde işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürdüğü, davalı vekilinin ise davacının özel sebeplerden dolayı istifa ettiğinin yazılı olduğu 14.12.2011 tarihli istifa dilekçesi sunduğu somut olayda, tanık beyanları da dikkate alındığında davacının iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle haklı neden olmaksızın mı yoksa işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle mi feshettiği; buradan varılacak sonuca göre kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemeler ve kavramlar üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.
13. İş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri fesihtir. Fesih, sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) bir iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Dolayısıyla fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır (Senyen Kaplan, Emine Tuncay: Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Haksız Feshinin Hüküm ve Sonuçları, Sicil İş Hukuku Dergisi, Yıl 2016, Sayı 36, s.23).
14. Fesih bildirimi tek taraflı bir irade beyanı olup bu beyan belirsiz süreli iş sözleşmelerinde süre verilerek sözleşmenin sona erdirilmesinde kullanılabileceği gibi belirli ya da belirsiz süreli sözleşmelerin haklı nedene dayanarak işçi veya işveren tarafından süre verilmeksizin sona erdirilmesinde de kullanılmaktadır. Bu nedenle iş sözleşmelerinde fesih bildirimi, sözleşmeyi belirli bir sürenin geçmesiyle ya da derhal sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek taraflı bir irade beyanı olup muhataba ulaşması ile sonuç doğurur.
15. İş sözleşmelerinde fesih bildiriminde bulunma hakkı, kural olarak her iki tarafa da tanınmıştır. Hukukî niteliği itibariyle fesih bildirimi yenilik doğuran bir hak olmakla bu beyanın karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğuracağından karşı tarafın kabulüne gerek yoktur. Bozucu yenilik doğurucu bir hakkın kullanımı olan fesih bildirimi ile iş sözleşmesi sona ereceğinden, bildirimin belirli ve açık şekilde yapılması gerekmektedir.
16. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmiştir.
17. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi uyarınca “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.
18. Belirtmek gerekir ki, işçi sadece temel ücretinin değil, geniş anlamda ücretinin, diğer bir deyişle her türlü ücret eklerinin (örneğin ikramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı vb.) ödenmemesi nedeniyle de bu hakkını kullanabilir (Süzek, Sarper: İş Hukuku, 19. Baskı, İstanbul 2020, s. 712).
19. İş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanması durumunda ise işçi kıdem tazminatını düzenleyen mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazanır.
20. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun'un 17. maddesinde ele alınmıştır. İş Kanunu’nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshetmesi istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.
21. İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi hâlinde işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gibi ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamaz.
22. Öte yandan, işçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda irade fesadı altında düzenlenen istifa dilekçesinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemeyeceği gibi işçinin haklı nedenle derhal fesih nedenlerinin mevcut olduğu ve buna uygun biçimde fesih yoluna gideceği sırada iradesi fesada uğratılarak işveren tarafından istifa dilekçesi alınması durumunda da istifaya geçerlilik tanınması doğru olmayacaktır.
23. İstifa dilekçesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması hâlinde de, işçi tarafından bildirilen somut nedenlerin yani istifanın ardındaki gerçek nedenlerin araştırılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
24. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüş, ödenmeyen işçilik alacaklarının ise fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları olduğunu belirterek sözü edilen alacaklarında hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı işveren ise feshe ilişkin bir savunmada bulunmamış ancak dosyaya işyeri sicil dosyası içerisinde davacının el yazısı ile yazıp imzaladığı 14.12.2011 tarihli istifa dilekçesini sunmuştur. Dosya içerisinde yer alan bu istifa dilekçesinde davacı “…çalışmakta olduğum Hatay İli 2 ihbarname dağıtım kesme açma görevinden özel sebeplerimden dolayı istifa etmek istiyorum..” şeklinde istifa etmek istediğini bildirmiş olup yargılama aşamasında da bu istifa dilekçesini işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle yazdığını belirtmiştir.
25. Davalı tanıklarının davacının işten ayrılma nedeni konusunda bilgilerinin bulunmadığı; davacı tanıklarından ...’nun feshe ilişkin beyanının mevcut olmadığı, diğer davacı tanıkları ... ve ...’in davacıdan önce işten ayrıldıkları anlaşılmakla davacının işten ayrılma nedeni konusunda bilgisinin olmadıklarını belirtmişlerdir. Bu itibarla davacı ve davalı tanıklarının beyanlarından iş sözleşmesinin feshine dair bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Ancak davacı tanıklarının davacının çalışma saatlerine ve günlerine ilişkin görgüye dayalı bilgileri bulunmakta olup mahkemece de bu beyanların değerlendirilmesi ile hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır. Hüküm altına alınan alacaklara ilişkin olarak Özel Daire tarafından bozma da yapılmadığı görülmekle davacı tanıklarının işçilik alacaklarının ödenmediği yönündeki davacının iddiasını doğruladıklarının kabulü gerekir.
26. Diğer taraftan, davacı işçi istifa dilekçesinde özel sebeplerden dolayı işten ayrıldığını bildirirken herhangi bir somut neden belirtmemiş, dava dilekçesinde ve yargılama süresinde ödenmeyen işçilik alacakları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği iddiasında bulunmuştur. Bu durumda istifa dilekçesinin ardındaki gerçek durumun araştırılması gerekmektedir. İşçi ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesi işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme imkânı verdiğinden bu durumunda araştırılması gerekmektedir. Sonuç itibariyle davacının istifa dilekçesinde belirttiği özel sebeplerden kastının işçilik alacaklarının ödenmemesi olduğu ve yapılan yargılamada da davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğunun tespit edilmesi karşısında iş sözleşmesini haklı nedene dayalı olarak fesheden davacının kıdem tazminatına hak kazandığı açıktır.
27. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, özel sebeplere dayalı olarak istifa eden davacının daha sonradan işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmesinin, dava dilekçesinde istifadan bahsetmeksizin işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri süren davacının dosyaya alınan bilirkişi raporundan sonra istifasının işçilik alacaklarının ödenmemesinden kaynaklandığını iddia etmesi karşısında bu iddiasına üstünlük tanınmasının mümkün olmadığı, bozma kararının yerinde olduğu ve direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
28. O hâlde mahkemece verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir.
29. Ne var ki Özel Dairece bozma nedenine göre, hüküm altına alınan alacağın miktarına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Direnme uygun bulunduğundan hüküm altına alınan alacağın miktarına ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2022 tarihinde oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi.