Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/786 E. 2021/1518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışan davacı ile davalı bakanlık arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve buna bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde adli yargı mı yoksa idari yargı mı görevli olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalışmasının Kaymakam onayı ile başlaması, ücretinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89. maddesine göre belirlenmesi ve taraflar arasında özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bir iş sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle, ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu ve uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İskilip Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı İskilip Halk Eğitim Merkezinde ders ücreti karşılığı öğretmen olarak çalıştığını, 1979 yılı Kasım ayından iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği 29.06.2007 tarihine kadar olan çalışma dönemi için hak kazandığı kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... (Bakanlık) vekili cevap dilekçesinde; mevzuat gereği usta öğretici statüsünde çalışanlara kıdem tazminatı ödenmediğini, davacının sürekli veya geçici işçi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 13.03.2015 tarihli ve 2014/41 E., 2015/340 K. sayılı kararı ile; Uyuşmazlık Mahkemesinin 01.04.2014 tarihli ve 2014/437 E., 2014/472 K. sayılı kararı ile halk eğitim merkezlerinde görev yapan usta öğreticilerin işçi sıfatı taşıdığı ve uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargıda çözüme kavuşması gerektiğine karar verildiği, davacının da belirsiz ve kısmi süreli iş sözleşmesi ile işçi olarak çalıştığı, 1475 sayılı İş Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.01.2018 tarihli ve 2017/10569 E., 2018/330 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasında, davaya bakma görevinin iş mahkemesine mi yoksa idare mahkemesine mi ait olduğu noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesinde “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir. Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur, hükümleri yer almaktadır.

Bu maddeye istinaden çıkarılan, T.C. ... kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında yönetmeliğin 5/2 maddesi uyarınca da, Uzman ve Usta Öğreticilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 02/12/1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan T.C.... Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebileceği belirtilmiştir.

Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.

İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, işçinin İş Kanunu kapsamında kalmaması halinde iş mahkemesine açılan davada, davanın esastan reddi usule aykırıdır. Dava dilekçesinin görev nedeni ile reddi ve adli yargı görevli ise davanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

İdari Yargının görevli olması “dava dilekçesinin yargı yolu yanlışlığı nedeni ile reddine” karar verilmesi gerekir. İdari Yargı görevli ise gönderme kararı verilemez.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.

Davacının dışarıdan ücretli usta öğretici olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün istemi ve Valiliğin onayı ile görevlendirildiği, davacıya ücretlerinin 657 Sayılı Devlet Memurları kanununun 89.maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ders ücretleriyle ödendiği anlaşılmaktadır.

Davacının sosyal güvenlik hukuku yönünden Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamında olması iş sözleşmesi ile çalıştığını göstermez.

Davacı 657 sayılı yasanın 89. maddesinde belirtilen statü içinde ve Valilik onayı ile görevlendirilmiştir. Davacı ile davalı arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğunun kabulü gerekir. Aradaki hukuki ilişki iş sözleşmesi, bir başka anlatımla işçi-işveren ilişkisi olarak nitelenemez.

Bu hukuki olguya göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup, Mahkemece “dava dilekçesinin yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddine” karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 13.12.2018 tarihli ve 2018/151 E., 2018/679 K. sayılı kararı ile; Uyuşmazlık Mahkemesinin 24.09.2018 tarihli ve 2018/478 E., 2018/462 K. sayılı kararında Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışırken emekliye ayrılan davacının kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle açtığı davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğine karar verildiği, 08.05.2017 tarihli ve 2017/263 E., 2017/307 K. sayılı kararının da aynı yönde olduğu, Trabzon Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalışan bir işçinin açtığı davada yapılan yargılama sonucunda Trabzon 1. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.03.2018 tarihli ve 2018/1907 E., 2018/6152 K. sayılı onandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

10. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen bu kararına karşı süresi içinde davalı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2019 tarihli ve 2019/9-200 E., 2019/437 K. sayılı kararı ile; “…Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece “…1-Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16/01/2018 Tarih, 2017/10569 ve 2018/330 Karar bozma ilamına karşı Mahkememizin daha önce verilen kararında direnilmesine, 2-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına," denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.

Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.

Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.

Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar usule uygun karar değildir.

Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle karar usulden bozulmuştur.

11. İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 03.10.2019 tarihli ve 2019/491 E., 2019/844 K. sayılı kararı ile; Yargıtay bozma kararında işaret edilen usuli eksiklik giderilerek önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davalı ... Bakanlığına bağlı Halk Eğitim Merkezinde usta öğretici olarak çalıştığı anlaşılan davacı ile davalı Bakanlık arasındaki ilişkinin statü hukukuna mı tabi olduğu yoksa işçi-işveren ilişkisi mi olduğu; buradan varılacak sonuca göre yargı yolunun idari yargı mı, adli yargı mı olduğu noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla yasal düzenlemelere değinmekte yarar bulunmaktadır.

15. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Ders görevi” başlıklı 89. maddesinin 1. fıkrasında “Her derecedeki eğitim ve öğretim kurumları ile Üniversite ve Akademi (Askeri Akademiler dahil), okul, kurs veya yaygın eğitim yapan kurumlarda ve benzeri kuruluşlarda öğretmen veya öğretim üyesi bulunmaması halinde öğretmenlere, öğretim üyelerine veya diğer memurlara veyahut açıktan atanacaklara ücret ile ek ders görevi verilebilir” hükmüne yer verilmiştir.

16. Belirtmek gerekir ki, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan “Ücretle okutulacak ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve diğer hususlar ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile tespit olunur” şeklindeki düzenleme “ilgili Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulunun” ibaresi ise 02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 182. maddesiyle “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.

17. Diğer taraftan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmet içi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticiler de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir. Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri, yönetmeliklerle tespit edilir.

18. Bu yasal düzenleme uyarınca çıkarılan ... Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi gereğince “Uzman ve usta öğreticiler aşağıdaki şekillerde görevlendirilirler;

1 - Geçici personel olarak:

Geçici personel olarak görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler ile yapılacak sözleşme esasları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 15/05/1975 gün ve 1897 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değiştirilen 4 üncü maddesine göre Bakanlıkça hazırlanır.

2 - Ek ders görevi verilmesi yoluyla:

4 üncü maddede belirtilen esaslara göre ek ders görevi verilmesi yoluyla görevlendirilecek uzman ve usta öğreticilere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 89 uncu maddesi uyarınca 1/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebilir”.

19. 16.12.2006 tarihli ve 26378 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ... Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin 01.12.2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının “Ders ücreti karşılığında görevlendirme” başlıklı 9. maddesinin (1)-(b) bendinde, öğretmen sayısının yetersiz olması hâlinde;

“İlgili mevzuatında belirtilen esaslara göre uzman ve usta öğretici olarak nitelendirilenlerden;

1) Resmî görevi bulunanlara haftada 10 saate,

2) Resmî görevi bulunmayanlara haftada 40 saate,

kadar okul öncesi, meslekî ve teknik orta öğretim, özel eğitim ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders görevi verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir.

20. Konu ile ilgili olarak, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığınca yayınlanan “Usta Öğreticiler” konulu 16.02.2004 tarihli ve 101572 sayılı, 16-309 Ek sayılı Genelgede ise, Çıraklık ve Halk Eğitim Merkezlerinde herhangi bir kadroya bağlı olmaksızın ders ücreti karşılığında çalışan usta öğreticilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesine göre çalıştırıldıkları, geçici personel statüsünde bulundukları, İş Kanununa tâbi olmadıkları belirtilmiş, bu nedenle anılan kişilere ödenen ücretlerden 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun (4571 sayılı Kanun ile değiştirilen) 46. maddesi hükmü gereğince işsizlik sigortası priminin kesilmemesinin uygun görüldüğü bildirilmiştir.

21. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (İş Kanunu) 2. maddesine göre; “işçi” bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi olarak tanımlanmaktadır. İşçi sıfatının kazanılması iş sözleşmesinin varlığına dayandığından, her şeyden önce ortada tarafların serbest iradeleriyle kabul edilmiş bir sözleşme ilişkisinin bulunması zorunludur.

22. Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm görevi iş mahkemelerine verilmiştir.

23. Yine, 25.10.2017 tarihli ve 30221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Görev” başlıklı 5. maddesine göre;

“(1) İş mahkemeleri;

a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,

b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,

c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,

ilişkin dava ve işlere bakar”.

24. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesine göre ise, bir uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenebilmesi için idari işlem/eylem veya idari sözleşmeden kaynaklanması gerekmektedir.

25. Çalışma ilişkisinin iş sözleşmesine, idarece yapılan bir görevlendirmeye veya idari sözleşmeye dayalı olup olmadığının tespiti, sonuç itibariyle yargı yolunu da belirleyecektir.

26. Niteliği itibariyle bir özel hukuk sözleşmesi olan iş sözleşmesinde taraflar, yasaların öngördüğü sınırlar içinde sözleşmenin konusunu, amacını, biçimini, bağlantı kuracakları kişileri serbestçe seçebilirler. Buna karşılık istihdamın idari sözleşme, görevlendirme veya atama suretiyle yapılması durumunda, çalışma ilişkisinin çerçevesini oluşturan yasal mevzuat tarafların hareket serbestisini kısıtlamakta ve kişileri statü hukukuna tabi kılmaktadır.

27. Bu nedenledir ki, özel hukuk sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar adli yargıda, idarece yapılan görevlendirmelerden ve atamalardan doğan uyuşmazlıklar ise idari yargıda çözümlenmektedir.

28. Somut olayda, dosya içeriğine göre davacı ders ücreti karşılığı usta öğretici olarak Kaymakam onayı ile davalı Bakanlık bünyesindeki İskilip Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde görevlendirilmiştir. Davacı ve İskilip Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürü imzalı 09.09.2003 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde davacının saat ücreti ile çalışacağı, gündüz ve gece ile tatil günlerindeki saat ücret miktarı; 3. maddesinde sigorta primine esas gün sayısının ne şekilde hesaplanacağı hususları düzenlenmiştir. Sözleşmenin 4. maddesinde “Usta öğreticiler Yaygın Eğitim Kurumlar Yönetmeliğinin 51-52. maddesine göre görevlendirilirler, 53. maddesindeki görevleri yapar ve sorumlulukları taşırlar”; 5. maddesinde “Usta öğretici sözleşme şartlarından birisini yerine getirmediği takdirde sözleşme Merkez Müdürünce tek taraflı feshedilir. Usta öğretici hiçbir zaman hak iddia edemez ve istenildiği zaman görevine Müdürlükçe son verilir”; 6. maddesinde ise “Usta öğretici Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürünün emir ve direktiflerine uymadığı takdirde ve Müdürlüğün kurslarının huzurunu bozucu söz ve hareketlerde bulunduğu daire sırrını dışarı verdiği takdirde derhal sözleşme iptal edilir” hükümlerine yer verildiği görülmüştür.

29. Yukarıda açıklanan sözleşme maddelerinin içeriği, davacının Kaymakam onayı ile görevlendirilmesi ve ücretlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesine uygun olarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararlar uyarınca Maliye Bakanlığınca belirlenen ücretler üzerinden ödendiği dikkate alındığında, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığı, aralarındaki ilişkinin statü hukukuna tabi olduğu sonucuna varılmıştır.

30. Bununla birlikte, sosyal güvenlik yönünden Sosyal Güvenlik Kurumuna primlerinin yatırılmış olmasının da davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı anlamına gelmeyeceği açıktır.

31. Bu itibarla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görev alanına girmediği kabul edilmiştir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 18.02.2017 tarihli ve 2015/9-736 E., 2017/25 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.

32. Açıklanan nedenlere Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

33. Hâl böyle olunca direnme kararının, Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

...