Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/543 E. 2022/279 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş kazası sonucu vefat eden işçinin hak sahiplerine ödenecek maddi tazminatın hesabında, işçinin gerçek ücretinin tespiti, hesaplama yöntemi ve pasif dönem zararının belirlenmesine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine Özel Daire'nin bozma kararına karşı verilen direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesinin gerekip gerekmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Özel Daire'nin bozma ilamındaki eksiklikleri gidermek için işçinin gerçek ücreti ve tazminat hesaplama yöntemine ilişkin yeni araştırma ve incelemeler yaparak verdiği karar, direnme kararı niteliğinde olmayıp yeni bir hüküm olduğundan, dosyanın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “Maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ..., ... ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden ...un eşi, ..., ... ve ...'un babaları, ...un oğlu, ... ve Kenan ...'un ise kardeşleri olan

...'un davalılardan... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından işletilen Yatağan ilçesi Beşdin köyündeki mermer ocağında işçi olarak çalışmakta iken 09.09.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde hayatını kaybettiğini, iş kazasının oluşumunda davalıların ve işveren şirketin tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinin murisinin ölmeden önceki aylık net gelirinin takriben 1.500.000.000ETL (1.500TL) olduğunu, 1968 doğumlu davacı ...'nin ev hanımı olup ölen eşinden başka desteği ve güvencesinin bulunmadığını, ayrıca büyük manevi ızdırap çektiğini, ..., ... ve ...'nın da yine en büyük desteklerini kaybettiklerini, ayrıca manen büyük zarara uğradıklarını, davacılar ... ile ... ve...'ın da ...'nin ölümü nedeni ile büyük acı ve ızdırap çektiklerini, ayrıca defin masrafı ve cenaze gideri olarak da 5.000.000.000ETL (5.000TL) masraf yaptıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere Hanife ... için 20.000.000.000ETL (20.000TL) maddi, 20.000.000.000ETL (20.000TL) manevi ve 5.000.000.000ETL (5.000TL) cenaze ve defin giderleri, davacılar ..., ... ve ...’nın herbiri için 10.000.000.000’er ETL (10.000’er TL) maddi ve 10.000.000.000’er ETL (10.000’er TL) de manevi, davacı ..., Mustafa ve Kenan ...’un her biri için ise 5.000.000.000’er ETL (5.000’er TL) manevi tazminat olmak üzere olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

5. Davacılar vekili 11.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı eş Hanife ... için maddi tazminat istemini 376.267,52TL, ... ... için 20.392,39TL, Hakan ... için 18.533,56TL, ... için 46.992,13TL olarak ıslah etmiş, 02.10.2006 tarihli duruşmada ise dava dilekçesi ile talep ettikleri cenaze ve defin giderleri ile ilgili taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.

Davalı Cevabı:

6. Davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davacıların murisi i ...'un 09.09.2001 tarihinde müvekkillerinin iş güvenliği hususundaki tüm yazılı ve sözlü ikaz ile uyarılarını hiçe sayarak baret, emniyet kemeri gibi güvenlik malzemelerini kullanmadan iş yaptığı sırada meydana gelen iş kazası sonucunda vefat ettiğini, müvekkillerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müteveffanın çalıştığı sırada nezaretçi ...'ın da olay yerinde bulunduğunu, olay sonrası ise müvekkili şirketin hak sahiplerine gereken her türlü yardımı yaptığını, ayrıca müteveffanın vefatından önce aylık net maaşının 1.500.000.000ETL (1.500TL) olmasının mümkün olmadığını, gerçek ücretinin bordrolardan anlaşılacağını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

7. Davalı ...; davalı şirkette vasıfsız işçi olarak çalıştığını, nezaretçi görevinin bulunmadığını, yapılan işin yüksek düzeyde teknik bilgi isteyen tehlikeli bir iş olduğunu, şirket tarafından yapılan işle ilgili gerekli emniyet tedbirlerinin alınmadığını, iş kazası ile kendisinin bir ilgisinin bulunmadığını, kaza tarihi olan 09.09.2001 tarihinden önce aylık ücretlerinin 600TL olduğunu, yemeğin işverence karşılandığını, fazla iş üretilen aylarda ücretin 700TL olduğunu, vefat eden sigortalı ...’un da aynı ücreti aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin Birinci Kararı:

8. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 02.10.2006 tarihli ve 2003/360 E., 2006/439 K. sayılı kararı ile; bilirkişi incelemesi ile davacı ...'nin bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin ve davalılar tarafından yapılan ödemelerin mahsubundan sonra 14.258TL yoksun kaldığı destek zararının bulunduğu, davacılar Esra, ... ve Hakan'ın ise davalılardan alabilecekleri tazminat bulunmadığı, davacıların sosyo-ekonomik durumları, yaşadıkları acı ve ızdırabın derecesine göre lehlerine manevi tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:

9. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ..., ... ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

10. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 03.04.2007 tarihli ve 2007/3225 E., 2007/5591 K. sayılı kararı ile; davacı ve davalı şirketin sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, vefat eden kazalı işçinin %30 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi nedeniyle davacı çocuklar için takdir edilen manevi tazminattan bir miktar indirim yapılması gerektiği, diğer davacılar yararına takdir edilen manevi tazminatın az olduğu; maddi tazminat yönünden ise mahkemece sigortalının asgari ücretle çalıştığı kabul edilerek düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, ancak davacılar murisinin ücretinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde tespit edilmesi gerektiği, ayrıca pasif devre zararı hesaplanırken hesap tarihindeki asgari ücretin bakiye ömür süresi kadar her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto uygulanmak suretiyle bulunacak ücretlerin pasif devre zararının belirlenmesinde esas alınması gerekirken taban yaşlılık aylığının esas alınmak suretiyle pasif devre zararının hesaplanmasının hatalı olduğu, öte yandan işveren tarafından yapılan toplam 900TL ödemenin maddi tazminata karşılık yapıldığının davalı tarafça ispatlanamadığı hâlde tazminattan indirime gidilmesinin de isabetsiz bulunduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin İkinci Kararı:

11. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 07.10.2009 tarihli ve 2007/418 E., 2009/650 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda Yargıtay kararında değinilen eksikliklerin giderilerek bilirkişiden yeniden rapor alındığı belirtilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:

12. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararı davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

13. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 05.10.2010 tarihli ve 2010/2189 E., 2010/9445 K. sayılı kararı ile; davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekilinin 8 günlük temyiz süresini geçirdiği gerekçesiyle temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

14. Davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekili tarafından Özel Daire kararının maddi hataya dayandığından bahisle maddi hatanın düzeltilmesi yönünde dilekçe verilmiştir.

15. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 28.02.2011 tarihli ve 2010/13722 E., 2011/1703 K. sayılı kararı ile; “..Davalılar vekili 03.12.2010 tarihli dilekçesi ile Dairemizin 05.10.201 gün 2010/2189 Esas, 2010/9445 Karar sayılı onama kararında açık maddi hata bulunduğundan bahisle kararın düzeltilmesini istemiştir.

İş Mahkemelerince verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi yanılgının bulunması halinde dosyanın yeniden incelenmesi Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalılara kararın 04.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz isteminin de son günün tatile gelmesi nedeniyle takip eden ilk iş günü olan 14.12.2009 tarihinde yapılıp harcının da aynı gün yatırıldığı görülmekle hükmün süresinde davalılar tarafından temyiz edildiği, ancak Dairemizce maddi hata sonucu temyizin süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle davalıların temyiz istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

O halde davalıların maddi hata talebi kabul edilmeli, Dairemizin 05.10.2010 günlü temyiz isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılmalı ve davalıların esas hükme yönelik temyiz itirazları incelenmelidir.

Dava; 09.09.2001 tarihinde zararlandırıcı sigorta olayı sonucu 31 yaşında ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, Dairemize ait 03.04.2007 gün ve 2007/3225-5591 sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıların manevi tazminat istemlerinin yazılı şekilde kabullerine, maddi tazminat istemlerinin ise belirlenen gerek ücret üzerinden yapılan hesaplama gereğince kabullerine karar verilmiştir. Mahkemece davacılar yararına bozma kararına uyularak takdir edilen manevi tazminat miktarları yerinde ise de, davacılar yararına belirlenen maddi tazminatların hesabında esas alınacak gerek ücretin yöntemince belirlenmediği, gerek ücretin tespiti için yapılan araştırmanın eksik olduğu, ... Mermerciler Odasına yazılan müzekkere cevabı beklenmediği gibi, olay tarihinden itibaren rapor tarihine kadar bilinen ücretlerin yıl olarak ayrı ayrı tespiti yapılması gerekirken, 2001 yılı ücretinin tüm yıllarda esas alınması yanında, bilirkişinin varsayımsal olarak, bilinen dönem ücretini asgari ücretin 7.25 katı olarak esas alınması da doğru değildir.

Yapılacak iş; murisin gerçek ücretinin tespiti için önceki bozma kararında belirtildiği şekilde inceleme yapılmakla birlikte, ... Mermerciler Odasına ve Ege Bölgesi Sanayi Odasına yeniden müzekkere yazılarak, tecrübeli mermer kesim işçisinin ücretlerinin nasıl belirlendiği, götürü usulde belirlenmesi halinde ise olay tarihinden itibaren hüküm tarihine kadar emsal bir mermer kesim ustasının aylık veya yıllık net gelirini 2001 yılından başlamak üzere her yıl için ayrı ayrı tespit edilip bildirilmesi sonrasında bilinen dönem gerçek ücretleri esas alınarak açıklanan tazminat hesabı gereğince yeniden aktif dönem hesabı yapılmalı ve pasif dönemde de asgari ücret üzerinden hesap yapılarak hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan peşin sermaye değerlerinin indirimi ile eş ve çocukların maddi zararlarının davalılar lehine oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek belirlenmesinden ibarettir.

Kabule göre de; tarafların hal ve mevkine , kusur oranlarına, olayın oluşuna ve olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte eş Hanife ...'a hükmedilen tazminat miktarına göre, olayda Borçlar Kanunun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması da hatalı olmuştur.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle Özel Dairenin 05.10.2010 tarihli ve 2010/2189 E., 2010/9445 K. sayılı kararının kaldırılmasına, mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Direnme Kararı:

16. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 22.03.2012 tarihli ve 2011/1187 E., 2012/233 K. sayılı kararı ile; yapılan araştırma ve incelemeler, tüm dosya kapsamı ve bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat ile defin ve cenaze masrafları ile ilgili olarak verilen önceki karar kesinleşmekle bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, destekten yoksun kalma tazminatının ıslah edilmiş hâliyle kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davacılardan ... için 5.878,79TL, Hakan için 8.360,35TL, Esra için 29.590,27TL, Hanife için 310.968,05TL’nin olay tarihi olan 09.09.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

17. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen direnme kararı davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekili tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 tarihli ve 2012/21-1847 E., 2013/888 K. sayılı kararı ile temyiz başvurusunun kanunda öngörülen sekiz (8) günlük süre geçtikten sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin oy çokluğuyla reddine karar verilmiştir.

18. Davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ... ve ... vekilinin “temyiz süresinin kararın tebliğ tarihi yerine tefhim tarihinden başlatılmasının mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 2013/7114 başvuru numaralı 20.01.2016 tarihli kararı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

19. Anayasa Mahkemesi kararı sonrası dosyanın yeniden ele alınması üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 22.03.2012 tarihli ve 2011/1187 E., 2012/233 K. sayılı kararı Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2018 tarihli ve 2017/21-1721 E., 2018/345 K. sayılı kararı ile taraf teşkilinin sağlanarak usulüne uygun ve gerekçe ihtiva eden direnme kararı verilmesi ve direnme kararının hüküm fıkralarına yönelik eksiklikler nedeniyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin usulden bozulmuştur.

20. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 16.04.2019 tarihli ve 2018/237 E., 2019/289 K. sayılı kararı ile; ilgili ticaret ve sanayi odalarından gelen yazı cevaplarına ve bilirkişinin maddi tazminat hesaplamasına ilişkin raporuna davalı tarafça itiraz edilmediği, bu durumun davacılar yararına usuli müktesep hak teşkil ettiği, davacı ... ... yararına takdir edilen tazminatın yürütülecek faiz ile birlikte oluşacak miktarı nazara alındığında takdiren Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi uyarınca indirim yapılmasına yer olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

21. Direnme kararı süresi içinde davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ..., ... ve davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

22. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından maddi tazminat miktarının hesabında esas alınan sigortalının gerçek ücretinin yöntemince belirlenip belirlenmediği, maddi tazminatın olay tarihinden itibaren rapor tarihine kadar bilinen ücretin yıl olarak ayrı ayrı tespit edilerek mi yoksa olay tarihi olan 2001 yılına ait bilinen ücretin varsayımsal olarak asgari ücrete oranlaması sonucu tespit edilen ücret üzerinden mi hesabının yapılması gerektiği ve pasif dönem hesabının asgari ücret üzerinden hesaplanarak hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan peşin sermaye değerlerinin (PSD) indiriminin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

23. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

24. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

25. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

26. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilir.

27. Somut olayda; mahkemenin ilk kararının Özel Daire tarafından bozulması ve bozmaya uyularak verilen ikinci kararın Özel Daire tarafından ücret araştırmasına yönelik araştırma yapılması ve hükme en yakın tarihli peşin sermaye değerinin belirlenmesi ile maddi tazminatın hesaplanması yöntemine ilişkin olarak bozulması üzerine verilen direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından usulden bozulmasından sonra mahkemece mermer kesim işçisinin ücreti için bozma ilamında belirtilen eksiklerin giderilmesi için ... Mermerciler Odasına, Ege Bölgesi Sanayi Odasına ve davacılara bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bildirilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkereler yazılarak bozma kararında belirtilen araştırmalar yapılarak eksikler tamamlandıktan sonra direnme kararı verilmiştir.

28. Görüldüğü üzere mahkemece bozma kararından sonra, bozma gerekçesinde belirtilen hususta araştırma yapılarak dosya arasına alınan müzekkere cevapları kapsamında yapılan değerlendirme sonrasında yeni bir karar verilmiştir.

29. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozmaya eylemli uyma ile yapılan araştırma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.

30. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.

31. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalılar... ... Mermer Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, ..., ... ve davacılar vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.03.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.