"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla))
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/434 E. 2016/480 K. sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının görülerek 13.05.2016 tarihinde karara bağlandığını, fakat kararda gayrimenkul üzerindeki vergi dairesince konulan haczin dikkate alınmadığını, taşınmaz malikine kamulaştırma bedelinin ödendiğini, 6100 sayılı HMK'nın 46. maddesi gereğince hâkimlerin yargılama faaliyeti sırasında hatalı davranışlarından dolayı aynı maddenin 46/c fıkrası gereğince hâkimin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı hüküm vermiş olması nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 46.988,25TL zararın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; olayda HMK'nın 46. maddesi şartlarının oluşmadığını, hâkimin kusurundan ve kastından söz edilemeyeceğini, davacı idarenin alacağını başka yolardan tahsil etme imkânının her zaman olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 05.11.2019 tarihli ve 2019/1 E. 2019/3 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı ... vekili 30/01/2019 tarihli dilekçesinde özetle; Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/434 Esas-2016/480 Karar sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin tespiti davası görülüp 13/05/2016 tarihinde karara bağlandığını, fakat gayrimenkul üzerindeki vergi dairesince konulan haczin dikkate alınmadığını, taşınmaz malikine kamulaştırma bedelinin ödendiğini, 6100 sayılı HMK'nun 46.maddesi gereğince Hakimlerin yargılama faaliyetinden hatalı davranışlarından dolayı aynı maddenin 46/c fıkrası gereğince hakimin farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı hüküm vermiş olması nedeniyle aynı yasanın 47.maddesi gereğince devlet aleyhine tazminat davası açtıklarını bildirerek 46.988,25 TL zararlarının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda HMK'nun 46.maddesi şartlarının olayda oluşmadığını, hakimin kusurundan ve kastından sözedilemeyeceğini, davacı idarenin alacağını başka yolardan tahsil etme imkanının her zaman olduğunu bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
HMK'nun 48.maddesi gereğince dava ilgili hakim ...'na ihbar edilmiş, dosyaya karşı cevap dilekçesi vermemiştir.
Delil olarak bildirilen Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/434 Esas-2016/480 Karar numaralı dosyası istenmiş, incelemesinde davacı Manisa Valiliği tarafından Turgutlu İlçesi 1084 ada 2 nolu İnan Dabak adına kayıtlı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak açıldığı, davalının hisse bedeli olarak 46.988,25 TL'ye hükmedildiği anlaşılmıştır.
İşbu kararın temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiği ve bedelin davalıya ödendiği anlaşılmıştır.
HMK 46 ve devamında düzenlenmiş olan hakimlerin soruşturma, kovuşturma veya dava ile ilgili olarak yaptıkları işler, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeni ile meydana gelen zararların tazminine ilişkin olarak genel bir düzenleme yapılmıştır. Yasaya gösterilen sorumluluk nedenleri sınırlı ve sayılı durumlara ilişkindir. Bu şartlar sırasıyla
a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
b)Sağlanan veya vaadedilen bir menfaat sebebi ile Kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir Kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması,
ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması,
d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrip edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanarak hüküm verilmiş olması
e)Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması,
Olarak sıralanmıştır.
Olayda hakimin kasıtlı hareketinden bahsedilemeyeceği, vergi dairesi haczinin 2010 yılında konulduğu halde takibinin yapılmadığı, kamulaştırma dosyasının temyiz edilmeksizin kesinleştiği de gözetildiğinde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Davalı vekili lehine 4.125,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-HMK 49.maddesi uyarınca takdiren 1.000,00 TL para cezasının davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Masrafların davacı taraf üzerinde bırakılmasına,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA, 05.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.