"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda Hendek İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince verilen şikâyetçinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihalenin feshi şikâyetinin reddine, ihale bedelinin %20'si oranında para cezasının şikâyetçiden tahsili ile hazineye irat kaydına ilişkin kararın borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ... Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. İNCELEME SÜRECİ
Borçlu İstemi:
4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; müvekkili aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, takip konusu alacağın konut finansman kredisinden kaynaklandığından ilamlı takip yapılamayacağını, ödeme emri tebliğ edilmesi gerekirken icra emri tebliğ edildiğini, Hendek İcra Müdürlüğünün 2015/350 Tal. sayılı dosyasında taşınmazın ihale edildiğini, şikâyetçiye yapılan tebligat usulsüz olmakla birlikte satış ilanı ve şartnamede taşınmazın tüm özelliklerinin gösterilmediğini ve eksik bilgiler içerdiğini, usulüne uygun tebligat yapılmadığından müvekkilinin ihaleden henüz haberdar olduğunu, şikâyetçi borçluya gönderilen gayrimenkul satış kararının (doğrusu satış ilanının) doğru adreste usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ihale tutanağı incelendiğinde ihalenin hangi bedelden başlatıldığının tellal tarafından sesli olarak ilan edilip edilmediğinin belirtilmediğini, ilan askı tutanağında yalnız icra müdürünün imzasının olduğunu, katip veya mübaşirin imzasının bulunmadığını, satış ilanında satışın Hendek icra dairesinde yapılacağının belirtildiğini ancak açık adresinin yazılmadığını ileri sürerek taşınmazın ihalesinin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı Taraf Cevabı:
5. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ihalenin feshi yedi günlük süresi içinde istenmediğinden şikâyetin reddinin gerektiğini, ödeme emri gönderilmesi gerekirken icra emri gönderildiği iddiasının fesih sebebi olmadığını, esas icra müdürlüğünce gönderilen talimatta bila dönen tebligatlar için 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 ve 35. maddesine göre işlem yapılması şeklinde bir talimat bulunduğunu, borçlunun tespit edilen her iki adresine de tebligat yapıldığını, 13.04.2017 tarihinde Dereboğazı Mah., ... Hendek/Sakarya adresinde borçlunun babasına tebliğ edildiğini, ayrıca herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek için borçlunun mernis adresi olan ...E Hendek/Sakarya adresine tebligat çıkarıldığını ve usulüne uygun olarak 07.04.2017 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ edildiğini, borçlunun iddialarının yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.
6. İhale alıcısı; davetiye tebliğine rağmen cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
7. Hendek İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.09.2017 tarihli ve 2017/38 E., 2017/69 K. sayılı kararı ile; şikâyetçinin ödeme emri yerine icra emri gönderildiği yönündeki beyanlarının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 134. maddesinde sayılan fesih nedenlerinden olmadığı, satış ilanı ve şartnamesinde gayrimenkulün özelliklerinin belirtildiği, ihalenin yapılması esnasında feshini gerektiren bir husus bulunmadığı, satış ilanının borçlu ...'nin adresinde babasına bizzat teslim edildiği, tebliğ işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, şikâyetçinin ihalenin feshi taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın (şikâyetin) reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
8. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 14.11.2018 tarihli ve 2017/2839 E., 2018/2119 K. sayılı kararı ile; borçlu icra emri yerine ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiş ise de; bu konuda ihaleden önce icra mahkemesine şikâyette bulunduğunu iddia etmediği gibi dosyada bu konuda herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığı, tüketici kredilerinde İİK'nın 68/b ve 150/ı maddeleri uygulanamaz ise de İİK'nın 134. maddesi kapsamında borçlunun bu iddiasını ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, satış ilanında taşınmazın özelliklerinin ve ihalenin yapılacağı yerin açıkça usulüne uygun şekilde belirtildiği, ilan askı tutanağının usulüne uygun düzenlendiği, ilan askı tutanağında icra müdür yardımcısının imzasının olmasının yeterli olduğu, ihale tutağında tellal tarafından gerekli ilanın yapılmadığı ileri sürülmüş ise de ihale tutanağında elektronik ortamda teklif edilen miktar üzerinden ihaleye başlandığının tellal tarafından üç kez yüksek sesle ilan edildiğinin belirtildiği, tutanağın ilgililer tarafından imzalandığı, İİK'nın 8. maddesi gereğince aksi ispat oluncaya kadar geçerli olan ihale tutanağının aksinin aynı güçte bir başka delille şikâyetçi tarafından ispat edilemediği, şikâyetçinin bilinen adresleri olan "...... Hendek/Sakarya" ve "... Hendek/Sakarya" adreslerine satış ilanı tebligatlarının çıkartıldığı, bila tebliğ iade edilmeleri üzerine borçlunun mernis adresi olan "... Hendek/Sakarya" adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2 şerhi içeren tebligatın çıkartıldığı ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince 07.04.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 10 ve 21/2. maddesine göre usulüne uygun olduğu, ilk derece mahkemesince satış ilanının tebliğe çıkarıldığı "Dereboğazı Mah. ... Hendek" adresine yapılan tebligatın geçerli olduğu kabul edilmiş ise de, tebliğ sırasında muhatabın orada olup olmadığı belirtilmeksizin aynı çatı altında yaşadığı belirtilen babasına yapılan tebligatın İİK'nın (doğrusu Tebligat Kanunu’nun) 16. maddesi kapsamında usulsüz olduğu, ancak satış ilanının borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince usulüne uygun tebliğ edildiği, ilk derece mahkemesince belirtilen bu gerekçe ile şikâyetin reddi ile işin esasına girilerek ihalenin feshi istemi reddedildiğinden, İİK’nın 134/2. maddesi gereğince alacak konut finansman kredisinden kaynaklandığından borçlu aleyhine %20 para cezasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile şikâyetçinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihalenin feshi şikâyetinin reddine, ihale bedelinin %20'si oranında para cezasının şikâyetçiden tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
10. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02.04.2019 tarihli ve 2019/703 E., 2019/5231 K. sayılı kararı ile;
“…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlu vekilinin, sair fesih iddiaları ile birlikte satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, 10/05/2017 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, Hendek İcra Hukuk Mahkemesi’nin 12/09/2017 tarih, 2017/38 E. - 2017/69 K. sayılı kararı ile borçlu asile yapılan satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, borçlu vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 14/11/2018 tarih 2017/2839 E. - 2018/2119 K. sayılı kararı ile borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, ihalenin feshi şikayetinin reddi ile ihale bedelinin %20'si oranında para cezasına karar verildiği görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Somut olayda, borçlunun, vekili Av. ... aracılığıyla Hendek İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/24 E. - 2016/76 K. sayılı dosyası üzerinden aynı takipte yapılan 11/03/2016 tarihli ihalenin feshi talebinde bulunulduğu, anılan kararının icra takip dosyasında mevcut olduğu, vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair dosya içerisinde herhangi bir kayıt bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, satış ilanının, aynı takip dosyasından yapılan ihalenin feshi talebinde bulunan vekile tebliği gerekir. Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmaz. Şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması da sonuca etkili değildir.
İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir. Borçluya (varsa vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğurur.
O halde, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin kararı bozulmuştur.
Direnme Kararı:
12. ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/1228 E., 2019/1473 K. sayılı kararı ile; 27.02.2017 tarihli satış talimatından da anlaşılacağı üzere Av. ...’un ihaleye konu taşınmazda haczi bulunan haciz alacaklısı Öztutkunlar Yapı ve İnş. Malz. A.Ş. (Hendek İcra Müdürlüğünün 2014/1308 E. ve 2014/1313 E. sayılı takip dosyaları) ve haciz alacaklısı ...nın (Hendek İcra Müdürlüğünün 2015/2091 E. sayılı dosyası) vekili olduğu, aynı takipte bir kısım haciz alacaklıları vekili olan Av. ...'a borçlu vekili sıfatıyla satış ilanının tebliğ edilmesi hâlinde, haciz alacaklıları ile borçlu arasında menfaat çatışması bulunduğundan yapılacak tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 39. maddesine göre geçersiz olacağından satış ilanının asıla tebliğ edilmesi gerektiği dikkate alınarak, şikâyetçiye yapılan satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının incelendiği gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda taşınmaz açık artırma ilanının borçluya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
15. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararının ve borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesinin ihale alıcısı ...’ye usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre usulüne uygun tebligat yapılması için dosyanın mahalline geri çevrilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
16. Tebligat temel hak ve özgürlükler ile sıkı bir ilişki içindedir. Tebligat, hukukun temel hak ve ilkelerinin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Tebligat hukukî dinlenilme hakkının, adil yargılanma hakkının, hukuk devleti ilkesinin, iddia ve savunma hakkının sağlanmasında en önemli araçlardan birisidir Tebligat işlemi sırasında davalı (şikâyet olunan) açılan davadan (şikâyetten) haberdar olacak ve kendisini savunma imkânına sahip olacaktır (Albayrak, Hakan: Tebligat Hukuku: Ankara 2022, s. 23-24).
17. İcra ve İflas Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrası ile 57. maddesinin 1. fıkrasına göre icra işlerinde tebligat, Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılır.
18. Tebligat ile ilgili kanun ve yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla, gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak kanun ve yönetmelikte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır.
19. Kanun ve yönetmeliğin amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi (tebligatın bilgilendirme fonksiyonu) ve bu hususların belgeye (tebligatın belgelendirme fonksiyonu) bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, kanun ve yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Nitekim, kanunun ve yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı yerleşik yargısal içtihatlarda da açıkça vurgulanmıştır.
20. Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrası “…Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır…” şeklindedir.
21. Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrası "…Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. Yönetmeliğin 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir…" hükmünü, Tebligat Kanunu’nun 23. maddesinin 8. bendi ise “…tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı…” hükmünü içermektedir.
22. Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesine 19.01.2011 tarihli ve 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." düzenlemesi yer almaktadır.
23. Yukarıda belirtilen düzenlemelerde terditli bir tebligat söz konusudur. Muhataba önce bilinen en son adresi esas alınarak (normal yolla) tebligat çıkarılması gerekir. Bilinen adrese tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek ve tebligat buraya yapılır. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasına göre adres kayıt sistemindeki adresi bilinen en son adres kabul edilerek çıkarılacak tebligatlarda, tebligatı çıkaracak merci tarafından Yönetmeliğin 16. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tebligat zarfına adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir. Böylece gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğundan, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılabilecektir.
24. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2021 tarihli ve 31460 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 E., 2020/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da; Tebligat Kanunu’nun lafzı ile 6099 sayılı Kanun’un genel gerekçesi ve Tebligat Kanunu’nun 10 ve 21. maddelerinde yapılan değişikliklere ilişkin gerekçeler ve doktrindeki görüşler birlikte değerlendirildiğinde adres kayıt sistemindeki adresin resmî tebligat adresi olarak kabul edildiği, adres kayıt sistemindeki adresin Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasında yazılı durumlarda başkaca adres araştırması yapılmasını gerekli kılmayan son adres olarak kanun koyucu tarafından kabul edildiği, bu nedenle Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılacak tebligatlarda muhatap o adreste hiç oturmamış veya adresten sürekli ayrılmış olsa dahi yeni adresi araştırılmaksızın o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında tebligatın teslim edileceği, ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılacağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi olacağı belirtilmiştir. Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı adresine tebligat yapılabilmesi için önce Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrası uyarınca muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılması, bu tebligatın tebliğ edilemeden iade edilmesinin gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiştir. Bu şekilde birinci aşama tamamlandıktan sonra tebliği çıkaran merci tarafından çıkarılacak tebligat zarfı üzerine mernis adresi şerhi ile birlikte tebligatın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yapılacağına dair şerhin yazılması, tebliğ memurunun başkaca bir adres araştırması yapmadan muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılması gerekmektedir.
25. Önce bilinen en son adrese tebligat yapılacaktır. Böylelikle muhataba daha kolay ulaşılabilecek bir adres bulunuyorsa oraya tebligat yapılması imkânı açık tutulmuştur. Bir dava veya icra takibinde tebliğ muhatabı tarafın bilinen en son adresi (Tebligat Kanunu m. 10) mahkeme veya icra müdürlüğünce UYAP vs. gibi adres araştırması yapılarak değil, tebliğ işleminin yapılacağı dava veya icra takip dosyası içeriğine göre belirlenir (Muşul, Timuçin; Tebligat Hukuku, Ankara 2018, s. 191).
26. Somut olayda ise; dosya kapsamında ihale alıcısı ...’nin bilinen en son adresi olan “...Akyazı/Sakarya” adresine daha önce çıkarılıp tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat bulunmamasına rağmen, bölge adliye mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre 29.07.2019 tarihinde, borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre 01.08.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
27. Bu durumda daha önce çıkarılıp tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat bulunmadığından ihale alıcısı ...’nin adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapabilmek için yasal şartlar oluşmadan yapılan 29.07.2019 ve 01.08.2019 tarihli tebliğ işlemleri usulsüzdür.
28. Hukuk Genel Kurulunun 26.09.2022 tarihli dosyanın eksiklik talebi yazısı ile; söz konusu tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre usulsüz tebliğ edildiği belirtilerek, bölge adliye mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararının ve borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesinin ihale alıcısı ...’ye usulüne uygun tebliğ edilerek tebligat parçasının gönderilmesi istenmiştir.
29. Bölge Adliye Mahkemesince 24.10.2022 tarihinde UYAP sistemi üzerinden adres araştırması yapılarak ihale alıcısının tespit edilen “...Mah. .../Sakarya” adresine direnme kararı ve borçlu vekilinin temyiz dilekçesi tebliğe çıkarılmış “blok belirtilmemiş” şerhi ile 18.10.2022 tarihinde bila tebliğ iade edilmiştir. Bunun üzerine ihale alıcısının “...Mah. .../Sakarya” adresine “Mernis adresidir. 7201 Sy. T.K. 21/2 mad. gereğince tebliği rica olunur” şerhi ile çıkarılan direnme kararı ve borçlu vekilinin temyiz dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre 15.11.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.
30. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılması gerekir. Aynı Kanun’un 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
31. Şu hâle göre ihale alıcısının bilinen en son adresi olan “...Akyazı/Sakarya” adresine daha önce çıkarılıp tebliğ edilemeden iade edilmiş bir tebligat bulunmamakta olup, bu adresin tebligata elverişli olmadığından da söz edilemez. Dolayısıyla bölge adliye mahkemesince belirtilen bu adrese öncelikle normal yolla tebligat çıkarılması gerekirken UYAP sistemi üzerinden adres araştırması yapılarak tespit edilen adrese tebligat çıkarılması Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrası hükmüne aykırıdır.
32. Hâl böyle olunca, bölge adliye mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararının ve borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesinin ihale alıcısının bilinen en son adresi olan “...Akyazı/Sakarya” adresine normal yolla çıkarılmayıp, “...Mah. .../Sakarya” adresine çıkarılarak, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre yapılan 15.11.2022 tarihli tebliğ işlemi usulsüzdür.
33. O hâlde, bölge adliye mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararının ve borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesinin ihale alıcısı ...’ye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Bölge adliye mahkemesinin 02.07.2019 tarihli direnme kararının ve borçlu vekilinin 24.07.2019 tarihli temyiz dilekçesinin ihale alıcısı ...’ye usulüne uygun tebliğ edilmesi için dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.