"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 4. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2007 yılı Ocak ayından 2013 yılı Kasım ayına kadar çalışmasının devam ettiğini, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, davalı Dağsan Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.’nin müvekkilinin çalıştığı son alt işveren olduğunu, müvekkilinin 2010 yılı Mayıs ayına kadar fazla çalışma yaptığı hâlde ücretinin ödenmediğini, 2008 ve 2010 yıllarına ait yıllık izin ücretinin de ödenmediğini, 2012 yılında ise 14 gün yıllık izin kullandırıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesinde “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin 08.11.2013 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (Bakanlık/İdare) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin işveren sıfatının bulunmadığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının işten çıkış nedeninin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’ya sorulmasını, bu hâliyle kıdem tazminatı isteminin yerinde olmadığını, davacının tüm ücretlerinin usulüne uygun şekilde kendi adına olan hesaba yatırıldığını, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı Dağsan Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.; davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı:
7. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin 27.11.2015 tarihli ve 2013/840 E., 2015/429 K. sayılı kararı ile; davacının fazla çalışma ücreti ödenmediğinden iş sözleşmesini haklı feshettiğini belirttiği, ancak toplanan deliller doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığının tespit edildiği, başkaca dava konusu edilen alacak kalemi de olmadığından davacı tarafından yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 tarihli ve 2017/19182 E., 2019/1503 K. sayılı kararı ile; “…Uyuşmazlık, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacı iş sözleşmesini 08.11.2013 tarihli ihtarname ile haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağını istemiştir. Her ne kadar Mahkemece davacının fazla çalışma ücret alacağı bulunmadığı, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmediği gerekçesi ile kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verillmiş ise de feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Zira davacı ihtarnamesinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı 01.01.2007 tarihinden itibaren iş sözleşmesini feshettiği tarihe kadar yıllık izin haklarının eksik ödendiğini veya hiç ödenmediğini, fazla mesai ücreti alacaklarının hiç ödenmediğini, babalık izni kullandırılmadığını, önceki yıllarda aylık maaşlarının geç ödendiğini ve yine başkaca yasal hak ve alacaklarının ya eksik ya da geç ödendiğini belirtmiştir. Davacının ihtarnamesinde belirtilen diğer fesih sebepleri kapsamında araştırılma yapılması, gerekirse rapor alınarak oluşacak sonuca göre iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği konusunda karar verilmesi gerekirken Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. Gaziantep 4. İş Mahkemesinin 29.03.2019 tarihli ve 2019/21 E., 2019/207 K. sayılı kararı ile; davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve buna göre kıdem tazminatını talep ettiği, başkaca dava konusu yapılmış işçilik alacağı bulunmadığı, davacı işçinin fesih için ileri sürdüğü işçilik alacaklarından fazla çalışma ücretinin ödenmemesinin İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca davacıya haklı fesih imkânı verdiği ancak bozma öncesi yapılan yargılamada dinlenen davacı tanıklarının üç vardiya hâlinde 8 saat çalıştıklarını beyan ettikleri, üç vardiyalı yapılan çalışmalarda fazla çalışma yapılması söz konusu olmadığından ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça fazla çalışma iddiasının ispatlanamadığı, davacının talep ettiği fazla çalışma ücreti alacağının reddedildiği ve bu alacağa ilişkin bir bozmanın da söz konusu olmadığı, davacının fesih bildiriminde ileri sürdüğü yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği iddiasının haklı fesih sebebi olamayacağı, zira yıllık izin ücretinin fesihle muaccel hâle gelen bir alacak olduğu, davacının fesih tarihi olan 08.11.2013 tarihinden çok önce 17.08.2010 tarihinde baba olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığından babalık izninin kullandırılmamasının da haklı fesih sebebi olamayacağı, önceki yıllarda aylık ücretlerinin geç ödenmesi iddiasının da fesih hakkı altı işgünlük sürede kullanılmadığından yerinde olmadığı, bu itibarla haklı fesih sebepleri bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, davacının dava dilekçesinde talep etmediği “yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği, babalık izninin kullandırılmadığı, önceki yıllarda aylık ücretlerin geç ödendiği ve yine başkaca bilumum yasal hak ve alacakların ya eksik ya da geç ödendiği” şeklindeki diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırılık oluşturacağı, zira dava dilekçesinin netice ve talep bölümünde davacıya 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi kapsamında haklı fesih imkânı verecek fazla çalışma ücreti alacağı dışında başkaca bir alacak talebi bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve yargılama sonucunda fazla çalışma yapmadığından kıdem tazminatı isteminin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği eldeki davada, kıdem tazminatı talebinin yerinde olup olmadığı konusunda davacının 08.11.2013 tarihli fesih ihtarnamesinde bahsettiği diğer fesih sebepleri hakkında araştırma yapılmasının gerekli olup olmadığı, diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 26. maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi”ne aykırılık oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
14. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
15. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
16. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
17. Somut olayda, mahkemece, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri süren davacının yapılan yargılama sonucu toplanan delillere göre fazla çalışma yaptığı iddiasını ispat edemediği, buna bağlı olarak da feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine kararın Özel Dairece, fesih ihtarnamesinde belirtilen diğer fesih sebepleri kapsamında inceleme ve araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verildiği görülmüştür.
18. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada, davacının fesih ihtarnamesindeki fesih sebeplerinden sadece fazla çalışma ücreti alacağını dava konusu yaptığı ve buna göre kıdem tazminatını talep ettiği, başkaca dava konusu yapılmış işçilik alacağı bulunmadığı, davacının fesih sebebi olarak ileri sürdüğü işçilik alacaklarından fazla çalışma ücretinin ödenmemesinin İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi uyarınca davacıya haklı fesih imkânı verdiği ancak bozma öncesi yapılan yargılamada davacının fazla çalışma yaptığını ispat edemediğinden reddine karar verildiği ve bu alacağa ilişkin bir bozmanın da söz konusu olmadığı, davacının fesih bildiriminde ileri sürdüğü yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği iddiasının yıllık izin ücretinin fesihle muaccel hâle gelen bir alacak olduğundan haklı fesih sebebi olamayacağı, davacının fesih tarihi olan 08.11.2013 tarihinden çok önce 17.08.2010 tarihinde baba olduğu nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığından babalık izninin kullandırılmamasının da haklı fesih sebebi olamayacağı, önceki yıllarda aylık ücretlerinin geç ödenmesi iddiasının da fesih hakkı altı işgünlük sürede kullanılmadığından yerinde olmadığı, haklı fesih sebepleri bulunmadığından davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı, davacının dava dilekçesinde talep etmediği “yıllık izin haklarının eksik ödendiği veya hiç ödenmediği, babalık izninin kullandırılmadığı, önceki yıllarda aylık ücretlerin geç ödendiği ve yine başkaca bilumum yasal hak ve alacakların ya eksik ya da geç ödendiği” şeklindeki diğer fesih sebepleri olarak sayılan hususlarda araştırma yapılmasının HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
19. Görüldüğü üzere mahkemece, Özel Daire bozma kararında değerlendirilmesi gerektiği belirtilen 08.11.2013 tarihli fesih ihtarnamesindeki tüm fesih sebepleri değerlendirilmek suretiyle yeni bir karar verilmiştir.
20. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
21. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
22. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.