Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/332 E. 2020/884 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Direnme kararının HMK'nın 297. maddesinde belirtilen unsurları içerip içermediği.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararında, HMK'nın 297. maddesi uyarınca kararın açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında gösterilmesi gerekirken, mahkemenin önceki kararına atıf yaparak hüküm kurması ve usulün aradığı niteliklere haiz bir karar oluşturmaması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın davalı ... yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise kabulüne dair verilen 06.12.2016 tarihli ve 2014/287 E., 2016/364 K. sayılı karara karşı davalı ... vekilinin istinaf talebinde bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.04.2017 tarihli ve 2017/289 E., 2017/329 K. sayılı kararı ile davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf isteminin reddine, vekâlet ücretine ilişkin talebinin ise kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin anılan karara karşı temyiz yoluna başvurması sonucunda ise Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.11.2018 tarihli ve 2017/3436 E., 2018/14821 K. sayılı kararıyla temyiz istemi kabul edilerek, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda ise önceki kararda direnilmiştir.

2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü:

3. Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

5. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesinin 3. fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir.

6. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği aşikardır.

7. Nitekim, Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulunun 07.03.2019 tarihli ve 2019/13-113 E., 2019/248 K.; 10.12.2019 tarihli ve 2019/1-691 E., 2019/1319 K. sayılı kararları).

8. Somut olayda ise ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış, direnmeye ilişkin kısa kararda önceki karara atıf yapılarak sadece, “Mahkememizin 2014/287 Esas 2016/364 Karar sayılı kararında direnilmesine" denilmekle yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır.

9. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.

10. O hâlde mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği, açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır.

11. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı usule uygun karar değildir.

12. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 11.11.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.