"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 8. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı asıl dava dilekçesinde; 02.06.1981- 30.01.1982 tarihleri arasında Gündem Gazetesinde sürekli olarak çalıştığını ancak hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğini ileri sürerek anılan tarihler arasında çalıştığının tespitini talep etmiştir.
5. Davacı asıl 16.07.2014 tarihli duruşmada asıl talebinin 02.06.1981 tarihinde Gündem Gazetesinde bir gün süre ile çalıştığının tespitine ilişkin olduğunu, bunun haricinde istemi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı Cevabı:
6. Davalı ... (Kurum/SGK) vekili; talebin hak düşürücü süreye uğradığını, dava kamu düzenine ilişkin olduğundan çalışma iddiasının re'sen araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemenin Birinci Kararı:
7. Ankara 8. İş Mahkemesinin 25.02.2015 tarihli ve 2013/701 E., 2015/367 K. sayılı kararı ile; ... unvanlı işyerinin 02.06.1981 tarihinde kanun kapsamında bulunduğu, bildirge tarihini kapsayan dönem bordrosunun Kuruma verilmediği, davacıya bu bildirge ile birlikte verilen sigorta sicil numarasının 1981 yılı serilerinden olup sonraki hizmetlerinin de bu sicil numarası ile bildirildiği, işyerinden dönem bordrosu verilmediği için bordro tanığı bulunamadığı, işe giriş bildirgesi ile ilgili sahtecilik iddiası mevcut olmadığı, davacı tanığının beyanı ile de çalışma iddiasının doğrulandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının dava dışı işveren Gündem Gazetesine ait işyerinde 02.06.1981 tarihinde 1 gün süre ile hizmet akdine tabi olarak çalıştığı ve bu çalışmasının 506 sayılı Kanun’un 108. maddesi uyarınca sigorta hizmet başlangıç tarihi olduğunun tespitine, 03.06.1981-30.01.1982 tarihleri arasındaki tespit istemi atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
8. Ankara 8. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
9. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 tarihli ve 2015/9940 E., 2015/12582 K. sayılı kararı ile; kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayandığı belirtilerek davacının şahsi sicil dosyası ile işyerinin türü, niteliği ve faaliyet durumunun araştırılarak bordro tanığı ve komşu işyeri tanığı dinlenmesi gerektiği ile davacının talebinin bir kısmının atiye bırakılması nedeniyle davalı Kurum lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin isabetsiz olduğu, tarafların haklı çıktıkları oranda yargılama giderlerinin paylaştırılarak karar verilmesi ve davacının vekili olmaması rağmen davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin İkinci Kararı:
10. Ankara 8. İş Mahkemesinin 14.04.2016 tarihli ve 2015/597 E., 2016/135 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak davacının çalışma iddiasına ilişkin bahse konu dönemde faaliyette olan işyeri olmadığı için herhangi bir kayıtlı çalışan bilgisi verilemediği, davacı adına işe giriş bildirgesinin düzenlendiği, bildirgeyle verilen sigorta sicil numarasının davacının sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı, dönem bordrosunun ise verilmemiş olduğu, dinlenen kayıtlı komşu işyeri tanığının beyanı ile davacının 1981 yılında ... isimli işyerinde hizmet akdiyle çalıştığının kanıtlandığı belirtilerek önceki gerekçe de tekrar edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
11. Ankara 8. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
12. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 27.10.2016 tarihli ve 2016/10663 E., 2016/13011 K. sayılı kararı ile; yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı belirtilerek işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu, uyuşmazlık konusu dönemde faaliyette olup olmadığı, gazete çıkarıp çıkarmadığının sorularak bordro tanığı dinlenmesi ve davacının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği hususunun araştırılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin Üçüncü Kararı:
13. Ankara 8. İş Mahkemesinin 27.02.2018 tarihli ve 2017/59 E., 2018/57 K. sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak davacıdan kendisini kimin işe aldığı, kiminle çalıştığı sorularak işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu ile işyeri yoklama evraklarının araştırıldığı, sendikadan gazete çıkarıp çıkarmadığı sorularak bu konuda kayıt tutulmadığının tespit edildiği, davacının dosyaya basın iş sendikası kartını sunduğu, vergi dairesi kaydına göre Gündem Gazetesinin Çimse bünyesinde çıkartılmış olduğunun beyan edildiği, yine Mithatpaşa Vergi Dairesinin cevabına göre Gündem Gazetesinin 20/20 adresinde faaliyet gösterdiği ve 5 yıl önce taşındığı, aynı adresin bir yıldır boş bulunduğu, Basın İş Sendikasının müzekkere cevabında 06.05.1980-25.04.1982 tarihleri arasında Gündem Gazetesinin çıkartılmadığının belirtildiği, her ne kadar gazetenin çıkartılmadığı belirtilmiş ise de davacı tanığı Satılmış Kara'nın anlatımı, davacının işe giriş bildirgesinin 1981 yılı serilerinden oluşu, dosyaya sunulan basın iş sendikası kimlik kartına göre anılan tarihte davacının sekreter olarak bir gün süre ile çalıştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı:
14. Ankara 8. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
15. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarihli ve 2018/2798 E., 2018/9847 K. sayılı kararı ile; “..Mahkemece uyulan bozma ilamımızda “...Mahkemece yapılacak iş, davacıdan kendisini kimin işe aldığı, kiminle çalıştığı sorulmalı, işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumu ilgili vergi dairesinden araştırılmalı, davalı iş yerinin uyuşmazlık konusu dönemde faaliyette olup olmadığı ve davalı iş yerinin bağlı bulunduğu sendikadan gazete çıkarıp çıkarmadığı sorulmalı (Gazeteciler Cemiyeti, Yerel Basından), dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, davacının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.…” hususları belirtilmiştir.
Davacının, dava dışı işveren Gündem Gazetesine ait iş yerinde, 02.06.1981 tarihinde bir gün süre ile hizmet akdine tabi çalıştığının ve bu tarihin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitini istediği davada, Mahkemece uyulan bozma ilamı kapsamına göre, davacıdan kendisini kimin işe aldığının, kiminle çalıştığının sorulduğu, dava dışı işverenin vergi kayıt ve faaliyet durumunun ilgili vergi dairesinden araştırıldığı, sendikadan gazete çıkarılıp çıkarılmadığı sorulması üzerine bu konuda kayıt tutulmadığının tespit edildiği, iş yeri yoklama evraklarının ilgili vergi dairesinden celp edildiği, davacının dosyaya basın iş sendikası kartı suretini sunduğu, Mithatpaşa Vergi Dairesince gönderilen cevabi yazıda; belirtilen adreste yapılan yoklamada, apartman yöneticisi Hasan Doğan ile yapılan görüşme neticesinde, Gündem Gazetesinin, Korkut Reis Mah. Necatibey Cad. No: 20/20 adresinde faaliyet gösterdiği ve 5 yıl önce taşındığı aynı adresin bir yıldır boş olduğu ve Gündem Gazetesinin Çimse-İş Sendikası bünyesinde çıkarılmış olabileceğinin belirtildiğinin bildirildiği, Basın İş Sendikasınca 06/05/1980-25/04/1982 tarihleri arasında Gündem Gazetesinin çıkartılmadığının bildirildiği, davacı tanığı Satılmış Kara’nın anlatımı ve işe giriş bildirgesindeki sigorta başlangıç numarasının 1981 yılı serilerinden oluşuna ve dosyaya sunulan basın iş sendikası kimlik kartına göre de, davacının anılan tarihte 1 gün süre çalıştığının sabit olduğundan bahisle, davanın kabulü ile; davacının, dava dışı işveren ...'ne ait iş yerinde 02.06.1981 tarihinde bir gün süre ile hizmet akdine tabi olarak çalıştığı ve bu çalışmasının 506 sayılı Yasanın 108. maddesi uyarınca sigorta hizmet başlangıç tarihi olduğunun tespitine, 03.06.1981-30.01.1982 tarihleri arasındaki tespit istemi atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen kayıtlar, davacının, dava dışı iş yerinde eylemli çalışmasını hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, kanıtlar nitelikte değildir. Davacının sigortalılık başlangıç tarihine konu dönemde, Gündem gazetesinin sendika tarafından çıkarılıp çıkarılmadığı hususu açıkça belirlenmeli, çıkarılmışsa hangi sendikaya ait olduğu, adı geçen sendikanın davalı dönemindeki hukuksal varlığı ve işverenlik sıfatı net olarak belirlenmelidir.
Davacının 03/10/2017 günlü, 2 nolu duruşma celsesinde belirttiği üzere; “Kendisini 02.06.1981 tarihinde, Basın İş Sendikası Başkanı olduğunu bildiğini Hüseyin Bey’in işe aldığını, anılan iş yerinde sayman olarak Alaaddin Bey, Filiz Hanım’ın olduğu...” yönündeki beyanları dikkate alınarak, davacının kendisini işe aldığını belirttiği şahıs ile diğer adı geçenlerin tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurularak, çalışma olgusu irdelenmelidir.
Davacı tarafından, dosyaya ibraz edilen basın iş sendikası kimlik kartının suretinin mevcudiyeti, ilgili merciden sorulup belirlenmeli, yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda, hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı araştırılmak suretiyle, toplanan kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu istemin aynen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
16. Ankara 8. İş Mahkemesinin 29.03.2019 tarihli ve 2019/57 E., 2019/149 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
17. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
18. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sigortalılık başlangıç tarihininin tespiti istemli eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
19. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un Geçici 20'inci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” yönünde düzenleme bulunmaktadır.
20. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, uygulama yeri bulan 506 sayılı Kanun'un 108. maddesine göre, "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.
Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir".
21. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, Kanunun 79. maddesinin 10. fıkrasına dayalı olan ve “hizmet tespiti davası” olarak nitelendirilen bir görünüm arz etmekte olup bunun doğal sonucu olarak da söz konusu (1) bir günlük çalışmanın belirlenmesi talepli davada, hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla sigortalılıktan söz edilebilmesi için çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında haksız ve adaletsiz bir durumun oluşmasına yol açabilecektir.
22. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79. maddesinde ise; "Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
23. Öte yandan 506 sayılı Kanun'un 2 ve 6. maddelerinde öngörülen koşulların oluşmasıyla birlikte çalıştırılanlar, kendiliğinden sigortalı sayılırlar. Ancak bu kimselerin ayrıca aynı Kanun'un 3. maddesinde sayılan istisnalara girmemesi gerekir. Çalıştırılanların, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın sigortalı niteliğini kazanmaları 506 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 1. fıkrasında yer alan açık hüküm gereğidir.
24. Ne var ki, 506 sayılı Kanun'un 2 ve 6. maddelerindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sigortalılığın oluşumu için fiili çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Fiili ve gerçek bir çalışmanın varlığı tespit edilmediği sürece hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez.
25. Öncelikle fiili çalışmanın varlığının hangi kanıt ve olgularla belirleneceği üzerinde durulmalıdır.
26. Hemen belirtilmelidir ki, fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte, 506 sayılı Kanunun 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bildirgeleri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 17. maddesinde belirtilen dört aylık dönem bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe girdiğini göstermekte ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Bu nedenle; işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışmayı ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hâkim görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu davalarda da işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, aynı dönemde işyerinde çalışanlar saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı açıklanmalı, gerektiğinde komşu işyeri çalışanlarının da bilgilerine başvurularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
27. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2018 tarihli ve 2016/21-2358 E., 2018/1289 K., 07.10.2020 tarihli ve 2018/21-1021 E., 2020/743 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
28. Somut olayda davacının dava dışı işveren Gündem Gazetesine ait işyerinde 02.06.1981 tarihinde bir gün süre ile hizmet akdine tabi çalıştığının ve bu tarihin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti istemli davada; dava dışı işyerinin 01.01.1960 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, 31.12.1978 tarihi itibari ile Kanun kapsamından çıkarıldığı ve iz imha işlemi yapıldığı, davacı adına 02.06.1981 tarihli işe giriş bildirgesinin düzenlendiği ve sigorta sicil numarasının 1981 yılı serilerinden olduğu, dönem bordrolarının bulunmadığı, davacı tarafından komşu işyeri tanığı olduğu belitilen tanık Kamil Balaban’ın dinlendiği, vergi dairesi tarafından dava dışı işyeri ile ilgili araştırması yapıldığı, yapılan araştırma neticesinde Mithatpaşa Vergi Dairesince belirtilen adreste yapılan yoklamada, apartman yöneticisi ile yapılan görüşmede Gündem Gazetesinin Çimse-İş Sendikası bünyesinde çıkarılmış olabileceğinin belirtildiği, Basın-İş Sendikası tarafından 06.05.1980-25.04.1982 tarihleri arasında Gündem Gazetesinin çıkartılmadığının bildirildiği, davacı tarafından Türkiye Gazeteciler ve Basın Sanayii İşçileri Sendikası tarafından düzenlenen kartın dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
29. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen kayıtların, davacının dava dışı işyerinde eylemli çalışmasını hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlar nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
30. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalara, somut olaya ilişkin maddi ve hukukî olgulara göre; davanın kamu düzenine ilişkin ve re'sen araştırma ilkesine tabi davalardan oluduğu gözetilerek davacının 03.10.2017 tarihli duruşmada kendisini işe aldığını belirttiği şahıs ile diğer adı geçenlerin açık kimliklerinin ve adreslerinin tespitinin mümkün olması hâlinde tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı tarafından bildirilen ve bozma öncesi beyanına başvurulan tanık Kamil Balaban’ın hizmet döküm cetveli ve işyeri sicil bilgileri getirtilerek uyuşmazlık konusu tarihte komşu işyeri çalışanı niteliğinde olup olmadığı belirlenmeli, Basın-İş Sendikası ve Çimse-İş Sendikasına talep tarihinde Korkut Reis Mah. Necatibey Cad. No: 20/20 adresinde şubelerinin bulunup bulunmadığı ve Basın İş Sendikasına davacı tarafından dosyaya ibraz edilen Basın-İş sendikası kimlik kartının suretinin mevcudiyeti ve kimlik kartının kendilerince düzenlenip düzenlenmediği sorularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar verilmelidir.
31. Hâl böyle olunca direnme kararının yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
32. Öte yandan yargılama sürecinde davalı olarak yer almayan dava dışı işveren Gündem Gazetesinin direnme gerekçeli karar başlığında davalı olarak yazılması mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata kabul edilmiş ve esasa etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan genişletilmiş gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.03.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.