Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/546 E. 2022/1477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel Daire bozma ilamına karşı verilen direnme kararının, gerçekte yeni bir hüküm olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Özel Daire bozma kararına rağmen, yeni delil toplamadan önceki delillerin kapsamı dışında yeni bir gerekçe ile hüküm kurması nedeniyle, direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki "borca itiraz" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, ... İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen itirazın reddine ilişkin karar, borçlu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ... İcra (Hukuk) Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili; müvekkili aleyhine bono ve çeklere dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte 15.05.2009 vade tarihli ve 29.300TL bedelli bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, 11.04.2009 keşide tarihli ve 60.000TL bedelli ile 28.02.2009 keşide tarihli ve 15.000TL bedelli çeklerde müvekkilinin adı soyadı veya imzasının bulunmadığını, çeklerin tek borçlusunun müvekkilinin bir zamanlar işçisi olarak çalıştığı ... Gıda Tarım ve Hayv. San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin alacaklı ile ticari ilişkisi olmadığı gibi alacaklıya da borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca itirazının kabulü ile alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

5. Alacaklı vekili; borçlunun ceza davası dosyasında ... Noterliğinin 20.03.2008 tarihli 6260 yevmiye nolu vekâletnamesi ile genel müdürlük görevini yürüttüğünü beyan ettiğini, ... Gıda Tarım ve Hayv. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi ...’ın da imzaların borçluya ait olduğunu iddia ettiğini, borçlunun imzasını tahkik etme imkânı olmayan alacaklının kötü niyet veya ağır kusurundan bahsedilmeyeceğini belirterek itirazın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. ... İcra (Hukuk) Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli ve 2013/1117 E., 2017/462 K. sayılı kararı ile; takip borçlusunun senet altındaki imzayı inkâr etmesi nedeniyle karşılaştırmaya elverişli imza ve yazı örnekleri toplanarak grafoloji alanında uzman bilirkişiler aracılığıyla yapılan inceleme sonucunda alınan ilk raporlara itiraz üzerine bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 16.02.2017 tarihli raporda (inceleme konusu 15.05.2009 vade tarihli ve 29.300TL bedelli) senetteki imzaların ...'nın eli ürünü olduğu sonucuna varıldığı, raporun hükme ve denetime elverişli bulunduğu, rapora yönelik itirazların bilimsel dayanaktan yoksun olduğu, imzanın itiraz edenin eli ürünü olması nedeniyle borçlunun borcu olmadığına yönelik itirazını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerektiği, ancak yazılı bir delil sunulmadığı gerekçesi ile imzaya itirazın ve borca itirazın ayrı ayrı reddine, borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına, alacaklı tarafın buna yönelik istemin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

8. ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 05.06.2018 tarihli ve 2018/473 E., 2018/1437 K. sayılı kararı ile; grafolog bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinin 16.02.2017 tarihli raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğunun belirtildiği, bu raporun hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olduğu, borca itirazın İİK’nın 169/a maddesinde belirtilen yazılı belgelerle ispatlanması gerektiği, borçlunun herhangi bir yazılı belge ibraz etmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2018/14002 E., 2019/10954 K. sayılı kararı ile;

“…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Somut olayda; borçlu vekilince takibe konu çekler üzerinde borçlunun isim ve imzasının bulunmadığı iddia edilerek borca itiraz edildiğine göre, keşideci şirketin ismi yanında bulunan birer adet imzanın davacı ... tarafından atılıp atılmadığının tespiti gerekmektedir.

O halde ilk derece mahkemesince; öncelikle; çekler üzerindeki imzalar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak imzaların ...'nın eli ürünü olduğunun anlaşılması hâlinde, çeklerin keşidecisi olan şirketin, keşide tarihi itibarıyla yetkililerinin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden sorularak, gelen yazı cevabı doğrultusunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile anılan çekler yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir ...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Direnme Kararı:

11. ... İcra (Hukuk) Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2019/594 E., 2019/1197 K. sayılı kararı ile; borçlu vekilince duruşmada ... yönünden itirazlarının imzaya değil borca yönelik olduğu açıkça bildirilmiş olup alacaklı vekili tarafından da inceleme konusu alacakla ilgili olarak ihtiyati haciz kararında açıkça borçlunun yalnızca bonodan sorumlu olduğu, çeklerle ilgili sorumluluğun ise yalnızca keşideci ile ilgili olduğunun yazılı olduğu, takipte ve sunulan dilekçelerde de bu durumun açıkça belirtildiği, borçlunun çeklerle ilgili sorumlu olduğuna veya çekteki imzanın yetkisiz temsilci sıfatı ile borçlu tarafından atıldığına yönelik herhangi bir iddia ve istemlerinin olmadığını açıkça bildirmesi göz önüne alındığında; ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.06.2009 tarihli ve 2009/1394 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararında açıkça borçlu ... Gıda Tarım ve Hayv. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bono ve çekten; ..., ... ve ...'ın ise 15.05.2009 tarihli 23.300,00 TL bedelli bonodan sorumlu olduğunun yazıldığı ve takibe de bu şekilde girişildiği, takipte alacaklının her iki kambiyo senedi yönünden ayrı ayrı sorumluluk miktarlarını ödeme emrinde gösterdiği, borçlunun İİK’nın 169/a-1 maddesinde sayılan yasal kanıtlardan birini sunmadığı, bu bakımdan borca itirazın haksız olduğu gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda çekler üzerindeki imzalar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak imzaların itiraz eden ...'nın eli ürünü olduğunun anlaşılması hâlinde, çeklerin keşidecisi olan şirketin, keşide tarihi itibarıyla yetkililerinin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden sorularak, gelen yazı cevabı doğrultusunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

14. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

15. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

16. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

18. Somut olayda ise, ilk derece mahkemesince ilk kararda borçlu ...’nın borcu olmadığına yönelik itirazını İİK’nın 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerektiği, ancak yazılı bir delil sunulmadığı gerekçesi ile borca itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlu vekilinin istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddine karar verilmiş, borçlu vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra çekler üzerindeki imzalar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak imzaların ...'nın eli ürünü olduğunun anlaşılması hâlinde, çeklerin keşidecisi olan şirketin keşide tarihi itibariyle yetkililerinin ilgili ticaret sicil müdürlüğünden sorularak gelen yazı cevabı doğrultusunda oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Bozma kararından sonra alacaklı vekili borçlu ...’ya yönelik çeklerle ilgili sorumlu olduğu veya çekteki imzanın yetkisiz temsilci sıfatı ile sorumlu olduğu yönünde taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince alacaklı vekilinin borçlunun çeklerle ilgili sorumlu olduğuna veya çekteki imzanın yetkisiz temsilci sıfatı ile borçlu tarafından atıldığına yönelik herhangi bir iddia ve istemlerinin olmadığını açıkça bildirmesi göz önüne alındığında ihtiyati haciz kararında açıkça borçlu ... Gıda Tarım ve Hayv. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bono ve çekten, ..., ... ve ...'ın ise 15.05.2009 tarihli 23.300TL bedelli bonodan sorumlu olduğunun yazıldığı ve takibe de bu şekilde girişildiği, takipte alacaklının her iki kambiyo senedi yönünden ayrı ayrı sorumluluk miktarlarını ödeme emrinde gösterdiği, borçlunun İİK’nın 169/a-1 maddesinde sayılan yasal kanıtlardan birini sunmadığı gerekçesi ile direnme adı altındaki karar verilmiştir.

19. Şu hâlde "direnme" olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

20. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

21. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Borçlu vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.